Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi BEDİİ HAMİT,Açılış Tarihi:  24 Ocak 2011 (17:30), Konuya Son Cevap : 10 Şubat 2011 (01:59). Konuya 37 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 24 Ocak 2011, 17:30   Mesaj No:1
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Hz yusufun kralı olan Firavunun dini var mıydı ? Nasıl bir din sahibi idi ki Yusuf 76 ayetinde dini-l meliki ifadesi kullanılmıştır.

Hz Yusufun Firavunu Kafir miydi ? Değil miydi ? Hz musanın Firavunu gibi kafir miydi, değil miydi ?

Değildi ? Nereden anlaşılır ? Tabii ki ayetlerden anlaşılır.

Hz yusuf Firavunun yanında üstelik sarayında peygamberlik görevini ifa ediyor muydu ? Yani İnsanları Allahı dinine çağırıyor tebliğ vazifesini yapıyor muydu ? Ona ne şüphe....Peygamberlik görevini yapıyordu.

Peki Yusufun Firavunu, musanın Firavunu gibi Kafir biri olsaydı, Hz Yusuf engeller miydi, engelemez miydi ? Tagut dinini yok edeceği anlaşılan Hz yusufa hayat hakkı verir miydi, vermez miydi ? En şiddetli cezayı verir miydi, vermez miydi ?

Yusufun kralı olan Firavun şayet Kafir biri olsaydı. Hz yusuf peygamberi bir an dahi yanında hiç tutmazdı. Hz Yusufta onun yanında bulunmaz,ona verilen görevi kabul etmezdi.

Çünkü, İman ile küfür yanyana gelmez. Ateşle barut gibidir. Yanyana durmazlar. Birbirini mahvederler.

Bu olgu Eşyanın tabiatına zıttır. Ne Hz yusuf Firavunun yanında amel edebilir ne de Firavun kendi dinine muhalif hz yusufu yanında bir an dahi tutmazdı.

Ayetleri inceden inceye okuyalım ve ne manaya geldiğini anlamaya çalışalım.

Hz yusuf ( as ) köle olarak satıldığında, köleyi satın alan kişi Firavunun baş veziridir. Dolayısıyla Hz yusuf Firavun sarayında başvezir ve hanımı ile birlikte yaşamıştır. Hz Yusuf belli bir yaşa geldiğinde, baş vezir hanımının ihtiraslarına maruz kalır.

YUSUF
26- Yusuf "Beni yatağına çağıran odur" dedi. Kadının akrabalarından biri olaya ilişkin şöyle bir çözüm önerdi, "Eğer Yusuf'un gömleği ön tarafından yırtılmış ise, kadın doğru söylüyor, Yusuf ise bir yalancıdır. "
27- "Yok, eğer Yusuf'un gömleği arka tarafından yırtılmış ise, kadın yalan söylüyor ve Yusuf'un dediği doğrudur. "
28- Adam ( Başvezir), gömleğin arka tarafından yırtılmış olduğunu görünce karısına "Bu iş, siz kadınlara özgü bir komplodur, sizin komplolarınız yamandır" dedi.

29- Adam ( Başvezir), Yusuf'a "Sen ona bakma, kapat bu olayı" dedikten sonra karısına dönerek "Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" dedi.

Başvezir kendi hanımına Sen de günahından ötürü af dile, çünkü sen bir günahkârsın" Diyor.

Kimden af dileceyecek ? İşlediği günahtan dolayı Tagut dininden olupta, kendi tagutundan mı af dileyecek ? Yoksa Hz Yusufun ilahı olan Allahtan mı ?

Yusuf döneminde Yürürlükte olan yasalar, Allahın yasaları mıydı yoksa Firavun dininin yasaları mıdı ?

Devamı olacak
__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi BEDİİ HAMİT 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler.... Makale ve Köşe Yazıları yetersiz 2 2375 07 Şubat 2011 16:39
Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi. Makale ve Köşe Yazıları kamer34 37 19460 24 Ocak 2011 17:30
Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Makale ve Köşe Yazıları hiranur86 102 45967 12 Ocak 2011 14:33
Zerre kadar iyilik ve kötülük görülmesi Makale ve Köşe Yazıları talibetün 16 8327 27 Aralık 2010 17:53
Bela ve musibetlerin, günahlara kefaret olması Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 16 9833 16 Aralık 2010 01:51

Alt 24 Ocak 2011, 18:27   Mesaj No:2
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

HAYRET İLE ALLAH KELİMESİNİN KULLANILMASINA BAKIN.

YUSUF 31- Kadın, hemcinslerinin bu kınayıcı dedikodularını duyunca haber salarak onları evine çağırdı, onlar için konforlu sedirler hazırladı, herbirinin eline birer yemek bıçağı verdi ve Yusuf'a "Çık şunların önüne" dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler ve "Allah'ım, sen ne büyüksün!( Allah için hayır ) Bu bir insan değil, olsa olsa şerefli ( Kerim ) bir melektir" dediler.

