Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > İslami Kavramlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  25 Aralık 2007 (00:13), Konuya Son Cevap : 09 Ekim 2008 (21:28). Konuya 5 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Aralık 2007, 00:13   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Câiz

Câiz

Yapılması dînen yasak olmayan şeydir. Bu kelime, bâzan sahih, bâzan da mübah yerine kullanılır. Bâzı muameleler vardır ki, dünyevî hükümler bakımından sahih olduğu halde, uhrevî hükümler bakımından câiz olmaz. Cuma ezanı okunurken yapılan alış-veriş muamelesi gibi... Böyle bir muamele dünyevî bakımdan sahihtir; fakat mânevî mes`uliyeti de gerektirdiği için, dînen câiz değildir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2755 22 Ağustos 2013 23:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3360 26 Ocak 2013 21:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3094 06 Aralık 2012 09:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6966 03 Kasım 2012 22:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6414 02 Ekim 2012 20:16

Alt 25 Aralık 2007, 00:19   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Câiz

Söylenmesi caiz olmayan sözler

1- Bir alet çalışmayınca veya bozulunca azizlik etti demek uygun değildir. Çünkü dinimizde aziz; izzetli, şerefli, değerli, evliya gibi anlamlara gelir. Bozulunca şerefli bir iş yaptı denmez.

2- Çocuk yedinci kattan düştü. Mucize olarak kurtuldu demek caiz olmaz. Çünkü mucize sadece Peygamberlerde görülür, çocuğa Peygamber denmiş olur. Allah’ın kudreti ile kurtuldu demek gerekir.

3- Günahkâra veya kâfire, (Günah keçisi) demek caiz değildir.

4- Ana babası Hıristiyan olan, namazda zammı sure olarak (Rabbenağfirli velivalideyye...) âyetini okuması caizdir, salli bariklerden sonra dua olarak caiz değildir.

5- (Haram ama seviyorum) demek haram olur, küfür olmaz.

6- (Allah yazdıysa bozsun) demek, dua niyetiyle caizdir.

7- Kâfire, (dayı, amca, dayıcığım, buyurun) demek, âdet olarak söylendiği için caizdir.

8- Allah bizi düşündüğü için göz vermiş demek caiz olmaz. Zira düşünmek mahluklara mahsustur.

9- (Allah kuşlara kanat vermeyi ihmal etmemiş) demek uygun değildir. Allahü teâlâ ihmal etmez. Sanki ihmal de edebilir anlamı çıkacağı için söylememeli. İhmal etmez anlamında söylemek küfür olmaz.

10- Yüzünü gören Cennetlik veya hacı oluyor, demek caiz olmaz. Çünkü bir kimseyi görmekle Cennetlik veya hacı olunmaz. Bu bakımdan böyle söylemek yanlıştır.

11- Müslümana şeytan gibi adam demek caiz değildir. Cin gibi demek caizdir.

12- Müslüman ölü için (Toprağı bol olsun) demek caiz olmaz, bu ifade gayri müslimler için kullanılır.

13- (Allah kuşların planını kader defterine çizerken yakıt ihtiyaçlarını da hesaba katmış) demek caiz ise de böyle ifadeler kullanmak uygun olmaz.

14- (Allah insanın binasını hücre tuğlası ile örmüş) demek caiz ise de dememelidir.

15- Kâfire yaptığı iyilik için Allah razı olsun ifadesini imana gelmesini veya "Allah razı olduğu şekle çevirsin" diye niyet ederek söylemek caizdir.

16- (Allah unutmadı) demek edepsizlik olur. Sanki böyle demekle unuttuğu zaman da olabilir anlamı çıkmaması için böyle söylememeli.

17- (Allah yarattı demem döverim, almadan vermek Allah’a mahsus) gibi sözler küfür olmaz, ancak, Allahü teâlânın ismini, gereksiz yere kullanmak hürmetsizlik olur. Lüzumsuz yere yemin gibidir.

