Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi. (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/18631-hz-yusufun-firavunu-kafir-degildi.html)

BEDİİ HAMİT 24 Ocak 2011 16:30

Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Hz yusufun kralı olan Firavunun dini var mıydı ? Nasıl bir din sahibi idi ki Yusuf 76 ayetinde dini-l meliki ifadesi kullanılmıştır.

Hz Yusufun Firavunu Kafir miydi ? Değil miydi ? Hz musanın Firavunu gibi kafir miydi, değil miydi ?

Değildi ? Nereden anlaşılır ? Tabii ki ayetlerden anlaşılır.

Hz yusuf Firavunun yanında üstelik sarayında peygamberlik görevini ifa ediyor muydu ? Yani İnsanları Allahı dinine çağırıyor tebliğ vazifesini yapıyor muydu ? Ona ne şüphe....Peygamberlik görevini yapıyordu.

Peki Yusufun Firavunu, musanın Firavunu gibi Kafir biri olsaydı, Hz Yusuf engeller miydi, engelemez miydi ? Tagut dinini yok edeceği anlaşılan Hz yusufa hayat hakkı verir miydi, vermez miydi ? En şiddetli cezayı verir miydi, vermez miydi ?

Yusufun kralı olan Firavun şayet Kafir biri olsaydı. Hz yusuf peygamberi bir an dahi yanında hiç tutmazdı. Hz Yusufta onun yanında bulunmaz,ona verilen görevi kabul etmezdi.

Çünkü, İman ile küfür yanyana gelmez. Ateşle barut gibidir. Yanyana durmazlar. Birbirini mahvederler.

Bu olgu Eşyanın tabiatına zıttır. Ne Hz yusuf Firavunun yanında amel edebilir ne de Firavun kendi dinine muhalif hz yusufu yanında bir an dahi tutmazdı.

Ayetleri inceden inceye okuyalım ve ne manaya geldiğini anlamaya çalışalım.

Hz yusuf ( as ) köle olarak satıldığında, köleyi satın alan kişi Firavunun baş veziridir. Dolayısıyla Hz yusuf Firavun sarayında başvezir ve hanımı ile birlikte yaşamıştır. Hz Yusuf belli bir yaşa geldiğinde, baş vezir hanımının ihtiraslarına maruz kalır.

YUSUF
26- Yusuf "Beni yatağına çağıran odur" dedi. Kadının akrabalarından biri olaya ilişkin şöyle bir çözüm önerdi, "Eğer Yusuf'un gömleği ön tarafından yırtılmış ise, kadın doğru söylüyor, Yusuf ise bir yalancıdır. "
27- "Yok, eğer Yusuf'un gömleği arka tarafından yırtılmış ise, kadın yalan söylüyor ve Yusuf'un dediği doğrudur. "
28- Adam ( Başvezir), gömleğin arka tarafından yırtılmış olduğunu görünce karısına "Bu iş, siz kadınlara özgü bir komplodur, sizin komplolarınız yamandır" dedi.

29- Adam ( Başvezir), Yusuf'a "Sen ona bakma, kapat bu olayı" dedikten sonra karısına dönerek "Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" dedi.

Başvezir kendi hanımına Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" Diyor.

Kimden af dileceyecek ? İşlediği günahtan dolayı Tagut dininden olupta, kendi tagutundan mı af dileyecek ? Yoksa Hz Yusufun ilahı olan Allahtan mı ?

Yusuf döneminde Yürürlükte olan yasalar, Allahın yasaları mıydı yoksa Firavun dininin yasaları mıdı ?

Devamı olacak

BEDİİ HAMİT 24 Ocak 2011 17:27

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
HAYRET İLE ALLAH KELİMESİNİN KULLANILMASINA BAKIN.

YUSUF 31- Kadın, hemcinslerinin bu kınayıcı dedikodularını duyunca haber salarak onları evine çağırdı, onlar için konforlu sedirler hazırladı, herbirinin eline birer yemek bıçağı verdi ve Yusuf'a "Çık şunların önüne" dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler ve "Allah'ım, sen ne büyüksün!( Allah için hayır ) Bu bir insan değil, olsa olsa şerefli ( Kerim ) bir melektir" dediler.

Kadınlar toplu halde Allahın adını zikretmişlerdir. Haşa, Allah için , Allah hakkı için diyerek Allahı tenzih etmişlerdir..Üstelik Melek ifadesine de bakın. Melek ifadesini de kullanmışlardır.

Bu bir insan değil, olsa olsa şerefli ( Saygın- Kerim- Üstün ) bir melektir.

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?

Başvezirin eşi onlar için, kendi sarayında bir parti düzenledi. Bu nedenle onların, sosyete sınıfına mensup olan, saraylardaki partilere davet edilen, son derece görkemli ve ihtişamlı bir biçimde ağırlanan kadınlar olduklarını anlıyoruz. Yine onların o dönemde, doğu işi şilte ve yastıklarla donatılmış koltuklar üzerine oturarak yemek yedikleri görülüyor. Başvezirin eşi bu koltukları onlar için hazırladı. Yemekte kullanmaları için herbirine de birer bıçak getirdi. Buradan, o dönemin Mısır'ında maddi uygarlığın yüksek bir düzeye ulaştığı, saraylardaki konforun da son derece görkemli olduğu anlaşılıyor.

"Çık şunların önüne, dedi."

"Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler." "Allah'ım sen ne büyüksün, dediler."
Bu bağlamda, "Aman Allahım, Allah'ım sen ne büyüksün" demeleri, Allah'ın eseri olan bu harikulâde güzellik karşısında duydukları dehşetin ifadesidir. Nitekim ardından, hemen eklediler:

"Bu bir insan değil, olsa olsa saygın bir melektir.

Şimdi tekrar sorayım. Ayetteki bu ifadelerden Şayet Firavunun halkının tümü Tagut dininin mensupları ise bu sözleri diyebilir mi ?

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?

Devamı olacak

BEDİİ HAMİT 25 Ocak 2011 18:10

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

"Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler." "Allah'ım sen ne büyüksün, dediler."
Bu bağlamda, "Aman Allahım, Allah'ım sen ne büyüksün" demeleri, Allah'ın eseri olan bu harikulâde güzellik karşısında duydukları dehşetin ifadesidir. Nitekim ardından, hemen eklediler:

"Bu bir insan değil, olsa olsa saygın bir melektir.

Şimdi tekrar sorayım. Ayetteki bu ifadelerden Şayet Firavunun halkının tümü Tagut dininin mensupları ise bu sözleri diyebilir mi ?

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?


Yusuf 50- Kral "O adamı bana getiriniz" dedi. Yusuf, yanına gelen kralın elçisine dedi ki; "Efendinin yanına dön ve ellerini yemek bıçakları ile kesen kadınlara ilişkin olayın içyüzünü kendisine sor. Gerçi Rabbim, o kadınların bana kurdukları tuzağı iyi bilir."

Kimin rabbi ? Yusuf kimin rabbinden söz ediyor. Yusuf kendi ilahından, kendi rabbinden söz ediyor firavunun elçisine.

Ve elçi de Krala Hz Yusufun mesajını aynen aktarıyor.

51- Kral, kadınlara "Yusuf'tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?" dedi. Kadınlar "Haşa Allah'a! O'nun hiçbir kötü davranışını görmedik"dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; "Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf'u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur."

Kadınlar Firavuna Allahın adını vermişlerdir. Allahın adı ile konuşmuşlardır. Firavuna,,Hem de Firavunun huzurunda iken.

Bu bir yemindir.“Hâşâ, Allah için ondan bir kötülük görmedik. Demektedirler.Firavun kızmaz mıydı bu ifadeye siz nasıl olurda Allahın adına haşa dersiniz. Firavunun tepkisi olmamıştır. Olsa ayette muhakkak yer alırdı. Musanın Firavunu gibi hiddetlenirdi.

Firavunun Allah dışında taptığı bir tanrısı olsa idi. Yani kadınlar, firavunun tanrısı üzerine değilde Allahın adı ile haşa , Allah için diyebilirler miydi ? Onun huzurunda iken Allah için demeleri, Firavunun da olumsuz tepki vermemesi, Firavunun da Allah inancı üzerinde olduğunun bir delili değil midir ? Delilidir.

52- "Böylece Yusuf bilsin ki, ona yokluğunda kalleşlik etmedim ve Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez. "

DİKKAT ! Başbakanın eşi Firavunun huzurunda iken diğer kadınlar gibi Allahın adını anıyor. Bir başka ilah adını anmıyor. Bu da bize gösteriyorki, Demek ki Firavunun toplumda Allah inancı hakim

İşte daha açık ve net ayet

53- "Bununla birlikte nefsimi aklamak, onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir."

Bu sözler Firavunun huzurunda, onun karşısında iken söylenen sözlerdir.Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir."

Peki kimdir bu hükümdar ? Tarihi kayıt ve belgelere göre Firavun IV. Amenofis olmalı.Firavunlar içerisinden bir tek Allaha iman eden Firavun ve toplumu.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.

Devamı olacak





BEDİİ HAMİT 25 Ocak 2011 18:36

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Mısır'ın Tek Tanrılı Dini

Firavunların saltanatı kayıtlara göre 3000 yıldan fazla sürdü ve bu arada otuz hükümdar sülalesi birbirini izlemiştir. Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı, savaşçı ve acımasız kişilerdir. Bu firavunların ortak özellikleri; Mısır'ın çok tanrılı dinini benimsemeleri ve bu din sayesinde kendilerini tanrılaştırmalarıdır.

Ancak Tarihi kaynaklarda Hz. Musa öncesinde kavmi tek ilahlı dinlere çağıran tek bir firavundan bahsedilmektedir.

Bu Firavun tek bir Yaratıcı'ya inanılması gerektiğini savunmuş, bu yüzden Amon Rahipleri ve bunlara destek veren bazı askerler tarafından büyük baskıya maruz kalmış, sonunda da öldürülmüştür. Bu Firavun MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis'tir.

IV. Amenofis MÖ 1375'te tahta çıktığında yüzyılların getirdiği bir tutuculuk ve gelenekçilik ile karşılaştı. Bu döneme dek toplum yapısı ve halkın kraliyet sarayı ile olan ilişkileri değişmeden gelmişti. Mısırlılar başta Amon (Güneş Tanrısı) olmak üzere birçok tanrıya tapıyorlardı. Toplum, dış olaylara ve dinsel yeniliklere kesin olarak kapılarını kapalı tutuyordu.

Firavunların halka benimsettirdiği resmi din, eski ve geleneksel olan herşeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu. Oysa IV. Amenofis, resmi dini benimsemiyordu. Tarihçi Ernst Gombrich şöyle yazıyor:

Eski geleneğin kutsadığı bir çok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi. Onun için tek bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du. Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde imgeleştirtti. Öteki tanrıların rahiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını bugünkü El-Amarna'ya taşıdı
Babasının ölümünden sonra genç yaştaki IV. Amenofis, büyük bir baskıya maruz kaldı. Bu baskının sebebi, geleneksel çok tanrılı Mısır dinini değiştirerek tek tanrı inancına dayalı bir din getirmiş olması ve her alanda köklü değişikliklere girişmesiydi. Tahta çıktıktan 5 sene sonra 41 yaşında iken kendisinde çok büyük bir manevi değişiklik hasıl oldu. İlahin Bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti. Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti. Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton (Aton'un hadimi, yani hizmetkarı) olarak değiştirdi.

Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın Yaratıcı'sı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi.

Bu bilgiler ışığında kuran bize bu firavunun Hz Yusufun firavunu olabileceği işaretini veriyor.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.

Devamı var.

kamer34 26 Ocak 2011 00:07

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Selam
Öncelikle şunu belirteyim: islamda din teriminin hangi anlamlarda kullanıldığı ile ilgili çok geniş bir yazı hazırlamaktayım.Yazım bittiğinde bunu medineweb forumda yayınlayacağım inşallah.
Şimdi kısa ve öz bir tanımla dini izah etmeye çalışayım.Geleneksel islam anlayışlarında din sadece yahudilik,hıristiyanlık ve islam olarak kafalarda daha çok yer almıştır.Her ne kadar budizm , Pentakostalist,dini,jainizm, hinduizm ve daha bir çok din varsada bu dinler fazlaca bilinmediğinden o
dinler konumuzun dışındadır.

DİN: “”Yalın manasıyla millet vera ve vasiyet :birşeye zorlamak :aziz veya zelil olmak :itaat etmek: asil olmak: iyi ya da kötü bir şeyi alışkanlık haline getirmek anlamına gelmektedir.
Kaynak:(el-firuzabadi, el-kamusu’l muhit,beyrut 1407-1987 sayfa 1546ebu’l-hasen ibn side,el muhasas beyrut sayfa 155-156,ebul beka el-külliyat,ebu’l –Ala ,el – mevdudi kurana göre 4 bölüm
konu din bahsi)

Arapça bir kelime olarak “dal” ye “nün” harflerinden meydana gelen din kelimesi dilimizede aynı kelime olarak geçmiştir.Aynı kökten gelen ve yüce Allah’ın sıfatı olan “ed-Deyyan”(yapılan işlerin karşılığını veren, kahreden ,yani istediğine zorlayan,egemen ,hikmetle yöneten ,hesaba çeken ,hiç bir ameli karşılıksız bırakmayıp hayrada ,şerrede karşılık veren demektir.)
Kaynak(islam ansiklopedisi)

Bu terimi daha sonra çok geniş bir şekilde açıklayacağız inşallah.
Din kelimesi kuran ve sünnette bir çok manada kullanılmıştır.Özetle din insanın tüm beyin olgusunun algıladığı ,algıladıklarını bir inanç haline getirdiği ve insan bedeninde bu inancı bir yaşam biçimi haline
getirmesidir.

