Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   ******Toplum ve görgü kuralları*** (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/2226-toplum-ve-gorgu-kurallari.html)

Belgin 28 Şubat 2008 08:49

******Toplum ve görgü kuralları***
 
Gülümsemek, güler yüzlü olmak, az gülmek, gülünç olmak, gülmek, çok gülmek, kahkahayla gülmek, yapmacık gülmek, boş yere gülmek, alay edici, incitici ve küçümseyici gülmek, güldürmek, boş yere güldürmek fiilleri arasında farklar vardır.
Bunların hiçbirisi diğeriyle aynı fiil değildir. Dereceleri ve aldıkları hükümler de ayrı ayrıdır. Bunlardan bazısı teşvik edilmiş, bazısı mubah görülmüş, bazısından ise sakındırılmıştır. Bunları sırasıyla görelim:


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


1- Gülümsemek, güler yüzlü olmak ve az gülmek sünnettir. Bunlarda sadaka sevabı vardır. Bunlar kalbe hayat verir. Ruha huzur verir. İnsanları kaynaştırır, insanlar arasında güven, sıcaklık ve yakınlaşma meydana getirir. Dostlukları arttırır. Düşmanlıkları öldürür, husûmeti kırar. Kırgınlıkları önler. Şeytandan gelen kini, nefreti, öfkeyi, kızgınlığı, küskünlüğü söndürür ve yok eder.

Peygamber Efendimiz (asm) gülümserdi ve güler yüzlü idi. İnsanlara somurtmazdı. Kızdığında kızgınlığını belli etmezdi.




[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Buyurmuştur ki: “Güler yüzle insanlara selâm vermen sadakadır.”1 “Allah yumuşak ve güler yüzlü kimseyi sever.”2 “Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyle ise, güler yüzlülüğünüz ve güzel huyunuzla onları memnun ediniz.”3 “Allah Müslüman kardeşine surat asan kimseye buğz eder.”4 “Allah’tan kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su isteyen birisine kovandan su vermek veya Müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak dahî olsa.”5


2- Çok gülmek, kahkahayla gülmek, yapmacık gülmek, boş yere gülmek, alay edici, incitici ve küçümseyici gülmek ve boş ve batıl şekilde güldürmek ise derece derece yasaklanmıştır.


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

“Hazret-i Peygamber (asm) çok susar, az gülerdi.”6


Kur’ân gereksiz gülmeye taraftar değildir. Buyurur ki: “Ağlayacak yerde gülüyorsunuz!”7

Konuyla ilgili uyarıcı hadisler ise şöyledir: “Az gül. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür.”8

“Siz benim bildiğimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. Yüksek dağlara çıkar, sızlanarak Allah’a yalvarırdınız. Çünkü kurtulup kurtulamayacağınızı bilemiyorsunuz.”9

“Kim gülerek günah işlerse, ağlayarak Cehennem ateşine girer.”10


“İki çeşit gülme vardır:

Bir gülme vardır ki, Allah sever.

Bir gülme vardır ki, Allah gazap eder.

Allah’ın sevdiği gülme şudur: Kişi görmeyi arzuladığı bir din kardeşiyle karşılaşır ve onu gördüğünden dolayı sevinir.
Allah’ın gazap ettiği gülme ise, kişi incitici, eziyet verici, küçük düşürücü, alay edici, kaba veya batıl bir sözü hem gülmek ve hem de başkalarını güldürmek amacıyla söyler. Bu yüzden yetmiş kat Cehennem uçurumundan aşağı yuvarlanır.”11



“Ölüm kendisini kovaladığı halde, dünyayı kovalayan kimseye şaşarım. Kendisinden gafil olunmadığı halde, gaflete dalan kimseye şaşarım. Allah kendisinden râzı mıdır, kızgın mıdır bilmediği halde kahkahayla gülen adama şaşarım.”12

“Acıkmadan yemek, uyku gelmeden uyumak, şaşkınlık yaşamadan yapmacık olarak gülmek, musîbet ânında feryad etmek, nîmet ânında gayr-ı meşrû şekilde çalgı çalmak Allah katında büyük gazaba sebep olan şeylerdendir.”14


“Bana az önce şu duvarın kenarında Cennet ve Cehennem gösterildi. Hayrın yapılmasının ve şerden kaçınılmasının önemli sonuçları olduğunu bu günkü kadar görmedim. Eğer benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız.”13

“Allah şu altı hasleti çirkin görür: 1- Namazda lüzumsuz hareketler, 2- Sadakayı başa kakmak, 3- Orucu tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmak, 4- Kabirlerin yanında gülmek, 5- Cünüp olarak mescide girmek, 6- İzinsiz başkasının evine göz atmak.”15

Başkasını küçük düşürücü ve alay edici olmamak ve ölçüsüz olmamak kaydıyla ise normal gülmeler mubahtır.


Dipnotlar:
1- Câmiü’s-Sağîr, 4/1513.
2- Câmiü’s-Sağîr, 2/503.
3- Câmiü’s-Sağîr, 2/661.
4- Câmiü’s-Sağîr, 2/500.
5- Müslim, Birr, 144; Tirmizî, Et’ime, 30.
6- Müsned, 5/86.
7- Necm Sûresi: 60.
8- Câmiü’s-Sağîr, 4/1350.
9- Câmiü’s-Sağîr, 4/1427.
10- Câmiü’s-Sağîr, 4/1534.
11- Câmiü’s-Sağîr, 3/1149.
12- Câmiü’s-Sağîr, 3/1174.
13- Buhârî, Salât, 51; Müslim, Fezâil, 134.
14- Câmiü’s-Sağîr, 3/1313.
15- Câmiü’s-Sağîr, 2/479


Emekdar Üye 28 Şubat 2008 21:12

Cvp: Gülme Âdâbı
 
belgincim eklemeler yapalım inşAllah.



Güzel ahlak sahibi olmak isteyen bir kimse gülmesinde de ölçülü olmalıdır. Çok gülmemeli, gülünce kahkaha ile gülmemelidir. Bu hususta da Sevgili Peygamberimiz rehber edinmelidir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) insanların en mütebessimi idi. Hiçbir zaman kahkaha ile gülmez, güldükleri zaman sadece tebessüm ederek gülerlerdi. (Şemail-i Şerif, 243)

Hz. Aişe (r.a.) bu mevzuda şöyle demektedir: "Peygamber Efendimiz'in bir kez olsun tam bir biçimde güldüğüne rastlamadım. O hep gülümserdi."

Hz. Abdullah b. Haris b. Cez şöyle demektedir: "Peygamber Efendimiz'den daha çok gülümseyen kimseyi görmedim. Peygamber Efendimizin gülmeleri hep gülümseme idi."

Şimdi de mevzu ile ilgili hadis-i şeriflerden iki tanesine bakalım: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Haramlardan sakın ki, insanların en abidi olasın. Allah'ın taksimine razı ol ki, halkın en zengini olasın. Komşuna iyilik yap ki, (kamil) mü'min olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki, (halis) Müslüman olasın. Bir de sakın çok gülme. Zira fazla gülme kalbi öldürür." (Ramûz, c.1/13-7)

Ebû Zer Gifârî (r.a.) Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu anlattı: "Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, az güler çok ağlardınız."

"Eğer benim bildiğim kadarını bilseydiniz, dağlara çıkardınız. Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, durmadan Rabbinize yalvarır, ağlardınız. Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, kadınlarınızla yatamazdınız. Yataklarınızda duramazdınız." (Tenbihü'l-Gafilin, c.1/222)

Bu rivayetlerden anlaşılacağı üzere; tebessüm edip gülümsemek mübahtır. Kahkaha ile gülmek ise caiz değildir.
Bu durumda akıllı kimse kahkaha ile gülmemelidir. Çünkü bir kimse dünyada kahkaha ile gülerse ahirette çok ağlar. (a.g.e., c.1/220)

Yahya b. Muaz Raizi şöyle dedi: "Dört şey vardır ki, mü'mini gülmeye bırakmaz. Şunlardır: 1. Ahiret işleri, 2. Geçim derdi, 3. Günahların verdiği gam keder, 4. Musibetlerden gelen elemler. Bunun bir manası da şudur: "Mü'min bu anlatılan dört şeyle meşgul olmalı. Çünkü bunlar onu kahkaha ile gülmekten alıkoyar."