18- Şerefsizim ki doğru söylüyorum demek caiz değildir. Müslüman böyle söylemez.

19- (Anam avradım olsun) demek küfür olmaz. Ama müslümana böyle söylemek yakışmaz.

20- Kalbin çalışmasına Allah’ın mucizesi denmez. Allah’ın kudreti, hikmeti demelidir.

21- İlah yerine "Ey rahmeti bol padişah" demek, ibadet olmayan yerlerde caizdir.

22- Eskimiş Kur'an demek caiz değildir. Eski Mushaf olur ama, eski Kur'an olmaz. Kur’an, Allah kelamı demektir. Kur'an-ı kerimin kağıtlara yazılmış şekline Mushaf denir. Bunun gibi, büyük Kur'an, küçük Kur'an demek de caiz olmaz.

23- Kur'an için antivirüs programı, Resulullah için yürüyen Kur'an, Savaş Peygamberi, Allah için mimar, sanatçı diyenler var. Böyle söylemek caiz değildir. Çünkü Allahü teâlânın isimleri, tevkîfîdir, yani dinin sahibinin bildirmesine mevkuftur, bağlıdır. İslamiyet’in söylediği ismi söylemelidir. İslamiyet’in bildirmediği isim söylenemez. Ne kadar iyi, güzel isim olsa da, söylenmez. Dinde bid’at çıkarılmamalı. Diğerleri de böyledir. Allah Resulüne, Allah kelamına saygı göstermeli, misyonerlerin tuzaklarına düşüp de müslüman olarak böyle şeyler söylememeli.

24- Bazıları, “Domuz oğlu domuz, domuz gibi bakıyorsun. Eşek oğlu eşek demek küfürdür, çünkü böyle söyleyince Hz. Âdem'e kadar gider. Böyle söyleyenin iman ve nikahını tazelemesi gerekir” diyorlar. Bunlar doğru değildir. Hz. Âdem'e kadar gitmez. Böyle söylemek uygun değilse de, küfür olmaz. Müslüman böyle sözler söylemez.

25- (Anladıysam Arap olayım) demek uygun değildir. Niyeti, Arabı, Peygamber efendimizi kötülemek ise küfür olur.

26- (Allah bana kulum demesin) diyerek yemin etmek caiz değildir, çok tehlikelidir.

27- Allah’a akıl sahibi demek caiz değildir, akıl mahluktur. Allahü teâlâ aklın yaratıcısıdır.

28- Eskiden mürşid-i kâmiller vardı, ama dünya işlerinden anlamazlardı demek caiz değildir. Onlar ahiret işleri gibi, dünya işlerini de bilirlerdi. Bazı kimseler de evliya ayrı, âlim ayrı diyorlar. Yani evliya ilimden anlamaz diyorlar. Evliya haramdan, mekruhtan kaçan salih kimsedir. İlim olmadan haramdan, bid'atlerden nasıl kaçılır ki?

29- İnsanlar için, (Beni ihya etti, beni ihya ettiniz) demek caiz değildir. İhya etmek kelimesi, canlandırmak, can vermek, diriltmek anlamındadır. Bu anlamda kullanılması uygun değildir.

30- Allah insanı veya şu çocuğu özenerek yaratmış demek caiz değildir. Allahü teâlâyı acizlikle suçlamak olur. Allah bir şeye "Ol" dedi mi hemen oluverir. O şeyi yaratmak için zahmet çekmez, yorulmaz. Yaratıcı, yaratılanla mukayese edilmez. İnsanı veya güzel çocuğu yaratmak için çok gayret gösteriyor, hayvan veya çirkin çocuk için özenmeye lüzum görmüyor demek olur ki, böyle sözler insanı imandan çıkarır. (Hadika)
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Aralık 2007, 00:33   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Câiz



[COLOR=#000000]Giyilmesi ve Kullanılması Gerekli ve Caiz Olup Olmayan Şeyler

Her müslüman için avret yerlerini örtecek şekilde sıcaktan ve soğuktan korunacak kadar elbise giymek farzdır. Bu elbiselerin etekleri, erkeklerde bacakların yarısına kadar, kadınlarda ayaklarının yüzlerine kadar uzamalı, kollar da parmak uçlarına kadar uzun bulunmalıdır.