Örneğin:İnsanın ideolojisi, sevinci ,vuslatı, hüzünü ,dostları ,düşmanları ,ibadetleri,kullukları , örfleri, gelenekleri, yasaları, kanunları kısacası hayatının “A” dan ,”Z”’ye her alanını kapsayan bir inanç sistemidir.Mesela insanın günlük yaşadığı yaşantısı ve inançları diyerek özetleyebiliriz.
Şimdi bazı insanlar din kelimesinden sadece inanç sistemi olarak ele almaktalar ,bu çok yanlış bir anlayıştır.Halbuki, bizim anayasalarımız ve babayasalarımız din kapsamı içerisine girerler.

İnsan ancak ve ancak tevhidi bir iman esasına dayalı bir inanç sistemi doğrultusunda bir yaşam tarzı kendisine şiar edinmedikçe ve bu şiarı dil ile ikrar,kalp ile tasdik,amel ile gerçekleştirmedikçe islam dini üzerine sayılmaz.Kişi islam din sistemini gerçekleştiriken elbetteki,bazı aksaklıklar yaşacaktır.Fakat bu aksaklıklar itikadi bir sapma yol açmamlıdır.Aksi takdirde kişinin islam dini üzere olduğunun iddiası boşa çıkacaktır.

Bedii hamit bey

Yazınızı okudum eski fikrinize oranla bir değişiklik gördüm.Bu değişikliği yaparken bu kez kanımca başka bir yanılgı içerisinde olduğunuzu gördüm.
Bu yanılgınız itikadi noktada bir problem teşkil olmamakla birlikte sizinle mülaza ettikten sonra bu konu hakkında hem fikir olabileceğimiz kanısına vardım.Şu sözünüz çok güzel bir tespit,şirk ile tevhidin yanyana gelmesi eşyanın tabiatına aykırıdır, ben hep onu anlatmaya çalıştım her neyse.İnsanlar tarafından konulan yasalar kanunlar adalet değildir,adalet Allah’ın peygamberi vasıtasıyla göndermiş olduğu islam dinidir.Peygamberler tağutların toplumlar üzerindeki egemen güçlerini bertaraf etmek ve insanların islama daha kolay daha özgür ulaşmalarını sağlamak için gönderilmişlerdir.

Bu amaçla doğumundan ölümüne kadar kontrol halinde olan hz. Yusuf bir tağutun dinine göre insanları idare etmiştir sözü çok ağır bir itham idi.Bir de Yusuf suresi/76. Ayetteki melikin dininden kasıt, size göre ne anlama geliyor bilmiyorum,ama ordaki anlam kralın kanunları yada yasaları olarak
anlaşılmalıdır.

Buda şuna delalet eder beşeri kanunlar ve yasalar din kapsamına girer neyse, bunu daha sonra geniş bir şekilde izah edeceğim inşallah .Ben özellikle dikkatinizi oraya çektimki bu gün rey verdğimiz partilerin yapacakları anayasaların yusf/76.ayetin melikin dini kapsamına girer.
Şahsen hep şunu yapmışıdır eğerki sözlerimi karşı görüşe anlatamadığımı his ettiğim takdirde sıradanlaşmış insanların zihninde artık etki yapmayan kelimeleri farklı kullanmayı şiar edinmişimdir.

Örneğin Said Nursi kimdir başlıklı yazımda Said Nursi Risale-i Nur kitaplarına 33 ayet delil vardır diye başlamış ben delil Kelimesini ayet olarak kasten tercüme ettim ki dikkatleri oraya çekmeye çalıştım.Ve bunu başardımda çünki Muhsin Abim bu kelimeye inanılmaz bir tepki gösterdi,benim istediğimde buydu oraya dikkat çekmekti.Sanki ben hata yapmışım o kelimeyi saptırmışım gibi tebki
gösterdi .

Belki Muhsin abim o bölümü her gün okuyordu fakat o kelime delil olarak geçtiği için dikkatinden kaçmış olabilirdi.Halbuki Said Nursi’nin cümle içerisinde o kelimeyi kullanırken ayet olarak kast ettiğini çok bariz bir şekilde görebiliriz.Bu taktiğimi size karşıda uygaladım ve dikkatinizi bir yere yoğunlaştırmaya muafak oldum,neydi bu.Birincisi beyoğlu belediye başkanı örneği ikincisi melikin dini
yani yusuf/76.

Ben size birşey söyleyeyimmi şuan ikitarda olan akp partsisi yüz senedir türkiyeye böyle dürüst çalışkan bir parti gelmemiştir.Atatürk buna dahildir.Elbetteki onlar eşcinselleri nikahlayacak kadar henüz aşağılık değillerdir.İstanbulu adeta avrupanın nerdeyse bir numarası haline getirdiler.Fakat bu beni ilgilendirmez ben din açısından bakarım benim için tağut her yerde tağuttur ha hollanda olmuş
ha beyoğlunda olmuş hiç fark etmez.

Şimdi gelgelelim Hz.Yusufun kavmine,tarihte ateist toplum olarak hiç bir milletin varlığını ben şahsen bilmiyorum,bilen arkadaşlar var ise bunu söylesinler.Hz.Yusufun kavminin vefiravunun müslüman idi demekle nereye varmak istediğinizi bilemiyorum.Şunu çok iyi biliyorum biz öbür tarafta tartışırken
ben o kralın iman ettğini rivayet edenler var demiştim.

Bedii Hamite bey sizin şimdiki yanılgınıza gelince onuda inşallah izah etmeye çalışayım.
Hz.Yusufun kavmi döneminde hz.Yusuftan önce bir peygamber olduğu kesin.Ve bu peygamber Mısıra çok yakın bir bölgede yaşamaktada kesindir.Bu peygamber Hz.Yakup’tur Mısır halkının gerek Hz.Yakup üzerinden gerek önceki din geleneğinden gerekse başka etkenlerden Allah’ı melekleri bilmeleri kadar doğal birşey olamaz,bu allah ve melek olan inançları onların müslüman bir toplum oldukları anlamına gelmez.

Neden böyle bir yorum yaptınız işin doğrusu anlayamadım.
Çünki mekkedeki putperestlerinde Allah inancları ve melek inancları vardı,ama onların müslüman olmadıklarını herkesce aşikardır.Bakın tarihe birgöz atın şunuda göreceksiniz Hz.Yusuf dönemindeki melik ile puta tapan din adamları arasında inanılmaz çatışmalar çıkmıştır, çünki yusuf sresindede geçtiği gibi,Hz.yusuf Mısıe halkına sizin ve atalrınızin taptıkları diye başlayarak onları inanılmaz bir şekilde kötülediğini biliyoruz,melik Hz.Yusuf’a tüm yetkileri verdiğinden Hz.Yusuf bir askeri birlik hazırlayarak putların bulunduğu mabedleri yerle bir eder.Melik sonuna kadar Hz. Yusfun bu hareketini destekler.

Hz.yusuf kıssasını doğru anlayabilmemiz açısından çok önemli detaylardır bunlar.İşte bu sebeple bazı alimler Melikin Hz.Yusufun şeriatına tabi olduğunu söylerler bende acizane böyle düşünüyorum.Eğer ki ayetleri dikkatli okursak olayın aynen şu şekilde cereyan etiiğini görürüz mealen.

Özetle:

“”Yusuf kardeşleri tarafından kuyuya atıldı,oradan geçen bir kervan Yusufu kuyudan çıkardı ve mısıra götürdü.Yusuf bir insan olarak inanılmaz güzel bir çocuk idi,melikin veziri onu gördü ve onu kervanın sahibinden satın aldı Allah’ın programı mükemmel bir şekilde işliyordu.Sonra Yusuf rahat bir ortamda büyümeye başladı, büydükçe inanılmaz güzelliği insanların adeta gözlerini kamaştıryordu,bunu fark eden vezirin karısı onun bu güzelliğine aşık oldu ve onu herkesten korumaya çalıştı,hatta mümkün olduğu kadar sokağa dahi çıkarmıyordu , vezirin karısı züleyha Yusuf’tan murad almak istedi,züleyha da çok güzel bir kadındı,gençliğinin baharında olan Yusuf az
daha şeytana meyl edecekti.

fakat Allah buna müsade etmedi ve Yusuf odadan kaçarak çıktı yusuf arkasını dönünce Züleyha onun gömleğini yakaladı,fakat Yusuf durmayınca gömlek yırtıldı.Sonra iftira ve zindan derken bir gün melik bir rüya görür ve bu rüyayı o ülkede hiç kimse yorumlayamaz, işte Allah’ın planı gereği artık gençlik yıllarını üzerinden atan ve olgunlaşan Yusuf burda devreye girer melike bu rüyayı ancak
Yusuf tabir eder haberi üzerine melik,bana onu getirin der.

Yusuf şart koşar kendisinin suçsuzluğunun ortaya çıkmasını ister ve suçsuzluğu anlaşılır. Yusuf zindandan çıkar ve melikin makamına gelir,onunla konuşur (bu kısım ayette net olarak geçer) melike kendisinin peygamber olduğunu Allah’ın hükümleri dışında bir hüküm ile bu görevi almayacğını söyler.Melik sen ülkede dilediğin gibi yetkilisin der Yusuf beni maliye bakanı yap der,Melik bunu onaylar ve bunu cenabi Allah ayette de bu Allah’ın bir planı idi diye zikr eder.

Artık Melikin ülkesinde islama göz kırpılmış emirler yavaş yavaş inmeye başlamıştır, tıbkı peygamberimizin medine devletinde olduğu gibi Yusuf mısırda işlerini rayına koymuş artık babası ve kardeşlerine sıra gelmişti,derken kardeşleri mısıra geldi Yusuf onları tanıdı,onlara bir plan kuruldu bu İlahi bir plandı Yusuf bünyaminin yüküne tası koydu sonra Melikin tas kaybuldu dedi ,herkesin yükünü aramaya başladılar derken tas Bünyamin’in yükünün içerisinde çıktı işte bizim ihtilaf noktamız
burasıydı.
Kendi peygamberini Züleyha’yı helal olmayan bir yoldan öpmesine dahi izin vermeyen Allah,Yusuf’un Melikin hükümleri ile hüküm vemesine izin verdi demek çok iğrenç bir iftiardır.Şimdi olayı anlamaya çalışalım.

Şunu çok iyi bilirizki Hz.Muhammed (sav) döneminde araplara ait bir çok örf ve adetler tamamen kaldırılmamış,bunlara sınırlamalar ve düzeltmeler getirilmiştir.
Örneğin: çok evlilik islamın getirdiği bir hüküm değildir bu arapların kültüründe vardı 12 hatta 20 ye kadar kadınla evlenebiliyorlardı,islam bunu sınırlamış ve tek evliliği tavsiye etmiştir.

Mesela cariyelik islamın getirdiği bir gelenek değildi, mesela himaye daha bir çok arap kültüründe olan şeyler islam açısından tehlike olarak görülmemiş sadece ince ayar çekilmek suretiyle olduğu gibi kalmıştır.
Bir müslüman tağutu rejimlerde yaşarken insanların faydasına fıtratına uygun olan etkinliklerde bulunabilirler tağutların bazı yasalarından yararlanabilirler.

devamı alt sayfadadır

kamer34 26 Ocak 2011 00:14

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Örneğin: çok evlilik islamın getirdiği bir hüküm değildir bu arapların kültüründe vardı 12 hatta 20 ye kadar kadınla evlenebiliyorlardı,islam bunu sınırlamış ve tek evliliği tavsiye etmiştir.Mesela cariyelik islamın getirdiği bir gelenek değildi, mesela himaye daha bir çok arap kültüründe olan şeyler islam
açısından tehlike olarak görülmemiş sadece ince ayar çekilmek suretiyle olduğu gibi kalmıştır.

Bir müslüman tağutu rejimlerde yaşarken insanların faydasına fıtratına uygun olan etkinliklerde bulunabilirler tağutların bazı yasalarından yararlanabilirler.

Gelelim Hz.Yusufa,melikin kabı bünyaminin yükünde çıkınca Hz.Yusuf’un şeratine göre yada islama aykırı olmayan henüz yürürlükte olan melikin yasasına göre kardeşini alıkoyamazdı burasını tam olarak bilemiyoruz.

Fakat Allah Bünyaminin babası Yakubun şeriatini Hz.Yusufa uygulattırmıştır olay bu.Bir iki cümlede peygamberin burada takkiye uyguladı iddasına üzerine söylemek gerkirse derimki.
Hiç bir peygamber takkiye yapmaz bu peygamberlere yakışmaz onların işi değil bu iş.Bu iş dinini imanını üç beş kuruşa satanların işidir.

