![]() |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar "İşte o zat_ı Ahmediyye (A.S.M) Yetmiş Bin Perde arkasında O Sultan_ı Ezel ve EBED'in marziyyatını doğrudan doğruya Mi'rac semeresi olarak hakkalyakin işitip getirip beşere hediye etmiştir."Sözler alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîm'in mülküdür. Mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek. O hem Hakîm'dir, hem Rahîm'dir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme. Mektubat alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar GÜNEŞ VARKEN,MUMLARIN IŞIĞI ALTINA GİRMEYE İHTİYAÇ YOK.. alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın miracı, onun seyr ü sülûküdür, onun ünvan-ı velâyetidir. Mektubat |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar "Her mü'minin namazı ,onun bir nevi Mi'racı hükmündedir."(Şualar) "Şirket_i maneviye sırrıyle ,inşaAllah herbiriniz kırkbin dil ile Tesbih eden bazı Melekler gibi ;kırkbin lisan ile BU KIYMETDAR GECEDE ve sevabı çok bu çilehanede İBADET ve DUALAR Edeceksiniz." Şualar |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar ''sivrisineğin gözünü halkeden, güneş i dahi o halketmiştir'' alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar ''İMAN TEVHİDİ TEVHİD TESLİMİ TESLİM TEVEKKÜLÜ TEVEKKÜL İSE SAADET-İ DAREYNİ İKTİZA EDER'' alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [ı]madem seni biliyor,rahmetiyle bildiğini bildiriyor:[/ı] [ı]sen de o'nu bil,hürmetiyle bildiğini bildir....[/ı] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar ] böyle dehşetli bir asırda, insanın en büyük meselesi imanını kurtarmak veya kaybetmek davasıdır.... ALINTIDIR |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar bu meydan-ı imtihanda olanlar, başı boş değiller; saadet sarayları ve zindanlar onları bekliyorlar... |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar İşte, ey tembel nefsim! Bir nevi miraç hükmünde olan namazın hakikati, sabık temsilde bir nefer, mahz-ı lütûf olarak huzur-u şâhâneye kabulü gibi, mahz-ı rahmet olarak Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ve Mâbûd-u Cemîl-i Zülcelâlin huzuruna kabulündür. (Şualar) |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ey zevk ve lezzete müptelâ insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakin bildim ki, hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır. [Gençlik Rehberi] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar “Bâkî-i Hakikî yalnız Sensin. Mâsivâ fânidir. Fâni olan, elbette bâki bir muhabbete ve ezelî ve ebedî bir aşka ve ebed için yaratılan bir kalbin alâkasına medar olamaz” mânâsını ifade ediyor. “Madem o hadsiz mahbubat fânidirler, beni bırakıp gidiyorlar. Onlar beni bırakmadan evvel ben onları يَا بَاقِى أَنْتَ الْبَاقِى demekle bırakıyorum. Yalnız Sen bâkisin ve Senin ibkàn ile mevcudat bekà bulabildiğini bilip itikad ederim. Öyleyse, Senin muhabbetinle onlar sevilir. Yoksa alâka-i kalbe lâyık değiller” Lem'alar-3.Lem'a |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar insan ibadet için halk olunduğunu,fıtratı cihazat-ı maneviyesi gösteriyor. alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir. (Sözler |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Faiz yiyenler, ...ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır (Bakara/275) Hz. Peygamber: “Faiz mahvedici yedi günahtan biridir.” buyurmuştur. Burada faiz şirk, sihir, katillik, yetim malı yeme, savaştan kaçma ve iffetli kadınlara iftira etme suçuyla bir tutulmuştur (Buharî, 1993: Vesaya 23; Müslim, ts.: Hacc 144). “İnsanlar öyle bir devre ulaşacak ki, o zamanda faiz yemeyen kalmayacak. Öyle ki,(doğrudan) yemeyene buharı ( veya tozu)ulaşacak” (Ebu Dâvud, ts.: Büyû 3; Nesâî, 1986: Büyû 2;İbn Mâce, ts.: Ticârât 58). İbn Mes'ud şöyle bir rivayet nakletmektedir: “Hz. Peygamber ribâyı (fâizi) yiyene de, yedirene de lânet etti” (Müslim, ts.: Müsâkât 25; Ebu Dâvud,ts.: Büyû 4; Tirmizî, 2001: Büyû 2; İbn Mâce, ts.: Ticârât 58). Men edildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. (Nisa 4/161). |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Hayatınızı iman ile hayatlandırınız Birgün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesat cihetinden gelen tehlikelerden sakınmak için tesirli bir ihtar almak istediler. Ben de, eskiden Risâle-i Nur’dan medet isteyen gençlere dediğim gibi, onlara dedim ki: Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde,... hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik mânen baki kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak. Hayat ise, eğer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse, hayat zahirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir. Çünkü insanda akıl ve fikir olduğu için, hayvanın aksine olarak hazır zamanla beraber geçmiş ve gelecek zamanlarla da fıtraten alâkadardır. O zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir. Hayvan ise, fikri olmadığı için, hazır lezzetini, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endişeler