Erkeklerin elbisesi kırmızı veya sarı olmamalı, siyah veya beyaz renkte olmalıdır. Bu renkler müstahabdır. Yeşil renk de sünnete uygundur.
[SIZE=28][FONT=Garamond][COLOR=#000000]Elbise ne çok yüksek, ne de çok bayağı olmalı, orta derecede bulunmalıdır. Çünkü her şeyin hayırlısı orta halde olanıdır. Bununla beraber Yüce Allah'ın verdiği nimeti gösterip şükretmek için süs olarak yeterinden fazla elbise edinmek müstahabdır. Peygamber Efendimizbuyurmuştur
[SIZE=2][FONT=Arial][B]«"Allah sana ihsan edip nimet verdiği gibi, sen de nefsine ikramda bulun

Diğer bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur
[SIZE=28][FONT=Garamond][COLOR=#000000] "Şüphe yok ki Yüce Allah nimetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever
Cuma ve bayram günlerinde, toplantılarda iyi ve güzel elbise giymek mübahtır. Fakat böyle elbiselerle daima bezenip durmak uygun değildir. Bu bir gurur eseri olur ve çok kere muhtaç durumda olanların kinini çeker. Böbürlenmek ve büyüklenmek için elbise giymek ise mekruhtur.

[SIZE=28][FONT=Garamond] Büyüklenmek maksadı ile yapılan her şey mekruhtur. İnsaniyete yakışmaz. Onun için başkalarına karşı böbürlenmek ve zorba kılığına girmek maksadı ile pek kıymetli elbiseler giyilmesi ve pek yüksek binalar yaptırılması mekruhtur. Hele böyle bir davranış israf derecesine varırsa harama dönmüş olur. Aklı kemal üzere olan kimse, yalnız gururlanmak için ve yalnız gösteriş için israfa düşmez. Parasını boş şeylere harcayarak tutuma ve tedbire aykırı hareket etmez. Başkalarına kötü örnek olacak şekilde, cemiyet hayatında gedikler açılmasına sebebiyet vermez[FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][B]Fakirlerin veya geçimleri orta halde olanların büyük zenginleri taklid ederek israfa düşmeleri caiz değildir. Bu çok acınacak bir haldir. Bir zengin için giyilmesi mübah olan bir elbise, bir fakir için mekruhtur, hatta haram olabilir. Herkes haline ve servetine göre hareket etmeli, takdire rıza göstermelidir. Din ölçüleri içinde hayatını düzenlemeye çalışmalıdır.