Kadınlar toplu halde Allahın adını zikretmişlerdir. Haşa, Allah için , Allah hakkı için diyerek Allahı tenzih etmişlerdir..Üstelik Melek ifadesine de bakın. Melek ifadesini de kullanmışlardır.

Bu bir insan değil, olsa olsa şerefli ( Saygın- Kerim- Üstün ) bir melektir.

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?

Başvezirin eşi onlar için, kendi sarayında bir parti düzenledi. Bu nedenle onların, sosyete sınıfına mensup olan, saraylardaki partilere davet edilen, son derece görkemli ve ihtişamlı bir biçimde ağırlanan kadınlar olduklarını anlıyoruz. Yine onların o dönemde, doğu işi şilte ve yastıklarla donatılmış koltuklar üzerine oturarak yemek yedikleri görülüyor. Başvezirin eşi bu koltukları onlar için hazırladı. Yemekte kullanmaları için herbirine de birer bıçak getirdi. Buradan, o dönemin Mısır'ında maddi uygarlığın yüksek bir düzeye ulaştığı, saraylardaki konforun da son derece görkemli olduğu anlaşılıyor.

"Çık şunların önüne, dedi."

"Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler." "Allah'ım sen ne büyüksün, dediler."
Bu bağlamda, "Aman Allahım, Allah'ım sen ne büyüksün" demeleri, Allah'ın eseri olan bu harikulâde güzellik karşısında duydukları dehşetin ifadesidir. Nitekim ardından, hemen eklediler:

"Bu bir insan değil, olsa olsa saygın bir melektir.

Şimdi tekrar sorayım. Ayetteki bu ifadelerden Şayet Firavunun halkının tümü Tagut dininin mensupları ise bu sözleri diyebilir mi ?

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?

Devamı olacak
__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ocak 2011, 19:10   Mesaj No:3
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Alıntı:
"Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler." "Allah'ım sen ne büyüksün, dediler."
Bu bağlamda, "Aman Allahım, Allah'ım sen ne büyüksün" demeleri, Allah'ın eseri olan bu harikulâde güzellik karşısında duydukları dehşetin ifadesidir. Nitekim ardından, hemen eklediler:

"Bu bir insan değil, olsa olsa saygın bir melektir.

Şimdi tekrar sorayım. Ayetteki bu ifadelerden Şayet Firavunun halkının tümü Tagut dininin mensupları ise bu sözleri diyebilir mi ?

Tagut dinin mensupları hem Allahı tenzih edecek ve hem de şerefli melek kelimesini ağızlarına dolayacaklardır öyle mi ?

Yusuf 50- Kral "O adamı bana getiriniz" dedi. Yusuf, yanına gelen kralın elçisine dedi ki; "Efendinin yanına dön ve ellerini yemek bıçakları ile kesen kadınlara ilişkin olayın içyüzünü kendisine sor. Gerçi Rabbim, o kadınların bana kurdukları tuzağı iyi bilir."

Kimin rabbi ? Yusuf kimin rabbinden söz ediyor. Yusuf kendi ilahından, kendi rabbinden söz ediyor firavunun elçisine.

Ve elçi de Krala Hz Yusufun mesajını aynen aktarıyor.

51- Kral, kadınlara "Yusuf'tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?" dedi. Kadınlar "Haşa Allah'a! O'nun hiçbir kötü davranışını görmedik"dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; "Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf'u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur."

Kadınlar Firavuna Allahın adını vermişlerdir. Allahın adı ile konuşmuşlardır. Firavuna,,Hem de Firavunun huzurunda iken.

Bu bir yemindir.“Hâşâ, Allah için ondan bir kötülük görmedik. Demektedirler.Firavun kızmaz mıydı bu ifadeye siz nasıl olurda Allahın adına haşa dersiniz. Firavunun tepkisi olmamıştır. Olsa ayette muhakkak yer alırdı. Musanın Firavunu gibi hiddetlenirdi.

Firavunun Allah dışında taptığı bir tanrısı olsa idi. Yani kadınlar, firavunun tanrısı üzerine değilde Allahın adı ile haşa , Allah için diyebilirler miydi ? Onun huzurunda iken Allah için demeleri, Firavunun da olumsuz tepki vermemesi, Firavunun da Allah inancı üzerinde olduğunun bir delili değil midir ? Delilidir.

52- "Böylece Yusuf bilsin ki, ona yokluğunda kalleşlik etmedim ve Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez. "

DİKKAT ! Başbakanın eşi Firavunun huzurunda iken diğer kadınlar gibi Allahın adını anıyor. Bir başka ilah adını anmıyor. Bu da bize gösteriyorki, Demek ki Firavunun toplumda Allah inancı hakim

İşte daha açık ve net ayet

53- "Bununla birlikte nefsimi aklamak, onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir."