Bedii hamit bey: İnsanın kimlğini gizlemesi takkiye olamaz bu doğru bir yaklaşım değildir.Hz.Yusuf ilahi plan gereği kendi kardeşlerinden kimliğini gizlemiştir,hepsi bu kadar.
Melikin ülkesinde yaşarken Hz.Yusuf melike hesap verme konumda değildiki,, Zaten müslümanlardan abimizde bu hususu belirtmişti.

Hz.Yusuf ‘a Melik tarafından sen bu işi niye böyle yaptın diye, yöneltilmiş bir sual de yok,hatta bana göre Melikin bu olaydan haberi bile yoktu,takkiye bunun neresinde. Çünki ilahi program Bünyam’inin alıkonulmasından sonrada devam etmiştir.

BEDİİ HAMİT BEY arkadaşım

Geçen günki tartışmamızdaki gerilimi yazıları şöyle baştan sona bir okuyun kimin başlatmış olduğunu ve bana yönelik olarak ilk ithamları sizin yaptığınızı göreceksiniz.
Allaha Emanet Olun Ey Allahın kulları

BEDİİ HAMİT 26 Ocak 2011 14:16

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Kamer Bey, Yazdıklarınıza cevap vereceğim.

Acele edip, daha yazacaklarım bitmeden görüş belirtmişşsiniz. Dikkat edin ki, yazdıklarımın hepsi Kuran ayetlerinden alıntıdır.Ayetlerin yorumu ile ilgilidir.Akli ve ilmi ( Ayet) delillerini ortaya koyuyorum.

BEDİİ HAMİT 26 Ocak 2011 15:35

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın Yaratıcı'sı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi.

Bu bilgiler ışığında kuran bize bu firavunun Hz Yusufun firavunu olabileceği işaretini veriyor.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.

Evet, tarihi kayıt ve belgelere göre mısır halkına 30 tane firavun gelmiştir. Bunlardan sadece yalnız bir tanesi Allaha iman etmiştir ve Halkını da iman etmeye davet etmiştir.

Ayetlerden anlaşılacağı üzere Firavunun halkı arasında, bilhassa saray erkanında Allah inancı son derece hakim ve yerleşik idi. Bunda İbrahim dinin, ishak, ismail ve yakup dininin etkili olduğu anlaşılmakta. Ancak diğer tanrılarla beraber diyeceğim.

Başvezir, hanımına yaptığından dolayı rabbinden af dile demesi, Kadınların ve başvezir hanımın da Firavunun huzurunda iken Allaha and vermesi ,Firavunun da Allah inancının hakim olduğunun göstergesidir veya en azından islam dinine ve peygamberine sempati duymasıyla açıklanabilir.

52- "Böylece Yusuf bilsin ki, ona yokluğunda kalleşlik etmedim ve Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez.

İman ettiği ilahın adını (Allah adını) açıkca söyleyerek Yusuf'un inanç sistemiyle iman ettiği anlaşılıyor.

53- "Bununla birlikte nefsimi aklamak, onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir.

"Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki" biçiminde bir ayrım yaparak- tüm nefislerin insanı kötülüğe kışkırttığını belirtiyor.

DİKKAT ! Bu sözler Firavunun huzurunda, onun karşısında iken söylenen sözlerdir.Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir .Bu ayetlere yapılacak yorumlar Firavunun da ve başvezir hanımın ve diğer kadınların da Allah'a iman ettiğinin göstergesi olmaktadır.

Firavunun da Allah inancının hakim olduğunun göstergesidir veya en azından islam dinine ve peygamberine sempati duymasıyla açıklanabilir.

Hz yusufun Firavunu ve halkında her ne kadar Allah inancı hakim olsa da devlet düzeni hala atalarının dini ( Yasaları ) hakimdi. Bu sebebten dolayı 76. ayette dîni el meliki ifadesi yer almıştır.

Ataların dini olduğunu şu ayetten anlıyoruz.

Hz. Musa ve Hz. Harun, Firavun'a ve yakın çevresine hak dini tebliğ ettiklerinde "Onlar: Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" (Yunus Suresi, 78) diyerek yüz çevirmişlerdi.

Kral, bu atalar dinini ve bu düzenini daha sonra Hz yusufu görev başına getirterek yıkacak.

Devamı var




kamer34 26 Ocak 2011 15:43

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Pardonnnn

BEDİİ HAMİT 26 Ocak 2011 16:46

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Mısır dinleri "hak din" değil, çok tanrılı sapkın bir dindi ve içinde bulundukları koyu tutuculuk sebebiyle bu sapkın dinlerinden bir türlü vazgeçemiyorlardı. Halk hükümdarları geçerken "Ey biz canlıların tanrısı, yaşa, varol !" diye tezahürat yapardı. Yani hükümdarlarına (Firavun) ilahlık atfetmek gibi çok yanlış bir inanca sahiplerdi. Firavun, Tanrı'nın oğlu veya doğrudan doğruya yeryüzünde yaşayan bir nevi tanrı gibi kabul ediliyordu.

Verdiğim Ayetlerden anlaşılacağı üzere Hz Yusuf döneminde Firavunun halkı arasında, bilhassa saray erkanında Allah inancı son derece hakim ve yerleşik idi. Bunda İbrahim dinin, ishak, ismail ve yakup dininin etkili olduğu anlaşılmakta. Ancak diğer tanrılarla beraber diyeceğim.

Hz Yusufun Firavunu ve halkında her ne kadar Allah inancı hakim olsa da devlet düzeni hala atalarının dini ( Yasaları ) hakimdi.

Bilhasada rahipler arasında

Mısır da atalar dininin tatbikatini rahipler yapar ve onlar bu teolojiyi düzenlerlerdi. Rahipler önceki krallar tarafindan çok zengin bir hale getirilmislerdir. Rahipler, halk tarafindan ilahlara kesilen kurbanlar ve verilen hediyelerle bol bol geçiniyorlar ve mabetlerde genis yerlerde oturabiliyorlardi. Ayni zamanda da devlete vergi vermekten muaftilar. Angarya islerde çalistirilmadikları gibi, askeri görevde görmüyorlardi. Böylece halk içinde bir otoriteye sahiptiler.

Bu otorite ile Firavun halkı üzerinde söz sahibiydiler, kendi inanç sistemlerini Hz yusuf ergin olana dek ( Peygamber olana dek ) Başta Firavuna ve firavunun halkına benimsetme yoluna gitmişlerdir.Dolayısıyla o toplumda Allah inancı ile birlikte ataların dinine ( çok tanrıya ) tapanlar da vardı.Peki Hangi ayetten anlıyoruz.

37- Yusuf dedi ki; .... " Ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden milletin dininden çıktım. "

Hz. Yusuf bu sözüyle hapishane arkadaşlarına aralarında yetiştiği millete yani Ataların dinine sahip olan Rahiplere ve onlara tâbî olan bir kısım halka işaret ediyor..

38- "Onun yerine atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinlerine bağlandım. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz. Bu inanç Allah'ın, gerek bize ve gerekse tüm insanlara yönelik bir lütfudur. Fakat insanların çoğu Allah'a şükretmezler.

Onların ve mensup oldukları halkın inançlarındaki bozukluğu gözler önüne seriyor.

39- "Ey hapishane arkadaşlarım, çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir?"

Hz Yusuf ( as ) şirk, tağut ve cahiliye sisteminin temellerini de son derece şiddetli bir biçimde sarsıyor, ne diyor ?
"Ey hapishane arkadaşlarım, çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir?"
Yusuf, karşısındaki iki genci kendine arkadaş ediniyor. "Arkadaşlarım" diyerek, onların sevgisini kazanıyor. Buradan hareketle de, çağrısının özüne, inancının temeline inmeye başlıyor. Onları kendi inanç sistemine hemen doğrudan çağırmak yerine, önce onlara nesnel bir soru yöneltiyor:

"Çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir."

40- "Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız düzmece ilahlar, ya sizin ya da atalarınızın taktığı birtakım boş, içeriksiz adlardan başka bir şey değildirler. Allah onlara hiçbir güç vermiş değildir. Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

"Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

İŞTE Dosdoğru din, budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

İNSANLARIN BİLMEDİKLERİ NEDİR ?

Hüküm koyma yetkisi, sadece ve sadece Allah'ındır ve sadece Allahın olmalıdır. Hüküm, sadece ve sadece Allah'a özgüdür. Zira egemen olma, egemenlik Allaha has niteliklerindendir. Egemenliğin kendisine ait olduğunu ileri süren, ister bir birey, bir sınıf, bir parti, ister bir grup, bir ulus, varsa Allah'a savaş açmış demektir.

Böyle bir kimsenin kâfir olduğu noktasında dinin kesin hükmü için, sadece bu ayetteki ifade bile yeterlidir.

Devam edeceğim


BEDİİ HAMİT 27 Ocak 2011 19:00

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Firavun halkından olan Başvezir hanımı ve diğer sosyete bayanlar İslami olmayan davranışlar sergilemekte adeta Ahlaki bir çöküş yaşamaktadır.

Vezire bakın hanımın verdiği cevaba bakın.

28- Adam ( Başvezir), gömleğin arka tarafından yırtılmış olduğunu görünce karısına "Bu iş, siz kadınlara özgü bir komplodur, sizin komplolarınız yamandır" dedi.

Başvezir, Kendi hanımın ve diğer hanımların nasıl bir ahlaki çöküntü yaşadığını bilmekte
olsa olsa bu size ait bir hile ve bir oyundur diyor ve yusfun suçsuzluğuna kanaat getiriyor.

29- Adam ( Başvezir), Yusuf'a "Sen ona bakma, kapat bu olayı" dedikten sonra karısına dönerek "Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" dedi.

Başvezir kendi hanımına Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" Diyor.

Peki hanımı ne diyor ?

32- Kadın dedi ki; "İşte siz beni bu delikanlı yüzünden kınadınız. Ben onu yatağıma çağırdım, fakat aşırı bir namusluluk tepkisi ile isteğimi reddetti. Ama kendisine emrettiğim işi yapmaz ise, kesinlikle hapse atılarak burnu yere sürtülecektir.

Hanımın etkili güce bakın ve diğer hanımlara bakın. Sanki vezir, hanımı üzerinde otorite ,söz sahibi değil de ,hanım otorite ve erkek üzerine söz sahibi. Vezir biliyor ki, Hz yusuf suçsuz ve bu sözleri söylüyor. Hanım tutturmuş O benim söylediğimi ( Teklif ettiğimi ) yapmazsa onu zindana attıracağım diye hem de bu olaya inanmayan eşine rağmen . Vezir onu suçsuz olduğunun bile bile sırf hanımının sözü gerçekleşsin diye onu hapse attırır.

Peki ya diğer Hanımlar !

33- Yusuf dedi ki; "Ya Rabbi bana göre hapse girmek bunların benden istediklerini yapmamdan daha iyidir. Eğer beni onların komplolarından uzak tutmazsan ağlarına düşer, böylece cahillerden biri olurum.''

Yusuf, "bu kadının istediğini yapmaktan..." demiyor! Tam tersine, "bunların istediklerini yapmaktan..." diyor!

Demek ki bu noktada ister sözleriyle, ister hareketleriyle, isterse bakışlarıyla olsun, tüm kadınlar kendisine davetiye çıkarmaktadırlar.

Melikin dini mi, yoksa melikin yasaları mı ? Neden 76 ayette melikin dini diye geçer ?

Cevabı ile devam edeceğim

BEDİİ HAMİT 27 Ocak 2011 20:29

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

Melikin dini mi, yoksa melikin yasaları mı ? Neden 76 ayette melikin dini diye geçer ?
Yusuf 76 ayetinde geçen fî dîni el meliki ifadesi birkaç anlama gelebilir.

Melikin dîninde, melikin milletinde, melikin kurallarında, melikin yasalarında gibi

76: Böylece (aramaya) kardeşinin heybesinden önce onların ( diğer kardeşlerinin) heybeleri ile başladı. Sonra onu kardeşinin heybesinden çıkardı. Yusuf için işte böyle bir düzen hazırladık. Allah'ın dilemesi hariç Melik'in milletinde (kurallarında) kardeşini (tutmak, alıkoymak) olmazdı. Dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Ve bütün ilim sahiplerinin üstünde daha iyi bilen vardır.

Ayette geçen fî dîni el meliki mecaz anlamlı ve Müteşabih (mecaz ) anlatımlıdır. Asıl gerçek anlamı kralın kanunlarına göredir.

Melik'in yönetim kurallarına göre, kralın kural ve mevzuatına, kanunlarına göre ,yürürlükteki kanuna göre (cezaya göre )

Dinin ahireti de ilgilendiren boyutu var. Hem dünya ve hem de ahireti. ...

Fakat Kuran, dünyaevi olan devlet işlerine, yönetim tarzına, sosyal, siyasi, hukuki, ekonomik hayatı düzenleyen kurallar bütününe de mecazi anlam ve anlatımla din diyor. Melikin dini gibi.

