![]() |
Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Bilindiği üzere son günlerde gündemde ilk sırayı Ak Saray alıyor. Her zaman olduğu gibi bu konuda da yine hakkaniyet çerçevesinde dile getirilecek eleştirilere ihtiyaç var. Ülkemizde milyonlarca işsiz ve yoksul bulunuyor. Buna karşın dinî anlayışlarını Emevî ölçütlerine göre belirleyenler, Muaviye’den daha ileri bir anlayışla var olan sosyal ve ekonomik adaletsizliği görmezden geliyorlar. İktidara geldikleri ilk dönemde milletvekili lojmanlarını ve araçlarını devlet hazinesine kazandırma gayesi güdenler, bugün tarihte Yeşil Saray -bazı rivayetlerde ise Kasr-ı Beyza/Beyaz Saray- olarak anılan Kayservari -veya Kisravari- yönetim merkezine taş çıkartacak Ak Saray’ı inşa etmekten gurur duyuyorlar. Elbette bu bir ihtiyaç(!) onlara göre. Şimdi tarihte kısa bir yolculuk yaparak, günümüzde iktidarın büyüsüne kapılmış bazı Müslümanların “romantik örnekler”, “uç misaller” veya “hayatın gerçekleriyle örtüşmeyen ütopik yaklaşımlar” olarak gördüğü, bazılarının ise te’vil etmeye çalıştığı benzer yaşanmışlıklara bakalım. I Muaviye büyük bir hata yaparak, dönemin sermayedarlarını, zenginlerini ve yöneticileri diline dolayan Ebu Zer’e sorar: “Sarayımı nasıl buldun?” Ebu Zer cevap verir: “Eğer Beytu’l-Mal’den yaptırdıysan haramdır, yok kendi servetin ile yaptırdıysan nerden buldun, vallahi israftır, infak ihtiyaç fazlasını kardeşine dağıtmaktır.” Ardından Tevbe Suresi’nin 34. Ayetini okur: “Siz ey imana erişenler! Bilin ki, hahamların ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızca yiyip yutuyor ve (onları) Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Fakat bütün o altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele.” Ali Şeriati’nin ifadesiyle “İslam tarihinin en kötü yorumcusu” olan Muaviye, kendince işin içinden sıyrılmaya çalışır: “Burada hahamlardan ve rahiplerden bahsediliyor, bu ayet beni kapsamaz.” Ebu Zer cevabı yapıştırır: “Her kim altın ve gümüşü biriktirip de muhtaçlar için harcamazsa, rahip de, haham da odur. Dolayısıyla bu ümmetin rahibi de, hahamı da sensin!” Bu eleştiriler Muaviye’nin Ebu Zer’e karşı duyduğu kin ve nefreti daha da artırmış, onun Rebeze’ye sürgün edilmesini hızlandırmıştır. İktidar hırsı, mala-mülke tamah etmek, insanı insanlıktan çıkarmaya yeter de artar bile. Komşu ülkelerde süren emperyalist savaş, milyonlarca insanı mülteci durumuna düşürdü, ailelerin dağılmasına sebebiyet verdi. Hem işsiz ve yoksul insanlarımız hem de ülkemize sığınan mültecilere daha iyi şartlar sağlanması gerekirken şaşaalı saraylar inşa edenlerin ebedileşme arzusu içinde olduklarını söylersek yanlış yapmış olmayız. Kur’an sorar: “Ebedi kalacakmışsınız gibi birtakım muhteşem yapılar mı ediniyorsunuz?” (Şuara: 129) II Hiç şüphesiz İslam tarihi ebedileşme arzusuyla nereden gelip nereye gittiklerini unutarak Karunlaşanlarla milletin hizmetkârları arasındaki farkı ortaya koyan sayısız örneklerle doludur. Milleti merkeze alan söylemler, kendilerini müstağni görenlerin kullandıkları bir maskedir çoğu zaman. Bir yanda saraycılar, diğer yanda ise kendilerini halka bir parça kumaşın hesabını dahi vermek zorunda hissedenler vardır. İran seferi, Ömer’in hilâfeti zamanında yapılmış ve bol miktarda ganimet elde edilmişti. Ganimetler arasında kıymetli kumaşlar da vardı. Harpten dönüldükten sonra kumaş vs. gibi ganimetler ashab arasında dağıtılmış ve herkes hissesine düşeni almıştı. Ömer, kendi hissesine düşen kumaş ile oğlu Abdullah’ın hissesine düşen kumaşı birleştirerek kendisine bir hırka diktirir. Bir Cuma günü üzerindeki yeni hırkasıyla hutbe irad eder: “Ey Mü’minler! Beni dinleyin ve bana itaat edin! …” Ashabtan biri halifenin sözünü keserek konuşmaya başlar: “Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Nasıl oluyor da sen kendine elbise diktirebilecek miktarda kumaş alabiliyorsun!” Ömer adamın konuşmasını dinledikten sonra oğlu Abdullah’a seslenir: “Ey Ömer’in oğlu, kalk cevap ver! Abdullah b. Ömer ayağa kalkıp konuşur: “Allah’a yemin ederim ki, babamın üzerindeki kumaşın yarısı benim hisseme düşen kumaştır. Babam ikimizinkini birleştirdikten sonra elbise yaptı.” Ömer’in oğlunu dinleyen sahabe tekrar ayağa kalkar: “Ya Ömer, şimdi konuş; hem seni dinliyor hem de sana itaat ediyoruz.” Ömer, ancak bu hesap sorma-hesap verme işinden sonra hutbesini okumaya devam eder. Masal değil, tarihi gerçekler bunlar. Asıl mesele, Müslümanların bu yaşanmışlıklardan ders almaya niyetlerinin olup olmadığı. Ülkemizin yöneticileri, haktan, adaletten, eşitlikten bahsetmeden önce halkın alın teriyle, halkın malıyla kendilerine sağladıkları konforun hesabını Allah’a nasıl vereceklerini düşünmeliler. Mevlüt Hönül [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… eywallah... Ey Muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan, israftır ve eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir!” |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… “Burada hahamlardan ve rahiplerden bahsediliyor, bu ayet beni kapsamaz.” Ebu Zer cevabı yapıştırır: “Her kim altın ve gümüşü biriktirip de muhtaçlar için harcamazsa, rahip de, haham da odur. Dolayısıyla bu ümmetin rahibi de, hahamı da sensin!” Bir yanda saraycılar, diğer yanda ise kendilerini halka bir parça kumaşın hesabını dahi vermek zorunda hissedenler vardır. ellerinize sağlık hocam..çok güzel bir makale:) |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… “Eğer Beytu’l-Mal’den yaptırdıysan haramdır, yok kendi servetin ile yaptırdıysan nerden buldun, vallahi israftır, infak ihtiyaç fazlasını kardeşine dağıtmaktır.” İSRAFTIR. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Allah razı olsun. Halkın yöneticiye hesap sorması????? olması gereken bu ama ????? “Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Nasıl oluyor da sen kendine elbise diktirebilecek miktarda kumaş alabiliyorsun!” |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Sayın müellif, öncelikle hissiyatımıza terceman olan bu yazınızdan dolayı teşekkür ederim. Saniyen, ölçü ne olmalı, bunu da belirtirseniz sevinirim. Zira kamuya ait birçok bina vs. yapılmış ve yapılmakta. Bunlar da toplanan vergilerle yapılıyor elbette. Buna sosyal tesis, lojman vs. gibi sınırlı sayıda kullanıcıya hitab eden yapıları da dahil edelim. Netice itibariyle İslam'da kamu harcamalarında müsaade sınırı nedir. Gerekçesi nedir? Bir Müslüman bu konuya nasıl yaklaşmalı? Şimdiden teşekkür ederim. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Alıntı:
İslam'da kamu harcamalarında esas israf anlayışı ile hareketlerden sakınma İTİDAL'dir. İsraftan daha ileri bir anlam taşıyan (Tebriz) Döküp/Saçıp savurma gereksiz harcama anlamında kullanılan bir kavramdır. Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.- Çünkü savurganlar; harcamalarında ölçü gözetmeyenler, şeytanın kardeşleridir ve şeytan da Rabbine karşı son derece nankördür. (İsra 26-27) Ayeti Kerime'de TEBRİZ Kavramı ve ölçü emri mevcuttur. Hayır, işlerinde hakkı ile verilme haricinde kalan harcamalar savurganlıktır ölçüyü kaçırmaktır. İslam tarihinden bir örnek Devlet harcamalarında insanların emeklerinden elde edilen kazançlarda bir nevi ne demek istediğimi izah edecektir. İmam Ali'nin (a.s) Kardeşi Akil'in Beytül maldan haksız mal talebi İmamın bunu herkesin hakkını yeme görmesi mevzuu. Halife Ömer'in Devlet işleri ile kendi şahsi işlerinde hakkaniyete riayet etmesi. Beytül Maldan dağıtılan elbiselik kumaşın Halife Ömer’e bir elbiselik çıkarmayacak kadar olması Sahabenin itirazı Oğlu Abdurrahmanın olayı izahı ve itaat kültürü. İslam’da kamu harcamalarında esas Hayır üzere dahi olsa İTİDAL’dir dengedir. Bugünkü iktidar sahipleri mazlumları yoksulları yetimleri düşünmeleri bir yana daha ne kadar sömürebiliriz zulmü ile hareket etmektedirler. Kurani bir kavram olan İTAAT Edilmesi gerekenler ile İTAAT Edilmemesi gerekenler bir birinden ayrılmıştır. Yakın bir zamandan örnek verelim: Ölüler üzerinden kendilerine pay çıkarma hastalığına müptela olmuş bir ülkede yaşıyoruz Süleyman Şah’ın kemiklerini getirmek adına gereksiz yapılan harcama ölüyü kurtaralım derken Bir cana mal oldu . İşte ölçüsüz Adaletsiz ilkeler ile hareketin sonucu bu. Allah Resulü Muhammed’in (a.s) vefatından sonra ilk dört Halife'den sonra KİSRA Anlayışı İslam adına hükmettiklerini zanneden iktidar sahiplerini esir almıştır. Günümüz iktidarları zalim ataları Muaviye’nin yoldaşları ve devamıdırlar. Diyanet denen kurum Hutbelerde İsrafı anlatır iken Milyonlar ile ifade edilen araca binmekten geri durmamaktadır. Al birini vur ötekine. Ebu Zer’in davası bugünkü kisra anlayışın oluşmaması adına idi. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Kıymetli Yitiksevda; Prensipler bağlamında anlattıklarınıza aynen katılıyorum. Sadece Süleymanşah Türbesi konusunda bir itirazım var oda şöyle ki; Burası uluslararası anlaşmalarla tescillenmiş vatan toprağıdır. Dolayısıyla vatan toprağını savunmanın, mümkünatı yoksa savunulabilir bir yere konuşlandırmanın dinde bir yeri olsa gerek. Üzerindeki türbe meselesi ise apayrı bir konu. Ve kesinlikle haklısınız o konuda. Ancak daha somut örnekler üzerinden gidelim. (Çünkü ben de kamu çalışanıyım ve hep kafamda bir soru işareti) Mesela mevcut valilik binası, ya da belediye binası veya adalet sarayı israf kapsamında mıdır? Bina konusunda ölçü nedir? Kat mıdır? Ebat mıdır? Hangi güçteki bir devletin hangi ebatta ya da maliyette kamu binası kurma hakkı vardır? Kamuya hizmet eden yol, kavşak, tren, tünel vs. bunların ihtiyacı karşılayacak düzeyde olması şartıyla hizmet olduğu ve israf olmayacağı aşikar. Ancak bu işleri görecek kamu görevlileri için yapılan binalar, tahsis edilen araçlar, verilen cep telefonları ve hatları.. lojmanlar.. sosyal tesisler.. ki bunlardan sadece o kurumda olanlar ya da akrabaları faydalanmakta.. Burada ölçü nedir? Asrı saadet dönemi ile şimdiki zamanlar arasında kıyaslanacak ve kıyaslanamayacak sosyal ve kurumsal yapılar var. Mesela o dönemde toplumda yaşayan her fert savaş zamanı sefere giden asker, barış zamanı çiftçi, tüccar, zenaatkar vs. idi. Okullar, hastaneler vs gibi devlet eliyle yapılan kurumlar yoktu. Ama şimdilerde askerlik bir iş, öğretmenlik, sağlık, hukuk, mühendislik vs.. ve bunların kurumları var. Bunların işletme, sürdürülebilirlik maliyetleri var. Ve bunlar ya vergiyle, ya da borçlanmayla karşılanıyor -ki borçlar da nihayetinde vergi ile kapatılmaya çalışılıyor- Bu konudaki görüşlerinizi de yazarsanız faideli olur kanaatindeyim. Bilgisi olan herkesin de paylaşmasını isterim. Selam ve dua ile. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Prensipler bağlamında anlattıklarınıza aynen katılıyorum. Sadece Süleymanşah Türbesi konusunda bir itirazım var oda şöyle ki; Burası uluslararası anlaşmalarla tescillenmiş vatan toprağıdır. Dolayısıyla vatan toprağını savunmanın, mümkünatı yoksa savunulabilir bir yere konuşlandırmanın dinde bir yeri olsa gerek. Elbette savunulması gereklidir. Üzerindeki türbe meselesi ise apayrı bir konu. Ve kesinlikle haklısınız o konuda. Ancak daha somut örnekler üzerinden gidelim. (Çünkü ben de kamu çalışanıyım ve hep kafamda bir soru işareti) Mesela mevcut valilik binası, ya da belediye binası veya adalet sarayı israf kapsamında mıdır? Bina konusunda ölçü nedir? Kat mıdır? Ebat mıdır? Hangi güçteki bir devletin hangi ebatta ya da maliyette kamu binası kurma hakkı vardır? Kamuya hizmet eden yol, kavşak, tren, tünel vs. bunların ihtiyacı karşılayacak düzeyde olması şartıyla hizmet olduğu ve israf olmayacağı aşikar. Ancak bu işleri görecek kamu görevlileri için yapılan binalar, tahsis edilen araçlar, verilen cep telefonları ve hatları.. lojmanlar.. sosyal tesisler.. ki bunlardan sadece o kurumda olanlar ya da akrabaları faydalanmakta.. Burada ölçü nedir? İslam Beytül Malda toplanan zekatın Sekiz sınıfa kullanımı Kuranla emreder Devlet işlerinde kullanmaya müsade etmez. Cimrilerin zekatı 40/1 dir İslamda zekat sınırı infak ile belirlenmiştir. Devlet harcamalarında günümüz şaşaalı yapıları araçları ve benzeri İslami ölçüler ile değildir İsraftır/Haramdır. Elbette devlete ait kurumlar olacak ama gereğinden fazla gösteriş imaret İnsanların hakkına tecavüzdür. Ülkemizde milyonlarca aç,yoksul,borçlu, banka köleleri azat edilmesi gerekir iken bu gücü farklı alanlarda kullanmak yanlıştır. Sosyal düzeni oluşturması gereken bir devlet anlayışı günümüzde insanları daha ne kadar sömürebilirim anlayışı ile hareket etmektedir. Sözde Milletin vekili gözüken özde hırsızlığı meslek edinenler çalmasınlar bizede yeter devlete de. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Ali Hocam sizinde bu konuda fikrinizi öğrenmek istiyorum rica etsem. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Hocam güzel tespitleriniz var. Yorum yapmamam katılmadığım anlamına gelmesin. Söylenmesi gerekenleri söylemişsiniz zaten...evet000 |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Zühdlüğe, Beytül mala, İslami şuurdaki insanların yöneticilerin israftan kaçınması konularına hem fikirim. Ama konuyu çok farklı noktalara çekiyorsunuz. acımasız bir eleştiri var. Öncelikle verdiğiniz örnekler çok güzel. Sahabe Efendilerimizden kıssalar. Fakat O dönem ve o dönemin yönetim şekli ile şuanki yönetimi bir tutmak insafsızlık olur. Yeni kurulmuş, gelişmekte olan, Şeriat ile yönetilen, bir İslam Devletinin temelinden bahsediyoruz. Şuanki ortam ise Türkiye Cumhuriyeti. Yani adı demokrasi olan ve her 4 yılda yöneticisinin değişme ihtimali olan bir sistem.Yani o yapılan saray eleştirdiğiniz yöneticilerin ve çocuklarının değil. ganimet malu kumaşla nasıl bir tutuyorsunuz anlamak güç. Her ortamda Osmanlı diyerek övündüğümüz O büyük Devletimizin yönetimi de padişahlıktı ve Saraylarda büyüdü yetişti Fatihimiz Kanunimiz, Padişahlarımız. Topkapı Sarayının ihtişamını bilmeyeniniz yoktur. el insaf Padişahlık sistemindeki şeriat ile yönetilen Osmanlının Saraylarını eleştirmediniz de, cumhuriyet ile yönetilen ve şuan o sarayı yapanların bir süre sonra orda olmayacağını bile bile bu denli öfkeyle nasıl eleştirirsiniz. Beğenmediğiniz eksik gördüğünüz hatalı gördüğünüz yönleri olabilir. Ama son 12 senede ülkeyi ekonomide sağlıkta eğitimde İslamlaştıran faizi indiren baş örtüsünü adım adım çözen imam hatiplerin ilahiyatların ilitamların yolunu açan, chp muhalefeti aksanıyla eleştirdiğiniz sarayın adına bile külliye diyen insanlara bence haksızlık yapıyorsunuz. Buna en basit ve kibar tabirle nankörlük denir. Daha düne kadar sakallı gezemezken fişlenirken iki kişi toplanıp sohbet edemezken, şehirlerimizde imam hatip bulamazken, her ortamda ezilen dışlanan Dindarlarken,kızlarımız üniversite kapılardan saçlarından çekilirken şimdi şu ortamı getirenlere sizin yaptığınız bel altı vurmaktır kusura bakmayın. İslam için bunca çabalayan insanlara keyif ehli kendisi için saray yaptırdı demek cahil kandırmaktır. Adaletten dem vuruyor ne güzelde örnekler veriyorsunuz. bunca eleştirirken o kadar yapılan güzellikleri silmek ne zaman adalet oldu. el insaf. daha çok uzun uzun yazar örneklerim ama anlayana az laf kâfidir. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Kıymetli musab27; Yorumunuzda saydıklarınız doğru ve müslümanlar adına yapılmış hayırlı işler ve atılmış doğru adımlar.. Bunda hiç bir şüphe, tartışma yok. Ve bu konuda azıcık insafı olan, tarafgirlik içinde olmayan, sağduyu sahibi bir kişi bu yapılan iyilikleri görür taktir eder. Kaldı ki milletimizin bu yönetimi başta tutmasının illeti de budur zaten. Ancak asıl sorulması gereken soru şudur: Milletin hayrına iş yapmış/yapıyor olmak, bu şekilde harcamalar yapma hakkı verir mi yöneticiye? Ya da: Harcama hakkı ölçütü nedir? Yöneticiler her daim eleştirilir, eleştirilmeli de. Elbette hak üzere eleştirilmeli. Yapıcı, maksadı hakkı, hakkaniyeti ortaya çıkarıcı şekilde... Selam ve dua ile. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Düzcevi Kardeşim; Yanlış anlaşılmasın kimse eleştirilmez hatasızdır demedim. Hükümetlerde hata yapar siyasetçilerde evliyalarda şeyhlerde biz avamlarda hata yaparız. Hatasız Dost arayan Dostsuz kalır demişler. Hocamda bu söze ithafen Hatasız Dost arayan Mevlasını bulur diyor. zira hatasız eksiksiz olan Allah-u Tealadır. Amma ahir zamanda İslamiyetin bunca az yaşandığı islamı yaşayanların terörist kabul edilmeye çalışıldığı Müslümanların incindiği şu dünyamızda, sadece Türkiye de değil Dünya da İslamı savunan bir lidere Onun partisine hükümetine, Başkanlık siteminin temeli kapısı olsun diye yapılan saray yada külliyeden (ne derseniz artık) dolayı, konuyu çarpıtarak beytül maldan Ebu Zerr den Hz.Ömer den örnekler vermek konuyu çarpıtmaktır. O Aksaray ne akp ye ne Cumhurbaşkanımıza ne de Osmanlıdaki gibi saltanat padişahlarına yapılmadı. Sonuçta her dönem halkın seçeceği bir Başkan oturacak o koltuğa ve saraya. Eleştirelim ne gerek vardı diyelim. kabul. ama bunu sizde iyi biliyorsunuz ki buradaki amaç saraya yapılan harcama israf değil, hükümetin açığını buldum nasıl giydiririm acizliği. Süleyman Şah türbesinin taşınmasını bile eleştirmişler. Ölü için Canlı şehid vermişiz. yahu taşımasak olası bir terör saldırısındaki 30 küsür Askerimiz şehid olsa daha mı iyiydi. o zamanda neden zamanında önlem almadık olurdu. ama burdaki muhabbet ne. ölü için şehid verdik. bakış açısıyla nasıl değişiyor değil mi olaylar. Beni üzen böyle bir İslami sitede chp zihniyeti aksanıyla eleştiriler yapılıp bel altı vurulması. Unutulmasın İslami hassasiyetle eleştiriyorsanız. Ulul emre itaat farzdır. Kafirlik emaresi göremediğiniz idareciye asi olamazsınız. islamiyeti Kuran ayetlerini hadisleri kendi işimize geldiği gibi örneklemek islamiyetin özüne terstir. 12 senede bu kadar islama hizmet eden(kendi ağzınızla da itiraf ediyorsunuz) bir hükümete idareye bu kadar bel altı vurmak hakkaniyete sığmaz. günahtır... dedim ya çok yazmak tefrikayı çoğaltacak. benim sözlerim yeterli. İslamın şu dönemde en büyük düşmanı islamı yaşıyorum diyerek kendi cemaatini din şeyhini hocasını Peygamber ve o fikirleri ayet hadis gibi at gözlüğüyle yaşayan sözümona islami hassasiyeti oaln bazı cemaatlerdir. Kendi çevremden basit bir örnek vereyim. Kendi Hocamın bir medresesi var. İmam hatipli çocuklara okul sonrası yatılı ders okuttuğu bir camii altı medresesi. Ve Hocamı burayı boşaltın yoksa sizi kovdururum diyen bir cami Hocası var. bize düşmana gerek yok biz bize yeteriz. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Musab kardeşim chp zihniyeti mhp akp hdp hiçbirini benimsemem Ülkemizdeki hırsızlık düzeni üzere olan siyasetten Allah'a sığınırım. Bizler eleştiri ve övgülerimizde İslam bilinci ile hareket etmek mecburiyetindeyiz 12 sene içerisinde elbette insanlara faydalı hizmetler olmuştur lakin bu olumlu hizmetler Mücahid müslümanların mütahitleşmesine Demokrasi denen şeytani rejime entegre olmasına sebep oldu. Yıllarca meydanlarda Allah Allah nidaları ile zulme zalime karşı duranlar bugün Allah yerine Para Para demekte Parayı elde etmek adına helal haram israf sınırlarını kendi menfaatleri adına kullanabilmektedirler. Hatırlarsınız kendi adam kayırmalarına Ayet ile dayanak bulan Mehmet Metineri ayeti kesip yahudi mantığı ile Akrabaya yardım etme ayetini. Değerli kardeşlerim emin olun Akp hükümetinin yıllarca süren birçok zulme son verdiğine kaniyim ve asla görmemezlikten gelmedim. Lakin zulüm ve zalim ile mücadele edenler bugün zulüm ve zalim ile özdeşleştiler. Firavuni karaktere hapsoldular. Her zaman GERİ DÖNÜN ABİLER biz o abiler sayesinde direnişi öğrendik ama bugün o abilerin bu hale gelmesi vicdanen eleştiri hakkı doğurdu. Suriye ırak ve benzeri ülkelerde akan kanda Ülke yöneticilerimizin katkısı çok fazla olumştur. Akan kanın durmasına katkı sağlaması gereken yöneticlerimiz emperyal güçlerin istek ve arzularına esir olan yanlış okumalar ile bugün Ortadoğuda Müslüman kanının akmasında büyük pay sahibidirler. Osmanlı demişsiniz şu an yeryüzünde bulunan isimleri İslam devleti olan birçok ülkeden daha olumlu bir yönetime sahip olması doğru olduğu anlamına gelmez. İktidar hırsı ile baştan itibaren amca katli ile başlayan hırs kardeş katli ve daha birçok haksız anlayış içinde barındırmıştır. Musab kardeşim sizinle her konuda istişareye hazırım ama birine ithamda bulunacaksanız öncelikle tanıyın sonra ithamda bulunun selametle kalın dua ile. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… YitikSevda Kardeşim; Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz? buyurmuş Rabbim. benden son cümlenizde istediğinizi siz neden yapmazsınız. Ben yazılanlara cevap yazdım sadece. itham ise sizin işiniz. yazınızın tamamı boş itham dolu. o paraya taptı bu şundan geçti vs. "Firavuni karaktere hapsoldular" bu söz ise amiyane tabirle ithamın kralıdır. Mümin olan insanı ,hatta çoğul olarak o insanları, Kurandaki en azılı kafire benzetiyorsunuz. Bundan büyük itham olabilir mi? kafir olmayana kafir diyenin akıbetini herhalde bilirsiniz. Dedim ya çok söz tefrika çıkartır. Zira sizin zihniyetle ben vakit kaybedemem. vesselam... |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Musab kardeşim Firavuni Karakter diyorum insanların tutum ve davranışlarına benzetmedir. Firavunlaşma, Belamlaşma, Yahudileşme ve benzeri Karakterdir. Canım kardeşim paraya tapanlarda itham yok gerçeklik var . Akp'li vekillerin çocuklarının serveti gökten zembille inmedi gece yarıları usulsüz çıkardıkları ithalat kanunları ile oluştu. Binali yıldırım dan hatırlarsınız Bilal Erdoğan ve benzeri hepsi hırsızlık ile elde ettiler yok diyorsanız selametle kalın. Taasubi bakış açılarına hiçbir şey anlatamam. Doğrudur bizim zihniyetimiz bozuk düzgün olanların Allah'tan başka herşeye taptıklarına bizzat şahidlik etmişimdir. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Hepimiz insanız. Herkes hata yapar. Hükümetin de bazı konularda hata yapması gayet doğal. Önemli olan, yapılan hataların uygun bir dille hatırlatılması ve hata yapanın da olgunlukla yaptığı hatadan dönmesidir. Bu durum, Müslümanların bu dünyada bir birlerinin elinden tutarak kardeşine yardımcı olmaları olarak değerlendirilirse daha iyi olur kanaatindeyim. Bana göre; Müslümanların birbirlerine haramları hatırlatarak kardeşlerine yardımcı olmaları, BİRBİRLERİNE ŞEFAAT anlamı içeriyor. Bu konularda(harama düşene yardım etmede) birbirimize yardımcı olmalıyız. Bunun için hükümetin yaptığı bazı hataların söylenmesinin yanlış olmadığını sanıyorum. Ama yıkıcı olmamalı. Bu hükümetin kalması lazım. Çünkü bu hükümet bir giderse, daha Müslümanların elinden kimse tutamaz... Öte yandan, hükümetimiz şu an çok deli akan bir dereyi geçiyor. Dere geçerken at değiştirilmez der atalarımız. Şu ortam içinde tek güvenilir lider olarak Sayın Tayyip Erdoğan'ı görüyorum. Diğer hiç bir lidere güvenmiyorum. Hal böyle olunca, şimdiye kadar yapılan olumlu icraatları da göz önünde bulundurursak, devletimizin sonuna kadar arkasındayım. Ayrıca... Cumhurbaşkanlığı Sarayının hangi amaçla yapıldığını da bilmiyoruz. Muhtemelen ülke yeni bir yüzyıla hazırlanıyor. Bunun için de eski mobilyalar kökten değiştiriliyor. Tıpkı yeni Türkiye'nin kurulduğu yıllar gibi. Alfabe bir gecede değiştirildi. Halifelik kaldırıldı. Ülkenin yönetim merkezi İstanbul'dan Ankara'ya taşındı. Gibi... Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı Binası, ''ÇAN''Kaya'dan, Aksaray'a taşındı. Sonra da başkanlık sistemine geçiş çalışmaları. Ne olur bilemem ama hükümetin kafasındaki yeni Türkiye'nin yol haritasını şöyle tahmin ediyorum: Önce Başkanlık sistemine geçilecek. Sonra da Halifelik tekrar getirilecek. Halifelik geldikten sonra da, tüm İslam aleminin tek çatı altında toplanması gündeme gelecek. Muhtemelen hükümetin bu düşüncesi İslam düşmanları tarafından fark edildi. Bunun gerçekleşmemesi için çabalıyorlar. Çünkü İslam ülkelerinin liderliğini ele aldığımız zaman, başta İsrail olmak üzere tüm haçlı zihniyetine rahat uyku olmayacaktır. Bunu belki de başaracağımızdan korktuklarından, önce bütün Müslüman coğrafyasını kana buladılar. Sonra da kendilerine hizmet edecek liderler getirdiler. Tek korktukları ülke biz kaldık. Bunu da halledebilmek için bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Halifelik nasıl getirilecek. Şimdi bilindiği gibi Halifeliği kaldıran organ TBMM'dir. Bu demektir ki halifelik mührü hala TBMM çatısı altında. Onun için bu zamana kadar hiç bir İslam ülkesi halifelik bizde diyemedi. Halifelik mührü, TBMM çatısı altında olduğundan dolayı, halifelik yetkisini yine TBMM verebilir. Eğer Başkanlık sistemine geçilirse, böyle şeylerin gerçekleşeceğine inanıyorum. Öte yandan, Suriye'de Süleymanşah'taki askerlerimizin geri çekilmesi çok doğru bir karar. Bu konuda hükümetimizin sonuna kadar arkasındayım. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül "Eleştiri ahlakı" çok önemli. Eleştirirken güttüğümüz amaç ve niyet de çok önemli. Eleştiren kişi Müslüman ise niyeti yapıcı olmak zorunluluğu vardır. Yani eleştirdiğiniz kişiyi "müminler müminlerin velisidir ve uyarıcısıdır" amacı güdülmelidir. Bunun dışındaki eleştiriler "bel altı vurma sanatıdır." eleştirdiğiniz kişiye varsa kininiz eleştirinizin amacı ve hedefi zaten "bel altıdır." bel altı eleştirisi ise Müslümanlardan başkasının fiilidir. bu fiiller bize ne zaman sirayet etti? "yapmadığımız şeyleri söylemeyi meslek edindiğimiz zaman." Türkçesi düşünce münafıklığı! Arapçası bel'am ! siyasetcesi gezi kafası! fıkıhçası Abduh ve tilmizlerinin mason kisvesi saklı mezhepsizlik kafası! mizahçası çarkçı kemal kafası! Kusura bakmayın eleştiri Mevlut bey yahut buradaki yorumculara değil "bu kafaya" yapıyorum. İslam'ın "Ebul hakemi" değil "Ebu Cehil'i" hedef aldığı gibi. İki isim aynı kişi. Lakin İslam cehaletin babası lakabını kullanarak kişiye özel değil genele münhasır kafayı hedef aldı. Konudaki eleştiri mantığına gelirsek kusura bakmayın burada "bel altı saldırısı görüyorum" iyi niyet hiç görmüyorum. Sevmediği bir insanın açığını yakalayıp "aha yakaladım seniii" mantığıdır. Kusursuz Allah'tır. Kusur ararsanız ateistlerin iğreti kafası Allah'ta bile kusur görmektedir. o kadar namussuz bir kafaları var ki hem Allaha inanmıyorum der hem de Allah şahit ki ateistim der. İnanmadığı Allah'ı şahit göstermesine güleyim mı ağlayayım mı? Toparlamaya çalıştıkça bu kafa karşısındaki şaşkınlığım konuyu dağıtmakta ısrar ediyor. RTE İslam devleti başkanı değildir. TC İslam cumhuriyeti değildir. TC PARASI beytül mal değildir. Bunları getirip Hz. Ömer ile Ebu Zer ile kıyaslamak kusura bakmayın çarkçı kemal dedirtiyor. Bakın laik cumhuriyetin cumhurbaşkanı RTE mı senin Emevi İslam devletinin halifeleri mi ???? insaf ile bakın bakalım? hangisini tercih edersiniz? RTE kusursuz değildir. hiçbirimizin olmadığı gibi. ama Emevi Abbasî Osmanlı İslam devletlerinin her bir halifesine değişmeyeceğim bir RTE var. Müslümanların izzetine pozitif çığır açan bu adamın bırakında sarayı olsun. Hoş o saray devletindir onun babasının malı değil. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alimoğlu kardeşim tekrar edeyim siyasi partilerden ve zihniyetlerinden uzağım. Yalan dolan sahtekarlık üzere yürütülen siyasi söylem ve eylemlerin hepsi menfaatseldir. En küçük oluşumdan en büyüğüne kadar hepsi rant peşinde benlik davasında. Halife Ömer yada Ebuzer ile asla kıyaslanamaz günümüzdekiler. Örnek vermemdeki amaç Ömer'i dillerinden düşürmeyip ama Ömer'in zıddı hareket etmelerinedir. Muhammed Abduh'u Tilmizlerini (Talebelerini) eleştirmedeki cesaretinizi Onun tırnağı olamayacak günümüz siyasetçileri içinde kullanmanızı beklerdim. Ne emevi (Ömer Bin Abdülaziz Hariç) ne Abbasi Ne Osmanlı Ne Tc Yöneticilerinin hiçbirini benimsemem işimde olmaz . Benimseyen benimsesin elimden geldiğince uzak durmaya çalışırım. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alimoğlu Kardeşim günümüzdeki durumun özetini sunan önceki makalelerimdeki fikirlerim üzereyim bu fikirlerimin değişmesi için İnsani değerlerin herkes için eşit işlediği bir yönetim ile olacaktır. Tarih boyunca iktidarların kendilerini meşru gösterme yolunda kullandıkları araçların başında din gelmiştir. İktidarlar dini meşrutiyet zemini oluşturma esnasında dine uymak yerine dini kendilerine uydurmaya başlarlar ve buna karşı duran kim olursa olsun onu saf dışı etmeyi görev olarak bilirler. Allah Resulünün vahyin nüzûlüyle birlikte başlayan tebliğine ilk olumlu cevabı verenler ve onu destekleyenler mazlumlar iken en sert direnişi gösterenler de yine iktidar sahipleri olmuştu. İktidar sahiplerinin direnişi ‘dine karşı din’ anlayışı esasına dayanmakta idi. Allah Resulü içinde yaşadığı toplumu aydınlatma ve dönüştürme hususunda vahyin rehberliğine tabi olmaktaydı. Onun beşer yönü vurgulanırken, aynı zamanda ona itaat edilmesi emredilmekte, kendi aklı ve iradesiyle hareket ederken yapıp ettiklerinden dolayı hesaba çekileceği açıkça belirtilmekte, böylece vahyin rehberliğinin dışına çıkmaması için uyarılmaktaydı. Kur’an’ın özellikle dikkat çektiği toplumsal ilkeleri şu şekilde sıralayabiliriz: Adalet: Nisa 58, 105-135 Şura: Âl-i İmran 159; Şura 36-38 İşi Ehil Olana Verme: Nisa 58-72 Mülkiyet Hakkı: Bakara 188; Nisa 29-32; Nahl 71 İnanç Özgürlüğü: Bakara 256; Yunus 99; Tekvir 21 Yaşama Hakkının Kutsallığı: Nisa 92; Maide 32; İsra 31-33 Akıl ve İnsan Onurunu Koruma: Maide 90-91; Hucurat 11 Nesil ve İffet Muhafazası: İsra 32; Nur 19-33 Bireysel Toplumsal Davranış Ahlakı: Bakara 143; Âl-i İmran 104-110; Hac 41 Kur’an’da insanın ve tüm canlıların yaşamsal alanda hak ve hürriyetleri en ince detayına kadar belirtilmiş ve bu esaslar çerçevesinde hareket edildiği takdirde insanlığın huzur ve saadet bulacağı belirtilmiştir. Ne yazık ki, gerek yaşadığımız ülkede gerek dünya genelinde evrensel ahlakî ilkeler hiçe sayılıyor, insan hak ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor. Yaşadığımız ülke özelinde konuşmamız gerekirse, iktidarın, muhalefetin ve bu ikisinden birinin taraftarı haline gelen “aydınlar”ın esas dertleri başka. Bugün ahlakî eleştirel yaklaşımı bir kenara bırakan dengesiz muhalefet ile iktidara baştan sona övgü arasında debelenen “aydınlar” siyasî tarafgirlik hastalığına tutuldukları için bocalıyor, Hakk’a hak, bâtıla bâtıl diyemiyorlar. Şüphesiz onları bu konuma getiren, (muhalefet için) kaybettiklerini yeniden kazanma, (iktidar için) ele geçirdiklerini yitirmeme güdüsüyle hareket etmeleri, dolayısıyla temelde ve toplamda makama-mevkie, mülke tapıcılıktır. Ülkemizdeki iktidar sahipleri, kendilerine yönelik eleştiri kapılarını sonuna kadar kapayacak bir zulüm mekanizması oluşturmuş bulunuyorlar. Hâlihazırdaki siyasî model Emevî modelidir; bu, bilinçli bir seçim değildir, iktidar kadroları yetiştikleri sosyo-kültürel yapı itibariyle ve içinden geldikleri dinî-siyasî gelenek açısından bu şekilde kodlanmıştır. Haliyle bu anlayışın eleştiriye müsamahası yoktur, aksine eleştiri sahiplerinin haklarını ihlal etmekten çekinmez, iktidarın devamını sağlayabilmek için hukuksuzluğu kolayca hukuk haline getirebilir. Kuşkusuz bu, iktidarın devlet imkânlarını sonuna kadar tek taraflı (kendi menfaatine) kullanmakta sakınca görmemesinden kaynaklanmaktadır, hâlbuki toplumun işlerini yürütme görevini üzerine almış olan idarecilerin ‘herkes için adalet’ şiarıyla hareket etmesi gerekirdi. Sırtını güce ve şan-şöhrete dayayan “aydınlar” aslında iktidarın hizmet erleri haline gelmiş bulunuyorlar. İktidar sahiplerine yağ çekme, yaptıkları her