Bu sözler Firavunun huzurunda, onun karşısında iken söylenen sözlerdir.Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir."

Peki kimdir bu hükümdar ? Tarihi kayıt ve belgelere göre Firavun IV. Amenofis olmalı.Firavunlar içerisinden bir tek Allaha iman eden Firavun ve toplumu.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.

Devamı olacak




__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ocak 2011, 19:36   Mesaj No:4
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Mısır'ın Tek Tanrılı Dini

Firavunların saltanatı kayıtlara göre 3000 yıldan fazla sürdü ve bu arada otuz hükümdar sülalesi birbirini izlemiştir. Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı, savaşçı ve acımasız kişilerdir. Bu firavunların ortak özellikleri; Mısır'ın çok tanrılı dinini benimsemeleri ve bu din sayesinde kendilerini tanrılaştırmalarıdır.

Ancak Tarihi kaynaklarda Hz. Musa öncesinde kavmi tek ilahlı dinlere çağıran tek bir firavundan bahsedilmektedir.

Bu Firavun tek bir Yaratıcı'ya inanılması gerektiğini savunmuş, bu yüzden Amon Rahipleri ve bunlara destek veren bazı askerler tarafından büyük baskıya maruz kalmış, sonunda da öldürülmüştür. Bu Firavun MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis'tir.

IV. Amenofis MÖ 1375'te tahta çıktığında yüzyılların getirdiği bir tutuculuk ve gelenekçilik ile karşılaştı. Bu döneme dek toplum yapısı ve halkın kraliyet sarayı ile olan ilişkileri değişmeden gelmişti. Mısırlılar başta Amon (Güneş Tanrısı) olmak üzere birçok tanrıya tapıyorlardı. Toplum, dış olaylara ve dinsel yeniliklere kesin olarak kapılarını kapalı tutuyordu.

Firavunların halka benimsettirdiği resmi din, eski ve geleneksel olan herşeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu. Oysa IV. Amenofis, resmi dini benimsemiyordu. Tarihçi Ernst Gombrich şöyle yazıyor:

Eski geleneğin kutsadığı bir çok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi. Onun için tek bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du. Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde imgeleştirtti. Öteki tanrıların rahiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını bugünkü El-Amarna'ya taşıdı
Babasının ölümünden sonra genç yaştaki IV. Amenofis, büyük bir baskıya maruz kaldı. Bu baskının sebebi, geleneksel çok tanrılı Mısır dinini değiştirerek tek tanrı inancına dayalı bir din getirmiş olması ve her alanda köklü değişikliklere girişmesiydi. Tahta çıktıktan 5 sene sonra 41 yaşında iken kendisinde çok büyük bir manevi değişiklik hasıl oldu. İlahin Bir, isminin ise Aton olduğunu halkına ilan etti. Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı (!) isimlerinin kazınmasını emretti. Ameophis (İmparatorluk tanrısı Amus razı olsun) olan adını Akheneton (Aton'un hadimi, yani hizmetkarı) olarak değiştirdi.

Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın Yaratıcı'sı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi.

Bu bilgiler ışığında kuran bize bu firavunun Hz Yusufun firavunu olabileceği işaretini veriyor.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.

Devamı var.
__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 01:07   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Selam
Öncelikle şunu belirteyim: islamda din teriminin hangi anlamlarda kullanıldığı ile ilgili çok geniş bir yazı hazırlamaktayım.Yazım bittiğinde bunu medineweb forumda yayınlayacağım inşallah.
Şimdi kısa ve öz bir tanımla dini izah etmeye çalışayım.Geleneksel islam anlayışlarında din sadece yahudilik,hıristiyanlık ve islam olarak kafalarda daha çok yer almıştır.Her ne kadar budizm , Pentakostalist,dini,jainizm, hinduizm ve daha bir çok din varsada bu dinler fazlaca bilinmediğinden o
dinler konumuzun dışındadır.