Ayet mecaz anlamlı yani müteşabbih ayettir. Bundan dolayı Kuran pek mükemmel uslubu bir tarz anlatımla kralın dinine göre demiştir. Yani kralın mevzuatındaki yasasına göredir.

Yasayı çıkartan kral idi. Tanrılar değil. Tanrıların dininin yasası değil. Yasa da dinin yasaları değil, kralın yasalarıdır.

Dinde Kanun koyucu olarak kendisine tapılan totem veya bir put olduğu düşünülemez. Yasayı Nasıl koysun ki, konuşamayan aciz olan bir put olan tanrı. Zaten Pek çok mealde bu ( Kralın yasası ) anlamı verilmiştir.

Aynı mecazi anlatım Yusuf 42 ayetinde de vardır. BU ayette geçen rabb kelimesi ilah anlamında değildir.

YUSUF 42: Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zındanda kaldı.

minhumazkurnî inde rabbike

Ayette geçen Rabb sözcüğü bizim bildiğimiz ilah anlamında değildir. Rabb, İlk ve gerçek anlamı ile ilah, yaratıcı anlamında değildir. Efendi, yönetici anlamındadır. Böyle olduğu için diğer anlamıyla mecaz bir anlama gelir ve anlatılır da. Mecazi bir anlatımla .

devam edeceğim



BEDİİ HAMİT 28 Ocak 2011 17:30

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
HZ YUSUFUN KÖLELİKTEN AZAD OLUŞU

Hz Yusuf ( as ) Köle olarak girdiği hapishane ortamından , Allahın takdiri ile Hür olarak hem de kralın en yakınlarından biri olarak çıkacaktır.

Artık Suçsuz olduğu ortaya çıkmıştır. Boş yere , haksız yere hapis cezasına çarpıtılmıştı ki bir komploya gittiği aşikardır. Önceki ayetlerden açıklandığı üzere

Yusuf 50- Kral "O adamı bana getiriniz" dedi. Yusuf, yanına gelen kralın elçisine dedi ki; "Efendinin yanına dön ve ellerini yemek bıçakları ile kesen kadınlara ilişkin olayın içyüzünü kendisine sor. Gerçi Rabbim, o kadınların bana kurdukları tuzağı iyi bilir."

Krala sor diyor, bu olayın iç yüzü ne idi. Neden beni hapsettiniz ? Adil bir yargılama ile mi hapishaneye koyuldum. Yoksa düzmece iftiralarla mı ? Gerçek orta çıksın. Ve kral da bunu öğrensin ve şahit olsun.

51- Kral, kadınlara "Yusuf'tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?" dedi. Kadınlar "Haşa Allah'a! O'nun hiçbir kötü davranışını görmedik"dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; "Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf'u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur."

53- "Bununla birlikte nefsimi aklamak, nefsimi masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir."

ARTIK GERÇEK ORTAYA ÇIKMIŞTI VE YUSUF PEYGAMBER MASUMDU.

Hz Yusuf hapishaneden çıkarılır, Artık Başvezir ve hanımın kölesi değildir O..

54- Kral "Getirin o adamı bana, onu yakın çevreme alayım " dedi. Yusuf ile konuşunca da ona "Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın" dedi.

Firavunun, Yusufu en yakın çevreme alayım demesi ve onu en yakın çevresine alması, Firavunun Hz Yusufu kölelikten azad etmesi anlamına gelir ki, başvezir ve hanımın da Kölelikten azad ettiği anlaşılmaktadır.

FİRAVUNUN HZ YUSUFA İMAN ETMESİ VE İSLAMI KABULLENMESİ

Başlığı ile devam edeceğim

BEDİİ HAMİT 30 Ocak 2011 17:35

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:


Kral, bu atalar dinini ve bu düzenini daha sonra Hz yusufu görev başına getirterek yıkacak.
FİRAVUNUN HZ YUSUFA İMAN ETMESİ VE İSLAMI KABULLENMESİ

HZ YUSUFUN FİRAVUNU KAFİR DEĞİLDİ.

Firavun Hz Yusafa iman edip islamiyeti kabullenmiş midir ?

Evet. Çünkü Yusufun Firavunu Hz musanın Firavunu gibi kafir değildi.

Vermiş olduğum önceki ayet delilleri ile Firavunun Kendi dinin değil, ANCAK Hz İbrahim, ishak, ismail ,yakub ve yusufunun dini ile Allaha iman etmesi ile açıklanabilirdi. Veya en azından islam dinine sempati duymasıyla açıklanabilirdi.

Hz Yusuf, Hz musa gibi Allahın dinini kendi firavununa tebliğ etmiş midir ?

Karşılaştırma

Hz Musa ve Hz Yusuf Her ikisi de saray ortamında bulunmuş,biri köle olarak diğeri firavunun evlatlığı olarak.

Her iki peygamber de kendi Firavunlarına Allahın dinini tebliğ etmiştir. Tebliğ ettiklerinde Musanın Firavunu hiddet gösterip, musayı ve ona inananları yok edeceğini söylerken Yusufun Firavunu, sen tarafımızdan güvenilir insansın diyerek ona istediği görevi vermiştir. Yusufa güvenerek onun tebliğine iman etmiştir.

Hz Yusufun kendi kralına ( Firavuna) islam dinini tebliğ etmediği düşünülemez. Açık ayet yok. Ama akli deliller var. Ayetler arası bağlantılardan bu akli delil hemen ortaya çıkar.

Hz yusuf Allahın dinini Firavuna Tebliğ ettiği halde, Firavunun , Allahın dinini reddedip islamiyeti kabul etmemesi düşünülemez. Neden düşünülemez ?

Çünkü Firavun islamiyeti reddedip, kabul etmediğinde Yusuf peygamberin firavunun kabinesinde görev alması hiç düşünülemez. Böyle bir ihtimal hiç de akli ve islami değildir. Böyle bir ihtimal söz konusu bile değildir.

Çünkü iman ile küfür bir arada barınmaz. Devlet düzeni ve yönetimde iman ile küfürü bir arada işletemezsiniz.

Peki Şöyle olabilir mi ?

Hz Yusuf Kralın kabinesinde görev almayı neden kabul etmişti ?

Sadece, Kuraklık döneminde var olacak en şiddetli kriz döneminde geniş kitlelere karşı bu zorlu ve ağır görevi üstlenebilmesi için mi ?

Gelecek kriz döneminde ve bunun öncesindeki bolluk yıllarında, önlemlere, korumaya, işleri özenle idare edebilme yeteneğine ve de tarımı, ürünleri denetleyip korumaya ihtiyaç olduğu için mi ?

Gerek bolluk yıllarında, gerekse kuraklık yıllarında bu misyonun yerine getirilebilmesi için, gerekli tüm ayrıntıları içerebilen bir bilgiye, iyi bir yöneticiliğe ve bir deneyime sahip olduğunu düşündüğü için mi ?

Bu misyonu en iyi yerine getirebilecek kişinin kendisi olduğunu, bunda Mısır halkı ve komşu halklar için büyük bir hayır bulunduğunu düşündüğü için mi ? Ne demişti ?

"Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim..."

Yedi yıl süresince Mısır halkının tümünü ve çevredeki komşu halklarına gıda sağlama görevini yerine getirilebilmesi için bu kirizi aşabilmesi için mi ?

Hem kendi kabilesi ve hem de komşu kabileleri etkileyecek ağır ortamda bu kirizi aşması için mi ?

Evet bunlar için olmakla beraber asıl amaç bu değildir.Bu üstlendiği görev kendisi için bir fırsattı. Nasıl bir fırsat ?

Hz Yusufun Öncelikli ve asıl amacı üstlendiği görev ile Allahın dinini yaymak istemesidir..Peygamber sorumluluğu ile tebliğ görevini yerine getirmek istemesidir.

Dolayısıyla Hz Yusuf'un kendisi için talip olduğu bu görev, Allahın dinini mısır halkına tebliğ edip, yayması bakımından bulunmaz bir fırsattı.

O halde Hz yusufun görev üstlenmesindeki asıl Amacı, yeryüzünde Allah'ın egemenliğini kurmaktır. Yani yeryüzünde Allah'ın hükmünü geçerli kılmaktır. Her şey Allah'ın dininin zaferi içindir. Kullar üzerinde Allah'ın Rabblığını geçerli kılmak içindir.

Devamı var




BEDİİ HAMİT 01 Şubat 2011 18:48

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

Hz Yusufun Öncelikli ve asıl amacı üstlendiği görev ile Allahın dinini yaymak istemesidir..Peygamber sorumluluğu ile tebliğ görevini yerine getirmek istemesidir.

Dolayısıyla Hz Yusuf'un kendisi için talip olduğu bu görev, Allahın dinini mısır halkına tebliğ edip, yayması bakımından bulunmaz bir fırsattı.
O halde Hz yusufun görev üstlenmesindeki asıl Amacı, yeryüzünde Allah'ın egemenliğini kurmaktır. Yani yeryüzünde Allah'ın hükmünü geçerli kılmaktır. Her şey Allah'ın dininin zaferi içindir. Kullar üzerinde Allah'ın Rabblığını geçerli kılmak içindir.


Hz Yusufun kendi kralına ( Firavunun) karşısına çıkıp, islam dinini tebliğ etmediği düşünülünebilir mi ? Düşünülemez. Böyle bir ihtimal söz konusu bile değildir. Demiştim.

Firavunun karşısına çıktığı an

54- Kral "Getirin o adamı bana, onu yakın çevreme alayım " dedi. Yusuf ile konuşunca da ona "Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın" dedi.

Ve kâlel meliku’tûnî bihî estahlishu li nefsî, fe lemmâ kellemehu kâle innekel yevme ledeynâ mekînun emîn(emînun).

54: Ve melik şöyle dedi: “Onu bana getirin! Onu NEFSİM (kendim ) için seçtim." Onunla konuşunca: “Muhakkak ki; sen, bugün bizim yanımızda mevki sahibisin, eminsin (güvenilir kişisin).” dedi.

DİKKAT! AYETE PEK DİKKAT ! AYET FİRAVUN YUSUF İLE KONUŞUNCA DİYOR.

FİRAVUN HZ YUSUF İLE NE KONUŞMUŞTUR ? NE KONUŞMUŞ OLABİLİR ?

Firavun Hz yusuf ile ne konuşmuştur da Seni nefsim için seçtim, Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın diyebiliyor ?

Evet ne konuşmuştur ? Bunu tahmin etmek çok zor birşey değil.

Yusuf peygamber hapishane arkadaşları ile ne konuşmuş ise, onlara nasıl hitap etmiş ise, aynı sözler ile de firavuna da hitap etmiş, bu sözlerle Firavunla da konuşmuştur.

Yusuf hapishane arkadaşlarına ne demişti ?

37- Yusuf dedi ki; .... " Ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden milletin dininden çıktım. "

Aynı sözleri Firavuna da söyleyecektir.

38 "Onun yerine atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinlerine bağlandım. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz. Bu inanç Allah'ın, gerek bize ve gerekse tüm insanlara yönelik bir lütfudur. Fakat insanların çoğu Allah'a şükretmezler.

Firavunun karşısında Firavuna bu sözlerle hitap edecek olması bir peygamberin görevi olmalıdır.ki atalarının dinine tabi olan halkın inançlarındaki bu bozukluğu gözler önüne sermiş olsun.

VE FİRAVUNA BU TEBLİĞ SÖZLERLE DE HİTAP EDİP KONUŞMASI KESİNDİR.

39- "........çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir?"

40- "Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız düzmece ilahlar, ya sizin ya da atalarınızın taktığı birtakım boş, içeriksiz adlardan başka bir şey değildirler. Allah onlara hiçbir güç vermiş değildir. Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

"Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

Hz Yusufun Firavunun yüzüne karşı bu tebliğ sözleri söylediği gün gibi aşikardır.

Hz Yusuf ( as ) Firavunla konuşmasında şirk, tağut ve cahiliye sisteminin temellerini de son derece şiddetli bir biçimde sarsmış olacaktır.. İŞTE Bu konuşmaların arkasından görev alacaktır.

"Çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir."

Bu sözlerle hitap olunan, bu sözlere muhatap olan firavun eğer bu sözleri onaylayıp tasdik etmemişse hz yusufa Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın diyebilir mi ?

kendi inancında ,Kendi fikri ve düşüncesin de olmayan birine Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın kim diyebilir ? Dese kim ve Nasıl güvenebilir ona. Sen bizim tagutlarımıza, bizim dinimize karışma da sadece sana verilen görevi yap demiş olsa hz yusuf bunu kabul eder miydi. Nasıl ki, Peygamberimize müşriklerin ona verdiği görev gibi sen başımıza geç yönetici ol. ama sakın dinimizle karışma islamı da tebliğ etme. dedikleri gibi..

55- Yusuf, krala "Beni ülkenin hazinelerini yönetmekle görevlendir. Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim.

Firavun hz yusufun tebliğ sözlerine iman etmiştir. Başlangıçta sınırlı olan ülke yönetimini daha sonra güvenle ona tamamen emanet etmiştir.

