Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > İZMİR İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi:  26 Aralık 2013 (16:27), Konuya Son Cevap : 26 Aralık 2013 (16:27). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 26 Aralık 2013, 16:27   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:38
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:166
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Sistematik Kelam [Ünit 08 Ders Özeti] (Dokuz Eylül)

Sistematik Kelam [Ünit 08 Ders Özeti] (Dokuz Eylül)

8. ÜNİTE / NÜBÜVVET

S: İSLÂMİ İNANÇ ESASLARI KAÇ ANA GRUPTA TOPLANIR VE NELERDİR?
C: İslâmi inanç esasları 3 ana grupta toplanır:
Tevhid
Nübüvvet
Mead

S: TEVHİD NEYİ İFADE EDER?
C: ALLAH’ın varlığı ve birliğine dair akideleri ifade eder.

S: MEAD NEYİ İFADE EDER?
C: Ölüm ötesi hayatla ilgili akideleri ifade eder.

S: NÜBÜVVET NEYİ İFADE EDER?
C: Peygamber ve Peygamberlerle ilgili akideleri ifade eder.

S: İNSANIN ALLAH KARŞISINDA SORUMLU TUTULMASI İÇİN ÖNEMLİ OLAN KURUM HANGİSİDİR?
C: Peygamberlik kurumudur.

S: İNSANIN SORUMLULUĞU NEYE BAĞLIDIR?
C: Peygamberlerin insanlara ulaştırdığı ilahi hitabı almış olmasına bağlıdır.

S: KİŞİNİN MUHATAP OLMASI İÇİN PEYGAMBERİ BİZZAT GÖRMESİ YA DA ONUNLA AYNI ÇAĞDA YAŞAMASI GEREKİR Mİ?
C: Hayır. O Peygamberin getirdiği tebliğin bir şekilde kendisine ulaşması yeterlidir.

S: PEYGAMBER KELİMESİNİN MENŞEİ VE ANLAMI NEDİR?
C: Farsça bir kelimedir
Peyam/Peygam+ber = Haber getiren, Salık veren ALLAH’ın emrini bildiren Haber Taşıyan

S: ESKİ TÜRKÇE’DE BU ANLAMDA HANGİ KELİME KULLANILIRDI?
C: “ Yalvaç ” veya “ Yalavaç ”

S: ARAPÇA’DA PEYGAMBER KELİMESİNE KARŞILIK KULLANILAN KELİMELER HANGİLERİDİR?
C: “ Nebi ” ve “ Rasül ” kelimeleri kullanılırdı

S: CÜRCÂNÎ; NEBİ VE RASUL KELİMELERİNİ NASIL TANIMLAR?
C: Nebi: ALLAH’ın melek vasıtasıyla veya ilham suretiyle yahut sadık rûya yoluyla ilâhi bilgileri aktardığı kimsedir.
Resul: ALLAH’ın, halka, hükümlerini ulaştırmak için görevlendirdiği kimsedir.

S: AYET VE HADİSLERDE NEBİ VE RESUL KELİMELERİ NASIL ANLAMLANDIRILIR?
C: Ayet ve Hadislerde Nebi ve Resul kelimeleri birbiri yerine kullanılır. Ve Peygamberliği ifade etmesi bakımından aralarında bir ayrım olmadığı söylenebilir.

S: PEYGAMBER’E RASUL VE NEBİ DENİLMESİ NEYE NİSBETEN SÖYLENİR?
C: Peygamber’e; Rasul denilmesi; ALLAH’a izafeten,
Nebi denilmesi; Kullara nisbetendir.
Peygamber; ALLAH’ın elçisi olması bakımından; RASUL,
İnsanlara ALLAH’ın emirlerini tebliğ ve ihbar etmesi bakımından; NEBİ’dir.

S: FAZLUR RAHMAN’IN PEYGAMBER TANIMI NASILDIR?
C: Peygamberler, hassas ve yılmaz şahsiyetleri ile sarsılmadan ve korkusuzca ilahi tebliği ilan ederek, insanları uyuşukluk ve düşük ahlâkî gerilimi durumundan,
ALLAH’ı ALLAH olarak, şeytanı şeytan olarak açıkça görebilecekleri bir teyakkuz durumuna geçmeleri için vicdanlarını silkeleyerek uyandıran olağanüstü insanlardır.

