Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tefsir Tarihi Ve Usulü (https://www.forum.medineweb.net/536-tefsir-tarihi-ve-usulu)
-   -   Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet (https://www.forum.medineweb.net/tefsir-tarihi-ve-usulu/33077-medineweb-tefsir-tarihi-ve-us%FBlu-5-6-7-8-9-10-ozet.html)

fani38 12 Mayıs 2016 02:04

Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet

sevimlikul 17 Mayıs 2016 13:44

Cevap: Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Allah razı olsun .

ezel03 24 Mayıs 2016 11:54

Cevap: Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Allah Razı Olsun.

şeyma yeşil 10 Mart 2017 08:54

Telefondan indirşyorum ama bulanık gösteriyor bana yardımcı olur musunuz

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
1

Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet

not...Ben sadece üniteleri birleştirdim hepsini soru cevap şeklinden özete çevirdim hazırlayanlardan
Allah razı olsun

Tefsir Tarihi ve Usûlü – Ünite 5 Özet

* Tefsir yöntem olarak 2 şekilde incelenir.
1) Dirayet Tefsiri (Akli, Rey) 2) Rivayet Tefsiri (Nakli, Me’sur)
*Rivayet Tefsiri
a)Yöntemleri
1) Kur’ân’ın Kur’ânla Tefsiri
2) Kur’ân’ın Rivayet (Sünnet, Hadis) ile tefsiri
b) Zaaf Noktaları
1) Uydurma haberlerin olması.
2)İsnatların hazfedilerek sadece metninin verilmesi. (Yani Ravi zinciri olmadan Hadislerin yazılması.
Bunun en önemli örneği “Suyûti – ed-Dürrü’l-Mensur fi Tefsiri’l-Me’sur”.)
3) İsrailiyat haberlerinin karışması.
Ahmed b. Hanbel 3 şeyin aslı yoktur sözünde “tefsirin” kast edilişi bundandır.
c)Rivayet Tefsiri Kitapları
1) Taberi – “Câmi’ul-Beyan an Tevili Âyi’l – Kur’ân”
Taberi, Yahya b. Sellâm’ın metodunu geliştirmiştir. En önemli Rivayet Tefsiri eseridir.
2) Leys es Semerkandi – “Tefsiru’l Kur’âni’l-Azim”
Es Semerkandinin bu eseri ilk Tasavvufi – İşari Tefsirin örneği sayılır. İtikade dair görüşü Maturidiliğe
paraleldir.
3) Begavi – “Mealimu’t-Tenzil”
Begavi, Şafii mezhebine mensup büyük bir alimdir. Muhyi’s-Sünne ve Rüknud-din gibi bazı lakaplar
verilmiştir.
4) İbn Kesir – “Tefsiru’l-Kur’âni’l-Azim”
İbn Kesir bu eserinde kendisinden önce gelen bir çok müfessirden nakillerde bulunur.
*Dirayet Tefsiri
a) Tanımı
Yalnızca rivayete bağlı kalmadan dil,edebiyat,mantık,kıyas ve diğer bazı ilimlerle Kur’ân’ı tefsir etmek
demektir. Bu Tefsiri “Akli ve Rey” Tefsiri gibi isimlerde verilir /ve/veya/ isimlerle anılır.
b)Esasları
1) Müteşabih, alanın farkında olmak.
2)Yorumda delil ve karineye dayanmak, sujektif biçimde yorumdan uzak durmak.
3)Mezhep Taasubundan kaçınmak.
4) Delilsiz olarak, ALLAH (c.c.)’ın, muradı konusunda görüş belirtmemek.
*Dirayet Tefsiri için Kur’ân da 3 alan var ki bunlar kesin olarak bilinemez.
1)ALLAH (c.c.)’ın, Zatı ve Sıfatları ve Gaybi konular.
2)ALLAH (c.c.)’ın, peygamberlerine bildirdiği alan. (Bu konuda söz söylemek sadece Peygamberlere ve
O’nun izin verdiği kimselere kalır.)
3) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, tebliğ etmeye memur olduğu alanlar.
bu da ikiye ayrılır. 1)Ancak işitmek yoluyla söz söylemenin caiz olduğu alan. (Nasih-Mensuh, Nüzul

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
2

Sebepleri, haşr, Mebde, Mead) 2)nazar ve İstidlal yoluyla bilinecek alan. (Hükümler, meseller,
öğütler.)
c) Dirayet Müfessirinin Uygulayacağı Yöntem
1)Tefsir edilen kavramı konu ve âyet’e mutabık olmalı.
2) Nüzul sebepleri gözetilmeli.
3) Ayetin ruhuna uymayan “detaylı sarf-nahiv kaidelerine, fıkıh ile fıkıh usulü meselelerine, akaid,
kelam bunların münakaşasına dalmaktan uydurma hadislerden, kıssa ve haberlerden kaçınmak.
4)Müfessir zeki olmalı bir ayetin çeşitli vecihlere muhtemel olması durumunda tutarlı davranmalı.
d) Bazı Dirayet Tefsirleri
1)Râzi – “Mefahitu’l-Gayb”
Bazı alimler tefsirle ilgili şunu söyler “Râzi’nin Tefsirinde, Tefsirden başka herşey var.” Bunun sebebi
çok çeşitli meseleleri izah etmesindendir. Tefsirinde münazaralardan, seyahatlerden, başından geçen
ilginç olaylardan bahseder.
2)Kâdi Beydavi – “Envâru’t-Tenzil ve Esaru’t-Te’vil”
Fıkıhta Şafii’dir. Eserinde Mu’tezile olan Zemahşeri’nin Keşşaf adlı eserinden etkilenmiş, “Keşşafın,
Sünni versiyonudur”.Sadece Osmanlı alimleri eseri üzerine 60 civarında şerh ve haşiye yapmıştır.
3)Nesefi – “Medariku’t-Tenzil”
Fıkıhdaki hükümleri Hanefi mezhebine göre aktarır. İbn Abbas’dan gelen tefsir rivayetlerini
açıklamıştır. Keşşaf’dan etkilenmiştir.
4)Ebussuûd – “İrşadu’l-Akli’s-Selim ilâ Mezaye’l-Kitabi’l Kerim”
Osmanlı Şeyhü’l İslamıdır. 2.Ebu Hanife lakabı verilmiştir. Keşşaf, Beydavi, Râzi gibi eserlerden
etkilenmiştir.
5)Âlusi – “Ruhu’l Meâni fi Tefsiri’l Kur’ânil-Azim”
Aslında Âlusi bir çok alim ve edebiyatçı yetiştiren büyük bir ailenin adıdır.Zemahşeri, Râzi, Kâdi
Beydâvi, Ebû Hayyân, Ebussuûd, Suyûti, İbnu’l –Arabi, ibn teymiyye’den etkilenmiştir.
TEFSİR ÜNİTE 6. özet

Ekol kavramının tanımı
Ekol kavramı, bir bilim ve sanat dalında ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem ve akım anlamına
gelmektedir.

Tefsir ekolleri kavramı
Tefsîr alanıyla ilgili olarak tefsir ekolleri kavramı, tefsîr ilmi içerisinde müstakil niteliklere ve özelliklere
sahip; kendi içinde yöntem ve prensipleri bulunan; ayrıca belli temsilcileri ve literatürü olan akım ve
okullara verilen isimdir.

Tefsir ekollerinin ortaya çıkıp gelişmesinde en önemli etkenler
1) temsilcilerinin interdisipliner (değişik ilimlerde ihtisas sahibi) şahıslar olmasıdır. Yani, hem tefsîr
alanı, hem de başka alanda uzman olan şahısların tefsîre dair çalışma yapmaları neticesinde ilgili
akımlar ortaya çıkmıştır.
2) Hicrî birinci yıldan itibaren İslâm coğrafyasının genişlemesi, Arap olmayan unsurların Müslüman
olması, İslâm toplumunda siyasi karışıklıkların baş göstermesi, akaid ve iman konusunda ihtilafların
ortaya çıkmasıdır.

Tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler” alanı

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
3

Ehl-i Sünnet başta olmak üzere Şîa, Mutezile ve Hâricîler kendi mezheplerinin doğruluğunu
ıspatlamak için bu iki kaynağa başvurarak görüşlerini bunlarla temellendirmek zorundaydı. Bu
zorunluluk bir taraftan Kelâm ilmi içerisinde bir gelişmeye sebep olurken, diğer taraftan tefsîr
bağlamında her grubun Kur’ân’ı tefsîr yöntemini de beraberinde getirmiştir. Her grup kendi
mezhebine göre bir tefsîr geleneği oluşturmuş, böylece tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler”
alanı yerini almıştır.

TEFSİR EKOLLERİ

KLASİK TEFSİR EKOLLERİ
(19.yy öncesi ) ÇAĞDAŞ TEFSİR EKOLLERİ
(19.yy sonrası )

Mezhebi (kelami)
Tefsir ekolü Fıkhi
Tefsir ekolü İşari
Tefsir ekolü Konulu
Tefsir ekolü Bilimsel
Tefsir ekolü İctimai
Tefsir ekolü

MUTEZİLİ ŞİA HARİCİ

NOT : Dikkat edilirse tabloda Ehl-i sünnet (Eş'ari ve Matüridi) ekolüne yer verilmemiştir. Tefsîr ilmi,
temelde Ehl-i Sünnet mezhebinin doktrini çerçevesinde şekillendiği için Ehl-i Sünnet ekolünü müstakil
olarak incelemeye ihtiyaç duyulmaz. 5.ünitede haklarında bilgi verilen müfessir ve tefsîrlerin hemen
tamamına yakını Ehl-i sünnet ekolüne mensupturlar.

İslâm terminolojisinde mezhep dinin itikâdî ve amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda
kendine özgü yaklaşımlara sahip olan düşünce sistemine verilen isimdir.

İman esaslarıyla ilgilenen mezheplere itikâdî mezhepler; ibadet, hukuk, ahlak ve insan-ilişkileriyle
ilgilenen mezheplere de fıkhî mezhepler denmektedir.

Tefsîr alanında “mezhebî ekol” kavramı, temelde itikat alanıyla ilgili olup bir anlamda Kelâm ilmi ile
ilgilenen mezhepleri kapsamaktadır. Bu bağlamda itikâdî mezhepler Ehl-i Sünnetve Ehl-i bidat olarak
iki kısma ayrılmaktadır.

Mezhebî tefsîr ekolleri, esas itibariyle mutezile ekolü , şîa ekolü ve hâricîyye ekolü olarak üç kısma
ayrılmaktadır.
Mutezile tefsir ekolü Emevîler zamanında, hicri ikinci asırda Hişam b. Abdülmelik zamanında yaşayan
Vâsıl b. Ata’nın kurmuş olduğu mezheptir.
Hasan Basri’nin ders halkasında yer alan Vâsıl, büyük günah konusunda hocasından farklı bir görüşe
sahip olmasından dolayı ondan ayrılmış (itizal), bu yüzden de mezhebe “mutezile” (ayrılanlar) ismi
verilmiştir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:18

www.medineweb.net
4


Vâsıl b. Ata’nın hocası Hasan Basridir.

Mutezile, düşünce sistemini “usûl-i hamse” (beş temel prensip) üzerinekurmuştur. Bu beş prensip
1) Tevhid (Allah’ın zatında, sıfatlarında veeylemlerinde tek olduğu inancı)
2)Adalet (Allah’ın hayrı yapması, şerrinmeydana gelmesinde etkisinin olmaması)
3) Va’d-vaid (Allah’ın sözüne sadık kalması)
4) Menzile beynel menzileteyn (büyük günah işleyenin ne kâfir ne de mümin olacağı yani, fasık
olduğu)
5) Emr-i bil ma’ruf ve nehyi ani’lmünkerdir (iyiliği emretmek, kötülüklere engel olmaktır).

Mutezile’nin Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen temel görüşleri
‘’ Kaderi inkâr ederler. İnsan’ın mutlak iradeye sahip olduğunu; kendi eylemlerini yarattığını
benimserler. Allah’ın hayrı yarattığına; şerri yaratmadığına inanırlar. Allah’ın bazı kadim sıfatlarını ona
nispet etmezler. Tövbe etmeden ölenlerin bağışlanmayacağını ve fasıkın ebedi olarak cehennemde
kalacağını savunurlar.’’

Mutezile, Kur’ân tefsîrini özellikle tevhid ve adalet prensipleri üzerine temellendirmiştir. Bu
prensiplerin dışında mutezile ekolünün dayandığı en önemli unsur Akıldır.

Mutezile âlimlerinin tefsîr yöntemi âyetleri öncelikle dilbilgisi ve belağat ilmi açısından açıklamışlardır.
Ancak zâhir anlam konusunda doktrinlerine ters düşen- bir problemle karşılaştıklarında mecaza
başvurarak te’vîl yoluna gitmişlerdir. Özellikle de manası anlaşılmayan veya zor anlaşılan müteşabih
âyetlerde, Arap dilinin kaide ve prensiplerini ihlal etmeden sembolik yoruma başvurmuşlardır.
Allah’ınsıfatlarının bir kısmını tenzih doktriniyle yorumlarken, bir kısmını da inkâr yoluna gitmişlerdir.
Kırâat farklılıkları konusunda, mezhepleriyle çelişen mütevatir kırâatları ve sahih hadisleri bile
reddetmekten çekinmemişlerdir.

Mutezile, Kur’ân âyetlerinin imanla ilgili olanlarını çoğunlukla Kelâmî eserleri içerisinde izah
etmişlerdir. Ancak bunun dışında Kur’ân tefsîri yazan müfessirleri de mevcuttur.
Ebû Müslim el-Isfahânî, Câmiü’t-Te’vîl li Muhkemi’t-Tenzîl; Kâdî Abdulcebbâr, Tenzîhu’l-Kur’ân ani’l-
Metâ’in; Şerif Murtezâ, Ğureru’l-Fevâid ve Dureru’l-Kalâid; Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl.
(Bu tefsîrler içerisinde en meşhur olanı, Zemahşerî’nin Keşşâf’ıdır.)

Şîa, kelime olarak taraftar anlamına gelip terim olarak Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali ve
Ehl-i beytini halifeliğe layık gören ve halifelerin Hz. Ali soyundan gelmesi gerektiğine inanan
topluluğun genel adıdır.
Şîa, kendi içinde mutedil ve aşırı olmak üzere iki temel kola ayrılır.
Şîa’nın genel olarak diğer mezheplerden ayrıldığı temel nokta imâmet/halifelik meselesidir.
Tefsîr bağlamında Şîa’nın büyük bir çoğunluğunu temsil eden mezhep İmâmiyye Mezhebîdir. İsna
aşeriyye ve Caferiyye gibi adlarla da anılır.

İmâmiye Şîasının tefsîr anlayışı Başta imâmet olmak üzere kendi temel inançlarıyla doğrudan ilgilidir.
İmâmiye Şîasına göre, Kur’ân’ın bir zâhiri, bir de bâtını vardır. Kur’ân’ın bu iki bilgisi de imâmlardadır;
onlar hem zâhiri, hem de bâtını bilirler. Hatta zâhirin peygamberlere; bâtının ise imâmlara ait

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:18

www.medineweb.net
5

olduğunu bile iddia ederler. İmâmlardan herhangi bir rivâyet bulunmadığında Kur’ân’ın tefsîrini caiz
görmezler. Onlar, Kur’ân’ın tümünün imâmları hakkında varid olduğunu iddia ederler. Aynı zamanda
onların büyük bir kısmı, Kur’ân’ın sahabe tarafından tahrif edildiğine inanırlar. Ehl-i beyt dışında Hz.
Peygamber’den gelen sahih haberleri uydurma nitelemesiyle kabul etmezler.

mutezile ve şia’nın birleştiği noktalar Kur’ân’ın itikâda yönelik âyetlerinin tefsirinde mutezileyle
paralel iken, geri kalan âyetleri “imâmet” doktrini başta olmak üzere diğer prensiplerini
destekleyecek şekilde tefsîr ederler.

Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen görüşleri İmâmiyenin imâmet ve imâmlarla ilgili görüşleri
kabul edilmediği gibi, Kur’ân’a yaptıkları ilaveler ve bâtınî te’vîlleri de batıl sayılmıştır.

Önemli tefsirleri İmâmiye Şîasının en önemli tefsîrleri şunlardır: El-Kummî, Tefsîru’l-Kummî; Ebû Cafer
et-Tûsî, et-Tibyân fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabressi,Mecmeu’l-Beyan fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabatabai, el-Mizan fi
Tefsîri’l-Kur’ân.

Hariciye fırkası : Tahkim olayını Hz. Ali’nin kabul etmesinden dolayı Hz. Ali taraftarları (Şîa) arasından
hilafetin zaten Hz. Ali’ye ait olduğunu; onun bu tahkim olayını kabulüyle hata ettiğini ileri süren ve
Şîa’dan ayrılan yeni bir fırka oluşmuştur. “Hüküm, Allah’ındır” sloganıyla ayrılan fırka, Hz. Ali’ye bu
tahkim olayına razı olmaması gerektiğini söylemiş, kabul görmeyince de Kufe’den ayrılarak “Hurara”
denilen yere çekilmişlerdir. Bölgeye nispetle bu fırka, Haruriyye, Hz. Ali’den ayrılmasına nispetle de
Hâriciyye olarak isimlendirilmiştir.
Haricilerin Kur’an tefsiri konusunda izledikleri yol Hâricîye fırkası Kur’ân’ın, lafız düzeyine son derece
önem verirler, tefsir ve te’vîle ihtiyacı olmadığını benimserler. Kur’ân lafzının yüzeysel anlamıyla
hareket ederler. Lafzın yüklendiği derin zâhirî anlamların varlığını kabul etmezler. Kur’ân metnini
anlamada yardımcı olan “hadis, sahabe kavli, ümmetin icmaı” gibi unsurlara özellikle de
mezheplerine aykırı olduğunda- itibar etmezler. Ancak âyetlerin tefsirinde kendi fikirlerini ispat
konusunda zorlama te’vîllerden de kaçınmazlar.

Hâricîlere ait günümüze ulaşan tefsir İbaziye koluna mensup olan Muhammed b. Yusuf Itfiyyiş’in
Himyanü’z-Zad ila Dari’l-Mead isimli 13 ciltten oluşan matbû tefsîrdir.

Mezhebî tefsîr ekollerinin ayırt edici özellikleri Mutezile tefsîr ekolü, akla önem verir ve mecâzî-
sembolik yorumu önemser; Şîî tefsîr ekolü, 12 imâmı kutsal sayar ve sadece onların tefsîrine itibar
eder; hâricî tefsîr ekolü ise Kur’ân’ın lafzını kanun düzeyinde görür; zâhirî tekanlamın varlığına inanır.

keşf, ilham ve sezgi yoluyla elde edilen bâtıni/ledünni bilgiyle Kur’ân âyetlerinin bir kısmını veya
tamamını yorumlama yöntemine İşârî Tefsîr denir.
İşârî tefsîr yöntemi, Kur’ân’ı mutasavvıfların (sufilerin) yorumlama tarzıdır. Âyeti, zâhirinden çıkan
anlamın ötesinde mutasavvıfın keşf ve ilham yoluyla elde ettiği bilgiyle yorumlamasını ifade
etmektedir. Bir anlamda metnin bâtınî anlamının keşfidir.
Tasavvuf, amelî ve nazarî olarak iki kısma ayrılır. Buna göre işârî tefsir de ikiye ayrılır, bunlar İşârî sufi
tefsîr ve nazarî sufi tefsir

İşârî sufi tefsîr : Ayetlerin, mutasavvıfların ilham ve keşf yoluyla elde ettikleri ve zâhirî manaya ters

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:19

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
6

düşmeyen bâtınî bilgiyle tefsîr edilmesidir.

nazarî sufi : Felsefîleşmiş nazarî tasavvuf ehlinin nazariyelerini desteklemek için âyetlere getirdikleri
bâtınî şahsî yorumlardır.

İşârî tefsîrin kabul görmesi için müfessirler şu şartları ileri sürmüşlerdir: 1. Bâtınî anlamın, zâhirî
anlama ters düşmemesi.
2. Bâtınî anlamın doğruluğunu teyid eden aklî veya naklî bir delilin bulunması.
3. Bâtınî manaya aykırı dini veya akli bir delilin bulunmaması.
4. Zâhirî mana olmaksızın sadece bâtınî mananın kastedildiğinin iddia
edilmemesi gerekmektedir.

En önemli işârî tefsirler : 1) Sehl b. Abdullah et-Tüsterî, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm;
2)Abdurrahman es-Sülemî, Hakâikü’t-Tefsîr; Kuşeyrî, Letâifü’l-İşârât;
3) Necmüddin ed-Dâye, Bahru’l-Hâkaik ve’l-Me’ânî;
4)Nimetullah Nahcivânî, el-Fevâtihu’l-İlâhiyye;
5) İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân.

Fıkhî tefsir konusu ve gayesi
Kur’ân’daki ibadet, muamelat ve ukubat ile ilgili ameleyönelik âyetleri yorumlayan akıma verilen
isimdir. Konusu, ahkâm âyetleridir. Gayesi ise Kur’ân’ın hükümlerini ortaya koymak suretiyle
insanların dünya hayatlarını düzenleyip ahiret mutluluğunu kazanmalarını sağlamaktır.

“Fıkhî tefsîr ekolü”; literatürü de Ahkâmü’l-Kur’ân adıyla anılmaktadır.
Fıkhî tefsîrler, yapısı itibariyle İki kısma ayrılmaktadır: 1) Bir kısmı, Kur’ân’ın bütününü tefsîr etmekle
beraber ahkâm âyetlerine ağırlık vermişlerdir. 2) Diğer bir kısmı ise sadece ahkâm âyetleriyle kendini
sınırlayıp bu âyetlerin tefsirini yapanlardır. Bunların bir kısmı, sûre düzeni dikkate alınarak tertib
edilmiş iken, bir kısmı da fıkhî konulara göre tasnif edilerek yazılmıştır.

Meşhur olan bazı ahkâm tefsîrleri ve yazarları şunlardır:
1- İmâm Şâfiî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
2-Tahavî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
3-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’ân; İl-Kiyâ el-Herrâsî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
4- Ebubekir İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
5-Kurtubî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân;
6- Sâbûnî, Muhammed Ali, Revaiü’l-Beyan fi Tefsîri Ahkâmi’l-Kur’ân.
19. yüzyıl sonrasında Kur’ân âyetlerinin belli bir kısmıyla alakalı özel açıklama biçimlerine sahip yeni
ekoller ortaya çıkmıştır. Bunların birçoğunun temelleri klasik dönemde mevcut olmakla birlikte
sistemleşmesi ve müstakilleşmesi modern zamanlarda olmuştur. 19. Yüzyıl sonrası gelişen bu
akımlara, çağdaş tefsîr ekolleri denmektedir.
Çağdaş tefsîr ekolleri Konulu tefsîr ekolü, ictimâî tefsîr ekolü ve bilimsel tefsîr ekolü olmak üzere 3
kısımdır.

Konulu Tefsîr Ekolü : Kur’ândaki bir konuyu, Kur’ân’ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde belli
usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koyma yöntemine verilen isimdir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:19

www.medineweb.net
7


“Konulu tefsîr”, Arap tefsîr literatüründe et-tefsîru’l-mevzûî olarak geçer.
Konulu tefsîr yönteminin gelişmesindeki etkenler :
1- Kur’ân’ın temel amacıyla uygunluk
2- Müfessire bütüncül bir yaklaşımı kazandırması; hataya düşmesine engel olması.
3- Çağdaş problemlere çözüm arayışı
4- İslâm davetçisine yardımcı olması
5- Oryantalistlerin Kur’ân hakkındaki iddialarına cevap verme.

