|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi: 25 Mayıs 2014 (02:17), Konuya Son Cevap : 22 Mart 2020 (02:25). Konuya 6 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Mayıs 2014, 02:17 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Mirac Olayı ve Allah'ın Kudreti Mirac Olayı ve Allah'ın Kudreti Sual : Mirac'ı inkar edenler , Alla'ın kudretinden mi şüphe ediyorlar ? Cevap : Belki de öyledir. Mekke'den Kudüs'e o zaman ancak bir ayda gidip gelinebilirdi. Kısa bir anda Mekke'den Kudüs'e varıp gelmek ancak Allah'ü Teala'nın kudretiyle olur. Buna inanıp da daha uzaklara gittiğine inanmamak , Allah'ü Teala'nın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. İşte meshepsizlerin anlamadığı husus burasıdır. Allah'ü Teala dilerse niçin olmasın ? Peygamber Efendimiz (sav) '' Göklere ve daha uzaklara gidip geldim'' buyuruyor. Bunu inkar etmekteki maksat nedir ? Gayrimüslimler , İslamiyeti yıkmak için böyle konularda yerli maşalarını kullanıyorlar. Zaman ve mekan mefhumu insanlar yani yaratılmışlar içindir. Yaratan yani Allah'ü Teala için değildir. Zamanları ve mekanları her şeyi O yaratmıştır. İnsanlara göre olan ezelle ebedi birleştirip Cennet'i , Cehennem'i insanlarla nasıl doldurduğunu Habibine göstermiştir. Şimdi Cehennem boşken , ezelle ebed birleşince , Resulullah Efendimiz (sav) Cehennem'e girenleri görmüştür. Allah'ü Teala'yı da Cennet'i ve Cehennem'i de ahirete giderek görmüştür. Allah'ü Teala'nın kullarının Cennet'lik veya Cehennem'lik olmasını bilmesi de böyledir. '' Allah (cc) ileride ne olacaksa bilir'' demek insanlara anlatmak içindir. Yoksa Allah'ü Teala için zaman diye bir mefhum yok , ilerisi gerisi diye bir şey yok. Gelecek ve geçmiş insanlar içindir. Allah'ü Teala hepsini biranda görüyor , biliyor. Bazı bi'dat ehli , Peygamberimizin (sav) bir anda Cennet'i , Cehennem'i ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdiremeyip inkar etmiştir. Bir kısmı da haşa '' Mirac'ı kabul etmek , Allah'a mekan tayin etmek olur'' diyerek, Mirac'ı inkar ediyor. Allah'ü Teala , Musa aleyhisselamla Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allah'ın (cc) mekanı mıdır ? Elbette değildir. Cennet' giren müminler de Allah'ü Teala'yı mekansız olarak görecektir. Cennet'te Allah'ü Teala'nın mekanı değildir. Allah'ü Teala mekandan münezzehtir. Nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni , anlaşılmayanı görmekte nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. M. Ali Demirbaş |
Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Gündem Korona Aşısı | Gündem/ Manşetler | Esma_Nur | 6 | 1472 | 10 Aralık 2020 12:20 |
DHBT Muhteşem Özetler | DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler | nurşen35 | 4 | 2236 | 08 Aralık 2020 18:40 |
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | nurşen35 | 1 | 954 | 08 Aralık 2020 17:46 |
TENKİD | Serbest Kürsü | nurşen35 | 0 | 846 | 08 Aralık 2020 12:44 |
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... | Namaz-Abdest-Teyemmüm | nurşen35 | 0 | 970 | 04 Aralık 2020 13:56 |
15 Mayıs 2015, 12:02 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Mirac Olayı ve Allah'ın Kudreti Affedilmeyi bekliyoruz o zaman aciz ve çaresizce ölünün suya hasret kaldığı gibi yüreklerimiz dualara aç.. Hasret kalıyor kalıyor da avuçlarımızı açıpta ağlayarak ALLAH diyemiyoruz.. RABBİM !!! Şu günahlı dilimle , yüreğimle Sana yalvarıyorum.. Hesabını nefsine soranların emanetini hakkıyla taşıyanların, bir de Sana secde eden başların hürmetine affet bizleri.. Dualarınız kabul Kandiliniz Mübarek Olsun..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
16 Mayıs 2015, 00:52 | Mesaj No:3 | |
Durumu: Medine No : 14578 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Cevap: Mirac Olayı ve Allah'ın Kudreti Alıntı:
| |
16 Mayıs 2015, 02:04 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Mirac Olayı ve Allah'ın Kudreti Alıntı:
Hocam
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR | |
12 Nisan 2018, 21:03 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
İSRA VE MİRAÇ İLE İLGİLİ AYETLER İsra Sûresi Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-ı) bir gece, Mescid-i Harâmdan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hak*kıyla görendir.(el-İsrâ, 1) Necm Sûresi İnmekte olan yıldıza[1] and olsun. (en-Necm, 1) Sâhibiniz (Muhammed Mustafâ) sapmadı ve bâtıla inanmadı. O, arzûsuna göre de konuşmamaktadır. Onun konuşması vahiyden başka bir şey değildir. Çünkü (bildirdiklerini) Ona güçlü, kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (olan Cebrâîl, Rabbinin emri üzere) öğretti. Sonra en yüksek ufukta (Sidretül-Müntehâda) iken asıl şekliyle istivâ etti (doğruldu).(en-Necm, 2-7) Sonra yaklaştı ve tedellî etti.(en-Necm, 8) (Muhammed Mustafâ ile Rabbinin) araları, iki yay arası kadar, ya da daha yakın oldu. (en-Necm, 9) Allâh o anda kuluna vahyini bildirdi. (en-Necm, 10) (Muhammed Mustafânın) gözleriyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. (Ey inkârcılar!) Onun gördükleri hakkında şimdi kendisiyle tartışacak mısınız?(en-Necm, 11-12) And olsun ki (Muhammed Mustafâ), onu (Cebrâîli) Sidretül-Müntehâda bir defâ daha gördü.(en-Necm, 13-14) Orada Mevâ cenneti vardır. O Sidreyi kaplayan kaplamıştı. (en-Necm, 15-16) (Muhammed Mustafânın) gözü, oradan ne kaydı, ne de sınırı aştı. And olsun O, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını (da) gördü. (en-Necm, 17-18) İSRA VE MİRAÇ İLE İLGİLİ HADİSLER Şerh-i Sadr (Kalbinin Temizlenmesi) Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- mirâca çıkmadan sadrının temizlenmesini şöyle anlatır: Ben Kâbenin Hatîm kısmında yatıyordum. Uyku ile uyanıklık arasında bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. (Bu sözünü söylerken boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı gösteriyordu.) Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi îman ve hikmetle dolu, altından bir kab getirildi. Kalbim (çıkarılıp su ve Zemzem ile) yıkandı. Sonra içerisi îman ve hikmetle doldurulup tekrar yerine kondu (Buhârî, Bedül-Halk 6, Enbiyâ 22, 43; Müslim, Îman 264) Efendimizin Sütü Tercihi Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-tan rivâyet edildiğine göre, İsrâ gecesi Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-e, birinde şarap diğerinde süt bulunan iki kâse getirildi. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle bir baktıktan sonra süt kâsesini tercîh etti. Bunun üzerine Cebrâîl: Seni, insanın yaratılış gâyesine uygun olana yönlendiren Allâha hamd olsun. Şâyet içki dolu bardağı alsaydın, ümmetin sapıklığa düşerdi. dedi. (Müslim, Îman, 272; Eşribe, 92)[2] Miraca Çıkış Hâdisesi Ben Kâbenin Hatîm kısmında uyku ile uyanıklık arasında idim Yanıma merkepten büyük, katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Buraktı. Ön ayağını gözünün gördüğü en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibrîl -aleyhisselâm- beni götürdü. Dünyâ semâsına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi. Gelen kim? denildi. Cibrîl! dedi. Berâberindeki kim? denildi. Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm dedi. Ona Mîrâc dâveti gönderildi mi? denildi. Evet!dedi. Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir! denildi ve kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-ı gördüm. Bu babanız Âdemdir! Ona selâm ver!denildi. Ben de selâm verdim. Selâmıma mukâbele etti. Sonra bana: Sâlih evlât hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin! dedi. Sonra Hazret-i Cebrâîl beni yükseltti ve ikinci semâya geldik. Burada Hazret-i Yahyâ ve Hazret-i Îsâ -aleyhimesselâm- ile karşılaştım. Onlar teyzeoğullarıydı. Sonra Cebrâîl beni üçüncü semâya çıkardı ve orada Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm- ile karşılaştık. Dördüncü kat semâda Hazret-i İdrîs -aleyhisselâm- ile, beşinci kat semâda Hârûn -aleyhisselâm- ile, altıncı kat semâda ise Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- ile karşılaştık. Sâlih kardeş hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin!dedi. Ben onu geçince, ağladı. Ona: Niye ağlıyorsun? denildi. Çünkü, benden sonra bir delikanlı peygamber oldu, Onun ümmetinden cennete girecek olanlar, benim ümmetimden cennete girecek olanlardan daha çok! dedi.