S: PEYGAMBERLERİN TANIMLARDA ÖN PLANA ÇIKAN YÖNLERİ HANGİLERİDİR?
C: Peygamberlerin tanımlarda ön plana çıkan yönleri;
Beşeri yönü,
İlâhî yönü.

S: PEYGAMBERLERİN İLÂHÎ YÖNLERİ OLARAK NE İFADE EDİLİR?
C: ALLAH ile iletişim kurabilecek özelliklere sahip olmaları.

S: PEYGAMBERLERİN BEŞERİ YÖNLERİ OLARAK NE İFADE EDİLİR?
C: İnsanların kendisini yadırgamamaları bakımından bir melek veya başka bir varlık olarak değil, yine insanların arasından –insan olarak- gönderilmesi.

S: PEYGAMBERLERİN İNSAN OLARAK GÖNDERİLME HİKMETİ NEDİR?
C: Birçok hikmeti vardır. Başlıcaları:
Mahiyeti itibariyle farklı olan bir meleğin, cinin vs. –onların insanlar gibi davranmaları söz konusu olmadığı için- insanlar tarafından örnek alınması mümkün
değildir. İnsanlara gönderilen elçinin de, onlara örnek olabilmesi için insan olmasını gerektirmiştir.

S: PEYGAMBERLERİ DİĞER İNSANLARDAN AYIRAN EN ÖNEMLİ ÖZELLİK NEDİR?
C: Peygamberlerin vahye muhatap olmalarıdır.

S: “PEYGAMBERLİK KESBİ DEĞİL, VEHBİ’DİR.” İFADESİ NE ANLAMA GELİR?
C: Peygamberlik, insanların istek ve tercihleri ile, çok ibadet ve riyâzatla kazanılacak (Kesbi) bir makam değil, ALLAH’ın lütfu ve ihsanı ile ulaşılan (Vehbi) bir
makamdır.

S: PEYGAMBERLERİN YAŞADIKLARI TOPLUMDAKİ DİĞER İNSANLARA GÖRE DURUMLARI NEDİR?
C: Peygamberler, içinde yaşadıkları toplumun en ahlâklıları, en zekileri, en akıllıları, en doğru dürüstleri, en güvenilirleri ve günahlardan şiddetle kaçınanlarıdır.
Her biri birer şefkat ve merhamet abidesidir. Kendilerine verilen Peygamberlik görevini en mükemmel bir şekilde ifa ederler. Kendilerinde peygamberliği edaya
engel olacak bir eksiklik bulunmaz. Çirkin görünüşlü, kötü ahlaklı, yalancı, sahtekâr, ikiyüzlü, hain, merhametsiz, kindar, sevimsiz kimselerden peygamber
gelmemiştir.

S: PEYGAMBERLERİN GENEL OLARAK SAYILAN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
C: Beş tanedir;
Fetânet Emanet İsmet Sıdk Tebliğ.

S: FETÂNET SIFATI NE DEMEKTİR?
C: Fetânet: “Akıllı ve Zeki olmak” demektir. Tebliğ görevini hakkıyla yerine getirebilmek için bu niteliğe sahip olmuşlardır. Çünkü ALLAH’tan aldıkları vahyi
anlamaları ve unutmadan insanlara ulaştırabilmeleri bu sayede mümkün olmuştur. Peygamberlerin sahip oldukları kuvvetli hafıza ve ikna etme kabiliyeti de
fetanet sıfatı içinde değerlendirilir. Peygamberlerin Fetanet sıfatı ömürlerinin sonuna kadar devam eder. Bunama, zekâ gerilemesi, unutkanlık vs. bulunmaz.

S: EMANET SIFATI NE DEMEKTİR?
C: Emanet: “Emin ve güvenilir olmak” demektir. Peygamberler tebliğ görevlerini yerine getirirlerken ALLAH’tan aldıklarını eksiksiz olarak insanlara ulaştırırlar.
Peygamberler, özellikle vahiy konusunda güvenilir kimselerdir. Bütün Peygamberler son derece emi, güvenilir insanlardır. ALLAH’tan aldıkları vahyi, ilahi emir ve
yasakları büyük bir titizlikle insanlara ulaştırmışlar, bunlarda bir eksiklik yapmamışlar, bir ilavede bulunmamışlardır. ALLAH’tan aldıkları vahyi hiç kimseden
korkmadan insanlara ulaştırmışlardır.

