Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ? (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/16965-kuranda-gecen-veli-sozlerinden-neler-anlamaliyiz.html)

Yitiksevda 22 Ocak 2010 23:37

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
1. e lâ : öyle değil mi
2. inne : muhakkak
3. evlîyâe allâhi : Allah'ın dostları
4. lâ havfun : korku yoktur
5. aleyhim : onlara
6. ve lâ : ve olmaz
7. hum : onlar
8. yahzenûne : mahzun
(Yunus 62)

Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.
(Yunus 63)

Yakuti kardeşim bu ayetleri bir bütünlük içerisinde ele alırsak Bu Veli kavramı kimseye bir ayrıcalık sağlamaz yani kimseyi kimseden üstün kılmaz Burda Allah'ın dostları kastı takva sahibi bütün müslümanlaradır birilerine özellik atfetmez ..aynı kanıdamıyız ?

yakuti 23 Ocak 2010 00:06

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Alıntı:

YitikSevda Üyemizden Alıntı
1. e lâ : öyle değil mi
2. inne : muhakkak
3. evlîyâe allâhi : Allah'ın dostları
4. lâ havfun : korku yoktur
5. aleyhim : onlara
6. ve lâ : ve olmaz
7. hum : onlar
8. yahzenûne : mahzun
(Yunus 62)

Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.
(Yunus 63)

yakuti kardeşim bu ayetleri bir bütünlük içerisinde ele alırsak Bu Veli kavramı kimseye bir ayrıcalık sağlamaz yani kimseyi kimseden üstün kılmaz Burda Allah'ın dostları kastı takva sahibi bütün müslümanlaradır birilerine özellik atfetmez ..aynı kanıdamıyız ?

Bu açıklamanıza katılmam mümkün değildir. Çünkü, yeryüzüne gelmiş-geçmiş veya gelecek ne kadar insan varsa, o kadar da bunlara ait seviye ve makam vardır diye düşünüyorum. Nitekim bu insanlar için böyle olduğu gibi, cinler ve melekler için dahi böyledir. Hz. Ebubekire ait bir hadis-i şerifte geçen "Ebu Bekir'in imanı bütün insanların imanıyla tartılacak olsa, Ebu Bekir'in imanı daha üstün/ağır gelir." ibaresi de buna delil bir beyyinedir. Dolayısıyla, yaratıkların hiçbirinin makam ve seviyeleri bir olmadığı gibi, Allahın veli kulları ile avamın ve havassül havas denilen ulul elbab = ilimde derinleşenlerin dahi seviye ve makamları asla bir değildir ve olamaz. Esasen böyle bir şeyi iddia etmek eşyanın tabiatına ve sünnetullaha dahi aykırıdır. Lütfen araştırma ve tahkiklerimiz daha detaylı yapalım ve dini bilgilerimizi kaynağından öğrenelim .

Yitiksevda 23 Ocak 2010 00:15

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Canım kardeşim Üstünlük takva iledir bu bağlamda kim takva ehli ise o Allah katında daha üstündür Yaradılış itibariyle herkes eşittir ama yaşamı Kurani olanlar elbette Allah katında üstündür Takva dışında hiç bir makam ile kimse kimseden üstün olamaz

Hz Ebubekir imanı olayına gelince Mecazi bir anlam ile Allah resulünün Hz Ebubekiri övmesidir yani İmanının sağlamlığını belirtme adınadır.

Şimdi kardeşime şu örneği vereyim Allah resulü İmam Aliye Esedullah diyor anlamına bakınca Aslan ama anlayacağımız dile çevirdiğimizde Bir aslan kadar güçlü ve sağlam bir insan profili ile İmanına övgü yapılıyor bu ve benzeri mecazi vurgular Allah resulü tarafından bir çok sahabeye yapılmıştır.


Tağuta tapmaktan kaçınıp da Allah yoluna yönelenlere güzel müjde vardır. Ey Muhammed! Dileyip de en iyi söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdikleri bunlardır. İşte onlar aklı başında bulunanlardır
(Zümer suresi 17-18)

Bu ayeti kerimede (Ulul Elbab) sizin deyiminizle zikir sahipleri olarak anılan kesim Aklederek düşünerek TAHKİKİ BİR İMAN ile doğru yolu bulanlardır yani özel bir din sınıfına işaret değildir bilakis bu özelliklere sahip olabilen tüm Müslümanlaradır...