DİN: “”Yalın manasıyla millet vera ve vasiyet :birşeye zorlamak :aziz veya zelil olmak :itaat etmek: asil olmak: iyi ya da kötü bir şeyi alışkanlık haline getirmek anlamına gelmektedir.
Kaynak:(el-firuzabadi, el-kamusu’l muhit,beyrut 1407-1987 sayfa 1546ebu’l-hasen ibn side,el muhasas beyrut sayfa 155-156,ebul beka el-külliyat,ebu’l –Ala ,el – mevdudi kurana göre 4 bölüm
konu din bahsi)

Arapça bir kelime olarak “dal” ye “nün” harflerinden meydana gelen din kelimesi dilimizede aynı kelime olarak geçmiştir.Aynı kökten gelen ve yüce Allah’ın sıfatı olan “ed-Deyyan”(yapılan işlerin karşılığını veren, kahreden ,yani istediğine zorlayan,egemen ,hikmetle yöneten ,hesaba çeken ,hiç bir ameli karşılıksız bırakmayıp hayrada ,şerrede karşılık veren demektir.)
Kaynak(islam ansiklopedisi)

Bu terimi daha sonra çok geniş bir şekilde açıklayacağız inşallah.
Din kelimesi kuran ve sünnette bir çok manada kullanılmıştır.Özetle din insanın tüm beyin olgusunun algıladığı ,algıladıklarını bir inanç haline getirdiği ve insan bedeninde bu inancı bir yaşam biçimi haline
getirmesidir.

Örneğin:İnsanın ideolojisi, sevinci ,vuslatı, hüzünü ,dostları ,düşmanları ,ibadetleri,kullukları , örfleri, gelenekleri, yasaları, kanunları kısacası hayatının “A” dan ,”Z”’ye her alanını kapsayan bir inanç sistemidir.Mesela insanın günlük yaşadığı yaşantısı ve inançları diyerek özetleyebiliriz.
Şimdi bazı insanlar din kelimesinden sadece inanç sistemi olarak ele almaktalar ,bu çok yanlış bir anlayıştır.Halbuki, bizim anayasalarımız ve babayasalarımız din kapsamı içerisine girerler.

İnsan ancak ve ancak tevhidi bir iman esasına dayalı bir inanç sistemi doğrultusunda bir yaşam tarzı kendisine şiar edinmedikçe ve bu şiarı dil ile ikrar,kalp ile tasdik,amel ile gerçekleştirmedikçe islam dini üzerine sayılmaz.Kişi islam din sistemini gerçekleştiriken elbetteki,bazı aksaklıklar yaşacaktır.Fakat bu aksaklıklar itikadi bir sapma yol açmamlıdır.Aksi takdirde kişinin islam dini üzere olduğunun iddiası boşa çıkacaktır.

Bedii hamit bey

Yazınızı okudum eski fikrinize oranla bir değişiklik gördüm.Bu değişikliği yaparken bu kez kanımca başka bir yanılgı içerisinde olduğunuzu gördüm.
Bu yanılgınız itikadi noktada bir problem teşkil olmamakla birlikte sizinle mülaza ettikten sonra bu konu hakkında hem fikir olabileceğimiz kanısına vardım.Şu sözünüz çok güzel bir tespit,şirk ile tevhidin yanyana gelmesi eşyanın tabiatına aykırıdır, ben hep onu anlatmaya çalıştım her neyse.İnsanlar tarafından konulan yasalar kanunlar adalet değildir,adalet Allah’ın peygamberi vasıtasıyla göndermiş olduğu islam dinidir.Peygamberler tağutların toplumlar üzerindeki egemen güçlerini bertaraf etmek ve insanların islama daha kolay daha özgür ulaşmalarını sağlamak için gönderilmişlerdir.

Bu amaçla doğumundan ölümüne kadar kontrol halinde olan hz. Yusuf bir tağutun dinine göre insanları idare etmiştir sözü çok ağır bir itham idi.Bir de Yusuf suresi/76. Ayetteki melikin dininden kasıt, size göre ne anlama geliyor bilmiyorum,ama ordaki anlam kralın kanunları yada yasaları olarak
anlaşılmalıdır.

Buda şuna delalet eder beşeri kanunlar ve yasalar din kapsamına girer neyse, bunu daha sonra geniş bir şekilde izah edeceğim inşallah .Ben özellikle dikkatinizi oraya çektimki bu gün rey verdğimiz partilerin yapacakları anayasaların yusf/76.ayetin melikin dini kapsamına girer.
Şahsen hep şunu yapmışıdır eğerki sözlerimi karşı görüşe anlatamadığımı his ettiğim takdirde sıradanlaşmış insanların zihninde artık etki yapmayan kelimeleri farklı kullanmayı şiar edinmişimdir.

Örneğin Said Nursi kimdir başlıklı yazımda Said Nursi Risale-i Nur kitaplarına 33 ayet delil vardır diye başlamış ben delil Kelimesini ayet olarak kasten tercüme ettim ki dikkatleri oraya çekmeye çalıştım.Ve bunu başardımda çünki Muhsin Abim bu kelimeye inanılmaz bir tepki gösterdi,benim istediğimde buydu oraya dikkat çekmekti.Sanki ben hata yapmışım o kelimeyi saptırmışım gibi tebki
gösterdi .