Üç şey kalbi karartır: Çok gülmek, acıkmadan yemek ve lüzumsuz konuşmak.
Ebû'l-leys Semerkandî, "Bilhassa, kahkaha ile katıla katıla gülmekten sakın. Çünkü onda sekiz afet vardır" demekte ve bu afetleri şu şekilde sıralamaktadır:

"1- İlim sahipleri ve akıllı kimseler seni ayıplar.
2- Sefihler ve cahiller başına üşüşürler.
3- Eğer cahil bir kimse isen, cehaletin artar. Bir ilim sahibi isen, ilmin eksilir. Bu konuda şöyle bir rivaret vardır: "Bir ilim sahibi kahkaha ile gülerse ilminin bir kısmını atmış olur."
4- Geçmişte işlenen günahlar unutulur.
5- Gelecekte günahlara cüret artar. Çünkü kalbi karartır.
6- Ölümü ve ahireti unutur.
7- Sana bakıp gülenlerin günahlarını da yüklenirsin.
8- Ahirette çok ağlamaya vesile olur.
"Bu manada gelen bir ayet mealen şöyledir: "Yaptıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar." (Tevbe sûresi, 82)
Bu ayetin tefsirinde, Ebû Zer (r.a.) şöyle der: "Dünya kısadır; orada istedikleri kadar gülsünler. Ancak, ahirete vardıklarında, Allah'ın huzuruna çıktıkları zaman hep ağlarlar. Ahiret sonsuzdur. Bu yüzden oranın ağlaması da sonsuz olur." (a.g.e., c.1/226

NUR 28 Şubat 2008 21:56

Cvp: Gülme Âdâbı
 
bizler için çok güzel bir arşiv olmuş...
emeklerinize sağlık belgin ve ecrin editörlerim sağolun...

Seleme 28 Şubat 2008 23:54

Cvp: Gülme Âdâbı
 
“Siz benim bildiğimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. Yüksek dağlara çıkar, sızlanarak Allah’a yalvarırdınız. Çünkü kurtulup kurtulamayacağınızı bilemiyorsunuz.”

Bu hadis-i Şerifi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim.Allah razı ola belgin gülmeyi sevenler adına teşekkürler...

İLAHİ AŞK 16 Mayıs 2008 18:08

******Toplum ve görgü kuralları***
 
Otobüslere binmeden önce, eğer hattında sürekli araba çalışıyorsa, tamamı dolu bir araca binmek için kapılarını yumruklamamalıyız, seyrekse bile daha sabırlı davranıp araç içinde yerimizi almalıyız.

Çok dolu bir aracın içindeyken olabilecek en iyi şekilde yerden istifade etmeliyiz, sırtımızda çanta varsa bacak aramıza alıp yolcuların daha rahat yolculuk etmesini sağlayabiliriz.

Ses debisi kulak zarını patlatıcak bir seyyar disko şeklinde otobüslere binmemeliyiz, bu hem sağlığımızın hem de yolcuların keyfinin içine edebilmektedir.

Cep telefonu ile seyir halinde görüşülmesinin yasak olduğu araçlarda görüşmemeli, görüşmeye açık ortamlarda ise alçak sesle konuşmayı, ya da daha sonra aramayı tercih etmeliyiz.

Çiğnen sakız , şeker v.b maddeleri tutacak demirlere, düğmelere, ızgaralara tıkamamalı ineceğimiz duraktaki bir çöp kutusuna atmayı tercih etmeliyiz.

Yaşlı, çocuklu, engelli, hamile vatandaşlarımıza her zaman binerken öncelik, seyir halinde oturacak yer ve inerken varsa yüklerine, engelliyse engel durumuna göre yardımcı olmalıyız.

Gazete v.b basılı materyelleri gelişi güzel koltuk arası, üstü veya yere atarak gitmemeliyiz.

Vapur, tekne gibi ulaşım araçlarında sigaralarımızı denizde değil mümkünse içindeki çöp tenekelerinde söndürmeli ve içine atmalıyız.

Metro - Otobüs - Tramvay v.b duraklı araçlarda inilecek duraktan önce hazırlığımızı yapıp zamanında araçtan inmeliyiz.

Otobüslerde dur ikazına basmadan inilecek durağa gelindiğinde şöföre " Kapıyı açsana" gibi bir davranışta bulunmamalıyız [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Kısacası hergün yaşayıp yadırgadığımız davranışları sergilememeliyiz, gerektiğinde ikazda bulunup yaptıklarının hatalı olduğunu doğrusunun ise ne olduğunu açıklayarak anlatmalıyız, eğer halen kurallara uymuyorsa uydurmalıyız [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Emekdar Üye 16 Mayıs 2008 18:37

Cvp: Toplu ulaşım araçlarında usul ve adap            
 
bizim ülkemizde şu geçerli ...

KURALLAR ÇİĞNENMEK İÇİNDİR :)

İLAHİ AŞK 16 Mayıs 2008 18:42

Cvp: Toplu ulaşım araçlarında usul ve adap            
 
Herşeyi bir tarafa bırakın benim en çok kızdığım konu yaşlılara yer verilmemesidir.Yer vermemek için ya kafalarını çeviriyorlar yada uyuyormuş gibi yapıyorlar.Öğrenciler bile öyle ne yazıkki......

Emekdar Üye 16 Mayıs 2008 18:52

Cvp: Toplu ulaşım araçlarında usul ve adap            
 
İşte bunu yaşadığım için bende çoğu zaman diğer başlık ta dedim ya yaşlılar genç, gençler yaşlıııı olmuş..

vahh halimize vah...

KEVİR 16 Mayıs 2008 19:34

Cvp: Toplu ulaşım araçlarında usul ve adap            
 
Umarım başarabiliriz:))))
çünkü bizim ülkemiz henüz bu durum için hazır değil, biraz zaman gerek

medinelii 11 Ağustos 2008 13:05

Toplum ve görgü kuralları
 


Görgünün Temeli

Sual: Görgünün temeli nedir?

Cevap: Görgünün temeli; her zaman, her yerde, herkese karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmak, haddini bilmek, eliyle ve diliyle hiç kimseyi incitmemektir.
[B]Sual: Aksırana ne demelidir?

Cevap: Selam verenin selamını almak farz olduğu gibi, aksırana da "Yerhamükellah" demek

Hanefide "Farz"dır. Bu farz-ı ayn değil, farz-ı kifayedir. Yabancı kadınlara selam vermek ve aksırmalarına duâ etmek caiz değildir.

Bir toplantıda, bir kimse aksırıp "Elhamdülillah" dese, orada bulunan biri, "Yerhamükellah" demezse, hepsi günah işlemiş olur.

Biri derse diğerlerinin de söylemesi gerekmez. Söylemeleri ise iyi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Selamı ve teşmiti yayın!) [İbni Asakir] [Teşmit; aksırıp da, "Elhamdülillah" diyene, "Yerhamükellah" demek,

hayır ve bereketle duâ etmek demektir.]

Aksırınca Elhamdülillah veya Elhamdülillahi Rabbil-âlemin veya Elhamdülillahi ala külli hâl demeli, bunu duyan müslüman da,

Yerhamükellah demelidir! Daha sonra aksıran Yehdina ve yehdikümullah demelidir! Orada bulunan başka biri de aynı duâyı söyleyebilir. (R.Muhtar)

Aksırma ile ilgili birkaç hadis-i şerif meali:

(Aksırmak Allahtan, esnemek şeytandandır.) [Tirmizî]

(Müslümanın müslüman üzerindeki beş hakkından biri aksırıp Elhamdülillah diyene, Yerhamükellah diye teşmit etmektir.) [Buharî]

(Aksırıp elhamdülillah diyene yehdikümullahü ve yuslihu baleküm de) [E.Davüd]

(Aksırınca Elhamdülillah diyen, 70 türlü belâdan korunur.) [İ.Neccar]

(Peşpeşe üç defa aksıran müminin imanı kalbinde sabittir.) [Tirmizî]

(Aksıran hamdetmemişse, hatırlatmak için Elhamdülillah de! Çünkü aksıranın hamdetmesi her derde devadır.) [Deylemî]

(Duâ ederken aksırmak, duânın kabulüne işarettir.) [Taberânî]

(Aksırınca "Elhamdülillah" diyen gözağrısı görmez.) [Taberânî]

(Aksıranı teşmit etmek, diş ve kulak ağrısından korur.) [Şira]

(Aksırandan önce, "Elhamdülillah" diyen yan ağrısı görmez.) [Taberânî]

(Konuşurken aksırmak, adaletli bir şahittir.) [R.Muhtar] [Konuşanın doğru söylediği anlaşılır.]

Nezle ve Aksırma
Sual: Nezle olan, üçten fazla aksırsa, her aksırışta Elhamdülillah dese caiz olur mu?

