Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tasavvuf-Tarikat (https://www.forum.medineweb.net/647-tasavvuf-tarikat)
-   -   Abdulvahhabın Keşf-el Şubuhat Eserinde Tevessül Meselesi (https://www.forum.medineweb.net/tasavvuf-tarikat/20618-abdulvahhabin-kesf-el-subuhat-eserinde-tevessul-meselesi.html)

kamer34 06 Ocak 2012 15:29

Cevap: Abdulvahhabın Keşf-el Şubuhat Eserinde Tevessül Meselesi
 
Bakın bizim şefattla ilgili düşüncemiz bu varmı bir sakatlık

Ayetlerden açıkça anlaşıldığı üzere şefaatın tamamı Allah’ındır.
Şefaat ya Rasulullah yada şefaat ya Abdulkadir geylani demek şirkin babasıdır. Alimler bunu söylüyor.
1-Şefaat vardır ve haktır
2-Şefaatın tamamı allaha aittir
3-Onun izni olmadan hiçkimse şefaat edemez
4-Rasulullahın şefaat edebileceği hiçbir ayette geçmez
5-Necm suresinde bazı meleklerin şefaat edebilceğine dair işaretler vardır
6-Şefaat ancak müslüman günahkarlar için yapılacaktır
7-Kafirlere ne peygamber nede melekler asla şefaat edemeyeceklerdir
8-Bazı hadislerde rasulullahın şefaat edebilceği ile ilgili bilgiler vardır.
9- Tüm müslüman alimlerin üzerinde ittifak ettiği gibi eğer insanlardan birine şefaat hakkı verilecekse oda rasulullah (sav)dir.

Gerek Muhammed bin Abdulvahabın kitaplarında olsun gerek ibn-i Teymiyyenin kitaplarında bu saydığım görüşlerin dışında bir farklı görüş bulamazsınız.

Yitiksevda 06 Ocak 2012 16:12

Cevap: Abdulvahhabın Keşf-el Şubuhat Eserinde Tevessül Meselesi
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Çoğu zaman tartışmalardan uzak durmak istesemde ne yazık ki kişiler kendi düşüncelerini haklı çıkarmak ile meşgul olmakta ve benim şeyhim senin şeyhini döver mantığı ile hareket edilmekte...Ama Tartışma hakikatı ortaya koymak adına yapılmalıdır...

Konulara katılım sağlayacam lakin iş yoğunluğundan katılamıyorum gerekli açıklamaları yazacam en kısa sürede....

Muvahhid25 06 Ocak 2012 17:39

Cevap: Abdulvahhabın Keşf-el Şubuhat Eserinde Tevessül Meselesi
 
Alıntı:

Yitiksevda Üyemizden Alıntı (Mesaj 150591)
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Çoğu zaman tartışmalardan uzak durmak istesemde ne yazık ki kişiler kendi düşüncelerini haklı çıkarmak ile meşgul olmakta ve benim şeyhim senin şeyhini döver mantığı ile hareket edilmekte...Ama Tartışma hakikatı ortaya koymak adına yapılmalıdır...

Konulara katılım sağlayacam lakin iş yoğunluğundan katılamıyorum gerekli açıklamaları yazacam en kısa sürede....

kardeşim hiçte mevzumuz ifade ettiğin gibi bizim şeyh sizin şeyh meselesi değil bunu sende biliyorsun.ikincisi biz tartışmıyoruz fikir alış verişi yapıyoruz delillerinizle delillerimizle konu hakkında mümkünse cevaplarını bekleyorum DİĞER SORDUKLARIMA da inşaallah kardeşim.vesselam

bilinmez 06 Ocak 2012 17:44

Meşru olan tevasül..
 
Konuyu açmamın sebebi karşılıklı münazara ettiğimiz arkadaşlarca sanki ,bizim tevasülün islamda olmadığının izlenimi doğmuş olmasıdır.Münazara ettiğimiz bütün arkadaşların ortak bi savunmasu vardır oda her kes şunu diyor,Kuran ve kuranın pıratiği olan rasulullah[sünnet]..Bende tam olarak rasulullahın pıratiği olan kurandan yola çıkarak bu konuya kanımca açıklık getirme ihtiyacı duydum faydalı olur inşaallah ,başarı Allah tan dır.

Gelelim tevasü olayının beyanına..

1.Allahın isimleri ile tevasül.

ARAF SÜRESİ.
180- İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde 'aykırılığa (ve inkara) sapanları' bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır.

2.Kulun kendi salih[meşru] ameliyle tevasül.