Belki Muhsin abim o bölümü her gün okuyordu fakat o kelime delil olarak geçtiği için dikkatinden kaçmış olabilirdi.Halbuki Said Nursi’nin cümle içerisinde o kelimeyi kullanırken ayet olarak kast ettiğini çok bariz bir şekilde görebiliriz.Bu taktiğimi size karşıda uygaladım ve dikkatinizi bir yere yoğunlaştırmaya muafak oldum,neydi bu.Birincisi beyoğlu belediye başkanı örneği ikincisi melikin dini
yani yusuf/76.

Ben size birşey söyleyeyimmi şuan ikitarda olan akp partsisi yüz senedir türkiyeye böyle dürüst çalışkan bir parti gelmemiştir.Atatürk buna dahildir.Elbetteki onlar eşcinselleri nikahlayacak kadar henüz aşağılık değillerdir.İstanbulu adeta avrupanın nerdeyse bir numarası haline getirdiler.Fakat bu beni ilgilendirmez ben din açısından bakarım benim için tağut her yerde tağuttur ha hollanda olmuş
ha beyoğlunda olmuş hiç fark etmez.

Şimdi gelgelelim Hz.Yusufun kavmine,tarihte ateist toplum olarak hiç bir milletin varlığını ben şahsen bilmiyorum,bilen arkadaşlar var ise bunu söylesinler.Hz.Yusufun kavminin vefiravunun müslüman idi demekle nereye varmak istediğinizi bilemiyorum.Şunu çok iyi biliyorum biz öbür tarafta tartışırken
ben o kralın iman ettğini rivayet edenler var demiştim.

Bedii Hamite bey sizin şimdiki yanılgınıza gelince onuda inşallah izah etmeye çalışayım.
Hz.Yusufun kavmi döneminde hz.Yusuftan önce bir peygamber olduğu kesin.Ve bu peygamber Mısıra çok yakın bir bölgede yaşamaktada kesindir.Bu peygamber Hz.Yakup’tur Mısır halkının gerek Hz.Yakup üzerinden gerek önceki din geleneğinden gerekse başka etkenlerden Allah’ı melekleri bilmeleri kadar doğal birşey olamaz,bu allah ve melek olan inançları onların müslüman bir toplum oldukları anlamına gelmez.

Neden böyle bir yorum yaptınız işin doğrusu anlayamadım.
Çünki mekkedeki putperestlerinde Allah inancları ve melek inancları vardı,ama onların müslüman olmadıklarını herkesce aşikardır.Bakın tarihe birgöz atın şunuda göreceksiniz Hz.Yusuf dönemindeki melik ile puta tapan din adamları arasında inanılmaz çatışmalar çıkmıştır, çünki yusuf sresindede geçtiği gibi,Hz.yusuf Mısıe halkına sizin ve atalrınızin taptıkları diye başlayarak onları inanılmaz bir şekilde kötülediğini biliyoruz,melik Hz.Yusuf’a tüm yetkileri verdiğinden Hz.Yusuf bir askeri birlik hazırlayarak putların bulunduğu mabedleri yerle bir eder.Melik sonuna kadar Hz. Yusfun bu hareketini destekler.

Hz.yusuf kıssasını doğru anlayabilmemiz açısından çok önemli detaylardır bunlar.İşte bu sebeple bazı alimler Melikin Hz.Yusufun şeriatına tabi olduğunu söylerler bende acizane böyle düşünüyorum.Eğer ki ayetleri dikkatli okursak olayın aynen şu şekilde cereyan etiiğini görürüz mealen.

Özetle:

“”Yusuf kardeşleri tarafından kuyuya atıldı,oradan geçen bir kervan Yusufu kuyudan çıkardı ve mısıra götürdü.Yusuf bir insan olarak inanılmaz güzel bir çocuk idi,melikin veziri onu gördü ve onu kervanın sahibinden satın aldı Allah’ın programı mükemmel bir şekilde işliyordu.Sonra Yusuf rahat bir ortamda büyümeye başladı, büydükçe inanılmaz güzelliği insanların adeta gözlerini kamaştıryordu,bunu fark eden vezirin karısı onun bu güzelliğine aşık oldu ve onu herkesten korumaya çalıştı,hatta mümkün olduğu kadar sokağa dahi çıkarmıyordu , vezirin karısı züleyha Yusuf’tan murad almak istedi,züleyha da çok güzel bir kadındı,gençliğinin baharında olan Yusuf az
daha şeytana meyl edecekti.

fakat Allah buna müsade etmedi ve Yusuf odadan kaçarak çıktı yusuf arkasını dönünce Züleyha onun gömleğini yakaladı,fakat Yusuf durmayınca gömlek yırtıldı.Sonra iftira ve zindan derken bir gün melik bir rüya görür ve bu rüyayı o ülkede hiç kimse yorumlayamaz, işte Allah’ın planı gereği artık gençlik yıllarını üzerinden atan ve olgunlaşan Yusuf burda devreye girer melike bu rüyayı ancak
Yusuf tabir eder haberi üzerine melik,bana onu getirin der.