Cevap: Caizdir. Böyle nezle olan kimseye (Elhamdülillah) derse bir defa (Yerhamükellah) denir. Bundan sonra Elhamdülillah dese de, yerhamükellah demek gerekmez. Dense de mahzuru olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Aksıranı 3 defaya kadar teşmit et. Daha sonra ister et, ister etme!) [Tirmizî]

(Arkadaşın aksırınca üç defaya kadar teşmit et, daha fazla aksırırsa nezle olmuş demektir.) [Ebu Dâvud]

Esnemek ve Aksırmak

Sual: Çok kuvvetli aksırıyor ve anormal şekilde esniyorum. Mahzuru var mıdır?

Cevap: Uykusuzluk veya asabiyetten ileri gelenler hariç, esnemek iyi sayılmaz. Esnerken ağzı, dudağı ısırarak kapamak mümkün olmazsa, sol elin dışı ile kapatmalıdır! Aksırırken de, çok ses çıkmaması için ağzı kapamaya çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kuvvetli aksırmak ve esnemek şeytandandır.) [İbni Sünni]

(Esnerken ağzını kapat!) [Müslim]

(Genirirken, aksırırken yükselen sesten şeytan hoşlanır.) [Beyhekî]

Helada Aksırmak


Sual: Helada iken aksıran Elhamdülillah der mi?

Cevap: İçinden söyler veya heladan çıkınca "Elhamdülillah" der. (Halebi)

medinelii 11 Ağustos 2008 13:06

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 

Davete İcabet


Sual: Ziyafetlere, davetlere, mesela düğün yemeğine gitmek vacip mi, sünnet mi? Davet edilince, gitmemek günah mıdır?

Cevap: (Buharî)deki hadis-i şerifte, (Davete icabet etmiyen, Allah ve Resulüne isyan etmiştir.) buyuruluyor. Âlimler bu hadis-i şerifi açıklamış, her çeşit davete icabet etmenin vacip değil, sünnet olduğunu bildirmişlerdir. (Menahic-ül-ibad)

Düğün yemeğine çağırılınca gitmek de sünnettir. Bazı âlimler vacip demişlerdir.

Yalnız, günah işlenmiyorsa gitmek sünnettir. Şartlardan biri noksan olan ziyafete gitmek sünnet değildir.

Mesela, yemek riya ve şöhret için değilse, helal maldan hazırlanmışsa, içki, çalgı ve benzeri günah olan şeyler yoksa, zengin-fakır ayrımı yapılmadan herkes davet edilmişse, böyle davete, sünnet olduğunu düşünerek gitmeli, karın doyurmayı ve başka şeyleri düşünmemelidir.

Süfyan-ı Sevri hazretleri buyuruyor ki:

(Allah rızası için niyet etmeden yemeğe davet edene, bir günah yazılır. Böyle niyet etmeden gidene de, iki günah yazılır)

medinelii 11 Ağustos 2008 13:07

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 

Edepli kimselerin görgülerinden bazilari şöyledir:

Sokakta: Sokaga tükürmek, çöp atmak, eliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler birakmak, görgüsüzlüktür. Ihtiyar, kadin ve hastalara her zaman öncelik verilir. Ihtiyaçlari varsa yardimci olunur.

Yürürken: Pek yavaş veya pek hizli ve büyüklenerek yürümemelidir! Kur’an-ı kerimde, (Böbürlenerek yürüme) buyuruldu. Yolda, büyük bir zat veya bir âlim ile beraber giden kimse, onun önünden ve solundan değil, sağından yürür.

Taşıma araçlarında: İnip binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır. Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber efendimiz, (Büyüklerini saymayan bizden değildir) buyuruyor. Günümüzde bazı gençler, yer vermemek için uyur numarası yapıyor, volkmen dinliyor. Ecdada layık torunlar olmaya çalışmalıyız.

Alışverişte: İzin almadan satıcının malına dokunulmaz. Malın görünüşünü, kalitesini bozacak şekilde ellenilmez ve bakılmaz. Fiyat konusunda fazla ısrar edilmez. Alınsa da alınmasa da teşekkür edilir. Satıcı müşterisinin memnun olacağı hal ve harekette bulunur. Malını almayanlara kızmaz, darılmaz, aleyhlerine olacak bir sözü arkalarından da söylemez. Alışverişte her iki taraf birbirlerini aldatmaktan uzak durur.

Toplu yerlerde: Düğün, cenaze ve bayramda daha hassas, nazik ve kibar olunur. Yere ve zamana göre uygun tavır takınılır. Cenazede, cenaze sahiplerinin üzüntüsünü paylaşılır, maddî ve mânevî üzerine düşen yardım yapılır, tesellî edici söz ve davranışlarda bulunulur. Yakınlarını kaybedenlere daha yakın davranılır. Düğün ve bayramlarda her zamankinden daha fazla güler yüzlü, neşeli, nazik, ikram edici olmak, büyüklere ve küçüklere uygun hediyeler vermek, gönüllerini ve duâlarını almak, görgülerimiz arasındadır. Görgüde, eliyle ve diliyle başkalarını incitmemek esastır.

Komşulukta: İyi geçim, karşılıklı yardımlaşma, dert ve sevinçlerine iştirâk, her karşılaştıklarında selâmlaşma, hal hatır sorma, birbirinden isteklerini imkan ölçüsünde temin etme önemli görgü kurallarındandır. Gürültü, çöp, pislik, rahatsız edici koku ve benzeri şeylerle komşuları rahatsız etmek hiç hoş karşılanmaz. Komşu kadın ve çocuklarına ayrı bir îtinâ, hürmet ve şefkat gösterilir.

Misafirlikte: Misafire ikram etmelidir! Peygamber efendimiz, (Allaha ve kıyamete inanan, misafirine ikram etsin) buyurdu. Misafire ikram, ona karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmaktır. Yemek için külfete girmemeli, hazırda ne varsa, onu ikram etmeli. Peygamber efendimiz, (Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan rahatsız olur. Misafirini üzen Allahı üzmüş olur) buyurdu. Hz. Ali, (Dostların kötüsü, senin için külfete giren, seni özür dilemeye mecbur bırakandır) buyuruyor.

Misafirden hizmet beklememeli! Peygamber efendimiz, (Misafirden hizmet beklemek, aklın noksanlığına alamettir) buyurdu. Bir arkadaş anlattı: (Bir haftadır evimizde misafir kalan samimi arkadaşıma, “Bizim hanım, bir iş için dışarı çıkmıştı. Ben namaz kılana kadar sizin hanım, sofrayı hazırlarsa, çok makbule geçer” dedim. Daha sonra, bu sözüme çok gücendiklerini öğrendim. Bu acı tecrübe misafirden hizmet beklemenin doğru olmadığını göstermektedir.)

Misafir, ev sahibinin gösterdiği yere oturmalı, ona itiraz etmemelidir. Peygamber efendimiz, (Bir arkadaşın yanına gidince, oradan ayrılana kadar, o arkadaş senin emîrindir) buyurmaktadır.

Hasta ziyaretinde: Ziyarete yeni elbise ile değil, her gün giydiği elbise ile gitmelidir! Giderken meyve veya çiçek gibi bir hediye götürmek iyi olur. Hastaya bakmayıp, sağa sola veya önüne bakmak uygun olmadığı gibi, devamlı olarak hastanın yüzüne bakmak da uygun değildir. Hastanın yanında asık suratlı durmamalı, güzel şeylerden bahsetmeli, iyileşmesi için duâ etmelidir!

Okulda: İlme son derece büyük önem veren Müslüman, ilim yuvası olan okullardaki görgü üstünde de titizlikle durmuşlardır. Çok kıymetli bir varlık olan öğretmenin sözleri dikkatle dinlenir ve bir şey istediğinde, “Peki efendim” gibi sözlerle cevap verilir. Talebeler arasında birbirine saygısızlık yapılmaz. Kaba hareket yapılmaz. Tahta, sıra, harita gibi ders âletleri tahrip edilmez. Kimsenin bedenî ve rûhî kusurlarıyla alay edilmez, küçük görülmez, tahkir edilmez. Ders içinde ve dışında öğretmenle konuşmada saygılı hareket edilir. Dinimizde öğretmen (hoca) hakkı, ana baba hakkından önce gelir.

