Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   Zeyneplere, Zeynep olmaya çalışanlara ve Zeynep Olamayanlara... (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/2607-zeyneplere-zeynep-olmaya-calisanlara-ve-zeynep-olamayanlara.html)

CaferTayar 04 Nisan 2008 10:15

Zeyneplere, Zeynep olmaya çalışanlara ve Zeynep Olamayanlara...
 

Sararıp dökülmeye başlayan yaprakları, gökyüzündeki kara kara yağmur bulutları, adeta insanın yüreğine ürperti veren tüm güzelliklerin üzerine çökmüş olan sisli havaya camdan bakarken, sevinçle hüznü bir arada yaşıyordu Zeynep.

Onu tanıyan arkadaşları çağın Zeynep'i lakabını takmışlardı. Ortaokulu, liseyi dışarıdan vermiş nihayet üniversite kapısına dayanmıştı.Bu arada lakabına yakışır bir şekilde bir gazetenin köşesinde yazdığı Kur'an merkezli, vahyi esas alan hikayeyi araç olarak kullanıp kaleme aldığı yazılarından dolayı bir çok kimse onu tanır, taktir ederdi. Çevresinde gördüğü aykırılıkları vahiy süzgecinden geçirip kaleme alır, insanların önüne sıkılmayacakları bir tarzda kaleme alıp koyardı. Oysa artık kendi hikayesinin başlayacağından habersizdi. Ertesi gün sınavı vardı ama o,sınavdan çok sınava alınıp—alınmayacağı endişesini taşıyordu. Devamlı dua ediyordu. Rabbine sığınıyor, ondan yardım bekliyordu. Tüm bu duygular benliğini kuşattığı bir anda acı acı çalan kapının zil sesiyle irkildi Zeynep. Gelen en yakın arkadaşı, sırdaşı, aynı düşünceleri paylaştığı onun için canı-cananı Haticeydi.

-Selamünaleyküm. Zeynep'im nasılsın?
-Aleykümselam. Hamdolsun Hatice.Hoş geldin buyur içeriye.
Beraberce içeri girip karşılıklı oturur oturmaz Zeynep hararetle atıldı söze;
-Tamda ifadesi mümkün olmayan düşünceler içerisindeyken geldin çok iyi oldu.Seni gördüğüme o kadar çok sevindim ki anlatamam.

Hatice Zeynep'in heyecanını, telaşını sezmiş olacak;
-Hayırdır.Sınav stresi erken başlamış olmalı.
-Keşke öyle olsa. Bu sınav benim ve benim gibi düşünenler için gerçekten bir dönüm noktası olacak gibi.
Hatice arkadaşının endişesini anlamış,onu rahatlamak istercesine müşfik bir şekilde karşılık verdi;
-Zeynep endişelenmene gerek yok. Biz duruşumuzu muhafaza edelim yeter ki. Sana uğramamdaki sebep hem seni görmek ,hem de akşam okuduğum ayetlerin düşünce dünyamda estirdiği fırtınalar....
Gece okuduğum surenin etkisinden olacak uyuyamadım. Belki de çoğu defa gözümüzün önünde olan, okuduğumuz bu ayetler zinciri beni adeta tekrar diriltti.

-Hatice arkadaşım sen ne diyorsun?Seni dirilten bu ayetler hangileri, hangi sure bu?

-Zeynep'im Yusuf suresi. Yusuf (as) kıssasını bilirsin. Yusuf peygamberle kralın eşi Züleyha'nın arasında geçen söz ve eylem aşamalarını hatırlar mısın? Hani Yusuf (as) oldukça yakışıklı bir gençti. Öyle ki,Züleyhayı Yusufu beğenmesinden dolayı eleştiren ve bunun içinde saraya davet edilerek karşılarına çıkan Yusufa bakan bayanlar, onu görünce neredeyse parmaklarını keseceklerdi. İşte Yusuf (as)'dan muradı olan Züleyha, bu niyetini Yusuf'a açtığında Rabbin nimeti sayesinde teveccüh etmiyor Yusuf. Bu noktada ortamdan kaçmaya çalışan Yusuf'a arkadan müdahale edip çekmeye çalışırken Yusuf (as)'ın gömleğini arkadan yırtar Züleyha. Muradına eremeyen Züleyha bu sefer de iftira atar Yusuf'a. Şahitler dinlenir ve karar çıkar

-Şayet Yusufun gömleği önden yırtılmışsa suçlu olan Yusuftur.Yok eğer arkadan yırtılmışsa suçlu olan Züleyhadır.

