Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Şirk Dininin Temeli Rabıta / Mevlüt Hönül (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/22350-sirk-dininin-temeli-rabita-mevlut-honul.html)

Yitiksevda 03 Temmuz 2012 21:50

Cevap: Şirk Dininin Temeli Rabıta
 
Esedullah kardeş şimdi senin kaynak olarak sunduğun eserden bir paragraf sunayım ve devamını verecem Buyrun Başucu kaynağınızdan İbareler...

Cüppeli efendi “TARİKATI ALİYYE’DE RABITAI CELİYYE” adlı kitabında Rabıtaya deliller bulmaya çalıştıktan sonra, “Rabıta Hakkında Akli Deliller “ bölümünde 261. sayfasında şu maddeyi delil olarak bizlere sunmuştur.

“Herhangi bir işi , severek ve kalbi istila edecek şekilde düşünmek o işi yapmak gibi insana tesir eder. İyilikleri düşünmek iyi , kötüleri hayal etmekse kötüdür.Bazı ulema , doğacak çocuğa bereketi sirayet eder ümidiyle kişinin, cima halinde Salih kimseleri düşünmesini güzel görmüşlerdir. O halde düşünceyi haram ve mübahlardan çevirip , iyilere yönlendirmek , hiçbir akıllının inkara kalkışmaması gereken şeylerdendir ki rabıta da bu hayali sohbetten ibarettir.” ( Muhammed Salih , Beğiyyetü’l- Vacid , Sh . II)

Yitiksevda 03 Temmuz 2012 22:21

Cevap: Şirk Dininin Temeli Rabıta
 
Kuran ve Allah resulünün sünnetinde bulunan bir kavramı Özünde var olan anlamı ile anlamak esastır.Kur’an ve Sünnete var olan kavramlar sabitlenmiştir artısı ve eksisi olamaz Bugün kendilerince icat ettikleri dinlerini hakk gösterme gayretinde olanlar Kur’ani Kavramları katletmek ile meşguldürler ve hali hazırda var olan Sapkın bidatler ile...

Mahrem sınırlarını dahi aşan Tasavvuf anlayışı insanların Cima esnasında kendilerini düşünmelerini isteyebilecek kadar ileri gitmiş ve üçüncü kişi olarak araya girmeye çalışmıştır.

“Bütün bidatler dalalettir ve bütün dalaletler de cehenneme götürür”.

Madie 35 Kehf 15 Tevbe 119 Kasas 10 Enfal 11 Ayeti kerimelerini Rabıtaya delil olarak sunan Cüppeli efendiniz Kur'an ayetlerini heva ve hevesine uygun bir şekilde yorumlamaktan çekinmemiş ne yazıkki ...

Dikkat ederseniz Konu içerisinde Bu ayetleri vermişim ve Tasavvufi anlayışın yorumladığı şekilde bir anlam ihtiva etmediği aşikardır Tasavvufun Rabıta kavramı Şirk üstüne Şirktir başkada söze hacet yok Siz İlahlaştırdığınız Efendileriniz ile Rabıta kurmaya devam edin ve söylemlerini delil kabul edin Bize Allah'ın kelamı Resululllahın Sünneti yeterde artar bile tercih sizin ...

Ölüye Ruhlara Rabıta darda kalanların kabir ehlinden yardım istemeleri vs hangi kısmına el atsam Şirk çıkıyor daha ne dememi bekliyorsunuz...

Yine şu uydurma sözü hadis diye kabul ederler:

“İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabir ehlinden yardım isteyiniz.”

(Mahmut Ustaosmanoğlu başkanlığında bir heyet, Ruhu'l-Furkan Tefsiri, İstanbul 1992, c. II, 82.)

«Bu tarikde şeyh, kemâl-i marifet ile mütehakkık olursa, ifâzada (yardım etme konusunda) ölü ile diri müsavi olurlar»

Aslında müsavi olmaktan da öte, (yine tarîkat rûhânîlerine göre) velî, öldükten sonra bir «tîğ-i üryân» gibi, yani kınından çıkmış olan bir kılıç gibi çok daha keskin olur ve onu çağıran insanın imdadına çok daha çabuk yetişir.

