Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler

Konu Kimliği: Konu Sahibi Esma_Nur,Açılış Tarihi:  17 Mayıs 2012 (19:16), Konuya Son Cevap : 23 Ekim 2023 (21:00). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 17 Mayıs 2012, 19:16   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.430
Konular: 575
Beğenildi:4517
Beğendi:6113
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Mutluyum, Mutlu musunuz?

Mutluyum, Mutlu musunuz?

Dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. O gün ender ya*şanan bir gündü. Okulumuz Kız Meslek Lisesi çocuk bahçesiyle yan yana idi. Yağan karın ağaçların üzeri*ne öyle müthiş bir inişi vardı ki, bir anda yeşil çam ağaçlarına beyaz gelinlikler giydirmişti.





Öğretmenimiz çok romantik, çok kibar, kelimenin tam manası ile nazik bir beydi. Edebiyat dersine uy*gun bir hocaydı. Keşke bütün edebiyat hocaları öyle romantik ve duygulu olsaydılar.





Asla öğrenciyi notla sıkmaz, âdeta öğrenciye notlar dağıtırdı. Kendini öğrenciye o kadar sevdirmişti ki hemen hemen bütün okul onu çok seviyordu. Düşün*celerini öyle güzel anlatır, insanı o kadar güzel ikna ederdi. Daha sonra o hayran olduğumuz öğretmenin iyi bir sosyalist olduğunu öğrendiğimde, bir yönünü çok takdir etmiştim.





Öyle veya böyle o da kendince bir şeyleri tebliğ ediyordu ve önce insanları kendine bağlıyordu. Keşke bütün tebliğ eden insanlar böyle olabilselerdi.





Böyle karın yağdığı bir günde o hocamızın dersin*deydik. Birden bize "Çocuklar dersi bırakın arkanıza yaslanın ve şu karın yağışını seyredin ne kadar güzel yağıyor değil mi?" demişti. Bu hareketi bile onu diğer öğretmenlerden farklı kılıyordu.





Onun olduğu bir Dil Bilgisi dersinde bir defasında "mutluluk" fiilini çektiriyordu. Derse ara verdi, "Ço*cuklar arkanıza yaslanın, hiçbir şey düşünmeyin, göz*lerinizi bir müddet kapaün ve mutlu olmaya bakın" demiş, "yaşamak kadar güzel hiçbir şey yok. Şartlar ne olursa olsun mutlu olmayı başarın, asla mutsuzlu*ğa yenilmeyin" diye eklemişti.





Ben de sevgili okuyucularıma diyorum ki, şu an hangi şartlarda bu yazıyı okuyorsanız, lütfen arkanıza yaslanın, gözlerinizi bir müddet kapatın. Ruh dünya*nızda mutlu musunuz, değil misiniz? Veya sizi neler mutlu ediyor, neler mutsuz ediyor onu düşünün, da*ha sonra bu satırları okumaya devam edin.





En son ne zaman, neler için mutsuz olduğunuzu düşündünüz mü? Bazen basit bir şeyden hemen mut*suz oluyoruz. Bitti derken, zaman içinde o mutsuz ol*duğumuz şeyler için gülüp, "şimdiki aklım olsaydı hiç üzülür müydüm?" diyoruz.





Aslında hepimiz üzülmeye değmeyecek şeylere günlerce üzülüp, şu güzel hayatı zehir ediyoruz. Oysa bir gün üzülmeye değmeyen şeyler için ne kadar üzüldüğümüzü kabir kapısına geldiğimizde fark edecek, ne kadar basit şey*ler için üzüldüğümüzü düşüneceğiz. O zaman piş*man olmaya vaktimiz olacak mı dersiniz?



Geçen gün bir şeye o kadar üzüldüm ki, hayat bitti zannettim. Esim, "O kadar üzülme, zaman en güzel ilaçtır. Zaman içinde unutursun" dese de ben, "im*kânsız, bunu unutamam" demiş, günlerce hayatı ken*dime zehir etmiştim. Hakikaten, zaman acılara ne ka*dar güzel ilâçmış.





Şimdi günlerce neden o kadar üzüldüğüme üzülüyorum. Hayatın hiçbir şey için aşırı üzülmeye değmeyeceğine inanıyor; ömür dakikaları*nın çok kıymetli olduğunu, yaşanan dakikaların asla bir daha gelmeyeceğini anlıyorum. O kıymetli daki*kaları ne kadar hor kullandığımıza doğrusu üzülüyo*rum.





Siz bu satırları okurken mutlu musunuz, değil mi*siniz bilemiyorum. Mutsuzsanız niçin mutsuz oldu*ğunuzu düşünün. Bu sabah eşinizle kavga mı ettiniz? Olsun, akşam bir tebessüm, oldu bitti bile. Eğer "ak*şamı bekleyemem, birbirimizi çok kırdık" diyorsanız, o halde bir telefon açın, bir iki tatlı söz, bir özür, mut*luluk tamamdır.