BAKARA SÜRESİ.
45- Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

3.Müslümanların hayattayken birbirlerine karşılıklı yaptıkları dua.

Rasulullah hayattayken peygambere gelip kendileri için meşru dua etme talebinde bulunan müslümanlara rasulullah dua eddiği gibi müslümanlarda hayttayken birbirlerine dua etmeleri meşrudur.Bunun dışında ölmüş olan velevki peygamber olsun onları aracı kılarak tevesül etmek caiz değildir.Bunuda rasulullahın vefatından sonra hz ömerin döneminde yağmur duası için peygamberin yaşlı amcası ABBAS ra gelip dua etmeleri talebinde bulunulmuştur.Yani hz ömer peygamberin kabrine niye gitmemiştir ,eğer vefat edenlerdende tevasül edilseydi hz abbasın yerine peygamberin kabrine gidilirdi,bundanda anlaşılıyor ki kişi salih biride olsa vefat edenlerden böyle talablerin yapılması caiz değildir.Kuranın bir çok ayetindedede ölülerin dirileri işitemediğini[fatır.22]sadece Allahın işite bileceğinin beyanlarıda vardır.
AHKAF SÜRESİ..5- Allah'ı bırakıp kıyamet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere tapandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.

Bu gün tasavvuf erbabı olan arkadaşların savunduğu idda şudur ,
benim mürşidimde Allahın velisidir ve bende onunla tevasül ediyorum yalnız hem ölü hem diri tevasül edmenin bu yönüde caizdir diyor.Bu tür savunma yapan arkadaşlara şunu demek istiyorum sizin veli olarak kabul eddiğiniz sadece sizi bağlar ,islam ise GENELE HİTAP eden bi dindir.Onun için dir ki veli dediklerimiz sadece bizim veli kabul etmamizle olmaz,veli dediklerimizde ilk başta kuranın VELİ KAVRAMINDA GEÇEN HASLETLER OLMALIKİ bütün müslümanlarca kabul görsün,yoksa birinin velisi,bi bölgede,diğerinin veliside başka bi bvölgede olur ki her veli kabul olunan özelde o bölgenin velisi sayılsada GENELDE HER KESİN İTAAT ETMESİ GEREKEN VELİ KİM o zaman islam vahdede çağırırken bu özelde veli sayılanlar TEFRİKA ÇIKARMIŞ OLMAZ MI,yok hayır tefrika çıkarmaz diyenlere şunu demek zorundayım o zaman ÖZEL VELİLERİNİZE BİZZAT GİDİN ŞUNU DEYİN BAKALIM NASIL Bİ TAVIRLA KARŞILAŞACAKSINIZ.Bütün velileri ya kendinizle birlikteliğe çağırın yada siz gidin diğer veliye tabi olun,birliktelikte rahmet var demi..

not..konuya katılım yapanlar lütfen ORTAK TARAFIMIZ OLAN İLK SIRA KURAN,DAHA SONRA RASULULLAHIN PIRATİKLİĞİNDE ÖRNEKLER VERMESİNİ RİCA EDİYORUM.

Ayrıca şu başlıklardada konular açmayı düşünüyorum..1..Meşru olan dua ve kurandaki peygamber ve müslümanların dualarının örnekleri,..2...Meşru olan şefaat[kurandaki ve rasullerin şefaat tebyinleri..3...Kuranda meşru olan zikir ve rasullerin zikir örnekliği..

Muvahhid25 06 Ocak 2012 18:02

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
Alıntı:

la diyebilmek Üyemizden Alıntı (Mesaj 150601)
Konuyu açmamın sebebi karşılıklı münazara ettiğimiz arkadaşlarca sanki ,bizim tevasülün islamda olmadığının izlenimi doğmuş olmasıdır.Münazara ettiğimiz bütün arkadaşların ortak bi savunmasu vardır oda her kes şunu diyor,Kuran ve kuranın pıratiği olan rasulullah[sünnet]..Bende tam olarak rasulullahın pıratiği olan kurandan yola çıkarak bu konuya kanımca açıklık getirme ihtiyacı duydum faydalı olur inşaallah ,başarı Allah tan dır.

Gelelim tevasü olayının beyanına..

1.Allahın isimleri ile tevasül.

ARAF SÜRESİ.
180- İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde 'aykırılığa (ve inkara) sapanları' bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır.

2.Kulun kendi salih[meşru] ameliyle tevasül.

BAKARA SÜRESİ.
45- Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

3.Müslümanların hayattayken birbirlerine karşılıklı yaptıkları dua.