Yusuf (as) lehinde karar çıkar ve Züleyha suçlu bulunur. İşte Zeynep kısaca kıssa bu şeklide gelişir.

-Evet Hatice kıssayı bu haliyle biliyorum bende.
-Zeynep bu ayetleri okuyunca bir an kendimi sahabilerin yerine koydum. Her ikimizde aynı ayetlerle muhatabız. Onlar ve biz. Aynı menbaadan kana kana içmeye çalışan bizler. Neden aynı tavırları sergileyemiyoruz? Vahyin onlarda bıraktığı etki ile bizim üzerimizde bıraktığı etki neden aynı olmaz? Neden fark eder ki?

-Hatice haklısın. Bu bizim en önemli hastalığımız. Belki de bizler yaşantımızda vahyi konuşturacak iken, vahyin karşısında konuşmuşuz. Durumumuzu, konumumuzu, her şeyimizi ifade etmek için, meşrulaştırmak adına vahye gitmişiz. Her şeyimizi ona onaylattırmışız. Yürüyen Kuran olan bir peygamber gerçeği ortada iken vahyi hayata taşıyamamışız. Hep bir takım endişeler kuşatmış bizleri. Ben'lik duygularımızı aşıp ta Biz diyememişiz ki hiç. Biz demenin hazzını tadamamışız ki.

-Evet kardeşim katılıyorum tüm dediklerine. Ama bu Yusuf suresi beni çok düşündürdü. Gömleğin yırtılmasındaki anlam nedir? Gömlek önden-arkadan yırtılmış olsa ne ifade eder ki? Derken çözdüm. İşte o an sahabilerle aynı frekansı yakaladığımı hissettim. Her şey Yusuf (as) ile Züleyha da saklı. Yusuf (as) Züleyha' ya meyletmedi, yönelmedi. Yüzünü muvahhid olarak Rabbine çevirdi. Züleyhadan kaçtı, ondan Rabbine hicret etti. Züleyhanın muradından çok Rabbinin muradına koştu. Acaba bugün vahyi yaşantıya hakim kılma yönündeki engeller nelerdir? Bunlar bizim için birer Züleyha değil midir? Bize Allah ve Resulünden daha sevgili gelen Züleyhalarımız nelerdir? İşte asıl gündem bu olmalı. Pratikteki Züleyhalarımızı tesbit edip, bunlar karşısında Yusuf (as) gibi bir duruş sergileyemediğimiz an kaybettiğimizin işaretidir. Bizle bu kavgada gömleği arkadan yırtılanlardan olmak durumundayız. Bu ise devamlı önde olduğumuza işaret eder. Önde olan biziz geride olanlar ise Züleyhalarımız. Arkaya dönmeden, bakmadan emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak kaydıyla yüzümüzü Rabbim'ize çevirmeliyiz.

-Hatice gerçekten ben bu ayetleri hiç böyle düşünmemiştim. Aman Yarabbi. Tüylerim ürperdi. Çoğu zaman kıssa der geçeriz. Ama öyle mi kardeşim. Sen bugün bana Rabbim'in bir lutfu oldun. Hatice şimşekler çaktırdın düşünce dünyamda. Tamda sınav arifesinde. Nasıl ki Yusuf (as) gömleğini çıkarmadıysa benim gömleğimde örtümdür. Tesettürümdür. Şimdi anladım. Ben bu kıssaya muhtaçmışım. Bu kıssa beni diriltti. İşimi kolaylaştırdı.

