Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslam/Dinler/Mezhepler (https://www.forum.medineweb.net/219-islam-dinler-mezhepler)
-   -   İran Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında) (https://www.forum.medineweb.net/islam-dinler-mezhepler/10015-iran-hukuku-islamin-dogusu-esnasinda.html)

KuM TaNeSi 05 Mart 2009 09:58

İran Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında)
 
İslam'ın Doğuşu Sırasında İRAN HUKUKU:
İslâm'dan önceki İran Hukuku'na dair elimizde müdevven bir kanun veya hukuk kitabı mevcut değildir Ancak eski İran dinlerine ait an'aneler, mukaddes kitaplar, destanlar ve tarihi kaynaklarda, mevkür hukuka ait kaideler ve maddeler bulunmaktadır [İran Hukuku üzerinde iki dinin önemli tesirleri olmuştur: Mazdeizm ve Maniheizm Mazdeizm (Zerdüşt Dini): Zerdüşt -rivâyete göre- MÖ 7 asırda İran'da yaşamış bir din kurucusudur Zerdüşt'e göre iki ilâh vardır: Ahura-Mazda (hayır ilâhı), Ahriman (şer, kötülük ilâhı); birincisi bütün hayır ve iyiliklerin, ikincisi ise her nevi kötülüğün yaratıcısıdır Bu ikisi devamlı mücadele halindedir İnananların vazifesi hayır ilâhının zaferine yardım etmektir Ve bu ilâh mutlaka Ahriman'a galip gelecektir Bugün İran'da "Gebr" denilen Mazdeistler oldukça azdır İslâmın zuhurunda İran'ı terkederek Hindistan'a yerleşen Mazdeistlere burada "Parsî" denmektedir Mazdeizm'in mukaddes kitabı "Zend-Avesta"dır Birçok ahlâkî hükümleri ihtiva eder Avesta'nın birinci bölümünde (vendidad) medenî ve mezhebî kanunlar yer almaktadır Bu dinde ziraat ibadet telâkkî edilmiştir
Maniheizm: Hıristiyanlık ile Zerdüşt dinin birleştirilmesiyle meydana getirilmiş olan bu dinin kurucusu Manikhe ve Manes (M 215-276) ismiyle bilinen bir İranlıdır Manes, Zerdüşt dininden nur ile zulmet, hayır ile şer inancını almıştır Ancak bunlar ebedîdir Birincisini Allah yaratmıştır Şer ve zulmetin mümessili ise şeytandır Bu ikilik insanlarda da mevuttur İnsanın iki ruhu vardır: Hayır ruhundan iyilikler ve iyi vasıflar, şer ruhundan ise bunların zıtları doğar Manes, hıristiyanlıktan da İsâ'nın ulûhiyeti inancını almıştır O, insanlardaki nur ve ziyâyı inkişâf ettirmek için gelmiştir; insanlığın kurtuluşu İsâ sayesinde olacaktır Manes, İsâ dinini ikmâli için geldiğini ve İsâ'nın çarmıha gerilmediğini iddia eder O'na göre ölümden sonra cismânî dirilme yoktur Manes zahitliği, dünyadan vazgeçmeyi tavsiye eder Katil , zina, cimrilik, yalan gibi fiil ve duyguların terkini ister Meşhur Saint Augustin (354-430) hıristiyan olmadan önce maniheist idi Bu din üçüncü asrın sonu ve 4 asrın başlarında Irak, Mısır, Şimâlî, Afrika, İran ve Çin Türkistanı'nda hayli yayılmış idi Araplar bu dinin saliklerine "zındık" derler Prof SMaksûdî Arsal, s58-62]
1- Dinî Kitaplarına Göre Eski İran Hukuku:
Bütün şark memleketlerinde olduğu gibi İran'da da medenî hukuk ile cezâ hukuku dine bağlıdır Borçlu olmak büyük bir kusurdur Akitler sözlü, yeminli ve kıymetine göre değişen rehinli olarak kısım ve derecelere ayrılmıştır Akdin gereğini yerine getirmeyen kimse bir üst dereceden akdin kıymetini ödemeye mecburdur İmkânı olduğu halde borcunu ödemeyen hırsız sayılır Bir kimsenin diğerine fi'lî tecâvüzü kırbaçla cezalandırılır Tecavüz silâh çekmekten, ağır yaralama ve duyu organını iptale kadar yedi derecede olup bunların cezası beşten doksana kadar kırbaçtır Kırbaç, tazminat ödenerek satın alınabilir Gerçeğin ve suçlunun anlaşılabilmesi için bir müddet suya batırma, kaynar sudan altın yüzüğü çıkarma ve ateş ile "manevî tecrübe" esası kabul edilmiştir Avesta'da evlilikten çok az bahsedilmiştir Taaddüd-i zevcât ve kardeşlerin birbiriyle evlenmeleri tecviz edilmiştir Avesta şahsî intikam hakkını da tanımıştır
2- Diğer Kaynaklara Göre İran Hukuku:
a) İdare şekli:
İran'da istibdad ve zâdegânlık, bir nevi derebeylik hâkim idi Sâsâniler zamanında derebeyliklerin hükümdara bağlılığı sıkı ve kuvvetli idi Ahâli, dört sınıfa ayrılmıştı: Kâhinler (mûbed), asiller (zâdegân), çiftçiler ve zanâatkârlar Rivâyetler bu taksimi Zerdüşt'e kadar çıkarır Ancak burada sınıflar Hindistan'daki kastlar gibi değildir; birinden diğerine geçmek mümkündür "Dihkan" denilen ve kendi topraklarında oturan zâdegân, milletin asıl kuvvetini teşkil eder, onların emrinde çiftçiler bir nevi köle gibi yaşarlardı Dihkanlar gerekli askeri temine mecbur idiler Ayrıca esaret, borç ve vergi kaynaklarından da köle elde edilirdi Borcunu ödemeyen, vergisini veremiyen köle olarak satılır ve "köle azad edilmez" idi Mûbedler arasından seçilen hâkimler gezgin idi, dolaştıkları yerlerde mahkeme kurar, çok nadir dâvaları hükümdara havâle ederlerdi
b) Âile:
Millet kabîlelere, kabileler -dedelere göre- kısımlara ve hânelere bölünmüştü Hâne reisinin çocuklar, hatta evden ayrılmamış kardeşler üzerinde -öldürmeye kadar varan- mutlak bir hâkimiyeti vardı Kadın hâne içinde hürmet görür ve birden fazla kadınla evlenmek caiz olmasına rağmen evde meşru olarak yalnız bir kadın bulunurdu İran âile hukukunu diğer "Hindî-Avrupâî" milletlerin hukuklarından ayıran husus, kardeşler, ebeveyn ve çocukları arasında fuhşu menetmesi bir yana teşvik eylemiş olmasıdır
Evlenirken kız ailesinden satın alınır, tayin edilen bir çeyizi de baba veya akrabasından alarak koca evine götürürdü
Koca, zifaf gecesinin sonunda bin ilâ ikibin gümüş ve iki altınlık bir "sabah bahşişi" verirdi Alınan zevcenin kız veya dul oluşuna, velinin rızası bulunup bulunmayışına ve ortaya sürülen şartlara göre beş nevi evlilik tesbit edilmiştir
c) Evlâtlık ve kardeşlik edinme:
Bir askerî merasim veya senetle evlât edinme muâmelesi câri idi Çok defa savaşçılar arasında kardeşlik akdi de yapılırdı
d) Mülkiyet hakkı:
İranlılar ticaret ve zanâatla meşgul olmazlardı Bunları kendi arzularıyla Yunanlı veya Yahudilere bırakmışlardı Onlar ziraatle meşgul olurlardı Sulama usûlü çok ileri gitmişti
