Allaha nasıl müracaat edeceğiz !

[Abdulhamit 1]

Allaha nasıl müracaat edeceğiz !

NİSA 59:...Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve Peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

EVET NİSA 59 AYETİ BÖYLE DİYOR .

BU AYETİ AÇIKLAYALIM İNŞALLAH

Ayet açık haliyle diyor ki, İhtilaflarınız durumunda Allaha ve peygambere müracaat edin diyor. Bu tarz hareketin sonu hem hayırdır hem de pek güzel bir davranış şeklidir.

Allaha doğrudan doğruya müraacat yapılamayacağına göre peygambere müracaat edilecektir ki O Allahın resulu olması dolayısıyla Allah adına hüküm verecektir.

DİKKAT Kİ, HÜKMÜNÜ ALLAHA SORARAK MI VERECEKTİR YOKSA ELİNDEKİ KURANA GÖRE Mİ VERECEKTİR.

O HALDE ALLAHA MÜRACAAT KURANA MÜRACAAT DEĞİL MİDİR ?

Ayrıntısıyla devam edeceğim inş

[Abdulhamit 1]

ALLAH İLE RESUL YANYANA İKİ KELİMENİN KULLANIŞI NE ANLAMA GELİR ?

Bakın Nisa 59 ayetinde yalnızca peygambere veya yalnızca Allaha müracaat ediniz denmemiş. Allah ve resulune ( Her ikisine ) müracaat ediniz denmiş. Diğer ayetlerde de hep yan yana iki kelime

Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin ve O’ndan yüz çevirmeyin.” (Enfal, 8/20)

Allah’a itaat edin; Rasûl’e itaat edin.” (Nisâ, 4/59; Nûr, 24/54...)

“De ki: ‘Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin”(Al-i İmrân,3/31).

Din sahibi Allah olduğuna göre kullarının tüm ihtilaflarını çözecek kuranı Kerimi Peygamberinin şahsında tüm kullarına inderen O dur. Peygamberine en güzel bir biçimde kitabı ve hikmeti de öğreten O dur.

Kuranı Kerimde herşey vardır. Yaş kuru ne varsa bu kitabın içinde diyen Allahın kendisidir.

Nisa 59 ayeti Enam 59 ayetiyle çakışıktır. En’am Sûresi, 59 ayette; “Yaş ve kuru herşey Kitab-ı Mübin’de vardır.” buyurulmaktadır

Evet, her şey Kur’anda vardır. Fakat ayrıntılarıyla değil, esaslarıyla vardır. Küçük bir çekirdekte, ağacın plan ve programının yazılı olması şeklinde vardır. Kainatta ve insanlık aleminde cereyan eden kanunlara işaretler şeklinde vardır.

İŞTE BU İLAHİ KELAM GEREĞİ RESUL KURANIN AÇIKLAYACISIDIR.

DİYECEĞİM O Kİ PEYGAMBER EFENDİMİZ TÜM KURANI BAŞTAN SONA TEFSİRİ İLE BİRLİKTE BİLİYORDU VE BU ONA HİKMET SAHİBİ OLARAK ÖĞRETİLMİŞTİ DE

Allah resulu Kuranı, Kuran ile açıklamıştır. Çünkü O bir hikmet sahibidir. Diyebilirim ki, KURANI TAM OLARAK AÇIKLAMASI İÇİN en üst seviyede hikmeti Allah peygamberine vermiştir. Vermesinde de daha doğal birşey olamaz.. Bu sebeble peygamber efendimiz Hz Muhammedin ( as ) hem hadisleri ve hem de sünnetleri kurana dayanmaktadır. Kurandan çıkmıştır.

AYETİ BİR DAHA YAZALIM VE SORUMUZU ŞÖYLE SORALIM

NİSA 59:.....Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve Peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

NİSA 59 AYETİ GEREĞİ RESUL ŞU ANDA ARAMIZDA MIDIR ?

Allaha nasıl arzedeceğz ihtilaflarımızı cevap nereden gelecek bize ?

Veya şu anda Resul aramızda olmadığına göre Resule ihtilaf durumlarımızı nasıl arzedeceğiz ? Cevabı nereden gelecek ?

devamı var

[Abdulhamit 1]

NİSA 59:.....Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve Peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

DİKKAT Kİ, RESULE İNTİKAL EDEN BİR İHTİLAFTA RESUL HÜKMÜNÜ ALLAHA SORARAK MI VERECEKTİR YOKSA ELİNDEKİ KURANA GÖRE Mİ VERECEKTİR ?

KURANA GÖRE DEĞİL Mİ ?

O HALDE ALLAHA MÜRACAAT DEMEK KURANA MÜRACAAT DEMEKTİR ?

İŞTE

Nisa 59 ayetiyle bağlantılı diğer ayetlerde şunlardır

Maide 43: İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine başvuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar. Bunlar inanan kişiler değillerdir.

PEYGAMBER HÜKMÜNÜ KURANDAN VERMİŞTİR.

Nisa: 65
Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin etmedikçe iman etmiş olmazlar. Sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar."

PEYGAMBERİN HAKEMLİĞİ KURAN ÜZERİNEDİR.