Yusuf şart koşar kendisinin suçsuzluğunun ortaya çıkmasını ister ve suçsuzluğu anlaşılır. Yusuf zindandan çıkar ve melikin makamına gelir,onunla konuşur (bu kısım ayette net olarak geçer) melike kendisinin peygamber olduğunu Allah’ın hükümleri dışında bir hüküm ile bu görevi almayacğını söyler.Melik sen ülkede dilediğin gibi yetkilisin der Yusuf beni maliye bakanı yap der,Melik bunu onaylar ve bunu cenabi Allah ayette de bu Allah’ın bir planı idi diye zikr eder.

Artık Melikin ülkesinde islama göz kırpılmış emirler yavaş yavaş inmeye başlamıştır, tıbkı peygamberimizin medine devletinde olduğu gibi Yusuf mısırda işlerini rayına koymuş artık babası ve kardeşlerine sıra gelmişti,derken kardeşleri mısıra geldi Yusuf onları tanıdı,onlara bir plan kuruldu bu İlahi bir plandı Yusuf bünyaminin yüküne tası koydu sonra Melikin tas kaybuldu dedi ,herkesin yükünü aramaya başladılar derken tas Bünyamin’in yükünün içerisinde çıktı işte bizim ihtilaf noktamız
burasıydı.
Kendi peygamberini Züleyha’yı helal olmayan bir yoldan öpmesine dahi izin vermeyen Allah,Yusuf’un Melikin hükümleri ile hüküm vemesine izin verdi demek çok iğrenç bir iftiardır.Şimdi olayı anlamaya çalışalım.

Şunu çok iyi bilirizki Hz.Muhammed (sav) döneminde araplara ait bir çok örf ve adetler tamamen kaldırılmamış,bunlara sınırlamalar ve düzeltmeler getirilmiştir.
Örneğin: çok evlilik islamın getirdiği bir hüküm değildir bu arapların kültüründe vardı 12 hatta 20 ye kadar kadınla evlenebiliyorlardı,islam bunu sınırlamış ve tek evliliği tavsiye etmiştir.

Mesela cariyelik islamın getirdiği bir gelenek değildi, mesela himaye daha bir çok arap kültüründe olan şeyler islam açısından tehlike olarak görülmemiş sadece ince ayar çekilmek suretiyle olduğu gibi kalmıştır.
Bir müslüman tağutu rejimlerde yaşarken insanların faydasına fıtratına uygun olan etkinliklerde bulunabilirler tağutların bazı yasalarından yararlanabilirler.

devamı alt sayfadadır
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 01:14   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Örneğin: çok evlilik islamın getirdiği bir hüküm değildir bu arapların kültüründe vardı 12 hatta 20 ye kadar kadınla evlenebiliyorlardı,islam bunu sınırlamış ve tek evliliği tavsiye etmiştir.Mesela cariyelik islamın getirdiği bir gelenek değildi, mesela himaye daha bir çok arap kültüründe olan şeyler islam
açısından tehlike olarak görülmemiş sadece ince ayar çekilmek suretiyle olduğu gibi kalmıştır.

Bir müslüman tağutu rejimlerde yaşarken insanların faydasına fıtratına uygun olan etkinliklerde bulunabilirler tağutların bazı yasalarından yararlanabilirler.

Gelelim Hz.Yusufa,melikin kabı bünyaminin yükünde çıkınca Hz.Yusuf’un şeratine göre yada islama aykırı olmayan henüz yürürlükte olan melikin yasasına göre kardeşini alıkoyamazdı burasını tam olarak bilemiyoruz.

Fakat Allah Bünyaminin babası Yakubun şeriatini Hz.Yusufa uygulattırmıştır olay bu.Bir iki cümlede peygamberin burada takkiye uyguladı iddasına üzerine söylemek gerkirse derimki.
Hiç bir peygamber takkiye yapmaz bu peygamberlere yakışmaz onların işi değil bu iş.Bu iş dinini imanını üç beş kuruşa satanların işidir.

Bedii hamit bey: İnsanın kimlğini gizlemesi takkiye olamaz bu doğru bir yaklaşım değildir.Hz.Yusuf ilahi plan gereği kendi kardeşlerinden kimliğini gizlemiştir,hepsi bu kadar.
Melikin ülkesinde yaşarken Hz.Yusuf melike hesap verme konumda değildiki,, Zaten müslümanlardan abimizde bu hususu belirtmişti.

Hz.Yusuf ‘a Melik tarafından sen bu işi niye böyle yaptın diye, yöneltilmiş bir sual de yok,hatta bana göre Melikin bu olaydan haberi bile yoktu,takkiye bunun neresinde. Çünki ilahi program Bünyam’inin alıkonulmasından sonrada devam etmiştir.