Tüm bunları ifade ederken Zeyne'in gözleri ışıl ışıl parlıyor. Kabına sığmaz bir hale bürünüyordu. Sanki bayramdı o an onun için. "Rabbin verecek ve sende hoşnut olacaksın" emri tezahür ediyordu.
Hatice ile Zeynebin sohbetleri ilerledikçe ilerledi. Nihayet ilerleyen saati dikkate alan Hatice;

-Kardeşim Zeynebim. Artık kalkmalıyım. Ama duamız odur ki, "Rabbimiz Züleyhalarımız karşısında gömleği arkadan yırtılanlardan eyle. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sensin bizim mevlamız. Bizim senden başka kimimiz, kimsemiz yok. Bizlere yardım eyle.(AMİN) Rabbim yarın ki imtihanında yar ve yardımcın olsun. O sığınağın, o yaranın, o gören gözün, yazan kalemin olsun. Sen ve senin gibi çağın Zeyneblerine....
Her iki arkadaş birbirlerine şimdiye kadar hiç yaşamadıkları bir duygu seli ile sarılıp, kucaklaştılar., selamlaşıp ayrıldılar.
Zeynep; Haticenin sözlerini düşündü, durdu. Derken hayli ilerleyen zamanı görünce Namazını kılıp,derin düşünceler içerisindeyken uykuya dalıp gitti .

Sabah erkenden sınava gireceği okulun yolunu tuttu.Yol boyunca hemen hemen nereye baksa sınava girecek insanların telaşlı halini, koşuşturmalarına şahit oldu.Otobüslerde , özel araçlarda, kaldırımlarda sınav yarışı daha şimdiden başlamıştı sanki. Nihayet öğrenciler sınav numaralarının son rakamına göre grup grup sınava girecekleri sınıflara alınmaya başlamıştı ki, Zeynep'i başörtülü olmasından dolayı endişe sardı bir an. Ama o her an hazırlıklıydı. Problemsiz bir şekilde diğer öğrencilerle beraber oda sınava gireceği anfi şeklindeki oldukça büyük salona girdi. Salondaki diğer arkadaşlarıyla da bekleme sürecinde oldukça güzel sohbetler, diyaloglar geliştirdi.Salondaki diğer öğrencilerde onun başörtülü bir şekilde sınava girebilmiş olmasından memnun gibiydiler. Hem neden olmasınlardı ki? Hemen hemen bir çoğumuzun Annelerinin, bacılarının başları örtülü değil miydi? Bir bez parçasından rahatsızlık duymak asıl yobazlık değil de neydi? Derken soru kitapçıkları dağıtılmaya başlandı. İşte tam o sırada sınav komisyonu başkanı ve beraberinde adeta badygard gibi gezen birkaç kişiyle sınav salonuna geldi. Gözler sanki bir şey arıyordu. Değerli bir şeyini kaybetmenin verdiği endişeyle aranan yüz ifadesi vardı sanki. Derken Zeynep ile göz göze geldi.

-Hanımefendi lütfen dışarı gelir misiniz? Bu şekilde sınava girmeniz mümkün değil.
Bu ifade Zeynep kadar sınava giren diğer arkadaşlarını da üzmüş, birkaç kişinin sözlü ifadeleri fayda vermemişti. "Çağın Zeynebi" ismi ile amil olan bu genç kız oturduğu sıradan ayağa doğru doğruluyor. Ve Züleyhasını kurban ediyordu.

-İmtihan için geldiğim bu ortamdan, imtihanı kazandığıma inanarak çıkıyorum. Benim için Rabbimin imtihanı daha çetin, daha zor. Ben onu kazanayım da varsın bu imtihana girmeyeyim. Yusuf (as) ifadesiyle;

"...Rabbim zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden daha sevimlidir. .."(Yusuf.33) ayetini okudu.

Zeynep yavaş yavaş oturduğu masasından çıkıp, gösterildiği gibi dışarıya doğru ilerlerken geride bıraktığı koskoca anfideki yüzlerce kardeşi ayağa kalkmış çağın Zeynebini desteklercesine alkış ritmi tutuyordu. Zeynep hıçkıra hıçkıra koşar adımlarla dışarı çıkarken bahçede en yakın arkadaşı adeta onun önünü beklemekteydi. En sevdiği arkadaşı Haticeydi bu. Aralarında birkaç metre kadar bir mesafe kalmıştı ki, bir an durakladı Zeynep. Elleriyle gözyaşlarını silip, hıçkırıklarını içerisine gömdü adeta. Kendini toparladı. Yüzlerce öğrenci yakınının olduğu okul bahçesindeki sessizliği Zeynebin feryadı bozdu;

-Hatice . Kardeşim Haticem. Züleyhama arkamı döndüm. Gömleğimde arkamdan yırtıldı.Şahid ol kardeşim şahid ol.

İki kader arkadaşı kalabalığın alkışları arasında çevirdikleri bir taksiye atlayarak yoğun trafiğin arasında kaybolup gittiler....