S: İSMET SIFATI NE DEMEKTİR?
C: İsmet; “Peygamberlerin, günahlardan uzak olma melekesi” demektir.
Ehl-i Sünnet’e göre; sadece Peygamberler masumdur.
Şia’ya göre; imamlarda -peygamberler gibi- masumdur.
Peygamberler, örnek alınacak yüce şahsiyete sahip şerefli kimselerdir. Peygamberlerin günahlardan ve insanların kendilerinden uzaklaştıracak her türlü çirkin
işlerden uzak bulunmaları şarttır.
Peygamberler dini tebliğ hususunda ALLAH’ın koruması altındadırlar. Asla unutmazlar, yanılmazlar ve hata etmezler.
Peygamberler dünya işleri hususunda; insan olma bakımından diğer insanlardan farkları yoktur. Yanılır, unutur ve hata edebilirler. Bu insanlar için bir eksiklik
değildir. Aksine insan olduklarının bir kanıtıdır. Hiç yanılmayan kimseler olsalardı, belki bazı insanlar onları olağanüstü, yanılmaz, şaşmaz varlıklar olarak görecek
ve belki de tanrılaştıracaktı.

S: GÜNAH NE DEMEKTİR?
C: Günah: ALLAH’ın emrini kasten terk etmek ve yasağını kasden çiğnemektir.

S: ZELLE ( YANILMA ) NE DEMEKTİR?
C: Zelle: Unutarak ve yanılarak işlenen fiillerdir.

S: PEYGAMBERLER İÇİN ZELLE CAİZ MİDİR?
C: Unutarak ve yanılarak işlenen fiiller (Zelle); Peygamberler için caizdir. Ve bu, dini tebliğle ilgili olmadığından günah kavramına dâhil değildir.

S: SIDK SIFATI NE DEMEKTİR?
C: Sıdk: “Doğruluk” demektir. Peygamberler, son derece doğru ve dürüst (sadık) insanlardır. Asla yalan söylemezler.

S: “İNSANLARA KARŞI YALAN SÖYLEMEYEN, ALLAH’A KARŞI HİÇ YALAN SÖYLEMEZ ” SÖZÜNÜ SÖYLEYEN HERAKLİYUS, PEYGAMBERLERİN HANGİ SIFATINA
ATIF YAPAR?

C: Medine’de Devleti kurulduktan sonra Peygamberimiz, diğer devlet adamlarına İslâm’a davet mektubu göndermiş, bu mektuplardan biri de Bizans İmparatoru
Herakliyüs’a gönderilmiştir. Herakliyüs, Hz. Muhammed’in peygamberlik iddiasını araştırmak için Şam’a yaptığı bir seferinde Mekke’nin ileri gelenlerinden Ebu
Süfyan ile görüşmüş ve ondan Hz. Muhammed’in asla yalan söylemediğini öğrenince bu sözü söyleyerek Peygamberlerin Sıdk Sıfatına atıf yapmıştır.

S: TEBLİĞ SIFATI NE DEMEKTİR?
C: Tebliğ: “Peygamberlerin, ALLAH’tan aldıkları İlahi bilgileri, insanlara ulaştırmaları” demektir. Aslında bunu Peygamberlerin özelliği değil, vazifesi olarak
addetmek daha isabetli olur. Tebliğ görevlerini ifa esnasında ALLAH-u Teâlâ daima onların yardımcısı ve koruyucusu olmuştur.

S: PEYGAMBERLERİN CİNSİYETLERİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLER NELERDİR?
C: Peygamberlerin cinsiyetleri hususunda;
Ehl-i Sünnet âlimleri genellikle Peygamberlerin erkeklerden geldiği görüşündedirler. (K:Kerim’de Peygamberlerden “erkek, adam” anlamındaki “rical” lafzıyla
bahsedilir.)
İmam-ı Eşari, bazı zahiriler ve hadisçiler; Kadınlardan da Peygamber geldiğini (Hz. Meryem, Hz. Asiye’ye vahyedildiğini ifade eden ayetlere dayanarak) ifade
etmişlerdir.
Vahiyin ilham anlamına geldiği ve Peygamberlerin aksine Hz. Meryem ve Hz. Asiye’nin gelen vahyi tebliğle emr olunmamaları; Erkeklerden olmaları hususunu
desteklemektedir.

