![]() |
Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Herkesin ömrünü Allah'ü Teala ezelde takdir etmiştir. Ecel gelince , Azrail aleyhisselam insanı nerede olursa olsun bulur . Harpten kaçmak , insanı ölümden kurtarmaz , ömrü uzatmaz. Düşman karşısında kalmak da insanı öldürmez yok etmez. Ecel , ileri ve geri gitmez , insanın ömrü değişmez. Ecel gelince insanı uyandıracaklar ama o zaman ki pişmanlık işe yaramayacak , rezil olmaktan başka ele bir şey geçmeyecektir. Dünyaya gelen herkese ölüm yaklaşıyor. Ahiretin çeşit çeşit azapları , insanları bekliyor. İnsan öldüğü zaman , kıyameti kopmuş demektir. ölüm uyandırmadan ve iş işten geçmeden önce uyanmalı , Allah'ü Teala emirlerini ve yasaklarını öğrenip , şu birkaç günlük ömrü , bunlara uygun geçirmeli ahiretin azaplarından kurtulmaya çalışmalıdır. Tahrim Suresi 6. ayetinde mealen '' Ey iman edenler kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır '' buyuruldu . Her insanın , Azrail aleyhisselamın gelip canını zorla alacağı , ecel arslanı pençesini takacağı , can verme acılarının başına geleceği , şeytanın imanını çalmak için kasedeceği , dostlarının vah vah öldü , siz sağolun , diye evladınıza taziye edecekleri vakti düşünmesi lazımdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki ; '' Ömür her an geçmekte , ecel ise yaklaşmaktadır. Kazanç zamanı geçip gidiyor. Her geçen an ömrümüzü azalmakta , ecel zamanı yaklaşmaktadır. Bugün aklımızı başımıza toplamazsak , yarın ah etmekten ve pişmanlıktan başka elimize birşey geçmez. Bu birkaç günlük sağlık zamanında , İslamiyete uygun yaşamaya çalışmalıyız. Ancak böyle kurtulmamız umulur. Dünya hayatı iş yapacak zamandır. Keyif yapacak , eğlenecek zaman ileride gelmektedir. Orada yani ahirette , dünyada yapılan işlerin karşılığı ele geçecektir. İş zamanını eğlence ile geçirmek , çiftçinin tohum ekmemesi ve mahsul almaması gibidir.'' İmam-ı gazali hazretlerinin nefsine aslında hepimize hitaben buyurduğu gibi ; '' ey nefsim , ecel sana yaklaşmakta , Cennet ve Cehennem'den biri seni beklemektedir. Ecelinin , bugün gelmeyeceği ne malum ? Bugün gelmezse birgün elbet gelecek. Başına gelecek şeyi geldi bil. Çünkü ; ölüm , kimseye vakit tayin etmemiş , gece veya gündüz çabuk yahut geç , yazın veya kışın gelirim dememiştir. Herkese ansızın gelir ve hiç ummadığı zamanda gelir. İşte ona hazırlanmadın ise bundan daha büyük bir ahmaklık olur mu ? Osman ünlü |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Dünyaya gelen herkese ölüm yaklaşıyor. Ahiretin çeşit çeşit azapları , insanları bekliyor . İnsan öldüğü zaman , kıyameti kopmuş demektir. ölüm uyandırmadan ve iş işten geçmeden önce uyanmalı , Allah razı olsun, gerçekten de insan ürperiyor:(( |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir olmak ile olmamak arası bir süreç. kimine göre bir son kimine göre asıl bir başlangıç.. sonuç itibarı ile ölüm insanın kıyameti.. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Alıntı:
Rabbim senden de razı olsun, Ölümü hatırlamak ve hatırlatmak sünnettir, bu sünneti yerine getirmeye çalışıyorum. Rabbim yardımcımız olsun. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Alıntı:
Ölüm herkes için bir bitiş bir son Ama benim için bir başlangıç Öldükten sonra dirilmek Öldükten sonra günahlarının hesabını vermek İyi de olsan kötü de olsan En güzeli Allah'a ulaştığını hissetmek. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Alıntı:
|
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Alıntı:
İnşallah en güzel şekilde ulaşmayı bizlere Rabbim nasip etsin. :):) |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Düşünün bir kere ! Sen can çekişmektesin. Ölümün sıkıntısı , acısı , gam ve ızdırabıyla boğuşmaktasın. Ölüm meleği ayağından itibaren ruhunu çekmeye başlamış. Bu çekişin acısını ayağının ta ucundan hissetmektesin. Sonra bu çekiş aralıksız devam eder, can çekişme kızışır. Ruh aşağıdan yukarıya olmak üzere bütün bedeninden çekilir. Acı doruğa ulaşmıştır. Ölümün sıkıntıları bütün bedenine yayılmıştır. Kalbin ürperti ve üzüntü içindedir. Rabbinden gazap veya hoşnutluk müjdesini gözleyip beklemektedir. Canını almakla görevli melekten bu iki haberden birini almaktan başka bir ihtimal olmadığını anlamışsındır. İşte sen böyle gam , tasa , ölüm acısı ve şiddetli üzüntü içerisinde Rabbinden iki müjdeden birini beklerken , birden bire ölüm meleğinin çehresiyle yüz yüze gelirsin. Bu çehre ya en güzel veya en çirkin bir manzara arzetmektedir. Bedeninden ruhunu çekip çıkarmak üzere elini ağzına doğru uzatırken ona bakıyorsun. Bu hale düşmekten ve ölüm meleğinin yüzünü görmekten dolayı nefsin zillete bürünmüştür. Ondan nasıl bir müjdeyle karşılaşacağını merak edip duruyorsun. Birden bire onun sesini duyuyorsun. Sana '' Allah'ın (cc) rıza ve mükafatıyla sevin , ey Allah'ın dostu'' Veya '' O'nun gazabı ve azabıyla sevin , ey Allah'ın düşmanı'' haberini alıyorsun. İşte o anda ya kurtulmuş ve başarına kesin kanaat getirir ve ruhun Allah (cc) ile huzur bulur ya da mahv ve helak olduğuna kani olur , kalbin ümitsizlikle dolar , Allah'tan ümit ve emelin kopar ... Alıntı... |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Ölüm kendine has tarifi olmayan bir acıyı ifade etmektedir. İnananlar ölüm acısını sadece bir kez , o da dünyadan ayrılırken tadacaklardır. İnanmayanlar ise bu acıyı ahirette defalarca tatmak zorunda kalacaklardır.. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ölüm geldiğinde; mal gider, mülk gider, eş gider, dost gider… Ama iman bizimle kabre girer. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Alıntı:
evet000 ArO* c* c* |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Ölüm , ön cephesi vahşet , arka cephesi rahmet olan kelime... Bizi korkutan ölüm müdür sizce ... '' Eğer İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruki Hindistan'da hayattadır deseler ve bir davet de olsa bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim der, Bediüzzaman Hazretleri..'' Ve bugün deseler ki, Hz. Yusuf Mısır'a geldi. Hangi birimiz merak edip de gidip görmek istemeyiz ki, içi güzel dışı güzel Hz. Yusuf'u.. Ve yine dense ki, '' Bu yıl hac mevsiminde iki cihanın güneşi Hz. Muhammed (sav) dünyaya gelip ümmetiyle birlikte hac yapacak'' Heyecan ötesi bir heyecan ile imkansızlıkta imkanı oluşturup ne yapar ne eder katılmak istemez miyiz.. Peki kabrin öbür tarafında milyonlar Yusuflar ve Ahmed Faruklar ile bekliyorken Resulullah Efendimiz (sav) bizi ölümün siyah peçesini aralamaktaki cesaretsizliğimizin nedir sebebi... Ahiret alemine iman eden her bir akla malumdur ki ölüm, hayat vazifesinden bir terhis dünya imtihanındaki ubudiyetten bir paydos, öteki aleme gitmiş ahbap ve akrabalara kavuşmaya bir vesile, hakiki vatana ve ebedi saadete girmeye bir vasıta, sıkıntılı dünya hayatından Cennet bahçelerine bir davettir... Ölüm ki, müştak olduğumuz ölümsüzlüğe açılan bir kapıyken bizi korkutan elbette günahlarımızdan başkası değildir. Güzelleri en güzele kavuşturan ölüm, güzeldir. Rahmet ve saadetin mukaddemesi olan ölüm bütün nimetlerin başlangıcıdır. Öyleyse kendisi de nimetin ta kendisidir. Şair de ne güzel ifade etmiştir. '' Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber '' '' Allah'tan hayırlı uzun ömür isteyiniz '' buyurur Peygamber Efendimiz (sav) ... Dünya lezzetlerinden daha çok istifade etmek, çoluk çocuğunun mürüvvetini görmek, dünyevi iş ve planları mükemmelleştirmek için değildir bu talep. Ölümün istenmeyişinde tek makul sebep vardır. O da Allah'ın rızasına vesile olacak daha çok amel yapabilmek ve ölüme hazırlanabilmek adınadır... Yaratılmışlar harabiyete mahkumdur. Güneş batar , çiçekler solar, zamanın geçmesiyle saniyeler, dakikalar ölür. Lezzetler gibi musibetlerde fanidir. Her dakika binler hücresi ölen beden-i insani gün gelir kendisi de ölür. Küçük kainat olan insanın ölmesi gibi sürekli büyümekte olan şu koca kainatta gün gelecek ölecektir. Ölümden kurtuluşu yoktur cisimlerimizin. Allah'ın bekasından beka verdiği ruhlarımızdır geriye kalan. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakaladığı '' El mevtü hakkun'' tefekkürünü yapabilsek her an... Ve şimdi dünya sahnesinin oyuncuları olan insanlar elli sene sonrasının iskeletleri değil midir..... Evet şu an yaşayan , nefes alan , konuşan , gülen, eğlenen , yazan ve okuyan bizler... Elli sene sonrasının ehl-i kuburu değil miyiz... Şu fani dünyada bildiğimiz belki de en kat'i hakikat her şey Cennet ya da Cehennemde açmak üzere ölecektir... Alıntı... |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir De ki; Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp buluşacaktır. Sonra gaybı da müşahade edilebileni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz.. O da sizin yaptıklarınızı haber verecektir.... ( Cuma , 8 ) Resulullah (sav) şöyle buyurdular... Sizden hiç kimse , maruz kaldığı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari şöyle söylesin : Rabbim hakkımda hayat hayırlı ise yaşat, ölüm hayırlı ise canımı al '' |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Dün çimen benim ayaklarımın altında idi, bugün üstümde bitiyor. Görmüyor musun? Toprak günahlardan başka herşeyi örtüyor!... Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s) |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir saniye öncesini geri getirmekten âciz, Bir saniye sonrasından habersiz, Bir o kadar da nankör, bir o kadar da günahkârız. Ve hayat ile ölüm kadar Sana muhtacız.. |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yaşlılar için bir ayağı çukurda denir. Halbuki Ölüm iki ayağı çukurda olmayana da gelir. Enes Kenan Aklan |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ölüm, ben seni utanç ile titrerken gördüm. . . Özdemir ASAF |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ...soluğumda bir acı; 'Ölüm var, ölüm var !' diye hatırlatıyor. Evet ölüm var, biliyoruz inanıyoruz ama yine de acıtıyor işte. . Belki de ölüm değilde acıtan, bağlandığımız dünya... Hiç ölmeyecekmiş gibi sarıldığımız dünya... Ölümü düğün eden bir inancın eksikliğini var, gözlerimiz görmüyor. Doğduğumuz her andan itibaren ölümle kardeş olan bir hayatın içerisideyken biz ölümü kardeşlikten çıkarıyoruz. Ölümü unuttuğumuz nokta da başlıyor, hırsımız, öfkemiz, tutkumuz, hazzımız, bitmek bilmeyen isteklerimiz! Bir zeytini şükürle yemeyi unutuyoruz, ölümü unutunca! ibadetlerimizi unutuyoruz, ölümü unutunca! Sevdiklerimizin yüzüne gülümsemeyi bile unutuyoruz ölümü unutunca! Sevdiğimizi söylemeyi unutuyoruz ölümü unutunca! Unutuyoruz ki ölünce hatırlıyoruz! Bugün var, ama belki yarın yok! Yok oluyor işte.. Sevdiğin, canın... Ölüyor ! Ya da ölüyoruz ! Kendimizi unutuyoruz ölümü unutunca! Unuttuğumuz yerden başlıyor, İmanda ki noksanlığımız.. Unutunca başlıyor işte Allah' a olan uzaklığımız... "Külli nefsin zâikatü'l-mevt", yani "Her nefis ölümü tadacaktır." ( Âl-i İmran, 3/185; Enbiyâ: 21/35; Ankebut, 29/57) |
Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yürü, bir an için mezarlıkta sessizce otur. O söz söyleyip şimdi susmuşları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir halde görürsün, ama halleri bir değildir ki… |
Tahrim Suresi 6. ayetinde mealen '' Ey iman edenler kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır '' buyuruldu . |
SAAT: 18:35 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.