Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader (https://www.forum.medineweb.net/656-olum-ahiret-sirat-mizan-kader)
-   -   İslam'a Göre... (https://www.forum.medineweb.net/olum-ahiret-sirat-mizan-kader/12949-islama-gore.html)

_bülbül_ 11 Nisan 2009 22:10

İslam'a Göre...
 
Müslümanlar inanç, düşünce ve davranışlarını İslâmın tesbit ve taleplerine uygun düşürmek mecburiyetindedirler İman etmeden önce hürriyet içinde (hiçbir mecburiyet sözkonusu olmaksızın) düşünürler, iman ve inkârın delillerini karşılaştırırlar (bunu herkes kendi akıl ve bilgi seviyesine göre yapar); sonunda imana karar verir, imanda karar kılarlarsa artık inanç, düşünce ve davranış parçalarının tutarlı bir bütün oluşturması zarureti vardır Bu sebeple müslümanlar düşünce ve davranışlarını İslâmî meşrûiyyet ölçütüne vurur, buradan icazet aldıktan sonra yollarına devam ederler
"İslâma göre meşrû" olma hükmünün -yükümlülerin bilgi seviyelerine göre- farklı kaynakları vardır İslâm müctehidlerinin kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'tir; diğer kaynaklar ve metodlar da bu iki kaynağa racidir Fıkıh Usulü'nde "mukallid" denilen "islâmî bilgisi ve eğitimi zayıf" kimseler ise meşrû hükmünü, bir müctehidin fetvasına, açıklamasına dayanarak, onu öğrenerek, naklederek elde ederler Gerek ictihad ve gerekse taklit yoluyla elde edilen bilginin, hükmün kesin olmadığı, isabetsizlik ihtimalinin bulunduğu, galip zanna dayandığı genellikle kabul edilmiş, din de ameli hayatın böyle bir hükme dayandırılmasına izin vermiştir İmam Şafi'î, ayet ve hadisin mânâ ve hükmü üzerinde ittifak hasıl olmuş ise bununla hükmettiğimizde "hem zahirde, hem bâtında hak ile hükmettik" deriz, hükmün dayanağı böyle değil ise "zahirde hak ile hükmettik" deriz açıklamasını getirerek bu farka işaret etmiştir

Meşruiyeti "hem şekil, hem amaç yönünden meşrû" ve "yalnızca şekil yönünden meşrû" olmak üzere ikiye ayırmak gerekir Asıl "İslâma göre" oluş, düşünce, inanç ve davranışın hem şekil, hem de ruh, mânâ, amaç yönlerinden İslâma uygun olmasıyle gerçekleşir Bu meşrûiyyeti yakalamanın yolu ise İslâmın temel kaynaklarına kirlenmemiş (başka felsefe ve dünya görüşleri ile şartlanmamış) bir akıl ve halis niyet ile yaklaşmak, Allah rızasını her rızanın önünde ve üstünde tutmaktır; başka bir deyişle dinin semasında biri doğru bilgi, diğeri üstün ahlaktan oluşan iki kanatla yükselmektir İctihad ehliyeti ve ihlas ahlakının yaygın olduğu devirlerden sonra müslümanlar "yalnızca şekilde meşrûiyyetin, işin kitabına uygun düşürülmesinin, şerî hilelerin" peşinde oldular
Çağların dayattığı anlayış, ilişki ve işlemleri -İslâmın ruhuna ve amacına aykırı da olsa- şekil yönünden ayet ve hadislerin veya verilmiş fetvaların çerçevesine sokmakla yetindiler; bunun için dolambaçlı yollardan yürüdüler, olmadık tevillerde bulundular İslâmın getirdiği ferdî ve ictimaî ahlaka, cemiyet düzenine aykırı düzen ve düzenlemeleri, sistemleri -ayetlerin ve hadislerin boyunlarını bükerek, kendi amaçlarına uygun okuyarak- İslâma göre meşrû kalıbına veya kıyafetine soktular Zemzem kabına da konsa rakının rakı olduğunu, alış-veriş kıyafetine de sokulsa faizin faiz olduğunu düşünmediler Bu gidiş sonunda dışı ve adı İslâm, içi ve tadı gayr-i İslâm olan bir ucûbe ortaya çıktı

Şimdi birçok müslüman, ticaretinde, yatırımında, beşeri ve sosyal ilişkilerinde, dünyadan nasiplenişinde tıpkı Batılılar gibi, hıristiyanlar ve yahudiler gibi yaşamakta, onlar gibi duyup düşünmekte, fakat kıyafeti, haccı, namazı, faizi ve meşrû olmayan kazancı besmele çekerek yemesi bakımından da -böylece dış görünüş ve şekil yönünden- müslüman sayılmaktadır
Rakıyı zemzem kadehine koyarak içmek (mesela faizi tevil ederek, yahut araya ciddi olmayan bir satım işlemi sokarak yemek) caiz olmadığı gibi, zemzemi rakı kadehine koyup içmek de caiz değildir, ancak birincisi ikincisinden daha kötüdür ve dayanağı da şeklî meşrûiyyettir; ruhu, mânâyı, amacı gözardı etmektir

Hayreddin KARAMAN (Laik Düzende Dini Yaşamak, 1Cilt, İz yayıncılık, İstanbul, 2002, 5 Baskı)

_bülbül_ 11 Nisan 2009 22:11

RE: İslam'a Göre...
 