S: PEYGAMBER GÖNDERİLME SEBEPLERİ NELERDİR?
C: Peygamber gönderilme sebepleri;
İnsanların eksikliklerini gidermek,
Kendilerine bir peygamber gelmemiş ve başkalarına gelen peygamberin tebliği de ulaşmamış kavimlere gönderilmiştir.
Önceki Peygamberin getirdikleri sınırlı kalmış ve diğerleri bundan faydalanamamışsa yeni bir peygamber gönderilmiştir.
Kıyamet günü ALLAH’a karşı sorumlu tutuldukları konularda aydınlatılmadıklarını ileri sürmemeleri ve böyle bir bahanelerinin kalmaması için kendilerine uyarcı
peygamberler gönderilmiştir. (Nisa Suresi-165)

S: PEYGAMBERLERİN TEBLİĞLERİNİN ANA UNSURLARI NELERDİR?
C: Peygamberlerin insanlara öğrettiği hususlar üç ana noktada toplanır:
İMAN İLGİLİ HUSUSLAR: İnsanların Mebde’ ve Meâd’a (yaratılış ve sonlarına), ceza ve mükafata v.b. hususlara dair inançların düzeltilmesi/sahih hale getirilmesi
AMELLERLE İLGİLİ HUSUSLAR: Amellerin ve ALLAH’a yaklaştırıcı işlerin açıklanması, düzenlenmesi ve düzeltilmesi
İHLÂS İLE İLGİLİ HUSUSLAR: Her türlü amelde ihlasın, samimiyetin sağlanması ve ihsan derecesine ulaşılması.

S: PEYGAMBERLİĞE YÖNELİK İTİRAZLAR NELERDİR?
C: Peygamberliğe yönelik itirazlar:
Nübüvvetin imkânına dönük itirazlar,
Nübüvvetin vukuuna yönelik itirazlar,
Belli bir şahısta gerçekleşmesine dair itirazlar,
Hz. Peygamberin Peygamberliğine ve O’nun son peygamber oluşuna -Hatmü’n Nübüvve- yönelik iddialar.

S: NÜBÜVVETİN İMKÂNINI RED YOLUNDAKİ GÖRÜŞLER KİME AİTTİR?
C: Nübüvvetin imkânını red yolundaki görüşler;
Ebu İsa el-Varrak, İbn-i Ravendi ve Ebu Bekir er-Razi gibi şahıslar,
Berahime Fırkası.

