Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kişisel Gelişim ve Psikoloji (https://www.forum.medineweb.net/825-kisisel-gelisim-ve-psikoloji)
-   -   ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için.. (https://www.forum.medineweb.net/kisisel-gelisim-ve-psikoloji/27452-kalp-kiran-yada-kalbi-kirilanlardan-olmamak-icin.html)

Efecan71 19 Kasım 2013 23:05

''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

KALP KIRAN YA DA KALBİ KIRILANLARDAN OLMAMAK İÇİN



Konuşurken hani, istemeden de olsa çıkar ya bazen yanlış bir kelime ağzınızdan…
Aslında öyle demek istememişsinizdir; ama geri dönüşü yoktur artık.
Hele bir de kırmış iseniz muhatabınızın kalbini; işte o an yazık etmişsinizdir; hem sevdiğinize, hem kendinize, hem de duygularınıza… O kelimenin söylenmemiş olmasını bin bir pişmanlık içinde dilersiniz, fakat sözünüz bir ok gibi yüreğine saplanmıştır bir kere muhatabınızın…

Hani en masumane bir sözünüz, iyi niyetle söylediğiniz, hiç ard niyet taşımadan kurduğunuz sıradan bir cümleniz, muhatabınızın gönül dünyasına bir bomba gibi düşer ya bazen… Siz farkında bile olmadan; sevdiğinizi, dostunuzu, arkadaşınızı, kardeşinizi, eşinizi, çocuğunuzu, ana veya babanızı kırmışsınızdır artık.


Söylediğiniz basit bir söz, kurduğunuz hesapsız bir cümle ya da ağzınızdan öylesine çıkıveren bir ifade; hiç tahmin etmediğiniz manalar yüklenerek en sevdiğinizin yüreğinde volkan gibi patlar da bundan haberiniz bile olmaz çoğu zaman… Sizin haberiniz olmamıştır; ama en sevdiğiniz, uğruna canınızı hiç düşünmeden feda edebilecek kadar değer verdiğiniz, "ona değil de bana gelsin" diyerek göğsünüzü kurşunlara, bela ve zorluk oklarına hedef kılarak isar ve fedakârlıkta bulunduğunuz insanın kalbi parça parça olmuştur bir kere...



Hani bazen beklemediği bir insandan, beklemediği bir söz işitir ya insan… Ya da en basitinden beklemediği bir davranış veya hiç beklemediği bir anda yüzünde farklı anlamlar çıkarabileceği mimikler bulur ya bazen… Böyle bir karşılığa maruz kalan bir insanın gönül dünyasının altüst olmaması, kalbinin inkisara uğramaması, yüreğinde korkunç fırtınaların kopmaması, gücenip darılmaması hiç mümkün müdür?

Hem kıran, hem de kırılan olarak zaman zaman bu tip durumların ve duyguların tam merkezinde; bazen etken, bazen de edilgen olarak odak noktasında yer almadık mı çoğumuz?..

Kalp kırmak!.. Ağzımızdan bir çırpıda çıkıveren ve iki kelimeden müteşekkil bu basit masdar, sonuçları itibariyle ne kadar da ağır manalar ihtiva ediyor, öyle değil mi? Her insanın kalbi, onun gönül evidir.
Bütün duyguların, sevgilerin, güven ve itimadın uzun zaman süreci içinde ve birtakım tecrübelerden sonra şekillendiği, vücut bulduğu, ete kemiğe büründüğü; sonrasında ise bütün bir yaşamın vücut bulan bu duygular eşliğinde sürdürüldüğü merkezdir insanın kalbi…

İşte kalp kırmak; vücudun merkezini, gönül dünyasının harekât üssünü, maddi olanın dışında kalan bütün duygu ve hislerin toplanma karargâhını insafsız bir bombardımana tabi tutmakla aynı anlamı taşımaktadır. Hiç şüphesiz bilmeden, istemeden, kast etmeden, hedef belirlemeden söylenen bir söz; vücudun merkezinde, gönül dünyasının harekât üssünde ve bütün duygu ve hislerin toplanma karargâhın da bombardıman etkisine neden olmuşsa, artık iş işten geçmiştir. Kalp kırılmış, duygu evi yıkılmış, gönül dünyası tarumar olmuştur.
Hele kalbi kıran en çok sevense ve kalbi kırılan en çok sevilense… İşte bu çok daha vahimdir ve kalpte bıraktığı etki çok daha yakıcıdır.



