Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   İki Denizin Birleştiği Yerde Dolaşmak/Ali Parlak (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/29292-iki-denizin-birlestigi-yerde-dolasmak-ali-parlak.html)

Ali Parlak 05 Temmuz 2014 23:45

Cevap: BE SIRRI / Ali Parlak
 
Beraet...
Başında besmele olmayan tek suredir Tevbe Suresi. Surenin başına besmelenin yazılmamış oluşunu bazı alimler, onun bir önceki surenin devamı oluşuna bağlamışlardır. Doğrudur. İnanırız.

Bazı alimler ise kafirlere ültimatom yani bir tehdit olması dolayısıyla besmele çekilmemiş diye açıklamışlardır.(‘’Allah ve Resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere kesin bir uyarıdır.’’) Doğrudur. İnanırız.
Acaba diyorum, Tevbe suresinin ilk ayetlerini kafirlere okurken, dönüp bir de içimizdeki şeytana da okuduk mu?

Neyse...

Sure ‘’Beraet…’’ile başlamaktadır.
Yani ilk harf ‘’Be’’ dir.
Besmelenin ‘’Be’’ si.

Bu durum Kuran'daki hiçbir surede yoktur. Demek ki sure Besmelenin ilk harfi olan Be ile başladığından ayrıca besmeleye gerek duyulmamış. Çünkü ''B'', Besmele içindeki tüm sırları içinde toplamıştır. Ayrıca Rahman ve Rahim esmalarına vurgu yapılmamıştır. O halde Tevbe Suresi sırlı bir ''B'' ile başlamaktadır.

Besmelenin çok esrarı anlatılır. Hz. Ali efendilerimiz de değinir ''B'' ye... ''Ben B'nin altındaki noktayım’’ derken ne demek istemiştir. ''B'' sırrı nedir peki? Demek istenen, insanın kendini keşfetmesidir...
Peygamber efendilerimiz(sav) de buyurmuşlardır. ''Kim kendini bildi, Rabbini bildi.''
Demek ki ''B'' sırrından kasıt insanın Rabbini bilmesi ve O'na karşı arif olmasıdır. Rabbini bilmesi için de kendini bilmesi şarttır. Çünkü insanın kendisi ''B''dir.

Namaz kılarken kendimize baktık mı hiç? Tahiyyatta otururken dizlerinizi inceleyin. ‘’BE’’yazar. İşte tam olarak biz de o ‘’B’’ nin altındaki noktanın olduğu yerdeyiz.Yani biz o noktayız.

O zaman ne yapmalı? :)

Besmelenin sırrı için kendimizi okumalıyız. Kendini okuyan besmelenin de sırrını çözer…

Peki kendimizi nasıl okumaya başlayabiliriz?
Baş la ya bi li riz...
İşte burası ince ve keskin bir çizgidir... Keser... Elinizi kolunuzu kanatır...
Burası yok olma yeridir... Tehlikelidir... Mürşit gerekir...

Bu işe gönül verdiyseniz naçizane tavsiyem şudur... İşin püf noktası: Önce besmele çekiyoruz...
Sonra mı?
Çok basit. Artık geri çekiliyoruz ve fiil sahibini izliyoruz…

Artık geri çekiliyoruz ve fiil sahibini izliyoruz…
Artık geri çekiliyoruz ve fiil sahibini izliyoruz…
Artık geri çekiliyoruz ve fiil sahibini izliyoruz…
Hiç bir şeye karışmadan... ''BEN''liğinizi unutarak... Sakın yaptığınız işlere ''BEN''liğinizi katmayın... Çünkü yok öyle bir şey... Ben sandığınız benliğiniz yok...

Ben diyen herkes kahrolmadı mı?
Duymadınız mı şeytanı... Ben dedi kovuldu...
Duymadınız mı Karun'u... Ben dedi yerin dibine battı...
Duymadınız mı Ebu Cehil'i... Ben dedi hüsrana uğradı...
Duymadınız mı hiç çevrenizdeki Ben diyenlerin akıbetini...
Duymadınız mı?

Ne ya... Ben ben ben ben...
Unutun şu Ben'i...
Yok öyle bir şey...

Biz ben olarak yapmaya gelmedik dünyaya...
Biz Hakkın şahitleriyiz sadece... Şahit olmaya geldik... Şahit misiniz?
Şu fakir şahittir gördüklerine...


İçinizdeki Ben'i seyredin sadece...
Sadece O'nu seyredin...
Yüreğinizdeki sızıdan, başınızdaki ağrıya kadar...
Sadece seyredin ve şahit olun...
Kime mi?
Hani Yunus demiş ya:
Bir ben vardır benden içeri...

Aman aman... Yine çenem çok açıldı... Sus Alim sus... Yoksa seni de Hallacı gibi kafir ilan edecekler...
Affet Allahım affet...

Ali Parlak






Allahın kulu_ 06 Temmuz 2014 11:49

Cevap: BE SIRRI / Ali Parlak
 
ArO*

GÖKCEN_AZRA 06 Temmuz 2014 12:45

Cevap: BE SIRRI / Ali Parlak
 
Alıntı:

Ali Parlak Üyemizden Alıntı (Mesaj 344223)
Beraet...
Başında besmele olmayan tek suredir Tevbe Suresi. Surenin başına besmelenin yazılmamış oluşunu bazı alimler, onun bir önceki surenin devamı oluşuna bağlamışlardır. Doğrudur. İnanırız.

Bu durum Kuran'daki hiçbir surede yoktur. Demek ki sure Besmelenin ilk harfi olan Be ile başladığından ayrıca besmeleye gerek duyulmamış. Çünkü ''B'', Besmele içindeki tüm sırları içinde toplamıştır. Ayrıca Rahman ve Rahim esmalarına vurgu yapılmamıştır. O halde Tevbe Suresi sırlı bir ''B'' ile başlamaktadır.