şeyi onaylama, her işe alkış tutma, iktidarın imkânlarından pay kapma amacıyla inançlarından taviz verme, devleti ve hükümeti kutsama, sürekli olarak birtakım isimleri övme, “aydınlarımızın” rutin hale gelen tutum ve davranışları arasında. İktidarı bu denli kutsayan bir anlayışla muhalefet adına bin bir rezilliğin altına imza atan, yalan, hakaret ve iftirayı “eleştiri” olarak adlandıran anlayış arasında fark yok. Bu açıdan “Al birini vur ötekine” sözü mevcut iktidarı ve muhalefeti ifade ediyor. Övgü ve sövgüden ibaret kısır döngünün dışında kalanların sayısı ise bir hayli az. Bu kısır döngünün dışında kalan Müslümanlara düşen, Hak ile bâtıl arasında ayrım yapmak, itidalli davranmak, sırtlarını ne iktidara ne de muhalefete dayamadan her iki cepheye yönelik eleştirilerini ortaya koymalarıdır. Böylece Müslümanlar toplum içinde dengeli bir yaklaşımı temsil edebilir, her iki tarafın artı ve eksilerini görerek orta ve uzun vadede fikri olarak ayakta kalabilirler. İktidar-muhalefet kavgasının tarafı haline gelerek aslî çizgiden savrulanlara, zaten olmayan adaleti iyice ayaklar altına alanlara, para-pul, makam-mevkii, şan-şöhret ekseninde hareket ederek dünyevileşenlere gerekli hatırlatmaları yapabilecek vasat bir anlayışın mevcudiyeti toplumun tüm kesimleri için faydalı olacak, ayrıca bu iki ucun dışında kalan hatırı sayılır bir kitleyi dengede tutma şansına sahip olacaktır. Bugün iktidarın geldiği çizgi mücadele ettiği kesimlerin gerek yıllar önce gerek bugün sahip oldukları anlayıştan farklı değil. Dün de kutuplaşma, ötekileştirme, adam kayırma, ihale rantı, yolsuzluk, rüşvet vs. vardı bugün de var. Hatta on üç yıl içinde iyice güçlenen iktidarın, statükonun eski sahiplerini geride bıraktığı, onlardan daha ileri gittiği söylenebilir. Peki, herkesin taraf olduğu yerde kim hakkaniyetle konuşacak? |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Ali ve Alimoğlu Kardeşlerim. büyükseniz abilerim diyeyim. ellerinize yüreğinize sağlık. Her insan hata yapar ve eleştirilir. Müslüman eleştirmekten öte emrul bil maruf nehyi anil münker ile vazifelidir. Bunda da hakkaniyetten islamdan özden uzaklaşmaz. son 12 senedir, cumhuriyetten bu yana islamsızlaştırılan 2 neslin üstüne, İslami bir nesil ve ülke inşaa eden bir hükümete savaş açmak, hiç kusura bakmayın en kibarıyla ifade edeyim, cemaati, menfaati, dünyası için, Dinini 2.plana atmaktır. yitiksevda Kardeşim; yanlış anlama ama partilerle işin olmadığını zaten biliyoruz. hani kimdensin ne sebeple eleştirdiğin öyle aşikar ki. feraset sahibi olmaya bile gerek yok. Çünkü hataları da olsa bu kadar islami hizmet eden İslam düşmanları tarafından nefret edilen bir hükümeti ve Lideri sevmeyen iki güruh var. ikisi de aşikar. Kimin arkasında ne güç var. biz avamız bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki Allah cc. için gayret edenin arkasında Allah cc var. nafile kürek çekmektesiniz. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
|
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Kıymetli kardeşler/arkadaşlar; Eleştiri yapanları " siz şusunuz/busunuz, muhalefetinizin sebebi belli" gibi ifadelerle kategorize edip haklarında peşin hüküm vermek, ondan sonra tüm eleştirileri o peşin hüküm süzgeciyle değerlendirip, içerikten ziyade eleştirinin bizatihi kendisine cephe almak, akletmek adına yanlış bir tutum. Eleştiri -hakkın tahakkuku gayeli- her zaman çok kıymetlidir. Ve bu kültür geliştirilmelidir. Haklı ve yerinde eleştirileri, içeriğini anlamak yerine, sahibini yaftalamak İslami, Ahlaki, vicdani, insani değildir. Yanlış gördüğümüzü eleştirdik diye mevcut hükümete muhalif te olmadık, bir yerlere de savrulmadık. Bebeğinizin altı kirlense bebeği çöpe mi atacaksınız? Bezini atar, altını temizler, sıkı sıkıya sarılırsınız bebeğinize.. Ve altını kirletiyor diye sevginiz, bağlılığınız azalmaz... Amaç insanı değil, hatasını hedef tahtasına oturtmak... Amma armutlarla elmaları toplamaya çalışmak zihni bir yanılgıdır. Yaptığımız da tam da budur. Hükümet müslümanlar için şu kadar hayırlı iş yaptı, öyleyse bu kadarcık hata da hakkıdır!? Hayır değildir! O hayırlı işi de yapacak, hatayı da yapmamaya çalışacak. Hataya düşüyorsa özellikle destekleyenler uyaracak!"Yiyorlar ama hizmet te ediyorlar" gibi sakat bir mantık hangi hastalıklı zihnin ürünüdür acaba. Ve yapılan hataları hayırlı hizmet gerekçesiyle zihnî planda meşrulaştırmakdan başka nedir.!? Bir kardeşimizin; RTE İslam devleti başkanı değildir. TC İslam cumhuriyeti değildir. TC PARASI beytül mal değildir. mantığına ne demeli... Yani herşey mübah mı oluyor bu durumda...!? Ya da Beytül mal olması durumunda durum ne olurdu? O zaman yapamaz mıydı? Böyle ikircikli bir yaklaşım nasıl olur bu dinde? O para bir mübadele aracı.. Bir kıymet ifadesi.. bunun dini olmak ya da din dışı olmakla ne alakası var.. Ha TL, Ha dolar, ha dinar.. hepsi de üretilen ekonomik değerin, insan emeğinin ifade biçimi değil mi? İslam devleti olması durumunda üretilen değerlein anlamı, kıymeti var da İslam devleti olmaması durumunda yok mu? Orada insan emeği yok mu? Bu tam da Makyavelist düşüncenin yeşile bulanmış hali değil mi.. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler..in yeşili! Ne kadar tehlikeli yönlere kapı aralar bu yaklaşım, fark etmiyor musunuz. "Toptancılık" bizim genel hastalığımız galiba... Ya da kategorizasyon... Eğer bir şeyi, kişiyi, grubu, partiyi, takımı vs. tutuyorsak, ona asla hata yakıştıramıyoruz, üstelik yakıştıranı da "tu ka ka" ilan ediyoruz. Ya da tam tersi.. "kamu harcamalarında, bina vs. yapımında helal-haram ölçüsü nedir, somut örnekler üzerinden söyleyebilir misiniz" idi öğrenmek istediğim sadece müellifin yazısı üzerinden.. Ve konu nerelere geldi. Selam ve dua ile.. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Şöyle bir şey buldum. İlgimi çekti paylaşayım dedim. Ak Parti çaldı diyenlere sesleniyor. Ve Ak Parti zamanında yapılanları sayıyor. İlginç. Düşündürücü... |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Ak Parti neler yaptı: Her ile üniversite yaptı, 22 tane havaalanı yaptı, 18 bin km duble yol yaptı, 15 katrilyon nemaları ödedi, 224 tane paletli ambulans yaptı...