Telefonda: Telefon eden, karşı taraf ahizeyi kaldırınca, önce kendini tanıtmalıdır! Osman Ünlü hoca, beni evden arayınca, her seferinde, ahizeyi kaldırır kaldırmaz, daha bizim, (Buyurun efendim) dememizi beklemeden, (Ben Osman Ünlü’yüm) der, maksadını kısaca anlatır, konuşmayı uzatmaz. Bunun için, telefon eden, önce kendini tanıtmalı, kısa ve öz konuşmalı, dakikalarca sohbet etmemeli ve efendimsiz konuşmamalıdır! Her yerde, her zaman, hep nazik ve kibar olmalıdır. Argo ve nahoş konuşmamalıdır. Bazı santrallerde, şunu bağlar mısınız diye sorunca, Peki efendim denmiyor, “Ayrılmayın” deniyor. Telefon eden niçin ayrılsın ki? Bir de, hı hı diyorlar. Tanımadık bir insana karşı bu uygun değildir. Telefon santrallerinde çalışan görevliler, bu yönden de bilgilendirilmelidir.

Konuşurken: Konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte, (Arkadaşı konuşurken susmak mürüvvettendir.) buyuruldu. Mürüvvet; insanlık, yiğitlik, iyilik cömertlik faydalı olmak gibi manalara gelir ki, hallerin en güzeline riayet etmek demektir.

Mektup yazarken: Mektup, kısa ve öz olmalı, maksadı iyi anlatmalı. Büyüklere, ilim sahiplerine, mektup yazarken daha edepli olmalıdır. İmam-ı Rabbanî hazretleri, hocasına gönderdiği mektuplar çok sade idi. Talebelerine veya suâl soranlara yazdığı mektuplarda, hamdli, salevatlı yazardı.

Eve girerken: Evimize Besmele ile ve İhlas suresini okuyarak girmeliyiz! Sağ ayakla içeriye girip, selam vermeliyiz! Her işe Besmele ile başlamaya alışmalıdır!

Birinin evine girerken, izin istemek gerekir. Kapının zilini çalarak veya seslenerek, izin istemelidir! İzin üç defa olur. Birincisinde ses verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa da ses çıkmazsa, üçüncü defa zile basmalı, yine ses yoksa, dört rekat namaz kılacak kadar bekledikten sonra gitmelidir! Kapı aralanırsa, aradığını sormadan önce, kendini tanıtmalıdır! Fatih’te oturan Abdullah bey, Ahmet bey isimli bir arkadaşa, (Akşam bize gel, sana bir şey verecegiz) der. Ahmet bey, akşam olunca, Abdullah beyin evinin zilini çalar. Içeriden, buyurun diye bir ses gelir. (Abdullah bey evde mi) der. Üsküdar’a, Kâmil beylere gittiği söylenir. O da, Üsküdar’a gider. Abdullah bey, Ahmet beyi görünce, (Sen bizim eve gidince, kendini tanıtmadın mı) der. O da, hayır der. (Kendini tanıtsaydın sana bir paket vereceklerdi) der. Ahmet bey, kapının zilini çalınca, kendini tanıtma edebini bilmediği için, tekrar Fatih’e gitmek zorunda kalır.

MescidiAksa 11 Ağustos 2008 13:08

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
hocam genelde bizim milletimiz birisi hapşurdugunda ''''çok yaşa der '''' bu nasıl olur peki???

medinelii 11 Ağustos 2008 13:08

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 

İffetli olmak

Sual: İnsana en büyük zarar, kötü arkadaştan gelir. Kötü arkadaşlarla düşüp kalkan, kılavuzu karga olan nasıl her zaman temiz olabilir?

Cevap: İyi insanlarla beraber olan kimse, bir müddet onlar gibi iyi iş yapmasa bile, onların yanında kötülük edemez. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini arkadaşının dini gibidir.) buyuruluyor. (Tirmizî)

Şu hâlde yapılacak iş, arkadaşlık edilen kimselere dikkat etmek ve kötü arkadaşlardan uzak durmaktır. Namuslu, iffetli yaşamak isteyene cenab-ı Hakkın bunu nasip edeceği din kitaplarında yazılıdır. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İffet talep edeni, Allahü teâlâ iffetli kılar.) [Hakim]

İffetli olan, aile efradının da iffetli olmasını ister. Onları da kötülükten korur. Kendisi kötü olursa, birgün çoluk çocuğu da Allah saklasın kötü yollara düşebilir. Çocuklarının iffetsiz olmasını hangi ana-baba isteyebilir? Çocuklara iyi örnek olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder!) [Taberânî]

(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşamak ve iffetli olmak gerekir.) [İbni Asakir]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:09

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 

Kötülükten Korunmak İçin

Kur'an-ı kerimde de namaz kılanın her kötülükten korunacağı bildiriliyor. Herkes ne ekerse onu biçer. Rüzgar eken, fırtına biçebilir. İyilik eden de iyilik biçer. Hem Allahü teâlâ çok merhametlidir. Bir tohuma, bire on ve daha fazla mahsul verir. İyilik yönünden bir adım atana çok şeyler ihsan eder. Günahlarına pişman olup özür dileyenin günahlarını affeder. Yeter ki insan hatasını bilip özür veya af dilemesini bilsin! "Ben artık mahvoldum, Allah beni affetmez" diye düşünmek çok yanlış ve çok tehlikelidir.

Gayrı meşru işler, dünyada insan için yüzkarasıdır. Ahırette ise, azabı çok şiddetlidir. "Ben ölmem" veya "Cehennem ateşi bana zarar vermez." diyen varsa, dilediği kötülüğü işlesin! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış! Ahıret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya, muhtac olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!) [Eyyühel veled]

Öleceğine inanan ve öldükten sonra başına gelecekleri düşünen, nasıl kötülük işleyebilir?

medinelii 11 Ağustos 2008 13:10

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 

Hediyeleşmenin önemi


Sual: Fakirin verdiği hediyeyi, zenginin kabul etmesi uygun olur mu?

CEVAP: Hediyeleşmenin dinimizdeki yeri büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Bir arkadaşınızı seviyorsanız, sevdiğinizi ona bildiriniz!) [Hakim]

Sevgiyi, hediye ile bildirmek, dili ile bildirmekten daha kolay ve daha mühimdir. Bir arkadaşa (Seni seviyorum) demek zor olabilir veya yanlış anlaşılabilir. Şimdi bazı gayri meşru işler yaptırmak için hediye adı altında rüşvet veriliyor. Hediye verenin böyle bir art niyeti olmadığı biliniyorsa, verilen hediyeyi geri çevirmek uygun değildir. Aişe validemiz, kendisi muhtaç bir kadının hediyesini kabul etmeyince Peygamber efendimiz (O kadın muhtaç olsa da hediyesini kabul etmeliydin. O hediyeyi alıp karşılığında daha fazla birşey vermeliydin!) buyurdu.

Sahabeden bir zat, verilen hediyeyi kabul etmeyince, Resulullah efendimiz, sebebini suâl etti. O zat da, (Ya Resulallah, birinden birşey alan kimsede hayır olmadığını bildirdiğiniz için almadım) dedi. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (O istemek suretiyle alınan şeylere mahsustur. Fakat siz istemediğiniz hâlde, size verileni alınız!) [İ.Malik]

Şu hâlde verilen hediyeyi sebepsiz geri çevirmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Davete icabet edin, hediyeyi reddetmeyin!) [Buharî]

(Bir kimse, istemediği, peşine düşmediği hâlde kendisine bir hediye verilirse, kabul etsin! Çünkü o, Allahü teâlânın kendisine gönderdiği bir rızıktır.) [Hakim]

(Hediye, Allahın gönderdiği güzel bir rızıktır. Hediyeyi kabul edin ve karşılığında daha güzelini verin!) [H.Tirmizi]

(Hediyeyi reddeden, Allahın verdiğini reddetmiş olur.) [Ramuz]

Hediyeleşmek aradaki dostluğu, sevgiyi artırır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Hediye gönül alır, hoşnutluk verir, düşmanlığı giderir.) [B.Arifin)]

(Müsafeha edin, müsafeha kini, kırgınlığı giderir. Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.) [İbni Asakir]

(Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır.) [Beyhekî]

(Hediyeleşin, çünkü hediye, dostluğu artırır, kini, düşmanlığı giderir.) [Taberânî]

Verilen hediyeye karşılık bir hediye vermeye çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Hediye verene, siz de hediye verin! Eğer verecek birşey bulamazsanız, onun için duâ edin ki hediye karşılıksız kalmasın!) [Nesâî]

(Kime bir iyilik yapılırsa, o iyiliği ansın! İyiliği anmak şükür olur. İyiliği gizliyen nankörlük etmiş olur.) [Ebu Dâvud]

(İnsanlara teşekkür etmiyen, Allaha şükretmemiş olur.) [Tirmizî]