ArO*

Ali Parlak 11 Temmuz 2014 01:23

İbadetleri Faize Yatırmak/Ali Parlak
 
İBADETLERİMİZİ FAİZE YATIRDIK FAİZE
Şu ibadeti yapınca 27 kat sevap var,
Şu ibadette ise bire yedi yüz veriliyor,
Şu ibadetin sevabı ise bin yıla eş değer,
Anlayacağınız ibadetlerimizi faiz yatırdık faize…
Velhasıl sevaplarımızı arttırmak için yarış yapıyoruz yarış…
Sonra da geçmiş kös kös Allahın yarattıklarının dedi-kodusunu yapıyoruz.
Sen kimin dedi-kodusunu yapıyorsun ya hu?
Allah’ın mı?
Sen kimi beğenmiyorsun, yaratanı mı yaratılanı mı?
Sen tut Allah’ın kullarının dedi-kodusunu yap,
Allah’ın kullarını incit, onların haklarını çiğne, ona kız, buna vur, şunu eleştir,
Kazandığın sevapları cömertçe dağıt.
Sonra da sırt üstü yatıp kazandığın sevaplarınla cennet hayali kur.
Ne güzel dünya be…
Sevaplarımız var sanıp, gururla cennetliğiz diye yeryüzünde yürüyoruz…
Halbuki faize yatırdığımız sevaplar bir bir uçup gitmiş haberimiz yok…
Yani borsa iflasta...
Hay Allah…
Şu insanlar ne tuhaf ya…


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 11 Temmuz 2014 08:20

Cevap: İbadetlerimizi Faize Yatırdık Sonra da Borsada İflas Ettik/Ali Parlak
 
Ali abi bizden onceki ummet bin yil yasadi biz en fazla yuz cenabi allah bu sevablari esit olalim diye koymus yoksa onlarin ameli fazla olmaz mi
Dedikodu da haklisiniz insanlar tuhaf baya7638jk4

Ali Parlak 12 Temmuz 2014 01:45

Cevap: İbadetlerimizi Faize Yatırdık Sonra da Borsada İflas Ettik/Ali Parlak
 
devamı…
Hani Mehmet Akif de demiş ya:
Güvenme insanların samimiyetine
Menfaatleri uğruna gelirler vecde
Vaat etmeseydi eğer cenneti
Allah’a bile etmeyeceklerdi secde…

Bir gün gelecek, herkes ne yaptığını ya da yapmadığını görecek. Bakmışsın ki dağ kadar sevabın var, ama ne var ki, al sana al sana dağıta dağıta hiçbir şey kalmamış. Dağ kadar sevaplar da işe yaramamış. Zaten sevaplar da Allah’ın izniyle kazanılmıyor muydu? Evet aynen öyle…

Aslında tüm iyilikler Allah’tandır. Tüm kötülükler ise neftsen. İş böyle olunca, tarafımızdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan kazandığımız sevapların da Allah’ın bir lütfu olduğu ortaya çıkıyor. O halde hiçbir sevaba ben yaptım, ben kazandım, benim hakkım deme lüksümüz yok. Tamamen Allah’ın bir lütfu…

O halde bize düşen, iyiliklerimizi ve ibadetlerimizi sevap kazanmak için yapmamak. Haydaaaaaa dediğinizi duyar gibiyim. Evet aynen öyle. İbadetler sevap kazanmak için yapılmamalı. Sadece Allah’a, O bizim Rabbimiz olduğu için ibadet etmeliyiz. O’na kulluk için çalışmalıyız. O’nu her şeyden çok sevmeli, ibadetlerimize sevap kazanma şirkini bulaştırmadan, sırf Allah için ibadet etmeliyiz. Yaptığımız iyilikleri ise O’na olan minnettarlığımızı göstermek için yapmalıyız. Halka hizmet ederken, aslında Hakk’a hizmet ettiğimizi bilmeli ve bu şuurla ve bu rabıta ile yapmalıyız. Yani her ne iş yaparsak yapalım, daima Allah ile rabıta içinde olmalıyız.

Allah’ın kullarından bir kulun duasına şahit oldum. İsmi bende saklı kalsın. Şöyle diyordu:

Allah’ım… Hiçbir ibadetimi sevap kazanmak için yapmıyorum. Biliyorum ki şu bedenden tecelli eden tüm iyilik ve ibadetler neticesinde kazanılan sevapları Sen lütfettin. Ben de onları, yani lütfettiğin sevapları Senin için, ihtiyacı olan tüm kullarına dağıtıyorum. Ayrıca kimin bende bir hakkı varsa, hepsini helal ettim ve kimseden bir şey talep etmeyeceğim. Mahşer günü huzuruna hiçbir şeyi olmayan fakir bir kulun olarak geliyorum. Günahlarım çok büyük ve çok fazla… Bu günahların bana hiç yakışmadığını çok iyi biliyorum ve huzuruna mahcup bir şekilde utanç içinde geliyorum. Yalnız Senin mağfiretini ve sonsuz bağışlamanı bildiğim için Affüvv ismine sığınarak, Sana geliyorum. Senden başka gidecek ne yerim var ne de sığınacak bir kapım. Affedersen biliyorum ki Sen çok lütufkarsın ve affetmeyi seversin. Affetmezsen biliyorum ki Senin şanın çok yüce… Hüküm Senin… Sen hükmedenlerin en güzel hükmedenisin. Ben bir hiçim ve bir hiç olarak huzurundayım. Tıpkı beni yaratmadan önce olduğum gibiyim. Huzurunda ne bir varlığım var, ne de sevaplarım. Sadece asi nefsimin günahları… Günahlarımı da bağışlamanı umut ederim Allah’ım. Sen benim Mevlamsın. Senin her anımda benimle olduğunu biliyorum. Hakkıyla olmasa da Seni tanıdım, bildim, sevdim, bir bildim, Rabbim bildim, Resulünü sevdim, iman ettim ve Senden razıyım Allah’ım… Senden sadece Seni isterim, affını isterim… Ne olur beni affet… Tüm kardeşlerimi de bağışla… Çünkü onlar bilmiyorlar… Bilselerdi böyle yapmazlardı… Ne olur Allah’ım…

Bu duayı duyduğumda tüylerim diken diken olmuştum… İşte dedim… Herhalde sevap kazanmak için değil de, Allah rızası için yapılan ibadetler böyle bir şeydi… Allah için her şeyden, hatta cennetten bile vazgeçmek nasıl bir duygu acaba? Belki de hiçbir zaman bilemeyeceğim. Sizinle paylaşmak istedim…
Hakkınızı helal edin…


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İslaminesil 12 Temmuz 2014 01:50

Cevap: İbadetlerimizi Faize Yatırdık Sonra da Borsada İflas Ettik/Ali Parlak
 
yüreğine sağlık hocam...son satırlar cok etgilidi,,,

Ali Parlak 20 Ağustos 2014 20:23

Ayna/Ali Parlak
 
AYNALAR

Allahım,
Seni tanıdıktan sonra,
Bendeki benliğin,
Aslında sensizlik olduğunu anladım...

Hani denize ilk girdiğinde ürperirsin ya...
Sonra yavaş yavaş alışırsın ya suya ...
İşte öyle alıştım yokluğuma...
Senden başka mevcut mu var sanki...

Allahım...
En iyi arkadaşım aynalar mı benim bu dünyada...
Çünkü ben ağlarken,
Onların güldüğünü hiç görmedim...

Hayır, Hayır. Aynalara bakıyorum da...
Aslında ben bu değilim..
Korkmuyorum aynalardan artık...
Korkmuyorum, korkulması kaçınılmaz olanın gayrısından...

Gidiyorum uzun göç yollarında...
Çıkınımda bir tutam zehirli nefs...
Saçlarımda bir avuç çamur...
Kirpiklerimde göl suları...

