Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri/Muhsin İyi (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/27061-salavat-i-serife-salat-u-selam-peygambere-salavatin-onemi-faziletleri-muhsin-iyi.html)

eşrefoğlu 19 Eylül 2010 19:20

Alıntı:

Fakat İslamoğlu ve Öztürk desteklemek anlamında kullanmışlar.
Zaten bunlarada pek itibar eden yok.!

Yitiksevda 19 Eylül 2010 19:39

Mustafa İslamoğlu hocamın görüşlerini her zaman benimsemişimdir Eşrefoğlu kardeşim itibar eden çok insan vardır ama yaşar nuri için sizinle aynı görüşteyim ama doğrularıda çok fazladır onuda görmek lazım.

Bedii Hamit Abi siz devam edin inşaAllah katkıda bulunacam konuya...

Medine-web 19 Eylül 2010 21:37

Kanaatimce;
mufessirlerimizin çoğu gelenekçe onaylanmış görüşler gölgesinde tercüme etmişlerdir.
Sanki ;"Allah ve melekler koro halinde Resululaha selavat getirmektedirler,insanlarında bu koroya katılmaları istenmekte" şeklinde bir anlayış hakimdir.
Bu düşüncenin sağlıklı olduğunu düşünmek çok güç.bu ayetten şunu anlamak gerekiyor ki,(islamoğlu ve öztürk isabet tercüme etmişlerdir) ;"Allah ve melekler Resulullahı desteklemektedirler,Onun şanını şerefini onaylamaktadırlar,küfre karşı muzafer olmalarını dilemektedirler,küfre karşı acziyete zillete düşmemesi için bizlerinde destek vermesi,hatemul enbiyayı muzaffer olması için ve şerefine gölge düşürmemek için her anlamda destek vermemiz gerektiği farziyeti dile getirilmektedir."
bu ayetin iki boyutu vardır ;
1-Allah resulu şereflidir,makamı yüksektir,hiç kimseyle kıyaslanmıyacak kadar....Bunu Allah onaylıyor...Melekler onaylıyor ve bizlerinde onaylaması farzul ayndır,iman gereğidir.bu anlamda selavat getirmek bu fiilin tasdikidir.
2-Allah Resulunün "hak geldi batıl zail oldu "ayeti kerimesinin veya "iza cae nesrullahi wel feth" ayeti kerime ile dile getirilen vahyın taraftarı olmak,Allah taraftardır,melekler taraftardır bizlerinde taraftar olmamız farzul ayn ve iman gereğidir..
ben bu ayeti kerimeyı böyle anlıyorum.Alahu a'lem...

BEDİİ HAMİT 20 Eylül 2010 00:47

Konuya katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim Abdulmelik kardeşim,

Şöyle bir görüş de var.

Peygamberin adının anıldığında ona Salatu Selam'da bulunmak, onun davasına taraf olduğunu, onun izinden gittiğini, ona karşı yapılan sataşmalara karşı onu desteklediğini belirtme anlamındadır. Yoksa gözlerimizi kapatıp, elimizi göğsümüze götürüp bilinen "Salavatı Şerife"yi okumak anlamında değildir. Allah Peygambere sahiplenin, destek çıkın diyor, biz diyoruz ki Ya Rabbi Peygamberine sahip çık, destek ol!! Tıpkı Fatiha suresini okuyuşumuz gibi. Allah ölünceye kadar bir fatihalık ömür sürdürün diyor, biz öldükten sonra ölülerimize diyoruz "El-Fatiha..."

Evet kısmen katıldığım bir görüştür. Fakat bu görüşten peygambere salat ve selam verirken dil ile yani söz ile de yapılmasının şartı yok mu ? Dil ile yapılması gerekmez mi ? Evet hem söz ve hem de fiil ile de yapılacak. Nasıl olsa biz ona destek veriyoruz demek bir başka şey onun adı her işitildiğinde onu saygı ile tazim etmek (ululamak- şanını yüceltmek ) bir başka birşey midir ?

