Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > İslam/Dinler/Mezhepler

Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi:  05 Mart 2009 (09:58), Konuya Son Cevap : 05 Mart 2009 (09:58). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 05 Mart 2009, 09:58   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İran Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında)

İran Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında)

İslam'ın Doğuşu Sırasında İRAN HUKUKU:
İslâm'dan önceki İran Hukuku'na dair elimizde müdevven bir kanun veya hukuk kitabı mevcut değildir Ancak eski İran dinlerine ait an'aneler, mukaddes kitaplar, destanlar ve tarihi kaynaklarda, mevkür hukuka ait kaideler ve maddeler bulunmaktadır [İran Hukuku üzerinde iki dinin önemli tesirleri olmuştur: Mazdeizm ve Maniheizm Mazdeizm (Zerdüşt Dini): Zerdüşt -rivâyete göre- MÖ 7 asırda İran'da yaşamış bir din kurucusudur Zerdüşt'e göre iki ilâh vardır: Ahura-Mazda (hayır ilâhı), Ahriman (şer, kötülük ilâhı); birincisi bütün hayır ve iyiliklerin, ikincisi ise her nevi kötülüğün yaratıcısıdır Bu ikisi devamlı mücadele halindedir İnananların vazifesi hayır ilâhının zaferine yardım etmektir Ve bu ilâh mutlaka Ahriman'a galip gelecektir Bugün İran'da "Gebr" denilen Mazdeistler oldukça azdır İslâmın zuhurunda İran'ı terkederek Hindistan'a yerleşen Mazdeistlere burada "Parsî" denmektedir Mazdeizm'in mukaddes kitabı "Zend-Avesta"dır Birçok ahlâkî hükümleri ihtiva eder Avesta'nın birinci bölümünde (vendidad) medenî ve mezhebî kanunlar yer almaktadır Bu dinde ziraat ibadet telâkkî edilmiştir
Maniheizm: Hıristiyanlık ile Zerdüşt dinin birleştirilmesiyle meydana getirilmiş olan bu dinin kurucusu Manikhe ve Manes (M 215-276) ismiyle bilinen bir İranlıdır Manes, Zerdüşt dininden nur ile zulmet, hayır ile şer inancını almıştır Ancak bunlar ebedîdir Birincisini Allah yaratmıştır Şer ve zulmetin mümessili ise şeytandır Bu ikilik insanlarda da mevuttur İnsanın iki ruhu vardır: Hayır ruhundan iyilikler ve iyi vasıflar, şer ruhundan ise bunların zıtları doğar Manes, hıristiyanlıktan da İsâ'nın ulûhiyeti inancını almıştır O, insanlardaki nur ve ziyâyı inkişâf ettirmek için gelmiştir; insanlığın kurtuluşu İsâ sayesinde olacaktır Manes, İsâ dinini ikmâli için geldiğini ve İsâ'nın çarmıha gerilmediğini iddia eder O'na göre ölümden sonra cismânî dirilme yoktur Manes zahitliği, dünyadan vazgeçmeyi tavsiye eder Katil , zina, cimrilik, yalan gibi fiil ve duyguların terkini ister Meşhur Saint Augustin (354-430) hıristiyan olmadan önce maniheist idi Bu din üçüncü asrın sonu ve 4 asrın başlarında Irak, Mısır, Şimâlî, Afrika, İran ve Çin Türkistanı'nda hayli yayılmış idi Araplar bu dinin saliklerine "zındık" derler Prof SMaksûdî Arsal, s58-62]
1- Dinî Kitaplarına Göre Eski İran Hukuku:
Bütün şark memleketlerinde olduğu gibi İran'da da medenî hukuk ile cezâ hukuku dine bağlıdır Borçlu olmak büyük bir kusurdur Akitler sözlü, yeminli ve kıymetine göre değişen rehinli olarak kısım ve derecelere ayrılmıştır Akdin gereğini yerine getirmeyen kimse bir üst dereceden akdin kıymetini ödemeye mecburdur İmkânı olduğu halde borcunu ödemeyen hırsız sayılır Bir kimsenin diğerine fi'lî tecâvüzü kırbaçla cezalandırılır Tecavüz silâh çekmekten, ağır yaralama ve duyu organını iptale kadar yedi derecede olup bunların cezası beşten doksana kadar kırbaçtır Kırbaç, tazminat ödenerek satın alınabilir Gerçeğin ve suçlunun anlaşılabilmesi için bir müddet suya batırma, kaynar sudan altın yüzüğü çıkarma ve ateş ile "manevî tecrübe" esası kabul edilmiştir Avesta'da evlilikten çok az bahsedilmiştir Taaddüd-i zevcât ve kardeşlerin birbiriyle evlenmeleri tecviz edilmiştir Avesta şahsî intikam hakkını da tanımıştır