Rasulullah hayattayken peygambere gelip kendileri için meşru dua etme talebinde bulunan müslümanlara rasulullah dua eddiği gibi müslümanlarda hayttayken birbirlerine dua etmeleri meşrudur.Bunun dışında ölmüş olan velevki peygamber olsun onları aracı kılarak tevesül etmek caiz değildir.Bunuda rasulullahın vefatından sonra hz ömerin döneminde yağmur duası için peygamberin yaşlı amcası ABBAS ra gelip dua etmeleri talebinde bulunulmuştur.Yani hz ömer peygamberin kabrine niye gitmemiştir ,eğer vefat edenlerdende tevasül edilseydi hz abbasın yerine peygamberin kabrine gidilirdi,bundanda anlaşılıyor ki kişi salih biride olsa vefat edenlerden böyle talablerin yapılması caiz değildir.Kuranın bir çok ayetindedede ölülerin dirileri işitemediğini[fatır.22]sadece Allahın işite bileceğinin beyanlarıda vardır.
AHKAF SÜRESİ..5- Allah'ı bırakıp kıyamet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere tapandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.

Bu gün tasavvuf erbabı olan arkadaşların savunduğu idda şudur ,
benim mürşidimde Allahın velisidir ve bende onunla tevasül ediyorum yalnız hem ölü hem diri tevasül edmenin bu yönüde caizdir diyor.Bu tür savunma yapan arkadaşlara şunu demek istiyorum sizin veli olarak kabul eddiğiniz sadece sizi bağlar ,islam ise GENELE HİTAP eden bi dindir.Onun için dir ki veli dediklerimiz sadece bizim veli kabul etmamizle olmaz,veli dediklerimizde ilk başta kuranın VELİ KAVRAMINDA GEÇEN HASLETLER OLMALIKİ bütün müslümanlarca kabul görsün,.




birincisi kardeşim ölülerin dirileri işitmeyeceğinin beyanı vardır diyorsun kuranda peki
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar.” (Al-i İmran, 3/169)

bu ayetle verdiğin ayetin arası uzlaştırırmısın yoksa kuranda çelişki var gözükecek.değil mi?

Selefîcî kardeşlerimizin bir yanılgısı da ölü ile diri olanları ayırmalarıdır. Onlara göre, hayatta iken birinin vesile kılınması caizdir, fakat öldükten sonra vesile kılınması ise şirktir. Oysa, diri olanlarda zahiren görülen bir güç olduğu için onların vesile kılınması şirke daha müsait zannedilebilir.ayette ifade edildiği gibi, şehitler diridir. Peygamberler de diridir, çünkü, onlar şehitlerden çok üstündür. Şehitlik bir nevi velayettir. Şehitlerden daha üstün mertebede olan veliler de vardır. Kur’an’da şehitlerin özelikle söz konusu edilmesi, onların kendilerini ölü bilmeyecek derecede Berzah aleminde bir hayata mazhar olmalarındadır. Yoksa, bütün ölüler diridir, çünkü asıl olan ruhtur ve o da zaten -Allah’ın izin ve inayetiyle- bâkidir.

Bir Müslümanın “Allah’ım! Peygamberinin hakkı için / onun yüzsuyu hürmetine şu işimi yap...” şeklinde bir duada bulunmasında bir sakınca yoktur. Bu konuda önemli olan “vesilelik” konusudur. Eğer kendi salih ameli veya başkasının salih ameli bir şefaatçi olarak bir vesile kılınıyorsa, bunda bir sakıncanın olduğunu düşünmüyoruz. Yok, eğer iş “vesilelik” ten çıkarılıp bizzat yaratıcılık konumuna taşınırsa; bunun tehlikeli bir yaklaşım olduğu ortadadır.

Bu konuda karşıt görüşlere yer veren Alusî, vefatından sonra da Resulullah (asv)’ı vesile kılmak ve
“Allah’ım! Peygamberinin yüz suyu hürmetine şu işimi yap.” demekte bir sakıncanın olmadığını söylemiştir. Alusi’ye göre, peygamberlerin dışındaki salih insanların vesile kılınmasında da bir sakınca yoktur.(bk. Alusî, Maide, 5/35. ayetin tefsiri).

bilinmez 06 Ocak 2012 18:11

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar.” (Al-i İmran, 3/169)

Rablerinin katında bi katta bu bir,ikincisi dünyadaki bi kattan değil bu iki,üçüncüsü burdaki ayette anladığım şudur,Allah yolunda ölenler ölü değil ŞEHİDDİR buda üç.