Özet ve tekrarla denilebilir ki,

YUSUF 54. AYETTE GEÇEN FİRAVUNUN HZ YUSUFLA KONUŞMASINDAN ORTAYA ÇIKACAK TEFSİR ŞUDUR.

BU KONUŞMADA

Hz yusufun Firavuna , firavunun ileri gelenlerine ve mısır halkına islam dinini tebliğ etmediği düşünelemez. ki Tebliğ bir peygamberin görevidir.Bu tebliğ sonrası kral seni en yakınım yapacağım diyor,seni nefsim için ( Kendim için ) seçtim ve SANA GÜVENDİM DİYOR .
Firavun, Hz yusufla bu konuşmaların ardından hz yusufa verilecek yetki ve görev ile hz yusufun islam dinini tebliğ edeceğini çok iyi biliyordu. Firavun inanmadığı ve reddettiği bir inanç sistemi ile hz yusufa seni en yakınım yapacağım diyebilir mi ? Diyemez ?. Seni nefsim için seçtim diyebilir mi ? Sana güveniyorum diyebilir mi ? Diyemez. Ancak Firavunun Bunları diyebilmesi için Hz yusufun inanç sistemi ile Allah iman etmesi ile tefsir edilebilir.

Devamı var-Son bir yazım ile bitireceğim


BEDİİ HAMİT 02 Şubat 2011 17:25

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

YUSUF 54. AYETTE GEÇEN FİRAVUNUN HZ YUSUFLA KONUŞMASINDAN ORTAYA ÇIKACAK TEFSİR ŞUDUR.

BU KONUŞMADA

Hz yusufun Firavuna , firavunun ileri gelenlerine ve mısır halkına islam dinini tebliğ etmediği düşünelemez. ki Tebliğ bir peygamberin görevidir.Bu tebliğ sonrası kral seni en yakınım yapacağım diyor,seni nefsim için ( Kendim için ) seçtim ve SANA GÜVENDİM DİYOR .
Firavun, Hz yusufla bu konuşmaların ardından hz yusufa verilecek yetki ve görev ile hz yusufun islam dinini tebliğ edeceğini çok iyi biliyordu. Firavun inanmadığı ve reddettiği bir inanç sistemi ile hz yusufa seni en yakınım yapacağım diyebilir mi ? Diyemez ?. Seni nefsim için seçtim diyebilir mi ? Sana güveniyorum diyebilir mi ? Diyemez. Ancak Firavunun Bunları diyebilmesi için Hz yusufun inanç sistemi ile Allah iman etmesi ile tefsir edilebilir.

54. AYETTE geçen konuşmalarda Konuşulanlar arasında şöyle de olabilir mi ?. Hz yusuf Firavuna dese ki, Görevim esnasında Allahın dinini tebliğ edip ,yayma konusunda bana kesinlikle baskı yapmayacaksınız.

DEMİŞ OLSA

Firavun ve vezirler, Kendi dinlerine panzehir olacak kendi dinlerini ortadan kaldıracak olan bu öneriyi nasıl kabul edeceklerdi ? Tamam sana baskı yapmıyacağız ve sen de kendi dinini yay demeleri için ya akıllarını ya da kendi dinlerini yitirmiş olmalıdırlar ki bu ancak islamı kabul etmeleri ile mümkündür.

Kral, Yusuf la konuştuğunda, onun özü, sözü doğru kişi olduğunu anladı. Allahın dini ile Yusufun tebliği ile karşı karşıya kaldını anladı. Yusafa iman edip, islamiyeti benimsedi. Kralın bu denli güvenini kazanan Yusuf, onun için son derece önemli ve güvenilir bir kimseydi artık.

Hz Yusuf, Kurduğu bu yönetim sayesinde Allahın dinine davet etme imkânını bulmuş, yönetimi sırasında İslam dinini Mısır'ın her tarafına yaymıştı. Gerek başvezir ve gerekse kral, tamamen sahneden çekilmiş her işte hz yusufa uymuşlardır.

56- Böylece Yusuf`un o ülkedeki konumunu sağlamlaştırdık, artık o ülkenin dilediği yerinde oturabilirdi. Biz rahmetimizi dilediğimiz kimselere sunarız ve iyi davranışlıları ödülsüz bırakmayız.

O ülkedeki konumunu sağlamlaştırdık ayeti ülkenin genelinde söz sahibi idi. Egemen idi. Anlamını verir.

Böylece Yusuf`un o ülkedeki Konumu sağlamlaştırdık.Yani bu iktidar konumunda iken artık hiçbir güç ona karışamayacaktır , hiçbir güç ona müdahale edemeyecektir Ve .Allahın dışındaki Hiçbir güç artık onu bu makamdan indiremeyecektir.Çünkü,ülke yönetimindeki En büyük güç ve otorite sahibi olan Kral da ona uymuştu. Firavunun Ona uyması Ancak islamiyeti kabul etmesi Yusufun dinine tabi olması ile açıklanabilir.

Sözü edilen "yer"den maksat, Mısır da olabilir, bütün "yeryüzü" de olabilir. Çünkü Mısır, o günlerde yeryüzünün en önemli ülkesi idi.

101- Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin, beni olayları (ya da rüyaları) yorumlamaya ilişkin bazı bilgiler ile donattın. Ey göklerin ve yerin yaradanı! Gerek dünyada, gerek ahirette tek dayanağım sensin; canımı müslüman olarak al ve beni iyi kulların arasına kat. "

"Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin.."

Bu anlamda sen beni bu ülkeye yönetici kıldın, İslamı yayabilmem için belirli bir makam ve mevki verdin.( Hz muhammed , hz süleyman gibi onlara egemenlikten verdiğin pay gibi
Başlangıçta görevi ile sınırlı olan yönetim ( Maliye ) işlerinden tüm ülke yönetimimde pay sahibi olmuştur. İşte Allahın egemenliği bu.Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir.( Yusuf 40 )

100- Ana-babasını makam koltuğuna oturttu,...............

Neden ana ve Babasını o makama oturttu?

Biz artık ailece bu makamda söz sahibiyiz. Ülke yönetiminde söz sahibiyiz.Yakup dininin ve şeriatını yayıcıyız.

Hz yusufun, Hz yakubu Makam koltuğuna otutrması, Bu makama önceden kendisinin oturması ve hem de babasını oturtması,şu anlama gelir ki, bu makamda ülke yönetiminin artık firavunların, atalarının dinine göre değil, ibrahim dinine göre yönetileceğidir. Allahın hükümlerinin egemen kılınacağıdır.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT







BEDİİ HAMİT 02 Şubat 2011 17:41

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Konusunun Daha iyi anlaşılması için Yusuf 76 ayetinin tefsirinin çok iyi yapılması lazımdır.

Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).

............İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı.........

Tefsirini ve ne anlama geldiğini kendi görüşümü de ekleyerek detaylı bir şekilde yapacağım İnşallah

Medine-web 02 Şubat 2011 23:02

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
hocam yusufun(as) ana teması ve bana göre günümüz beşeri kanunları ilgilendiren(müslümanların hareket tarzı) en önemli husus son ayetin açılımını yapmak.
konunuzu dağıtmamak için son yorumunuzu bekliyoruz...
katılımımız sonra başlasın.

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 18:20

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).


............İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı.........


Tefsiri nasıl olabilir ve ne anlama gelir ?

YUSUF 76: Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

HZ YUSUF FİRAVUNUN KANUNLARINI UYGULAMIŞ MIDIR ? AYETTE GEÇEN

Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. iFADESİ NASIL BİR İFADEDİR ?

Hz Yusuf beşeri yasaların uygulayıcısı değildir ve asla olamaz da.

Hz yusuf kardeşi bünyamini kendi yanına almayı istiyordu.

Yusuf 59: Ve onların zahiri yüklerini hazırlayınca şöyle dedi: “Sizin babanızdan olan diğer kardeşinizi bana getirin. Ölçüyü tam ifa ettiğimi görmüyor musunuz? Ben ikram edenlerin en hayırlısıyım.
60: Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek tek ölçek (zahire) bile yoktur ve bir daha da bana yaklaşmayın.”
61:Dediler ki: “Onu babasından isteyeceğiz ve muhakkak bunu yaparız.”
62: Yûsuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.”
63: Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz” dediler.
65: Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir zahiredir” dediler.
66: Babaları, “Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim” dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, “Allah söylediklerimize vekildir” dedi.


69:Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin’i yanına bağrına bastı ve (gizlice) “Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme” dedi.

70- Yusuf, kardeşlerinin zahire yüklerini hazırlatırken, ölçü kabı olarak kullanılan su tasını öz kardeşinin yüküne koydurdu. Arkasından bir görevli: "Ey yolcular kafilesi, sizler hırsızsınız" diye seslendi.
71- Yusuf'un kardeşleri, görevlilere dönerek "Ne kaybettiniz?" dediler.
72- Görevlilerden biri dedi ki; "Ölçü kabı olarak kullanılan kralın su tasını kaybettik. Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek buna ben kefilim. "
73- Yusuf'un kardeşleri "Allah aşkına, siz de biliyorsunuz ki, biz bu ülkeye kargaşa çıkarmak için gelmedik, biz hırsız değiliz" dediler.
74- Görevliler; "Peki eğer yalan söylüyorsanız, size göre hırsızlığın cezası nedir?" dediler.
75- Yusuf'un kardeşleri "Hırsızlığın cezası, tası yükünde bulduğunuz kimsenin karşılık olarak tutulmasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler.
76- Yusuf, öz kardeşinin valizinden önce üvey kardeşlerinin valizlerini aradı, sonra tası öz kardeşinin valizinden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik. Çünkü kralın yasalarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Meğer ki, Allah bu alıkonmayı dilemiş olsun. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her bilenden daha üstün bir bilgin vardır.

Eğer yalancılar iseniz cezası nedir? dediler" buyruğunun anlamı şudur: Sizin yalan söylediğiniz ortaya çıkarsa bu işi yapanın cezası nedir? Yûsuf un kardeşleri şu cevabı verdiler: "Bunun cezası yükünde bulunan kimsenin kendisinin karşılık olarak alınmasıdır." Yani o kişi köleleştirilir demektir.


Bunun ce­zası (kayıp eşyanın) yükleri arasında bulunduğu kişinin köleleştirilmesidir. Bu hüküm Hz. Ya'kub'un dininin( şeriatinin ) hükmü idi.

Firavunun yasalarında böyle bir hüküm yoktu. Mısırlılara göre ise hırsızın hükmü, dövülmek, aşağılanmak ve hapsedilmekti. Ve aldığının iki katını tazminat olarak Öde­mesi şeklinde idi. Bunu da el-Hasen, es-Süddî ve başkaları söylemişlerdir.
Hz yakup şeriatinde hırsızlık yapan kimse, o malını çaldığı kişiye, malın değerine göre belli süreler köle olarak tutuluyordu ve cezası böyle veriliyordu. Kardeşi olup olmaması fark etmez idi. Hırsızlığı yapan kimse kardeşi de olsa. Fark etmez.

ALLAHIN YASASI MI, YOKSA KRALIN YASASI MI ?

"Hz yusuf peygambere gelen ilham.

Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik."
Yani onun böylesine ince bir plan hazırlamasını sağladık.
"Çünkü kralın yasalarına göre, kardeşini alıkoyamazdı."


Eğer kardeşini kralın yasalarına göre yargılayacak olsaydı, onu alıkoyabilmesi mümkün değildi. Hırsıza çaldığı eşyaya uygun düşecek bir ceza verebilirdi ama, bu gerekçeyle onu alıkoyamazdı. Ancak Yusuf onu, kardeşlerinin mensup olduğu dinin hükümlerine göre yargılamış ve sonuçta alıkoyabilmişti.

SORU: HZ YUSUFUN EGEMENLİĞİNDE OLAN MISIR ÜLKESİNDE ALLAHIN DİNİNİN YASALARI UYGULANMAYACAK MIDIR ? Kİ HZ YUSUF, KRALIN YASASINI BİR PLANLA DELMİŞ.YAKUB PEYGAMBERİN ŞERİATINI UYGULAMIŞTIR
.
Devamı olacak


BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 19:21

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Kendi görüşüm olarak

SORU:
Hz yusufun egemenliğinde olan Mısır ülkesinde Allahın dininin yasaları uygulanmayacak mıdır ? Ki Hz Yusuf, kralın yasasını bir planla delmiş.Yakub peygamberin şeriatını uygulamıştır.

Yeryüzündeki ( Mısırda ) Egemenlik ve hakimiyet Hz Yusufun değil miydi ? Neden o zaman öyle bir plana başvurdu. Veya neden Allah tarafından vahiyle kendisine böyle bir yol gösterildi.


PEKİ YA BUNDAN SONRASI ?

Yani o ülkede bundan böyle hırsızlık yapanlar Hz Yakup dinin şerati ile yargılanmayacaklar mıydı ? ve hırsızlık yapan kardeşi de olsa yine de kralın yasaları mı geçerli olacaktı. Kralın yasalarına mı tabi olacaklardı, yoksa yusuf peygamberin şeriatıyla mı ülke yönetilecekti ?