Arkamdan bağırmalara aldırmıyorum...
Beni izleyen gözleri,
Kömür ateşlerinde yaktım...
Kurtuldum herkesten...

Gidiyorum dünyanızdan dünyama doğru...
Beni arayan beni bulamayacak diye bir korkum yok...
Yerime başkasını bıraktım...
Benden daha fazla sevilmeye layık olanı...

Elveda...

Ali Parlak

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 22 Ağustos 2014 14:43

Üç Harf Beş Nokta-Aşk/Ali Parlak
 
ÜÇ HARF BEŞ NOKTA : A - Ş - K


ع‎ A/ğlatan Sen, aşık kullarınla ağlayan Sen...
Gözyaşlarını tatlı şebnemler olarak gözlere yerleştiren Sen...
Sonra da gözyaşlarını kimse görmeden silen yine Sen...
Senden başka kimsesi olmayanların kimsesi Sen...
ﺵ‎Ş/aşkın gözler hep Seni arar...
Halbuki onların Göz bebeğinden bakan yine Sen...
Affet, hep ötelerde aradık Seni... Ama bilemedik bizimle baktığını...
Bakışlar Sana Senin ile bakarken Seni uzaklarda arar...

قK/ör olur Senden gayrına bakışlar...
Nerden bilsin ki Seni başka yerlerde arayanlar...
Bakan da Sen, baktıran da Sen, gören de Sen...
Yokluğumuz Varlığına kurban olsun...




Ali Parlak

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Beytül Ahzan 22 Ağustos 2014 14:56

Cevap: Üç Harf Beş Nokta-Aşk/Ali Parlak
 
Kalbte ع

ش

ق

Dilde Af ..


.. ahzan

Ali Parlak 22 Ağustos 2014 14:59

Cevap: Üç Harf Beş Nokta-Aşk/Ali Parlak
 
KİM O? SEN

Bir gün bir âşık sevgilisinin kapısına gidip kapıyı çalar. Sevgilisi içeriden seslenir:
- Kim o?”
Âşık cevap verir:
- Ey yüce sevgili... Kapına gelen benim... Ben zavallı kölen.
Sevgili öfkeyle bağırır:
- Çekil git kapımdan. Sen daha olgunlaşmamışsın. Bu sofrada hamlara yer yok. Bu ev küçük, iki kişi sığmaz.

Zavallı adam çaresiz ayrılır. Tam bir yıl sevgilinin ayrılığıyla dolaşır durur. Bir sene sonra sevgilisinin kapısına tekrar gelir. Heyecanla kapıyı çalar. Sevgili içeriden tekrar seslenir:
- Kim o?

Çaresiz âşık perîşan bir halde cevap verir:
- Ey cana can katan sevgilim. Ey bir bakışıyla binlerce âşığı perişan eden gönül avcısı. Kapını çalan “SENSİN! SEN!”

Sevgili gönül okşayan bir sesle,
- Mademki Sen bensin. Ey Ben, gel içeriye, gönül evi burasıdır. Oraya iki kişi sığmaz...


Aşıkın sahip olduğu her şey sevgiliye aittir. Gerçek aşık ise Mevlası karşısında hiçbir şeye malik olmadığını idrak edendir.

Kul kendi varlığının gerçek sahibinin de Mevlası olduğu şuuruna vardığında yokluk mertebesine ulaşır.
Yokluğa eriştiğinde ise geriye sadece Mevlâ kalır.

Yani Mevlasında Fena olmuştur artık...


Mesneviden

Ali Parlak 22 Ağustos 2014 15:00

Cevap: Üç Harf Beş Nokta-Aşk/Ali Parlak
 
Alıntı:

Beytül Ahzan Üyemizden Alıntı (Mesaj 350420)
Kalbte ع

ش

ق

Dilde Af ..


.. ahzan

eyvallah...

Ali Parlak 24 Ağustos 2014 15:35

İsmi Azam/Ali Parlak
 
İSMİ AZAM

Huu esması Allahın bizzat kendisi olsa gerek...
Kulları kendini bilsin diye Allah ismiyle isimlenmiş olsa gerek
Belki de ismi azam Huuu olsa gerek...
İlla Huuu

-----------

Her nefeste Huuu demek farzdır demişler
Beden zaten bilmiş,
Haaayyy ile dirilirken
Huuu diye Hakk'kını vermiş...

----------

Nefes ademe üflenen nefestir Allahu alem
O'ndan gelen yine O'na döner
Hayy'dan gelen Huuu'ya gider...

----------

Ondandır ki nefes alırken Hayy ile dirilir
Nefes verirken Huuu ile O'na dönersin...
Kısacası her nefeste zikir farzdır cancağızım...


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 24 Ağustos 2014 16:25

Cevap: Hiçlik Yolu/Ali Parlak
 
BİR EL DÜRTENE KADAR

Oturmuş sessizliğe boğulmuştu, uzaklara çok uzaklara dalmıştı...

Tek bir noktaya bakıyordu... Derken nokta da kayboldu...
Sonra kendisi de yavaş yavaş silindi yok oldu...
Bir hiçlik kapladı her yeri... Hiçlik... Zaman durdu, herşey yok oldu...
Taaa ki bir el onu dürtene kadar...




Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 25 Ağustos 2014 10:23

Ben Kimim?/Ali Parlak
 
BEN KİMİM?

Dün sabah yine her zamanki gibi kalktım erkenden
Elimi yüzümü yıkıyorum, abdestimi alıyorum
Malum ya Rabbime bir duam vardı, abdestsiz alma canımı diye
Ölüme hazırlanıyorum, aheste aheste

Kafamı kaldırıp bakıyorum aynaya
Bana bakıyor bir çift göz, ürperiyorum
Kendisiyle müşerref olan her birey gibi
Soruyorum: Ben kimim?

Cevap alınabilirse ne ala...
Cevapsızlık ölüme bile götürebilecekken
Yine de soruyorum karşımdaki bir çift göze
Ben sen miyim?

Ben neyim? Var mıyım yok muyum?
Hayal miyim gerçek miyim?
Az mıyım çok muyum?
Günah mıyım, sevap mıyım?

Ortada var gibi görünen hiç miyim?
Yoksa kendine el olmuş aşk mıyım?
Yüreğim hiçlikler içinde kanarken
Zihnim karışık boşluklar içinde

Kalabalıklar içinde yalnızım
Garibim, içim yanıyor alev alev,
Küllerim dökülüyor içime, şebnemlerimle
Dokunmayın ağlarım hasret dolu gönlüme

Kimsesizim, değersizim bu yerlerde
Çaresizim, gölgesizim bu yaban ellerde
Kıyılara vurmuş, boşluğa savrulmuşum
Kendime el olmuşum, yalanlar içinde

Sen adalet dağıtırken, ben duvar örmüşüm
Sen cesaret dağıtırken, ben kilit vurmuşum
Yüce asaletine şu benliği boyun eğdirirken
Kulluğumu sana değil de kendime ispatlıyorum

Hatırlat bana… Kendinle tanıştır beni
Nasıl yalvarayım sana? Söylet beni
Derdim sensin, dermanım sen
Kaybettim kendimi… Aramalı mıyım yoksa kayıp mı gezmeli?