Ayetin girişindede bunların ÖLÜ OLDUĞUNU,AMA ALLAH YOLUNDA ÖLÜ OLDUĞU İÇİN ŞEHİD İSMİYLE İSİMLENDİRİLİYOR,kuranın ayetinde çelişkiyle yaklaşan hep çelişir aslanım,ayetin girişlindeki ÖLÜYÜDE ALLAH KULLAN MIŞ GÖRMÜYON MU...

HA BİDE SELEFİ OLAN SENİN GİBİ OLSUN..Kafanda bi şablon oluşturmuşsun kimin o şablona yakın bi hitabı varsa etiketi yapıştırıyon..

bilinmez 06 Ocak 2012 18:18

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
Alıntı:

Muvahhid25 Üyemizden Alıntı (Mesaj 150606)
birincisi kardeşim ölülerin dirileri işitmeyeceğinin beyanı vardır diyorsun kuranda peki
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar.” (Al-i İmran, 3/169)

bu ayetle verdiğin ayetin arası uzlaştırırmısın yoksa kuranda çelişki var gözükecek.değil mi?

Selefîcî kardeşlerimizin bir yanılgısı da ölü ile diri olanları ayırmalarıdır. Onlara göre, hayatta iken birinin vesile kılınması caizdir, fakat öldükten sonra vesile kılınması ise şirktir. Oysa, diri olanlarda zahiren görülen bir güç olduğu için onların vesile kılınması şirke daha müsait zannedilebilir.ayette ifade edildiği gibi, şehitler diridir. Peygamberler de diridir, çünkü, onlar şehitlerden çok üstündür. Şehitlik bir nevi velayettir. Şehitlerden daha üstün mertebede olan veliler de vardır. Kur’an’da şehitlerin özelikle söz konusu edilmesi, onların kendilerini ölü bilmeyecek derecede Berzah aleminde bir hayata mazhar olmalarındadır. Yoksa, bütün ölüler diridir, çünkü asıl olan ruhtur ve o da zaten -Allah’ın izin ve inayetiyle- bâkidir.

Bir Müslümanın “Allah’ım! Peygamberinin hakkı için / onun yüzsuyu hürmetine şu işimi yap...” şeklinde bir duada bulunmasında bir sakınca yoktur. Bu konuda önemli olan “vesilelik” konusudur. Eğer kendi salih ameli veya başkasının salih ameli bir şefaatçi olarak bir vesile kılınıyorsa, bunda bir sakıncanın olduğunu düşünmüyoruz. Yok, eğer iş “vesilelik” ten çıkarılıp bizzat yaratıcılık konumuna taşınırsa; bunun tehlikeli bir yaklaşım olduğu ortadadır.

Bu konuda karşıt görüşlere yer veren Alusî, vefatından sonra da Resulullah (asv)’ı vesile kılmak ve “Allah’ım! Peygamberinin yüz suyu hürmetine şu işimi yap.” demekte bir sakıncanın olmadığını söylemiştir. Alusi’ye göre, peygamberlerin dışındaki salih insanların vesile kılınmasında da bir sakınca yoktur.(bk. Alusî, Maide, 5/35. ayetin tefsiri).

maide 35..
35- Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

arkadaşım ,maide 35 teki vesileleri KURANIN BEYANINDA 3 mddede verdim meşru olanda kuranın verdiğidir.varsa karşıt delilini getir kurandan ve rasulullahın pıratikliğinden,yoksa olan hakikate yüzünü ekşitip,sırtını dönme vaktindir.ya delilinizi getirin yada susun,o ki kuran ve sünnet diyoruz hayde neyiniz varsa atın ortaya...

Muvahhid25 06 Ocak 2012 18:38

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
Alıntı:

la diyebilmek Üyemizden Alıntı (Mesaj 150609)
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar.” (Al-i İmran, 3/169)

Rablerinin katında bi katta bu bir,ikincisi dünyadaki bi kattan değil bu iki,üçüncüsü burdaki ayette anladığım şudur,Allah yolunda ölenler ölü değil ŞEHİDDİR buda üç.

Ayetin girişindede bunların ÖLÜ OLDUĞUNU,AMA ALLAH YOLUNDA ÖLÜ OLDUĞU İÇİN ŞEHİD İSMİYLE İSİMLENDİRİLİYOR,kuranın ayetinde çelişkiyle yaklaşan hep çelişir aslanım,ayetin girişlindeki ÖLÜYÜDE ALLAH KULLAN MIŞ GÖRMÜYON MU...