Hz yusufun egemenliğinde hem kral (firavun ) ve hem de diğer vezirler ona tabi idi. Tagut yasaları ile yönetilen, Tagutların yasalarına alışmış bir topluma birden bire Allahın yasalarını uygulamak infala yol açar. Tedricen, yavaş yavaş alıştıra alıştıra bu yasalar peş peşe gelecektir. Nitekim Hz yusuf iktidarında pek çok tagut yasa değişmiş, sıra bu yasaya gelmişti.

ÖRNEK VERMEK GEREKİRSE KURANDAKİ İÇKİ YASAĞINA BENZER BU DURUM. BİRDEN BİRE YASAKLANMAMIŞ.

İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı.........


Pek muhtemel ki, İŞTE BU OLAY SONRASI, Yani Hz yusufun bir plan ile bu yasayı delmesi sonrası, hırsızlık yapan kardeşi bile olsa kendi kardeşini yanında alıkoyacaktır.

Kralın yasasının Bu planla delinmesinden kralın haberi olmuştur.

Çünkü, ORTAYA KONULAN PLANDAN, Olan hadiselerden, çıkan haberlerden Bünyaminin hz yusufun kardeşi olduğu anlaşılmıştır. Yalnız kral değil,tüm sarayın ileri gelenlerinin haberi olmuştur. Ayrıca Hz yusuf ana ve babasını o makam koltuğuna oturtmuştu ve kardeşleri de ona secde etmişti. Kimlerin gözleri önünde ?

Firavun hz yusufun bu planla kendi yasasını bozmasına tepki vermemiştir. Çünkü O Hz yusufa tabi idi.

56- Böylece Yusuf`un o ülkedeki konumunu sağlamlaştırdık, artık o ülkenin dilediği yerinde oturabilirdi. Biz rahmetimizi dilediğimiz kimselere sunarız ve iyi davranışlıları ödülsüz bırakmayız.

O ülkedeki konumunu sağlamlaştırdık ayeti ülkenin genelinde söz sahibi idi. Egemen idi. Anlamını verir.

Böylece Yusuf`un o ülkedeki Konumu sağlamlaştırdık.Yani bu iktidar konumunda iken artık hiçbir güç ona karışamayacaktır , hiçbir güç ona müdahale edemeyecektir Ve .Allahın dışındaki Hiçbir güç artık onu bu makamdan indiremeyecektir.Çünkü,ülke yönetimindeki En büyük güç ve otorite sahibi olan Kral da ona uymuştu. Firavunun Ona uyması Ancak islamiyeti kabul etmesi Yusufun dinine tabi olması ile açıklanabilir.

Sözü edilen "yer"den maksat, Mısır da olabilir, bütün "yeryüzü" de olabilir. Çünkü Mısır, o günlerde yeryüzünün en önemli ülkesi idi.

101- Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin, beni olayları (ya da rüyaları) yorumlamaya ilişkin bazı bilgiler ile donattın. Ey göklerin ve yerin yaradanı! Gerek dünyada, gerek ahirette tek dayanağım sensin; canımı müslüman olarak al ve beni iyi kulların arasına kat. "

"Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin.."

Bu anlamda sen beni bu ülkeye yönetici kıldın, İslamı yayabilmem için belirli bir makam ve mevki verdin.( Hz muhammed , hz süleyman gibi onlara egemenlikten verdiğin pay gibi
Başlangıçta görevi ile sınırlı olan yönetim ( Maliye ) işlerinden tüm ülke yönetimimde pay sahibi olmuştur. İşte Allahın egemenliği bu.Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir.( Yusuf 40 )

100- Ana-babasını makam koltuğuna oturttu,...............

Neden ana ve Babasını o makama oturttu?

Artık Biz ailece bu makamda söz sahibiyiz. Ülke yönetiminde söz sahibiyiz.Yakup dininin ve şeriatını yayıcıyız.

Hz yusufun, Hz yakubu Makam koltuğuna oturtması, Bu makama önceden kendisinin oturması ve hem de babasını oturtması,şu anlama gelir ki, bu makamda ülke yönetiminin artık firavunların, atalarının dinine göre değil, ibrahim dinine göre yönetileceğidir. Allahın hükümlerinin egemen kılınacağıdır.


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT









.

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 19:44

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

hocam yusufun(as) ana teması ve bana göre günümüz beşeri kanunları ilgilendiren(müslümanların hareket tarzı) en önemli husus son ayetin açılımını yapmak.

ayetin açılımı iyi bir şekilde yaptığıma inanıyorum

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 19:52

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:Abdulmelik
hocam yusufun(as) ana teması ve bana göre günümüz beşeri kanunları ilgilendiren(müslümanların hareket tarzı) en önemli husus son ayetin açılımını yapmak.

AYETİN AÇILIMI İYİ BİR ŞEKİLDE YAPTIĞIMA İNANIYORUM Kİ, SİZİNDE İFADE ETTİĞİNİZ GİBİ,

İktidarı elinde bulunduran kişi veya zümreler ALLAHIN YASASINA ZIT bir hükmü uygulayamazlar. Açık ayet var. ALLAHIN İNDİRDİĞİ İLE HÜKÜM ETMEYENLER YA ZALİMDİR YA DA KAFİRDİR.

MAİDE 44:"Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 20:02

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
verdiğim ayet ve yaptığım yorumlar açık daha neyi söyletmeye çalışıyorsun bana

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 20:06

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

küfre rıza küfür değil mi hocam..........
hımm eski tartışmaya dönecek gibi bu ifadeler. Sanırım yine oy verme durumuna getireceksiniz.

Orada o tartışma da iken sarfetteiğim cümlelere tekrar bakınız.

BEDİİ HAMİT 03 Şubat 2011 20:17

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

yALNIZ Bİ YAZINIZ Bİ YAZINIZA UYMUYOR BU KONUDA........ve bu konu NETLEŞİNCEYE KADAR ARAMIZDA sulh olmaz ve olamaz
gülümseyen000

YAZDIKLARIM HEPSİ BİRBİRİYLE UYUMLU.

kamer34 04 Şubat 2011 02:23

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Sanırım yazı bitti şimdi ben bu konunun içine girersem oratlık yine karışacak.

En iyisi ben hiç almayayım.
Bir kaç satır yazıyla konuya değinip geçmek endoğrusu.

Şimdi dediklerinizi kısmen anladım,yalnız sorun şurada Hz.Yusuf'un kralın dinine göre hüküm verdiği ve bundan dolayı ak partiye oy verilmesi gerektiği söylemini sanırım ben yapmamıştım.Birileri Hz.Yusufun ikdidarlık örneğini bugünki güya islam partisi olan partiyle özdeşleştirerek delil getirmeye çalışmışlardı.

Bedii Hamit bey yazısını yazarkan ben bu yazıların arasına yanılışlıkla bir yazı yazmıştım ve bu yazımdan sonra Bedii Hamit beyin yazı akışındada bir değişiklik hisettim,bu değişiklik şahsen menfi yönde olduğu kanaatine varmıştım,fakat yazının sonunda benim ordaki görüşümü farklı yorumlayarak kendi lehine çevirmeye çalıştığını gördüm.

Şimdi Bedii hamit beyin yazılarından çıkardığım sonuç şu olmuştur:

1-Hz.Yusuf'un meliki müslümandı (ki bunu ilk tartıştığımızda yazımın birinde var dile getirmiştim fakat emin olmadığımı söylemiştim)

2-Hz.Yusufun yaşadığı toplum müslüman idi.

(Kanımca çok büyük bir yanılgıdır bu,bunu yusuf suresinde çıkarmak imkansızdır.Peki bunu neden böyle gösterme ihtiyacı doğmuş olabilir diye çok düşündüm.Üstelik verdiği örneklere bakılacak olursa Hz. Yusuf henüz iktidara dahi gelmeden bu halkı müslüman olarak gösterme çabası anlaşılır bir şey değildir ve çelişkilidir.

Bu çaba şundan olabilir şuan yaşadığımız toplum müslümandır,liderimiz müslüman,fakat müslüman olmayan bir kesim vardır,biz onların gücünü kırmaya çalışıyoruz,Hani Hz.Yusuf ve o dönemdeki din adamları,keşişleri arasında ki mücadele gibi)

3-Hz.Yusuf kralın dinine göre hüküm etmesi asla doğru birşey değildir.Kral Hz.Yusuf'a tabi olmuş fakat yönetimin değişmesi zaman almıştır.

(Bunu ilk tartıştığmız yazıda böyle demiyordu,bunun tam tersini savunuyordu,Bedii Hamit beyin bu iddası çok önemli burdan yola çıkarak,bugün biz iktidarda çok güçlü bir şekilde geldik ve gelmeye devam ediyoruz,fakat herşeyi bir anda değiştirmeyi beklemeyin bizden,bak Hz.Yusuf da yavaş yavaş bu değişiikliği yapmıştır.Bu söylem benim yazımdan sonra ortaya atılmıştır.

Öyle dedim doğrudur,fakat şunu ekledim dedim ki öncelikle anayasa Allah'ın dini üzere bina edilecek,sonra doğrudan islama aykırı olmayan bazı şeyler zamanla değiştirilecek yada sınırlamalar getirilecek bunları ordaki yazımda delillendirmiştim.Halbuki günümüzde güya islam partisi kötünün iyisi olan parti, bırakın islama aykırı olmayan şeyleri değiştirmeyi,islama doğrudan aykırı olan kaç tane hüküm değiştirebilmişlerdir.

Geçenlerde sarhoş edici içeceklerle ilgili bir düzenleme yaptılar yer yerinden oynadı,başbakan bizzat bir çok yerde şunu söyledi, biz ne zaman sizin içkinize karışmışız,biz ne zaman sizin açık saçık giyiminize karışmışız,biz ne zaman diskoteklerinize karışmışız gibi,kendisini böyle gösteren kılıçdaroğluna sert bir uslüp kullanarak yüklenmiştir.

Bedii hamit bey bu tarz açıklamalarıda Hz.Yusuf'un kimliğini kardeşlerinden gizlemesinin altında yatan güya takkiye dediği şeye dayandırmaktadır.Bu tarz açıklamaları aslında ikdirdarda daha fazla şirk pardon kalmak için ve ileride top yekün anayasayı değiştirmek için yaptığını söylemektedir.

Daha fazlasını bence konuşmaya gerek yok.Bu bir çeşit din görüşüdür dileyen kabul eder dileyen red eder.

Ben şahsen şunu söylüyorum Allah'ım şahit olsun,şahit olabilenlerde şahit olsunlar bu dini red ediyorum,yok eğer ben sölediklerini yanlış anlamışsam o zaman kendimi düzeltirim.Daha öncede söylemiştim bu fikirler ilmi değeri olmyan bir din anlayışıdır.

AYETİN AÇILIMI İYİ BİR ŞEKİLDE YAPTIĞIMA İNANIYORUM Kİ, SİZİNDE İFADE ETTİĞİNİZ GİBİ,

İktidarı elinde bulunduran kişi veya zümreler ALLAHIN YASASINA ZIT bir hükmü uygulayamazlar. Açık ayet var. ALLAHIN İNDİRDİĞİ İLE HÜKÜM ETMEYENLER YA ZALİMDİR YA DA KAFİRDİR.

MAİDE 44:"Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir
Bedii Hamit adlı üyeden alıntı

Bu cümlelere bakalım bu cümleler Bedii Hamit beyin cümleleri,o tartıştığmız bölümü okuyun bu cümlelerle kıyaslayın.İktidarı elinde bulunduran zümreler yada kişiler Allah'ın dinine ters hüküm veremezler,peki verirlerse ne olur Bedii Hamit beyin kendi cevabı maide 44-45-47 yani hem zalimdirler,hem fasıktırlar, hemde kafirdiler.Demekki bugünkü iktidar Allah'ın dinine zıt hiç bir hüküm vermesi söz konusu değildir ve vermiyorudur!

Bügünki adı islam olan partinin hüküm ettikleriyle kıyaslayalım herşey meydana çıkmış olur.Bütün medineweb forum üyelerinin ve misafirlerinin takdirine bırakıyorum.Dileyen dilediği dini tercih etmekte, dileyen dilediği dinin hükümleriyle hüküm etmeye,dileyen dilediği kadar yapmacık beşeri kanunlar koyabilir.

Allah buna bu dünyada müsade etmiştir,bu dünyanın birde ahireti vardır.Bizler okuduğumuz ayetlerden,okuduğmuz yazılardan, duyduğmuz duyumlardan, gördüğümüz amellerden fikirler üreterek bir din oluştururuz ya doğruya isabet edip müslüman oluruz,yada yanlışı tercih edip kafir oluruz.

Önemli olan çok ayet yazmak değildir,önemli olan bu ayetlerden ne anladığımızdır asıl olan bu.

Bir kaç kelimede melikin dini üzerine söyledikten sonra yazımı bitireyim,geçen günkü tartışmamızda Yusuf/76.ayet melikin yasaları olarak tercüme edilmişti,bende ayetin orjinalini verdim dedimki ayette melikin dini denilmektedir.