BEDİİ HAMİT BEY arkadaşım

Geçen günki tartışmamızdaki gerilimi yazıları şöyle baştan sona bir okuyun kimin başlatmış olduğunu ve bana yönelik olarak ilk ithamları sizin yaptığınızı göreceksiniz.
Allaha Emanet Olun Ey Allahın kulları
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 15:16   Mesaj No:7
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Kamer Bey, Yazdıklarınıza cevap vereceğim.

Acele edip, daha yazacaklarım bitmeden görüş belirtmişşsiniz. Dikkat edin ki, yazdıklarımın hepsi Kuran ayetlerinden alıntıdır.Ayetlerin yorumu ile ilgilidir.Akli ve ilmi ( Ayet) delillerini ortaya koyuyorum.
__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 16:35   Mesaj No:8
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Alıntı:
Akheneton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği İlah, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın Yaratıcı'sı idi. Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi.

Bu bilgiler ışığında kuran bize bu firavunun Hz Yusufun firavunu olabileceği işaretini veriyor.

Zaten kuran da bunun işaretini veriyor. Verdiğim ayetlere tekrar bakar mısınız. Hepsinde de bunun işaretleri vardır.
Evet, tarihi kayıt ve belgelere göre mısır halkına 30 tane firavun gelmiştir. Bunlardan sadece yalnız bir tanesi Allaha iman etmiştir ve Halkını da iman etmeye davet etmiştir.

Ayetlerden anlaşılacağı üzere Firavunun halkı arasında, bilhassa saray erkanında Allah inancı son derece hakim ve yerleşik idi. Bunda İbrahim dinin, ishak, ismail ve yakup dininin etkili olduğu anlaşılmakta. Ancak diğer tanrılarla beraber diyeceğim.

Başvezir, hanımına yaptığından dolayı rabbinden af dile demesi, Kadınların ve başvezir hanımın da Firavunun huzurunda iken Allaha and vermesi ,Firavunun da Allah inancının hakim olduğunun göstergesidir veya en azından islam dinine ve peygamberine sempati duymasıyla açıklanabilir.

52- "Böylece Yusuf bilsin ki, ona yokluğunda kalleşlik etmedim ve Allah, kalleşlerin kurdukları tuzakları başarıya erdirmez.

İman ettiği ilahın adını (Allah adını) açıkca söyleyerek Yusuf'un inanç sistemiyle iman ettiği anlaşılıyor.

53- "Bununla birlikte nefsimi aklamak, onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir.

"Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki" biçiminde bir ayrım yaparak- tüm nefislerin insanı kötülüğe kışkırttığını belirtiyor.

DİKKAT ! Bu sözler Firavunun huzurunda, onun karşısında iken söylenen sözlerdir.Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir .Bu ayetlere yapılacak yorumlar Firavunun da ve başvezir hanımın ve diğer kadınların da Allah'a iman ettiğinin göstergesi olmaktadır.

Firavunun da Allah inancının hakim olduğunun göstergesidir veya en azından islam dinine ve peygamberine sempati duymasıyla açıklanabilir.

Hz yusufun Firavunu ve halkında her ne kadar Allah inancı hakim olsa da devlet düzeni hala atalarının dini ( Yasaları ) hakimdi. Bu sebebten dolayı 76. ayette dîni el meliki ifadesi yer almıştır.

Ataların dini olduğunu şu ayetten anlıyoruz.

Hz. Musa ve Hz. Harun, Firavun'a ve yakın çevresine hak dini tebliğ ettiklerinde "Onlar: Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" (Yunus Suresi, 78) diyerek yüz çevirmişlerdi.

Kral, bu atalar dinini ve bu düzenini daha sonra Hz yusufu görev başına getirterek yıkacak.

Devamı var



__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 16:43   Mesaj No:9
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Pardonnnn
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ocak 2011, 17:46   Mesaj No:10
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz Yusufun Firavunu Kafir değildi.

Mısır dinleri "hak din" değil, çok tanrılı sapkın bir dindi ve içinde bulundukları koyu tutuculuk sebebiyle bu sapkın dinlerinden bir türlü vazgeçemiyorlardı. Halk hükümdarları geçerken "Ey biz canlıların tanrısı, yaşa, varol !" diye tezahürat yapardı. Yani hükümdarlarına (Firavun) ilahlık atfetmek gibi çok yanlış bir inanca sahiplerdi. Firavun, Tanrı'nın oğlu veya doğrudan doğruya yeryüzünde yaşayan bir nevi tanrı gibi kabul ediliyordu.