S: NÜBÜVVETİ İNKÂR NOKTALARINDA İLERİ SÜRÜLEN İDDİALAR NELERDİR?
C: Nübüvveti inkâr noktasında ileri sürülen iddialar;
Peygamberlerin ALLAH tarafından gönderildiğini ispatın imkânsızlığı
Bu iddia; “ALLAH’ın Mütekellim olduğuna ve her şeye kadir olduğuna inanan kişiler O’nun dilediği kişileri peygamber olarak seçeceğine de inanırlar ve diğer
insanlar da bunun doğruluğunu mucizeler vasıtasıyla bilirler.” şeklinde cevaplandırılmıştır.
Cebrail’in mahiyeti açısından yapılan itirazlar –Ruhani varlığın görünmesi ve onunla irtibat kurulmasının imkânsızlığı
Bu iddia; “ALLAH’ın vahiy göndereceği kişinin fıtratını meleklerle irtibat kuracağı şekilde mükemmelleştirmesi kudreti dâhilindedir” şeklinde cevaplandırılmıştır.
Benzer iki varlıktan birine Peygamberlik verip diğerine vermemek; ayrım yapmak, adaletsizlik anlamına gelmesi
Bu iddia; “Kişinin sevdiklerinden birine ihsanda bulunması diğerlerine karşı haksızlık manasına gelmeyeceği gibi, Bilgi ve kapasite bakımından insanlar faklıdır,
ALLAH insanlardan kendi hür iradesiyle emir ve yasaklarını diğer insanlara ulaştırması için bazılarını rehber seçmiştir ve bu aklen de mümkündür” şeklinde
cevaplandırılmıştır.
Akıl açısından yapılan itirazlar; Peygamberler ya akla uygun hükümler getirmiştir ya da akla ters ya da aklı aşan. Akla uygun hükümlere akıl kendi başına erişebilir,
Akla uygun olmayan hükümlere uymanın saçma olması. GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA DA AKLIN VE BİLİMİN YEGÂNE YOL GÖSTERİCİ OLDUĞUNA DAİR İTİRAZLAR.
Bu iddiaya pek çok yönden karşı çıkılmıştır:
Aklı aşan şeylerin bulunduğunu söylemek esasen aklın bazı konularda yetersizliğini itiraf etmektir.
İnsanların hepsinin aklı eşit seviyede değildir. Bazılarının bildiğini bazısı bilemeyebilir.
Peygamberler daha çok aklın tek başına hüküm veremeyeceği ibadet şekilleri vs. ‘yi anlatmışlardır.
Eğer Peygamberin getirdiği husus akılla da bilinebiliyorsa bu te’kid edilmiş olur. Yok, eğer bilinmiyorsa öğrenilmiş olur. Her iki durumda da Peygamberlikten
müstağni kalmanın ortaya çıkmış olur.
Peygamberler ilahi rahmetin bir eseri olarak insanların ancak meşakkatler ya da kayıplarla elde edebilecekleri bilgileri kısa yoldan onlara öğretmişlerdir. Nasıl
maddi maddi zehirlerin zararını tadarak bulmaya çalışmak tehlikeli ise ve bu konuda bir bilenin verdiği bilgiler hayat kurtarıcı ise, peygamberlerin getirdiği manevi
esaslar da böyledir.
İnsanların akıllarıyla buldukları esaslar, Peygamber aracılığı ile gelen esaslar kadar yaptırım gücüne ve etkiye sahip değillerdir.
Aklın hüsün ve kubuh’u (güzel ve çirkini) bilmesi ancak yüzeysel olur, Ancak bir şeyin iyi ya da kötülüğü ancak tafsilatıyla bilinince anlaşılır.
Peygamberin insan olması yönü ile yapılan itirazlar; Peygamber de gönderildiği toplum da insandır. O halde bu ikisi arasında ayrım yapmak, insanlar arasında
ayrım yapmaktır, adalete uymaz. Tarih boyunca Peygamber olduğunu iddia edenler hep insan olmuştur. Hâlbuki ALLAH gerçekten Peygamber göndermek isteseydi
meleklerden gönderirdi.
Bu iddia; “İnsan dünyaya imtihan için gönderilmiş, ilahi emirlere uyma ve uymama hususunda hüğr bırakılmışlardır. Eğer Peygamberler Meleklerden gönderilmiş
olsaydı, onlara inanmak dışında seçenek kalmaz ve bu da imtihan sırrına ters düşerdi” şeklinde cevaplandırılmıştır.
Hikmet-i İlahi’ye uygun olmama yönünde yapılan itirazlar; ALLAH Hâkim’dir. Uymayacaklarını bildiği halde insanlara emir ve yasaklar bildiren Peygamberler
göndermesi manasızdır, ALLAH’ın hikmetine uymaz.
Bu iddia; “İnsanların tamamı Peygamberlere uymuyor değildir. Esasında bu bir imtihan vesilesidir. ALLAH, Peygamberi vasıtası ile doğruyu göstermiştir ve ona
uyup-uymamak kişilere kalmıştır ” şeklinde cevaplandırılmıştır.
Mucizeler açısından yapılan itirazlar; Mucizeleri tamamen imkânsız kabul edenlerin ve Mucizeler mümkün olsa da bununla Peygamberliğin ispatlanamayacağı
yönündeki itirazlar;
Bu iddia; “ALLAH kendi varlığıyla ilgili delilleri kâinatta serdettiği gibi göndermiş olduğu Peygamberlerin davalarında doğru olduklarını da olağanüstü bazı
hadiselerle doğrulamıştır. Ve mucizeler; peygamberliğin delili, söz konumunda olan fiilidir. ALLAH’ın; ‘O benim Rasulümdür’ ifadesidir.” şeklinde
cevaplandırılmıştır.

