Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Misafiri (https://www.forum.medineweb.net/111-haftanin-misafiri)
-   -   Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-misafiri/24684-bu-haftanin-misafiri-makbergulu-kardesimiz.html)

Yitiksevda 18 Şubat 2013 11:41

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Misafirliğiniz hayırlara vesile olsun .




RUM 30/2-5. Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah’a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah’ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Araştırma sorusu olsun Müminler neden Rumların kazanmasına seviniyorlar ?

makbergülü 18 Şubat 2013 11:54

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

Yitiksevda Üyemizden Alıntı (Mesaj 232372)
Misafirliğiniz hayırlara vesile olsun .




RUM 30/2-5. Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah’a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah’ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Araştırma sorusu olsun Müminler neden Rumların kazanmasına seviniyorlar ?

ArO*amn* şimdilik araştırıp bulduğumu paylaşayım kardeşim...yorumumu daha sonra yaparım inşaAllah.vakit oğluşun okul vaktide mahcup000


RUMLAR

30/ er-Rûm -1-2-3-4-5- Elif, Lâm, Mîm. Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde gâlib geleceklerdir. Önce de, sonra da emir ALLÂH’ındır. O gün ALLÂH’ın (Rumlara) zafer vermesiyle mü’minler sevinecektir. ALLÂH dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

-Bi’setin beşinci yılında (m.s.613) Mecûsî İranîlerle Hıristiyan Romalılar savaşmış ve İranlılar galip gelmişlerdi. O sebeple putperest Araplar, kendileri gibi putperest, aynı zamanda Mecûsî olan İranîlerin muzaffer olmasına sevinmiş, Müslümanlar da ehl-i kitap olan Hıristiyanların mağlup olmasına üzülmüşlerdi. Aynı zamanda Mekkeli müşrikler bu zaferi bir ölçü ve kıstas mahiyyetinde değerlendirip kitap ehlinin hep böyle yenilgiye uğrayacağını iddia ediyorlardı. Yukarıdaki âyetlerle, birkaç yıl sonra Romalıların İranlıları yeneceği bir mucize anlamında haber verilerek mü’minlerin üzülmesine gerek olmadığı hatırlatıldı. (Asrın Kur’ân Tefsiri)