Hediye, muhakkak bir mal vermekle olmaz. Selam vermek, gönül alıcı bir söz söylemek, duyduğu faydalı bir şeyi anlatmak da hediye olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Mümini sevindireni Allahü teâlâ sevindirir.) [İbni Mübarek]

(Bir arkadaşın hidayetinin artmasına vesile olacak veya onu tehlikeden kurtaracak bir söz söylemekten daha iyi hediye olmaz.) [Ebu Yala]

(Hediyenin, ihsanın en faziletlisi, hikmetli bir sözü öğrenip başkasına öğretmektir ki, bu da halis bir niyetle bir sene ibâdet etmekten daha sevabdır.) [İbni Asakir]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:13

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
Alıntı:

Gönderen ZİYA YLDRM - Bugün 13:08:37 PM
hocam genelde bizim milletimiz birisi hapşurdugunda ''''çok yaşa der '''' bu nasıl olur peki???
biliyorum dil alıskanlıgı bu da yadırganmamalı ıyı dıleklerını sunmak için soylenıyor ama işin aslı ve ıslam adına söylemelıyımkı yerhamukeallah demek muslumanın musluman kardesı uzerındekı hakkıdır...

medinelii 11 Ağustos 2008 13:14

Kalbi Yumuşatmak İçin
 

Kalbi Yumuşatmak İçin


Katılaşan kalbleri korku veya şükür halindeki gözyaşı ile yumuşatmak gerekir. Kur'an-ı kerimde şükredilmesi emredilmektedir:

(Bana şükredin, nankörlük etmeyin!) [Bekara 152]

[Nankörlük, şükretmemek, nimetleri Allahü teâlâdan bilmemek demektir.]

(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.) [İbrahim 7]

(Kullarımdan şükreden azdır.) [Sebe 13]

Hadis-i şerifte de (Kıyamet günü "Şükredenler gelsin!" diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her halükarda Allaha şükredenlerdir.) buyuruldu. (İ.Gazali)

MescidiAksa 11 Ağustos 2008 13:14

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
teşekkür edrm allah razı olsun

TÜRKcan 11 Ağustos 2008 13:16

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
Alla^h'ım senden gelen her şeye amenna..[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ablacım

medinelii 11 Ağustos 2008 13:17

Misafire Çeşitli Yemekler Vermek
 

Sual: Bir çeşit yemek yemenin sünnet ve sıhhat için daha iyi olduğu söyleniyor. Misafirlere çeşitli yemek vermek israf olur mu?

Cevap: Misafirlere çeşitli yemekler ikram etmek israf olmaz. Misafirperver, mürüvvet sahibi bir zat, sofraya getireceği yemek çeşitlerini yazar misafirlere arz ederdi. Bir âlim buyuruyor ki: Misafirler için sofrada çeşitli yemekler bulundurmak çok hoş olur. Çünkü her insanın tabiatı da farklıdır. Bunun gibi, Allahü teâlâ, insanların istek ve arzularına göre Cennette vereceği nimetlerden onu şöyle:

1- Manzara hayranları için (Altlarından nehirler akan Cennetler) [Talak 11]

2- Giyimi, kuşamı sevenler için (Cennetteki elbiseleri ipektir.) [Hac 23]

3- Zineti sevenler için (Orada, altın bilezikler takarlar.) [Kehf 31]

4- Et gibi yiyecekleri sevenler için (İstedikleri cinsten kuş etleri) [Vakıa 21]

5- İçecekleri, sütleri, temiz şerbetleri sevenler için (Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır.) [Muhammed suresi 15], (Tertemiz şarap içerler) [İnsan 21]

Kur'an-ı kerimde, Cennet ehline verilecek "Şeraben tahura" diye buyurulan "Temiz şarap" tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçe şurup, meşrubat denebilir. Alkollü olan şarap ile bir alakası yoktur. Cehennemdeki zakkum ile dünyadaki zakkum ağacının da bir benzerliği yoktur. Sadece isimleri aynıdır. Cennetteki altın, gümüş, süt, su gibi şeylerin dünyadakilerle yalnız isim benzerliği vardır.

6- Hizmet edilmekten hoşlananlar için (Çeşitli hizmetçiler onların etrafında divan dururlar.) [Tur 24]

7- Mağfireti sevenler için (Sizi, mağfiret etmek için çağırıyor) [İbrahim 10]

8- Meyveleri sevenler için (Canlarının istediği meyveler vardır.) [Mürselat 42]

9- Allahın rızasını istiyenler için (Allahın rızası ise en büyüktür.) [Tevbe 72]

10- Arzusu Allahü teâlâyı görmek olanlar için (Güzel amel işliyen müminlere Cennet ve bir de fazlası [Allahın cemalini görmek] var.) (Yunus 26) [Şira]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:17

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
amin musluman dostlarım ne guzel kardeslıgımız var degıl mı eyvalllah cok saolun...

medinelii 11 Ağustos 2008 13:18

Misafirin görevleri
 




Sual: Misafir, ev sahibine karşi nasil hareket etmelidir?

Cevap: Misafirin gözetmesi gereken edeplerden bazilari şunlardir:

1- Davete geç kalmamali, erken de gitmemelidir. Giderken, biraz yiyip gitmek sünnettir. Sirf yemek için degil, ev sahibini memnun etmek için gittigi belli olmalidir!

2- Misafir, sagina soluna bakmamali, sikinti vermekten çekinmelidir. Ev sahibinden izinsiz bir başka misafire birşey ikram etmemelidir! Ev sahibinin gösterdigi yere oturmali, izinsiz nafile oruç tutmamali ve ev sahibi teklif etmeden imam olmamalidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Misafir, evin başköşesine oturmasin!) [Müslim]
(Misafir, ev sahibinden izinsiz [nafile] oruç tutmasin ve gösterilen yere otursun! Çünkü ev sahibi evinin âdetini daha iyi bilir.) [Ibni Asâkir]
(Misafir olan bir kimse, ev sahibine imam olmasin!) [Tirmizî]
3- Sofraya edepli bir şekilde oturmali ve bu edebi sonuna kadar muhafaza etmeye çalişmalidir! Resul-i Ekrem efendimiz, yer sofrasina bazan diz çöker, bazan da sag ayagini bükerek sol ayagi üzerine oturup buyururdu ki:
(Yemek yerken yaslanmam! Ben Allahin kuluyum; kul nasil yerse öyle yer, öyle otururum.) [Buhârî]
Yemek yerken yaslanmak günah degildir. Başkalarinin yaninda mazeretsiz yaslanmak edebe aykiridir.

4- Gelen yemekte kusur bulmamali. Bir kusuru olsa da söylememeli. Mesela yemegin tuzu fazla veya noksan olsa, yahut yemekten hoşlanmasa, bir şey dememeli, begenmedigini belli etmemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Misafirin, gelen yemegi begenmemesi, ona şer olarak kâfidir.) [Ibni Ebiddünyâ]

5- Misafir, arzu ettigi şeyleri istememeli, gelen ile iktifa etmeli, “Şu var mi” diye belli bir yemek istememelidir! Eğer ev sahibi, birkaç yemek ismi sayıp (Hangisini hazırlıyalım) diye sorsa, külfetten uzak, sıkıntıya sokmıyacak şekilde daima kolay, ucuz ve zahmetsiz olanını tercih etmelidir! Peygamber efendimiz, muhayyer bırakıldığı iki şeyden, daima hafifini, kolay olanını tercih ederdi. (Buhârî)

Atalarımız, (Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.) buyurmuştur. Ekmeğe hürmet gerekir. Ekmeğe hürmet, ona katık aramamaktır. İnsanı ayakta tutan ve ibâdet etmeye imkan veren her yemek, berekettir; onu beğenmemek doğru olmaz. Sadece ekmekle sirke verilse küçümsenmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Bir evde ekmeğe katık olarak sirke varsa, bu ev yoksul sayılmaz.) [Tirmizî]

(Ya Rabbi, sirkeye bereket ver. Sirke, ne güzel nimettir. Benden önceki enbiyanın katığı da sirke idi. Sirke olan evin, başka katığa ihtiyacı yoktur.) [İbni Mace]

6- Ev sahibinin veya oradaki diğer misafirlerin hoşuna gitmeyecek hareketlerde bulunmamalı, tiksinti verecek hareket ve sözlerden uzak durmalıdır.

7- Dinî inanışı, siyasî görüşü farklı olsa da, ev sahibini veya oradakileri üzecek sözler söylememelidir.