Ama derseniz Kırklar yediler üçler vs vardır ben kabul etmem Bular Kurani kavramlar değildir çoğu zaman bu sıfatlar ile anılan kişilere insan üstü özellikler yükleniyor ve hatta tasarruf hakkının olduğu iddia edilen kesimler dahi anlatılıyor bunlar Kurani kavram değildir eğer diyorsanız Kurani kavramlardır buyrun ispatlayın değerli kardeşim Allaha emanet olunuz...

yakuti 23 Ocak 2010 00:28

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Havassül-Havas demek Ulul-elbâb demektir. Ulul-Elbâb ise, Kuranî bir tabirdir ve Ali İmrân Sûresi 7. ayette geçer. Yani, ilimde derinleşenler manasına gelir ve Kuranda muhkem=açık manâsı pek anlaşılamayan müteşabih ayetleri anlayabilecek seviyede ilim sahibi olanlar manâsına gelir. Ayrıca kurnaı Kerimde herşey bulunup bahsi geçseydi, Sünnete ve ümmetin müçtehid ve fakih alimlerinin icmaına, kıyasına hiç lüzum kalamazdı ! Nitekim, "Muaz Hadisi" diye geçen hadis-i şerifte Peygamberimiz kendisine ;" Ya Muaz ne ile amel edeceksin ?" diye sorduğunda Kitapla diye ceva veri. Kitapyta buılaamzsan...diye başlayan aynı soruların tekrarını en sonda kendi içtihadımal amekl ederim diye sonlandırı. Buradan da anlaşılacağı gibi, herşey kitapta olsaydı Peygamberimiz Hz.Muaz'a (r.a.) "Kitapta bulmazsan !" dye bir soru sormazdı. Şu halde sizin bize sormuş olduğunuz "Kırklar yediler üçler, isimleri Kuranda geçmiyor, o halde yokturlar !" iddianız batıldır. Şahsen bizim de bunalr hakkında ilmimiz yoktur. Ancak, ehline sorup bilgi almak mümkündür. Ben bu kadar biliyorum. evet000

Yitiksevda 23 Ocak 2010 00:42

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Sana bu Kitab'ı indiren O'dur. Bu Kitab'ın bir kısım ayetleri kesin anlamlı (muhkem)dir, bunlar onun özünü oluştururlar. Diğer kısmı da birden çok anlamlı (müteşabih)dir. Kalplerinde eğrilik olanlar fitne çıkarmak ve keyfi yorumlar yapmak amacı ile bu kitabın birden çok anlamlı ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onların yorumunu sadece Allah bilir. Köklü bilgiye sahip olanlar ise «Bu Kitab 'a inandık, O bütünü ile Allah katından gelmiştir» derler. Bunu ancak aklı başında olanlar düşünebilirler.
(Ali İmran 7)

Yakuti kardeşim bakın sizin dile getirdiğiniz ulul elbab olarak bilinmesi gereken kişilik aklı başında olup Allah'ın kelamına şüphesiz iman getirenlerdir .Ama sen öyle inanmak istiyorsan saygı duyarım ben de farklı inanabilirim sorunda yok Allaha emanet olunuz saygılarımla.

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2010 11:40

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Sayın Dua dilencisi kardeşim eğer cemaatler ve tarikatlar bir insanı yüceltip o kişiyi çok özel yüce bir konuma getirip o kişinin bizleri Allah a yaklaştıracağı söyleniyorsa bu topluluk ve oluşum Rabbin onaylamadığı bir durumdur diye sorunuza cevap vermek isterim. Bugün öyle tarikatlar var ki şeyhlerinin kendilerine hesap günü şefaat edeceğine inanıyorlar. Düşünün Allah benden başka şefaatçi yoktur demesine rağmen. Siz eğer benim bildiğim bir cemaat var ki, sırf yardımlaşma ve iman adına kur’anı anlamaya çalışan bir toplum dur diyorsanız, buna kimsenin itirazı olmaz. Bu cemaat hiç kimseyi ön plana çıkarıp yüceltmiyor da, Allah tan istenmesi gerekenler ondan beklenmiyorsa, neden yanlış olsun böyle bir toplum. Buna benzer geçmişte sanırım birçok cemaatler olmuştur ve bence günümüzde en büyük eksikte böyle cemaatlerin ne yazık ki günümüzde örneğinin artık yaşanmaması diye biliriz. Günümüzdekileri bir düşünün ve değerlendirin sanki birer holding, para basan birer merkez bankası gibi. Bu konudaki yorumu size bırakıyorum.

