|
Konu Kimliği: Konu Sahibi z-eynep,Açılış Tarihi: 04 Temmuz 2007 (16:47), Konuya Son Cevap : 14 Ocak 2012 (04:12). Konuya 184 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
17 Eylül 2007, 01:04 | Mesaj No:21 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: tasavvuf hakkında bir soru
elbette hocam..haklısınız sadakna..emekleyenleri eğiteyım diye perişan etmek nedir?bu yozlaşmaya dikkat etmek gerek. yoksa tasavuf=islamdır.tasavufa karşı değiliz ki haşa...bu gün islam adına zekeriya beyaz ne kadar geçerli ise,bu tür adı geçen tasavufçuların da aynen islam için geçerlidir...!!!!!!!!!!!!! Allah cümlemizi ikisinden de korusun. |
17 Eylül 2007, 01:10 | Mesaj No:22 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için... gerçekten konuyu aydınlattınız.sonuç olarak yüce kitabımız k kerim ve sevgili peygamber efendimizin sünnetinden dışarı çıkmadığımız sürece tasavvuf Allah a götüren güzel bir yoldur. ibn i arabiye gelince yalnız bu konudaki görüşünü değil ,genel manada ortaya koyduğu vahdet i vücut ve diğer görüşlerini de incelemeye çalıştım fakat tam manada ne demek istediğini anlayamadım.zaten konunun başında belirttiğim görüşü de onun sünnetle arasındaki mesafeyi açıkça ortaya koyuyor.
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
17 Eylül 2007, 01:13 | Mesaj No:23 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: tasavvuf hakkında bir soru
evet gerçekten arabinin uslubu bir ilahiyatçıyı ,ilim adamını bile anlamakta zorluk çektiriyor,düşündürtüyor.ilimle tanışmamış biri okuduğunda ne düşünür ,bunu düşünmek bile istemiyorum.
|
17 Eylül 2007, 01:18 | Mesaj No:24 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
evet sevgideğer dostum haklısın sizin o yazdıklarınızıda saygıyla yad ediyorum bende marmarada yaşıyan bir kişi olarak çevremde yaşananları ibretle görüyor fakat gönlümden üzülmekten başka bir şey gelmiyor gibi davranmıyorum yıllardır gerçekleri hatırlatan bir üslubla sabrımla sınanıyorum belki belkide insanlar kendi aldanışlarının bir sahih gerçeğine muhtaçlar fakat sahtelerinde gerçeklere fırst kalmıyor sanırım evet batılılaşmanın bu seksen yıllık yeni sürecinde üç kuşak yitiren bir milletin torunlarından ginede aslına dönen bir samimi nesil var gerçek muhammedi muvahidliği halle yaşayarak ifade ediyorlar bir tarafta derin asimilasyon taşaronlarının tarikat kimliğini yozlaştırıcı gayretleri bir taraftanda medya aktüelliğinde özlerin közlerini söndürme hamleleri bu ülke insanlarının bu gayretteki samimilikleri sanırım haylice sınanmakta ve bizler safımızı belirlemekle mükellef olduğumuzuda unutmamak durumundayız ginede böylesi bir hoş forumda bunları dillendirmek bir mutluluktur benim için sizlewre kalbi teşekkürlerimi arzediyorum | |
17 Eylül 2007, 01:26 | Mesaj No:25 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
sevgi değer nur kardeşime sizi tanımıyorum fakat sorularınızdan gönlünüzün bu güzel sufi hayata meyilli olduğunuda gözlemliyoruz bu alem resul as mın peygamberliği öncesindeki o güzel ve sade yaşamında bil fiil yaşadığı ve uyguladığı biçimlerin kulluk versiyonu diyebilirim yani sufi hayat islamdan sonra değil hatta islamdan bile önce hemde efendimizin uygulamalarına bakınca görmekteyiz ne varkı vahdet konusu ap ayrı bir konu ve elbetteki şuan söylediklerimizlede iniltili ne varkı gerek vahdeti vücut gerekse vahdeti şuhut sadece ilimden yoksun biz avamın bu konudaki kuruntularından başka bir şey değil hakikat ehlinin ne bir vücut nede şuhut ile bir sorunu yok ancak bu konuların farklı manalara çekilmemesi için alt yapısınıda kurmak gerekiyor bu yolda sizinle özel görüşebiliriz meilinize yazabiliriz yani sevgi saygı ve hürmetlerimle | |