HA BİDE SELEFİ OLAN SENİN GİBİ OLSUN..Kafanda bi şablon oluşturmuşsun kimin o şablona yakın bi hitabı varsa etiketi yapıştırıyon..

Kardeşim ayetten senin ne anladığın önemli değilki ayetin ne dediği önemli

Ve la tahsebennellezine kutilu fi sebilillahi emvate, bel ahyaun inde rabbihim yurzekûn.

Şimdi ayette diridirler yaşıyorlar diyorsa senin Müslüman olarak tevilden kaçınman ve iman etmen gerekmezmi? evet emvat ifadesini kullanmış ama peşinden bel diyerek ahyau kelimesini güçlendirmiş. bu kadar gramer bilgin yoksa neyi tartışıyoruz. Yoksa alttaki ayetin tehdidinde kalırsın



O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar. Aliimran 7)

son olarak terbiyesiz usluplar kullanma kardeşim saygı çerçevesinde yaz ne yazacaksan hakaret etmeyi herkes bilir işki edebini muhafaza edesin.vesselam

Muvahhid25 06 Ocak 2012 18:49

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
Alıntı:

la diyebilmek Üyemizden Alıntı (Mesaj 150610)
maide 35..
35- Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

arkadaşım ,maide 35 teki vesileleri KURANIN BEYANINDA 3 mddede verdim meşru olanda kuranın verdiğidir.varsa karşıt delilini getir kurandan ve rasulullahın pıratikliğinden,yoksa olan hakikate yüzünü ekşitip,sırtını dönme vaktindir.ya delilinizi getirin yada susun,o ki kuran ve sünnet diyoruz hayde neyiniz varsa atın ortaya...

kardeşim sen yine kaydırma yapmışsın kaçamak cevap vermişsin verdiğin ayet
ölülerin dirileri işitemediğini[fatır.22]sadece Allahın işite bileceğinin beyanlarıda vardır.


benim verdiğim ayette bu lütfen şimdi bu çelişkili durumu izah et kardeşim.vesselam
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar.” (Al-i İmran, 3/169)

ölü olan kimse her ne kadar berzah alemine intikal etmiş ise de kendisine has bir hayatı vardır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Peygamberler kabirlerinde diridirler" (İbn Mâce, Cenâiz 65) Peygamberlerin, mezarlarında diri olduklarına bir delil de, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem), mirac sırasında Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlerin ruhlarıyla buluşması ve semada karşılaştığı her peygambere selam verdikçe, peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in selamını almasıdır. Yine Bedir savaşında ölmüş müşrikler hakkında da şöyle buyurdular: "Siz bunlardan fazla işitmezsiniz; ancak cevap veremezler."

ölülerin işiteceğini ifade eden ayet ve hadis varken hala hoplayıp zıplaman sağa sola senin samimi olmadığını at gözlükleriyle yaşadığını bir batağa saplandığını gösterir. silkin müslüman kardeşim vebale girme.vesselam

kamer34 06 Ocak 2012 18:50

Cevap: Meşru olan tevasül..
 
Öncelikle la diyebilmek kardeşim bu emeğiniz için allah razı olsun

Güzel abim şehidler konusunun nasıl anlaşılması gerektiği tevessül bölümünde açıkladık.

Bak abim hep örnek verdim bir daha örnek vereyim

Yahudiler ticaretle faizi aynı kategoride değerlendirdiler ve kafir oldular.

Güzel abim bakın la diyebilmek kardeşim de konuyu izah etmiş sahabe rasulullah vefat ettikten sonra yağmur duası için amcasına gittiler. oysaki rasulullahın kabri onların yanı başında idi biz daha neyi tartışyoruz.

Eğer sahabiler peygamber efendimizin ruhaniyetinden yardım dileseydi bu bize meşru olurdu konu bu kadar net ve açık.

“”Allah'ı bırakıp kıyamet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere tapandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların tapmalarından habersizdirler””Ahkaf/5

Yüce rabbimin bu ayetini biz neden anlamak istemiyoruz analamk mümkün değil.
Bakın ayet muhkem net ve açık onlar size icabet edemezler. Yani isteklerinize cevap veremezler. Şimdi bu ayetin üzerine yorum olmaz sadce işittik ve iman ettik demekten başka çaremiz yoktur.

“”Allah ve rasulu bir işe hüküm verdiğinde inanmış mümin erkeğe inanmış mümin kadına muhayerlik hakkı yoktur.”Ahzab/36

Allah ve rasulu hükümünü verdi bizlere ancak teslim olmak düşer.


SAAT: 14:28

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320