Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Aşk-a Dair (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/4587-ask-dair.html)

eLnino 27 Şubat 2008 00:27

Cvp: Aşk'a Dair..
 
Aşık Kendi Kanını
Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını

Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını

Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını

Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını

Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını

Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını

Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını

Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını

Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını

Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
Yunus Emre

Aysima 20 Nisan 2008 23:13

Cvp: Aşk'a Dair..
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

CaferTayar 20Haziran 2008 14:15

Cvp: Aşk'a Dair..
 




bir feryat yıllarca cevapsız kaldı
öyle bir feryat ki bu duyan ağladı
hasret dolu çile dolu sevgi dolu dert dolu
böyle aşk dünyada hiç yaşanmadı
hasret dolu çile dolu sevgi dolu dert dolu
böyle ask bir daha hiç yaşanmadı
aşkımın gözyaşları tek ümidim hala
döktüğüm kanlı yaş yalnızlık ne fena
mahşerde seni seni leylaa leylaaaaaa leylaaaaaaaaaa....
leylaeaeaaa...(leyleaeae..)
ölmek bir sonm değil bize seven ölümsüzdür leyla
dünya döndükçe biz varız sevdikçe leyla
biz varız leyla

bir efsane olduk dertle çilede
hep sordular mecnun leylan nerede?
dedim ki leyla bende gündüzümde hem gecemde
kaderimde feryadımda son nefesimde
dedim ki leyla benim gündüzümde hem gecemde
kaderimde kederimde her nefesimde
aşkımın göz yaşları tek ümidim hala
döktüğüm kanlı yaş yalnızlık ne bela
mahşerde seni senii leylaaa leylaaaa leylaaaaa...
leyleaea leylaea leylaea
ölmek bir son değil seven ölümsüzdür leyla
dünya durdukça biz varız sevdikçe leyla
sevdikçe leyla
leylaaa
mecnuuuuun
leylaaaaaa
mecnuuuuun
leylaaaaaaaa
mecnuuuuun......




CaferTayar 20Haziran 2008 14:21

Cvp: Aşk'a Dair..
 



Yanıklığıyla ve ceylanlarıyla
Kendini aşka çağıran çöldedir mecnun.
Dolaşır bir baştan bir başa.
Yüreğinden aşka ırmaklar akar çöl kumlarında.
Gönlünü avutur. Dolaştığı günlerden bir gün...
Fark edemez namaz kılan bir dervişin önünden geçtiğini.
Leyla’dan başkasını görmeye yasaklı gözleriyle
Göremez, namaz kılan dervişi.
Namaz biter. Kırk yıllık bekleyiş yükünü bilen derviş
Kızar mecnun'a. özür kuşanmış kelimelerin ardından,
Paslı vicdanlara bir hançer gibi saplanan sözler dökülür
Ley la kitabı okuyan dudaklardan : "
Kusura bakma derviş baba,
Ben leyla'nın aşkından seni göremedim.
Ya sen, huzurunda bulunduğun mevla'nın aşkından
Beni nasıl gördün?"

CaferTayar 20Haziran 2008 14:25

Cvp: Aşk'a Dair..
 


Mecnun’un zamanında
Görünüşte
Leyla’dan daha güzelleri de vardı.
Fakat Mecnun’un aklı fikri hep
Leyla’daydı.
Onu hepsinden daha güzel
Daha alımlı görüyordu.

Mecnun’a geldiler ve ona ;"
Leyla’dan daha güzelleri var.
Sana bunları getirelim." dediler.
Mecnun onlara şöyle cevap verdi :"
Hayır, ben Leyla’yı
Dış görünüşü ve güzelliği için sevmiyorum.
Çünkü o sadece görünüşten ibaret değildir.
Ley la benim elimde bir kadeh gibidir.
Ben o kadehten şarap içiyorum.
Sizin gözünüz hep kadehte kalmış."