bozmuyor. İnsan ise, eğer dalâlet ve gaflete düşmüş ise, hazır lezzetine geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler o cüz’î lezzeti cidden acılaştırıyor, bozuyor; hususan gayr-i meşrû ise bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir. Demek hayvandan yüz derece, lezzet-i hayat noktasında, aşağı düşer. Belki ehl-i dalâletin ve gafletin hayatı, belki vücudu, belki kâinatı, bulunduğu gündür. Bütün geçmiş zaman ve kâinatlar, onun dalaleti noktasında madumdur, ölmüştür; akıl alâkadarlığıyla ona zulmetler, karanlıklar veriyor. Gelecek zamanlar ise, itikadsızlığı cihetiyle yine madumdur ve ademle hasıl olan ebedî firaklar, mütemadiyen onun fikir yoluyla hayatına zulmetler veriyorlar. Eğer iman hayata hayat olsa, o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar, imanın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur; zaman-ı hazır gibi, ruh ve kalbine, iman noktasında ulvî ve mânevi ezvakı ve envar-ı vücudiyeyi veriyor. Bu hakikatin, İhtiyar Risalesinde, Yedinci Ricada izahı var; ona bakmalısınız. İşte hayat böyledir. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz. (...) Elhasıl, gençlik gidecek... Sefahette gitmiş ise, hem dünyada, hem ahirette binler bela ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle su-i istimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefalethanelere ve manevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. Elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan-ı halinden, gençlik saikasıyla israfat ve su-i istimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar cevabını işittiğiniz gibi; hapishanelerden, ekseriyetle gençlik saikasıyla gayr-i meşrû dairedeki harekâtın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüfatını işiteceksiniz. Ve kabristanda mütemadiyen oraya girenler için kapılan açılıp kapanan o âlem-i berzahta, ehl-i keşfe’l-kuburun müşahedesiyle ve bütün ehl-i hakikatin tasdikıyla ve şehadetiyle, ekser azapların, gençlik su-i istimalatının neticesi olduğunu bileceksiniz. Hem, nev-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz; elbette, ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretlerle, “Eyvah, gençliğimizi bad-i heva, belki zararlı zayi ettik; sakın bizim gibi yapmayınız!” diyecekler. Çünkü, beş on senelik gençliğin gayr-i meşrû zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder, berzahta azap ve zarar ve ahirette Cehennem ve sakar belâsını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde, hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü, zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve layık değildir. Cenâb-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, amin. Kastamonu Lâhikası, s. 217, mektup no: 105 alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Kendini beğenen, belayı bulur zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safayı bulur, rahmete gider. Mektubat alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Gıybet odur ki; gıybet edilen adama hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; İki katlı çirkin bir günahtır. Bediüzzaman Said Nursi |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar " Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. o vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer." Bediüzzaman Said Nursi Hz. |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Madem öyledir; ... > şu sahrânın Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. > Ta bütün kâinatın dilenciliğinden > ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın. Birinci Söz'den alıntıdır |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Zahiren çirkin perdeler altında, gayet güzel neticeler var. Bediüzaaman Said Nursi |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar " Ey zevk ve lezzete müptelâ insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakin bildim ki, hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır." Bediüzzaman Said Nursi alıntı |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Nefsini itham eden, kusurunu görür. kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. istiğfar eden, istiaze eder. istiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. itiraf etse, affa müstehak olur. ( Lem'alar ) |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Ey arkadaş! İnsan da başıboş, serseri, sahibsiz bir hayvan değildir. Ancak onun da bütün harekât ve ef'ali yazılıyor, tesbit ediliyor ve a'malinin neticeleri hıfzediliyor ki, muhasebe-i kübrada ona göre derece alsın. Mesnevi-i Nuriye |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Gaflet neredeyse bütün ümmetin en büyük problemi. Bu problemin hala devam ediyor olmasının en büyük sebeblerinden biri ise; tefekkür gibi insana verdiği lezzetin haddi olmayan bir hasletten ümmet olarak kendimizi mahrum bırakmak. Tefekkür... gafletten uzaklaştırır. Tefekkür vasıtasıyla insan, ne olduğunu ya da ne olmadığını anlar, ona göre kendine çeki düzen verir. Gafletten kendini kurtaramayan, yahut kurtulmak istemeyen insanlar da, çareyi tefekkürden uzaklaşmakta buluyor. Çünkü tefekkür ve gaflet nur ile zulmet gibidir. İkisi bir arada yaşamaz.. Dua ile.. ..... > İ'lem Eyyühel-Aziz! > Tefekkür, gafleti izale eder. > Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. > Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tedkikat yap. > Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilâta geçme. > Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilâtında yoktur. > Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, sahili yoktur. İçine dalma, boğulursun. Mesnevi-i Nuriye ( 147 ) alıntıdır |