İnsani tecrübelerimiz; kalp kırıklığının, kırılan hiçbir şeye benzemediğini öğretmiştir bizlere...
Öyle ya, kol kırılırsa, alçıya alınıp sağlam bir hale gelebilir.

Bir dal kırıldığında, uygun bir müdahaleyle hiç kırılmamış gibi yeniden meyve verebilir. Bir testi kırıldığında, eski haline getirmek mümkün olabilir; ama kırılan kalp ise, hiçbir müdahale, onu eskisinden daha iyi bir duruma getiremez. Maddi şeylerin, kırıldığında birbirine tutturulmasına benzemez çünkü kalbin onarılışı… Hem maddi şeyler, ne kadar değerli olursa olsun kırıldığında yerine yenisini ve ondan daha iyisini koyma imkânı her zaman bulunabilir…

Fakat kırılan kalp ise; yerine bir yenisini koymak mümkün olmadığı gibi, kırık kalbin sahibi dostun yerini de başka hiçbir şeyle doldurmak mümkün olamaz.

Kalp kırılmalarının, küskünlük, dargınlık, kırgınlıkların çoğunun yanlış anlaşılmaktan veya yanlış sonuçlar çıkarmaktan kaynaklandığı da bir gerçektir.

En iyi dostlarımızı ve en sevdiğimiz insanları bir yanlış anlamaya kurban verebiliyoruz ne yazık ki bazen… Ya da söylenen hak ve doğru bir söz; üslup ve ses tonumuza bağlı olarak bazen en dar anlamıyla algılanıp bir hakaret gibi görülebilir muhatabımız tarafından… Hassasiyetler, özellikle dostlar ve aralarında sevgi bağı olan kişiler arasında çok daha fazladır. İşte bu nedenle dilimizin keskin bir kılıç, davranışlarımızın tahrip edici bir gülle, mimiklerimizin delici bir mızrak olmaması için çok dikkatli olmak zorundayız ilişki ve konuşmalarımızda…



Dil yarasının en acı yara olduğu söylenmiştir. Hakeza gönül yarasını bütün sonuçlarıyla iyileştirecek dermanı, bizden öncekiler keşfedemediği gibi, bizden sonrakiler de keşfedecek gibi görünmüyor ne yazık ki… Madem öyledir; o halde bu yarayı açmaktan, böylesine büyük sonuçlar doğuran bir tahribata sebep olmaktan olanca gayretimizle kaçınmalıyız. Gönül yarasına sebebiyet vermek, Ahirete intikal eden bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir.Çünkü hiç kuşkusuz Ahirette ana-babamızın, eş ve çocuklarımızın, kardeş ve dostlarımızın kalbini kırmış, gönül binasını yıkmış, darılıp küsmelerine neden olmuş bir şekilde sorguya gitmek, hesaplaşmak, helalleşmek; en küçük bir sevaba bile ihtiyacımızın olduğu o korkunç günde bize sonsuz pişmanlıklar yaşatabilecektir.

Müslüman olmak; konuşmalarımızda, davranışlarımızda, ilişkilerimizde, üslubumuzda muhatabımızı dikkate almamızı gerektirmektedir. Muhatabımızın ince kalpliliği, yanlış anlamalara müsaitliği, kırılgan ve alıngan bir yapıya sahip oluşu gibi sebepler, sözlerimizi ölçüp tartmamızı gerekli kılmaktadır. Bazen söylememiz gereken bir sözü, yapmamız gereken bir davranışı, takınmamız gereken bir tavrı, muhatabımızın hassasiyetlerini ve kırılabileceği ihtimalini düşünerek ertelemek veya tamamen vazgeçmek, İslamî ahlakın bizden istediği şeylerdendir.



Kendi kalbimizin kırılmasını ve gururumuzun rencide olmasını, muhatabımızın kalbini kırmaya ve gururunu incitmeye tercih etmeliyiz. Bırakalım sevdiğimiz kırılacağına, biz kırılalım. Kendimizi kontrol altına alıp duygularımıza yön vermek, sevdiğimizin kırılan kalbini onarmaktan çok daha kolaydır çünkü. Bazı şeylere karşılık vermeden yutkunmayı bilmek, sevdiğinizin hatırı için onu olduğu gibi kabullenmek ve hassasiyetlerine dokunmamak için onu tanımaya çalışmak, uzun süreli sarsılmaz dostlukların ve kopmaz sevgi bağlarının oluşmasına zemin hazırlayacaktır.