Konulu tefsîr yöntemi, temelde üç kısma ayrılmaktadır:
1. Kur’ân merkezli konulu tefsîr: Bu da kendi içinde şu kısımlara ayrılmaktadır:
a. Konu tefsîri: Bu, kavram tefsîrinden daha kapsamlı ve geniş çerçevelidir.
b. Kavram tefsîri: Bu ise konu tefsîrinden daha dar çerçevelidir.
2. Sûre merkezli konulu tefsîr: Sûre merkezli konulu tefsîr, iki kısma ayrılır:
a. Sûredeki tek konunun tefsîri.
b. Sûrenin tüm konularının tefsîri.
3. Âyet merkezli konulu tefsîr: Kur’ân’daki bir âyet merkeze alınarak onunlailgili diğer âyetlerden;
ayrıca sünnet, sahabe ve tabiun sözleri, başkamüfessirlerin görüşleri ve sair referanslardan hareketle
âyeti bütün yönleriyle inceleme şeklinde gerçekleştirilir.

Arap dünyasında ve gerekse ülkemizde en fazla önemsenen tefsir yöntemi Konulu tefsirdir.

Konulu tefsîri yöntem olarak inceleyen çalışmalardan bazıları şunlardır:
1-Müslim, Mustafa,Mebâhis fi Tefsîri’l-Mevzûî;
2- Fuda, Mahmud Besyuni, et-Tefsîru’l-Mevzûî ve Menhecü’l-Hakk fi Hidâyeti’l-Halk;
3- Hicazi, Muhammed, et-Tefsîru’l-Mevzûiyye fi’l-Kur’âni’l-Kerim;
4- Demirci, Muhsin, Konulu Tefsîre Giriş;
5- Güven, Şahin, Konulu Tefsîr Metodu.
Kur’ân’ın bir hidâyet kitabı olduğui düşüncesinden hareketle mesajını doğrudan bütüncül olarak
insanlara ulaştırmayı ve toplumdaki sosyal, siyasal ve kültürel sorunlara Kur’ân’dan çözüm üretmeyi
amaçlayan akıma İctimâî Tefsîr Ekolü denir.
İctimâî tefsîr ekolünün en belirgin yönü : Tefsîrde donukluğu ve durgunluğu aşmak; mesajın
ötesindeki faydasız gramatik polemikler ve ileri detaylardan uzaklaşarak doğrudan mesaja
yoğunlaşmaktır. Bir diğeri ise yaşanan çağda ortaya çıkan problemlere Kur’ân çerçevesinde çözüm
üretmektir.
İctimâî tefsîr ekolü 19. yüzyılın son çeyreğinde pozitivizmin etkisiyle aklın sadece bilim, teknoloji ve
pozitif ilimlerle özdeşleştirilmesine bir reaksiyon olarak MISIR ‘da ortaya çıkmıştır.
İctimâî tefsir ekolünün ilk temsilcileri
1- Muhammed Abduhve telebesi Reşid Rıza, Tefsîru’l-Menâr;
2- Mustafa Merâğî, Tefsîru’l-Merâğî;
3-Kutup, Seyyid, Fi Zilali’l-Kur’ân.
İctimâî tefsîr ekolünün olumlu bulunan yönleri :
1. Körükörüne taklidi reddedip araştırma ve doğruyu bulma konusunda çaba gösterme.
2. Kur’ân mesajına engel olan ilgisiz ve faydasız bilgilerden, isrâiliyattan uzak durma.
3. Mezheplerin tesirinde kalmadan doğrudan ahkâma ve mesaja yönelme.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:19

www.medineweb.net
8

4. Kevnî âyetleri, pozitif bilimlerin ispat edilmiş verileriyle yorumlama.
5. Sarf, nahiv ve benzeri ilimleri bir araç konumunda görüp yeterince kullanma.
6. Belağatın anlamdaki fonksiyonuna binaen edebi dile ağırlık verme.
7. Vahiy-vâkıa ilişkisini büyük ölçüde gerçekleştirme; bir taraftan Kur’ânın mesajını insanlara iletirken,
diğer taraftan da toplumda ortaya çıkan problemlere çözüm üretme.
İctimâî tefsîr ekolünün eleştirildiği noktalar : 1. Pozitivizmin etkisinde kalarak akla gereğinden fazla
önem verme; hatta bazen onu naklin önüne geçirme.
2. Buhari ve Müslim gibi muhaddislerin rivâyet ettiği bazı sahih hadisleri zayıf ve uydurma olarak
niteleyip reddetme.
3. Âlimlerin sahihliğini tescil ettiği bir kısım âhâd haberlere itibar etmeme.
4. Lafızların zâhirine ters düşecek tarzda yorumlara gitme.

Kur’ân’daki evren, insan ve canlılarla ilgili kevnî âyetlerin, pozitif bilimlerin verileriyle tefsîr edilmesini
amaçlayan akım ve ekole Bilimsel tefsir denir.
Bilimsel tefsîrin, dirâyet tefsiri nin başlamasıyla birlikte pratik olarak başladığı söylenebilir.
Bilimsel tefsîr ekolünün en önemli temsilcileri ve eserleri şunlardır:
1-Cevherî, Tantâvî, el-Cevâhir fi Tefsîri’l-Kur’ân;
2-Ahmed Muhtar Paşa,Serairu’l-Kur’ân;
3- Muhammed b. Ahmed el-İskendarani, Keşfu’l-Esrari’n-Nuraniyyeti’l-Kur’âniyye;
4-Seyyid Abdurrahman Kevakibi, Tabâiu’l-İstibdâd ve Masariu’l-İsti’bâd.

Bilimsel tefsîr ekolü, 20. Asırda Mısırlı Tantâvî Cevherî, el-Cevahir fi Tefsîri’l-Kur’ân eserle zirveye
ulaşmıştır.

Cevherî bu tefsîre yönelişini “Kur’ân’da fıkha ait 150 âyet bulunurken, bilim ve fenle ilgili 750 âyet
mevcuttur. Seleflerimiz fıkhî âyetlere itibar edip onlara yoğunlaşmış, ancak kevnî âyetler üzerinde
durmamışlardır. Halbuki Kur’ân’ın bizzat kendisi insanları kevnî âyetlerin incelenmesine ve
araştırılmasına teşvik etmektedir.” tanımlamıştır.

Bilimsel tefsîr ekolü ile Fıkhî tefsîr ekolünün ortak noktası : Her iki ekolün ortak noktası, kendi alanıyla
ilgili âyetlerle ilgilenmesidir; Bilimsel tefsîr ekolü, kevnî âyetleri; fıkhî tefsîr ekolü ise ahkâm âyetlerini
yorumlarlar.
Not : sonuç olarak ünite ile ilgili unutmamamız gereken maddeler:
1-Mutezile, akli tefsîr düzeyinde dirâyetin en keskin çizgilerini oluşturur.
2- İmamiye şii tefsîr, akla ehemmiyet vermekle beraber imâmlardan nakli önemsediği için rivâyet
yönü daha baskın bir ekol görünümündedir.
3- Hariciler ise hem dirâyet hem de rivâyet yönü çok zayıf ve lafız düzeyine mahkûm olan bir ekoldür.
4-Fıkhî tefsîr, dirâyet tefsîrindeki ahkâm âyetlerinin parçacı tefsîrinin müstakilleşmiş şeklidir; hem
dirâyet hem de rivâyet yönü vardır.
5-İşârî tefsîr ise, ahlak ve ibadet âyetlerine getirilen yorumların sûfî rengini temsil etmektedir.
6-Konulu tefsîr, dirâyet bağlamında yeni bütüncül bir anlama yöntemidir.
7-İctimai tefsîr ekolü, dirâyet yönteminin faydasız ve ilgisiz bilgilerinden bir arınma; mesaja dönme
projesidir.
8- Bilimsel tefsîr ise, dirâyet bağlamında klasik tefsîrlerin kevnî âyet
yorumlarının sistemleşmiş şeklidir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:20