-Rumlar yenildi. Peygamberimizin gönderildiği sıralarda doğu Roma ile İran, dünyanın en büyük iki devletiydiler. Hindli Süleyman Nedevî efendinin Asr-ı Saadet tarihinde ifade ettiği üzere peygamberliğin beşinci, yani Milâdî 613. yıllarında bu iki komşu ve rakib devlet, birbirleriyle kanlı bir savaşa girişmişlerdi. İran, İkinci Hüsrev’in, Rum Hirakl’in hükmü altındaydı, sınırları Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde birbiriyle birleşiyordu. Filistin, Suriye, Mısır ile Irak’ın bir bölümü ve küçük Asya (Anadolu) Rumlara tabi idi. İranlı’lar, Rumlara iki taraftan saldırdılar. Dicle ve Fırat üzerinde (ezreât ve Busrâ) mevkilerinden Suriye’ye, Azerbaycan ve Ermenistan tarafından küçük Asya’ya saldırdılar. İran orduları, Rum kuvvetlerini her iki cepheden geri atarak denize dökünceye kadar takip etmiş, Suriye’deki bütün mukaddes şehirleri zabtetmiş, Milâdın 614. yılında bütün Filistin’i ve Kudüs’ü ele geçirmişti. Bu istilâ sırasında bütün kiliseler yıkılmış, bütün dinî binalar tahrib edilip kirletilmişti. İranlılara katılan yirmi altı bin yahûdî, altmış binden fazla hıristiyanı kılıçtan geçirmişlerdi. İran kisrasının sarayı, öldürülen otuz bin kişinin kafatası ile donatılmıştı.
Bu istilâ tufanı, burada durmayarak Mısır’ı da basmış, Milâdın 616. yılında İranlı’lar bir taraftan Nil vadisini işgal ederek İskenderiye’ye ulaşmışlar, diğer taraftan bütün Anadolu’yu ele geçirerek İstanbul’un Boğaziçi sahillerine kadar gelmişler, doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan Kostantıniye (İstanbul) şehrinin karşısında görünmüşler, saltanatlarını Irak, Suriye, Filistin, Mısır ve Anadolu’ya yaymışlardı. İranlılar, girdikleri her yerde ateş gedeler (Ateşe tapanların, ateş yaktıkları tapınaklar) meydana getiriyorlar ve böylece Hıristiyanlığın çıktığı yerlerde ateşperestliği yayıyorlardı. Doğu Roma İmparatorluğu’nun bu yenilgisi karşısında kendisine tâbi bulunan birçok vilâyetler isyan etmiş, Afrika’daki ülkeler, Avrupa tarafındaki vilâyetler, hatta İstanbul’a komşu şehirler, bu devletin egemenliğinden çıkmak istemişler ve çıkmışlardı. Kısaca doğu Roma İmparatorluğu darmadağın olmuş, helâk olup yerlere serilmişti.
Romalıların bu yenilgi haberi Mekke’ye ulaştığı zaman müşrikler sevinmiş ve Müslümanlara karşı onların yenilgisinden duydukları sevinci açığa vurmuşlar: “Siz ve hıristiyanlar kitap ehlisiniz, biz ve Fâris (İranlılar) ümmiyiz; bizim kardeşlerimiz, sizin kardeşlerinizi tepelediler. Biz de sizi tepeleriz” demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed’in bir mucizesi olmak üzere bu âyet inip buyruldu ki: Gerçi Rumlar yenildi yerin en yakınında, Mekke toprağının, yani Arabistan’ın en yakınında; Şam’da yahud Rum başkentinin pek yakınında, yani Anadolu’da İstanbul civarında demek olabilir ki, ikisi de doğrudur. O sırada Rum İmparatorluğu öyle perişan olmuştu ki, iç isyanlarla devlet ihtilâle uğramış, ordusu dağılmış, hazinesi boşalmış, imparator Hirakl, İstanbul’u terk ederek Kartaca’ya kaçmayı bile kurmuştu. İranlıların galip kumandanları, zaferin verdiği sarhoşlukla şu barışı teklif etmişler: İmparator, İranlılar tarafından istenecek her şeyi verecektir. Bu cümleden olarak bin yük altın, bin yük gümüş, bin yük ipek, bin at, bin kadın teslim edecektir. Rum İmparatorluğu, bütün bu aşağılayıcı şartları kabul etmiş, bu esaslar üzerinde barışı imzalayacak delegeler göndermişlerdi.