Ancak Salat ve selam etmek Söz ile yeterli değildir. Salat edin anlamında Elbette onun davasına sahip çıkmak onun yolundan gitmek de vardır. Peki Yalnız Hz muhammede mi ? Diğer peygamberlere ne oldu ? Onların davaları farklı bir dava mıydı ? Onlara da salat ve selam olsun.

Unutmayalım Peygamberimiz bizim canımızdan da evladır. Anne ve babamızdan da yakındır. Öz nefsimizden de yakındır. Herhalde onu övmek , methetmek , ona saygı göstermek, ona destek vermek dil ile olduğu kadar amellerle ile de olmalı.

Peygamberimize Salatta öncelikle saygı, saygı ile methetmek, ve dolayısıyla davasına destek vardır. Ona saygılı olun. Ona saygı ile destek verin. Nasıl bir saygı bu ?

Onun yolundan gitmek değil midir ? Yalnız bu kadar mı ? Bir başka dikkat edici nokta ki, onun karşısında sesimizi yükseltmemek de bir saygı ifadesi olarak Bir salat ve selam ifadesi değil midir ?

Evet bu davranış da Bir hürmet ifadesi olarak Bir salat ve selam ifadesidir.

"Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi onunla da öylece konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün emekleriniz hiçe iniverir." (Hucurat, 49/2)

Hz. Peygamber (a.s.m) Allah katında öyle yüce bir mevkidedir ki, ona yapılan bir saygısızlık, küfür sayılıp bütün iyi işleri iptal ettirir. Zira ona gösterilen saygısızlık, kendisini görevlendiren Allah’a râci olur. Halbuki başka birine yapılan saygısızlık hakkında böyle bir hüküm verilmemiştir.

Peygamberin huzurunda seslerini ayarlayanlar var ya, işte Allah, içindeki takvâyı ortaya çıkarmak için onların kalplerini sınamış ve onlar bu imtihanı başarmışlardır. Onlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır. Ama sana evinin dışından seslenenlerin ise ekserisi düşüncesiz, mâkul davranmayan kimselerdir."(Hucurat, 49/3 ve 4)

Devam edeceğim

BEDİİ HAMİT 20 Eylül 2010 01:45

Benim itirazım ayette sadece destek manası verenleredir. Ayette dua yok sadece destek vardır diyenleredir. Salat sadece destek anlamına gelir diyenleredir.. Oysa ki, bir önceki iletimde yazdığım gibi Ahzab 56 ayetinde sadece destek (takviye -yardım) anlamı olsaydı bu kelimenin en yumidde şeklinde geçmesi gerekirdi.

Salat kelimesinin anlamı çok geniş yelpazede değerlendirildiğinde , sadece destek anlamında değil, anlamı içine destek olma, koruyup kollama, dua, niyaz, rica , övgü, yönelme, kutsama saygı sunma da girer.

Salat kelimesinin kök-anlamı 'meyletme' veya 'yönelme'dir. Bu kök anlamdan dua / namaz kılma ifadesi de çıkar. Nasıl çıkar ?

Kulun Allah'tan istemesi, niyazda bulunması hali olan 'dua', kişinin önce Allah'a 'yönelmesi' ile gerçekleşmez mi ? Gerçekleşir.

Namazımızda kime yöneliyoruz ?

Yardım -destek isteme, saygı sunma, şükretme, bağışlanma talep etme, destekleme, gözetme gibi eylemler de bu ilk 'yönelme' eyleminden sonra gerçekleşmez mi ? Gerçekleşirler.

Bu manayı en iyi veren pasajlardan biri Kıyamet Suresi 31 ve 32. ayetleridir. Burada hakikati yalanlayan bir kişinin vasfı anlatılırken, "ne sadaka verdi ne de yöneldi (salla); fakat yalanladı, döndü (tevella)" buyurulmaktadır.

Ne de yöneldi (salla); Yani Allaha yönelmedi onun emir ve buyruklarına yönelmedi. Namaz kılmadı, dua etmedi, takva sahibi olmadı anlamıda verilebilir.