8-Misafir, gereği gibi ikram yapılamamış olsa da, gönül hoşluğu ile ve memnuniyetini ifade edecek şekilde ayrılmalıdır! Mesela (Çok memnun olduk, Allah razı olsun, evinizde oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin!) gibi duâ etmesi sünnettir. (Tirmizî)

Peygamber efendimiz, kendisi ev sahibine, en güzel duâlarda bulunur ve müslümanlara da, (Ev sahibine bereketle duâ edin) buyururdu. (Beyhekî)

Böyle yapmak, çok az da olsa bir iyiliği küçük görmemek güzel ahlâkın alametidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Mümin, güzel ahlâkı ile, gündüzü oruçla, geceyi ibâdetle geçirenlerin derecesine yükselir.) [Tirmizî]

9- Ev sahibinden izinsiz veya habersiz evi terk etmemelidir! Peygamber efendimiz, böyle habersiz gitmeyi, hiç uygun görmezdi. Giderken de yine ev sahibine duâ etmelidir.

10- Yatılı olarak giden misafir, ev sahibine ağırlık vermemek için, zaruret yoksa, üç günden fazla kalmamaya, yük olmamaya gayret etmelidir!
Eğer ev sahibi samimi olarak ısrar ederse, daha fazla kalınabilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Misafirlik üç gündür. Fazlası sadakadır. Misafirin, ev sahibini sıkacak kadar çok kalması helal değildir.) [Buhârî]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:19

Azgın misafir
 




Sual: Ablamın dinî inanışı ve siyasî görüşü bizden farklıdır. Her yıl bize misafir olarak gelir, bir ay kadar kalır. Namazımızla, tesettürümüzle alay eder. Beyimin yanında başı ve kolları açık oturur. Beyim dinden bahsedecek olsa, söylemediğini bırakmaz. Nasıl hareket etmemiz gerekir?

Cevap: Ayrı görüşteki insanların, beraber bulunması, arkadaşlık etmesi zordur. Bunun için, ablanızın size gelmemesi için, sizin onlara hiç gitmemeniz gerekir. Beyinizin, ablanızla beraber oturması da günahtır. Siyasî ve dinî tartışmalara girmesi de doğru değildir.
Mektupla, telefonla, (Enişten, baldızla bir arada bulunmanın günah olduğunu söylüyor, rahatsız oluyor. Ben de birşey diyemiyorum. Senin yüzünden enişten benden ayrılabilir) gibi bir mazeret bulup, bu fitneyi önlemek gerekir.
Sonra ablanızı misafir kabul edip günlerce ağırlamak mecburiyetinde değilsiniz. Beyinizi de düşünmeniz gerekir.

medinelii 11 Ağustos 2008 13:20

Fakiri Ziyaret
 

Fakiri Ziyaret


Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevabtır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevabtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Zengini ziyaret eden saim ve kaim sevabı, fakiri ziyaret eden ise, fi sebilillah cihad sevabı alır, her adımı Allah yolunda atılan adıma denk olur.) [Deylemî]

[Saim; oruçlu, Kaim; gece ibâdet eden. Fi sebilillah; Allah yolunda, Allah rızası için]

(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevab alır.) [Taberânî]

(Sıla-i rahm, kendisinden kesilen akrabasını arayıp ziyaret ve iyilik etmektir.) [Tirmizî]

(Rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buharî]

(Sıla-i rahm, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır.) [Taberânî]

Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.

medinelii 11 Ağustos 2008 13:22

Müstehcen konuşmak
 




Hayâ imandandır

Sual: Bazı kimseler, müstehcen konuşuyor. Ayıp şeyler söylüyor. İnsanların ayıplıyacağı çirkin işler yapıyor. Müslüman olan kimse, böyle şeyler yapar mı?

Cevap: Hadika‘da buyuruluyor ki: Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan herşeye fâhiş denir. Buradaki anlami, çirkin olan işleri, açik kelimelerle anlatmak, müstehcen, yani edebe, ahlaka aykiri, açik saçik konuşmak demektir. Abdest bozmak ve cima için kullanilan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur. Çünkü bunlari söylemek, mürüvvete ve dindarliga uygun degildir, hayâyi giderir. Bunlari anlatmak gerekince, açik olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Kinaye, birşeyi, açik anlamlari başka olan kelimelerle anlatmaktir. Mesela, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, cima için lems [dokunmak] kelimesini söylemiştir. (Nisa 43)

Hadis-i şerifte, (Fuhuş söyliyene cennet haramdır.) [Ebu Nuaym] buyuruldu.

Dinimizde hayânın yeri çok mühimdir. Hayâsı olan, Allahü teâlâdan utandığı için günah işlemekten çekinir. İnsanlardan utanmıyan Allahtan da utanmaz. Açıktan günah işliyen, hem insanlardan, hem de Allahtan çekinmediğini gösterir. (Allahın bildiğini kuldan ne saklıyayım) demek yanlıştır. Gizli işlediği bir günahı başkalarına açıklamak doğru değildir, hayâsızlıktır. Hadis-i şerifte, (Hayâ imandan, hayâsızlık nifaktandır.) buyuruldu.

Kabahat de gizlidir

İnsanlardan utanarak, günahı gizlemek de hayâdandır. Günah gizlenmezse, fâsıklar bundan cesaret alır. (Falanca günah işliyor. Ben de işlesem ne çıkar) diyebilir. Riya olmaması için nafile ibadeti gizlemek caizdir. Onun için, (Kabahat de gizli, ibadet de gizli) denmiştir. (Hayâ elbisesine bürünenin aybı görülmez. Duyulunca hoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyulunca hoşlanılmayan şeylerden kaç) buyurulmuştur. Hz.Ebu Bekir, (Hayâsız kişi, halk içinde çıplak dolaşana benzer) buyurmuştur. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayâsızlık da, imanın zayıf olduğuna alamettir. Hayâ, imanın esasındandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Hayâ ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır.) [Tirmizî]

(Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar.) [Müslim]

(Bir günaha düşen, Allahın örtüsünü, onun üzerinde bulundurmalıdır!) [Müslim]

(Hayâ imandandır.) [Buharî]

(Hayâ tamamıyla hayırdır.) [Buharî]

(Hayâ, imanın nizamıdır. Nizamı bozulan şeyin, parçaları darmadağın olur.) [İbni Mace]

(Hayâ, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayâsızlıktan ve münafıklıktandır.) [Beyhekî]

(İman çıplaktır, süsü hayâ, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir.) [Deylemî]

(Hayâ insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu.) [Taberânî]

(Hayâsı olmıyanın dini yoktur. Hayâsız kimse Cennete giremez.) [Deylemî]

(Hayâ ile iman bir aradadır. Biri giderse, öteki de durmaz.) [Hakim]

(Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) [Nesâî]

(Mümin, ayıplamaz, lânet etmez, fahiş söz söylemez) [Tirmizî]

(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.) [İbni Ebiddünya]

(Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez.) [İbni Ebiddünya]

Hayânın iman ile, hayâsızlığın da imansızlık ile ilgisi büyüktür. Hayâsızın küfre düşmesi kolay olur. Hadis-i şerifte, (Hayânın azlığı küfürdür) (Hakim) buyuruldu. Hayâsız olan mürüvvetsiz olur. İnsanları, hayâsızların zararından sakındırmak için onların gıybetini yapmak caizdir. Hadis-i şerifte, (Hayâ örtüsünü üzerinden atanları gıybet etmek günah olmaz) (Haraiti) buyurulmaktadır.

Kâfirler, müslümanların imanlarını yok etmek için, hayâlarını yok etmeye çalışıyorlar. Plajlarda, futbol oyunlarında, sporlarda avret yerlerinin açılmasına önderlik yapıyorlar. Fuhuş sözlere seks bilgisi diyorlar. Bu açıklıklara ve seks bilgilerine ilericilik ve faydalı bilgi diyerek gençleri hayâsız yapmak istiyorlar. Onların oyununa gelmemelidir!

İnsanların şerefi, ilim ve edepledir.

Sanmayınız ki şeref, mal, mülk ve nesepledir!

Banyoda kimse yokken de, peştamalsiz yıkanmak mekruh olur. Caiz veya küçük yerde caiz olur diyen âlimler de olmuştur. Bu bakımdan peştamal ile veya dizlere kadar uzun çamaşır veya don ile yıkanmalı, omuzlarımızda bulunan meleklerden utanmalıdır. Hadis-i şerifte, (Çıplak durmaktan sakının! Hep sizinle beraber bulunan ve, yalnız cimada ve helâda ayrılan hafaza meleklerinden utanın ve onlara saygılı olun!) buyuruldu.