www.medineweb.net
9

ÜNİTE-7
KURAN LAFIZLARINA DAİR İLİMLER
• Kuran lafızları (elfazül kuran)
• Her biri kendi içinde müstakil bir çeşit olan belli prensiplere sahip kavramdır.
• Hakikat • Gerçek, öz, temel, akıl • Kelimenin ilk ve temel anlamda kullanılmasıdır.
• Mecaz • Kelimenin hakikat dışında başka bir anlamda kullanılmasıdır.
• Bir kelimenin mecaz olarak kullanılmasının şartları • Mecazi anlamı hakiki anlama bağlayan bir
bağın bulunmasıdır. Buna alaka denir.
• Hakiki anlamın kastedilmediğine dair bir ipucunun bulunmasıdır. Buna karine denir.
• Luğavi hakikat • Lafzın umumi dildeki anlamıyla kullanılmasıdır.
• Luğavi mecaz • Lafzın umumi anlamı dışında kullanılmasıdır.
• Şeri/dini hakikat • Kelimenin dindeki terim anlamıyla kullanılmasıdır.
• Şeri/dini mecaz • Kelimenin dindeki anlamı dışında başka anlamda kullanılmasıdır.
• Umumi örfi hakikat • Kelimenin luğuvi anlamı dışında insanların kazandırdıkları anlamıyla
kullanılmasıdır.
• Umumi örfi mecaz • Kelimenin umumi örfi anlamının dışında kullanılmasıdır.
• Hususi örfi hakikat • Kelimenin özel bilim dalındaki anlamıdır.
• Hususi örfi mecaz • Kelimenin özel bilim dalındaki anlamının dışında kullanılmasıdır.
• Aklı mecaz • Bir alakadan dolayı bir eyleminin gerçek faillinden başkasına isnad edilmesidir.
• Luğavi mecaz • Hakiki anlama engel olan bir şeyin olmasıyla lafzın konulduğu mananın dışında
kullanılmasıdır.
• İstiare • Bazı sebeplerden dolayı kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılmasıdır.
• İstiarenin unsurları • Müstear: istiare lafzı
• Müstearun leh: kendisi için istiare yapılan unsur.
• Müstearun minh: kendisinden istiare yapılan unsur.
• Hakiki anlam kullanmaya engel karine.
• Benzetme yönü (alaka).
• İstiare müfrede • Lafız düzeyinde yapılan istiaredir.
• İstiare i asliyye • Kullanılan lafzın türemeyen bir isim olduğu istiare çeşididir.
• İstiare i tebeiyye • Kullanılan lafzın fiil edat olduğu istiare çeşididir.
• İstiare i musaarraha (açık istiare) • İstiare unsurlarından mestearun minhin zikredildiği istiaredir.
• İstiare i mekniyye (kapalı istiare) müstearun minhin hazfedildiği, ama ona bağlı bir unsurun
zikredildiği istiare çeşididir.
• İstiare i mürekkebe (istiare i temsilliyye) • Terkip tamlama düzeyinde bulunan istiaredir.

Ünite 8
Açık manası başka bir konuyla karışmayacak derecede net olan ve tek manası bulunan ayetlere
Muhkem denir.

Birçok manaya ihtimali olan ve bu manalardan birini tayin edebilmek için harici bir delille ihtiyacı olan
ayetlere Müteşabih denir.

muhakem müteşabih konusunda teknik içeriğe sahip merkezi önemdeki ayet Al-i imran 7.ayettir.
Farzedelim ki ömrünün son günlerini yaşayan büyük bir alim sahip olduğu bilgileri 3 yaşındaki oğluna
aktarmak istiyor.bunun

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:20

www.medineweb.net
10

için alimin önünde sadece şu 2 seçenekler bulunmaktadır.Bunu söyleyen alim Muhammed şehrurdur.
müteşabih ayetlerin 3 kısmda incelendiğini ifade eden Ragıp isfahani dir.
Müteşabih ayetlerin incelenmesi • mutlak müteşabihleri ancak Allah bilir. Kıyamet gibi insanın
sebeplere sarılarak manasını bilebileceği izafi müteşabihlerdir.mesela garip lafızlardan muğlak
hükümler böyledir.Bilgisi sadece ilimde derinlik kazanmış bazı kimselere tahsis edilmiş
müteşabihlerdir.
Usul alimleri müteşabihleri • muhkemlerle karşılaştırıldığında manası bilinebilenler hakikatini bilmeye
imkan bulamayanlar şeklinde incelemiştir.
Allahın müteşabih sıfatları bilinir gibi görünsede bu sıfatların Allaha isnadı beşer açısından
imkansızdır.Bu durumda yapılması
gereken şey bu sıfatların delaletlerini Allaha havale etmek.müteşabih sıfatlara bu açıdan yaklaşan
kesim Selef mezhebidir.
Selef mezhebi düşüncesine sahip olanlar • Evzai
süfyani sevri
malik b.enes
imam şafii
Manaları sadece Allah tarafından bilinenler hariç müteşabihlerin bleli usul ve kurallar çerçevesinde
tevil edilebileğini kabul
eden görüş Halef mezhebi dir.
Kurandaki çelişki vehminin ortadan kaldırmaya çalışan kuran ilmine Müşkilü'l- Kuran denir.
Kuranda çelişki vehmini ortadan kaldıran kurallar • hüküm hususunda medeni olanlar mekki olanlara
tercih edilir.
2 hükümden biri mekkelilerin duruma diğeri mekkelilerin duruma ait olursa medinelilerin ahvali
tercih edilir.
2 hükümden birinin zahir manası müstakil bir hükme diğer ayetin ise sadece lafzı bunu iktiza ederse
müstakil hüküm ifade eden ayet tercih olunur.
2 ayetten her biri zahirde bir hükme işaret ettikleri halde ayetlerden biri umum diğeri tahsis olarak
hükme işaret ediyorsa bu durumda tahsis içeren ayet tercih edilir.
Ayetler arasında çelişki vehminin doğmasının nedenleri • ortaya çıkan hüküm çeşitli şekillerde
görüldüğü için çelişki vehmini uyarabilir.
Konu farklılığı
Fiilin farklı yönlerine işaret edilmesiyle ortaya çıkan çelişki vehmi
hakikat ve mecaz ayrımına dikkat edilmemesinden kaynaklanan çelişki vehmi.
Çeşitli vecihlerle oluşan farklılıklardan kaynaklanan çelişki vehmi
Bir ifadenin önünde ve arkasındaki birimlerle sergilediği ilişkiler bütünü Siyak tanımlar.
Siyak ilkesi doğrultusunda geliştirilen kuran sınıflandırması • ayet içi siyak münasebeti
ayetler arası siyak münasebeti
farklı konular arası siyak münasebeti
sure içi siyak münasebeti
sureler arası siyak münasebeti
bütün kuran içi siyak münasebeti olmak üzere 6 temel unsur yer alır.
Kuranın benzeri rahatlıkla ortaya konabilirdi ancak Allah buna engel olmuştur görüşüne İcazda sarfe
teorisi denir.
İcazda sarfe teorisi İmam ibrahim nazzam isnad edilir.
Kuranın icaz yönleri

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:21

www.medineweb.net
11

• dil ve nazım yönüyle icaz
gaybi icaz
ilmi icaz
medeniyet inşası yönüyle icaz.
Kuran ne şiirde ne nesir o sadece kurandır sözü Tâha hüseyin e aittir.
Hatta ar apça bilmeyen bir avrupalı bazı surelerin okunmasında etkilenmektedir.Muhammed'in kinle
körelememiş çağdaşlarının kurandan nasıl etkilenmiş olduklarını varın siz hesap edin diye bahseden
oryantalist Regis blachere dir.
-filolojik bakımdan kuranın uslubu dikkat çekici bir mükemmeliyettedir. Diyen islam karşıtı papaz
Henri lammens dir.
Kuran dünyanın edebi eselerinden biridir sözü Goldziher e aittir.
En seçkin arap ediplerinin kıymet itibariyle kurana denk olabilecek bir şey yazamamaları şaşılacak Bir
şey değildir. Sözü palmer e aittir.
Kuran sahip olduğu ikna gücü belagat inşası itibariyle seviyesine erişelemeyecek bir kitaptır.İslam
aleminde görülen bütün ilim ve irfan dallarının hayat uyandırıcı inkişafı kuran sayesinde
gerçekleşmiştir.sözü yahudi alim ve araştırmacısı hirshfield e aitttir.
-Kuranında gramer yapısını inceleyen ilim dalına Kuranın irabı (irabu'l-kur'an)denir.
Esbab-ı Nüzul : Nüzul sebepleri anlamına gelen bu ifade Hz. Peygamberimizin risalet döneminde
meydana gelen ve Kur'anın bir veya bir kaç ayetinin ya da bir suresinin inmesine yol açan olayı
durumu ve soruyu ifade etmek üzere kullanılan tabirdir.