2- Diğer Kaynaklara Göre İran Hukuku:
a) İdare şekli:
İran'da istibdad ve zâdegânlık, bir nevi derebeylik hâkim idi Sâsâniler zamanında derebeyliklerin hükümdara bağlılığı sıkı ve kuvvetli idi Ahâli, dört sınıfa ayrılmıştı: Kâhinler (mûbed), asiller (zâdegân), çiftçiler ve zanâatkârlar Rivâyetler bu taksimi Zerdüşt'e kadar çıkarır Ancak burada sınıflar Hindistan'daki kastlar gibi değildir; birinden diğerine geçmek mümkündür "Dihkan" denilen ve kendi topraklarında oturan zâdegân, milletin asıl kuvvetini teşkil eder, onların emrinde çiftçiler bir nevi köle gibi yaşarlardı Dihkanlar gerekli askeri temine mecbur idiler Ayrıca esaret, borç ve vergi kaynaklarından da köle elde edilirdi Borcunu ödemeyen, vergisini veremiyen köle olarak satılır ve "köle azad edilmez" idi Mûbedler arasından seçilen hâkimler gezgin idi, dolaştıkları yerlerde mahkeme kurar, çok nadir dâvaları hükümdara havâle ederlerdi
b) Âile:
Millet kabîlelere, kabileler -dedelere göre- kısımlara ve hânelere bölünmüştü Hâne reisinin çocuklar, hatta evden ayrılmamış kardeşler üzerinde -öldürmeye kadar varan- mutlak bir hâkimiyeti vardı Kadın hâne içinde hürmet görür ve birden fazla kadınla evlenmek caiz olmasına rağmen evde meşru olarak yalnız bir kadın bulunurdu İran âile hukukunu diğer "Hindî-Avrupâî" milletlerin hukuklarından ayıran husus, kardeşler, ebeveyn ve çocukları arasında fuhşu menetmesi bir yana teşvik eylemiş olmasıdır
Evlenirken kız ailesinden satın alınır, tayin edilen bir çeyizi de baba veya akrabasından alarak koca evine götürürdü
Koca, zifaf gecesinin sonunda bin ilâ ikibin gümüş ve iki altınlık bir "sabah bahşişi" verirdi Alınan zevcenin kız veya dul oluşuna, velinin rızası bulunup bulunmayışına ve ortaya sürülen şartlara göre beş nevi evlilik tesbit edilmiştir
c) Evlâtlık ve kardeşlik edinme:
Bir askerî merasim veya senetle evlât edinme muâmelesi câri idi Çok defa savaşçılar arasında kardeşlik akdi de yapılırdı
d) Mülkiyet hakkı:
İranlılar ticaret ve zanâatla meşgul olmazlardı Bunları kendi arzularıyla Yunanlı veya Yahudilere bırakmışlardı Onlar ziraatle meşgul olurlardı Sulama usûlü çok ileri gitmişti
Bazan devlet su kanalları açar, çok defa bunu halka bırakır ve arâziyi suya kavuşturana, mükâfat olmak üzere, beş batın süresince istifâde hakkı tanırdı Son Sâsânî hükümdarlarından birisi tarafından tesis edilmiş bir "Ziraat Bankası"ndan bile bahsedilmektedir Nehrin iki yakasında arâzisi olanların nehirdeki tasarruf hakları bir atın bacağı görünmeyecek noktaya kadar uzanırdı Taşınmaz (gayr-i menkul) malların intikali ancak yazılı olur; ayrıca kırk yıllık mürûr-i zamanla da mülkiyet sabit olurdu Bulunan eşya hükümdara ait idi
e) Vergi:
Arâzi vergiye tâbi idi Önceleri mahsûlün üçte veya dörtte biri aynen alınırdı Sonra -500 milâdî yılına doğru- arâzi yazılarak bir ıslâhât yapıldı ve aynı zamanda nakdi vergi esası getirildi Umûmiyetle vergi ve toplama usulü ağır ve amansız idi
f) Miras:
Vasiyet yoksa terike ölünün erkek ve evlenmemiş kız çocukları ve eşleri arasında eşit olarak taksim edilirdi Evli kızların daha önce babalarından aldıkları çeyiz onların miras hissesi sayılmıştır Hayatta malın hepsini hibe etmek caizdir Fakat vasiyyet ancak varislerin hepsine şâmil ise geçerlidir
g) Mallarda ortaklık:
Bir ara Mezdek isimli bir sahte peygamber ortaya çıkarak mal ve kadınlarda ortaklık fikrini ortaya attı Mezhebi süratle yayıldı Zamanın hükümdarı Kubâd onunla müzakereye oturmak mecburiyetinde kaldı Fakat çok geçmeden reaksiyon baş gösterdi Kubâd'ın oğlu Kisrâ Nûşirevân, mûbedlerin yardımıyle Mezdek'in sahtekârlığına ikna edildi, mezhebi ortadan kaldırıldı Aileler yeniden teşkil edildi ve mallar da sahiplerine iade edildi (M 528 senesine doğru)
h) Yazılı vesika:
Menkul olmayan mallar yazılı senetlerle alınır satılırdı Akitler için de bükülmüş, üzeri üç şahit tarafından imzalanmış senetler kullanılırdı Menkullerin satışında akit malın değil, bedelin teslimi ile kesinleşirdi
ı) Kefâlet:
Veresiye alış-veriş ve akitlerde kefil istenirdi Alacaklı önce kefile baş vururdu Kefil de borçludan rehin alırdı Kefilsiz borçlar vecibe doğurmazdı
i) Ceza:
Ceza intikam esasına dayanır, ağırdır ve şahsî değildir Birisi diğerini öldürünce maktûlün yakınları büyük bir gürültü ve ağıt ile hâkime baş vururlar Hâkim onları diyet (tazminat) alarak katili affetmeleri için ikna etmeye çalışır Kabul etmezlerse katili teslim eder, onu öldürür hatta bazen kanını dahi içerlerdi İran şahlarından Perviz'in: "Babasını öldüreni öldürmeyen piçtir" dediği meşhurdur Devlete hiyanet eden kimse, âile efradıyla beraber öldürülürdü
Askerden kaçmak veya askere gitmemek, dinden çıkmak da idamı gerektirirdi Devlet aleyhinde işlenen ağır suçlar gözlerin çıkarılması, el veya ayakların kesilmesi gibi cezalarla karşılanır Ancak bu cezaların paraya çevrilmesi de mümkündür
j) Muhâkeme usûlü:
Suçu isbat için şahid aranır, erkek, tek şahidin -akraba da olsa- şahitliği kâfi gelirdi Şahid yoksa işkence ve manevî tecrübeye baş vurulurdu Suçlunun geçmişi göz önüne alınır, iyi halleri hafifletici sebeb olurdu İran hâkimleri ilâmlarına gerekçe yazmazlardı [el-Makdisî, el-Bed'u ve't-târîh, C IV, s 21, 26 vd; Mahmud Es'ad, Târih-i İlm-i Hukuk, 1331, s 169-183]
Prof Dr Hayreddin KARAMAN - "İslam Hukuk Tarihi" adlı eserden
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
41.Haftanın Misafiri Belgin Hafta'nın Misafiri Belgin 37 13562 04 Ekim 2009 15:49
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp su damlası 6 3417 04 Ekim 2009 11:50
Yokluğuna Alıştırma... Şiirler ve Şairler KARAKÖSE 1 2828 04 Ekim 2009 11:45
Kırgınım Sana /medineweb Şiirler ve Şairler su damlası 7 3017 02 Ekim 2009 18:49
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) Resim/Karikatür Esma_Nur 2 2594 02 Ekim 2009 10:25

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hac esnasında yapılması efdal olan duâlar Belgin Hacc-Umre-Kurban 1 17Haziran 2009 19:55
Vahiy Esnasında Rasulullah’ın Durumu: NUR Kur'ân-ı Kerim Genel 0 18 Mart 2009 22:51
Roma Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında) KuM TaNeSi İslam/Dinler/Mezhepler 0 05 Mart 2009 09:56
İsrail Hukuku (İslamın Doğuşu Esnasında) KuM TaNeSi İslam/Dinler/Mezhepler 0 05 Mart 2009 09:55
Teheccüd Namazı Esnasında Dua ile ilgili hadisler MERVE DEMİR Hadis-i Şerif 0 25 Kasım 2008 09:47

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.