CaferTayar 20Haziran 2008 14:32

Cvp: Aşk'a Dair..
 


Bir hac kervanı
Mecnun’un yurdu olan
Çöllerden geçiyordu.
Mecnun’u görünce
Saygıyla durdular
Ve birisi sordu:

a yok, yoksul âşık,
A dillere destan deli,
Ley la hakkında ne biliyorsun?

Adamın sorusu biter bitmez
Mecnun yere yığılıp kaldı.
Neden sonra onu gül sularıyla ayıltabildiler.
gözlerini açınca soru sorana dedi ki:

haydi, bir kere daha ley la de!..
Ley la hem soru, hem cevaptır.
Her soruya ley la cevabı elvermez mi?
Ne kadar mana incisi delinse
Yine de leyla'nın adı kadar değerli değildir.
Leyla’nın adını andın mı, ?
Cihan içinde cihanlarca sır söyledin demektir.
Her an "ley la" deme imkânım varken
Başka bir adı anmam küfürdür bana

.

Huzurİslam 21 Temmuz 2008 16:13

Aşk-a Dair
 
Herkesin dilinde bir aşk sözüdür gidiyor. Ve âlem halkı bunları aşk zannediyor. Halbuki yüce Mevlâ’dan gayri bir temâşâsı olan sevgi aşk değildir. Aşkı bilmeyenler, şehvetin adını aşk koydular.
Aslında aşk; şiddetli sevgi, sevginin koyulaşmış şekli, iptilâ, düşkünlük, aşırı muhabbet. Sarmak, sıkmak ve yanmak gibi mânalar taşır ve (a-ş-k) dan türemiştir. İnsanı sarmaşık gibi sıkarak onu kuvvetsiz bırakması nedeniyle böyle söylenir. Alevlerin bir şeyi kuşatmasını anlatır; aşk sözü, yoklukla doğrudan ilişkilidir. Sôfîlerce aşk, kâinatın varlık sebebidir.
Aşk, muhabbetten dallanır. Aşk ikidir. Mecâzî ve hakîkî aşk. Aşk Hakk’ın sıfatıdır. Kendisini aşkla sevenleri, Allah da aşkla sever. İnsandan başka kimse aşka tahammül edememiştir. Bu yüzden aşk ateşi, en büyük âzaptır ve herkesin kârı değildir.
“Aşk ile gel imdi Allah diyelim Dert ile gözyaşı ile ah!.. edelim” S. Çelebi
“Aşk, her gafili agâh eder
Cahili ârifi billah eder” Fazıl
Aşk, şiddetli sevgidir. Sevgi ve muhabbetin kaynayıp koyulaşması ve süzülmesidir. Aşk, muhabbet ufkunun zirvesidir. Aşk, insan yaratılışındaki güzellik ve varlığın temelidir.
“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim ve âlemi yarattım” kudsî sözünün içinde aşk vardır... İnsan, ahsen-i takvîm, Allah ise hüsn-i mutlaktır. Aşkın temelinde güzellik vardır. Güzelliğin temeli, Allah’ın tarifsiz güzelliğidir.
Allah’a karşı duyulan aşk, maddeden mânâya, halktan Hakk’a, fâniden bâkiye, yönelir.
Aşk, Allah Tâlâ’ya karşı sevginin kemâle erişi, âşığın aşkta yok oluşudur.
Aşk, tasavvuf düşüncesinin temel sözcüklerindendir. Tasavvufta aşk,varlığın aslı ve yaratılış sebebi, sevenin sevgilide kendini yok etmesi; âşığın yok, mâşukun var olması, her şeyin ondan ibâret olmasıdır.
“Aşk, her an secde hâlidir, aşk, imanın kemâlidir.” (K.Rifâi)
“Aşk hâline, arzularını azaltıp, şükrünü artırarak erişebilirsin.”
“Bir aşk armağanı almak istiyorsan, kalbini mürçidene aç.”