Galiba her konuda olduğu gibi; dostlarımızın, kardeşlerimizin, sevdiklerimizin, aile bireylerimizin, akrabalarımızın, komşularımızın, iş arkadaşlarımızın ve ilişkide olduğumuz her kim olursa olsun; kalplerini kırmamak, gönül dünyalarını önemsemek, yüreklerinde müstesna bir yere sahip olmak ve onlarla güzel geçinmek için, Resul-i Ekrem Aleyhisselatu Vesselam'ın ahlakıyla ahlaklanmak gerekiyor. Çünkü O, "… Pek büyük bir ahlak üzerinde" (Kalem: 4) olan ve kendi ifadesiyle "Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen" (Buhari) yüce bir Peygamberdir.



Onun ahlakına bürünmek; bu dünyada izzet, Ahirette ise saadettir. İnsanlar arasında aranan biri olmak, herkes tarafından sevilip sayılmak, güven ve itimad sahibi birisi olmak, Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam'a benzemekle mümkündür ancak. Ona benzemek, Onun ahlakını edinmeye çalışmakla olabilir. İmanın kâmil olması da güzel ahlaka bağlanmıştır. "Mü'minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır" (Tirmizi, Ebu Davud) hadis–i şerifini iyi anlayıp amel etmeliyiz. Hiç kuşkusuz 'ahlakça en güzel olanın' ahiretteki makamı da o oranda yüksek olacaktır. "İnsanlarla iyi geçinme özelliğiyle" (Beyhaki) gönderilmiş olan Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam; asırlar öncesinden şu müjdeyi vermiştir çünkü:

"Ben, haklı bile olsa münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum." (Ebu Davud)
Cennetin kenarında, ortasında veya en üstünde köşkler kazanmak bu kadar kolay işte…

YaŞuHa 20 Kasım 2013 10:28

Cevap: ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
Söylediğiniz basit bir söz, kurduğunuz hesapsız bir cümle ya da ağzınızdan öylesine çıkıveren bir ifade; hiç tahmin etmediğiniz manalar yüklenerek en sevdiğinizin yüreğinde volkan gibi patlar da bundan haberiniz bile olmaz çoğu zaman… Sizin haberiniz olmamıştır; ama en sevdiğiniz, uğruna canınızı hiç düşünmeden feda edebilecek kadar değer verdiğiniz, "ona değil de bana gelsin" diyerek göğsünüzü kurşunlara, bela ve zorluk oklarına hedef kılarak isar ve fedakârlıkta bulunduğunuz insanın kalbi parça parça olmuştur bir kere...

:(

Tuba_ 11 Nisan 2014 00:22

Cevap: ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
Allah razı olsun

kugu53 06 Temmuz 2014 18:18

Cevap: ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
güzel Yazi

su damlası 08 Eylül 2014 22:12

Cevap: ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Kalp kırılmalarının, küskünlük, dargınlık, kırgınlıkların çoğunun yanlış anlaşılmaktan veya yanlış sonuçlar çıkarmaktan kaynaklandığı da bir gerçektir. En iyi dostlarımızı ve en sevdiğimiz insanları bir yanlış anlamaya kurban verebiliyoruz ne yazık ki bazen… Ya da söylenen hak ve doğru bir söz; üslup ve ses tonumuza bağlı olarak bazen en dar anlamıyla algılanıp bir hakaret gibi görülebilir muhatabımız tarafından… Hassasiyetler, özellikle dostlar ve aralarında sevgi bağı olan kişiler arasında çok daha fazladır.
İşte bu nedenle dilimizin keskin bir kılıç, davranışlarımızın tahrip edici bir gülle,mimiklerimizin delici bir mızrak olmaması için çok dikkatli olmak zorundayız ilişki ve konuşmalarımızda…

Kalp kıran ve kalbi kırılanlardan olmamanız dileğiyle..

su damlası 29 Aralık 2014 13:52

Cevap: ''Kalp kıran'' yada ''kalbi kırılanlardan'' olmamak için..
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bir dal kırılırsa tekrar tutabilir. Bir cam kırılsa belki tekrar yapıştırmak kabildir. Bir kuşun kanadı kırılınca uçamaz zannedilir; iyileşince uçması mümkün.