S: PEYGAMBERLİĞİN İSBATI HUSUSUNDA NELER SÖYLENEBİLİR?
C: Peygamberlik aklen mümkün, tarihen sabit bir kurumdur.

S: NÜBÜVVET ALLAH-U TEALA’NIN HANGİ SIFATLARININ TECELLİSİ OLARAK GÖRÜLÜR?
C: İrade ve Kelam sıfatları.

S: PEYGAMBERİN DOĞRULUNUN NASIL BİLİNECEĞİ HUSUSUNDAKİ GENEL GÖRÜŞLER NELERDİR?
C: Peygamberin doğruluğunun nasıl bilineceği hususundaki genel görüşler;
Mucize ile. (Kelam âlimlerinin genelinin görüşleridir.)
Yetkinlik ile. (Peygamberliği isbatta insanın nazari ve ameli yönden yani kuram ve eylem yönünden yetkinliğe sahip olması ve diğer insanların nazari ve ameli
yönlerini yetkinleştirmeye çalışmalarını Nübüvvetin ısbatına delil olarak alır. Yani; Peygamberler kendileri kemal seviyede oldukları gibi başkalarının da
mükemmelleşmelerine yardımcı olurlar. Bu görüş Fahreddin er-Razi’ye aittir.)
Tecrübe ile. ( Peygamberin doğruluğu, onun getirdiği esasları bizzat yaşayarak, tecrübe ederek anlaşılır. Bu görüş Gazali’ye aittir. El-Munkizu mine’d-Dalâl adlı
eserinde zikreder.)

S: FAHREDDİN ER-RAZİ’NİN NÜBÜVVETİN ISBATINA YÖNELİK DİLE GETİRDİĞİ YETKİNLİK DELİLİ, HANGİ BURHAN ÇEŞİDİNE ÖRNEKTİR?
C: Bürhan-ı Limmî ( Kanunlardan hadiselere, sebeplerden neticelerine ve müessirden esere olan istidlâl ).

S: İMAM-I GAZALİ’NİN NÜBÜVVETİN ISBATINA YÖNELİK DİLE GETİRDİĞİ TECRÜBE DELİLİ, HANGİ BURHAN ÇEŞİDİNE ÖRNEKTİR?
C: Bürhan-ı İnnî ( Hadiselerden kanunlarına, neticelerden sebeplerine ve eserden müessire olan istidlâl ).

S: MUCİZE NE DEMEKTİR?
C: MUCİZE; aciz bırakan şey anlamındadır.
MUCİZE; Peygamberlik iddiasında bulunan kişinin gösterdiği ve benzerini meydana getirmek hususunda herkesi aciz bırakan hadiseler.

S: K.KERİMDE MUCİZE MANASINDA KULLANILAN KELİMELER HANGİLERİDİR?
C: Ayet, Beyine, Burhan, Sultan, Hak, Furkan.

S: BİR OLAYIN MUCİZE OLARAK ADLANDIRILMASI İÇİN TAŞIMASI GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?
C: Bir olayın Mucize olarak adlandırılması için taşıması gereken şartlar;
Olağanüstü olması,
İddia sahibinin iddiasına uygun, onu doğrulayacak şekilde meydana gelmesi,
Doğrudan ya da dolaylı şekilde ilâhî bir fiil olması,
Peygamberlik iddiasıyla birlikte olması ve meydan okuma vasfı olması,
Peygamberin güvenini zedeleyecek herhangi bir şüpheye mahal bırakmaması

S: MUCİZELER ALGILANMALARI YÖNÜYLE KAÇA AYRILIR?
C: Mucizeler, algılanmaları bakımından üçe ayrılır;
Hissî mucizeler
Haberî mucizeler
Aklî / Manevi mucizeler

S: HİSSÎ MUCİZE NE DEMEKTİR?
C: HİSSÎ MUCİZE; Duyulara hitap eden, onlarla algılanabilen mucizeler demektir,

S: HABERÎ MUCİZE NE DEMEKTİR?
C: HABERÎ MUCİZE: Geçmiş ya da gelecek zamana ait gaybi bilgileri veren mucizeler demektir.