Kur'anı Kerimin bütün ayetleri belli sebeplere bağlı inmemiştir. Alimler sadece 500 kadar ayetin iniş
sebeplerinin bulunduğunu tesbit etmişlerdir. Kur'anın Hz. Peygamber (sav) döneminde belirli olaylara
cevap olarak inmesi sonra ki dönemde müfessirlerin Kur'anı yorumlarken başvurdukları önemli bir
tarihi referans ve anlama yöntemi haline gelmiştir.

Esbab-ı Nüzulün Çeşitleri ;

1. Doğrudan Hz. Peygamber'e (sav) yöneltilen sorulara cevaben inen ayetler
2. Toplumda infiale sebep olan bir olay hakkında inen ayetler
3. Herhangi bir meselenin dini hükmünü beyan etmek için nazil olan ayetler

Esbab-ı Nüzulü Bilmenin Faydaları ;

1. Nüzul sebepleri bilindiği zaman ayetlerin manalarını anlamak kolaylaşır
2. Nüzul sebepleri bilindiği çeşitli konularla ilgili hükümler içeren ayetlerin hikmetlerini tesbit etmek
kolaylaşır
3. Bazen bir ayetin zahir anlamı açık bir şekilde anlaşılır. Ancak ayet ile kastedilen asıl mana onun
nüzul sebebi bilindiği zaman ortaya çıkar.
4. Herhangi bir ayetin özel olarak bir şahıs hakkında inmediği zaman belli bir kişi hakkında nazil olmuş
gibi kullanılır.

Esbabun Nüzulle İlgili Bazı sorunlar ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar ;

1. Ayetlerin nüzul sebeplerini bilmek son derece önemli ise de bunları bilmeden Kur'anı anlamanın

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:21

www.medineweb.net
12

imkansız olduğunu söylemek doğru değildir. Nüzul sebepleri Kur'an ayetlerinin 500 kadarına tekabul
eder. Bu rivayetlerin bir kısmı zayıf rivayetler kategorisindedir. Nüzul sebeplerini Kur'anı anlamada
yardımcı unsur olarak görülmelidir.

2. Ayetlerin iniş sırasını bilmek , Kur'anın nüzul tarihini tesbit etmek açısından önemli ise de Kur'anın
bir kitap olduğu ve dinin kemale erdiği gözönüne alındığında tilavet tertibine göre okunması arasında
çok fazla fark yoktur.

3. Nüzul sebepleri her ne kadar özel olsa da bunların hükümlerinin genel olduğu unutulmamalıdır.

4. Nüzul sebebiyle ilgili rivayetlerde oldukça abartılı ve hatta asılsız bilgilerede yer verilmiştir.

5. Nüzul sebepleri Kur'anın iniş süresince vuku bulmuş olaylarla ilgili bir kavramdır.

6. Nüzul sebeplerinde aynı ayetle ilgili birbirinden farklı rivayetler nakledilir.
Nüzul sebepleri sadece Hz. Peygamber (sav) döneminde olan hadiselerle ilgilidir. Peygamberlik (sav)
öncesi ya da Peygamberin (sav) vefatından sonra meydana gelen olaylar nüzul sebebi olamazlar.
Nasih-Mensuh ; Kelime anlamı nesh , yok etmek , gidermek bir şeyi bir yerden başka yere nakletmek
ve yazmaktır.
Dini terim olarak nesh , herhangi şer'i hükmün yerine başka bir şer'i hüküm gelerek öncekinin
hükmünü ortadan kaldırmasıdır.
Hükmü kaldırılmış olan ayete '' mensuh''
Hükmü ortadan kaldıran ayete de '' nasih'' denir.
Nesh Türleri ;
1. Kur'anın Kur'anı neshi
2. Kur'anın sünneti neshi
3. Sünnetin sünneti neshi
4. Sünnetin Kur'anı neshi

Kur'an'da Neshin Varlığını Kabul Edenlerle Etmeyenlerin Delilleri
1. Bazı ayetlere vardır ki neshi kabul edenlere göre Kur'an'da hükmü kaldırılan ayetler bulunduğuna
delildir.
2. Kur'an ayetleri arasında neshin vuku bulduğu görüşünde olanlar bu konuda alimlerin icma ettiğini
ileri sürmektedir.
3. Kur'an ayetleri arasında neshin vuku bulduğunu söyleyenler bu konuda rivayet edilen haberleri
delil gösterirler. Kur'an'da neshin olduğunu ispat etmek için daha güçlü delillere ihtiyaç vardır. Zira
hükmünü ortadan kaldırdığınız metin ilahi kelamdır.
4. Neshi kabul edenler aklen de neshin vuku bulabileceğini söylemektedirler.
5. Neshi kabul edenler nasih ve mensuh ayetlerin anlam itibarıyle birbiriyle uzlaştırılamayacak kadar
çelişkili olması gerektiğini düşünür. Nesh ilişkisi olduğu söylenen ayetlerde tahsis , takyid , tedricilik
gibi hususların mevcut olduğu öne sürülür.
6. Kur'an'da neshin var olduğunu söyleyenler nasih ayetin , mensuh ayetten sonra gelmiş olması
gerektiğini ileri sürerler.
7. Kur'an'da neshi kabul edenlere göre hem nasih , hem de mensuh dini bir hükümle ilgili olmalıdır.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:22

www.medineweb.net
13

Kur'an'daki Neshin Çeşitleri
1. Hükmü mensuh metni baki ayetler
2. Hükmü baki metni mensuh ayetler
3. Hem hükmü hem de metni mensuh ayetler

Kasasu'l Kur'an ( Kur'an Kıssaları )
Kök itibariyle k-s türemiş kelimeden olan iz sürmek , peşinden gitmek , bir haberi ya da sözü
açıklamak , bildirmektir.
Kur'an'da üç tür kıssa bulunmaktadır :
a. Allah elçilerini , elçilerin getirdikleri mesajları ve bu mesajları ümmetlerinin gösterdikleri
tepkilerileri anlatır.
b. Geçmişte yaşayan bazı topluluklar hakkında anlatılan kıssalar
c. Hz. Peygamberin (sav) dönemindeki olaylarla ilgili olan kıssalar.

Kur'an Kıssalarının Özellikleri ;
1. Kur'an bir çok kıssadan müteşekkil bir kitap görünümündedir.
2. Kıssalar Allah'ın tarih boyunca elçiler aracılığıyla insan varlığına gönderdiği mesajları müspet yada
menfi insani tutumlara verdiği cevapları anlatır.
3. Kur'an'da dünya ve ahiret ikilisi birbirlerinin alternatifi olarak kullanılmaz.
4. Kur'an kıssalarının özelliklerinden birisi da tekrar edilmeleridir.

Kur'an'daki Kıssaların Hedefleri ;
1. Tevhid , nübüvvet ve ahiret inancı gibi itikadi konuları önceki ümmetlerin kıssalarını anlatarak
tahkim olmak.
2. Hz. Peygamberimizi (sav) ve müminleri teselli etmek için ve önceki Peygamberlere ümmetlerinden
misallar vererek bütün Peygamberlerin tebliğ yaptığını , her ümmeti benzer sıkıntılardan geçtiğini
anlatmak.
3. İslam topluluğuna Hz. Eyyub'un sabrını, Hz. Yusuf'un iffetini, Firavunun zülmünü anlatarak doğru
olan yola dikkat çekmek.
4. Akla ve kalbe hitap ederek toplumu eğitmek ve yetiştirmek
5. Anlatılan kıssalardan ortak bir prensibe ulaşmak ve fikir vermek.