Ya kalbin kırılışı, inkisara uğrayışı, bin parça oluşu, yok mu, ne onulmaz şeydir o? Sonsuz hayatı kaybettirir insana. Maddi şeyler kırılınca yapıştırılır, birbirine tutturulur da yine bir şeye benzer. Fakat manevi manada öyle mi? Bir kere kırılan kalbin parçalarını hangi maharetli el birleştirebilir? Mevlanın nazargahı olan gönüldeki inkisar, yüzde teessürünü gösterince o gönlü almak ne kadar müşküldür artık.

Bazen bir söz, karşıdaki insanın dünyasını yıkar, harab eder. Bazen bir bakış öldürür insanı. Bazen de bir yüz ifadesiyle kaynar su dökülmüş gibi olur kişi başından aşağı.

''İlim ü amel ne fayda
Bir gönül yıktın ise''

dediği gibi şairin, büyük bir cürümdür gönül yıkış.

Hele hele hassas insanların kırılışı bambaşkadır. Böyle kişilere karşı oldukça dikkatli hareket etmek gerekir. En küçük kırıcı bir söz ve hareketten kaçınmalıdır insan. Zira gönül yarasının merhemi yoktur. Kırılan harab olan bir gönülden yükselen feryat da kabule karindir. Hakkın katında. Zira ''Mazlumun ahı gökyüzüne kıvılcım şeklinde yükselir.'' buyuruyor Nebiler Nebisi.

İnsan ne kadar sert mizaçlı olursa olsun, eğer dikkat ederse gönül yıkmadan, kalb kırmadan, bir ömür sürebilir. Hiçbir zaman ''Tabiatını, huyum'' diyerek atamaz bu vebali üzerinden. Zira yapılan hareketlerde Mevla'ya karşı sorumluluğunu unutmamalı insan. Ve hesap vereceğini...

İşte sert ve haşin mizaçlı, celadetli bir zat olan Ömer bin Hattab'ın sözü: ''Ey Kabe! Seni bin kere yıksam tekrar yapabilirim. Fakat kırılan bir kalbi asla!..''

Alıntı

nurşen35 16 Ağustos 2018 00:06

Bazen tek başına kalınca düşünmeden edemıyor insan.Neden kalp kırdım veya neden kalbimi kırdılar diye.
Hiç kalp kırdınız mı veya kalbinizi kıran oldu mu? Sanıyorum insanlara özgü duygular bunlar.Zira başka canlılarda böyle bir duygunun var olduğuna inanmıyorum.Kapıda beslediğiniz bir kediye bagırsanız çagırsanız kızsanız da o size darılmaz. Kısa süre sonra sizi gördugunde sevgi dolu gözlerle bakar.
Kalp kırılmalarının, küskünlük, dargınlık, kırgınlıkların çoğunun yanlış anlaşılmaktan veya yanlış sonuçlar çıkarmaktan kaynaklandığı da bir gerçektir.En iyi dostlarmızı veya arkadaşlarımızı bir kelimeye yazılan bir cümleye kurban edıyoruz bazen.
İşte bu nedenle dilimizin keskin bir kılıç, davranışlarımızın kırıcı yazdıklarımızın sivri olmaması için çok dikkatli olmak zorundayız yazışma ve konuşmalarımızda…
Söylediklerinizin söylenmemiş olmasını bin bir pişmanlık içinde dilersiniz, fakat sözünüz bir ok gibi yüreğine saplanmıştır bir kere muhatabınızın…
Şu kısacık dünyada tek gerçek olan ölüm varken neden niçin.!!

su damlası 11 Nisan 2019 22:27

Kalp kırılmalarının, küskünlük, dargınlık, kırgınlıkların çoğunun yanlış anlaşılmaktan veya yanlış sonuçlar çıkarmaktan kaynaklandığı da bir gerçektir.

su damlası 02 Şubat 2022 22:49


Hani en masumane bir sözünüz, iyi niyetle söylediğiniz, hiç ard niyet taşımadan kurduğunuz sıradan bir cümleniz, muhatabınızın gönül dünyasına bir bomba gibi düşer ya bazen… Siz farkında bile olmadan; sevdiğinizi, dostunuzu, arkadaşınızı, kardeşinizi, eşinizi, çocuğunuzu, ana veya babanızı kırmışsınızdır artık...

su damlası 22 Ağustos 2023 18:53

Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum." (Ebu Davud)
Cennetin kenarında, ortasında veya en üstünde köşkler kazanmak bu kadar kolay işte…


SAAT: 22:01

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306