Dünya ahadiyetten kopup gelirken
Ayna mıyım suret miyim ben neyim?
Adem ile Havva vücut bulurken
Melek miyim şeytan mıyım ben neyim?

Rüzgar dalları Hu diye okşarken
Hurma kütüğü Muhammedini özlerken
Dalgalar kıyıya Aşk Aşk diye vururken
Özleyen miyim özlenen miyim, ben neyim

Mecnun Leylaya aşık olmuş
Leylayı görünce ikisi de yok olmuş
Geriye kalan sadece aşk olmuş
Bu aşkta aradaki yalan ben miyim?

Garibim, maşukumu arıyorum
Bulursam onda yok olmak istiyorum
Ah dönüp biraz da içime baksam
Bütün gönlümü sardığını görüyorum

Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 25 Ağustos 2014 10:27

Cevap: Ben Kimim?/Ali Parlak
 
KENDİNİ ARAYIŞ

Bir çift göz gökyüzüne doğru çevrilir
Uzaklara, çok uzaklara doğru
Kainatın diğer ucuna
Düşünür... Malum evrendeki en hızlı şey ışık değil düşüncedir...
Bir anda evrenin diğer ucuna uzanır.
Herşey ama herşey Allah Allah diye dönmektedir..

Kim döndürüyor alemi diye düşünür
Kendileri mi dönüyor?
Hayır hayır... Bütün bunları bir yapan var...
Zerreden külle kadar herşeyin yaratıcısı O'dur O... Allah ismiyle müsemma...

Güneşi çeviren, samanyolunu yayan, kelebeği dolaştıran, solucanı toprağa daldıran..
Simsiyah bir gecede, simsiyah bir taşın üzerindeki, simsiyah bir karıncanın, ayağını bile hareket ettiren Mevla...
Herşeyi O kadar mükemmellikte yaratıyor ki, hayran olmamak elde değil...
Küçücük minik gözler, kendine bakıyor bir de...
Duyuyor, konuşuyor, görüyor... Tıpkı O'nun gibi...
Ama ama diyor... Tüm alemleri çekip çeviren,
Beni niye bana bırakmış...
Benim herşeyimi de O yaratmıyor mu?
Gözler yorgun, kapanıyor... İçe dönüyor...

Kendini dinliyor bir müddet...
Duymayı, görmeyi, kısaca 5 duyusunu kaybetmiş gibi düşünüyor.
Bitkisel hayata giriyor bir müddet...
O da ne? Yine de ortada mevcut biri var...
Kendi içinden kendine sesleniyor...

Alemleri çekip çeviren benim.
Seni dahi çekip çeviren benim.
Namazını sen mi kılıyorsun sanıyorsun? İşte O benim...
Sen mi gördüğünü sanıyorsun? İşte O benim...
Sen mi konuştuğunu sanıyorsun? İşte O benim...
Ben senin herşeyinim... Tutan elinim... Gören gözünüm... Söyleyen dilinim.

Dehşete düşüyor o minik gözler...
Açıyor gözlerini...
Bakıyor etrafına.
Gördükleri biraz önce gördüklerine benzemiyor...
Kıyamet kopmuş artık. Bütün putlar yıkılmış...
Kendine bakıyor, göremiyor kendini...
Hiç bir şey eskisi gibi değil artık...
Her nereye baksa O'nu görüyor...
Bütün gözlerden bakan O.
Bütün gözlere bakan O

Her yerden sesler geliyor...
ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK...
Cevap veriyor seslere:
MEVLAM... MEVLAM... MEVLAM...
O ses içerden de sesleniyor...
ENEL HAK... ENEL HAK... ENEL HAK...
Cevap veriyor tekrar:
Kulunum, Rabbimsin, acizim, fakirim, her şeyim sensin...
Ben yokum, illa ki sen varsın...
SEN SEN SEN...



Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 25 Ağustos 2014 10:32

Cevap: Ben Kimim?/Ali Parlak
 
DERVİŞ VE ÇOBAN
Derler ki, bir çoban dağda koyunlarını otlatırken bir dervişe rastlar. Derviş kendinden geçmiş bir şekilde devamlı olarak ''Huuu Huuuu'' demektedir. Çoban yanına yaklaşır ve ''Selamünaleyküm'' der. Dervişin iki gözü iki çeşme, cevap verir. ''Huuuu''
Çoban sorar derviş cevap verir.
- Kardeş senin adın ne?
- Huuuu
- Senin bir ailen var mı?
- Huuuu
- Buralarda ne ararsın yalnız başına?
- Huuuu
- Ne yer ne içersin?
- Huuuu
- Kardeş sen Huuuu derken Allah mı demek istiyorsun?
Derviş sevgilisinin adını duyar duymaz bir titreme gelir, sarsılır bir şey diyemez bir an, sonra bir çığlık atar ve oracıkta canını verir...

Allah için can verenlere selam olsun...

SEN
Ey sonsuzluğun sahibi,
Sen ki; alemleri yaratansın,
Her şeyi kudret avucunda çekip çevirensin.
Sen ki; sizi ve fiillerinizi yaratan benim derken,
Ben kimim ki kendime varlık verip, ben yaptım derim.
Kulun olmak benim en büyük övüncemdir.

BEN
Hakikatım, HAK...
Mayam, Muhammed(sav)...
Esmam, Abdullah...
Ben mi?....
belki gölgedir, gölge sahibi hareket etmedikçe hareket etmeyen gölge...
şahit olmak için zuhura gelen, ortalarda var gibi görünen hayal...
kulluğumuzu göstereceğiz ki, varlığı bilinsin...
ademim ben...
yoklukum ben...
abd(kul), fakir, yoksul,...
hiçim ben...
sadece hiç...

HİÇ...


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ali Parlak 29 Ağustos 2014 16:18

Dil/Ali Parlak
 
DİL

Öyle bir dil ki kapalı kapılar ardında gizlenmiş,
Dişler ile çıkan kelimeleri yontmamız istenmiş,
Dudaklar ise ses geçirmez yalıtım kaplama,
Senin değerin hapsedilmiş bu iki kapı arkasına.

Dudak ve diş kapıları açılacak olursa şayet bir gün,
Edebten ayrılacak şekilde çıkmasın hiç bir sözün.
Belki kemiği yok dilinin ama kılıçtan kötü yaralarsın,
Efendimizin şefaatini istiyorsan diline hakim olmalısın.