Yani yusuf/76.ayetteki melikin dininden evet melikin yasaları olarak anlışabilinir,dikkatleri bugünkü yasalara çekmek istemiştim,yani bugünkü yasalar kimin ise dini odur,yada kim bu yasalarla kim hüküm veriyorsa onun dini odur.Eğer bugünkü yasalar Allah'ın yasaları ise dini islamdır,eğer değilse,demek ki bugünkü yasalar yani dini islam değildir.Bunu herkes kendi vicadnında muhakeme etmelidir.

Hüküm koyma yetkisi, sadece ve sadece Allah'ındır ve sadece Allahın olmalıdır. Hüküm, sadece ve sadece Allah'a özgüdür. Zira egemen olma, egemenlik Allaha has niteliklerindendir. Egemenliğin kendisine ait olduğunu ileri süren, ister bir birey, bir sınıf, bir parti, ister bir grup, bir ulus, varsa Allah'a savaş açmış demektir.

Böyle bir kimsenin kâfir olduğu noktasında dinin kesin hükmü için, sadece bu ayetteki ifade bile yeterlidir
bedii hamit beyden alınıtı

Sanırım Bedii Hamit bey kendi vicdanında bunun muhakemesini bu cümleleri ile çok net olarak yapmıştır.İnsanın söyledikleri ile yaptıkları ancak bu kadar çelişkili olabilir.

Teşkkür ederim

Medine-web 04 Şubat 2011 21:54

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Değerli Hocalarım,
Konu bittiğine göre,teknik anlamda değilde(abdulhamid açıklamış zaten),genel bir bakış açısıyla bir kaç noktaya değinmek istiyorum.
öncellikle din kelimesi sanıldığı gibi dar kapsamlı bir kavram değildir.din denilince islam anlaşılmamalı.islam dinlerden biridir.din adı ne olursa bir düşünce sistemidir.buna göre ateizm bile bir dindir.ve dünyada dinsizlik diye bir kavram yaşamış değildir.dinsiz diye bir din yaşamamıştır.kralın dini,ateistlerin dini,gelenekçilerin dini,ataların dini,törelerin dini,kurancıların dini,ehli sünnetin dini vs hepsi bir dindir.
ve inne dinne indellahil islam-Allah indinde geçerli din islamdır.

konunun kemale ermesi için bazı sorular soralım ve cevablarımıza göre ilerliyelim;
1-mekke döneminde,Resulullah(S) hakim değildi,Allahın dini Hakim değildi.bu dönemdeki zülümler,işkenceler,tecritler karşısında Resulullah ne yapmıştır? müşrikleri insafa davet etmiştir.tevhide davet etmiştir.saklanmıştır.gizli örgütlenmiştir.zalimin elindeki köleleri azat ettirmeye çalışmıştır.müslümanların geleceğini inşa için elinden gelen her türlü siyasi manevraları denemiştir...
doğru mu ?
2-habeşistana hicrete izin verirken,hristiyan olan necaşinin adil olduğunu,müslümanlara kucak açabileceğini,müslümanların orda rahat edeceğini düşünmüş,müslümanların dinlerini necaşi dininin hüküm sürdüğü bir ortamda yaşayabileceğini düşünmüş ve dile getirmiş,ashabını yollamıştır.
doğru mu ?
3-islam dini Resulullah(S) sağ iken,sadece 10 yıl hakim olmuştur.13 yılını günümüz dünyasının zülmü karşısında kat be kat acımasız bir kabile devleti(dini) emri altında geçirmiştir.
doğru mu ?
4-10 yıllık bir islam devletini kurmak için 13 yılını geceli gündüzlü cehd ile kararlılıkla inançla değerlendiren Resulullah,hamzasını ve onlarca ciğerparesini feda dahil,akabe biatları,bedir,uhud,hendek,biri maune vs lerden çekinmiyerek,davasının zaferine çalışmıştır,çekinmemiştir.
doğru mu ?
5-medine döneminde,yahudilerle dostluk kurmaya çalışmış,mümkün olduğu kadarıyla bunu zedelememeye çalışmıştır.anlaşmalar yapmış,ittifaklar kurmuş...zamanı geldiğinde hepsini sürmüştür yada imha etmiştir.
doğru mu ?
6-munafıklar lideri abdullahı ve gizli ordusunu karşısına almayıp,siyasi manevralarla zaman kazanmış,büyük davası için küçük mikropları kendi haline bırakmıştır.zamanı geldiğinde dırarlarını başlarına yıkmıştır.
doğru mu ?
7-mekke fethi ile,islam muzaffer hakim oldu.Resulullah yaşayan islam düşmanlarını 2 saatte bitirebilirdi.hepsini affetti.islam düşmanı ebu süfyana yüzlerce deve vererek davasına ısındırmaya çalışmıştır.ciğerparesinin karnını deşip ciğerini parçalayan hindi davasına kazandırmak için affetmiştir.
doğru mu ?
8-ilk 7 made takkiye mi idi ? değilse ne idi ? gücü yetmediğinde katlandı,gücü yettiğinde affetti.bunun açıklaması nedir acaba?
9-ebu leheb küfrü ile ebu talip küfrü arasında fark varmıdır? varsa nedir? yoksa nedir ? ikiside müslümanlar için eşit mesafedemidir? bunu chp zihniyeti ile akp zihniyetini seçmekle başbaşa bırakılmak zorunda kalsak? bu pencereden bakalım mı ?
10-din şahsimi kurumsal mıdır? yani tayyıp erdoğan dini ile laik din aynımıdır ? sen hayri abi,sen abdulhamid abi,sen müslümanlardan abi tayyıp erdoğanın yerinde olsanız ne yaparsınız?Allah için vicdanen cevap ?

kamer34 05 Şubat 2011 00:45

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
MUHSİN ABİM BEN CEVABIMI ""HAK DİNE DİN KATANLAR"" BAŞLIKLI YAZMIN ALTINA YAZDIM

çünki buraya cevap yazmayacağım inşalllah
saygılarımla

Medine-web 05 Şubat 2011 11:55

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

müslümanlardan Üyemizden Alıntı (Mesaj 117323)
1-mekke döneminde,Resulullah(S) hakim değildi,Allahın dini Hakim değildi.bu dönemdeki zülümler,işkenceler,tecritler karşısında Resulullah ne yapmıştır? müşrikleri insafa davet etmiştir.tevhide davet etmiştir.saklanmıştır.gizli örgütlenmiştir.zalimin elindeki köleleri azat ettirmeye çalışmıştır.müslümanların geleceğini inşa için elinden gelen her türlü siyasi manevraları denemiştir...
doğru mu ?
abdulmelikten alıntı....


cevap...resulullah zerre kadar Allahın hükmünden taviz vermemiştir,mekke müşrikleri ile UZLAŞMAMIŞTIR,hatta resulullaha ebutalibi gönderip başımıza İKTİDARA GEÇ DEMİŞLERDİR,resulullhah bu teklifide red etmiştir SİZCE ABDULMELİK HOCA NİYE UZLAŞMAYIP RED ETMİŞTİR İKTİDARA GEÇİP DAHA KOLAY islamı Allahın hükmünü daha kolay uygulaya maz mıydı veya Allah ve resulu bu günki OY VERİN KOY VERMEYİN DİYENLER kadarda mı BİLMİYORLARDIDA BÖYLE Bİ TEKLİFE ALLAH RESULUNUN RED EDMESİNİ EMREDİYORDU....

ben taviz verdi mi demiştim ?mekke müşrikleri ile uzlaştımı denişim ? diğer sorulara verdiğin cevaplar da çok alakasız olanlar var.zamanım yok şimdi..
inş. devam ederiz

BEDİİ HAMİT 05 Şubat 2011 17:39

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
İyiki birkaç yazı yazıp tartışmaya dahil olmamışsınız.

Alıntı:

Şimdi dediklerinizi kısmen anladım,yalnız sorun şurada Hz.Yusuf'un kralın dinine göre hüküm verdiği ve bundan dolayı ak partiye oy verilmesi gerektiği söylemini sanırım ben yapmamıştım.Birileri Hz.Yusufun ikdidarlık örneğini bugünki güya islam partisi olan partiyle özdeşleştirerek delil getirmeye çalışmışlardı
Ak partiye oy verilmesi gerektiğini kim yaptı ? Merak ettim doğrusu. Parti adını veren kim ?

Alıntı:


1-Hz.Yusuf'un meliki müslümandı (ki bunu ilk tartıştığımızda yazımın birinde var dile getirmiştim fakat emin olmadığımı söylemiştim)



2-Hz.Yusufun yaşadığı toplum müslüman idi.



(Kanımca çok büyük bir yanılgıdır bu,bunu yusuf suresinde çıkarmak imkansızdır.Peki bunu neden böyle gösterme ihtiyacı doğmuş olabilir diye çok düşündüm.Üstelik verdiği örneklere bakılacak olursa Hz. Yusuf henüz iktidara dahi gelmeden bu halkı müslüman olarak gösterme çabası anlaşılır bir şey değildir ve çelişkilidir.



Hz yusufun yaşadığı toplum Müslümandı dememiştim. O toplulukta Tek Allah inancıının da var olduğunu söylemiştim.



Sahi ya siz bu yazıları okurken nerenizle okumuşsunuz. Gözlerinizle demeyeceksiniz sanırım.



diğer ithamlarada cevap vereceğim ancak şu an vaktim yok

Medine-web 05 Şubat 2011 23:17

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Müslümanlar,
siz anlatmak istediklerime değil,anlamak istediklerinize odaklanmışsınız.adeta anlamak istediklerinizi teyit için yazıklarımla alakası olmayan,yazmadıklarımı yazdım gibi lanse etmişsiniz.
Arkadaşım siyasi manavra ne demektir ? muhatabını dünyevi olarak köşeye sıkıştırmak mıdır yoksa dininden taviz vermekmidir?
dedim ki ;
mekke döneminde,Resulullah(S) hakim değildi,Allahın dini Hakim değildi.bu dönemdeki zülümler,işkenceler,tecritler karşısında Resulullah ne yapmıştır? müşrikleri insafa davet etmiştir.tevhide davet etmiştir.saklanmıştır.gizli örgütlenmiştir.zalimin elindeki köleleri azat ettirmeye çalışmıştır.müslümanların geleceğini inşa için elinden gelen her türlü siyasi manevraları denemiştir...
doğru mu ?

dillere destan cevanına bakalım demişsin ki;
resulullah zerre kadar Allahın hükmünden taviz vermemiştir,mekke müşrikleri ile UZLAŞMAMIŞTIR,hatta resulullaha ebutalibi gönderip başımıza İKTİDARA GEÇ DEMİŞLERDİR,resulullhah bu teklifide red etmiştir SİZCE ABDULMELİK HOCA NİYE UZLAŞMAYIP RED ETMİŞTİR İKTİDARA GEÇİP DAHA KOLAY islamı Allahın hükmünü daha kolay uygulaya maz mıydı veya Allah ve resulu bu günki OY VERİN KOY VERMEYİN DİYENLER kadarda mı BİLMİYORLARDIDA BÖYLE Bİ TEKLİFE ALLAH RESULUNUN RED EDMESİNİ EMREDİYORDU....

Allah aşkına yapma!
Müslümanların davasına engel anlamında,ebu leheb küfrü ile ebu latil küfrü arasında fark var diyorum.sen ikisinide cehenneme yollamakla çözmüşsün.konumuz onları cehenneme göndermek değil ki!
birisi sadece kendisine zarar veren,diğeri ise müslümanların davasına zarar veren bir tip..
Birazcık Anlamayı denesen diyorum!

sen anlamak istediğine hedeflenmişsin,anlatmak istediğimize değil.

Medine-web 06 Şubat 2011 00:38

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

müslümanlardan Üyemizden Alıntı (Mesaj 117368)
Bakın abdulmelik hoca siz ebu talip ve ebu leheb arasında bi seçime yönelmişsiniz ve böyle olursa ne olmalı diyorsunuz ....

Bende ebu talip ve ebu lehep ikiside HAKKI KABUL ETMEMİŞSE cehennemliktir demişim...ki ebu lehebin olayı açık ve net...EBU TALİP ise hakkı KABUL ETMEMİŞSE sizce cennete gire bilir mi.....BEN HAKKI KABUL ETMEMİŞSE CEHENNEME GİDECEK DİYORUM kişi iman etmemişse yaptığı iyilikler onu cennete koymaz.....


kardeşim benim..
sizin bakış açınız tabii ki doğrudur.sen inanç bakımından ve akibetlerinden sorguluyorsun.benim dediğim farklıdır.siyaset bilimi okudun mu bilmiyorum.siyaset bilimi,davasını ilerletmek için,muhaliflerine davanı kabul ettiremiyorsanız,manevra ve siyasi dehanızı çalıştırmanız lazım.hudeybiye anlaşması gibi...
Yani islamın bir de siyasi ayağı var.siyasi anlamda ebu taliplerden faydalanırız,ebu lehebleride pasifize etmeye çalışırız.siyasi anlamında davamıza faydası olacaksa,içimizdeki abdullahları da idare ederiz.müşriklerin başkanı ebu süfyanın kızını nikahı altına alan Resulullah...savaştığı beni mustalik kabilesininliderinin kızı cüveyriye ile evlenen Resulullah..bu evlilik ile beni mustalik islam olur..vs vs
siyasi manevralar derken bunları kastettim arkadaşım.manevra taviz vermek değil,davasının selameti için beşeri siyaseti uygulamak lazım.
vur kır kes as ile bi yere varamazsın.