17 Eylül 2007, 01:28 | Mesaj No:26 |
Cvp: tasavvuf hakkında bir soru kaynaklarıyla tasavvuf.. makalat..ve üzerinde düşünmeye sevk eden bir kaç yapıt.. tasavvuf ve mevlana..mevlana ve halvet..halvette açılan gönül.. muhabbette incelik.. insan ve manası üzerine bir yol olduğuna inancım sağlam..çünkü basamak basamak bir açılmadan bir sıyrılmadan bahseden sukut yolculuğu..ama aklı karışık olan ve ruhunu maneviyat ile belirli bir kıvama ve olgunluğa getirmemiş gönüller için bir çıkmaz sokak gibi gelir bana..yer belirliyor kişiye tasavvuf..okuduğumuz bir kaç eserde bu yolun yolcusundaki bazı hallerin yazı ile anlatılmasıyla kişi kendini bir arayışa sürüklüyor..şahsen biz, bir aralar okuduğumuz eserlerin yansımalarını acizliğimizle kendimizde aramaya ve görmeyi istedik..çünkü tasavvufta duyular,yaşam ve algılar arasında manevi bir enginliğin izlemini hissetmek başlı başına bir gidişin ve oluşun habercisidir.. önce hal.. hal ve dili..halin dillenmesi..kendini bir eminliğe teslim edip seyre koyulman..işte bir an koyulduğunuz bu dinleyiş ile bir irkilme ile yüzleşiyorsunuz..acaba benzemeye mi çalışıyorum ..yoksa olduğumdan mı ibaretim..tasavvuf..derin bir konudur..çünkü derin olan, bir halin vecde ve aşka gelip kişiyi kendin sıyırması..sadece yaşanır.. ilim ile bir bütünlük arz ettiği oldukça doğru..ama tasavvufun mertebesini kişi an be an hayatındaki değişim ile fark edebilir.. bu kendini öncelikle vücüt, duyular ve algılamaların farklığıyla gösterir.. tat..duyu..görme..temas..hepsinde farklı bir netlik, farklı bir algılama süreci başlar..halin ilk mertebeleri olarak bunlar ile yüzleşmekten bahsedilir.. sonra bu hal ile gönül ve manevi alem aynı anda kişiyi ,ruhunun enginlikleriyle farklı bir boyutta yaşıyormuş izlenimiyle kendini hayat ile sıyrıldığının kanısına vardırır...çünkü bu dönem ile bir yabancılaşmanın içine düşmüştür..benziyenler..kendine benzeyenlerir arar..kendi gibi olmayanların içinde.. bu arayış daima devam eder..çünkü tasavvufun mertebesi O na ulaşmak..O nun ile olanlarla halleşmek ve varlıkta yokluğun tadını yaşamaktır.. uzun ve meşakatli bir yoldur..herkesin harcı olmadığına inanırız..günümüz ile yaşanılan tasavvuf artık manandan sıyrılıp bir şekle bürünmektedir..bunu geçenlerde bir program açılışında fark ettik..mevlanayı anma şölenlerinde..şaaşalı bir gösteriden bize yansıyan günümüz ile tasavvufi yaşam arasındaki uçurumun nedenli renklendirildiğiydi..şölen havası ile bir mekanda dönen bayan semazenler ve alkışlar ,ıslıklar bir an bize mana nerde dedirtti.. tasavvuf ehli bir çok gönül insanın eserleri en güzel hali ile bu yolun derinliğinden bahsetmektedir..inşşallah manası ile buluşurda bizlerde nasiplenenlerden oluruz... son olarak şunu ifade etmek isterim ki bu bilme işi ,sadece ilmi herşeyi kuşatanın sınırları ile insana manevi derinliğindeki mertebeye göre aslı ile sunulacaktır..bir nevi hayal alemi ile yüzleştirdiği doğrudur..çünkü bu yolun yolcusu olan şayet gerçekten engin bir gönül dostunun gözetimi altında değil ise neyin ne olduğunu tamolarak bilemeyip ,bir şaşkınlıkla başbaşa kalacaktır.bu inanmış ve aşkını dilemiş her kişiye Allah ın izniyle sunulur..sadece dilemek ve istemekle, kendini teslim etmekle alakalı bir şey olsa gerek..bir şey diyorum..