Yıkanırken olduğu gibi, otururken, yatarken de Allahtan utanmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Yıkanırken örtünün! Allah, hayâ sahibidir. Utanıp örtüneni sever.)

(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ edin!)

Peygamber efendimiz, yüzükoyun yatan birine, (Kalk, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır) buyurdu. Yüzükoyun ve örtüsüz yatan birine de, (Bu, Allahın hiç sevmediği bir yatış şekli) buyurdu.

medinelii 11 Ağustos 2008 13:23

Latife yapmak, neşeli olmak
 




Sual: Şaka yapmak, fıkra anlatıp insanları güldürmek iyi bir şey mi?

CEVAP: Asık yüzlü, somurtkan insanların pek sevilmediğini hepimiz biliriz. Güler yüzlü insanların sattığı sirkeyi alırız da, asık suratlı insanların sattığı balı almak istemeyiz. Bu, insanların tabiatında var.

Yoğun çalışmalar ve üzücü olaylar karşısında sıkılan insanın, neşeli olmaya ihtiyacı vardır. Bunun için ara sıra fıkra anlatmak, şakalaşmak iyi olur. Peygamber efendimizin de şakalaştığı, (Ben de şaka yaparım, fakat doğru konuşurum) buyurduğu hadis kitaplarında bildirilmektedir. Bir defasında, yaşlı bir kadına, (Cennete kocakarı girmez) buyurunca, kadıncağız üzülür. Bunun üzerine kadına, (Sen o zaman genç olursun) buyurur.

Güler yüzlü, yumuşak ve cana yakın insanlarla konuşmak, tanışmak ve kaynaşmak kolaydır.

Asık suratlı insanlar ile konuşmak, sıkıntıdır. İhtiyaç kadar konuşur, bir an önce ayrılmak isteriz.

medinelii 11 Ağustos 2008 13:25

Herkesi ziyaret uygun mu
 



Sual: Herkesi ziyaret uygun mudur?

Cevap : Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret gerekmez. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevabtır. Ziyaret yalnız Allah rızası için olmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:

- Böyle nereye gidiyorsun?

- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.

- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun?

- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.

- Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiç bir karşılık beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânin sevgisine mazhar oldun.) [Hakim]

Bir din kardeşini ziyaret edene bir melek, "Ne mutlu sana, Cennete girmiş oldun" der. Hak teâlâ da buyurur ki:

(Benim için ziyaret eden kuluma, Cennette hoşlanacağı mükâfatlar vereceğim") [Bezzar]

(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu ağırlamak düşer.) [Ebu Yala]

(Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir.) [Taberânî]

(Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlanmıştır.) [Taberânî]

(Bir mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek, "Ey Rabbimiz; senin rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et" diye duâ eder.) [E.Nuaym]

(Bir müslüman, müslüman kardeşini ziyaret edince, 70 bin melek "Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret eden bu kulundan razı ol" diye duâ ederler.) [Taberânî]

(Din kardeşini, sırf Allah rızası için ziyaret eden cennettedir.) [Taberânî]

(Din kardeşini ziyaret edene Cennette bir derece verilir.) [Ey Oğ. İlm]

(Ziyaretçinize ikram edin!) [Haraiti]

(Mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha eden, ellerini ayırmadan her ikisinden Hak teâlâ razı olur. Ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.) [Ey Oğ.İlm]

(Ziyareti aralıklı yap ki muhabbeti artırasın!) [Bezzar]

Hikmet ehli diyor ki: (Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.)

(Arşın etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan insanlara Peygamberler ve şehidler gıpta ederler. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir.) [Nesâî]

(Allahü teâlâ buyurur ki: Benim için birbirini ziyaret eden, benim için birbirini seven, benim için veren, benim için birbirine yardım eden, sevgime mazhar olur.) [Hakim]

(Allah için sevdiği arkadaşının ziyaretine gidene, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun, Cenneti hak ettin" der.) [Tirmizî]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:26

Sabah kalkarken
 

Sabah kalkarken


Erken yatıp erken kalkmaya çalışmalıdır! Özürsüz sabah vakti uyumak uygun değildir. Hadis-i şerifler de buyuruldu ki:

(Sabah vaktindeki uyku rızka manidir.) [Beyhekî]

(Günün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak [kaylule yapmak] enbiya ve evliyanın ahlâkındandır. Gündüzün sonunda uyumak tenbelliktir.) [Şira]

(Şu dört şeye riayet edenin kendisi ve aile efradı muhtaç duruma düşmez:

1- Sabahtan önce kalkıp namaz kılmak,

2- Vakit girmeden abdest almak,

3- Ezandan önce mescide girmek,

4- Vitir namazından sonra konuşmamak.)



Her sabah kalkınca şunları yapmalıdır:

1- Kalkar kalkmaz Allahü teâlâyı anmalı!

2- Durumuna uygun şekilde giyinmeli!

3- Abdest almalı! Hep abdestli durmaya çalışmalı!

4- Namazı vaktinde ve noksansız kılmalı!

5- Rızkı Allahü teâlânın verdiğine inanıp helalden talep etmeli!

6- Allahü teâlânın taksimatına razı olmalı, verdiklerine kanaat etmeli!

7- Allahü teâlâya tam tevekkül etmek.

8- Allahü teâlânın takdirine razı olarak sabretmeli!

9- Onun verdiği bütün nimetlere şükretmeli! En büyük nimet müslüman olmaktır.

10- Helalinden kazanıp helalinden yemelidir! (T. Gafilin)

Her sabah (Kendimin, aile efradımın rızkını helalden kazanıp, kimseye muhtaç olmamak, ibâdetlerimi uygun yapabilmek ve insanlığa hizmet edebilmek için işime gidiyorum.) diye niyet etmelidir!

Evden çıkarken Ayet-el kürsiyi, eve girerken de İhlas-ı şerifi okumalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kim evinden çıkarken Ayet-el kürsi okursa, yetmiş melek, evine dönünceye kadar ona duâ ile istiğfar eder.) [Ey oğul ilmihali]

(Evinden çıkarken "Bismillah, tevekkeltü alellah, La havle vela kuvvete illa billah" diyen, tehlikelerden korunur, şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizî]

(Eve girerken İhlas suresini okuyan, yoksulluk görmez.) [Tefsir-i Kurtubi]

medinelii 11 Ağustos 2008 13:27

Uyku adabı
 




Sual: Uyku adabı nelerdir?

CEVAP: Günümüzün ortalama üçte biri uyku ile geçmektedir. Gafletle geçmemesi için uykuyu da değerlendirmek gerekir. Müminin her hareketi şuurlu olmalıdır. Gafletle yatıp gafletle kalkmamalıdır!

Rastgele yatağa girip uyumak doğru değildir.

1- Yatağa abdestli girmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Abdestli yatanın ruhu Arşa yükselir ve gördüğü rüyalar doğru olur. Abdestsiz yatanın ruhu yükselmez, gördüğü rüyalar, karışık olur, doğru çıkmaz.) [İ.Gazali]

(Abdestli yatan, gece ibâdet eden ve gündüz oruç tutan kimse gibi sevab kazanır.) [Hakim]

2- Misvaklanıp sağ yanı üzere kıbleye karşı yatmak sünnettir. Uyku, ibâdetleri kuvvetle ve sağlam yapmak niyetiyle olursa ibâdet olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Âlimlerin uykusu ibâdettir.) [İ.Gazali]

Vasiyetini Yazmalı

3- Borçları ve önemli işleri olan kimse, vasiyetini yazmadan yatmamalıdır! Çünkü sabaha çıkacağını kimse bilemez. Eğer vasiyetsiz ölürse, Kıyamete kadar konuşamaz. Ölüler kendini ziyaret eder, onunla konuşmaya çalışırlar, fakat o cevap veremez. O zaman (Bu miskin vasiyetsiz ölmüş.) derler. Vasiyet olarak, varsa kul borçlarını, namaz ve oruç kazaları gibi Hak borçlarını yazmalı, ölümünden sonra ne yapılmasını istiyorsa bildirmelidir!

4- Günahlarına tevbe edip uyumalıdır! Herkese iyilik yapacağına, uyandığı zaman kimseye fenalık etmiyeceğine niyet ederek yatmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hiç kimseye zulüm ve kin hissi duymadan yatanın günahları affolur.) [İ.Ebiddünya]

5- Yatarken, gece ibâdete kalkmaya niyet etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Gece ibâdet etmek niyetiyle yatan, fakat uyku galebe çalıp sabaha kadar uyanamayan, niyeti sebebiyle gece ibâdet etmiş gibi sevaba kavuşur. Uykusu da kendisine Allahü teâlânın ihsan ettiği bir sadaka olur.) [İ.Mace]

6- İyice uyku gelmeden yatmamalıdır! Kıymetli ömrü uyku ile geçirmemelidir! İhtiyaç kadar uyumalıdır!