Bu delegeler, İranlıların yanına vardıkları zaman Hüsrev, şu sözleri de söylemiş: “Bu yeterli değildir. Bizzat imparator Hirakl, karşıma zincirler içinde gelerek asılıp çarmıha gerilmiş olan ilâhına karşılık ateşe ve güneşe tapmalıdır.” İşte o yenilgi, böyle bir yenilgiydi. Böyle bir çöküş içinde Romalıların birkaç yıl zarfında canlanıp yeniden galip geleceklerine kesinlikle hüküm vermek şöyle dursun, ihtimal vermek bile normal olarak akılların havsalasına sığacak bir şey değildi.
Fakat böyle bir zamanda Allâh Teâlâ, Resulüne gayptan şu haberi bildiriyordu: Bununla birlikte onlar, bu yenilgilerinin ardından kesinlikle galip gelecekler. Hem uzak değil. Birkaç yıl içinde ki, “bıd” kelimesi üçten dokuza kadar olan bir sayıyı ifade eder, nitekim bu âyet inince Hz. Ebu Bekir (r.a.), o sevinen müşriklere şöyle demişti: “Allâh, sizin gözlerinizi aydınlatmayacak, peygamberimiz haber verdi. Yemin ederim ki, Rumlar birkaç yıl içinde İranlılara mutlaka galip geleceklerdir.” Buna karşı Übeyy b. Halef: “Yalan söylüyorsun, haydi aramızda bir müddet tayin et, seninle bahse girelim.” dedi ve her iki taraf ta on deve üzerine bahse girişip, üç yıl müddet tayin ettiler. Ebu Bekir, durumu Resulullah’a haber verdi. Resullullah (s.a.v.) “Bıd’, üçten dokuza kadardır, miktarı artır, müddeti uzat.” buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir çıktı, Übeyy’e rast gelince o: “galiba pişman oldun” dedi. Ebu Bekir de: “Hayır” dedi, gel seninle bahsi artıralım, müddeti de uzatalım, haydi dokuz seneye kadar yüz deve yap. O da: “Haydi yaptım” dedi. Tirmizî’nin Sahih’inde rivayet ettiği üzere “Bedir” günü Rumlar, İranlılara galip geldiler, Ebu Bekir de sonra onu Übeyy’in vârislerinden aldı, peygambere götürdü. Peygamber (s.a.v.) de ona: “Bunu tasadduk et” buyurdu.
Önünden de sonundan da emir Allâh’ın, yani Rumlar galip gelecekler diye ondan sonra emir ve irade, hüküm ve kumanda Rumların olacak zannedilmesin; onlar galip gelmezden önce emir, ne onların, ne İranlıların olmayıp Allâh’ın olduğu gibi, onların galip gelmesinden sonra, yine Allâh’ındır. O, önce onları mağlup ettiği gibi, sonra da eder. Hem de o gün, yani Rumların, İranlılara galip geleceği gün müminler sevinecek Allâh’ın yardımıyla, yani ötede Rumlar, İranlılara galip gelirken aynı zamanda beriden Müslümanlar da Allâh’ın yardımıyla müşriklere karşı zafer elde edecekler, yalnız Rumların galip gelmesiyle değil, Allâh’ın özellikle kendilerini galip kılan yardımıyla sevinecekler. Müminlere bu şekilde vaad edilen bu yardım, bu sevinç, “Bedir” zaferidir. Nitekim Teberî Tefsiri’nde “O Bedir’de müminlerin, müşriklere galip gelmesidir.” demiştir.
Gerçekten Tirmizî’nin rivayetine göre Rumların, İranlılara galip gelmesi “Bedir” günü olmuştur. Fakat galibiyetin geniş bir şekilde açıklanması, Hudeybiye sıralarında bilinebildiği ve Hz. Ebu Bekir de develeri Übeyy’in kendisinden değil, sonra vârislerinden aldığı için bazıları bu ferah gününü, Hudeybiye günü sanmışlardır. Hindli Süleyman Nedevî Efendi, Asrı Saadet tarihinde bunu şöyle tesbit etmiştir: “Resul-i Ekrem’in işareti gereğince dokuz yıl sonra peygamberin bu haberi gerçekleşmiş ve onun gerçekleşmesi “Bedir” zaferinin elde edilmesine rastlamıştır.” Bazılarına göre bu haber, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması esnasında gerçekleşmiştir. Fakat bu doğru değildir. Bu anlayış hatasının sebebi şudur: Sahihi Buhari’nin açıkladığına göre