Müslümanlar inanç, düşünce ve davranışlarını İslâmın tesbit ve taleplerine uygun düşürmek mecburiyetindedirler İman etmeden önce hürriyet içinde (hiçbir mecburiyet sözkonusu olmaksızın) düşünürler, iman ve inkârın delillerini karşılaştırırlar (bunu herkes kendi akıl ve bilgi seviyesine göre yapar); sonunda imana karar verir, imanda karar kılarlarsa artık inanç, düşünce ve davranış parçalarının tutarlı bir bütün oluşturması zarureti vardır Bu sebeple müslümanlar düşünce ve davranışlarını İslâmî meşrûiyyet ölçütüne vurur, buradan icazet aldıktan sonra yollarına devam ederler
"İslâma göre meşrû" olma hükmünün -yükümlülerin bilgi seviyelerine göre- farklı kaynakları vardır İslâm müctehidlerinin kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'tir; diğer kaynaklar ve metodlar da bu iki kaynağa racidir Fıkıh Usulü'nde "mukallid" denilen "islâmî bilgisi ve eğitimi zayıf" kimseler ise meşrû hükmünü, bir müctehidin fetvasına, açıklamasına dayanarak, onu öğrenerek, naklederek elde ederler Gerek ictihad ve gerekse taklit yoluyla elde edilen bilginin, hükmün kesin olmadığı, isabetsizlik ihtimalinin bulunduğu, galip zanna dayandığı genellikle kabul edilmiş, din de ameli hayatın böyle bir hükme dayandırılmasına izin vermiştir İmam Şafi'î, ayet ve hadisin mânâ ve hükmü üzerinde ittifak hasıl olmuş ise bununla hükmettiğimizde "hem zahirde, hem bâtında hak ile hükmettik" deriz, hükmün dayanağı böyle değil ise "zahirde hak ile hükmettik" deriz açıklamasını getirerek bu farka işaret etmiştir

Meşruiyeti "hem şekil, hem amaç yönünden meşrû" ve "yalnızca şekil yönünden meşrû" olmak üzere ikiye ayırmak gerekir Asıl "İslâma göre" oluş, düşünce, inanç ve davranışın hem şekil, hem de ruh, mânâ, amaç yönlerinden İslâma uygun olmasıyle gerçekleşir Bu meşrûiyyeti yakalamanın yolu ise İslâmın temel kaynaklarına kirlenmemiş (başka felsefe ve dünya görüşleri ile şartlanmamış) bir akıl ve halis niyet ile yaklaşmak, Allah rızasını her rızanın önünde ve üstünde tutmaktır; başka bir deyişle dinin semasında biri doğru bilgi, diğeri üstün ahlaktan oluşan iki kanatla yükselmektir İctihad ehliyeti ve ihlas ahlakının yaygın olduğu devirlerden sonra müslümanlar "yalnızca şekilde meşrûiyyetin, işin kitabına uygun düşürülmesinin, şerî hilelerin" peşinde oldular
Çağların dayattığı anlayış, ilişki ve işlemleri -İslâmın ruhuna ve amacına aykırı da olsa- şekil yönünden ayet ve hadislerin veya verilmiş fetvaların çerçevesine sokmakla yetindiler; bunun için dolambaçlı yollardan yürüdüler, olmadık tevillerde bulundular İslâmın getirdiği ferdî ve ictimaî ahlaka, cemiyet düzenine aykırı düzen ve düzenlemeleri, sistemleri -ayetlerin ve hadislerin boyunlarını bükerek, kendi amaçlarına uygun okuyarak- İslâma göre meşrû kalıbına veya kıyafetine soktular Zemzem kabına da konsa rakının rakı olduğunu, alış-veriş kıyafetine de sokulsa faizin faiz olduğunu düşünmediler Bu gidiş sonunda dışı ve adı İslâm, içi ve tadı gayr-i İslâm olan bir ucûbe ortaya çıktı

Şimdi birçok müslüman, ticaretinde, yatırımında, beşeri ve sosyal ilişkilerinde, dünyadan nasiplenişinde tıpkı Batılılar gibi, hıristiyanlar ve yahudiler gibi yaşamakta, onlar gibi duyup düşünmekte, fakat kıyafeti, haccı, namazı, faizi ve meşrû olmayan kazancı besmele çekerek yemesi bakımından da -böylece dış görünüş ve şekil yönünden- müslüman sayılmaktadır
Rakıyı zemzem kadehine koyarak içmek (mesela faizi tevil ederek, yahut araya ciddi olmayan bir satım işlemi sokarak yemek) caiz olmadığı gibi, zemzemi rakı kadehine koyup içmek de caiz değildir, ancak birincisi ikincisinden daha kötüdür ve dayanağı da şeklî meşrûiyyettir; ruhu, mânâyı, amacı gözardı etmektir

Hayreddin KARAMAN (Laik Düzende Dini Yaşamak, 1Cilt, İz yayıncılık, İstanbul, 2002, 5 Baskı)


SAAT: 17:09

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320