Verdiğim Ayetlerden anlaşılacağı üzere Hz Yusuf döneminde Firavunun halkı arasında, bilhassa saray erkanında Allah inancı son derece hakim ve yerleşik idi. Bunda İbrahim dinin, ishak, ismail ve yakup dininin etkili olduğu anlaşılmakta. Ancak diğer tanrılarla beraber diyeceğim.

Hz Yusufun Firavunu ve halkında her ne kadar Allah inancı hakim olsa da devlet düzeni hala atalarının dini ( Yasaları ) hakimdi.

Bilhasada rahipler arasında

Mısır da atalar dininin tatbikatini rahipler yapar ve onlar bu teolojiyi düzenlerlerdi. Rahipler önceki krallar tarafindan çok zengin bir hale getirilmislerdir. Rahipler, halk tarafindan ilahlara kesilen kurbanlar ve verilen hediyelerle bol bol geçiniyorlar ve mabetlerde genis yerlerde oturabiliyorlardi. Ayni zamanda da devlete vergi vermekten muaftilar. Angarya islerde çalistirilmadikları gibi, askeri görevde görmüyorlardi. Böylece halk içinde bir otoriteye sahiptiler.

Bu otorite ile Firavun halkı üzerinde söz sahibiydiler, kendi inanç sistemlerini Hz yusuf ergin olana dek ( Peygamber olana dek ) Başta Firavuna ve firavunun halkına benimsetme yoluna gitmişlerdir.Dolayısıyla o toplumda Allah inancı ile birlikte ataların dinine ( çok tanrıya ) tapanlar da vardı.Peki Hangi ayetten anlıyoruz.

37- Yusuf dedi ki; .... " Ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden milletin dininden çıktım. "

Hz. Yusuf bu sözüyle hapishane arkadaşlarına aralarında yetiştiği millete yani Ataların dinine sahip olan Rahiplere ve onlara tâbî olan bir kısım halka işaret ediyor..

38- "Onun yerine atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinlerine bağlandım. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz. Bu inanç Allah'ın, gerek bize ve gerekse tüm insanlara yönelik bir lütfudur. Fakat insanların çoğu Allah'a şükretmezler.

Onların ve mensup oldukları halkın inançlarındaki bozukluğu gözler önüne seriyor.

39- "Ey hapishane arkadaşlarım, çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir?"

Hz Yusuf ( as ) şirk, tağut ve cahiliye sisteminin temellerini de son derece şiddetli bir biçimde sarsıyor, ne diyor ?
"Ey hapishane arkadaşlarım, çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir?"
Yusuf, karşısındaki iki genci kendine arkadaş ediniyor. "Arkadaşlarım" diyerek, onların sevgisini kazanıyor. Buradan hareketle de, çağrısının özüne, inancının temeline inmeye başlıyor. Onları kendi inanç sistemine hemen doğrudan çağırmak yerine, önce onlara nesnel bir soru yöneltiyor:

"Çok sayıda ilaha inanmak mı, yoksa ezici iradeli tek Allah'a inanmak mı daha iyidir."

40- "Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız düzmece ilahlar, ya sizin ya da atalarınızın taktığı birtakım boş, içeriksiz adlardan başka bir şey değildirler. Allah onlara hiçbir güç vermiş değildir. Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

"Egemenlik sadece Allah'ın tekelindedir. O yalnız kendisine kulluk sunmanızı emretmiştir. Dosdoğru din, işte budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

İŞTE Dosdoğru din, budur. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyor."

İNSANLARIN BİLMEDİKLERİ NEDİR ?

Hüküm koyma yetkisi, sadece ve sadece Allah'ındır ve sadece Allahın olmalıdır. Hüküm, sadece ve sadece Allah'a özgüdür. Zira egemen olma, egemenlik Allaha has niteliklerindendir. Egemenliğin kendisine ait olduğunu ileri süren, ister bir birey, bir sınıf, bir parti, ister bir grup, bir ulus, varsa Allah'a savaş açmış demektir.

Böyle bir kimsenin kâfir olduğu noktasında dinin kesin hükmü için, sadece bu ayetteki ifade bile yeterlidir.

Devam edeceğim

__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
" .. Böyle değildi Eskiden .."/Beytül Ahzan Beytül Ahzan Makale ve Köşe Yazıları 2 09 Eylül 2014 12:16
Derin kuyu ahirette kafir ve ŞEFAAT MusabBinumeyr Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 2 29 Mayıs 2012 19:35
Firavunu Çökerten Dalgalar cıdde Peygamberler(a.s) 2 23 Ekim 2009 01:33
İslam' ın bazı şartlarını yerine getirmeyenler kafir olurmu? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 13 Nisan 2009 16:24
"Kişi sabah mümin akşam kafir olacak" hadisi nasıl anlaşılmalıdır? NUR Hadis-i Şerif 0 21 Mart 2008 20:42

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.