Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Her İnsan Gölgesini Bekleyen Bir Ayettir (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/29563-her-insan-golgesini-bekleyen-bir-ayettir.html)

İslaminesil 21Haziran 2014 18:10

Her İnsan Gölgesini Bekleyen Bir Ayettir
 
Gece boyunca kıvranıp durdu yatağında. Saatin kaç olduğunu, gecenin hangi diliminde bulunduğunu ayrımsayamıyordu. Bir çırpıda attı üstünden annesinin köyden gönderdiği kenarları kanaviçelerle işlenmiş ince yün yorganı. Sanki bütün yükü dünyanın, omuzlarına çökmüştü. Yatağında öylece durakalmıştı, gözlerini karanlığa dikmiş ruhuna bakıyordu. Kendisine azap veren meseleyi bulmaya çabaladı bir süre. Nefesini tutup kulak verdi gelmiş geçmiş bütün yaşanmışlıklara. Zihinsel bir musahabeye başlamıştı ki müezzinin davudî sesi Yeditepe’nin bütün semalarında yankılanmaya başladı.


Allahu ekber Allahu ekber… es-salatu hayrun mine’n-nevm…


Birlikte kaldığı öğrenciler hâlâ uyanmamıştı. Abdest alıp ferahladı önce, soğuk suyun ruhu diriltici inceliğine bir kez daha şahit oldu. Namazın teskin edici limanlarına sığındı. Dua okyanusuna daldı bir zaman. (…)


Meâline uzanıp hayırla yâd etti Muhammed Esed’i. Kalbi bir teşekkür sundu. Günün bu duhâ semtinde okuduğu âyetler, sarıp sarmalıyordu yüreğini. Başka bir boyuta, mazinin anla kesiştiği derunî bir labirente sürükleniyordu. Ruhundan kalbine bir metafor düştü, bir galaksi yer değiştirdi. Bir kuyruklu yıldız kaydı bilincine:


“Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe fazilete ulaşamazsınız; zaten ne infak ederseniz edin, ALLAH onu ayrıntısıyla bilir.”


Bir âyet acılarına dokundu, yarasına yâr oldu. Bilincini kör bir köstebek imişçesine kazmaya başladı. Anlamaya başlıyordu kalbinin bunca zamandır neden bir mengeneye sıkıştığını. Derinlere indi.


Karşısında yeşil bir gölge belirdi. Gölgeye dikkatle bakınca ürkmeye başladı. Oturalım, dedi yeşil gölge uzak diyarlardan gelen bir süvari edasıyla. Masaya bıraktı heybesini. Gözleri insanın ruhuna dalan bir göl maisiydi. Bakışlarında dağların heybeti gizliydi. Ürkmüştü genç insan. Yüreğiyle bildiği bütün duaları ardı sıra okumaya başladı. Gölge sezdi korkusunu gencin ve şöyle dedi:


— Benden sana hiçbir zarar gelmez, korkunu anlıyorum ancak gerek yok, kardeş sayılırız biz. Ben senin izdüşümünüm.


Genç:


— Çok derin bakıyorsun, bakışlar her an korkutur beni.


Gölge:


— Neden bunca acı çekiyorsun?


Genç:


— Dağlar devriliyor içime, zihnimdeki bütün faylar kırıldı, sanki ateşîn bir denizin, bir uçurumun kenarında yürüyorum. Gayretim kederimin sebeplerine ulaştırmıyor beni. İçimde büyük bir huzursuzluk var. Karanlık bir dağ oturdu kalbime.


Gölge:


— Hiç yüreğini yokladın mı, danıştın mı rüyalarına?


Genç:


— Rüya ırmağım kurudu galiba, geceler hep aynı, bir öncekinin aynısı, yıllar oldu rüya görmeyeli. Yüreğime gelince bir kevir oldu uzun zaman önce.


Gölge:


Üç insan yılı geçti, ay ve güneş doğup battı yıllarca. Sen de doğup battın gölgen de.





Gülümsedi gölge. Heybesinden minyatürlerle süslenmiş turkuaz bir kutu çıkardı. Açtı kapağını. İçinden bir buzdağı, bir kalp ve bir kese çıktı. Kıpır kıpırdılar. Dağdan soğuk bir esinti yayıldı kar tazeliğinde. Katılaşmaya başlamıştı kalp, melâl makamındaydı. Nabzı bulunamayan bir yaşlıyı andırıyordu. Kese, kenarları beyaz kurdela ile sabitlenmiş dantelâlarla işlenmişti. Kırmızı kadifeden yapılmış, üzerine elif vav lam harfleri işlenmişti. Zamanında çok emek sarf edilmiş olmalıydı


*

İlkin buzdağını koydu masaya gölge. Gencin kolundan tutup dağın enginlerinde bir yolculuğa koyuldu.


Genç; bir hutbenin ortasında sırtını mescidin serin iklimine dayamış olarak gördü kendini. Tevazu makamında yayılan sesiyle cemaatin ruhuna, sinir uçlarına dokundu Hoca Efendi. Bu temas dağlara düşen yıldırımlar misali cemaatin gözbebeklerinde parlayıp kıvılcımlanıyordu. Ruhlar yunuyor, kalpler acıyordu. Yüklü bulutlar yüreklerden gözbebeklerine aktı. Kimisi rüzgâra takılıp dağılıyor kimi bir çift güle -gözbebeklerine- çiy tanesi oluyordu. Cemaatin ruhu gerilmiş bir keman yayının esrikliğindeydi artık. Hoca hutbenin can alıcı-verici noktasına sürükledi konuyu:


— İbadullah, ALLAH’ın güzel kulları,


“Yoksa siz sınanmadan, denenmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?”