'Tevella' yönelmeme anlamında 'geri durma', 'salla' ise "yönünü Allah'a dönme" ve gereğini yapma anlamındadır. Namaz kılma, bu manada 'yönelme'ye karşılık gelir.

'Salat' kelimesi, esas itibarıyla 'yönelme' eyleminin içtenliğini ve mutlaklığını ifade eder.
'sa-le-ve' kökünden türeyen 'salat' kelimesi, özel bir anlam kazanır ve kulun Allah'a karşı "içten yönelişini" karşılar. Çünkü Kişi, namaz kıldığında, dua ettiğinde , veya takva sahibi olduğunda Allah'a hep yönelmiş olmaktadır ve bu yönelişin doğal sonucu olarak da, O'nu yüceltmekte, O'ndan yardım dilemekte, O'nu övmekte, O'na bağlanmakta ve O'ndan yardım istemektedir. İşte Kur'an'da 'salat' kelimesinin geçtiği her yerde bu manalar vardır (Taha:132; Nur:58; Ankebut:45; Cuma:9,10; Bakara:45,153,238; Nisa:43,103, Maide:58, 9; Tevbe:54, vd.).


devamı var

BEDİİ HAMİT 20 Eylül 2010 03:20

'Sa-le-ve' kökünden türeyen 'salavat' kelimesi ise, aslında 'salat'ın (yani 'yönelme' eyleminin) çoğul ifadesidir Kurandaki örneği Mü'minun 9 ayetidir ki,ancak ifa edilen namazın sayıca çokluğu manasında da kullanılır:
Vellezîne hum alâ salavâtihim yuhâfızûn(yuhâfızûne) Ve onlar, salâvâtlarını (namazlarını) muhafaza edenler (devam ettirenler)dir.

'Yönelme' eylemi olarak Bakara 157 : Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn(muhtedûne).

Bakara 157 Meali:İşte onlar ki Rab'lerinden salâvât ( kendilerine yönelmesi ) ve rahmeti onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.

Allah’ın salavat ve rahmetinin kulların üzerine olması her türlü yardım ve rahmetinin onların üzerine olmasıdır.

Resulü'nünTevbe 99 ayetinde selavatı vardır.Ayette geçen haliyle salavâtir resûli denir.

Meleklerin (Ahzab:56) ve kulların 'salat'ı (veya 'salavat'ı) vardır. Hatta Kur'an, ilk dönem Hıristiyanlarının ibadet ettikleri mekanlar anlamında 'kiliseler' için dahi 'salavat' kelimesini kullanmıştır (Hacc:40).

Allah'ın salavat'ı, kuluna yönelmesi, onu 'görüp kollaması', bağışlaması, tezkiye etmesi vb Peygamberin salavatı, müminlere yönelerek onlara dua etmesi; . Meleklerin salavat'ı, yöneldikleri kişinin söz ve eylemlerini tasdik etmeleri, ona destek olmaları, onun için mağfiret dilemeleri vb; kulun salavatı da, Allah'a yönelmesi, dua, istiğfar, övgü ve niyazdır.


BEDİİ HAMİT 21 Eylül 2010 00:39

Allah'ın salavat'ı, kuluna yönelmesi, onu 'görüp kollaması', bağışlaması, tezkiye etmesi vb Peygamberin salavatı, müminlere yönelerek onlara dua etmesi; . Meleklerin salavat'ı, yöneldikleri kişinin söz ve eylemlerini tasdik etmeleri, ona destek olmaları, onun için mağfiret dilemeleri vb; kulun salavatı da, Allah'a yönelmesi, dua, istiğfar, övgü ve niyazdır.

Bu önemli tespit ve açıklamalardan sonra önceki sözüme döneyim.

Benim itirazım Ahzab 56 ayetin mealine sadece destek manası verenleredir. Ayette peygambere dua okuma yok sadece destek vardır diyenleredir. Salat peygambere sadece destek anlamına gelir diyenleredir.