Kur'an Kıssalarına Dair Bazı Problemler

1. Kur'an'daki kıssaların büyük çoğunluğu tarihte olan vakalarla ilgilidir. Kutsal kitaplarda önemli olan
verilmek olan mesajdır. Kur'an'ın lafzen ve manen mucize oluşu , Kur'an'daki her bilginin uygun
şekilde nakledilmiş olmasıdır. Mesela '' İşte bunlar Allah'ın ayetleridir. Biz onları sana hakikate uygun
olarak anlatıyoruz'' ayeti kerime Kur'an 'daki kıssaların gerçeğe uygun olduğunu ifade eder.
2. Kur'an'da hangi kıssanın anlatılacağına karar veren Şüphesiz ki yüce Allah'dır.
3. Edebi uslup içerisinde anlatılan kıssaların tarihsel gerçekliğinin olup olmadığı önemli değildir. çünkü
; anlatım tarzı bir olayı hakikati ile anlatmak için değil bir mesajı en uygun temsille muhataba iletmek
için kullanılmıştır.
4. Kur'an bir tarih kitabı olmadığı için kıssalarda tarihi bir bilgi bütün olarak bulunmaz. Kur'an'da
kronolojik bir anlatımla naklediliyor gibi görünen tek kıssa , Hz. Yusuf'un (as) kıssasıdır. Kur'an'ın
kıssalarındaki bu tarihsel boşluklar bazen uydurma haberlerle ve israiliyat türü rivayetlerle

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:22

www.medineweb.net
14

doldurulmaktadır.

Kur'an Tefsirinde İsrailiyat
İsrailiyye kelimesinin çoğulu olan İsrailiyat , Yahudi , Hıristiyan ve diğer kültürlerden İslamiyete giren
rivayetler bütünüdür. İbn Haldun, ilk müslümanların özellikle güneş , yıldızlar, ay , kainatın yaratılması
gibi kevniyat konularını Ehli kitap mensuplarına sorduğunu nakletmektedir. Kabul Ahbar gibi Kitab-
Mukaddes bilgisine sahip kişilerin rivayyetleri tefsir kitaplarını doldurmuştur.
Taberi'nin ''Camiul- Beyan'ında bir çok israili rivayetin bulunması kesinlikle o tefsirin değerini
düşürmez. İsrailiyatın aktarılması ne o rivayetin doğru, ne de o müfessirlerin güvenilmezolduğunu
gösterir. Kur'an'dan herhangi bir ayeti anlamakta zorluk çeken inananların Ehli kitap bilgisine
başvurmaları tamamen iyi niyetlerden Kur'anı anlamaya yönelik çabalardan kaynaklanmaktaydı.

İsrailiyatın Kur'an Tefsirine Giriş Yolları

1. Önceki kültüründen kendisini kurtaramayan mühtedilerden gelen nakiller
2. israili rivayetleri tashih etmek için İsrailiyata müracaat edenler
3. Ehli kitap hanımlarıyla evlenme izninin doğurduğu mevcut ortamda yetişen yorumcular
4. İslam düşmanlarının İslam2ın ruhunu kirletmek için uydurulmuş rivayetler
5. Bazı hikayecilerin hoşa gitmesi için uydurdukları rivayetler
6. Ehli sünnete karşı olan fırkaların uydurdukları rivayetler
7. İsrailiyatın bir kısmı da bir şeyi izah etmek için karıştırmıştır.

İsraili Haberlerin Çeşitleri ;

1. Senedi sahih olup Kur'an'a ve sünnete makbul olan haberler.
2. Yalan olduğu bilindiği halde bazı müfessirler tarafından nakledilmiş, bazıları kabul etmemiş,
3. Sıhhati tam olarak bilemediğimiz ne kabul ne de rededebileceğimiz rivayetler
Sahabe de İsrailiyata müracaat etmiş ve titizlikle değerlendirmiştir. Müracaat ettikleri konular ;
a. İtikadi konular
b. Hz. Peygamberin (sav) izah ettiği meseleler
c. İlgilenilmesinde hiç bir faydası olmayan polemikler
d. Fıkhı hükümler

İsraili haberleri nakleden bazı isimler şunlardır ;
Kabul Ahbar , Abdullah b. Sellam el-Ensari , Vehb b. Münebbih ve Abdülmelik b. Abdilaziz b. Cüreyc
Ünite 10
Kur’an’ı anlama ve yorumlamada yeni yönelişler dendiğinde Hindistan Malezya Endonezya Mısır Fas
Suudi Arabistan ile Avrupa ve Amerika bölgelerde yeni gelişmeler olmuştur.
Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinin genel özelliği Zaman bakımından yeni ancak yöntem ve içerik açısından
eski bir çalışma olması
Kur’an’ı anlama ve yorumlamada yeni yönelişlerin doğuşunu hazırlayan sebeplerin başında
Müslüman entellektüellerin batı dünyasındaki gelişmelerden etkilenmiş olmaları gelir.
Müslüman entellektüellerin batı dünyasındaki gelişmelerden etkilenmeleri Bazen doğrudan batı
karşısında tavır almakbazen de Müslüman toplumların batı karşısında bugün içine düştüğü duruma
bağlı olarak şekillenen bir pozisyon almak şeklinde tezahür etmiştir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:23

www.medineweb.net
15


Batıya karşı bir duruş almak gerektiği kanaatindeki Müslümanların bir kısmı tam bir ret mantığı ile
cephe almışken bazıları kayıtsız şartsız kabul mantığı ile hareket etmiştir.

Kur’an’ı anlama ve yorumlamada yeni yönelişlerin dikkat çekici bir özelliği öze dönüş söylemi ile
Kur’an’a dönüşü savunmalarıdır.
Kur’an’ı merkeze alan okumaların tabii bir neticesi sünnet konusundaki menfi yaklaşımların ortaya
çıkmasıdır.
Rivayet eksenli tefsirler Sünnet konusunda menfi yaklaşımların ortaya çıktığı modern dönemde
eleştiriye tabi tutulmuştur.
Sünnet konusunda menfi yaklaşımların ortaya çıktığı modern dönemde dönemde israiliyat konusunda
büyük hassasiyet gelişti.
Bu dönemde bidatçiliğe mezhepçiliğe taklitçiliğe karşı sert eleştiriler olmuştur.
Yeni yöneliş sahiplerince yazılan tefsirler Kur’an’ı önemli bir kısmı Kur’an’ın ezeli kelam olduğu
düşüncesini reddederek tarihselci bir bakış açısıyla yorumlamıştır.bazı tefsirlerde rasyonalist bir bakış
açısıyla yorumlanmıştır.

Tarihselciliğin görevi gerçeği anlayabilmek için tarihte gerçeğin oluşma koşullarını gösterir.
Tarihselcilik kavramı batıda 17.yy rastlamakta ise de bir terim olarak hüsnükabul görmesi 18.yydan
sonradır.

Epistemolojik ve metodolojik açıdan beşeri bilimlerin de tabiat bilimleri kadar özgür olması
gerektiğini savunan düşünür Vico dur.

Wilhelm Dilthey saf akıl diye savunulan tabiatçı bir aklın olamayacağını iddia etti.

Doğa bilimleri ve beşeri bilimler arasındaki fark.Doğa bilimleri ‘’açıklamakta’’ beşeri bilimlerse
‘’anlamakta’’.
Çünkü tabiat olayları ‘’açıklanabilir’’hadiseler ama olayların ruhu sadece ‘’anlaşılabilir’’
Kur’an vahyinin tarihsel olduğunu geçmişte ilk defa iddia eden fırka Hz.Peygamberin kendi kavminin
dili ile gönderildiğini söyleyen Berahime dir.
Hz.peygamberin mesajı evrensel değildir diyen Nusaybinli bir Yahudi olan ve İsevilik fırkasının da başı
sayılan Ebu İsa İshak b. Yahya dır.
sebepleri;birincisi:Kur’an arap diliyle indirilmiştir.arap diliyle inen bir kitabın arap olmayanlar hüccet
olması beklenemez.
İkincisi:her peygamberin kendi kavminin diliyle gönderilmiş olduğu gerçeğidir.Muhammed
peygamberinde Araplardan başka kavmi olmadığına göre Kur’an yalnızca Araplara gönderilmiş
olmalıdır.