(Mehmed Zâhid Kotku (H. 1313/M. 1897-H. 1401/M. 1980) Tasavvufî Ahlâk: 2/272)

Ölüye rabıta yapma k onusuna, özellikle son dönem Nakşi şeyhleri tarafından çok önem verilmiştir.

Bu cümleden olarak Abdulhakim Arvasi'nin, «Mezarlara Rabıta Keyfiyeti» başlığı altında aşağıya alınan sözleri ilginçtir. Arvasi şu öğütleri vermektedir:

«Mezar ziyaretçisi mürid, nefsini her türlü dış alâkadan boşaltır. İçini dünya kayıtlarından uzaklaştırır. Kalbini ilimler ve nakışlardan ve hadiselere bağlı duygulardan çekip çıkarır.

Ziyaret ettiği mevtânın rûhâniyetini hissî keyfiyetlerden mücerret bir nur farz eder. O kabir sahibinin Feyizlerinden bir Feyiz ve hallerinden bir hal zuhur edinceye kadar o nuru kalbinde tutar. (...)»

«Feyiz istekçisi ziyaretçi, Feyiz vericinin kabrine yaklaşıp selâm verir. Mezarın ayak ucuna yakın sol tarafına durur. Ona karşı hayattaki tavrını muhafaza eder. Bir fatiha ve on bir ihlas okur. Sevabının mislini mevtâya hediye eder. Sonra çöker oturur. Feyiz almak için kabirdeki mevtânın rûhâniyetine teveccüh eder....»

(Abdulhakîm Arvâsî, Râbıta-i Şerîfe Risâlesi s. 23 Sadeleştiren N. F. Kısakürek)

Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbiniz olan ALLAH'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum sürece onlara şahittim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi görüp gözetirsin.” (Maide 116-117)

İsa (a.s) Vefat ettirildikten sonra Ümmetinden habersiz oluyor da Ölen Efendilerinin ruhları kınından çıkmış kılıç oluyormuş tabiki doğrudur onların Efendileri Peygamberleri sollamış ve Onlardan Üstün...

Tasavvufun icat ettiği Şirk adeti olan Rabıtanın Kur’an ve Sünnet ile hiçbir alakası olmayıp uydurma bir adetten başka bir şey değildir.

İslaminesil 06 Şubat 2016 22:33

Cevap: Şirk Dininin Temeli Rabıta / Mevlüt Hönül
 
Ayetlere rağmen klasik islami anlayışlar tevhidi: kelime-i tevhid cümlesini ikrar (söylem) ile sınırlamışlardır. Çünkü sürekli Allah’ın yaratıcı sıfatını insanlara anlatmaya çalışıyorlar. Halbuki, Kur’an’ın üzerinde durduğu durum hiç mi hiç bu değildir.
Kur’an Mekke müşrikleri ve önceki dönem müşriklerinin çoğunun Allah’a inanma problemlerinin olmadığını, ancak Allah’a doğru iman problemlerinin olduğu için Şeksiz ve Şirksiz İmanın zorunlu varlığının üzerinde çok fazla durmaktadır. Lakin birçok illam ülkesinde; bilhassa ülkemizde abdesti bozan konuların işlenmesi çok öneme haizken, tevhidi bozan şirk unsurları(açık, gizli, küçük, büyük şirkler) nerdeyse hiç anılmıyor. Sanki hiç şirk problemimiz yokmuş gibi hareket eden bu taklitçi/ gelenekçi zihniyetin ıslahının Kur’an’a doğru iman ile söz konusu olduğu malumunuzdur.

Tabii ki şirk’i yanlış anlayan ve pardesülerdeki vatkanın varlığının, şeyhe bağlanmamanın, onunla rabıta etmemenin tevhidi bozan şirk unsurları olduğunu iddia eden, kalabalık cemaatlere sahip, birbirlerinden el alarak kutsal silsile(!) şeyhleri olanlar nasıl ve niye dursun, Kuran’a, Allah’a, Peygamber’e, cennet-cehenneme vs. doğru iman üzerinde. Hele bu silsile zatlarının sadece isimlerini sayarak sevaplar kazanacağına inanıyorlar ki, bunun üzerinde durmaya gerek yok herhalde.


SAAT: 02:51

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306