[SIZE=28][FONT=Garamond][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000] İpek kumaşlardan elbise giymek kadınlar için caizdir; erkekler için caiz değildir. Beden ile elbise arasında bir engel bulunsun veya bulunmasın eşittir. Fakat yalnız uzatma iplikleri ipek olan veya üzerinde dört parmak eninde ipek işlemeler, saçaklar ve kenarlar bulunan kumaşlardan elbise giymek erkekler için de caizdir. Bir de erkeklerin savaş halinde ipekli elbise giymeleri, iki İmama göre caizdir. Bu gibi elbiseler mücahidleri düşmana karşı heybetli gösterir ve kılıç darbelerine karşı dayanıklı bulunur.
Erkekler için ipek kumaşlar ve ipek takkeler mekruhtur. Erkek çocuklara da, ipekli ve altın sırmalı kumaşlar giydirmek kerahetten kurtulmaz. Fakat bir erkek ağrıyan gözüne ipekli bir mendil bağlayabilir, bunda bir sakınca yoktur
İpekli eşyadan başka bir şekilde yararlanılabilir. İbrişimden dokunmuş bir seccade üzerine namaz kılınabilir, bunda bir kerahet yoktur. Yine evin iç kısmını ipekli kumaşlarla süslemek de caizdir. Fakat bunlar bir övünme için olmamalıdır
Yüzleri ipek kumaştan yapılan minderler üzerine oturmak ve böyle yataklarda yatmak da İmam Azam'a göre helaldır.
Üzerinde "Maşallah" veya "Elhamdülillâh" gibi bir yazı işlenmiş bir seccadeyi veya herhangi bir döşemeyi yere sermek mekruhtur. Yazıların araları açılmış ve bazı harflerin üzerine örgü örülmüş olsa bile fark etmez, keraheti vardır. Çünkü tek başına yazılan harflere de saygı göstermek gerekir. Harflerdeki bitişikliği kaldırmak keraheti gidermez
Altın-gümüş ve diğer mücevherat ile kadınların süslenmeleri caizdir. Erkekler ancak süs maksadı olmaksızın gümüşten halkalı mühür kullanabilirler. Süs için olsa bile, gümüşlü kemer, altın yaldızlı ve işlemeli kılıç kullanabilirler. Fakat altından, demirden, tunçtan, şişeden ve taştan halkalı mühür kullanamazlar; bu haramdır
Mühürde kaşa değil, halkaya itibar edilir. Mühürün kaşı taştan akikden, yakuttan ve diğer şeylerden olabilir. Ancak ihtiyaç olmadıkça mühür kullanılmaması daha iyidir
Yalnız süs maksadı ile evlerde altın ve gümüş kaplar, tabla ve benzeri şeyler bulundurmak caizdir. Fakat altın ve gümüş kaplardan yemek yenmesi, su içilmesi, yağlanılması ve koku sürünülmesi hem erkeklere, hem de kadınlara mekruhtur. Gümüş veya altın çatal-kaşıkla yemek yenmesi de böyledir. Gümüş veya altın kalem veya hokka kullanmak da kerahetten boş değildir. Ancak altın veya gümüş bir kap içinde bulunan bir yiyeceği başka bir kaba aktararak sonra yemek, içmek ve kullanmakta bir kerahet yoktur.

Yine gümüşle süslenmiş kaplardan su içilmesi de mekruh değildir. Yeter ki gümüşlü tarafı ağza alınmasın,
Kalaylanmamış bakır ve tunç kaplardan yemek yenmesi mekruhtur. En iyi olan porselen cinsi kaplardır. Şişeden, billurdan ve akîkden yapılmış kapların kullanılmasırıda bir kerahet yoktur. Bunların temizlenmesi kolaydır. Bunlar, sağlık yönünden madenî kaplardan daha iyidirler[SIZE=28][FONT=Garamond][FONT=Arial][SIZE=2][FONT=Arial][COLOR=#000000]
Sallanan bir dişi gümüş bir tel ile bağlamak caizdir. Fakat altın bir tel ile bağlamak, İmam Azam'a göre caiz değildir. İmam Muhammed'e göre, her ikisi ile de bağlamak caizdir, bunda bir kerahet yoktur. Bir rivayete göre, İmam Ebû Yusuf'un içtihadı da böyledir,
Yine, çıkan bir dişi yerine koyarak gümüş veya altın bir tel ile bağlamak, İmam Azam'dan bir rivayete göre mekruhtur; çünkü bu diş ölünün dişi hükmündedir. Bunun yerine besmele ile boğazlanmış bir koyunun dişi gümüş bir tel ile bağlanabilir. Bunun yerine gümüşten bir diş de edinilebilir

[SIZE=28][FONT=Garamond][FONT=Arial][SIZE=2][FONT=Arial][COLOR=#000000]Fakat İmam Ebû Yusuf'a göre, çıkan bir dişi yerine koyarak gümüş veya altın bir tel ile bağlamakta veya onun yerine gümüşten bir diş edinilmesinde bir sakınca yoktur. Çıkan bir dişin yerine konulmasına İmam Azam'ında katıldığı, İmam Ebû Yusuf'dan rivayet edilmiştir. İmam Muhammed'e göre ise, çıkan dişin yerine gümüşten de, altından da diş konulabilir,