Görüldüğü üzere, 'sa-le-ve' fiilinin doğru anlamını yönelmedir.Buna göre, 'sa-le-ve' kökünden türeyen 'salat' kelimesi, bu anlam ile yönelmedir. Bu yönelmenin içinde destek de vardır, övüp şanını yüceltme de

İŞTE Bana göre olması gereken meal

AHZAB 56: Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e yönelirler. (Destek verirler-onu över-onun şanını yüceltirler.)

Ey inananlar! Siz de ona yönelin (Destek olun-onu övün-onun şanını yüceltin ) ve ona içtenlikle selam verin.

Meale dikkat ki, Bu yönelmenin içinde destek de vardır, övüp şanını yüceltme de vardır ...ki Hz. Peygamberin adı anıldığı zaman, onu gıyaben de olsa salat getirmek onu selamlamak ve onun için dua etmek de güzel bir davranıştır. Fakat bu, 'kuru kuruya' bir selamlama ve dua olmamalıdır. Asıl 'salavat', O'nun Kur'an'ı ahlak edinmişliğini örnek almaktır. Buradan hareketle, namazlarda okunan Tahiyyat ve Salli-Barik'lerdeki 'salli' ve 'salavat' ifadelerini doğru anlamak da mümkün olabilecektir. Bir övgü ifadesi olan, 'tahiyyat'taki 'salavatu lillah' ifadesi, ihlaslı bütün yönelişlerin Allah'a olduğunu ifade eder.
Selam edin sözünden de ona saygı gösterin onun huzuruna saygıyla çıkın esenlikler dileyiniz anlamı vardır.

İNŞİRÂH - 4 Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi ?

Allah nebisinin şanını ona destek vererek, onu överek yüceltiyorsa biz de ona salat ve selam ederek şanını yüceltelim. Ona ( Onun davasına da ) destek olalım.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT





Yitiksevda 22 Eylül 2010 08:50

Allah'ın salavat'ı, kuluna yönelmesi, onu 'görüp kollaması', bağışlaması, tezkiye etmesi vb Peygamberin salavatı, müminlere yönelerek onlara dua etmesi; . Meleklerin salavat'ı, yöneldikleri kişinin söz ve eylemlerini tasdik etmeleri, ona destek olmaları, onun için mağfiret dilemeleri vb; kulun salavatı da, Allah'a yönelmesi, dua, istiğfar, övgü ve niyazdır.


İşte bu abi teşekkürler tamami ile katılıyorum . Konuya katkı yapacaktım ama bana bir şey bırakmamışsınız teşekkürler.

BEDİİ HAMİT 22 Eylül 2010 18:06

Alıntı:

Allah'ın salavat'ı, kuluna yönelmesi, onu 'görüp kollaması', bağışlaması, tezkiye etmesi vb Peygamberin salavatı, müminlere yönelerek onlara dua etmesi; . Meleklerin salavat'ı, yöneldikleri kişinin söz ve eylemlerini tasdik etmeleri, ona destek olmaları, onun için mağfiret dilemeleri vb; kulun salavatı da, Allah'a yönelmesi, dua, istiğfar, övgü ve niyazdır.

İşte bu abi teşekkürler tamami ile katılıyorum . Konuya katkı yapacaktım ama bana bir şey bırakmamışsınız teşekkürler.


İNŞİRÂH - 4 Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi ?

Allah, peygamberinin şanını ne ile ve nasıl yüceltmiştir ?

Ona salat salavat edip, selam vererek değil mi ?

Allah nebisinin şanını ona destek vererek, onu överek yüceltiyorsa biz de ona salat ve selam ederek şanını yüceltelim. Ona ( Onun davasına da ) destek olalım.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
BEDİİ HAMİT