Hz. Peygamber’in Hirakl’e gönderdiği mektubu taşıyan elçi, Suriye’ye ulaştığı zaman Hirakl, zaferini kutluyordu. Bu elçi, Hudeybiye antlaşması sıralarında gönderildiği için birçokları Hirakl’in o sıralarda zafer kazandığını zannetmişlerdir. Habuki, Hirakl, zaferi çoktan kazanmış ve onu kutlamak için Suriye’ye gelmiş bulunuyordu. Roma takvimine göre Hz. Muhammed’in peygamberliği, 609 yılında meydana gelmiş, doğu Roma ile İran arasındaki düşmanlık, 610′da başlamış, 13-14 yılları savaş içinde geçmiş, 616′da, Romalılar yenilmişler, 622′de karşı harekete geçmişler, 623′de galibiyete başlayarak 625′te kesin zaferi elde etmişlerdir. Yenilginin başlangıcıyla galibiyetin başlangıcı arasında dokuz yıl geçmiş olduğu gibi, kesin yenilgi ile kesin galibiyet arasındaki müddet de dokuz yıldan ibaret bulunuyor.
Peygamberimizin hicreti, peygamberliğin on üçüncü yılı olduğu için (623) hicretin ikinci yılına rastlamış olur ki, “Bedir” de o yıldır. Demek ki, Rumlar, yenilgilerinin yedinci, savaşın ikinci yılı galib gelmeye başlamışlar ve onlar galib gelmeye başladığı sıralarda Müslümanlar da “Bedir” günü müşriklere galib gelerek sevinmişlerdir. Bununla beraber savaş iki yıl daha devam etmiş, bu müddetle Rumlar, İranlıların işgal ettikleri bütün vilayetleri kurtararak düşmanlarını Dicle ve Fırat’ın gerilerine atmışlardır. Böylece tam dokuz yıl ve üç yıl sonunda kesin üstünlük tamam olarak “Birkaç yıl içinde galib gelecekler.” haberi her yönüyle gerçekleşmiştir. Şu halde bundan dokuz yıl önce, yani hicretten yedi yıl önce, peygamberliğin yedinci yılı Kur’ân, bu haberi verirken açıkça dokuz yıl da demeyip “Birkaç yıl” diye bir çeşit kapalılıkla ifade etmesinde de olaya uygunluk bakımından derin ve kapsamlı bir belağat ve geniş bir anlam varmış. Çünkü “bıd-ı sinin” (birkaç yıl) demekle hem galibiyet süresi olan üç yıla, hem yenilgi sonundan “Bedir”e rastlayan ilk galibiyete kadar olan yedi yıla, hem de kesin galibiyet süresi olan dokuz yıla uygun düşebilecek bir işaret vermiş bulunuyor ki, bunlardan birisi açıkça ifade edilseydi olayın bütün safhaları gösterilmiş olmaz ve dolayısıyla bu kapsamlı icaz tarzı bulunmazdı. Bir de bu açıklamadan asıl maksat, Rumların galibiyetinden çok, müminlerin ilâhî yardım ile sevinecekleri günün tarihini tesbit etmek olduğuna işaret edilmiş oluyor. Çünkü “birkaç yıl” kapalı olmakla beraber galibiyetin gerçekleşmesine bağlı olan “o gün” belirlidir. Bu bakımdan âyetin bu sevinç gününü gösteren mucizesi, Rumların galibiyetini haber veren mucizesinden daha şanlıdır.
Böyle iken birçoklarının bundan habersiz olmaları ne kadar üzücüdür! Evet buyruluyor ki: “Rumlar, yenilgilerinin arkasından birkaç yıl içinde galib gelecekler, önünde de sonunda da emir Allâh’ındır. Onlar galib geldikleri sırada müminler de Allâh’ın yardımıyla sevinecekler.” Bu nasıl olur demeyin. O kimi dilerse yardım eder, dilediğini muzaffer kılar. Yani O’nun yardımı sebeplere bağlı değil, sebepler O’nun iradesine bağlıdır. Dün İranlıları galib kılmış iken, yarın Rumları galib kılar. Bir de bakarsın hiç ümit edilmedik bir zamanda, tutar hiçbir kuvvetleri yok zannedilen müminleri hepsine karşı galib ve muzaffer kılar. Ve aziz O’dur. Rahîm O’dur. Hiç mağlup olma ihtimali bulunmayan izzet (güç, kuvvet) sahibi ancak O’dur. Tek rahmet edici olan da O’dur. Onun için de bir zaman olur, mağlubları galib kılar, müminleri sonunda zafere erdirir. (Elmalılı Tefsiri)