“Yoksa siz sizden öncekilerin başına gelenler sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlar öyle sarsıldılar, öyle sıkıntılara katlandılar ki, ALLAH’ın Rasulü ve beraberindekiler, ‘İlâhi! Senin yardımın ne zaman gelecek?’ dediler. ALLAH’ın yardımı yakındır.” (…)



Bittim dediğinde, yettim diyen şah damarımızdan yakın bir ALLAH var. …


Cemaatin ruhunu karşısına gerip gökyüzüne çıkan ve inen kesitler nakşediyordu hoca:


İnfakın olduğu yerde nifak; nifakın olduğu yerde infak olmaz.





Siz hiç öldünüz mü? Hiç yavrunuz kucağınızda can verdi mi? Füzelerin parçaladığı bir can gördünüz mü? (…)


**


Sırtından derin bir ürperti yayıldı içine. Kalbi titredi. Gölge, gencin ürperişini hissetti bedeninde. Tebessüm etti ve kalbini koydu masaya.


Dağ köylerinde eğrilmiş keçi kılından dokunan seccadesine gitti alnı genç insanın. Öylece kalakaldı… Son defa yokladı kalbini, zaman durmuştu, ilerlemiyordu saatler. Sabahın bu derunî anının bitmemesini istedi Rabb’inden. Kalbi yorgun, bedeni bitkin düşmüştü. Yalvardı, yeri göğü ve ikisinin arasındakileri yaradan Rabb’ine. Af diledi. Acısının, ızdırâbının, intizârının nedenini anlamaya başlıyordu şimdi.


***


Terlemişti genç, üşüyordu anbean. Soğuk terler yayıldı vücuduna. Bir kese koydu masaya gölge. Bir şiir okudu yürek lisanıyla:


DÜŞÜNCE


Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı,


Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı?


İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok,


Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok


En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma.


Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma!


"Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur


"Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur.


Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını,


Bâkiyse rûh eğer dilemezdim bekasını.


Hulyâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var?


Bitsin, hayırlısıyla, bu beyhûde sonbahar!


Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,


Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.


Doğrulup cüzdanını açtı genç, yüz … vardı içinde. Hatırlıyordu.


Bir hutbeden sonra Filistinli hasta ve yetimler için yardım toplandığını. Mescidin kapısında bu parayı bağışlayıp bağışlamama durumunda gördü kendini. Müteredditti, paraya ihtiyacı olacağını biliyordu. Elektrik ve su faturası ve boş pasosu geldi aklına. Hem belki biraz daha biriktirip umreye giderim diye düşündü. Ve vazgeçti. Oysa infak şifa idi yaralı ruhlara. Merhem idi kırılmış hayatlara, cila idi mesrûr yüreklere… ALLAH buyurmuştu infakı.


Kapıyı çarpıp kendini sokaklara bıraktı, gün ışımaya başlamıştı. Kendini yola vurdu yolu kendine. Ve zihninin kaotik noktalarına bir mısra dokundu, yokladı yüreğini:


İşte bu kısrak yokuşta çatladı demen için şeyda


Dünyanın tüm düzlüklerine kin besliyorum


Ve infakın huzuruna erişti. Şimdi kazandım diye geçirdi aklından -hutbe düştü zihnine- arınıyordu bedenin kir ve pasından. Buruk bir mutluluk yayıldı gözlerine…


ALLAH’ın yardımı gecikmemişti yine. Yeni bir burs kazandı genç adam. Elini cebine attığında sadece pasosu düştü avuçlarına. Artık cüzdan taşımamaya karar vermişti, gereksiz addediyordu.


Mutmain bir tebessümle semaya kaldırdı ellerini, büktü boynunu:


- İlâhi ayaklarımızı yolunda sabit kıl…


Anlatıcısını bekleyen bir âyettir her insan.


GÜNÜN BU DUHÂ SEMTİNDE OKUDUĞU ÂYETLER, SARIP SARMALIYORDU YÜREĞİNİ. BAŞKA BİR BOYUTA, MAZİNİN ANLA KESİŞTİĞİ DERUNÎ BİR LABİRENTE SÜRÜKLENİYORDU. RUHUNDAN KALBİNE BİR METAFOR DÜŞTÜ, BİR GALAKSİ YER DEĞİŞTİRDİ. BİR KUYRUKLU YILDIZ KAYDI BİLİNCİNE.


“SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN İNFAK ETMEDİKÇE FAZİLETE ULAŞAMAZSINIZ; ZATEN NE İNFAK EDERSENİZ EDİN, ALLAH ONU AYRINTISIYLA BİLİR.”

Özcan-Gökhan

su damlası 09 Mayıs 2015 15:06

Cevap: Her İnsan Gölgesini Bekleyen Bir Ayettir
 
konu çok gûzelmiş emegine saglık
Allah razı olsun...

İslaminesil 12 Temmuz 2015 22:01

Cevap: Her İnsan Gölgesini Bekleyen Bir Ayettir
 
O müminLer ki, öfkeLerini kontroL aLtında tutarLar.
Ve . . .
İnsanLarı affederLer, çünkü ALLah iyilLik yapanLarı sever.
- ALi İmRan Suresi 3 /

İslaminesil 14 Temmuz 2015 00:13

Cevap: Her İnsan Gölgesini Bekleyen Bir Ayettir
 
...sonra gölgeye çekildi ve Rabbim Senden gelecek her türlü hayra cidden muhtacım dedi.'' (kasas, 24)


SAAT: 19:36

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320