çünkü bunun muhabbetini bulabilmek muhabbete aşk olmakla kişiyi kendinden sıyaracaktır..ister dört duvar arasında olsun..kişiyi daima gören bir Allah ın açmayacağı kapı ve gösteremeyeceği hal yoktur..inşaallah.. ama günümüz ile tasavvuf arasındaki bağlamı belirleyen ve bu yolu anlatmaya çalışan bir çok yayın,kuruluş ve kişiler varlığını aklı ve ruhu karışık insanlar üzerinde gösterip ,kendi çekimalanlarına alamaktadırlar..magazinleştirilmiş bir halin dili olmaz.. ilim ile kişinin buluşması ve bunu algılaması en doğru olanıdır..niyet ve akıbet hayır ile buluşur.. inşaallah..bu konu maneviyat ile açıklanan bir sır olduğı için sadece bu zamanda yaşanmakla hissetmekle insana yansıyan bir yol olduğuna inanıyorum...ama anlatmak bizlerin ve bir çok anlatmaya kalkanın harcı değil.. arayanlar inşaallah bulanlardır.. acizce yorumda bulunduk..paylaşımlar oldukça güzel.. | |
17 Eylül 2007, 01:35 | Mesaj No:27 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
aslında bende dinin ,tasavvufun halis , karmaşık olmayan ,anlaşılır olanından yanayım ama okuduğum terimlerinde ne manaya geldiğini de bilmek isterim tabi ki... bu yüzden öyle bir soru yönelttim. sağolsun forumdaki arkadaşlarda tatmin edici cevaplar verdiler Allah hepinizden razı olsun.bir de olaylara tam vakıf olmadan ,anlamadan tasavvuf konusunda bir görüşe varmak istemedim.gerçekten iki ucuda keskin bir konu çünkü..
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
17 Eylül 2007, 01:41 | Mesaj No:28 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
sevgi değer nur kardeşime bir tasavvuf dillenmesi lütfen ibretlice okuyun NAATI ADEM Âdem kerem sahibi, hiçliğiyle bilinir, İş bu sırra erenler, deryada yok edilir. Yokluk beka billâh’tır, âdem onun kapısı, Hüve yokluğun remzi, Muhammed’se tapısı. Rakamlar birle başlar, bir sıfırla çoğalır, Nurun başlangıcından, marifetler dağılır. O âdemi bildinse, âdeminden geçersin, Onun olanı verip, sıfırlığı seçersin. Sıfır daire gibidir, çapı üç yüz altmıştır, Başlangıcı sonuna, on dokuzla katmıştır. Besmele on dokuz harf, insan onun şifresi, Âdem, dünya ve felek, bilinenin cifresi. Tasavvuf kir temizler, akıl şaşar ne kiri? Masivadan kurtul da gör, Huve ile sekiri. Özün sözün olmadan, gönül gözün olmadan, Bu haller anlaşılmaz, aşk meyinden dolmadan. Vücudun mahviyeti, kesretinden arınmak, Vahid’in Vahdet’inde, hiçlik ile sarınmak. Ne Beyazıd şaşmıştır, ne Hallac yalan söyler, Muhyiddin faş eylemiş, insanlar hayret eder. Varlık bir kuru emel, ben yok olup, O vardır, Aklına güvenene bu yol engel, duvardır. Bilinmeyen meçhule, kılavuzla gidilir, Âdemliğin şükrüyle, hamdi ona edilir. Çare-i iksir odur, onla zikir edilir, Ebeden canın koyan, Hay’dan, Hu’ya gidilir. | |
17 Eylül 2007, 01:47 | Mesaj No:29 |
RE: tasavvuf hakkında bir soru
SEVGİ DEĞER İNZAR KARDEŞİME bazen hani destektir birkaç kelamda olsa işte böylesi bir hoş konuya harika katkılarınızla gerçekten bir mana hazzı kattınız kalbi teşekkürler evet haklısınız yaşayanlar o halleri dillendirmede bile haya eylemişler ancak günümüzde bu aşkı ve iştiyakı ruhlarında hissedenlerle bir şeyleride paylaşmak gerekiyor ve siz üslubunuzla bunları dile getirirken bir farklı dille de acizane biz ifadelendiedik rabbim gayretinizi ve gayretimizi huzuri ilahiyesindeki aşıklarla onandırsın amin | |
17 Eylül 2007, 01:56 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 | Cvp: tasavvuf hakkında bir soru