S: AKLÎ / MANEVİ MUCİZE NE DEMEKTİR?
C: AKLÎ / MANEVİ MUCİZE: İnsanların aklına hitap eden, akıllara durgunluk verecek derecede büyük ve ebedî mucizeler demektir.

S: VAHİY İLE MUCİZE ARASINDAKİ FARK NEDİR?
C: Vahiy ya da Tebliğ daha çok insanların aklına hitap ederken, Mucizeler duyulara hitap etmekte ve insanların şahit oldukları ve duyular vasıtasıyla bilebildikleri
bir yolla bilemedikleri başka bir şeyi ispatlamaktadır. Böylece ancak ALLAH’ın ortaya koyacağı harikulade bir hadise ile Peygamberliğe delil getirilmiş olmaktadır.

S: HİSSİ MUCİZE İLE AKLİ MUCİZELER ARASINDAKİ FARK NEDİR?
C: HİSSİ MUCİZELER; Doğrudan doğruya akla hitap etmediklerinden Peygamberlerin talimatları doğrultusunda ALLAH tarafından ispat-ı nübüvvet için meydana
getirilir.
AKLÎ / MANEVİ MUCİZELER; Peygamberin talimatıyla değil, Peygamberlik iddia eden zatın doğruluğu ile mutlak manada ilgili olarak bizzat ALLAH’ın ihsan ettiği
delillerdir.

S: PEYGAMBERLİK İDDİASI NASIL İSPAT EDİLİR?
C: Peygamberlik gibi önemli bir konuda ortaya çıkan bir şahsın ve getirdiği ilâhî mesajın kabulü, şüphesiz bu iddiayı ispata dayanmaktadır. Mucize; bir
peygamberin, ALLAH tarafından gönderildiğini teyit eden delildir.
Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre; Peygamberlik iddiasında bulunan şahsın sıdk-ı nübüvvetine delil olmak üzere, bu iddiasına uygun tarzda mucize getirmesi
gerekir.

S: HATMU’N-NÜBÜVVE NE DEMEKTİR?
C: Hatmu’n-Nübüvve; Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Nübüvvetin yani peygamberliğin son bulması.

S: HATMU’N-NÜBÜVVE’YE DELİL OLAN AYET VE HADİSLER NELERDİR?
C: Hatmu’n-Nübüvve’ye delil olan ayet ve hadisler:
“Muhammed içinizdeki adamlardan birinin babası değil, ALLAH’ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur/peygamberliğe mührünü vurandır.” (Ahzab Suresi-40.
ayet)
“Benden sonra peygamber gelmeyecektir.” (Hadis-i Şerif)
“Peygamberlik benimle bitmiştir.” (Hadis-i Şerif)

S: MÜSLÜMANLARIN – İNANANLARIN HATMU’N-NÜBÜVVE KONUSUNDA TUTUMU NE OLMALIDIR?
C: Ayet ve Hadisler ışığında Hz. Muhammed’in son peygamber oluşu inanılması ve tereddüt edilmemesi gerekli bir esastır. Ancak imanını sağlam esaslara
dayandırması için bunun sebepleri ve gerekçeleri üzerinde durmalıdır.

S: NÜBÜVVETİN SONA ERMEDİĞİ GÖRÜŞÜNÜ BENİMSEYEN FIRKALAR HANGİLERİDİR?
C: Nübüvvetin sona ermediği görüşünü benimseyen fırkalar;
Beyâniyye, Hattâbiyye ve İsmâiliyye gibi bazı Şiî gruplar
Babîlik – Bahaîlik ve Kâdiyânîlik gibi bazı fırkalar.

S: BABÎLİK VE BAHAÎLİK MENSUPLARI HATMU’N-NÜBÜVVE KONUSUNDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: Babîlik ve Bahaîlik mensuplarının Hatmu’n-Nübüvve konusunda görüşleri şöyledir;
Ahzab Suresi 40. ayetinde geçen “Hâtem / Hâtim” kelimesinin “son” değil, “mücevher, yüzük” anlamına geldiğini iddia etmektedirler. Onlara göre bu ayet; “Hz.
Muhammed Peygamberlerin sonuncusudur.” manasına değil, “Peygamberlerin mücevheridir” manasına gelir demişlerdir.
“Hâtem” kelimesine “Son” manası verilecekse; bu durumda ayet risaletin değil, nübüvvetin Hz. Muhammed ile sona erdiğini gösterir, İslamiyetten sonra dünya
sona ermediğine göre yeni bir peygamber göndermeye duyulan ihtiyaç ta ortadan kalkmış demektir. Bir tek ayete dayanarak ALLAH’ın mürsillik (Peygamber
gönderici olmak) sıfatı yok olamaz.