[3] Sonra Cebrâîl beni yedinci semâya çıkardı ve İbrâhîm -aleyhisselâm- ile karşılaştık. Cebrâîl -aleyhisselâm-: Bu, baban İbrâhîmdir; ona selâm ver! dedi. Ben selâm verdim; O da selâmıma mukâbele etti. Sonra: Sâlih oğlum hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin! dedi. Daha sonra bana: Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun çok tatlı, arâzisinin son derece geniş ve dümdüz olduğunu bildir. Söyle de cennete çok ağaç diksinler. Cennetin ağaçları Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber! demekten ibârettir. dedi. Sonra Sidretül-Müntehâya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemenin) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrâîl -aleyhisselâm- bana: İşte bu, Sidretül-Müntehâdır! dedi. Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir. Bunlar nedir, ey Cibrîl? diye sordum. Cebrâîl -aleyhisselâm Şu iki bâtınî nehir, cennetin iki nehridir. Zâhirî olanların biri Nil, diğeri de Fırattır![4] dedi(Buhârî, Bedâl-Halk, 6; Enbiyâ, 22, 43; Menâkıbul-Ensâr, 42; Müslim, Îman, 264; Tirmizî, Tefsîr 94, Deavât 58; Nesâî, Salât, 1; Ahmed, V, 418) Sidretül-Müntehâda Cebrâîl -aleyhisselâm-: Ey Allâhın Rasûlü! Buradan öteye yalnız gideceksin! dedi. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem Niçin ey Cibrîl? diye sordu. O da cevâben: Cenâb-ı Hak bana buraya kadar çıkma izni vermiştir. Eğer buradan ileriye bir adım atarsam, yanar kül olurum!.. dedi. (Râzî, XXVIII, 251) Sidre-i Müntehâ Fahr-i Kâinât -aleyhi ekmelüt-tahiyyât- Efendimize soruldu: Yâ Rasûlallâh! Sidreyi kaplayan ne gördün? Buyurdular ki: Altundan pervânelerin onu bürüdüğünü ve her yaprağında bir meleğin oturup Allâhâı tesbîh ettiğini gördüm.(Taberî, XXVII, 75; Müslim, Îman, 279) Peygamberimizin Allah Teâlayı görmesi İbn-i Abbâs -radıyallâhu anh-tan gelen rivâyete göre Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: Ben, yüce Rabbimi gördüm!†buyurmuştur. (Ahmed, I, 285; Heysemî, I, 78) Bir başka rivâyette Peygamber Efendimiz “Rabbini gördün mü? sorusuna cevâben: Bir nûr gördüm! buyurmuşlardır. (Müslim, Îman, 292) Yetim Malı Yiyenler Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Mîrâcda bir topluluğa uğradılar ve gör*düler ki, onların dudakları deve dudağı gibidir. Birtakım vazîfeli memurlar da onların du*daklarını kesip ağızlarına taş koyuyor. Ey Cibrîl! Bunlar kimlerdir?diye sordu. Cebrâîl -aleyhisselâm-: Bunlar, yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdir! dedi. (Taberî, XV, 18-19) Gıybet Edenler Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, başka bir topluluğa rastladı. Onlar da bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı: Ey Cebrâîl! Bunlar kimlerdir?diye sordu. Cebrâîl -aleyhisselâm-: Bunlar, (gıybet etmek sûretiyle) insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve nâmuslarıyla oynayanlardır. cevâbını verdi. (Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4878) Zinâ Edenler Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz orada; zinâkârları, leş yiyen bedbahtlar olarak; fâiz yiyenleri, karınları iyice şişmiş ve şeytan çarpmış rezil bir vaziyette; zinâ edip çocuklarını öldüren kadınları da, bir kısmını göğüslerinden, bir kısmını baş aşağı asılı hüsrâna dûçâr olmuş bir hâlde gördü. (Bkz. Taberî, XV, 18-19) Borç Sadakadan Üstündür Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine Mîrâcda yaşadığı müşâhedelerle alâkalı bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır: Mîrâc Gecesinde cennetin kapısı üzerinde şu ibârenin yazılı olduğunu gördüm: Sadaka on misliyle, borç vermek ise on sekiz misliyle mükâfâtlandırılacaktır. Ben: Ey Cibrîl! Borç verilen şey niçin sadakadan daha üstün oluyor? diye sordum. Çünkü, sâil (çoğu kere) yanında para olduğu hâlde sadaka ister. Borç isteyen ise, ihtiyâcı sebebiyle talepte bulunur.cevâbını verdi. (İbn-i Mâce, Sadakât, 19) Cennete Girenlerin Ekserîsi Varlık Nûru -aleyhissalâtü vesselâm- diğer bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır: (Mîrâc esnâsında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Oraya girenler ekseriyâ fakirler idi. Zenginler de (hesap vermek için) mahpus idiler. Bunlardan cehennemlik olanların ise ateşe atılmaları emredilmişti. Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin ekserisi kadınlardı. (Buhârî, Rikâk, 51; Müslim, Zühd, 93) Abdurrahmân bin Avf -radıyallâhu anh-ın Cennetle Müjdelenmesi Hadîs-i şerîfte buyrulur: O gece (Mîrâc Gecesinde) Abdurrahmân bin Avfı gördüm. Cennete, oturduğu yerde emekleyerek giriyordu. Ona dedim ki: Niçin bu kadar ağır geliyorsun? Dedi ki: Yâ Rasûlallâh! Malımın hesâbı dolayısıyla, çocukları bile ihtiyarlatacak kadar ağır sıkıntılar geçirdim. Öyle ki, bir daha sizi göremeyeceğimi zannettim(Muhammed Pârsâ, Faslul-Hıtâb, s. 403) Kaderi Yazan Kalem Hadîs-i şerîflerinde buyurur: (O gece) göğe yükseltildim. Öyle bir makâma çıktım ki, orada kalemlerin gıcırtıla*rını duyuyordum. (Buhârî, Salât, 1) Hz. Ebu Bekir Efendimizin Tasdîki Varlık Nûru, Kâinâtın Sürûru Efendimiz, İsrâ ve Mîrâc hâdisesini Kureyş müşriklerine haber vereceği zaman: Ey Cebrâîl, kavmim beni tasdîk etmez! dedi. Cebrâîl -aleyhisselâm-: Ebû Bekir Seni tasdîk eder. O sıddîktır. dedi. (İbn-i Saâd, I, 215)
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
02 Nisan 2019, 20:28 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Mirac olayı Allah'ın ( CC ) kudreti
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
22 Mart 2020, 02:25 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Allahım, Bu mübarek Mirâç Kandilinde Kara Sevdamız, Kâbe'miz hüzünlü.. 😥 Camilerimiz cemaatsiz, La tehzen (üzülme) sırrına bizleri erdir, İnşirah ferahlığı ver kalplerimize Yarabbim 😥😥😥 Allâhu Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm Hazretleri'nden.. Alemlere rahmet okarak gelen "Habibullah" Biricik önderimiz Hz. Muhammet (sav)'in hürmetine... Halimizi en güzel hale çevirmesini... Kurân'ı hayatımıza hâkim kılmasını... Lehimize şahîdlik edecek şekilde yaşamakta yardımcı olmasını... Duâlarımıza icâbet etmesini... Bizleri muhâfaza etmesini... Bize yardım etmesini... Bizleri muvaffak kılmasını... Ümmetin zulümden oluşan gözyaşlarını dindirmesini... Sevinçlerimizi artırmasını... Ümmet üzerine hayallerimizi gerçekleştirmesini... Sıkıntılarımızı ve İhtiyaçlarımızı gidermesini... Derecelerimizi yükseltmesini... Kalplerimizi bu din üzere sabit eylemesini... Amel i sâlihimizi bereketlendirmesini... Bizleri sınırsız hayırlarla rızıklandırmasını... Ömrümüzün ve amelimizin sonunu hayır eylemesini... Bizlerden râzı olarak ruhumuzu kabzetmesini... Arzının üzerinde, kullarının önünde ayıplarımızı örttüğü gibi huzurunda da ayıplarımızı örtmesini... En hayırlı günümüzü O'nunla karşılaşacağımız gün eylemesini, tüm üyelerimiz ve islam alemi için diliyoruz... Rabbim kabul etsin inşallah..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Bir-i Maune Olayı | MERVE DEMİR | İslami Kavramlar | 2 | 02 Mayıs 2014 02:46 |
Miraç bir arınma ve Allah’a yükseliştir | RemLe | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 1 | 06Haziran 2013 22:38 |
Evtas Olayı | MERVE DEMİR | İslami Kavramlar | 1 | 13 Mayıs 2009 21:05 |
*Gadir Hum Olayı | AşıkıZehra | Hz.Muhammed(s.a.v) | 58 | 19 Aralık 2008 01:55 |
Ci'râne Olayı | Belgin | İslam/Dinler/Mezhepler | 0 | 22 Eylül 2008 09:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|