Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Sabir,Sebat Aşk ve Heyacan (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/29204-sabirsebat-ask-ve-heyacan.html)

İslaminesil 13 Mayıs 2014 18:23

Sabir,Sebat Aşk ve Heyacan
 
ALLAH (cc) insanı Hayra da Şerre de yönelebilme kabiliyetinde yaratmış, ona kulluk sorumluluklarını emanet etmiştir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurur:

“Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de takva (iyilik) ve fücurunu (kötülüklerini) ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran (tezkiye eden) kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.” (eş-Şems, 7-10)

Hayra yönelme tercihinde bulunan bizler, Rabbimize ve içinde yaşadığımız topluma karşı sorumluyuz. Sorumlulukların hakkıyla yerine getirilmesini sağlayan, gönüllerdeki aşk, şevk ve heyecandır. Yüreklerinde ALLAH rızasına kavuşmak için cehd etme heyecanı taşıyanlar, yaptıklarından manen zevk alırlar. ALLAH yolundaki hizmetlerin gelişip büyümesi ve semere vermesi de yüreklerdeki aşk ve heyecan nispetindedir. Müesseselerin, toplulukların ve cemaatlerin yükselişi, Aşk ve Heyecanın dorukta yaşandığı dönemlerde olduğu aşikârdır. Asr-ı Saadet ve Müslümanların tarihi, imanın heybet ve heyecanı ile şaha kalkışın sayısız örneklerini bizlere sunmuştur.

İmtihanın çetin oluşu, içinde bulunulan ağır şartlar ve sıkıntılar, bazılarımızda gevşeklik oluşturabilmektedir. Hatta uzun süre Müslümanlara hizmette bulunan bazı şahıslarda bile, zamanla olumsuz bir duygu oluşabilir ki bu durumlar, hizmet ehli adına bir tehlike başlangıcıdır. Unutmayalım! “Artık yeter” duygusu, kişiyi dünyaya çeken bir nefs fısıltısıdır.

İbn-i Abbas (ra) ’ın rivayetine göre ALLAH Teâlâ, müminlerin kalplerinde gevşeklik belirdiği bir dönemde şu ayeti indirmiştir:

“İman edenlerin ALLAH’ın zikri ve O’nun katından inen Kur’ân sebebiyle kalplerinin ürperme zamanı daha gelmedi mi? Müminler, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar! Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (el-Hadîd, 16)

Ebu Eyyub el-Ensari hakkında anlatılan şu rivayet hizmet heyecanının ömür boyu kaybedilmemesinin lüzum ve ehemmiyetini ortaya koymaktadır:

Müslümanların ordusu, İstanbul’un fethi niyetiyle yola çıkmıştı. Ordunun içinde Hâlid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari (ra) da bulunmaktaydı. Rumlar, arkalarını şehrin surlarına vermiş savaşırlarken, Ensar’dan bir zat, atını Bizanslıların içine kadar sürdü ve onların ortasında kaldı. Bunu gören müminler; “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” ayet-i kerimesinden hareketle ve hayretler içinde:

“–La ilâhe illALLAH! Şuna bakın! Kendini göz göre göre tehlikeye atıyor!” demişlerdi.

Bunun üzerine Ebu Eyyub el-Ensari (ra) şöyle dedi:

“–Ey müminler! (Yanlış anlaşılmasın!) Bu ayet biz Ensar topluluğu hakkında nazil oldu. ALLAH, Peygamberine yardım edip dinini galip kıldığında biz, «Artık mallarımızın başında durup onların ıslahı ile meşgul olalım.» demiştik. Bunun üzerine ALLAH Teâlâ, Resulü’ne:

“ALLAH yolunda infak ediniz ve kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” (el-Bakara, 195) ayetini vahyetti.

Bu ayet-i kerimedeki «kendi eliyle kendini tehlikeye atmak»tan maksat, bağ ve bahçeyle uğraşmaya dalıp Hak yolunda gayret ve hizmeti terk ve ihmal etmektir. Bu ilâhî ikaza bütün samimiyetiyle kulak verip ittibâ eden Ebu Eyyub el-Ensari Hazretleri, ALLAH yolunda hizmetten hiçbir zaman geri kalmamış ve nihayet katıldığı bu sefer esnasında şehit olarak, surların yakınına defnedilmiştir.

Mü’minleri Kadir olan ALLAH’a bağlayan İman, heyecanın ve aşkın membaıdır. ALLAH (cc)’ ın her şeyin sahibi olduğuna inanan birinin, korkması, azminin kırılması, ümitsizliğe düşmesi ve gevşeklik göstermesi düşünülemez. Zira ALLAH (cc) şöyle buyurmuştur:

“(Ey müminler!) Sakın gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer gerçekten müminler iseniz, üstün gelecek olan sizsiniz.” (Al-i İmran, 139)

ALLAH (cc) ‘ın rızasına kavuşmak, felaha ermek, sorumluluklarımızı hakkıyla ifa etmek için cehdimizde sebat etmeliyiz. Sorun ve sıkıntılarımızı gidermek için, laf ve tenkit ile eksik ve gedik arama yerine, yapıcı bir misyon yüklenmeli ve müspet bir atmosfer oluşturarak İyiliğin ikamesi için gerekli gayreti göstermeliyiz.

Unutulmamalıdır ki hayat bir imtihan yeridir. Sıkıntılar ve zorluklar karşısında karamsarlığa düşmek, yılgınlık gösterip kenara çekilmek yerine, Rabbimizin “es-Sabur” ismine sığınıp, sabır ve sebat edilmelidir ki, kendisinde sabır bulunan kulda O’nun kudretinden bir tecelli vardır. Sabırlı insanlardan müteşekkil bir cemaat, ALLAH’ın (cc) yardımına mazhar olur.

“Ey iman edenler! Sabredin, sebat gösterin, hazırlıklı ve uyanık olun. ALLAH’tan korkun ki başarıya erişesiniz.” (Al-i İmran, 200)

“Ey iman edenler! ALLAH’tan sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz ki ALLAH sabredenlerle beraberdir.” (el-Bakara, 153)

Rabbine kulluk ve Müslümanlara hizmet gayesi taşıyanların yine Rabbine iltica ederek, Ondan yardım dilemesi icap etmez mi?

“Ey Rabbim! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, eli kolu dökülür derecede takatsizlikten sana sığınırım…” (Buhârî, Deavât, 38)

Âmin, Wel aqibetu lilmuttaqin…


SAAT: 10:59

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306