YaŞuHa 25 Ağustos 2011 21:16

Selam olsun allah’ın habibine ve temiz pak kıldığı ehl-i beyte
 
SELAM OLSUN ALLAH’IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE
Bakara 269): Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.
Maide 100): De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir; pis ve kötünün çokluğu tuhafına gitse (yahut hoşuna gitse) de (bu böyledir). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah’tan korkunuz ki kurtuluşa eresiniz.
En’am 32): Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Müttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hala akıl erdiremiyor musunuz?
Yunus 16): De ki: Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım, Allah da onu size bildirmezdi. Ben bundan önce bir ömür boyu içinizde durmuştum. Hala akıl erdiremiyor musunuz?
Yusuf 111): Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur’an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Ra’d 4): Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
Ra’d 19): Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] (inkar eden) kör kimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar.
İbrahim 52): İşte bu (Kur’an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.
İsra 41): Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur’an’da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
Ta-ha 54): Yeyiniz; hayvanlarınızı otlatınız. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah’ın kudretine) işaretler vardır.
Ta-ha 128): Bizim, onlardan önce nice nesilleri helak etmiş olmamız kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşırlar. Bunda, elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır.
Enbiya 10): Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hala akıllanmaz mısınız?
Enbiya 67): Size de, Allah’ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?
Yasin 62): Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hala akıl erdiremiyor musunuz?
Saffat 138): Ve geceleyin. Hala akıllanmayacak mısınız?
Sad 43): Bizden bir rahmet ve olgun akıl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini bağışladık.
Zümer 9): Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resulüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.
Zümer 18): O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
Zümer 21): Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunlarda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Mü’min 54): O, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir.
Haşr 2): Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah (O’nun azabı), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın.
Fecr 5): Bunlarda akıl sahibi için elbette birer yemin (değeri) vardır.

MusabBinumeyr 08 Nisan 2012 23:22

Selam Resulune Tabi olanlara
 
Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.


Ahzab 35




Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.


Tevbe 112.ayet




Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler va’detti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.


Tevbe 72.ayet






Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.


Ali imran 104.ayet






Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).


Asr 3.ayet




İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.


Hud 23.ayet






Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükafat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.


İsra 9-10.ayet






Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.


Bakara 277.ayet






İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.


Ankebut 7.ayet








Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır.


Ali imran 172.ayet






Allah’a kavuşacakları gün mü’minlere yönelik esenlik dileği “Selam” dır. Allah onlara bol bir mükafat hazırlamıştır.


Ahzab 44.ayet






Allah’a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (sözü özü doğru kimseler) ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.


Hadid 19.ayet




Allah’a ve Resülüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan, (Allah yolunda) harcayın. İçinizden iman edip de (Allah yolunda) harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükafat vardır.


Hadid 7.ayet






Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükafat vardır.


Tin 6.ayet






İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.


Enfal 74.ayet

Yitiksevda 07 Kasım 2013 22:39

Cevap: Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri/Muhsi
 
Çağımızda Vahhabilik, Selefilik gibi mezhebi akımların etkisi ile salâvatın manevi, yani hakiki yönü pek dikkate alınmamaktadır. Yok sayılmaktadır. Peygamberi ilahlaştırmamak için böyle bir gayretin içerisinde bulunulmuştur. O zaman da salâvatın bir anlamı olmamaktadır. İnsanlar salâvat getirmekten uzaklaşmaktadırlar. Salâvatın önemi ve faziletlerinden habersiz olmaktadırlar. Peygamber tıpkı her insan gibi ölümle aramızdan ayrılmış ve bu dünya ile insanlarla ilişkisi olmayan biri konumuna getirilmiş bulunmaktadır. Hâlbuki binlerce evliya şahittir ki, peygamberimiz ölümünden sonra da diridir. Ümmetinin içerisindedir. Bu dünyadaki insanların diriliğindeki dirilikten daha üstün bir dirilikle diri olarak türbesinde cennet bahçelerinden bir bahçe içerisinde yaşamaktadır. Ümmetinden her bir fertle de yakından ilgilidirler, ilgilenmektedirler. Salâvat getiren her kişinin salâvatını almakta ve ona salâvatta ve şefaatte bulunmaktadır. Zaten bu durum onlarca hadis-i şerifle de doğrulanmaktadır. Ehl-i sünnet inancı da bu düşünceyi, inancı gerektirmektedir.