Düşmüş veya kesilmiş bir burun yerine altından burun yapılabilir. Fena kokacağı için gümüşten yapılmaz

[SIZE=28][FONT=Garamond][FONT=Arial][SIZE=2][FONT=Arial][COLOR=#000000]
Nazar değmesin diye, çocukların elbisesine boncuk işlenmesi ve nazarlıklar takılması caiz değildir. Bunlar cahiliyet devrine ait âdetlerdir[FONT=Arial][COLOR=#000000][SIZE=2] Fakat ekin tarlalarında ve bostanlarda birer değnek üzerine hayvan kafası takılmasında bir sakınca yoktur. Bunlar hem birer korkuluktur, bazı zararlı kuş ve hayvanların buralara sokulmasına engel olur, hem de göz değmemesine sebeb olabilir. Çünkü göz değmesi, çok kez olagelen bir afettir. İnsana da, hayvana da, mala da değebilir. Onun için tarlaya ve bostana bakacak kimselerin gözleri, önce bu yüksek korkuluklara değer. Artık ondan sonra ekin ve diğer şeylere dokunmasında bir zarar kalmayabilir


Nazardan (göz değmesinden) Yüce Allah'a sığınmalıdır. Peygamber Efendimiz (sallallahü aieyhi ve sellem) buyurmuştur: "Bir kimsenin kendisinin veya kardeşinin bir şeyi hoşuna giderse, bereketle ona dua etsin çünkü göz değmesi hakdır.



¬"Şekil verenlerin en güzeli olan Allah ne yücedir! Allah'ım, buna bereket ver
Bizlerce: "Maşaallah Tebarekallah" denilmesi âdet olmuştur

Bir hadis-i şerifde de: "Her kim hoşuna giden bir şeyi görünce, "Maşaallah lâ kuvvete illâ billâh" derse, ona göz zarar vermez," diye buyurulmuştur

Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Aralık 2007, 02:21   Mesaj No:4
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:maşuk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 523
Üyelik T.: 04 Kasım 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:35
Mesaj: 394
Konular: 1
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Câiz

19- (Anam avradım olsun) demek küfür olmaz. Ama müslümana böyle söylemek yakışmaz

!!!

emin misiniz ???

olabilir mi ???

mümkünatı var mı ???

bence küfürdür...

unutmamalı ki küfür kefera kökünden gelir ve bir manası da nankördür...
& aynı zamanda iman ettiğini var sayıp da
bu tür ifadeleri ağızlarına alan kimselerin imanlarından şüphe etmek gerekir...

islam__teslim__=sen teslim isen şayet nasıl bi teslimiyettir bu kardeşim ???

ee daha islam olmadan iman olman da imkansızdır bilirim...
tek yapıcağımı bilirim
senden uzağim derim...
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Aralık 2007, 09:17   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Câiz