Cevap: Cvp: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Alıntı:
sorunuzu şu cihetten ele alalım.''sizin için Kur'an-ın tefsiri niye bu kadar önemli?'' demiş oluyorsunuz. cevaben diyebilirim ki risale-i nurlar Kur'an ayetlerini akli ve mantıki delillerle ispat ediyor ve elhamdülillah şüpheye yer vermeden sorunuzun cevabını net bir şekilde alıyorsunuz.aynı zamanda risale-i nur okurken de tefekkür ediyorsunuz... bediüzzaman bu zamanda insanın en büyük gayesinin imanı kurtarmak olduğunu dile getiriyor.bunun içinde insanın öncelikle Kur'an-ı Kerim ile haşır neşir olması gerekiyor.bu okumalar sırasında zihninizde sizi oyalayan sorular oluyor ister istemez.bu sorular elbetteki Kur'an kerim'de cevabını buluyor.lakin bazen günümüzdeki örneklerini de okuyunca daha sağlam duruyor insan nefsine cevapta. etrafımızdaki insanlara bakıyorsunuz eyvah! diyorsunuz nasıl bi devir bu?ne yapmalıyım.siz bu soruyla cebelleşirken üstad kendi döneminde ''Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.... Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? “Sonra, ben, cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdâsı var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmânı nâmına bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmânını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur.” diyor. |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar ''Birtek gayem vardır: O da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, âlem-i İslâmın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücâdele ederek gençleri ve Müslümanları imana dâvet ediyorum. Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedemle inşaallah Allah huzuruna girmek istiyorum. Bütün faaliyetim budur'' |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar İhlâs Risalesinin verdiği dersleri aşağıdaki başlıklarda özetlemek mümkündür: ...İslam'a ve imana karşı lakaytlığın ve hücumların bu derece fazla olduğu bir dönemde, iman kurtarma gayesindeki talebelerinin, birlik ve beraberlik içerisinde hizmet etmeye mecbur ve mükellef olduklarını vurgular. ....Amelin çekirdeğinde Allah’ın rızasının olmasını, eğer Allah’ı razı edecek ameller yapılırsa, insanların razı olup olmamasının öneminin kalmayacağına işaret eder. ......İman ve Kur’an hizmetinde bulunanların birbirlerinin kusurlarını aramamaları ve birbirlerine karşı üstünlük iddia etmemelerini söyler. ......Yapılan hizmette imkânların kuvveti yerine, ihlâsın kuvvetinin daha tesirli olduğunu söyler. Hatta haksızların bile işlerindeki samimiyetlerinin, onların muvaffakiyetine sebep olduğunu ifade eder. .....İman ve Kur’an’a hizmet için bir araya gelenlerin, birbirlerinin güzel hasletleriyle gurur duymalarını, hizmetteki bir kardeşinde olan bir güzel özelliğin sanki kendisininmiş gibi onunla memnun olmasını öğütler. ...İhlâsı kazandıracak sebeplerden ölümü düşünmek ve tefekkür etmek konuları üzerinde durur. Ölüm hakikatini sürekli iç âleminde canlı tutan birisinin dünyaya fazla meyletmeyeceğini ve Allah’ın hoşlanmayacağı fiillerden uzak duracağını hatırlatır. Tefekkürle de bireyin, her an Allah’ın huzurunda olduğu hissini kazanacağını vurgular. |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Kuran demiyorki risali nur diyor |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Alıntı:
'' imana dair hakikatları ve Kur'an-ı Kerim'in sırlarını anlama'' diye ifade ediyor.bu sözden anladığınız sadece risale i nur mu? |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar dikkat ettiyseniz risale-i nur bir araç burda.bir vasıta..yani amaç değil. amaç Kur'an-ı Kerim'i hakkıyla anlamak ve rıza-ı ilahi....bu sözde üstad bu sırları anlamak için risale-i nur okuyun diyor,tefsir olarak.ama siz bu sırları başka tefsirlerle de anlayabilirsiniz.bu sadece üstadın duası. siz elmalı Hamdi'nin hak dili Kur'an dili tefsirini okursunuz, öyle anlarsınız. başka bir kardeşimiz Suat Yıldırım'ın "Kur'ân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli ni okur.bu sadece seçimdir. üstad da risale-i nur okuyan kardeşlerimizi esas alarak yapmış bu duayı... |
Cevap: Cvp: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Alıntı:
|
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar Kuran yaziyormus gormedim |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Risale-i Nurdan Vecizeli Fotolar [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
SAAT: 11:28 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.