Dil gibi harika bir nimet verilmiş insana,
Hayatın tadını alırsın ancak bu organınla.
Tatlı, tuzlu, acı, ekşi tadına varısın nimetlerin,
Bir de Allah derse eğer, değeri ölçülmez bu nimetin.

Yüce Mevla, ol emriyle yaratırken melekleri nurdan,
Cinleri alevden yaratmış, insanları ise topraktan.
Kelimlerden dahi canlılar yaratır ağızlardan çıkan.
Ölünce geri gelir, insanın kendi sözlerinden yaratılan.

Kabirde yoldaşın olur ağzından çıkandan yaratılan,
Bil ki sana huzur vermez kötü sözünden yaratılan.
Ya bir cehennem çukurudur ya da cennet bahçesi,
Tercih senin, kabir senin, söz senin, ağzından çıkan.

Dedi kodu, iftira, küfür, hakaret, aşağılama, hor görme,
Sakın ama sakın bu konularla ilgili sözler sakın söyleme,
Müslüman nefsine uyar belki ama yalan söylemez asla,
Kötü söz değil, Hak söz yakışır müslüman kişinin diline.

Kötü söyleyip incitiyorsa gönülleri kemiksiz organ,
Dünyadaki en kötü organ dildir uzak dur o insandan.
Konuştuğunda hep Hakkı söylüyorsa kemiksiz organ,
Dünyadaki en güzel organ dildir hayır vardır o insandan.




Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 29 Ağustos 2014 18:25

Cevap: İbadetleri Faize Yatırmak/Ali Parlak
 
Duayi not alicam hakkinizi helal edin

Beytül Ahzan 29 Ağustos 2014 18:51

Cevap: Dil/Ali Parlak
 
Rabbim kalbi ve dili bir olan kullarından eylesin bizleri ..
diliyle söylediğini kalbiyle ikrar edip, eylemiyle doğrulayan kullarından etsin ..

ALLAH razı olsun abi ..

Ali Parlak 29 Ağustos 2014 19:43

Cevap: Dil/Ali Parlak
 
Alıntı:

Beytül Ahzan Üyemizden Alıntı (Mesaj 351980)
Rabbim kalbi ve dili bir olan kullarından eylesin bizleri ..
diliyle söylediğini kalbiyle ikrar edip, eylemiyle doğrulayan kullarından etsin ..

ALLAH razı olsun abi ..

amin. Allah razı olsun...

Ali Parlak 29 Ağustos 2014 19:45

Cevap: İbadetleri Faize Yatırmak/Ali Parlak
 
Alıntı:

Allahın kulu_ Üyemizden Alıntı (Mesaj 351962)
Duayi not alicam hakkinizi helal edin


Helal olsun. Varsa bir hak helal olsun...

Biz düşmanlarımıza bile helal ettik kardeşlerimize mi helal etmeyeceğiz...

ademsevda 29 Ağustos 2014 19:46

Cevap: Dil/Ali Parlak
 
amin...inşallah

su damlası 29 Ağustos 2014 20:02

Cevap: Dil/Ali Parlak
 
Kötü söyleyip incitiyorsa gönülleri kemiksiz organ,
Dünyadaki en kötü organ dildir uzak dur o insandan.

Durmak istesekde duramayız bazen..ya yanı başımızdadır,yada karşımızda..
kırar kalbini ve gözüne baka baka dolanır,umursamaz hiç bir şeyi...

Neyse abim yüreğine sağlık,satırlara dalıp aşmıyım haddimi :)
kalamine kuvvet...

Ali Parlak 29 Ağustos 2014 22:11

Cevap: Dil/Ali Parlak
 
Alıntı:

su damlası Üyemizden Alıntı (Mesaj 351997)
Durmak istesekde duramayız bazen..ya yanı başımızdadır,yada karşımızda..
kırar kalbini ve gözüne baka baka dolanır,umursamaz hiç bir şeyi...

Biz ne bir meleğiz ne de bir peygamber...
Biz sadece bir beşeriz ve beşer gibi hareket ederiz...
Önemli olan kırdığımız gönülleri yapmaya çalışmak...
Yapamasak da en azından arkalarından hayır dua edebilmek...
En mutlu anında söz verme, öfkeliyken de karar verme demişler...
Öfke geldiğinde nefsi frenlemeye çalışmak da ibadettir.
Melekler insanın şeytanla mücadelesini kıskanır derler.
Kendimizi kaybederiz kaybetmesine de, şeytanla mücadeleyi de kaybetmeyelim.
Zalimin arkasından dua edelim.
Zalime dua olur mu? Olur.
Allah'tan, onu o kötü huyundan vazgeçirmesi için dua ederek...


Alıntı:

su damlası Üyemizden Alıntı (Mesaj 351997)
Neyse abim,satırlara dalıp aşmıyım haddimi :)
...

Estağfirullah. :):)
Haddi aşmak da ne demek. Bilakis her fikir zenginleştirir konuyu. Memnun olurum...

Ali Parlak 06 Eylül 2014 14:35

İlla Sen/Ali Parlak
 
İLLA SEN

Seni söyleyeceğim yine senin olan sözlerimde,
Gözlerim Seni Seninle seyrederken bakışlarımda,
Seni hissedeceğim yine senin olan dokunuşlarımda.
İlla Sen varsın Senin verdiğin her yaşanan ömürde.

Sadece Sen kalacaksın ama bunu kimse bilmeyecek,
Ve kimseler görmeyecek Seni, Senden başka...
Sen göreceksin, Sen duyacaksın, Sen söyleyeceksin
Ve kimseler olmayacak yalnızlığında, Senden başka

Bazen uyuyacak, bazen uyanacaksın benimle,
Bakacaksın alemlerine ben dediğim Seninle...
Dalıp gideceksin kendi hayallerine benimle.
Ama ben olmayacağım bu bakışlarında... İlla Sen...

Hatıralarım hep Seninle olacak...
Seni özleyeceğim Seninle...
Seni arzulayacağım Seninle...
Seni Senden isteyeceğim yine Seninle...

Anlatılmaz ki nasıl anlatayım,
Söylenmez ki nasıl söyleyim;
Kendimden bile gizleyeceğim.
Kalbimde saklayacağım Seni.

Gizli bir hazine olarak kalacaksın,
Ezelden ebede sadece Senin bildiğin.
Ebediyete kadar gönlünde gönlümde.
Seninle, sadece SEN olarak.

Ali Parlak
www.Medineweb.net

GÖKCEN_AZRA 06 Eylül 2014 21:35

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
Alıntı:

Ali Parlak Üyemizden Alıntı (Mesaj 353366)
Anlatılmaz ki nasıl anlatayım,
Söylenmez ki nasıl söyleyim;
Kendimden bile gizleyeceğim.
Kalbimde saklayacağım Seni.