Medine-web 06 Şubat 2011 13:25

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
ben pes ettim müslümanlardan.
psikolog arıyorum :)

BEDİİ HAMİT 06 Şubat 2011 16:47

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
AYETİN AÇILIMI İYİ BİR ŞEKİLDE YAPTIĞIMA İNANIYORUM Kİ, SİZİNDE İFADE ETTİĞİNİZ GİBİ,

İktidarı elinde bulunduran kişi veya zümreler ALLAHIN YASASINA ZIT bir hükmü uygulayamazlar. Açık ayet var. ALLAHIN İNDİRDİĞİ İLE HÜKÜM ETMEYENLER YA ZALİMDİR YA DA KAFİRDİR.

MAİDE 44:"Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir
Bedii Hamit adlı üyeden alıntı


Kamer 34 ten alıntı
Bu cümlelere bakalım bu cümleler Bedii Hamit beyin cümleleri,o tartıştığmız bölümü okuyun bu cümlelerle kıyaslayın.İktidarı elinde bulunduran zümreler yada kişiler Allah'ın dinine ters hüküm veremezler,peki verirlerse ne olur Bedii Hamit beyin kendi cevabı maide 44-45-47 yani hem zalimdirler,hem fasıktırlar, hemde kafirdiler.Demekki bugünkü iktidar Allah'ın dinine zıt hiç bir hüküm vermesi söz konusu değildir ve vermiyorudur!
-----------------------------------------------------------




Karşınızda Adı sadece müslüman olan , fakat laik rejimi benimsemiş milyonlar varsa ve bu kitle biz allahın yasaları ile yönetilmek istemiyoruz dese, siz zorla allahın hükümlerini tatbik edemezsiniz.

Bir toplumun çoğunluğu biz allahın yasaları ile yönetilmek istemiyoruz dese, siz onlara baskıcı ve dayatmacı olarak allahın dininin hükümlerini zorla benimsetemezsiniz ve uygulayamazsınız da

Yapılacak olan Yusufi yöntemdir. İktidara hemen başa gelen Hz yusuf , veya o makama geldiği anda O makamda hemencik islam hükümlerini uygulamamıştır. Belli bir süre o yasalar yürürlükte kalmıştır. Çünkü, Böyle bir durum tagut dininine mensup olan bir toplumda infala sebeb olur.

Öncelikle tebliğ metodunu kullanarak, tagut dinine mensup halkı islama ısındırmak ve daha sonra yavaş yavaş iktidarında verdiği güçle Allahın yasalarını uygulamak en akılcı ve en islami yoldur. Hz yusufun iktidarda iken benimsediği yoldur ki, kralın yasaları ile adlandırdığımız o hırsızlık olayından sonra kralın yasaları uygulanmamış, ortadan kalkmış ve kaldırılmıştır. Bakın konu ile yaptığım açıklamalara



BEDİİ HAMİT 06 Şubat 2011 19:05

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

Hüküm koyma yetkisi, sadece ve sadece Allah'ındır ve sadece Allahın olmalıdır. Hüküm, sadece ve sadece Allah'a özgüdür. Zira egemen olma, egemenlik Allaha has niteliklerindendir. Egemenliğin kendisine ait olduğunu ileri süren, ister bir birey, bir sınıf, bir parti, ister bir grup, bir ulus, varsa Allah'a savaş açmış demektir.

Böyle bir kimsenin kâfir olduğu noktasında dinin kesin hükmü için, sadece bu ayetteki ifade bile yeterlidir
bedii hamit beyden alınıtı

Sanırım Bedii Hamit bey kendi vicdanında bunun muhakemesini bu cümleleri ile çok net olarak yapmıştır.İnsanın söyledikleri ile yaptıkları ancak bu kadar çelişkili olabilir.


Çelişki sana göredir. Senin Kendi mantığına göredir. Kendi mantığın bunu böyle algılamış ise size diyecek sözüm olmaz.
Söylediklerim , yazdıklarım ve yaptıklarım kendi vicdanımla çelişkili değildir. Sizin aklınız hala laik düzende oy verilmez şirktir üzerine kurulu. Bu konuda islam alimleri arasında ittifak yoktur. Yani tartışmalı bir konudur. Hangi görüşün doğru olduğunu ancak Allah bilir.

Dinin ahireti de ilgilendiren boyutu var. Hem dünya ve hem de ahireti. ...

Fakat Kuran, dünyaevi olan devlet işlerine, yönetim tarzına, sosyal, siyasi, hukuki, ekonomik hayatı düzenleyen kurallar bütününe de mecazi anlam ve anlatımla din diyor. Melikin dini gibi.AYETTEKİ ANLAMI MELİKİN TABİ OLDUĞU KANUNLARDIR. O dindeki hükümler değildir.
Ayet mecaz anlamlı yani müteşabbih ayettir. Bundan dolayı Kuran pek mükemmel uslubu bir tarz anlatımla kralın dinine göre demiştir. Yani kralın mevzuatındaki yasasına göredir.
ABD başkanı Obamanın dini hirstyan ama ülkenin yönetilen kanunları bir din olamaz. Tc Cumhurbaşkanının dini de müslüman , ülkelerin yasalarının dini olamaz. Dinin yasaları olur.


Alıntı:

Halen şunu idda eden sizsiniz Yusuf peygamber başa geldiği zaman melikin yasaları vardı diyen sizsiniz ben değilim.
Alıntı:


Evet ben iddia ettim, zaten ayetlerden bu apaçık anlaşılıyor.

Alıntı:

Siz hala Hz.Yusufun biraz kralın dini biraz islam dinini uygaladı gibi bir mantık içerisindesiniz
Yani bu kadarına da pes vallahi ! Bunu böyle söylemek akıl ister, insaf ister. Sen yazdıklarımı anlamayacak kadar acizmisin ? Yoksa kendi görüşlerini haklı çıkartman için görüşlerinin doğruluğunun kabullendirmek için yazdıklarımı çarpıtarak bir sonuca mı ulaşmak istiyorsun. ALLAH İÇİN MEDİNE FORUM ÜYELERİ OKUSUN YAZDIKLARIMI. Bakın daha neler demişsin.

Alıntı:

Allah'ın kulu ve rasulü ne zaman Allah'ın aşkı oldu bu nasıl bir söz böyle,o sevgili tutmaktan,aşık olmaktan,münezehtir bunlar hep şirk kokan tarikatçıların ortaya çıkardığı saçmalıklarıdır.


işte YİNE o zihniyet ve o kafa

Ben Resullaha HER ZAMAN ALLAHIN HABİBİ DERİM.

AMA SİZ ANLAYAMAZSINIZ, MÜSLÜMANLARDAN KARDEŞİMİZİN ANLAYAMADIĞI GİBİ

BEDİİ HAMİT 09 Şubat 2011 14:56

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

Adam kalktı yusuf /76. ayetindeki din teriminin mecaz anlamındadır dedi,güya bu ayet müteşabbih ayetmiş hakikaten pes doğrusu,ben pes ettim inan sizinle baş etmek zor çünki siz kendi yanlışlarınızı Ku'ran'a tasdik etmeye çalşıyorsunuz.Bu ayetin müteşabbih olduğunu sizden başka kim söylüyor.
Pes pes gerçekten de pes. ASIL SİZ KENDİ YANLIŞLARINIZI KURANA MONTE ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ.

Ayet gerçek anlamda değildir. Gerçek anlam ilk akla gelen yalın anlamdır. Bazı Kuran meallerini yazanlar bile zaten bunu dinin yasaları değil, anlaşılır şekliyle melikin yasaları olarak algılamışlar ve meallerine almışlardır. Her ülkenin birbirine benzemeyen farklı yasaları olabilir bunu din olarak değerlendirmek fevkalade yanlış olur ve mümkün de değildir.

Şeriatle yönetilen islam devletinde bile kuranda belirtilmeyen birbirinden farklı yasalar olabilir. Şimdi siz kuranda belirtilmeyen bu yasaları din olarak mı algılayacaksınız ? İlmi yazınızın bu kadarına da pes doğrusu
Hangi kelimenin mecaz ve hangi kelimenin gerçek anlamda kullanıldığının gafleti içerisindesiniz ki, Allahın habibi derken bile bunu gerçek anlamıyla anlıyorsunuz. Ve sonra da bu sözü ŞİRK diye ele alıyorsunuz.


Alıntı:

Tağuta oy vermek alimler arasında ihtilaflıymış,hangi alimler,benim alim ve müslüman olarak bildiğim zatların görüşlerini ben yukarıdaki yazıma koydum,sizin dediğiniz alimleride ben şahsen tanımıyorum üzgünüm

Bak yine o çarpıtma ve yine o oyun ve sergilen o tezgah. Okuyanda zannedecek ki, müslümanlar tağuta oy veriyor. Gerçekten de tağuta oy veriliyor bu düzene oy veriliyor sanacak ve sizi haklı sanacak. El insaf

Sen ilmi yazılarını hep böyle çarpıtma üzerine mi yazarsın. ve sonrada insanların akıllarını karıştırarak böyle kandırırsın.

islam alimlerini tanıyıp tanımama da seninle önemli bir farkımız var. Ben hepsine değer veririm ve tanırım da. Farklı görüş ayrılıkları olsa da.
Kendi görüşüme uygun olmayanları senin gibi bir çırpıda redetmem. Hepsinin ayrı bir değeri vardır.

Alıntı:

Daha evvel demiştim bu iddaların hiç bil ilmi değeri yok diye.
İlmi değeri olup olmaması kendi görüşüne göredir. Senin kendi ilmi görüşüne ve Kendi mantığına göredir. Oh ne ala kendi görüşüme uyan ilmidir uymayanda ilmi değildir. Bu söz kendi mantığına göre söylenmiş sözdür.Bu sözünüz bile sizin ne kadar ilim sahibi olduğunu ortaya çıkartır. Nasıl bir ilmi seviyede olduğunuzu gösteren bir kanıt niteliğindedir.

Allahın yeryüzüne yaydığı ilmi sen kendi tekeline mi aldın ? ki böyle değerlendiriyorsun .

Bırak okuyanlar karar versin ilmi olup olmadığına , zaten görüyoruz senin yazıların ne kadar ilmi diye ( Allahhabib edinir mi yazınızdan bu apaçık belli oluyor ilim kokan yazınızdan bir tanesi bu olsa gerek )



MERVE DEMİR 09 Şubat 2011 22:18

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
evet kafir değildi ismi amonhutep iken akenaton olarak değiştirmiştir. amonhutepin anlamı amon hoşnuttur iken akenaton aten onların diliyle tanrı demek tanrının hizmetkarı olarak değiştirmiştir. buna sebepte hz.yusufun dini tebliğ etmesidir.

tapınaktaki kahinler ile hz.yusufun yanında yer alan akenatonun arasında mücadeleler olmuş ama her seferinde hz.yusufun yanında yer almıştır akenaton.

kuran bu kadar derine inmez ama dönemin kaynaklarında bu bilgi yer alır..

kamer34 10 Şubat 2011 00:59

Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.
 
Alıntı:

MERVE DEMİR Üyemizden Alıntı (Mesaj 118312)
evet kafir değildi ismi amonhutep iken akenaton olarak değiştirmiştir. amonhutepin anlamı amon hoşnuttur iken akenaton aten onların diliyle tanrı demek tanrının hizmetkarı olarak değiştirmiştir. buna sebepte hz.yusufun dini tebliğ etmesidir.

tapınaktaki kahinler ile hz.yusufun yanında yer alan akenatonun arasında mücadeleler olmuş ama her seferinde hz.yusufun yanında yer almıştır akenaton.

kuran bu kadar derine inmez ama dönemin kaynaklarında bu bilgi yer alır..


Merve Hanım Hz.Yusuf'un dönemindeki melikin müslüman olduğunu bu tartışmadan çok daha önce başka bir mülazada dile getirmiştim.Fakat anlayamıdığım konu şu kim bu durumu neye deilil getirmeye çalışıyor onu anlayamadım.

Hz.yusfun melikinin kesin olarak Hz.Yusufa tabi olduğunu dolayısıyla müslüman olduğunu kabul edersek ki ayetlerde bu anlam çıkyor o halde konumuz bukünkü tağuti rejimlerin her dediğine evet diyen bir gayri islami hareketle kıyaslanma çabası işin doğrusu anlaşılır br durum değildir.

Biz müslümanlar şuna inanırız allahın kanunlarının dışında bir peygamberi hüküm verebilmesi hatta Allah'ın emir ve yasakalrının bir kısmından dahi vaz geiçilmesi söz konusu değildir.

Biz tağuti düzenlerde oy vermeyi tartışırken birileri Hz.Yusufun durumunu örnek göstererek bu durumdam nemalanmak istediler yanlış olduklarının farıkna vardılar fakat bu yanlışlarını itiraf etme yerine bu sfer başka yanlışlara daldılar.

Halbuki yanlıştan geri dönmek erdemliktir.







SAAT: 02:40

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306