Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Şubat 2014, 13:12   Mesaj No:1

Esma_Nur

Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.447
Konular: 575
Beğenildi:4544
Beğendi:6157
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Gölge et, ama ne olur gölge olma!...

Gölge et, ama ne olur gölge olma!...

Sinoplu Diyojen yanlış söylemiş. "Gölge etme" diyeceğine, keşke "gölge olma başka ihsan istemem" deseydi hatırını soran Makedonyalı İskender'e. Siz, hesap yaparken, bir şeyin gölgesini hesaba katar mısınız? Ben katmam. Çünkü gölgeler solda sıfır gibidirler; bin tane gölge bir 'şahsiyet' etmez, tıpkı soldaki bin tane sıfırın toplam değerinin yine sıfır olduğu gibi.

İnsanlar ya gölgedirler, ya da şahsiyet. Gölge iseler, gölgesi oldukları biri vardır; yani kölesi oldukları biri. O birine, siz 'gölgeci' de diyebilirsiniz. Gölgeci, insanları kendisinin gölgesi olarak görmekten zevk duyar. Ve hiçbir gölge iradeli hareket edemez.

Gölgelerin ne sevgileri gerçek sevgidir, ne de nefretleri sahici nefret. Onlar, kendisinin patlıcanın değil padişahın dalkavuğu olduğunu söyleyen muzip gibidirler; sevgi ve nefretleri gölgecininkine ayarlıdır. Emirle severler, emirle nefret ederler.

Oysaki şahsiyetler, kendilerine ait bir kafa ve kendilerine ait bir yürek taşıdığının bilincinde olan insanlardır. O kafayı düşünmek, analiz yapmak, yerinde onaylamak ve yerinde reddetmek için; o yüreği de duymak, sevgiye değer olanı sevmek, inanmaya değer olana inanmak, nefreti ve inkarı gerekli olandan da nefret etmek ve reddetmek için kullanırlar.

Gölgenin "ben idraki" olmaz; dolayısıyla "omurgası" da olmaz. Bu nedenle, hiç bir gölge hiç bir zaman "bir başkası olmaktan” kurtulup "kendisi" olamayacaktır. Ve omurgası olmayan hiç bir gölge, hiç bir zaman dik duramayacaktır.

Gölgelerle yapılan siyasetin içerisinde "şahsiyeti" aramak da beyhude bir uğraştır elbet. Gölgelerin yaptığı siyasetin omurgalı olmasını beklemek abesle iştigaldir. Dik durulması gereken yerde, dik durmasını bekledikleriniz yerlerde sürünüyorlarsa, gerçek nedeni işte budur.

Tarihi bir tecrübedir: Kadrolar şuurlandırılır, kitleler şartlandırılır.
Peki bizde nasıl yürür bu işler: Kadrolar şartlandırılır, kitleler
şuurlandırılmaya çalışılır. Bu ikincisi olmayacak iş.

Gelelim kadrolara…
Evet, kadrolar şartlandırılır, çünkü şuurlandırılırsa, başlarında buldukları demirbaşların konumunu sorgulamaya, onların oraya
hangi çaba, liyakat ve vasıfla çıktıklarının hesabını istemeye başlarlar.

Onun için de, gölgeci liderler şu ezeli taktiği uygularlar: Dama çık,
merdiveni çek. Merdiveni çek ki, senden sonra kimse senin çıktığın yere çıkamasın. Ondan sonrası kolay: Bir yandan "Hadi aslanlarım, koşun, geride kalanı elerim!" salvoları, bir yandan da "O kadar da değil, beni geçeni vururum!" tehditleri.

Tüm sorunumuz, insan kumaşının kalitesinde düğümleniyor. Kumaşı kaliteli insanları siyasete taşırsanız, kaliteli siyaset üretirler; ticarete taşırsanız, kaliteli ticaret. Tersi de geçerli. O halde, en akıllıca yatırım, siyasetten de, ticaretten de önce, insan unsuruna olan yatırım.

Tabi ki, hayatın alanları, birbiriyle bıçak sırtı gibi ayrılan şeyler
değildir. Ne ki, "Ne yapmalı?" sorusunun doğru cevabı da "Nereden
başlamalı?" sorusundan bağımsız bulunamaz. Geleceğin inşası için harekete geçen bir kitlenin, politikaya yatırımının insan unsuruna olan yatırımına oranı, bir buz dağının su üstündeki kısmının su altındaki kısmına oranı kadar olmalıdır. Yalnızca böyle yapan bir hareket, toplumsal dönüşümün lokomotifi olmayı hak eder ve yaşadığı zamanın aktif öznesi olur. Değilse, kendisine umut bağlayan kitlelerin umutlarını yad ve yabancı lokomotiflerin
hoyrat emellerine peşkeş çeken birer vagon olurlar ki, bu tam da yaşadığı zamanın "pasif nesnesi" olmaya tekabül eder.

Bütün bunları bana hatırlatan, Rasulullah'ın Buhari tarafından aktarılan bir hadisi oldu. Burada aktarayım, bakalım size neler hatırlatacak: "İnsanlar da develer gibidir: Bazen yüz tanesi bir arada bulunur da, içlerinden, binmek için bir tane bile bulamayabilirsin."

[Mustafa İSLAMOĞLU]
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ne söylerdin? Gündem/ Manşetler Kara Kartal 2 101 01 Mart 2024 08:31
Emine Aba Pazarda Videolar/Slaytlar Esma_Nur 8 369 04 Aralık 2023 17:23
Nehirden denize özgür Filistin 🇵🇸 Videolar/Slaytlar Kara Kartal 1 112 01 Aralık 2023 16:41
Hayallerimizi gerçekleşdirme bölümü Kişisel Gelişim ve Psikoloji Kara Kartal 12 462 01 Aralık 2023 16:29
Çok önemli tesbit Sağlık / Beslenme Esma_Nur 0 122 25 Kasım 2023 20:21