"Eşimle meselem yok, mesele çocuklarımla" diyor*sanız, onların evin acı tatlı meyveleri olduğunu unut*mayın. Limon ekşidir ama kışın hiç evden eksik eder miyiz?





Biber de acıdır, kimini ağlatır, kiminin yüzünü ek*şitir. Ama ne limonu, ne de biberi mutfağımızdan ek*sik eder miyiz? Onlar bizim "olmazsa olmazlarımız" değil mi? Tıpkı çocuklar gibi.





Ne yapalım, çocuklarımız her şeyleriyle bizim evlâtlarımız, onları öyle kabul edeceğiz. Atamayız ya?





Bir de çocukları olmayanları düşünelim. Kucak do*lusu verilen paralar, doktor kapılarında geçen zaman*lar, oldu mu olacak mı sıkıntısı ile beklemeler... So*nunda bir de "imkânsız, sizin çocuğunuz olmaz" söz*leri. Düşünün böyle insanlar da olabilirdiniz, olmadı*nız. Şanslısınız, en azından çocuğunuz var. Mutlu ol*mak için ne kadar güzel bir neden değil mi?





Maddî sıkıntı çekiyorsanız, inanın onun için mut*suz olmaya hiç değmez. Çünkü bizi yaratan O olduğu gibi bize rızkı veren de mutlaka O'dur. Yarattığı hiçbir kulunu asla aç bırakmaz ve açlıktan öldürmez.





Aslın*da her kulun rızkı ayağına kadar gelmesine geliyor da, biz lüks istiyoruz. Unutmayın israf haramdır. Ha*ram olan bir şeyi yapamıyoruz diye hiç insan üzülür mü? Öyle ya Allah "Ben malı istediğime, ilmi ise iste*yene veririm" diyor. Rızk O'nun değil mi? Vermez vermez, onun için üzülmeye, mutsuz olmaya hakkı*mız var mı?





"Bunların hiç biri benim sıkıntım değil, ben hasta*yım" diyorsanız, veya bir sakatlığınız varsa o da ko*lay. Hiçbir dert dermansız değil ki. Hastalıklar bir ih*tar, bir iltifat değil mi? Yaratıcı tarafından ihtar edil*mek, taltif edilmek hoş değil mi? Nasıl ki olgunlaşmış ağacı silkelersin, meyveler üzerinden dökülür, tıpkı bunun gibi sıtma ile titremekle bütün günahlar dökü*lüyormuş. İnsanın "ne güzel, günahlarım dökülüyor" diye sevineceği hastalığına, üzülmek olur mu?





Bir elin mi yok, iki eli olmayan ne yapıyor? Tek gö*zün mü yok? İki gözü olmayanı düşün. Bir ayağın mı tutmuyor? İki ayağı da tutmayan ne yapsın? Demek ki mutlu olmak için, bize verilen nimetler açısından yukarıya değil, her zaman aşağıya bakacağız ki mutlu olalım.



Çünkü her zaman yukarının da yukarısı var.





Rahmetli annem on yıl çektiği hastalığı için her za*man Allah'a şükrederdi. "Bana bu hediyeyi verdin, Senden geldi, nasıl şikâyet ederim?" derdi. Her za*man şunu söylerdi: "Allah'ım toprak altında değil, mertek altındayım".



İşte böyle diyebilsek, hayata ba*kışımız böyle olsa, olayların altında kalmaz, üzerine çıkarız. Bunun için, imanı elde eden adamın yanında

küre-i arz bomba olsa patlasa, o adamı korkutamaz. Bilir ki onu patlatan biri var.





Eğer "Allah'a şükür hiçbir derdim yok, fakat ne*dendir bilinmez içimde bir sıkıntı var, beni mutlu et*miyor." diyorsanız ki çoğu insan bunu söylüyor.

İşte burada bana anlatılan, çok hoşuma giden bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum:



Bir gün arkadaşın beyi işten eve dönerken, tam apartmanın kapısında çöpleri karıştıran bir çingene bayanla karşılaşır. Durup bir müddet bu hanımı sey*reder. Neyini mi seyreder dersiniz? Bu çingene saçla*rına kırmızı güller takmış, ağzında sakızı bir şarkı söylüyor.



Hayatından o kadar memnun ki...





Bey kendi kendine der ki "Vay be! Şu kadın evine gittiği zaman, elini yıkayacak bir lavabosu bile yok. Ama hayatından ne kadar memnun. Ona sorsanız onun kadar mutlu bir kadın yok".

"Şimdi ben eve gideceğim, daha kapıdan içeri girer girmez, hanım başlayacak olumsuzlukları sayıp dök*meye" der.