Gizli bir hazine olarak kalacaksın,
Ezelden ebede sadece Senin bildiğin.
Ebediyete kadar gönlünde gönlümde.
Seninle, sadece SEN olarak.

ArO*
yazanın kalemine,
bu duyguları yaşatıp da yazdıranın yüreğine sağlık...
alkış000

su damlası 15 Eylül 2014 14:52

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
Bu satırlar bana mevlanın sözünü hatırlattı abim..Paylaşmak isterim..

İlla ki birini seveceksen, dışını değil içini seveceksin!...Gördüğünü herkes sever ama, sen göremediklerini seveceksin... Sözde değil özde aşk istiyorsan şayet; ten'e değil, can'a değeceksin....!
MEVLANA

Yüreğine sağlık abim ..Her zaman ki gibi süper...

Ali Parlak 16 Eylül 2014 12:42

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
Alıntı:

GÜLNİHAL2 Üyemizden Alıntı (Mesaj 353480)
ArO*
yazanın kalemine,
bu duyguları yaşatıp da yazdıranın yüreğine sağlık...alkış000


Eyvallah...ArO*




Alıntı:

su damlası Üyemizden Alıntı (Mesaj 354655)
Bu satırlar bana mevlanın sözünü hatırlattı abim..Paylaşmak isterim..


İlla ki birini seveceksen, dışını değil içini seveceksin!...Gördüğünü herkes sever ama, sen göremediklerini seveceksin... Sözde değil özde aşk istiyorsan şayet; ten'e değil, can'a değeceksin....!
MEVLANA



Yüreğine sağlık abim ..Her zaman ki gibi süper...

Eyvallah...ArO*



Sev birini ki dışını değil içi olsun. Çünkü insanın içi Mevla'ya bakar.
Herkes gördüğünü sever. Sen Mevla'yı görmeden sev. Gördükten sonra herkes sever. Marifet görmeden sevmekte.
Özde aşk istiyorsan Ten'e değil can'a değeceksin. Çünkü can ile biz de can buluruz. Çünkü O(cc) Hay'dır ve her nefs O'nun nefesiyle can bulmuştur. Yani her can O'nun nefesidir aslında... Ruhundan ruh üflemiş canlara, canlar can bulsunlar diye...

:):)

Huuuu...

ali70 22 Eylül 2014 12:54

Cevap: İbadetleri Faize Yatırmak/Ali Parlak
 
Aşıksan eğer, aşkınla alacak verecek işin olmamalı...

Leyla yemek dağıtmaktadır. Herkes kuyruğa geçmiştir. Mecnun da geçiverir kuyruğun sonuna... Yemeğini alan bir köşeye geçip karnını doyurmakla meşgul... Sıra Mecnun'a gelir.
Ama Leyla Mecnun'unun tabağına yemek koymaz. Kepçeyle Mecnun'un tabağına şöyle bir dokunur:
- Tık tık...
Mecnun sevinçten dört köşedir. Mecnun işte... Deli desen deli... Mecnun. Sorarlar:
- Ya hu herkesin tabağına yemek koyarken sana bir şey vermedi ki. Sen hava aldın... Bunun neyine sevinirsin?
Mecnun dört köşe:
- Ya bana da size verdiğinden mi verseydi? Ben farklıyım. Herkesin aldığından almam. Bana verilen o iki ''tık tık''ı kimseyle değişmem.

Aslında alınacak çok dersler var bu kıssa da...
Bir tanesini şöyle özetleyim:

Allah'ın bize verdiklerine bakıp, sevinip şükretmek gerek. Başkalarına verilenlere aldanmamak, onların elindekiler için iç geçirmemek gerek...
Bana da onlara verilenlerin aynısı verilseydi ne yapardım. Benim ki özel. Rabbim verdiyse ki O verdi.. Bu bana özel...
Deyip sevinmek gerek...

Aaaaahhh ah... Neyse...

Ali Parlak 08 Ekim 2014 23:14

Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
HAYROLA HACI NEYİ BEĞENMEDİN?

Hacının birisi Kabe'yi zikirlerle dolanmaktadır. Bir de bakar ki bir başka hacı yanından geçiyor. Çok dikkatini çekmiş. Çünkü yanından geçen hacının rengi çok siyahtır. İlk kez bu derece siyah birini görmüştür. Bakar bakar. Kim bilir aklından neler geçer?
Aklından geçenleri bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var.
O çok siyah renkte olan hacı döner ve bizim hacıya şöyle der:

- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?

Bizim hacı birden irkilir. Bu sözler kulağında yankılanır...
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?
- Hayrola hacım... Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?

Nihayet kendine geldiğinde bakar ki diğer hacı kaybolmuş kalabalık arasında...

Bazen diyorum ki, beğenmediğimiz durumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Bazen öyle tepkiler veriyoruz ki... Verdiğimiz tepkilerden kendimiz bile sonraları pişmanlıklar içinde kalıyoruz. Çünkü boyayı seçen de O, boyacı da O... Kimi eleştiriyorsun, seni yaratanı mı? Sen O'ndan daha mı güzel ve iyi biliyorsun?

Halbuki her beğenmediğimiz şeyde şu soruyu kendimize sorsak:
Boyayı mı beğenmedin, boyacıyı mı?

Sonra desek ki:
Allah'tan daha güzel boya vuran mı var?

Benim boğazım düğümlendi dostlar... Yazının devamını sizlerin tefekkürüne bırakıyorum...




Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 09 Ekim 2014 00:27

Cevap: Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
Ne guzel soylemis mubarek ben hissemi aldim gercektende :(

ali70 09 Ekim 2014 18:46

Cevap: Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
YİNE HACI ANILARINDAN

Bizim hacılardan biri Medine'de Mescidi Nebevi'dedir. Bir duvar dibinde uyuyan birini görür. Adam uzatmış ayaklarını kıbleye doğru uyuyor.
Bizimki ayaklarına şöyle bir tekme atmış. ''Topla ayaklarını, saygısızlık yapma'' diye de uyarmış. Uyuyan adam ses etmemiş ama bizimki az öteye geçerek namazını kılıp bir direğe yaslanmış. Tesbih çekeyim derken üzerine bir ağırlık... İçi geçmiş ve uyuyakalmış.
Rüyasında peygamber efendimizin bulunduğu odanın kapısı açılmış ve içinden 4 kişi çıkmış. Hemen tahmin etmiş zaten. Biri efendimiz, diğer ikisi de arkadaşları... Dördüncü diğer kişi de az önce tekmelediği duvar dibinde uyuyan adam... Bir şeyler konuşmuşlar... Derken peygamber efendimiz bunu çağırmış.
Gitmiş yanlarına... Efendimiz buyurmuş:
- Bak bu kardeşin senden şikayetçi. Onu tekmelemişsin...
Bizim hacı çok pişman olmuş... ''Efendim'' demiş... ''Kötü bir niyetim yoktu.'' ''Sadece size saygısızlık olmasın diye ayaklarını toplamasını istedim. Özür dilerim.'' demiş...
Peygamber efendimiz dönmüş adama:
- Bak niyeti kötü değilmiş...
Adam da efendimize:
- Efendim madem niyeti kötü değilmiş. Ben de affettim. Hakkımı helal ediyorum...
Musafaha, kucaklaşma, helalleşme... Derken adam nefes nefese uyanmış. Kalbi küt küt atıyor. Etrafına bakmış kimse yok. Az ileri bakmış, ayaklarını tekmelediği adam hala orada yatıyor...
Hemen yanına varmış. Adamın ellerine yapışmak istemiş. Adamın verdiği cevap:
- Ya kardeşim git başımdan. Beni rahatsız edip durma. Az önce helalleştik ya...
Az önce helalleştik ya...
Az önce helalleştik ya...
Az önce helalleştik ya...
Az önce helalleştik ya...