Mükerrem BULUT

Muhsin Arslan 04 Nisan 2008 21:57

Cvp: Zeyneplere, Zeynep olmaya çalışanlara ve Zeynep Olamayanlara...
 
Zeyneplerin Önderi Zeynep Gazali


Dünyadaki İslâmî faaliyetleri takip edenlerin tümü Zeyneb Gazalinin adını mutlaka duymuştur.

Birçoklarımız onun eserlerinden ve fikirlerinden istifade etmişizdir. Bu değerleri kadın önder 3 Ağustos 2005 Çarşamba günü 88 yaşında vefat etti.

Yüce Allahtan kendisine rahmet ve mağfiret diliyor İslâm âleminin başı sağolsun diyoruz. Zeyneb Muhammed el-Gazali el-Cubeyli 2 Ocak 1917 tarihinde Mısırın başkenti Kahirenin kuzeyinde yer alan Buheyre vilayetinin köylerinden birinde dünyaya geldi.

Babası el Ezher Üniversitesinin âlimlerindendi. Kızının yetişmesine ve İslâmî bir bilinç kazanmasına büyük önem veriyordu. Meşhur sahabe kadınlarından Nesibe bintu Kabı kendine örnek alması ve onun gibi fedakâr, gayretli biri olması için kızına çoğu zaman onun adıyla hitap ediyordu.

Zeyneb Gazali on yaşına geldiğinde babası vefat etti. O da annesi ve kardeşleriyle birlikte Kahireye göç etti. Büyük ağabeyi Muhammedin itiraz etmesine rağmen burada tahsilini devam ettirmek istedi. Annesi de kızının, büyük ağabeyinin sözünü dinlemesini istiyor, çünkü babasının vefatından sonra ağabeyinin himayesinde ve vesayetinde olduğunu düşünüyordu. Muhammed, Zeynebin köydeki tahsilinin ve babasından aldığı derslerin kendisi için yeterli olacağını düşünüyordu. Ancak ikinci ağabeyi Ali, kız kardeşinin okumasına taraftardı ve ona kitap alıyordu. Zeyneb sadece kitap okumakla yetinmedi ve 12 yaşına geldiği sırada bir gün caddeye çıkarak okul aramaya başladı. Bir kız okulu buldu ve müdürle görüşüp okula kabul edilmesini istedi.

Ağabeylerinin bu konudaki farklı tutumlarından da söz etti. Müdür onun pamuk tüccarı olarak meşhur dedesini ve Ezher âlimlerinden olan babasını tanıdı, çocuğun zekâsı da ilgisini çekti. Okumasına destek veren ağabeyi Alinin gelip kendisini okula yazdırmasını istedi. Bu hadiseden sonra birinci sınıftan okula başlayan Zeyneb iki ay sonra bir imtihanla ikinci sınıfa geçti.Bir yandan resmi okullarda tahsilini sürdüren Zeyneb Gazali bununla yetinmeyerek ayrıca dinî ilimlerde medrese âlimlerinden özel dersler aldı. Bunların içinde Ezherin ileri gelen âlimleri de vardı.Zeyneb Gazali liseyi bitirdiğinde Hudâ Şaravinin başkanlığındaki Kadınlar Birliğinin üç kız öğrenciyi Fransaya göndermek istediğini öğrendi ve bu ekibin içinde yer almak için müracaat etti. Bu müracaatında Hudâ Şaravîyle görüştü, o da kendisiyle yakından ilgilendi ve Fransaya gidecekler listesine aldı.

Bir ay sonra yola çıkılmadan hemen önce Zeyneb babasını rüyasında gördü. Kendisine Fransaya gitme Allah sana Mısırda daha hayırlı bir karşılık verecektir diyordu. Bu rüya üzerine özür dileyerek Fransaya gidemeyeceğini açıkladı. Onun böyle bir açıklamada bulunması Huda Şaravîyi şaşkına çevirdi. Çünkü ona büyük ümit bağlamıştı.