makbergülü 18 Şubat 2013 13:39

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

Medineweb Üyemizden Alıntı (Mesaj 232367)
ikramlık sorular geliyor [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...])

insanlarla iletişiminiz nasıldır?

genelde uyumluyumdur

güler yüzlü müsünüz?
fazlasıyla (:
ağlar mısınız? ağlarsanız neden?

gülen yüzümün ardındaki duygum mahcup000 bir çocuğun ağlaması,bir kuşun çırpınışı ...ağlayacak çok sebebim vardır say say bitmez çay-kahve000

hiç unutamadığınız en kötü gününüz?

evladımı en emin(c.c)e teslim ettiğim an ..

hiç unutamadığınız en mutlu gününüz?

evlatlarımın kokusunu içime çektiğim ilk anlar....

mutluluk sizin için ne ifade ediyor?

huzur olabildiğince sonsuz hemde

kimler için nelerden vazgeçersiniz taviz verirsiniz?

sevdiklerim için herşeyden canımdan bile geçerim mahcup000


hayat felsefeniz nedir?

islamiyeti hakkıyla yaşamak ,yaşatabilmek için çabalamak..

iki yolunuz var birincisi kariyer ikincisi aşk ?hangisini seçerdiniz?

ben bunu seneler önce seçmiştim (: Dün'üm, Bugün'üm, Yarın'ım, Nurû Ayn'ım, Kalbi Dua'm, Sebebi Ömr'üm, İyiki Varsın Cennet'im (:

yaptığınız en büyük çılgınlık?

bu yaştan sonra okuluma dönmek gerçekten büyük çılgınlık :)

Hayatı Bir resimle anlatmanız istenseydi Ne cizerdiniz ?

bir bebek çizerdim ninesinin kucağında umutla etrafa bakınan mahcup000

Hiç gün batımını izlediniz mi? Her güneşin batışında ömrünüzden bir günün gidişi sizi üzüyor mu?

çooookk izlemiştim.rabbime teslim olan bir günün muhasebesi ,hergün verilen fırsatın ne kadar maleyani bir şekilde geçirildiğini görmek insanı üzmez olur mu hiç uzgn

Hayatta en cok kıymet verdiğiniz?
evlatlarım mahcup000

bi şeyle uğraşmaktan ne zaman vazgeçersiniz?

pess etmem sadece zamanı gelince nasılsa edilen dua kabul oluyor,yaradana tevekkül eder beklerim sfhfgshsfhsgh

size göre sevgi

her santimine ihtiyaç duyarım her an

size göre macera

bu yaşta okula başlamak gülümseyen000

size göre hayal

inşaAllah mezuniyet sonrası öğretmen olmak çay-kahve000

size göre kardes
can c*
size göre dost
nadir bulunur bulanın asla vazgeçilmez bir yerde saklamasını tavsiye ederim gülümseyen000

size göre aile
herşeyim c*c* iyi ki varlar skr
size göre eş

AŞK'ın pratikteki hali (: vazgeçilmezim mahcup000

size göre hayat..

rabbimin imtihan sahası

size göre insan
yükünün ağırlığından biii haber yaşam kavgası verirken ömür tüketen canlı uzgn

size göre özlem
sevdiklerimden uzak kalmak

sizegöre hasret

can acıtan bir duygu uzgn mesafelere gerek yok bazen yanındakine de hasret kalır insan ağlayan000

size göre beklemek

sabır

size göre gitmek

mecburiyet

size göre mutluluk
aile,annelik duygusu

size göre endişe

sınav sonucunu beklemek uzgn

size göre özgürlük


bi gün herşeyi bırakıp kaçmak isteseniz nereye gidersiniz?

benden asla vazgeçmeyecek olan rabbime sığınırdım mahcup000 skr

(-) ler (+) ları hep götürür mü?

konusuna göre değişir ama önyargılı olmamak gerek evet000

sonuna kadar dayanır mısınız yoksa hemen mi pes edersiniz?

sabrım genelde sınır tanımaz fazlasıyla inatçıyım :):)

ölmeden önce yapmam gerek dediğiniz bişe var mı?

kabeme gidip o topraklara yüz sürmek ,habibimin (s.a.v)kokusunu aramak her nefeste mahcup000

ne tarz müzikler dinlersiniz?

sanat müziği tercihimdir,ney sesine hayranım...

forumda sizi en mutlu eden olay?