“Hüşyâr gönüllerde hasıl olan aşkın sırlarına nâil olmak istersen, bir gönül sahibinin gönlüne gir. Bunun için başka yol yoktur.”
“Aşk yoluna revan olmak istersen, dikkat et, o yolda ezelî ahde vefâ isterler…”
“Allah’ın huzuruna kabul edilenlerden olmayı istiyorsan, tevâzu’ içinde yaşamaya çalış.”
“Unutma ki Hak, hidâyetini, ancak kendisine muhabbet edene verir!..”
“Bil ki hazineyi açan anahtar, aşktan başka bir şey değildir.”
“Aşk semtinden başka yolda oturma; aşksız hayat boştur…”
“İlâhî aşkın lezzetinden mahrum, dünya hayatına mağrur, hayvânî maîşete meftûn, rûhânî lezzetten yoksun olanlardan uzak ol.”
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] “Hâdiseler senin kalbini kırmışsa üzülme. Mevlâ onu mahsus kırdırtmıştır. Kendi bulunsun için…(Ben kırık kalplerleyim) diye açık adresini resmen ilân etmemiş midir?”
“Eğer bu dünyada belâlara uğramışsan, Hakk’ın seni sevdiğini bil. Bu ezel kısmetidir anla.”
“Mevlâ’nın dayağından lezzet almayan, muhabbet davasında sâdık olmadığını bilsin.” (Rabiatül Adeviyye)
“Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.”
“Bin düşmanın yıktığını bir aşk yeniden yapabilir.”
“Hayır, hayatın değil, hakikatin, muhabbetin, aşkın adamını yetiştirmeliyiz. Hayatın hesapları aşkımızın düşmanıdır.” (Topçu)
“Unutma ki:Aşk şarabıyla yıkanmayan kalp, mudgadan ibarettir.”
“Kalplerine aşkın sıcağı dokunmadan yaşayan fosiller, yürüyen cesetler, canlı cenazelerdir.”
“Aşk yolu, ehl-i hevâya kapalıdır. Bu yol ancak ciğeri yanık sâdıklara açıktır.”
“Evet, göz yaşı olan yere rahmet yağar, Allah Teâlâ’nın korkusundan akan bir damla, cehennemleri söndürür.”
“İlâhî aşka nisbeti olan kimsenin yanında güneş, bir lamba dahi olamaz.”
“Aşkın tatlı ateşiyle yanan kalpten çıkan âh, âşıkı, hakîkî mâşûku olan Allah’a bir anda vâsıl edecektir.”
“Rahmet deryasının feryâd ve figân ile cûşa geldiğini unutma! Zira “Mevlâ’nın en çok sevdiği amel, mü’minlerin seherlerde âh u vâh ile inleyip sızlanmalarıdır.”
“Aşkın odu ciğerimi-Yaka geldi yaka gider”
“Aşkın aldı benden beni-Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü-Bana seni gerek seni” (Yunus)
“Rahmet kapısının seherlerde göz yaşlarına açılacağına dâir ilân vardır. Zirâ Hakk’ın en çok sevdiği amel, “ümmetin seherlerde âh u vâh edip inlemeleridir.”
“Değil mi ki bir aşk yarası taşımayan yürek, ya deliye aittir, ya ölüye.”
“Aşk olmadıktan, kalb yanmadıktan sonra muhteşem kubbelerin altında haykırarak “Allah” demekten ne çıkar?..”
“İlim, bizi aşkın kapısına götürmüyorsa o bizim için yorgunluklar, yılgınlıklar ve bezginlikler getirecektir.” İlim Cibril ise aşk, refreftir. Cibril’in bizi götüreceği Sidre’ye kadardır. Halbuki menzil-i maksûda ancak aşk ile varılır.