Diyeceğim o ki, kimde neler var bilemezsiniz. Atalarımız boşuna mı demişler:
Her günü Kadir, her geleni Hızır bil diye...
Beğenmediğiniz birisi iyilerden biri olur da, pişmanlığınıza doymazsınız...

Unutmayın... Beğenmediğinizi de Allah yarattı... Bir gün öyle bir söz edersiniz de, Allah'ın gücüne gidiverir. Ondan sonra da başınıza geleceklere hiç sitem etmeyin...

Peygamber efendimiz buyurmuş ya:
Başınıza gelmedikçe ölmezsiniz...

Allahın kulu_ 09 Ekim 2014 19:15

Cevap: Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
Aman yarabbi iliklerime kadar isledi:(

su damlası 09 Ekim 2014 19:37

Cevap: Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
Unutmayın... Beğenmediğinizi de Allah yarattı... Bir gün öyle bir söz edersiniz de, Allah'ın gücüne gidiverir. Ondan sonra da başınıza geleceklere hiç sitem etmeyin...

Peygamber efendimiz buyurmuş ya:
Başınıza gelmedikçe ölmezsiniz...

kalp kırmayı çok iyi biliyoruz ama onarmayı asla :(
Abim emeğine yüreğine sağlık..konu yine tefekkür yüklüydü alınması gereken dersi alanlardan oluruz inşaALLAH..
Allah razı olsun...

ali70 09 Ekim 2014 22:26

Cevap: Hayrola Hacı Neyi Beğenmedin/Ali Parlak
 
Alıntı:

Allahın kulu_ Üyemizden Alıntı (Mesaj 356919)
Aman yarabbi iliklerime kadar isledi:(

Ne mutlu size...


Alıntı:

su damlası Üyemizden Alıntı (Mesaj 356924)
kalp kırmayı çok iyi biliyoruz ama onarmayı asla :(
Abim emeğine yüreğine sağlık..konu yine tefekkür yüklüydü alınması gereken dersi alanlardan oluruz inşaALLAH..
Allah razı olsun...

İnşallah ders alanlardan oluruz. Allah sizden de razı olsun...

Ali Parlak 12 Ekim 2014 20:02

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
SEN
Bilinmek için alemleri yaratan Zahirsin Sen.
Zatını kendinden bile gizleyen Batınsın Sen.
Biz Seni hakkıyla nasıl bilelim Allahım?
Habibin bile Seni hakkıyla bilemedim derken.

Senindir alemler, Senindir mülk, Senindir canlar,
Onun için huzurunda saygı ile eğilir tüm başlar.
Etimiz, kanımız, kemiğimiz, kısaca her şeyimiz,
Huzurunda haşyet ve tezellül ile rahmetini bekler.

Gökyüzüne yükselir su, güneşi görünce,
Sonra yağmur olur yağar rahmeti görünce.
Aşkının ateşi sararsa bir kulunu,
Kanat açarak uçar Sana doğru sevgiyle.

Rahmetin ile tüm alemler aydınlanır nurun ile coşar.
Hayat sahibisin, varlığın ölü bedenlere can sunar.
Ruhundan ruh üflediğin canları Senin affın sararsa,
Din günü senin ile coşar, Senin ile gül olur açar.

Ruhundan ruh üfledin hayat verdin bizlere,
Senin ile hayat bulduk ebedi mülkünde,
Senden gelir ve yine sana döneriz Senin hükmünde,
Hayat bulur ve ölürüz Seninle ve yine Sende.


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 12 Ekim 2014 20:06

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
Bilinmek için alemleri yaratan Zahirsin Sen.
Zatını kendinden bile gizleyen Batınsın Sen.
ALLAH c.c razı olsun

Ali Parlak 01 Kasım 2014 19:45

Cevap: Oku/Ali Parlak
 
OKU KİTABINI... NASIL MI? BUYRUN BİR DE BÖYLE DENEYİN
"Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak öz benliğin yeter." (İsra Suresi 14)
''Oku. Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir kan pıhtısından yarattı.'' (Alak Suresi 1-2)
Peki, neyi okuyacağız? Elbette ki kendi kitabımızı okuyacağız.
Ahiret günü gelmeden kendi kitabımızı okuyabilir miyiz ki? Tabiki de okuyabiliriz.
Nasıl mı? Kendi hayatımıza bakarak. Çünkü yaşadığımız hayat, bizim kendi kitabımızın ta kendisi…
Kendi kitabımızın sağ elimizden verilmesi için ne yapacağız? Yaşayan bir Kur’an olarak veya olmaya çalışarak hayat süreceğiz… Çünkü bize ahirette ancak Kur’an şefaat edebilir. Eğer biz Kur’an olabilirsek, kurtulduk demektir. Peygamber efendimizin şefaatini soruyorsanız hemen söyleyim; o yaşayan bir Kur’an’dı zaten. E biz ne dedik? Bize ancak Kur’an şefaat edebilir…

Bu konuyu biraz daha açalım… O gün herkese kendi kitabı verilir. Kitabı sağından verilenlere ne mutlu. Kitabı solundan verilenlere ise ne yazık.
Aslında herkesin kendi hayatı, ahirette eline tutuşturulacak kendi kitabıdır. O gün okuyacağız, doğru mu yaptık yanlış mı diye.
Peki, o günkü kitabın doğruluğunu şimdi bilemez miyiz? Elbette ki bilebiliriz. Kendi kitabımızı o gün gelmeden okuyabiliriz. Çünkü kalem biziz. Ve kendi kitabımızı, kendi ellerimizle, kendimiz yazıyoruz. Hayatımız.

