Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Zafer Müslümanlarındır (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/27260-zafer-muslumanlarindir.html)

YaŞuHa 09 Kasım 2013 20:17

Zafer Müslümanlarındır
 
Zafer Müslümanlarındır
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Hayatı ve mücadeleyi iktidara endeksli olarak okuyan ve ciddi sınavlardan geçmeden aceleyle hemen başarıya tutunmak isteyen bazı Müslümanlar var. Gerekli emeği vermeden, Rabbimizin gaybi yardımına layık olunup olunmadığının muhasebesini yapmadan zaferin geleceğini uman acelecilikler çoğu zaman karamsarlıkları hatta ümitsizlikleri getirmektedir.

Arapça bir kelime olan ye’s / yeis ümitsizlik, ümitsizlik halinden kaynaklanan sıkıntı, karamsarlık gibi anlamları içermekle beraber istek ve arzunun tükenerek, artık umudun kalmaması anlamlarına da gelmektedir. Sözlükte arzu edilen şeyden uzaklaşmak anlamına gelen yeis’in karşıtı ise ‘reca’ yani umma, ümit beslemektir.

Fussilet Suresi 49. ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“ İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şey dokundu mu, artık o, yeise düşen bir umutsuzdur.”

Bu ve buna benzer ayetlerden de anlaşılıyor ki insan yaradılış gereği hayır olan, faydasına olan şeyi arzu eder ve ona ulaşmak ister. Bu arzusunu elde etmek için de çalışır. Ancak bunu elde edemeyince, zorluğa ve sıkıntıya düşünce de bu dünyaya imtihan için geldiğini unutur. Halinden şikâyet etmeye başlar ve çabucak ümitsizliğe düşer. Bu hal, iyiliğe (takva) ve kötülüğe (fucr) meyletme özelliği içinde kendisine özgür irade verilmiş olan insanın en önemli imtihan konusudur. Ve bu imtihan sürecinde yaratılmış olan her kula en önemli imkanı da kendisine rehberlik yapacak olan vahyi ölçüler sunmaktadır. İnsan ya vahyin elinden tutacak ve öğüt alacaktır; ya da egosunu kutsayarak nankörlüğü seçecektir.

Kuran’daki kullanımlarına baktığımız zaman aslında yeis hali inkârcıların bir özelliği olarak karşımıza çıkar. Çünkü bu tip insanların Allah’ın kendilerine nimet verdiği zamanlarda Allah’ı andıklarını, nimeti kestiği zamanda ise Rablerine ihanet ettiklerini görmekteyiz. Bunun en çarpıcı örneği Fecr Suresi’nin 15-16. ayetlerinde zikredilmektedir.

“İşte insan, onu Rabbi imtihan ettiği zaman, ona ikramda bulunup, nimetlendirince: ‘Rabbim bana ikramda bulundu’ der. Ama onu, imtihan edip, rızkını daralttığında: ‘Rabbim bana ihanet etti’ der.”

Yeis halini birçok âlim ölüm sebebi olarak görür. Çünkü imtihanlar karşısında umutsuzluğa kapılan insan hayatın ve yaşamın anlamını kaybeder. Böyle insan bedenen yaşasa da, aslında ruhunu, yaşam enerjisini ve iradesini öldürmüş demektir.

Ümitsizlik hastalığının en önemli sebebi ise insanın Allah’a olan inanç bağlarının zayıflamasıdır. Çünkü insanın Allah’a olan inancını zayıflatması veya yitirmesi aynı zamanda Allah’ın adaletinden ve ahirette hesap gününün varlığından da şüpheye düşmesi demektir.

Yeis’in diğer bir tanımı karamsarlıktır. Karamsarlık aynı zamanda hayata karanlık gözlerle bakmaktır. İmtihanlara hazır olmayan, hep iktidara ve nimete yönelen insanlar sürekli olarak açıktan veya gizli olarak zaferin ne zaman geleceğini sorarlar. Ve bu insanlar geleceği hep karanlık görürler.

Oysa zafer, Müslümanlar için bizatihi mücadele azmidir. Zafer hayata ümmet olma penceresinden bakıp bu doğrultuda bir direniş hattı oluşturmak ve Rabbimizin razı olacağı vahyin şahitleri olarak yaşamak azmidir. Bu gün Suriye’de, Mısır’da ve dünyanın birçok yerinde diktatörlere, zorbalara, zalimlere karşı mücadele veren, direnen kardeşlerimizin bu direniş hamlesinde ve varoluş soluklarında Allah’a karşı kul olma bilinçlerinin yattığını ve ümitsizliği kırmak için mücadele ettikleri gerçeği ortadadır. Zulme, zorbalara ve her türlü cahiliyyeye karşı fıtratı ve vahyi değerleri yeniden diriltme (ihya) ve ıslah mücadelesi bir var olma hamlesidir. Diriliş ve ıslah hamlesi ümidi bekleyen değil, ümidi oluşturan bir ibadettir.

Şunu da unutmamak lazım ki, insan emeğinden başka şey elde edemez. İnsan ancak emeğinin karşılığını yer. Ve Rabbimize imanımız, bize insanın yapıp etkilerinin, yani emeğinin karşılığı kendisine mutlaka dünyada ve ahirette veya mutlak anlamda mutlaka ahirette ödeneceği bilincini diri vermelidir. Allah’ın Kur’an’daki vaadi de bu istikamettedir. Ve Allah vadinden dönmez.

Sonuç olarak, iyiliğin, güzelliğin yerleştirildiği fıtratımız ve hayatımız konusunda yeis’e düşmemek için, Kur’an’ı anlamak ve şahitleştirmek konusunda ÇARESİZLİĞE düşmemek için, Rabbimizin rahmetine muhtacız. Ama bu rahmete kavuşmak için de ortaya gücümüz yettiğince emeğimizi koymak ve bu doğrultuda donanım sahibi olmak zorundayız.

Bizim hayat mücadelemiz sadece dünyevi nimetlere ulaşmak için değil, Allah için, onun rızası için olmalıdır. Çünkü Rabbimizin verdiği nimet karşısında insan azabilir, o nimeti kaybettiğinde ise yeis’e düşebilir. Bu açıdan Mehmet Akif’in şu dizeleri anlamlıdır:

“Allah’a inan, say’e sarıl, Hikmete ram ol

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.”

Rabbimiz bizleri yoklukta da, varlıkta da salihlerin, sıddıkların ve şehitlerin yolundan ayırmasın. Ve Allah’a karşı günah işlemekte aşırı giden, Allah’ın rahmetinden ümidini kesen kullar olmaktan korusun.

Unutmayalım ki Rabbimiz bağışlayıcı ve rahmeti geniş olandır. Yeter ki vahyin gösterdiği vesilelere sarılalım. Bunun için de yaşadığımız şartlarda Müslümanca var olma, var kalma ve vahyi doğruları tanıklaştırma istikametinin yolcuları olabilelim. Bu konuda Siret-i Resul ne güzel bir örnektir?











SAAT: 13:51

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306