“Evet boynuna aşkın zinciri takılmayan kimse, henüz mânevî hayata kavuşmamış demektir. Hakiki hayata kavuşmayan, hayatı “cidal” diye tarif eder, “hayat mücadeledir” der.
“Feyiz ve ihsan kapısı her zaman herkese açıktır. Oradan hiç kimse men edilmez, avucunu açanı boş döndürmez, kapısına geleni geri çevirmezler. O kapıdan henüz eli boş dönen olmadı. Yeter ki istemesini, almasını ve her birini irfan hayatımıza mal etmesini bilenlerden olalım.”
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] “Aşk ve muhabbet sarayına girmek istersen, bırak bütün sûrî amellerini yağma etsinler…Gözyaşı ile abdest alabiliyorsan ne mutlu. O namazda mi’rac muhakkaktır. Yalnız bu iş, İlâhî aşk ile olur. İlâhî aşk da, akl-ı maaş ile alınır. Yânî o fedâ edilmeden, bu şarâb içilmez.”
“Ey insan!...Can bahçesine gam fidanı dikmeyi bırak. Ecel makası ömür ipini kesmeden gönül erlerinin güzelliğinden renkler almaya bak. Kim onlar gibi bir dostun halkasına girerse, Allah’ı ve Resulünü hoşnut eder!..” (Mevlânâ)
“Ey aşk, ey gönlümüzün derûnî mânâsı! Ey ektiğimiz tohum! Ey biçtiğimiz mahsul! Şu hâle bir bak; tıyneti toprak olan insanlar artık eskidiler…Bizim çamurumuzdan şimdi bambaşka ve bize yabancı bir insan meydana geldi…” (Mevlânâ)
Muhammed İkbal şöyle feryâd ederdi:
“Yazıklar olsun! Artık aşkın vecdi ve heyecânı kalmadı…Artık Müslümanların damarlarındaki kan dahi kurudu. Namazlara bakın; saflar eğri, secdeler ruhsuz, kalplerde huzur yok! İçten gelen o İlâhî cezbe kaybolmuş!..”
“Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryân düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyân düştü” (N.Genç)
Akşemseddin Hazretlerini dinleyelim:
“Aşk hastası olanların, dost derdidir dermanları
Aşka esir olanların, dosta fedâdır canları.”
“Bu aşkı ben bilmez idim, bu bir acep sevdâ imiş
Bir zerresi ây u güneş, bir damlası deryâ imiş”
“Aşka esirdir ehl-i hâl, bu aşka sığmaz kıyl ü kal
Aşkın acep halleri var, kul eyledi sultanları.” (Akşemseddin)
“Bir şâha kul oldum ki kulu sultan-ı cihandır
Bir şâha kul oldum ki cihan ona gedâdır.” (Avnî)
“Duânın çabuk kabul olmasını istersen kalbini Hakk’ın dostunun kalbine bağla. Sakın Allah dostunu incitme!”
“İnsan her şeyiyle yağma edilecek bir metâ gibidir: Azrâil canını alınca varisler malını, makamına göz dikenler makamını, kabirdeki haşereler cesedini, alacaklı olanlar da hasenâtını-sevaplarını yağma ederler.”
“Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe ıstırap ve felâketten kurtulamaz.”
“Aşk eri Hak’tan ayrı değildir, o dâimâ öndedir, baştadır. Onlar dağlara baksalar, baktıkları dağı altın ederler.” (Akşemseddin)
“Ey âşıkları coşturup mâşûka sevkeden rehber! Kalk, sevgilinin adıyla gönüllerimize hayat üfle!” (Mevlânâ)
Aşkın menbaı olan yüce Mevlâ’ya emânet olunuz
.