(satın almadı, yaptı) IMF'nin borcunu ödedi, Marmaray'ı yaptı, Uzaya uydu gönderdi, Öğrencilerin kitaplarını bedava dağıtmaya başladı, Yatalak hastalara maaş bağladı, İlk yerli savaş helikopterini üretti, İlk yerli tank üretti, İlk yerli savaş gemisini üretti, İlk yerli hem karada hem denizde giden araç üretti, İlk yerli insansız hava aracını üretti, Böyle çalışana can kurban... Peki öncekiler çaldıklarıyla neler yaptı? Valla daha sayılacak çok şey var. Ortaokullarda Kur'an-ı Kerim dersinden tutun da, okullarda açılan mescitlere kadar. Ben böyle bir durumda hükümetimizi desteklemeyim de kimi destekleyim. Ben Müslümanım diyeni katledecek CHP ve HDP'yi mi? Yoksa devletin tatil köylerine köpeklerle türbanlılar giremez diyen MHP'yi mi? Yoksa oy verdiğin zaman boşa gidecek Milli Görüş cephesini mi? Hayır hayır... Bizim bilmediğimiz şeyler dönüyor. Ülke ve bölge üzerinde çok büyük bir satranç oynanıyor. Bu hükümet tüm dünya Müslümanları için son şans... Ya başarılı olacaklar, ya da tüm ümitler tükenecek. Yanlış olduğunu sandığımız şeyler görebiliriz. Bizim ne istihbaratan haberimiz var, ne de kapılar ardında dönen oyunlardan. Belki de böyle olması gerekiyor. İşi uzmanlarına bırakalım. Güvencemiz ise şimdiye kadar yaptıkları olsun. Bırakalım rahat çalışsınlar. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
çaldığını kabul etmişler yani :) bunada şükür :) çaldığı kişilere sormuşmu sizin paranızı çalacam ama şunları şunları yaptıracam diye belki helal etmiyoruz sfhfgshsfhsgh |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Bu ulkenin petrolumu var hayir Bu ulkenin turizmden baska geliri yok Peki cumhur baskanimiz bu kadar ulkemizi gelistirdi bu para nereden geldi Bu ulke neler gordu Cumhurbaşkanımız bu paralar arap isadamlari tarafindan karsilandi 11eylul saldirisinda zengin araplar paralarini turkiyeye yatirdilar hatta iran uzerinden paralar aklandi is adami malum kisiyi bilirsiniz America bitti artik Orayi yucelten arap is adamlarinin paralari idi Etki tepki meselesi Herkes biliyor bu ulke islami yucelten koruyan yasayan en onemli topraklar Turkler Aslinda bizden korkuyor lar Oyuzden camur atiyorlar Hirsizlik oldugunu sanmiyorum Zavalli menderes bir cimbiz bir pardesu almis devletin parasindan idam edildi Fakat erdogan akilli adam Kilifi hazirladi yoksa darbeciler ac kurt gibi bekliyor du Evrenin sozu hic unutmam Erdoğan sonun menderes gibi olmasin demisti:) Darbeci seni sonun ne oldu bak |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
Valla siyasi konulara pek yorum yapmak istemezdim ama Mevlüt hocamın hatırına bir şeyler karaladım. Yazdıklarım elbette ki tartışmaya açıktır. Ben sadece düşüncelerimi yazdım. İnşallah yanılmıyorumdur ve inşallah her şey yolunda gider. Siyaseti siyasilere bırakıyorum. Siyaset benim işim de değil, yolum da değil. Ben eğitimciyim. İşimde iyi olabildiysem ne mutlu bana. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Böyle düzeyli seviyeli hakaretsiz bir şekilde istişare tartışma ortamına katkıda bulunan tüm yorumculara teşekkürü borç bilirim. Allah cümlenizden razı olsun.Konu hakkında acizane bende biraz baharat nane limon ekleyeyim :) düşüncelerimi şu ana başlıklarla ile ; 1-Kim olursa olsun çalıntı haramilik hakketmediği bir lokmayı almak hiç bir şekilde tasvip edilemez. çaldı ama şunları da yaptı tamamen kör düşünce. benim hırsızım seninkinden sevimlidir mantığına yol açar. Bu mantık İslami değildir Allah'lı düşünce hiç değildir. Müslümanlar Allah onaylı yaşamak zorundadır. Besmelenin esprisi de budur. Ben Rahman ve rahim olan Allah'ın rızası onayı ile yaşarım demektir.İslam nerden gelirse gelsin hakketmediğin lokmayı yutmayı reddeder telin eder. Muhammed'in kızı Fatima bile çalsa elini keserim diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. 2-AKPARTİ hükümeti sadece Türkiye'nin değil tüm Dünya mazlumlarının belki de son umududur. Bu gerçeği kabullenmemek art niyetliliktir.80 yıllık yakın tarihimizde ilk kez Müslümanların sesi anlamında güldüğü değil umut tebessümüne kıpır kıpır şahit olduğu bir hükümet. 3-İlk Kez Müslüman kadınların tesettür şerefini icraata döktüğü bir atmosfer. Müslüman kadının sosyal yaşantısı eğitim yaşantısı ve memuriyet yaşantısını Allah'lı seçme hürriyetini elde ettiği bir atmosfer. 4-AKPARTİ hükümeti döneminde İslami ilimlerin beşikten mezara kadar her yaş gurubuna istemeleri halinde tüm imkanların seferber ettiği özel yada tüzel her imkana destek olduğu, bir babanın çocuğunu nasıl eğitilmesini istediğine hayır demeyen bir hükümet...Kuran eğitiminin ilkokul 4.sınıfına kadar indiği her çeşit lisenin temel dini derslerle tanıştığı, kuran öğrenme yaşının sıfırdan bile başlanabileceği iznini veren.... 5-cumhuriyet tarihinde ilk kez kapsamlı ve ciddi bir şekilde dulları yetimleri hastaları yatalakları kimsesizleri fakirleri gözeten.... 6-asrımızda ilk kez dünyanın başına bela olan Yahudi teröristlere dünyanın gözü ününde hadi ordan diyebilecek cesaretini gösteren eşiddai alel küffar prensibini göze alan bir yürek... 7-ilk kez terörist devletlere karşı mazlumları kucaklayan onları savunan duasını alan bu uğurda zalimlerin düşmanlığını bile bile üstlenen bir yürek... 8-ilk kez ensar muhacir kardeşliğini devletin eli ile uygulayan bir cesaret.... 9-ilk kez param yoktu okuyamadım diyen öğrenciye bahane bırakmayan kitabı ile masrafı ile bursu ile kıyafeti barınması ile imkanlarını sonuna kadar sunan bir hükümet... 10-ilk kez diyanet personeline sus kürsüde mihrapta benim izin verdiğim kadar konuşacaksın zulmü yerine neden görevini yapmadın neden eksiksin neden camin boş neden tebliğ peşinde değilsin neden çocukları eğitmiyorsun neden camii derslerini açmıyorsun hesabını soran,hatta tebliğ için insanların senin ayağına değil sen ev ev kahve kahve dolaşacak İslami insanlara ulaştırmak için sen ayaklarına gideceksin diyen, hastane hapishane dahil hepsine yetişmesini din görevlisinden isteyen ödev veren ve adım adım takip eden bir hükümet. bu listeyi sayısını kestiremeyeceğim kadar uzatabiliriz... Allah için Müslümanların umudu mazlumların sahibi olan bu hükümeti takdirle kucaklıyorum. bu demek değildir ki tüm hatalarını onaylıyorum. Saygılar... |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Konunun seyrini değiştiren tüm alakasız mesajlar silinmiştir. Konuya devam edebilirsiniz. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Partilerden hiç anlamam partilileri lekelemem amenna Fakat şu anki hükümeti savunan ak ne var uzaya atılan uydu helikopter vs mi ? Emekli maasi 800 lira olan bir adam 400 lira kira öderken eşi yatalaksa ve devletten sadece bir tekerlekli sandalye istediğinde aldığı cevap 2 kişi 363 liradan fazla paranız var iyi durumdasinizsa ve bu adam eşinin sırtındaki morluklar her gördüğünde çocuk gibi agliyosa o devletin uçağında batsın uydusuda .. Ama dogru biz gosterisi severiz bin liralik bardakta beyaz cay icenleri severiz Lanet olsun Bu dusuncemize |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Paylasim Konusu Cumhuriyet Sarayi ama almış basini gitmis lanet okumaya kadar gelmis.. Musluman lanet okumaz!! Cumhuriyet sarayini yapan hukumet kolunun altina alip gitmeyecek dimi ondan sonrakilere de kalicak yönetime kim gecerse.. Bu hükümet ihtiyac sahibine gerekli yardimi yapıyor yeterki ihtiyaci olan basvursun bunu dogudaki anneler cok daha iyi biliyor.. devlet halkina zulmediyor demek vicdansizliktir.. elbette dört dörtlük degil ama nankorluk yapmayalim.. Cumhuriyet sarayu icin hic düşündünüz mu; Siyonistlerin gözünde icimizdeki ve disimizdaki haclilar karsisinda ayakta duran gun gectikce de dik durmaya calisan Turkiye'yi..? ataturk orman ciftligine yapilmasini? Vs. Bu ornek cogaltilabilir.. Yerden yere vurmadan önce eski Türkiye ve yeni Türkiye ye bakalim lutfen.. Eğer halkin parasini yiyosa hesabıni Yaradan'a elbet verecekler.. Yakin tarihte 2015 Mart veya nisan ayi bi haber okudum istanbul avcilar ilcesinin bld baskani chp.. burada halk tarafindan cami yapiliyor (ufak) ama bu belediye hemen yikim karari veriyor ve yikiliyor neden?? Bdp diyorki zorunlu din dersi kaldirilmali!! Mhp zaten xyz matematik pesinde Velhasil Bu görüşlerin islama olan kini nefretini farkedenlerden oluruz ins. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
bir üst mesajda bir kardeşimizin(derya) feryadını gözden geçirin ve onu ikna edin bakalım? o ses çaresiz inleyenlerin sesi. emeklisine verdiği 100 lira. Bunun maaşı 1000 lira 600 lirası kira.ve çalışırsan maaşının % 15 ini keserim. emekli vekile verdiği 750 lira. Bunun maaşı 8 bin lira kirası bedava ve hayatı bedava.ve çalışırsan dokunmak yok. Milet vekillerin maaşı 20 bin lira. asılların( halkın/memurun) maaşı 2 bin lira. Memura yüzde 3 vekile yüzde 40? Muaviye'de öyle yapardı. Balın parmağa bulaşanı halka balın özü kendisine. Allah'ın adaletine vurun bakalım ne cevap alırsınız? İslam gözü ile dedik. Hz Ömer Muaviye ve Erdoğan...Karşılaştırın üçünü de Kurana götürün bakalım kim beraat edecek? İslam gözlüğünü çıkarın ve öyle yorum yapın diyorsanız EVET CUMHURİYET TARİHİNİN EN EHVENİ ŞERİ KUŞKUSUZ ERDOĞANDIR. Erdoğan'ın tırnağını tüm cumhuriyet tarihinin mahşerlerine değişmem. Alıntı:
ey İslam devlet başkanı Hz. Ömer senin bir yazlık birde kışlık elbisen var. bunun hesabını vermeden biat etmem diyen ashabı Güzin ne garip değil mi ? Müslümanlara faydası olmadı mı? Bunu inkar etmek nankörlüktür. Erdoğan iftiharımızdır. İftiharımızın lekesiz olmasını isterdik. Kirada oturan simit satan Erdoğan 13 yıllık maaşı(...) ile dünyanın zenginleri arasına girdi ne enteresan? 13 yıllık tüm maaşını toplasan servetinin zekatının sadakası bile değil. |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
Alıntı:
aynı konuya iki mesaj yazmışsın Hocam. merakımı hoş gör iki mesajda size ait.ve birbiri ile çelişik değil mi? düşüncen birinci mesaj mı ikincisi mi :) |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül siz diğer partilerin neyine oy veriyorsunuz ben de onu anlamıyorum onlar çalmazlar mı onlar başa gelse herşey yoluna mı girer dört dörtlük mü çünkü onlar ayrıca tayyip erdoğana söylenenlerin çoğu iftiradır adama eşini aldatıyor bile dediler ya el insaf artık meyve veren ağacı taşlarlar misali davranmayın adamın yaptıklarına bakın ki çoğu İslam adına hangi parti başa geldiğinde bu kadar imam hatip okulu açtı hangi parti başörtüsüne serbestlik getirdi yaptığı bircok şey hep İslam adına görüldüğü üzere. diğer partilerin ise ne olduğu ortada ideolojileri belli siz onların neyini destekliyorsunuz onu söyleyin başa gelseler ne olacak ülke islamdan uzaklaşacak belki başörtüsü serbestliği kalkacak bunları mı destekliyorsunuz Allah aşkına baska örnek davosa dikkat cekmek istiyorum gururla gözyaşlarıyla izlenesi davranışlardı hangi ülke lideri lanet israilin karşısına geçip yaptığı kötülükleri yüzüne söyleyebildi müslümanları savunabildi lütfen arkadaslar hersey ortada artık farkına varın inşaAllah tayyip erdoğan sadece türkiyenin değil bütün müslümanların gururudur onurudur .! |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül yok bu millete hiç kusursuz yönetici olacak herşey noksansız olacak her güzellik bir arada olmaz...(derya) nickli üyenın yazdıklarını ben zaman zaman anti tayyb medyada görüyoruım mesela fox, mesela samanyolu.mesela bugun .mesela habertürk sürekli tayyibi aşalılamanın derdindeler hz ömerden bahsediyorsunuz bildiğim kadarı ile hz ömer her işle bizzat kendi ilgilenıyordu şimdi böyle bir olasılık olabilirmi?mümkünsüz masa başındaki memurlada alakalı sanırım hepsini kavun gibi koklayıpda almadılar..söyleyın kime oy verelim?daha iyisi varsa bizde bilelim |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Onceden padisahlar kuyumculuk yada baska isler yaparak gecinirlermis Kendosine yeteni alir gerisini sadaka verirmis Erdoganin yaptirdigi ak saray simdiden herkesin gozu kaldi zaten ona ugur getirmez heleki icinde kul hakkida varsa Burnundan fitil fitil gelir Onun gelmezse torunun gelir Hayirli olsun |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Alıntı:
Devletten istemedik Onlar veriyor Allah cc razi olsun Rabbim felvli ve yatalak ablsmizada acil sifalar versin amin |
Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Sn. Alimoglu yapmis olduğum yorumdan sadece 2 kesit ve işinize gelen kismi kesip yorum yapmaniz ne ilginc.. Hz. Ömer in adaleti diyosunuz da bu sanirim Hz. Omerden sonra adalate hasret kalmanin adidir.. ayrica cok merak ediyorum Erdoğan ile kiyaslama yapanlarin hangisi evinde dahi hz. Omerin adaletini sagliyor?? Aslinda sorularima cevap verilirse aydinlatici olursunuz.. |
SAAT: 22:33 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.