şuan sanırım düşünceli000 hyyyyy dualar alıyorum sadece 2.sınıflardan değil hemde sfhfgshsfhsgh

forumda sizi en çok üzen olay?

aman hatırlamak istemiyorum uzgn faydalı bir paylaşımıma ceza vermişti bir üye hemde sınav arefesi ne çok üzmüştü beni ağlayan000
forumda en çok ilginizi çeken konular?

yeni yazılan her konuya vaktim oldukça mutlaka bir uğrarım çay-kahve000 ama istişare ve ders konularımız revaçtadır daima evet000

hayat size ne öğretti?

aslaaa büyük konuşmamayı,sabretmeyi,hamdetmeyi....her sıkıntıdan ders çıkarmayı evet000

hayatınızda illa yapın dediğin bişe var mı bize?

huzur,mutluluk dolu bir yuva için önce mutlaka dinini yaşayan bir eş bulun !!bu size iki dünya saadetini zaten getirecektir c*c*mahcup000

kolay gelsin...:):)


sağolasın kardeşte , sıkıntılıymış ya bu soruları cevaplamak mahcup000 aklıma ilk gelenleri yazdım.yoksa her soru maşaAllah sayfalar dolusu cevap isterdi düşünceli000


ArO*ArO* birazda olsa kendimi tanıtma fırsatım oldu sayenizdesfhfgshsfhsgh

Medineweb 18 Şubat 2013 16:10

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

makbergülü Üyemizden Alıntı (Mesaj 232429)
sağolasın kardeşte , sıkıntılıymış ya bu soruları cevaplamak mahcup000 aklıma ilk gelenleri yazdım.yoksa her soru maşaAllah sayfalar dolusu cevap isterdi düşünceli000


ArO*ArO* birazda olsa kendimi tanıtma fırsatım oldu sayenizdesfhfgshsfhsgh


sorular biraz fazla ama medineweb klasiği :) cevaplar için teşekkür ederim :):) sizi daha iyi tanımış oldum kendi adıma söyleyeyim :):)


ee arkadaşlar hep tebrik olmaz demi gülümseyen000

makbergülü 18 Şubat 2013 16:18

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

Medineweb Üyemizden Alıntı (Mesaj 232484)
sorular biraz fazla ama medineweb klasiği :) cevaplar için teşekkür ederim :):) sizi daha iyi tanımış oldum kendi adıma söyleyeyim :):)


ee arkadaşlar hep tebrik olmaz demi gülümseyen000

RcA*mahcup000evet000 haklısınız neyse elbet bu haftada geçer gülümseyen000

Medineweb 21 Şubat 2013 12:38

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
soru bekliyoruz arkadaşlar :)

makbergülü 21 Şubat 2013 13:26

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

Medineweb Üyemizden Alıntı (Mesaj 233171)
soru bekliyoruz arkadaşlar :)

mahcup000 unutuldum sanmıştım hocam çay-kahve000

Medineweb 21 Şubat 2013 13:52

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
tek hatırlayan benim sanırım :):)

seb-i aruz 21 Şubat 2013 13:59

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

makbergülü Üyemizden Alıntı (Mesaj 233199)
mahcup000 unutuldum sanmıştım hocam çay-kahve000

abla unuturmuyuz hiç . ne sorsak ki benim aklıma pek bişey gelmiyo kic*c*c*c*c*c*c*

makbergülü 21 Şubat 2013 15:42

Cevap: Bu Haftanın Misafiri ''makbergülü'' Kardeşimiz
 
Alıntı:

humeyra nur Üyemizden Alıntı (Mesaj 233211)
abla unuturmuyuz hiç . ne sorsak ki benim aklıma pek bişey gelmiyo kic*c*c*c*c*c*c*

ArO*ArO*ArO*c*c*c*


SAAT: 10:15

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320