Bazan devlet su kanalları açar, çok defa bunu halka bırakır ve arâziyi suya kavuşturana, mükâfat olmak üzere, beş batın süresince istifâde hakkı tanırdı Son Sâsânî hükümdarlarından birisi tarafından tesis edilmiş bir "Ziraat Bankası"ndan bile bahsedilmektedir Nehrin iki yakasında arâzisi olanların nehirdeki tasarruf hakları bir atın bacağı görünmeyecek noktaya kadar uzanırdı Taşınmaz (gayr-i menkul) malların intikali ancak yazılı olur; ayrıca kırk yıllık mürûr-i zamanla da mülkiyet sabit olurdu Bulunan eşya hükümdara ait idi
e) Vergi:
Arâzi vergiye tâbi idi Önceleri mahsûlün üçte veya dörtte biri aynen alınırdı Sonra -500 milâdî yılına doğru- arâzi yazılarak bir ıslâhât yapıldı ve aynı zamanda nakdi vergi esası getirildi Umûmiyetle vergi ve toplama usulü ağır ve amansız idi
f) Miras:
Vasiyet yoksa terike ölünün erkek ve evlenmemiş kız çocukları ve eşleri arasında eşit olarak taksim edilirdi Evli kızların daha önce babalarından aldıkları çeyiz onların miras hissesi sayılmıştır Hayatta malın hepsini hibe etmek caizdir Fakat vasiyyet ancak varislerin hepsine şâmil ise geçerlidir
g) Mallarda ortaklık:
Bir ara Mezdek isimli bir sahte peygamber ortaya çıkarak mal ve kadınlarda ortaklık fikrini ortaya attı Mezhebi süratle yayıldı Zamanın hükümdarı Kubâd onunla müzakereye oturmak mecburiyetinde kaldı Fakat çok geçmeden reaksiyon baş gösterdi Kubâd'ın oğlu Kisrâ Nûşirevân, mûbedlerin yardımıyle Mezdek'in sahtekârlığına ikna edildi, mezhebi ortadan kaldırıldı Aileler yeniden teşkil edildi ve mallar da sahiplerine iade edildi (M 528 senesine doğru)
h) Yazılı vesika:
Menkul olmayan mallar yazılı senetlerle alınır satılırdı Akitler için de bükülmüş, üzeri üç şahit tarafından imzalanmış senetler kullanılırdı Menkullerin satışında akit malın değil, bedelin teslimi ile kesinleşirdi
ı) Kefâlet:
Veresiye alış-veriş ve akitlerde kefil istenirdi Alacaklı önce kefile baş vururdu Kefil de borçludan rehin alırdı Kefilsiz borçlar vecibe doğurmazdı
i) Ceza:
Ceza intikam esasına dayanır, ağırdır ve şahsî değildir Birisi diğerini öldürünce maktûlün yakınları büyük bir gürültü ve ağıt ile hâkime baş vururlar Hâkim onları diyet (tazminat) alarak katili affetmeleri için ikna etmeye çalışır Kabul etmezlerse katili teslim eder, onu öldürür hatta bazen kanını dahi içerlerdi İran şahlarından Perviz'in: "Babasını öldüreni öldürmeyen piçtir" dediği meşhurdur Devlete hiyanet eden kimse, âile efradıyla beraber öldürülürdü
Askerden kaçmak veya askere gitmemek, dinden çıkmak da idamı gerektirirdi Devlet aleyhinde işlenen ağır suçlar gözlerin çıkarılması, el veya ayakların kesilmesi gibi cezalarla karşılanır Ancak bu cezaların paraya çevrilmesi de mümkündür
j) Muhâkeme usûlü:
Suçu isbat için şahid aranır, erkek, tek şahidin -akraba da olsa- şahitliği kâfi gelirdi Şahid yoksa işkence ve manevî tecrübeye baş vurulurdu Suçlunun geçmişi göz önüne alınır, iyi halleri hafifletici sebeb olurdu İran hâkimleri ilâmlarına gerekçe yazmazlardı [el-Makdisî, el-Bed'u ve't-târîh, C IV, s 21, 26 vd; Mahmud Es'ad, Târih-i İlm-i Hukuk, 1331, s 169-183]
Prof Dr Hayreddin KARAMAN - "İslam Hukuk Tarihi" adlı eserden


SAAT: 19:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320