Bir yıl kadar önce, yaşayan bir meczup ile tanışmak kısmet oldu. Zaman zaman gidip gelen aklı ile oradan buradan anlattıklarının satır aralarında çok manalı sözler dinledim. İşte aldığım bazı notlar: -Allah müslümanı değil, sıfat ve esmaını açığa çıkaranı sever!.. Batılılar ilim ve fende çalışarak Allah’ın İlmini, Sıfatlarını açığa çıkardılar. İnsanlığa hizmet ettiler. Allah, çalışanı, hizmet edeni sever. -Ben Allah değilim ama, Allah benim!… Şaşırmayın, çözmeye çalışmayın, zaten çözülmüş. BENİMsediğim için ALLAH BENİM!... Anladınız mı?.. Kim kendini Allah’a verirse Allah da kendini O’na verir!.. Hazineyi, hazine olan alır… -Allah’ı Bilmekle Allah’ı Bulmak bir değil!... Cereyanı bilirsin. Elektrik mühendisi olup santraller de kurabilirsin. Bu, elektriği bulman, hakikatine varman demek değil. Ne zaman bulur, hakikatine varırsın?Cereyan seni çarpınca!.. Çarpınca cereyanın hakikatini anlarsın!... Hak Aşkına çarpılanlardır Allah’ı Bulanlar!... -Kendine kadın almak için bir sürü para döktün. Hanımı kolay vermediler sana değil mi? Şimdi Allah’ı istersin. Bir hanım bile çeyiz, düğün, masraf istiyor da Allah kendini sana ucuz mu verir? Pahası ağırdır Allah’a talip olmanın. Çile, sıkıntı, dertle verir Allah kendini… Anladın mı?!... -Allah’ı bulmak için kendimi bulmam lazım. Kendimi tanımam için kendime gelmem lazım. - Allah sende yoksa, sen de yoksun!.. Sen de yoksan, Allah da yok... İKİ DİYE BİR ŞEY YOK!.. İkilik yok, hepsi BİR, hepsi kendisi ZATen… ………………. Değerli Dostlarım, İster “Akılları yerinde değil, itibara almaya değmez” diyerek es geçin, ister bazı sözlerinden ilhamlar alın, Meczup Veliler; sıradan kulların anlayamayacağı ilahi cezbeye kapılmış ilginç zatlar. Onlar üzerine araştırma yaparken Pîr-i Meczubân olarak ÜVEYS EL KARANİ (k.s) nin zikredilmesi bana oldukça ilginç geldi! Rasülullah’ın, hırka-i şerifini verecek kadar önemsediği, ”Rahmanın kokusunu Yemen’den duyuyorum” diyecek ölçüde yücelttiği, sahabesine; ”O geldiğinde duasını almaya bakınız. O kıyamette Beni Rebia ve Mudar kabilelerinin koyunlarının kılları adedince kişiye şefaat edecektir “ dediği Üveys el Karani de meczup ise; ben onların hiçbirine deli yada sıradan insan diyemem!... Halleri kendilerine özel, durumları Allah İndinde Sırdır. Aslolan elbette cezbeye kapılıp kendini yitirmek değil, cezbeyi yaşayıp dengede tutarak cazibe merkezi bir mümin, nur saçan bir fener, ilim ve hal yansıtan bir gönül eri olmaktır. Üveys El Karani(k.s) başta olmak üzere meczubân, dervişân, arifân, mürşidân, âşıkân vb Gönül Ehline selam olsun… İlim Okuyanlara da tıpkı İmam-ı Azam ve Hanbel gibi,kalp ehlinden feyizlenmeyi isteyecek farkındalık nasip olsun!.. Syglr... |
Konuyu Toplam 10 Kişi okuyor. (0 Üye ve 10 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
" Tuz hakkında bilinmesi gereken her şey " Medineweb | su damlası | Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp | 3 | 02 Ekim 2021 23:14 |
2017 KPSS LİSANS "HATIRLANAN SORULAR" | mehmet akif2 | KPSS-Çıkmış Sorular-Cevaplar | 20 | 23 Mayıs 2017 14:07 |
2017 KPSS LİSANS EĞİTİM BİLİMLERİ "HATIRLANAN SORULAR" | mehmet akif2 | KPSS-Çıkmış Sorular-Cevaplar | 12 | 22 Mayıs 2017 13:49 |
""Müşrikleri Tekfir Etmemek/Onların Kafir Olduklarından Şüphe Etmek"" | kamer34 | Tevhid Ve Şirk Konuları | 9 | 14 Mart 2014 00:27 |
Gelenek Dini;"İslam'a Suikasttır." /Muhsin Arslan | Muhsin Arslan | Muhsin Arslan | 12 | 28 Mart 2013 21:12 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|