Değerli kardeşim şu cümlenizi önce yazalım ve üzerinde konuşalım. (Bir sohbette dünyada iyi kişilerle arkadaş olursak ahirette kendi amelinden feragat edip amelinden bize verileceğini dinlemiştim şimdi bu açıklamanız kafam karıştı .) Bana arkadaşını söyleyin senin ne olduğunu söyleyeyim diye bir söz vardır. Gerçekten iyi dost insanı doğruya Allaha, kötü dost insanı şeytana yaklaştırır. Cümlenizin son kısmındaki sözleri Kur’an onaylamaz yani kimse kendi amelinden bir başkasına veremez. Bu sorunuzu kur’ana soralım bakın ne cevap verecek?

Bakara 123: Hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

Bakara 48: Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.

Bakara 107:Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır, hepsi O'nundur. Size de Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır

Tevbe 116: Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı

Yukarıdaki ayetlerden ve daha yazmadığım birçok ayetlerden anlıyoruz ki kimse kimseye yardım edemez, Allah tan başka. Hele kendi sevaplarından bir başkasına aktarmak zaten kur’anın tümüne aykırıdır. Şimdi düşünün İbrahim peygamber babasını bir türlü ikna edememiş ve Allah ın dostu sözleriyle öğülmüş bir peygamberdir. Bu bile babası için bakın ne diyor kur’an da.

Mümtehine 4: Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır.

İbrahim peygamber bakın babasına bırakın kendi sevaplarından aktarmayı ya da günümüzde söylendiği gibi peygamberlerinde şefaat yetkisi vardır demeyi. Yalnız senin için Allaha dua edip af dileyeceğim diyor. Çünkü Allah tan sana gelecek şeyi geri çevirmek gücüm yoktur diyor. Rabbim bu örnekleri boşuna vermiyor, bizler düşünüp ibret alalım diye veriyor.

Peygamberimizin vefatından sonra dikkat edin arkasından hiç kimse görevlendirilmemiştir, çünkü ben Müslümanın diyen herkesin bu kitabı ve dini anlayıp anlatmak, bizlerin görevidir de ondan. Her insan aynı kapasitede değildir. Onun içindir ki hepimiz birbirimize yardımcı olmalıyız. Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken rehber Kur’an olmalıdır. Onu anlamaya çalışmak ve onun sözlerine ters düşen hiçbir sözü kabul etmemek dikkat edilecek en önemli unsurdur. Eğer bizler cahil, okuma yazma bilmeyen insanları Rabbin kelamındandır diye beşerin sözleriyle kandırırsak, onlara yaptığımız bu yanlışın hesabını Rabbe vereceğimizi de unutmayalım. Bizler iyi ve saf duygularımızla bazen doğru sandığımız kişilerin sözlerini Allah katından zannedip yanıla biliyoruz. Bizlere düşen eğer imkânımız varsa Rabbin kelamına direk müracaat etmeliyiz, onu anlamaya çalışarak çevremizden de elbette yardım almalıyız. Eğer böyle bir imkânımız yoksa en yakınımızın yardımına müracaat edip yardım almalı ve öğrenmeye çaba göstermeliyiz. Allah bu yolda çabalarımızı boşa çıkarmasın inşallah. Rabbim yardımcımız olsun cümlemizin.