Zeyneb Gazali, Fransaya gitmemekle birlikte Kadınlar Birliği bünyesinde çalışmaya devam etti. Ancak teşkilattaki bazı kadınlar onun faaliyetine itiraz ediyorlardı çünkü konuşmaları çoğunlukla İslâmî bir içerik taşıyordu. Öte yandan üyesi olduğu kadın teşkilatı feminist ve Batı yanlısı görüşleriyle tanındığından Ezher âlimleri de böyle bir teşkilatın mensubu olan Zeyneb Gazalinin camilerde vaaz vermesine karşı çıkıyorlardı. Böyle iki itiraz arasında kalan bu genç hanım her şeye rağmen çalışmalarını sürdürdü ve Kadınlar Birliği üyesi birçok bayanı görüşleriyle etkiledi.Bir gün mutfakta yemek hazırladığı sırada gaz ocağı patladı ve Zeyneb ölümle burun buruna geldi. Bedeninin epey bir kısmı bu olayda yandı.

Mahrem yerlerine yabancıların bakacağı korkusuyla hastaneye gitmeyerek evinde tedavi görmeyi tercih etti. Bu sırada yeniden sağlığına kavuşması durumunda Kadınlar Birliğini bırakacağına dair adakta bulundu.


İşte bu hadise onun hayatında bir dönüm noktası gibi oldu. Hayatından büyük ölçüde ümit kesilen Zeyneb yeniden sağlığına kavuştu ve artık, ömrünün kalan kısmını sahabe kadınlarını örnek alan hanımlar yetiştirmek için adamış bir davetçi, dava önderi gibi çalışmaya başladı.1937de Müslüman Hanımlar Cemiyetini kurdu ve bu cemiyetin bünyesinde topluma bilinçli, duyarlı ve bilgili kadınlar kazandırmaya başladı.

Bu cemiyeti kurmasından bir yıl sonra Müslüman Kardeşler cemaatiyle irtibata geçti. Bu cemaatin kurucusu İmam Hasan Benna kendisine aralarına katılmasını ve Müslüman Bacılar bölümünün başkanlığını yapmasını teklif etti. Önce bu teklifi reddetti. Ancak 1948de bu cemaate katıldı. Sonraki yıllarda cemaat içinde oldukça önemli ve etkin roller üstlendi.Davet amaçlı çok sayıda konferans veren, kitap ve makale yazan, seyahat gerçekleştiren bu değerli hanım tarihe adını yazdırmış müstesna, örnek ve önder kadınlardan biriydi.
Yüce Allah mekânını cennet eylesin.

Beytül Ahzan 03 Eylül 2014 18:46

Cevap: Zeyneplere, Zeynep olmaya çalışanlara ve Zeynep Olamayanlara...
 
Zamanlarını Zeyneb'leştirmeyenler;
Zamanın Zeyneb'i olamazlar ..



Sabiha Ateş Alpat

Allahın kulu_ 31 Mart 2015 16:52

Cevap: Zeyneplere, Zeynep olmaya çalışanlara ve Zeynep Olamayanlara...
 
Allah cc razi olsun

Mihrinaz 13Haziran 2020 22:59

34 nolu hücre… Bir kadın dizleri üzerine çökmüş, içerisi kapkaranlık, doğu da-batı da kendisine kıble. Daracık bir alan. Günlerce yapılan işkencelerden yorgun bir ses tonuyla niyazda bulunuyor baş koyduğu yolun Rabbine;

“ Yol uzun ve meşakkatli biliyorum, sınanmak zor, ama gücüm yettiğince, bu toplum dirilinceye, insanlık Kur’an ve sünnetin sancağı altında gölgeleninceye kadar, hayırdan ve yolundan dönmeyeceğim. Ve ancak yaşadığım bütün sıkıntıların karşılığını senden bekliyorum. Senden yolunda sabit kalmak için yardım diliyorum.”

Bir kişi düşününki; sabır, azim ve mücadeleyle geçirilmiş 88 yıllık bir yaşam. Ülkesinin ve ümmetin yapı taşlarını yeniden yapılandırmak, fikir yaşamını yeniden diriltmek için uzun soluklu ve zor bir koşu. Yılmak bilmeyen iman gücü, Sahabe’nin yaşamından örneklerle donatılmış bir hayat. Dava ruhunu hakkıyla kavramış bir insan. Dik duruşlu ve onurlu bir kişilik. Kimliğine Hakk’ı libas yapmış bir mümine…

Esma_Nur 10 Ağustos 2020 21:21

Çok anlamlı paylaşımc*


SAAT: 22:58

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306