CÂİZ

Yapılması mahzurlu olmayan, işlenmesi suç teşkil etmeyen şey. İzin verilen, müsaadeli, ruhsatlı, olur, olabilir, mümkün, kâbil, münasip gibi manalara gelir.
Caiz görmek, uygun bulmak; Caiz olmak; yapılması mahzurlu olmamak, dînen yasaklanmamış olmak gibi anlamlarda kullanılır. Bunun tersi, caiz olmamak, yani yapılması mahzurlu olmak, doğru olmamak veya dînen yasaklanmış olmak demektir.
Fıkıh terimi olarak caiz; yapılması sahih veya mübah olan herhangi bir fiil veya akiddir. Bazen bir fiil veya bir akid sahih (geçerli) olduğu halde caiz olmaz. Meselâ, cuma namazı için ezan okunurken alış-verişi bırakıp namaza gitmeyen bir müslümanın yapacağı satış muamelesi dünyevî ahkâm itibariyle sahihtir. Fakat uhrevî ahkâm itibariyle caiz değildir. Çünkü bu durumda, Cenâb-ı Allah'ın:
"Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış-verişi bııakın. Eğer bilirseniz bu, elbette sizin için daha hayırlıdır. " (el-Cum'a, 62/9) emrine muhalefet edilmiş ve uhrevî sorumluluk altına girilmiş olur. (Ömer Nasuhî Bilmen, Istılahâtı Fıkhiyye Kâmusu, I, 33).
Özür halinde bazı şartlarını yerine getirmeden niyetle namaz kılmak da caizdir. Meselâ, namaz için şart olan abdest yerine, su bulunmadığı zaman temiz toprakla teyemmüm etmek kâfidir. Ancak su olup ta onu kullanmaya meşru bir engel yoksa, teyemmümle namaz kılmak caiz değildir. Bu da:
"Bir özür için caiz olan şey o özrün kalkmasıyla geçersiz olur." prensibine dayanır. (Ö. N. Bilmen, a.g.e., I, 262)..
Caiz tabiri yalnız şer'î işlerde değil, mantıkta da kullanılır ve muhtemel, gayr-ı muhtemel veya mümkün gibi akla aykırı gelmeyen her şeyi ifade eder.
Kelâm ilminde caiz (mümkîn); aklî hükümlerden olup, ne varlığı ne de yokluğu zatının muktazası olmayan, zatına nisbetle varlığı da yokluğu da eşit olandır. Mümkin; varlığı da yokluğu da vacip olmayan veya varlığı da yokluğu da imkânsız olmayan diye tarif edilir.
Özellikleri şunlardır:
a) Mümkin'in varlığı da yokluğu da müsâvî bulunduğundan; var olmak için mutlaka bir sebebe muhtaç olur. Bu sebep, onun varlığını yokluğuna tercih eder. Buna mukabil, yokluğu için sebebe ihtiyaç yoktur. Aslında mümkin olan bir mefhûmun realitede olmasını sağlayacak bir etken yoksa veya var olan mümkinin varlığının devamını sağlayacak sebep bulunmuyorsa, kendisi yok olur.
b) Mümkin, sebebinden önce veya sebebiyle beraber var olamaz. Mutlaka sebebinden sonra bulunur. Bunun içindir ki mümkin, hâdis (sonradan yaratılmış) tir. Mümkinin, sebebinden önce var olamıyacağı gayet açıktır, Zira mümkin, ancak kendisinden önce var olan bu sebebin tesiriyle var olacaktır. Mümkin; sebebiyle beraber var olsaydı onun özelliğini taşırdı. Halbuki kendisi sebep değil müsebbeb (kendisine sebep olunarak ortaya konulmuş olan)dir. (Bekir Topaloğlu, Kelâm İlmi, GİRİŞ, 68).
Halid ERBOĞA
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 Ekim 2008, 21:28   Mesaj No:6
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Câiz

Caiz ne demektir

Sual: Caizdir demek helaldir demek midir? Eğer böyle ise neden "Caiz" yerine "Helal" veya "Caiz değildir" yerine "Haramdır" denmiyor?
CEVAP
Caiz kelimesi, cümlede kullanıldığı yere göre çeşitli manalara gelir:
1-
Caiz, genel olarak ruhsat verilmiştir, günah değildir manasındadır. Fakat, caiz denilen şeyi yapmamak daha iyidir.
2- Yapılması daha iyi demektir.
3- Yapılması tenzihen mekruh demektir.
4- Yapılması tahrimen mekruh demektir.
5- Yapılması mubah demektir.
6- Yapılması vacip, gerekir demektir.
7- Yapılması günah demektir.

Şimdi bunlara birkaç misal verelim:
1- (Cemaatle namaz kıldıktan sonra, duayı beklemeden gitmek caiz) demek, (Günah değildir, gidilebilir, ancak gitmeyip duayı beklemek daha iyi olur) demektir.