Diğer arkadaşımıza benim cevap vermeme gerek kalmadı, çünkü Yitik sevda kardeşim gerekli cevapları vermiş, Allah ondan razı olsun. Bakın tek bir ayet bile nasıl cevap vermiş Yakuti kardeşimize. (Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.(Yunus 63)

Rahman kur’anı rehber alanların yardımcısıdır. Onları asla boş çevirmeyeceğini söyleyen Rabbim e şükürler olsun ve dilerim cümlemizi Kur’anı rehber alan, onu doğru anlayabilmek için çırpınan kulları arasına bizleri alması dileklerimle SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
]

yakuti 23 Ocak 2010 11:52

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Ulul-Elbâb'ın aklı başında olanlar olduğu hangi tefisrde yazılı acaba ? Ben elimdeki ve rastaldığım hiçbir tefsirde bu ibarenin bu şekilde terceme edildiği bir kitaba rastlamadım. Örneğin merhum Elmalılı Hamdi Yazır Efendinin Hak Dini Kuran Dili adlı tefsirinde bu ibare "İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar. " şekinde izah edilmiştir. Dikkat ed,ilirse aklı başında olanlar bu inceliği anlar deniliyor.Yoksa, ayetleri bunlar anlar denilmemiş ! Hem sonra madem ki, aklı başında olan herkes müteşabih ayetleri açıklayabilecek bir durumda, bunlar için ne diye "ulul-elbâb diye bir tabirle ayrı bir ifade kullanılsın ki ? Aklı başında olanlar veya akledenler denilebilirdi !
Galiba sorun gelip dininimizin öğrenildiği kaynakalra dayandı. Siz siz olun, dininizi öğrendiğiniz eser veya kişilere çok dikkat edin derim vesselâm.

dua dilencisi 23 Ocak 2010 12:02

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Allah c.c. razı olsun hocam açıklamalarınız ve sorularıma verdiğiniz cvplar için.Konu çok güzel soracaklarım var hocam insAllah müsayit zamanda .İlim alalım derken sanki tersi yolda yürüyorum uzgn Hocam Kuranı Kerimi daha iyi anlamak için ne yapmalı en başta nasıl bir yol izlemeli..?

HALUK GÜMÜŞTABAK 23 Ocak 2010 13:13

Re: Kur'anda geçen veli sözlerinden neler anlamalıyız?
 
Kur’anu doğru anlamak ta benim takip ettiğim yol, önce kur’ana daha sonrada akla ve mantığa müracaat olmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü rabbim ayetlerini gönderiyor ve bizim düşünmemizi, aklımızı çalıştırmamızı emrediyor. Daha sonrada araştırma ve daha iyi bilenlere danışmak onların düşüncelerinden istifade etmek olmalıdır.
Bu arada muhkem ve müteşabih ayetler konusunda da birkaç söz söylemek isterim. Önce aynı ayeti iki değişik mealden yazalım.

Aliimran 7: Kitap’ı sana indiren O’dur. Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap’ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşabihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap’ın sadece müteşabih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, “ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır” derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.

Bir baka mealde de: Sana bu muazzam kitabı indiren O'dur. O'nun bir kısmı anlamları kesin olup kitabın temelini oluşturan ayetlerdir. Diğer bir takımları da anlamları benzeşik olanlardır. Ama kalplerinde bir yamukluk bulunanlar fitne aramak ve keyiflerince yorumlamak için sadece anlamı benzeşiklerin ardına düşerler. Hâlbuki onun gerçek yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar da: "İnandık, hepsi Rabbimizdendir." derler. Bunları özü temiz olanlardan başkası düşünemez.