7- Yatarken Ayet-el-kürsi, üç İhlas ve bir Fatiha, iki Kuleuzüyü okumalıdır! Salevat-ı şerife getirmelidir! "Amenerresulüyü yatsıdan sonra okumayı adet edinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gece Bekara suresinin son iki ayetini okuyana, bu iki ayet, herşey için kâfidir.) [Müslim]

8- Uykunun bir nevi ölüm, uyanmanın da dirilmek olduğunu düşünmelidir! Hz. Lokman, oğluna (Oğlum, ölümden şüphen varsa, uyuma! Uyumak mecburiyetinde kaldığın gibi, ölmeye de mahkumsun. Eğer dirilmekten şüphe ediyorsan, uykudan uyanma! Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.) buyurmuştur.

9- Yatarken yarınki hayırlı işleri yapabilmek için istirahat etmeye, sabah namazına kalkmaya ve ertesi gün hayırlı işler yapmaya niyet etmeli! Böyle niyet edenin uykusu ibâdet olur. Gece uyanınca duâ etmeyi adet haline getirmeli! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Uykudan uyanınca, "Allahümmağfir li" derse, duâsı kabul olur.) [İ. Ebiddünya]

10- Henüz sabah namazının vakti girmeden, yani seherde kalkmaya çalışmalıdır. Seher vakti kalkmak berekettir. Hele sabah namazının vakti girdikten sonra, güneş doğana kadar uyumak rızık yönünden de zararlıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sabah uykusu, rızka manidir.) [Beyhekî]

İbni Abbas hazretleri, sabah vakti oğlunu uyur görünce buyurdu ki: (Oğlum, rızıkların dağıtıldığı saatte uyunur mu? Bu saatte uyumak, tembellik alametidir, unutkanlığa sebep olur.) [Şira]

Yatarken
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Yatarken Fatiha ve İhlası okuyan, ölüm hariç, her şerden emin olur.) [Bezzar]

(Yatarken Kâfirun suresini okuyan şirkten beri olur.) [Tirmizî]

(Yatarken Mülk [Tebareke] suresini okumadan yatma! Çünkü ölürsen kabirde sana yoldaş olur.) [Ey Oğul İlmihâli]

Tok Karnına Uyumak
Mümkün mertebe yemeği yatarken yememelidir! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Tok karnına uyumak, kalbi katılaştırır.) [Taberânî]

Yenilen yemekleri namaz kılarak veya helal kazanç yollarında eritmeye çalışmalıdır!



Çok Uyumak

Çok eser vermiş zatların hayatını incelerseniz, az uyuyup çok çalıştıkları görülür. Ancak zaruret veya ihtiyaç miktarı uyumalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Annesi, Hz. Süleymana "Evladım, çok uyuma, çok uyumak, Kıyamette insanı fakir bırakır" dedi.) [İbni Mace]

(Cehennemden kaçın, Cenneti isteyenin gözüne uyku girmez. Dünya, lezzet ve şehvetlerle kuşatılmıştır. Bunlar sizi ahıretten alıkoymasın.) [İ.Mende]

(Ümmetim için en çok korktuğum şey, göbek büyüklüğü, uykuya devam, tembellik ve iman zayıflığıdır.) [Deylemî]


Az Uyumak
Az ye kalbini pakla, fazla uykuyu mezara sakla! Az uyumak nimettir, çok uyumak gaflettir. Gaflet ise zarardır, kalbimizi karartır. Fazla uykuyu at, seherde dağıtılır murat. Seher ne kadar kutludur, o vakit uyanık olan mutludur. Seherde rahmet kapıları açılır, uyanıklara nimet saçılır. Çok uyku eziyettir, az uyku meziyettir. Az ye, az uyu, çok konuşma, evliya olursan şaşma! Çünkü evliyalığa bu üç meziyetle girilir, sonra sayısız nimet verilir. Çok uyumak çok fazilet götürür, gaflet ve tembellik getirir. Az ört yorganları, çünkü uyku tembelleştirir organları. Uyku ölüme eştir, gafletle uyuyanın sonu ateştir. Arifler sehere hasrettir, onlara çok uyumak musibettir. Cenab-ı Hak her gece, buyurur şöylece: "Duâ eden yok mu, duâsını kabul edeyim, benden isteyen yok mu istediğini vereyim) [Buharî]

Geceleri ne güneşler doğar, fakat gafletle yatanı zulmet boğar. Uyanıklık huzurda edeptir, çok uyku pişmanlığa sebeptir. Arif, huzurda durmaktan lezzet alır, gafiller bundan mahrum kalır. Az uyku kalbe ciladır, çok uyku ise belâdır. Sanma çok yemek kan olur. Çok uyuyan unutkan olur. Çok uyumak ayıptır, kıymetli vakitten kayıptır. Midesi boş olana uyku gelmez, az uyuyana korku gelmez.

Bir talebe, bir âlimi çok seviyormuş. Sohbetinde bulunmaya can atarmış. Âlime durumu bildirmişler. Âlim de (Gece beklesin, muhakkak geleceğim) demiş. Talebe saatin zilini kurarak biraz uyumak üzere yatmış. Âlim gelince talebeyi uyur hâlde bulmuş. Saatin zilini bağlamış. Cebine biraz ceviz ve üzüm koyarak gitmiş. Talebe sabah olup uyanınca yaptığı hataya pişman olmuş, uyuyarak beklenilmeyeceğini, sevenin gözüne uyku girmeyeceğini, girmemesi gerektiğini anlamış.

medinelii 11 Ağustos 2008 13:28

dılerım sızde begenırsınız
 
islamiyet.org sitesinden bilgilerini zevkle okudugum ve sizle paylasmak istedigim kaynak nıtelıktekı bu islamı gorgu kuralları cok hosuma gıttı dılerım sızde begenırsınız

nermin 11 Ağustos 2008 13:32

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
Alıntı:

ZİYA YLDRM Üyemizden Alıntı
hocam genelde bizim milletimiz birisi hapşurdugunda ''''çok yaşa der '''' bu nasıl olur peki???


bununla ilgili bildiğimi söyliyim yanlışsa lütfen düzeltiniz...

hristiyanlarda Allah inancı olmadığı için hapşurduklarında çok yaşa diyolarmış ki ömürleri uzun olsun.



çok yaşamak marifet değildir. Rabbim hayırlı yaşamayı nasip eder inş....

TÜRKcan 11 Ağustos 2008 13:38

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
ben bi ara iyi yaşa diyordum bu aralar hayırlı yaşa diyorum..
Yarhemukellah dediğimde kızacak kimseler olursa hani tepkili insanlar olursa o zaman hayırlı yaşa diyorum hala :))
Çok yaşayacak da ne olacak..:)

medinelii 11 Ağustos 2008 13:42

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
nermıncım eVet bunu bende duydum dogruluguna ınanıyorum ama öyle yorumlamak istemiyorum çünkü yavas yavas duzelır hersey dinmizce uygunu buysa cok yasadan sonra yerhamukeallah ta dıyebılırız....

niyetimiz halıs olsunda yanlıslarda duzelıyor.... katılımın için tskler


cisminatık guzel kavram bende oyle dıyorumdum ama baktımkı tepkılerı karsısında benım yumusamam ifade etmiyor... bende inadına yerhamukeallah dıuyorum hatta unıvde bı hoca bana bu yuzden sınır oluyor:))

MescidiAksa 11 Ağustos 2008 13:46

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
allahım hepimize hayırlısından uzun ömür versin amin

medinelii 11 Ağustos 2008 13:48

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
olaydanda böyle cıkarım deyyon öle mı:))) alllah ıyılkıgını versın kardes cok guldum yaw, hayır dualaına amin insallah

TÜRKcan 11 Ağustos 2008 13:49

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
anlatabileceğim kişiler diyorum ama anlatamayacaklarıma diyemiyorum:))

Belgin 11 Ağustos 2008 15:02

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
medinelim güzel paylaşım olmuş.. emeğine bereket.. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

medinelii 11 Ağustos 2008 15:15

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
Canımsın ablam begendıgıne sevındımm

Huzurİslam 11 Ağustos 2008 18:06

Cvp: görgü kuralları (çok guzel)
 
konular için.[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] eline sağlık kardeşim...


SAAT: 09:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321