Muhsin iyi emin olun sizin yazılarınızı tek tek ele alsam tonlarca ŞİRK ortaya koyarım lakin uğraşmayacağım size Halife Ebubekirin sözü ile cevap verip Ayet ile tamamlayacam kim ne anlamak ister ise Ayet ve Halife Ebubekirin sözü kafi gelir. Salavat kavramını bu kadar basit bir algı ile sunmanızada şaşmadım varolan suni kafa yapısını tekrar etmekten öteye gidememişsiniz.

Ömer, paniğin önüne geçmek için kılıcını çekmiş:


“Kim Peygamber öldü derse, onu öldürürüm” diyordu. Ebu Bekir, derin acılar içinde olduğu halde, büyük bir sorumluluk örneği göstererek Müslümanlara şu konuşmayı yaptı:


Ey Müslümanlar! Sizden kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Ama kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ebedidir.”

Sonra Kur’an’ın şu ayetini okudu:


“Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse siz geri mi döneceksiniz. Kim sözünden geri dönerse Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri ödüllendirir.”
(Âl-i İmran 144)

hiranur86 08 Kasım 2013 17:09

Cevap: Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri/Muhsi
 
Alıntı:

Yitiksevda Üyemizden Alıntı (Mesaj 301310)
Çağımızda Vahhabilik, Selefilik gibi mezhebi akımların etkisi ile salâvatın manevi, yani hakiki yönü pek dikkate alınmamaktadır. Yok sayılmaktadır. Peygamberi ilahlaştırmamak için böyle bir gayretin içerisinde bulunulmuştur. O zaman da salâvatın bir anlamı olmamaktadır. İnsanlar salâvat getirmekten uzaklaşmaktadırlar. Salâvatın önemi ve faziletlerinden habersiz olmaktadırlar. Peygamber tıpkı her insan gibi ölümle aramızdan ayrılmış ve bu dünya ile insanlarla ilişkisi olmayan biri konumuna getirilmiş bulunmaktadır. Hâlbuki binlerce evliya şahittir ki, peygamberimiz ölümünden sonra da diridir. Ümmetinin içerisindedir. Bu dünyadaki insanların diriliğindeki dirilikten daha üstün bir dirilikle diri olarak türbesinde cennet bahçelerinden bir bahçe içerisinde yaşamaktadır. Ümmetinden her bir fertle de yakından ilgilidirler, ilgilenmektedirler. Salâvat getiren her kişinin salâvatını almakta ve ona salâvatta ve şefaatte bulunmaktadır. Zaten bu durum onlarca hadis-i şerifle de doğrulanmaktadır. Ehl-i sünnet inancı da bu düşünceyi, inancı gerektirmektedir.

Muhsin iyi emin olun sizin yazılarınızı tek tek ele alsam tonlarca ŞİRK ortaya koyarım lakin uğraşmayacağım size Halife Ebubekirin sözü ile cevap verip Ayet ile tamamlayacam kim ne anlamak ister ise Ayet ve Halife Ebubekirin sözü kafi gelir. Salavat kavramını bu kadar basit bir algı ile sunmanızada şaşmadım varolan suni kafa yapısını tekrar etmekten öteye gidememişsiniz.

Ömer, paniğin önüne geçmek için kılıcını çekmiş:


“Kim Peygamber öldü derse, onu öldürürüm” diyordu. Ebu Bekir, derin acılar içinde olduğu halde, büyük bir sorumluluk örneği göstererek Müslümanlara şu konuşmayı yaptı:


Ey Müslümanlar! Sizden kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Ama kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ebedidir.”

Sonra Kur’an’ın şu ayetini okudu:


“Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse siz geri mi döneceksiniz. Kim sözünden geri dönerse Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri ödüllendirir.”
(Âl-i İmran 144)


ArO*

YaŞuHa 10 Kasım 2013 16:27

Cevap: Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri/Muhsi
 
Muhsin abi her yerde yazılarını begenerek okuyorum.ellerine saglık güsel insan:)

zülcenaheyn2 20 Mayıs 2015 00:09

Cevap: Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri/Muhsi
 
Elinize sağlık


SAAT: 10:11

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320