S: KADIYANİLİK FIRKASI MENSUPLARININ HATMU’N-NÜBÜVVE KONUSUNDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: 19. yy. sonlarından itibaren Hint alt kıt’asında ortaya çıkan Mirza Gulam Ahmed Kadıyânî ve taraftarlarının en az bir kısmı tarafından inkâr edilmiştir. Gulam
Ahmed çeşitli kitaplarında önce kendisinin Mesihliğini, Mehdiliğini hatta Hinduların beklediği “Krişna” olduğunu sonra da nübüvvetin bir şekilde devam ettiğini
söylemiş, ve kendisinin nebi olduğunu iddia etmiştir.

S: ŞİA’DA BULUNAN İMAMET ANLAYIŞININ HATMU’N-NÜBÜVVE İNANCI AÇISINDAN DEĞERLENDİRMESİ NASILDIR?
C: Şia’da bulunan imamet anlayışının da Hatmu’n-Nübüvve’ye aykırı anlayışlara kapı açtığı söylenebilir. Nitekim onlara göre imamın görev ve yetkileri
Peygamberinkinden farksızdır, hatta bu konuda fazlası var eksiği yok denebilir. Babilik-Bahailiğin Şii bir ortamda ilk olarak ortaya çıkması bu bakımdan dikkat
çekicidir.

S: HATMU’N-NÜBÜVVE İNANCINI KABUL ETMEYENLERİN DURUMU NEDİR?
C: Hâkim olan ALLAH; Peygamberlik müessesesi, Hz. Muhammed ile mükemmelliğe eriştikten sonra daha az yetkin olacak birini Peygamber olarak niye göndersin?
Hz. Muhammed’den sonra birinin peygamber olarak geleceğini iddia etmek, düşünmek onun görevini yapamadığını kabul etmek, dinini tamamladığını ifade eden
ALLAH’ı yalanlamakla aynı kapıya çıkmaktadır.

S: HATA İLE UNUTARAK VE YANILARAK İŞLENEN FİİLLERE NE DENİLMİŞTİR?
C: Zelle.

S: PEYGAMBER KELİMESİ HANGİ DİLDEN TÜRKÇE’YE GEÇMİŞTİR?
C: Farsça.

S: PEYGAMBERLİK İDDİASINDA BULUNAN KİŞİNİN GÖSTERDİĞİ VE BENZERİNİ MEYDANA GETİRMEK HUSUSUNDA HERKESİ ÂCİZ BIRAKAN HADİSE ANLAMINDA
K.KERİM’DE KULLANILAN KELİMELER HANGİLERİDİR?

C: Ayet, Beyine, Furkan, Sultan, Burhan ve Hak kelimeleri.

S: PEYGAMBERLERİN ZEKİ OLMASI ANLAMINDAKİ KELİME HANGİSİDİR?
C: Fetanet.

S: HATMU’N-NÜBÜVVE İNANCINA AYKIRI GÖRÜŞLERE SAHİPTİR?
C: Bâbiyye
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 80 14 Ekim 2023 12:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2334 24 Kasım 2016 13:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 1929 23 Kasım 2016 11:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2680 23 Kasım 2016 10:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2244 23 Kasım 2016 10:10

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Sistematik Kelam [Ünit 03 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) enderhafızım İZMİR İlitam 1 23 Nisan 2015 08:00
Sistematik Kelam [Ünit 06 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) enderhafızım İZMİR İlitam 0 26 Aralık 2013 16:21
Sistematik Kelam [Ünit 05 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) enderhafızım İZMİR İlitam 0 26 Aralık 2013 16:19
Sistematik Kelam [Ünit 04 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) enderhafızım İZMİR İlitam 0 26 Aralık 2013 16:14
Sistematik Kelam [Ünit 02 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) enderhafızım İZMİR İlitam 0 26 Aralık 2013 16:08

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.