"Allah kendi şerefli mukaddes zatına yeminle ifade buyuruyor ki bütün işlerde Allah ve Rasulunü hakem tayin etmedikçe hiç kimse gerçekten iman etmiş olmaz. Onun verdiği hüküm gizli ve açık her zaman bağlanılması farz olan hak ve gerçektir. Bunun içindir ki Allah "Sonra aralarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar." buyurmuştur.

PEYGAMBERİN HÜKMÜNÜ KİTAPTAN ( KURANDAN ) VERDİĞİNİ KANITLAYAN AYETLERE BAKALIM.

O gün her ümmetten bir kişiyi onlara şahit tutarız. Seni de ümmetine şahit getiririz. Biz bu Kitab’ı sana; her şeyi apaçık belirtsin, doğru yolu göstersin, ona bağlananlara iyiliği bol ve bir müjde olsun diye indirdik.” (Nahl 16/89)

Size apaçık (her şeyi açıklayan) kitabı indiren Allah'ın hükmünden başka bir hüküm kabul eder miyim?" (En'am: 114)

"Ben ancak bana vahye edileni bildiriyorum." (Yunus: 15)

"İhtilafa düştüğünüz her meselede hüküm verecek olan Allah'tır." (Şura: 10)

Diyorlar ki: "Hüküm vaaz etme işinde bize bir pay var mı?" De ki: "Emir. ve hüküm yalnız Allah'a mahsustur." (Al-i İmran: 154)

Allah'ın rasulü sallallahu aleyhi ve sellem bize Allah'ın emirlerini getirdiği için kendisine itaaT
ediyoruz. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Biz resullerden hiç kimseyi, ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir gaye ile göndermedik." (Nisa: 64

İbni Kesir bu ayeti şöyle tefsir ediyor:
"Allah-u Teâlâ Kerim ve Mukaddes nefsine yeminle; bütün işlerde Rasulullah'ın hükmüne başvurmadıkça kimsenin iman etmiş olamayacağını bildiriyor. Çünkü O'nun hükmü hakkın da kendisi olup buna zahiren ve batinen uyulması gerekir. (İbn Kesir tefsiri 5/502)

[Abdulhamit 1]

NİSA 59:.....Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve Peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

Sahabiler, Nisa 59 ayetinin hükmünü direk hayatlarına geçirmişlerdir. Sahip oldukları dil bilgileri, akıl ve zekaları, kültürleri ve gerçeğe olan tutkularıyla, okudukları Kur`an ayetlerini genellikle anlamaya çalışıyorlar, anlayamadıklarını veya ihtilafa düştükleri konuları doğrudan Hz. Peygamber efendimize soruyorlardı. Çünkü ayette yer alan Allaha müracaat edin kelimesinin anlamı aynı zamanda peygambere müraacat ile eş anlamlı olduğunu çok iyi biliyorlardı.

Peki ya günümüzde Nisa 59 ayetinin hükmü nedir ?

Kuranı kerim evrenesel bir kitaptır. Ayetleri her çağa hitap eder. Ondaki hükümler kıyamete kadar geçerli olan hükümlerdir. Sahabeler bu ayetin mesajını anladı ve hayatlarına tatbik etti.

Peki ya biz ? Nasıl anlayacağız bu ayetin hükmünü ve verdiği mesajı ?

NİSA 59 AYETİ GEREĞİ RESUL ŞU ANDA ARAMIZDA MIDIR ?

Allaha nasıl arzedeceğz ihtilaflarımızı cevap nereden gelecek bize ?

Veya şu anda Resul aramızda olmadığına göre Resule ihtilaf durumlarımızı nasıl arzedeceğiz ? Cevabı nereden gelecek ?

Dinimizde hiçbir eksiklik yoktur. Allahü teâlânın kemale erdirdim dediği dinde eksiklik arayanlar, şu âyete inanmamış olurlar:

(Bugün, dininizi kemale erdirdim, ikmal ettim. Size olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı seçtim.) [Maide 3]

Dinimizin kemale ermesi ve Allahın bize nimetimi tamamlaması demek Allahın içinde herşeyi açıklayan kuranı Kerimi peygamberin sünnetinde kemale erdirmesi ve nimetini tamamlaması demek değil midir ?

O halde yukarıdaki sorduğum soruların cevapları verildi demektir.

NİSA 59 AYETİNİN VERDİĞİ MESAJI GÜNÜMÜZE UYARLAYACAK OLURSAK

Allaha müracat= KURANI KERİME Müracaattır. Resule müracaat ise= Peygamberin hadis ve sünnetlerine müracaattır.

İhtilafa düştüğümüz durumlarda İlk müracaat mercimiz kuranı kerimdir. ( Allah kelamıdır )
Şayet ihtilaflarımızn çözümü kuranda açık seçik haliyle yer almıyorsa bu defa peygambere müracaat edilir . Yani peygamberimizin kuranı açıklayacısı sünnet ve hadislerine müracaat edilir. Zaten bu iki kaynak Dinin özüdür. Allah âyetleri; birbirini açıklar şekilde Kur’an’a yerleştirmiş, Elçisi ise, söz ve uygulamaları ile onları pekiştirmiştir.

BUNLAR
Allahın biz kullarına Nisa 59 emriyle her zaman başvuracağımız kaynaklardır. Ayette de belirtildiği gibi bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir

Selam ve dua ile
Abdulhamit 1