Her insan bir film senaristidir. Başrolünü kendimizin oynadığı bu filmin senaryosunu yine kendimiz yazıyoruz. Bu senaryoyu ve çevirdiğimiz filmi ahirette tekrar seyredeceğiz. Melekler, ahiret gününde kendi senaryomuzu elimize tutuşturduklarında, ‘’oku kitabını’’ diyecekler. ‘’Bunu sen yazdın ve sen oynadın, sonuçlarına katlanmak da sana düşer.''diyecekler.
Nasıl mı? Yaptığımız seçimlerimizle. Yaşadığımız hayatla. Çünkü bu hayat bizim kendi ellerimizle işlediklerimizdir. Kalem biziz. Kaderi kendimiz yazıyoruz. Onun için kimseyi suçlayamayız. Biz yazıyoruz ve bizim için yaratılıyor.
O gün gelmeden de insan kendi kitabını okuyabilir. Bakın hayatınıza yeter. Ahiret günü gelip te kitabımız elimize tutuşturulmadan, daha dünyadayken okumalıyız bu kitabı. Çünkü ancak bu dünyada iken değiştirme imkanımız var. Ahirete gidince değiştiremeyiz.

Kalem bu bedendir. Ölüm ile ruhun bedenden çıktığı gün bu kalemi kaybederiz. Artık geri dönüş te olmaz. Hataları düzeltmek için elimize çok güzel bir TÖVBE SİLGİSİ verilmiş. Lütfen bu silgiyi bol bol kullanalım. Gelmiş ve gelecek tüm günahları affedildiği halde Peygamber efendimiz(sav) bile bu silgiyi günde 70 kez kullanıyordu.
Okuyalım hayatımızı. Eğer düzgün okuyabilirsek, yanlış giden yerleri tövbe silgisiyle düzeltebiliriz ve senaryomuzu değiştirme imkanımız olabilir. Kitabımızı okumadan, akıbetimize bir çeki düzen(Kur’an’a göre) veremezsek, o gün geldiğinde ah vahlar içinde kalırız. Ve deriz ki, ‘’Ey Rabbim, bizi dünyaya geri gönder de iyilerden olalım.’’
Neden mi? Çünkü;
’İnsana kendi elleriyle işlediklerinden başkası yoktur.’’
O halde şu anda kendi ellerimizle işlediğimiz hayata Kur’an çizgisinde yön verelim. Çünkü bu kitap, ahirette elimize tutuşturulacak olan bizim kendi kitabımızdır.

Doğumdan itibaren kendi hayatınızı gözden geçirin. Sonra da o hayatın Kur’an-ı Kerim ile uyumuna bir bakın. Eğer Kur’an’a paralel bir hayatsa, hayatınız yaşayan bir Kur’an olduysa, ne mutlu sizlere. Kendi kitabınız sağ elinize tutuşturulur. Ve ahiret günü de yüzünüz ak bir şekilde, utanılmayacak bir hayat sürdüğünüz(yani güzel bir kitap yazdığınız) için de, huzur içinde kendi kitabınızı okursunuz.
İşte Kur’an-ı Kerim bunun için var. Bunun için gönderildi bize. Kendi kitabımız ona(Kur’an’a) benzesin diye… Belki tam bilemeyebiliriz diye de yaşayan bir örnek gönderildi. Peygamber efendimiz(sav).
Hz. Ayşe annemize, peygamber efendimiz(sav) nasıl birisiydi diye sorduklarında: ‘’O yürüyen bir Kur’an’dı’’ cevabını vermişti.

İşte biz de kendi kitabımızın sağ elimizden verilmesini istiyorsak, ahiret günü kendi kitabımızı okurken şekilden şekile girmek istemiyorsak, yürüyen bir Kur’an olmalıyız. Çünkü o gün ‘’oku kitabını’’ diye elimize tutuşturdukları, bizim bu dünya hayatımızdan başkası değildir.

Rabbimiz bize ’’İşte bunun gibi olun’’ diye Kur’an-ı Kerim’i gönderdi. O gün yüzler ancak Kur’an okuyunca parlar. Eğer kendi hayatınızı Kur’an çizgisiyle yazmışsanız, ne mutlu size…

Hz. Ali(ra) efendimiz, ‘’Kur’an ve insan iki ikizdir.’’ diye buyurmuştur. Demek ki Kur’an bizim ikizimizdir. İkizler arasında farklılıklar olsa da, dışarıdan bakınca aynı görülür. İkizler birbirine genellikle karıştırılır.
İşte, birisi size baktığı zaman Allah’ı hatırlıyorsa, Kur’an’ı hatırlıyorsa, demek ki Kur’an’la ikiz olmanın hakkını veriyorsunuz demektir. Sahi sizin ikizinizle aranız nasıl?

Rabbim hayatımızı Kur’an’a göre yön verenlerden eylesin. Çünkü Kur’an’la bir olmak, ahirette okuyacağımız kendi kitabımızdan utanmayacağımız anlamına gelir.

Allah yardımcımız olsun.


Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

ali70 01 Kasım 2014 21:50

Cevap: İlla Sen/Ali Parlak
 
SADECE SEN


İçimde bir hazine var biliyorum, ta yüreğimde saklı,
Ne kadar çalıştımsa açamadım bu gömünün kapısını.
Hazinenin mührü ise sadece senin elinde Allahım,
Aç artık gönlümün mührünü aç ey yüce Sultanım...

Yaratılan her ne varsa batın ve zahir sonsuz alemlerinde,
Her şey yolculuğa çıkmış hiçliğe doğru ebedi mülkünde,

Eşsizsin... Vahitsin... Ehad'sın... Sonsuzluğun sahibisin...
Yaratıldığı andan itibaren, kulların hiçlikte, Senin seyrinde.

Ben dedim... Sustum... Renkleri seyran ettim kesretten...
Sen ki bilinmek için kesreti yarattın Vahdetten.
Deniz dalgalandı, sonlu çokluklar oluştu, kün emrini duyunca,
Zuhura çıktık emrinle, kulluk için, seni seyrederiz gözlerinden.

Sen dedim... Sustum... Kendimi seyran ettim vahdetten...

Enfüste yok oldum, bir oldum, Sensin sadece seyreden,
Afakta farktayım kulluğumu Senin sayende yaparım...
Aman Allahım, her işimi yapan Sensin, neredeyim ben?

Bir ben var içimde, gizlemiş benim ile kendini,
Söylenmez ki bu, nasıl söylesem ben Sana Seni,

Sen dedim... Sustum... Seni kendimden de gizledim.
Sadece Sen bilirsin Sendeki Seni Senden içeri.

Ama biliyorum ki... Ben derken bile hep sen vardın.
Mülk Senin, hüküm Senin, İlla olarak hep Sen vardın.
Sen benim gizli öznemsin, ben derken de sen varsın.

Ben aslında hep tevhiddeki La idim La olarak kaldım.
Sadece SEN... İlla Hu...


Ali Parlak

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


SAAT: 03:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320