Hakikaten evin kapısını çalar, hanım kapıyı açar. Başlar sayıp dökmeye. Bey hemen hanımın elinden tutar ve camın önüne getirir. "Bak hanım, şu çöpleri karıştıran kadını görüyor musun? Ne kadar mutlu ol*duğunu ve evine gittiği zaman, elini yıkayacak bir la*vabosunun bile olmadığını düşündün mü? Bu kadar nimetler içinde imtihan olunuyorsun, şükür yok, sa*bır yok. Vallahi ahirette bunun hesabını sana sorar*lar!" demiş.





Hanım diyor ki, "Mantıklı düşündüm vallahi ne kadar haklı. Ne zaman bir olumsuz şey ko*nuşacak olsam, aklıma o çöpleri karıştıran, saçındaki gül, ağzındaki sakızı ve şarkısıyla o çingene hanım gelir".



Zaman zaman içimizde olan sıkılmalar, yapmadı*ğımız ibadetlerin yerine geçiyor. Biz o ibadetleri yap*madığımız için, Allah bize ruh sıkıntısı vererek onları affediyor. Nedensiz sıkıntılar yaşıyorsak eğer, ibadet*lerimize dikkat edelim. Mehmet Kırkıncı Hocamın bir hatırasını burada yeri gelmişken anlatmak istiyorum:





Hocamız bir gün bir camide vaaz ederken Allah'ın Adaletinden bahsetmiş. Sohbet bitmiş, çıkarken bir ayağı topal olan bir zat "Hocam biraz durur musun?" demiş.





Hocamız ise "buyur ne var?" demiş. Adam "Ho*cam Allah'ın adaletinden bahsettiniz iyi hoş da, Al*lah'ın adaleti olsaydı beni topal yaratmazdı." der.





Hocamız o zaman "Kardeşim sen ruhlar âleminde Allah ile insan olacağına dair, sağlıklı olacağına dair bir anlaşma yaptın da, sonradan Allah sözünden vaaz mı geçti? Kedi olabilirdin, köpek olabilirdin. Bunların hiçi biri olmadın, seni insan olarak yarattı. Yeterli de*ğil mi?" demiş.





Bunun gibi hayatta neler için mutsuz olduğumuzu düşünelim. Sonra hiçbir şey için kaşların çatılmaya, suratların asılmaya değmeyeceğini idrak edelim.





Moralsiz olduğum bir günde, bir yerde bir dinleyi*cimle karşılaşmıştım da bana "Sizin gibi moral dağı*tan insanlara moralsizlik yakışmıyor" demişti.





Tıpkı bunu gibi, insan olarak yaratılan, ahsen-i tak*vim olan insana da mutsuzluk yakışmıyor. O halde mutluyuz, mutlusunuz, mutlular...


ALINTI
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ne söylerdin? Gündem/ Manşetler Kara Kartal 2 72 01 Mart 2024 08:31
Emine Aba Pazarda Videolar/Slaytlar Esma_Nur 8 348 04 Aralık 2023 17:23
Nehirden denize özgür Filistin 🇵🇸 Videolar/Slaytlar Kara Kartal 1 94 01 Aralık 2023 16:41
Hayallerimizi gerçekleşdirme bölümü Kişisel Gelişim ve Psikoloji Kara Kartal 12 365 01 Aralık 2023 16:29
Çok önemli tesbit Sağlık / Beslenme Esma_Nur 0 104 25 Kasım 2023 20:21

Alt 23 Ekim 2023, 21:00   Mesaj No:2
Medineweb EDİTÖRÜ
su damlası - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: su damlası isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 13055
Üyelik T.: 18 Aralık 2010
Arkadaşları:18
Cinsiyet:-
Memleket:sivas
Mesaj: 10.575
Konular: 696
Beğenildi:8161
Beğendi:9363
Takdirleri:25979
Takdir Et:
Standart

Bunun gibi hayatta neler için mutsuz olduğumuzu düşünelim. Sonra hiçbir şey için kaşların çatılmaya, suratların asılmaya değmeyeceğini idrak edelim.
__________________

"Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..."
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Biliyor musunuz? Mihrinaz Bunları Biliyor muydunuz? 1 03 Mayıs 2023 15:28
Ne mutlu size, ne mutlu bize ki, o bize sevgiyi, sevmeyi ve sevilmeyi öğretti.. MERVE DEMİR Hz.Muhammed(s.a.v) 1 07 Mayıs 2019 14:26
Tesettürlüyüm Mutluyum Mihrinaz Tesettür Konuları 1 11 Mart 2017 19:18
Zannediyor musunuz ki ? MERVE DEMİR Şiirler ve Şairler 10 21 Aralık 2015 14:38
Mutluyum, Huzurluyum, Seviyor ve Seviliyorum.. enderhafızım Evlilik-Nikah Konuları 9 07 Şubat 2014 00:36

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.