TÜRKcan 21 Temmuz 2008 16:24

Cvp: Aşk-a Dair
 
Hüsnün Oldukca Füzûn Işk Ehli Artuk Zâr Olur


Hüsnün oldukca füzûn ışk ehli artuk zâr olur
Hüsn her mikdâr olursa ışk ol mikdâr olur

Cennet içün men' eden âşıkları dildârdan
Bilmemiş kim cenneti âşıklarun dîdâr olur

Işk derdinden olur âşık mizâcı müstakîm
Âşıkun derdine dermân etseler bîmâr olur

Zâhid-i bî-hod ne bilsün zevkini ışk ehlinün
Bir aceb meydür mahabbet kim içen hüşyâr olur

Allah razı olsun....
Hakk'a aşık olanlardan olma duasıyla...

Işk sevdasına sarf eyler Fuzûlî ömrünü
Bilmezem bu hâb-ı gafletden kaçan bîdâr olur
Fuzuli

_bülbül_ 21 Temmuz 2008 19:29

Cvp: Aşk-a Dair
 
Ask Muhammed'e muhabbettir
Ask guzellik letafettir
Ask Bir Olan'a sehadettir
Ask dedigin Yuce Mevla

Ask ne tendir ne tende can
Ask ne yusuf ne zuleyha
Ask ne hevestir ne heyacan
Ask dedigin Yuce Mevla

Aşk ne ham söz ne ateştir
Aşk ne yusuf ne züleyha
Aşk deiğin yüce mevla

Emekdar Üye 11 Ağustos 2008 23:29

Cvp: Aşk-a Dair
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


~~~*~~~*~~~*~~~*~~~



Ben ney'im? Delik deşik şimdi yüreğim.
Ey sevgili tüm şarkılarımı sana söylerim.



Duymazsın beni, kavuşmayacağımızı bilirim.



Hep yaşlıdır gözlerim, yanan yüreğimlehep seni özlerim.



Sesimi sana duyuracak yaralı bir gönül beklerim.
O anlattıkça derdini, ben inlerim.



Herkesle konuşmam, herkes anlamaz beni.



Her yürek taşıyamaz bu ateşi.
Her göz yağmurları çağırmaz.



Her gönül aşk denizine dalamaz.
Su ateşi söndürür. Marifet suyla ateşi birlikte taşıyabilmektir.
Akıl erdiremez buna her ruh. Aklı erenlere mecnun denilir.

Sıcak ellerine tutundum bir aşığın. Önce bastı bağrına,



sonra götürdü dudaklarına... Nefesiyle titretti yüreğimi...
Parmaklarıyla deşti yaramı, kanattı.



Şimdi aşkımı anlatma zamanı.

Ben başlayınca konuşmaya, susacak tüm dünya.

"Ya Hu!"

Susun şimdi ney'i dinleme zamanı. Feryadımla coştu neyzen.
Aşkla dönermiş dünya, döner semazen.
Haykırışlarımı duyan her kalp kanadı.


Herkes kendi sevdasınca yandı.
Gönülleri ayrılık acısı sardı.
Aşklar gözyaşına kandı.


Sevda aleviyle kanatlandı ruhlar, sonsuzluğa uzandı.

"Ya Hu!"

Şimdi ben konuşmalıyım. Sevgiliye aşkımı haykırmalıyım.
Ben neyim? Küçük bir kamıştım sazlıkta.


Kader bir bıçak oldu, kopardı toprağımdan.



Aşk ateşiyle piştim. Hasretinden bağrımı deldim.



Konuş dediler, ağladım, inledim...
Şimdi aşkın ellerinde dolanan bir ney'im...

Ney aşkın sesi... Ney ayrılığa yakılan ağıt.
Ağlar ney aşk ateşiyle...



Yüreklerle konuşur ney, yüreklere konuşur...


Aç şimdi kalbinin kulağını:

"Şu ney'in neler söylediğini can kulağıyla dinle!..."

O ayrılıklardan şikayet etmededir.

Parçalar dinler, parçalar yüreğin...
parçalanmaktan ne fayda, paramparçaysa yüreğin...
parlak birgelecek düşlersin de
kuş kafesten uçmuş, ama çarpar yüreğin...