(Kur'an-ı kerimi abdestsiz ezberden okumak caizdir) demek de böyledir. Günah olmaz, fakat abdestli okumak daha iyi demektir.

(Sabah namazında aldığı abdest bozulmadan, bu abdest ile, öğleyi, ikindiyi, akşamı ve yatsıyı kılmak caiz) demek de böyledir. Yani günah olmaz, fakat her namaz için abdest almak daha iyi olur.

(Yaşlı kadının elini öpmek caizdir) demek de böyledir.

2- (Namazda rüku ve secde tesbihlerini üçten fazla [5,7,9,11 gibi] söylemek caiz) demek, daha iyi olur, müstehaptır demektir. (Abdest bozulmadan, her namaz vaktinde abdest üstüne yeniden abdest almak caiz) demek, yapılması daha iyi olur demektir. (Cuma namazında, imamın secde-i sehv yapmaması caiz olur) demek de böyledir.

3- (Amca ve dayı kızı ile evlenmek caiz) demek tenzihen mekruhtur, bir mecburiyet olmadıkça, yapılmaması daha iyi olur, yapılırsa da günah olmaz demektir.
Fıkıh kitaplarında, (Şarap yapana üzüm satmak caizdir) buyurulması da böyledir.
(Güneşte ısınan su ile abdest almak caiz; fakat tenzihen mekruh) demek de böyledir.
Hıristiyanın kestiği hayvanın etini yemek de böyle caiz; yani tenzihen mekruhtur.

4- (Hıristiyan kadınla evlenmek caiz) demek, zimmi olursa tenzihen mekruh, harbi olursa tahrimen mekruh demektir.
[Zimmi, İslam devletine haraç, cizye gibi vergiler veren gayrı müslim vatandaş demektir. Harbi ise, vatandaş olmayan gayrı müslim demektir.]

5- (Pamuk gömlek giymek caiz) demek, yapılmasında veya yapılmamasında bir mahzur yoktur demektir.
Böyle mubah işler, niyete göre daha iyi veya daha kötü olabilir. Kadınların süslenmesi caizdir. Kocası için süslenmesi iyi olur, yabancılar için süslenmesi caiz olmaz.

6- (Hastalık sebebiyle yarasından kan, irin akanların, idrar kaçıranların, abdest ve namazlarının bozulmaması için Maliki mezhebini taklit etmeleri caiz) demek, yapılması gerekir demektir.
Bunun gibi, (Mahalle mescidinin gelirlerini, masraflarını idare etmek için mütevelli [vazifeli bir memur] tayin etmek caiz) demek, gerekir manasınadır.
(Bir kadın, peruk takarak sokağa çıkamaz. Ancak erkekler arasında başını açmak zarureti olduğu zaman, başını peruk takarak örtmesi caiz) demek, başını açması günah olur, peruk takması şarttır demektir.

7- (Bir babanın malının hepsini bir çocuğuna hediye etmesi caiz olur) demek, hediyeyi alan çocuğa bunun hiç mahzuru olmaz, fakat çocukları arasında ayrım yaptığı için babaya günah olur demektir.

Caiz değil ne demektir?
(Caiz değil) demek de:
1- Mekruh,
2- Haram,
3- Fasid,
4- Küfür,
5- Sahih değildir,
6- İtibar edilmez,
7- Bid'at manasına da gelir.

Birer misal verelim:

1- (Namaz kılmak için, cami resimli seccadeyi yere sermek caiz değil) demek, mekruhtur demektir. Genel olarak mekruh denilince, tahrimen mekruh anlaşılır.

2-
(Alkollü içkilerin damlasını içmek caiz değil) demek, haram demektir.

3-
(Yürüyerek namaz kılmak caiz değil) demek, fasid yani namaz bozulur demektir.