Yukarıdaki aynı ayeti ama iki değişik meali anlamaya çalışalım. Ayete dikkat ettiğinizde Rabbim kur’anda iki çeşit ayet olduğunu söylüyor ve muhkem ayetlerin dinin anası olduğu yani dinin temelini anlattığını bizlere söylüyor. Bu konuyu kur’anın birçok ayetinde ise açık ve detaylı anlattığını da belirtiyor. Gelelim müteşabih konusuna, onlardan bahsederken ise çok dikkat çekici sözler söylüyor. Demek ki bu ayetlerin anlamlarını hepimizin bilmediğini söyledikten sonra dikkat çekici uyarıda bulunuyor. Kalplerin de fitne olanlar bu sözleri keyiflerince yorumlamak isteyenler, onların peşine düşerler diyor. Şimdi düşünelim bu ayetler nasıl ayetler dirki herkes anlayamıyor? Dinin temeli ve bizlerin din adına iman adına yapmamızın istendiği ayetler olmadığı çok açık, çünkü bu ayetlerin açıkça muhkem ayetler olduğu zaten söyleniyor. Şimdi ayetin devamını anlamaya çalışalım. İki meal verdim birisinde müteşabih ayetleri bir ben bilirim birde ilim tahsil etmişler diye açıkça belirtmiş. Diğerinde ise yine bunun anlamını bir ben bilirim, ilimde derinleşmiş olanlarda inandık kabul ettik derler diye aktarmış. Burada birlikte düşünelim, acaba Allah kur’an da müteşabih ayetlerin anlamını yalnız kendisinin bileceği bir şekilde mi gönderir, yoksa zamanla ilim adamları da bu ayetlerin anlamını bilecek şekilde mi gönderdiğini anlatıyor olabilir? Rabbim asla bizlerin bilemeyeceği bir ayeti bizlere neden göndersin? Ben buradan müteşabih ayetlerin zamanla anlamlarını, ilim yapan insanların da bileceğini anlattığını anladım. Hatta bu ayetlerin ne anlama geldiğini ilim adamları zaman geçtikçe, buldukça iman edenlerin imanlarını arttıracağı da belirtilmiştir. Şimdi düşünelim madem müteşabih ayetler dinin anası olan temel konular değil, peki neler olabilir? Çünkü muhkem ayetlerin dinin anası ve temel konular olduğunu Rabbim söylüyordu. Burada geçen ilim adamları, ilim ehli insanlar derken kimden bahsediliyor dersiniz? Din adamı dersek zaten İslam dininde din adamı sözü yoktur. Bu Hıristiyan ve Yahudi inancında olup İslam da dini bir sınıf yani Ruhbanlık kabul edilmez. Peki, bu ilim adamları kimler o zaman? Çok açık anlaşılıyor ki isminden de anlaşıldığı gibi gerçek ilim adamı, örneğin gök, uzay ilmiyle uğraşanlar, kimya dalında derinleşenler, tıp ilmi görenler, tarih konusunda ilim yapanlar, deniz ilmi ile ilgilenenler. Tüm bunları çoğaltabiliriz. Şimdi düşünelim acaba günümüze kadar müteşabih olan bir ayeti muhkem hale getiren anlamının açıklanmasını sağlayan bir ilim olmuş mu? Hemen hatırlayalım Rabbim ayetinde( Biz acı suyla tatlı suyu bir araya getirir birbirine karıştırmayız) diye bizlere bildirmiştir. Bu ayet yakın zaman öncesine kadar mecaz anlamında olduğu anlaşılmış ve biz iman edenle etmeyeni karıştırmaz ayırırız anlamında olduğu anlatılırmış. Hâlbuki yakın zamanda bir ilim adamı tarafından bu ayetin gerçekten okyanusta tuzlu suyla tatlı suyun yan yana olduğu bulunmuş ve asla birbirine karışmadığı açıkça tespit edilmiş. İşte anlamını yüzlerce yıl yalnız Rabbim biliyormuş ama bir ilim adamının da bunu bulacağını kuran böylece müjdelemiş oluyor. Rabbim anlamını hiç bilemeyeceğimiz bir ayeti kur’an da bizlere iletmez. Zamanla ilim adamlarının, bulunacak ayetlerin gerçekleriyle gerçek iman edenlerin imanları böylece artacak ve onlara moral verecektir. Yine kur’an da bir ayetinde Freun için etini, kemiğini ibret olsun diye koruyacağız diye açıklanan bir ayet vardır. Bu ayette müteşabih bir ayet olup yakın tarihlerde açıklığa kavuşmuştur. Nil nehrinin altında tarihin derinliklerinden ilim adamları Freun u gerçekten rabbin ayetinde söylediği gibi eti kemiği sapasağlam bulmuş ve şuanda Mısırda müzede sergilenmektedir. Dikkat edin müteşabih ayetler dinin temellerini oluşturmaz ama zamanla ilim adamlarının buluşları ile imanımızı güçlendirir. Gökyüzünün korunduğu, gökyüzünün yedi katmandan oluştuğu ve buna benzer birçok ayetler zamanla müteşabih olup gerçekten ilim adamlarının buluşlarıyla hepsi açıklığa kavuşmuştur.
Birileri Rabbin söylediği gibi dinin temeli apaçık muhkem ayetler dururken müteşabih ayetlerin peşime düşüp, kendilerine deliller arıyorlarsa onların bu çabaları boşuna çıkacaktır bunu rabbim söylüyor.
Dilerim Rabbimden onun ışığıyla aydınlanalım, yine dilerim ki onun rehberliğiyle Rahmana ulaşalım AMİN. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