~~~*~~~*~~~*~~~*~~~*~~~





Göğe asılı bıraktığın bu sağnak, nice gönül tarlalarından 'hû' filizlendirdi.


Kâinat vecde durdu. Ve... dünya elifle dönüyor, yürekler elife dönüyor. Aşk vesile...


Dünyaya alıştım alışalı, denizi çakıl taşlarından tanıdım. İçimde ney seslerini büyüttüm.



Belli ki yine bu ıssız limanda fırtına kopacaktı. Bir muammalı vakitti oysa ki yalnızlıklar.


Aşkın tarifini sordum göçen kuşlara. Dediler göç... Dediler yanmaktır yaklaştıkça...


Onun kaynağından tadan divanedir, sonra...


Sonra bir şair kesti yolumu... 'En yüce bir düştür benim aşkım.

Görmeye değmez ki küçük düşleri' dedi ve ekledi: 'Mecnun değilsen sus!...'




Bense güneşin kol gezdiği ufuklar hayal ederdim alkımlı dünyamda, aşka dair...



Düşlerim en kudsi duygularla bezenmişti oysa.

Meğer küçük düşlerle avunmuşum...

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Muhayyel sevdalar bürüyor yüreğimin pencerelerini.



Herbiri tül, herbiri hür. Hiç dokunulmamış, hiç yaşanmamış.


Hikâyelerine hayal meyal tanıklık ettiğim...


Bu efsane hikâyeler sürüldü masama.


[Bense özgün sözlerin tadına alışıktım.

Benim taatim, tahiyyatimdi Rab'le...


Dünyanın perdesini şöyle bir aralayınca,

aşka dair birçok şeyin öylesine ortalığa savrulmuş olduğunu hissettim ki;



tanınmayacak haldeydi.



Kadın olmuştu, para, makam, nefs, hırs, menfaat, sömürü olmuştu.



O kutsalı aralarından arındırmak öylesine zordu...



Kalan son sevgi sözlerini topladım avucuma... doldurmuyor bile!


Dilden çıkıp, ancak kulağa kadar varabiliyordu; yüreğe değil...


Aşka belki bir adım, belki asırlar vardı ama,

sevgiyi diri tutmaktı, yaşatabilmekti esas olan.



Ucuzcular pazarından kurtulup, sultanlar sofrasına hizmetli olabilmekti...



İflah olmaz aşk kisvesini giyebilmekti.



Gönülde maya tutup aşka, onu göklere armağan edebilmekti.... uçurtmalara...


][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Celal-i Didar'a yâr olabilmekti benim en gerçek düşüm...



Sen ezelî ve ebedi, arzsız, arşsız,



cennet ve cehennemsiz öylesine bir sevdasın ki diyebilmekti...



Mevlânaca bir tavır koyabilmekti.


Naz makamına ulaşmayı gönül hedefinin tam ortasına yerleştirebilmekti...


Ruhum firdevslere kayarken, dünyanın sahte makyajı bulaşıyor yüreğime.


Her renk bir adım daha ulaşılmaz kılıyor seni.


Kalbimde bir dünya kurup,


binbirinin yıkılışını venüs bardağından seyretmek gibi bir şey sanırım



ulaşılmazlığın..

Ey ulaşılmaz Matlubum!...

Hırçın dalgalar Kahhar ismini vuruyor dünya sahiline,


güller Cemal isminle raksa başlıyor bir seher,



kuşlar Nur ismini zikrediyor bir şafak kızıllığında...


Bense, Vedud cografyasında, 'seven' şahsında talibi oynamaktayım.


Belki adaylığın adaylığına bile lâyık değilken;


'Bende Mecnun'dan fusun aşıklık istidadı var,
Aşık-ı sadık benim, Mecnun'un ancak adı var...'
diyebilme cürekârlığına koşmaktayım...




SAAT: 23:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306