4-
(Allah göktedir demek caiz değildir) demek, küfür olur, yani böyle söyleyen kâfir olur demektir. (Şaka olarak da olsa, zünnar denilen papaz kuşağını bele bağlamak caiz değil) demek de böyledir. Yani zünnar kuşanan kâfir olur. Bunun gibi, (Müslüman kızın, kâfir erkekle evlenmesi caiz değil) demek, evlenirse, kâfir olur demektir.

5-
(Diş çukurundaki yemek artığının altına su geçmezse gusül caiz olmaz) demek, gusül sahih olmaz, geçerli olmaz demektir.

6-
(Müctehid olmayanın, âyet-i kerimeden ve hadis-i şeriflerden mana çıkararak, kendi anladığına göre hareket etmesi caiz değil) demek, muteber değildir, hiç kıymeti yoktur demektir.

7-
(Sakalı bir tutamdan kısa yapmak caiz değil) demek, bid'at olur demektir. Bid'at ise haramdır. Çünkü sünneti değiştirmiş oluyor.

İstihsanen caiz
Sual:
Fıkıh kitaplarında istihsanen caiz ifadesi geçiyor. Bu ne demektir?
CEVAP
İstihsan, bir şeyi güzel görmek demektir. Istılahta, açık olan hükmü değil de, tesir bakımından daha kuvvetli olan, insanların işine yarayacak faydalı yönünü bulup çıkarmayı esas alan ictihad şeklidir.

Birkaç örnek verelim:
1- Bir kimse başkasının fitresini veremez. Herkes fitresini kendisi verir. Kaide bu. Ama bir kimse, karısı ile büyük çocuğunun izinleri olmadan fitrelerini verirse, bu istihsanen caizdir. Hatta karısı ve çocuğu diye kayıtlamadan aile efradı arasında bulunanların emri olmadan fitrelerini verse, istihsanen caizdir. Çünkü zaten onların nafakalarını veriyor, fitrelerini de vermesi yadırganmaz. (Redd-ül muhtar)

2-
Nafile namazlarda, her iki rekatta bir oturulur. Fakat yanılarak ilk oturuşu terk ederse secdei sehiv yaparak namazına devam etmesi istihsanen caiz görülmüştür. (Hulasa)

3-
Cenazeyi yıkamak farzdır. Yıkanmadan cenaze namazı kılınmaz. Yıkanmadan gömülen, üzerine toprak atılmamış ise, çıkarılıp yıkanır, sonra namazı kılınır. Eğer cenaze defnedildikten sonra, haber verseler, artık cenaze kabirden çıkarılmaz. Kabir üzerine namaz kılmak artık istihsanen caizdir. Yıkama imkanı kalmamıştır. Yıkama farzı sakıt olmuştur. (Cevhere)

4-
Düşmanı güçlendirici bir şey satmak caiz değildir. Mesela top tüfek gibi savaş aletlerini satmak haramdır. Ama gıda maddelerini ve elbise satmak istihsanen caizdir. (Dürr-ül muhtar)

5-
Bir kimse borçlusundaki alacağını alarak, o miktarı sadaka olarak vermesi için birisini vekil etse, o da borçludan almak üzere kendi malından o kadar lira tasadduk etse, istihsanen caizdir. (Münteka)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Başı ve kolları açık Kuran okumak nasıl caiz olabilir böyle namaz kılmak caiz değilke KuM TaNeSi Soru Cevap Arşivi 1 09 Nisan 2009 23:48
Saç ektirmek caiz mi caiz değil mi? KuM TaNeSi Soru Cevap Arşivi 1 09 Nisan 2009 11:25
Islık çalmak caiz mi? KuM TaNeSi Soru Cevap Arşivi 0 09 Nisan 2009 11:19
Evde muhabbet kuşu beslemek caiz midir? Güvercin Beslemek Caiz midir? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 22 Mayıs 2008 08:34
Muska taşımak**caiz mi? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 08 Mayıs 2008 23:02

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.