esracık 23 Ocak 2010 15:40

RE: KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ?
 
Haluk kardeş güzel anlatmmışsınız, allah razı olsun, En üstteki Hz. İbrahim ve babası için geçerli olan ayet'e bir ek daha yapmak lazım diye düşünüyorum;

Bakara 124 'de geçer, Allah ibrahim 'i bir takım emirlerle sınamıştı , o da onları yerine getirmişti, Allah ''SENİ İNSANLARA ÖNDER YAPACAĞIM'' demişti, O da, Soyumdan da önderler yap ya rabbi ''... deyince, Allah; Zalimler benim ahdime erşiemez .. Diye buyurur..

Şöyle bir durum var veli / velayet durumu üzerinde :

1: Veli / evliya yoktur diyemeyiz,onlar vardırlar yanlız günümüzde karmaşık bir durum arz etmektedirler. Her önüne gelen velilik iddiasında bulunabilir. Gerçek velilik, allah'a şirk koşmadan yaşlanan bir ömürdür. Lakin insanın veli olması dini yaşamda ileri derecede güçlü olması , o insana şefaat hakkı vermediği gibi, onun dahi kurtulacagına dair hiç bir garanti yoktur.

2: Mümine düşen şey 3'tür , Kuran_ı kerim baştan sona bu 3 'ü üzerinde kurulmuştur der muhammed kutup :

İman, /Şirk ve şüpheye mahal bırakmadan tam teslimiyet
Namaz
Zekat ve İnfak..

Bu üçünü tamamlamak gayesi ile çalışan her insan mümindir, velidir, yol gösterici bir mürşit, bir öğretmen, bir dosttur. Ama hiç bir zaman veli de olsa hata yapmaz diye bir lüksü yoktur. Çünki onlar da sınava tabiidirler.

3: Allah Tealanın Kainatta geçerli kaunlarından biri ve en kesin olanı da, salihlerin soyundan olsun, veli olsun olmasın hiç kimseye AYRICALIK tanımamaktır. Bakın bakara 124'e yine...

Dua dilencisi kardeş'e :

Kafan karışmasın...
Bu dini anlamaya nereden başlamalı sorusunu sormak lazım ...
Eğer bu dini anlamaya LA İLLAHE İLLALLAH kavramı ve ŞİRK kavramını en iyi şekilde anlayarak başlayanlar, emin olun islami iskeletini en sağlam biçimde inşa ederler, ve la illahe ilallah kavramı üzerinde inşa edilen evler kolay yıkılmaz... Belki zaman zaman eğilir, bükülür ama çökmez..

Halık kardeşim;

Velilik yok, keramet yok dersek en baştan bir sapma açısı ortaya çıkartırız. Ben velilik ve keramet 'in varlığına inanıyorum ve onu şöyle açıklıyorum :

Bir insanı, bataklıktan, zilletten ve yaşadığı hayatın pisliklerinden allah için kurtarıp ona islamın en sağlam kalelerinde barınma imkanı veren her mümin velidir. Onun kerameti budur... Veli dediğimiz insanlar, özel bir iş üzerinde değillerdir. Onlar allah'ın kendilerinden istediği gibi tertemiz fıtratlarına uygun bir gaye ile yaşayarak , yaşayışlarıyla, hal ve tavırlarıyla örnek olmaktadırlar. Onlar, imana erişip Allah'a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.(Yunus 63)


Teşekkürler


SAAT: 05:22

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321