Son dönemde Kur’an’ın tarihsel bir metin olduğunu ve günümüz için geçerli olmayan bazı hükümleri
bulunabileceğini ileri süren pek çok modernist yazar Mutezileyi referans alıyor.
Mutezilenin bu konudaki görüşü Kur’an’ın mahluk (yaratılmış) olduğu düşüncesini
savunur.mutezileden hiç kimse Kur’an mahluktur derken onu tarihselci bir bakış açısıyla ele almış
değildir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:24

www.medineweb.net
16

Tefsirindeki bazı yorumları tarihselci bakış açısının önemli argümanlarına benzeyen ama tarihselci
söylem tarafından pek de bilinmeyen isim h.333 tarihinde vefat eden Maturidi dir.

Tarihselci düşünürlerin Kur’an kıssaları hakkındaki düşünceleri Kur’an kıssalarında önemli olanın
lafızlar değil manalar olduğunu;dolayısıyla manayı yansıttığı sürece lafızlarda birbirinden farklı
ifadelerin kullanılabileceğini söylerler.

Kıssalar çerçevesinde Kur’an ayetlerini tarihsel metinler olarak değerlendiren ilk sistematik çalışma
(Kur’an kıssalarının tarihsel veriler olduğunu bu verilerin o dönem Araplarının bilgileri yada dil
üslupları çerçevesinde serdedilmiş bilgilerden ibaret olduğunu savunan) Halefullah’ın ‘’Kur’an’da
Öyküleme Sanatı’’ adlı eseridir.

Günümüz İslam dünyasında tarihselci bakışa üç yaklaşım vardır:
Birinci grup;tarihselciliği İslami ilimlerin tecdidi noktasında zorunlu bir mecra olarak
görenler.(modernist düşünürler)
İkinci grup;tarihselci yaklaşımı bütünüyle reddeden ve kökeni itibarıyla Batılı olan bu yaklaşımın –
muharref kitaplar açısından olsa da - tahrife uğramayan Kur’an açısından yıkıcı sonuçları olacağını
savunanlar
Üçüncü grup;varoluşsal bir durum olarak tarihsel materyallerden yararlanmak gerektiğiniesasen
nasih-mensuhesbab-ı nüzul gibi İslami tefsir geleneğindeki pek çok Kur’an ilminin tam olarak bu
meseleyle ilgili olduğunu dolayısıyla tarihselci bakış açısının geleneğimize bütünüyle aykırı
düşmediğini söyleyenler.(bu grupta yer alanların itirazıKur’an ahkamının tarihsel addedilerek
yürürlükten kaldırılması teşebbüslerinedir.)
Semantik(anlambilim) kök olarak Grekçe’den gelir.
İlmi bir disiplin olarak semantik .Bir dilin temelini oluşturan kelimeleri ayrıntılı bir şekilde tahlil ederek
anlamlarını doğru bir şekilde ortaya koyma demektir.

Semantik bir kelimenin anlamını öncelikle lügavi/etimolojik açıdan doğru bir şekilde tespit etmeye
çalışır.
Daha sonra bu kelimelerin kendi dönemi içerisinde geçmiş olduğu almam değişikliklerini inceler.
Son aşamada ise kelimelerin tarihi süreç içerisinde kazandığı ya da kaybettiği anlamları araştırır.

Kelimelerin kendi dönemleri içerisindeki kullanımlarına eşsüremli(senkronik) incelemeyle ulaşılır.

Kelimelerin gelişen tarihsel süreçteki kazanımlarına ya da kayıplarına artsüremli(diyakronik)
incelemeyle ulaşılır.
İyi bir tefsir yazmanın vazgeçilmez şartı Etimoloji (kökenbilim)dir.
Çokanlamlılık eşanlamlılık gibi semantiğin alt konuları Tefsir usulünün Garibu’l Kur’an vucuh nezair
gibi konu başlıklarında incelenmiştir.
Semantik ilminin bir disiplin olarak kuruluşu ve geliştirilmesi Batı dünyasına aittir.
Semantik ilmini başarıyla kullanan Japon bilim adamı Toshihiku İzutsu Kur’an’da Allah ve İnsan İslam
Düşüncesinde İman Kavramı gibi sahanın abide eserlerini kaleme almıştır.
Semiyotik ilmi canlı varlıkların birbirleri arasında bildirişim amacıyla kullandıkları her tür işaret
sistemini ele alan ilimdir.
Semantik ve semiyotik arasındaki fark

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:24

www.medineweb.net
17

Semantik kelimelerin anlamlarını tespit eden ve bu anlamlarda ki değişimleri inceleyen bir ilim iken
bu alanla iç içe görünen semiyotik daha geniş bir sahayı ihata eder ve dilsel olsun ya da olmasın tüm
işaretlerin gösterilenleri üzerinde fikirler yürütür.semiyotik tüm gösterge türleriyle ilgilendiği için hem
semantikten hem de hermenötikten(yorumbilim)daha geneldir.

Semiyotik süreç dört aşamadan oluşur:
Algı ;koklama görme işitme ve dokunma duyularına dayana ve somut alemde var olan maddi bir şeyin
duyu organlarımızla algılanmasını ifade eden duyusal düzeydir.
Bilme ;söz konusu maddi şeyin semiyotik tabiatının barındırdığı zihinsel bir uğraşıyı içerir.
Anlam ;işaretlerin şifrelerini çözme uğraşısıdır.bu anlama ulaşmada ilk düzeydir.
Açıklama ;bazen dağınık veya yanlış olabilen anlamın açıklaması ki daha derin bir düzey içerip
içermediğini bilme çabası devreye girer

Kur’an’ın mucizevisüpersentetik bir dil örgüsü olduğunubu sebeple muhatabın Kur’an bütüncüllüğü
içerisinde şık durmayan bir anlamı nasslara yükleyemeyeceğini ifade eden meşhur dilbilimci
Abdulkahir el-Cürcani dir.

Hermeneutik(yorumbilim) kelimesini kökeni Yunan düşüncesine dayanır.yunan mitolojisinde
tanrıların mesajlarını insanlara Hermes iletirilettiği bu mesajlara kendi yorumunu da katardı.bu
sebeple yorumbilimi anlamındaki hermenötiğin köken itibarıyla bu kelimeden geldiği kabul edilir.
Hermenötiğin temel itibarıyla ‘’söylemek’’ ‘’izah etmek’’ ve ‘’tercüme etmek’’anlamlarından oluşan
üç manası vardır.
Hıristiyan ilahiyatında Kutsal Kitabın yorumlanması sürecine Teolojik hermenötik denir.
Hermenötiğin sistematik hale gelmesi batıdaki aydınlanma düşüncesine karşı geliştirilen romantik
hermenötik ile olmuştur.
Wilhelm Dilthey- yöntembilimsel hermenötik
Heidegger- varoluşçu hermenötik
Gadamer-felsefi hermenötik
Habermas ve Apel-eleştirel/aşkın hermenötik
Betti ve Hirsch-nesnel yorumsamacılık hermenötiği

Teolojik hermenötik uygulanabilecek alanlar olsa da kitab-ı mukaddes üzerinde icra edilen bu tür
edebi kritikler Kur’an için asla söz konusu olmayacaktır.Kur’an’da ilahi bir mesaj bulunduğu ve bu
mesajın bir yorum aracılığı ile elde edilebileceği doğrudur.ancak Kur’an bunu tahrife uğramamış
metni üzerinden sunar.Metni aşan hiçbir yorumu kabul etmez.
Son dönem de adını en sık duyduğumuz batı hermenötik geleneğinden etkilendiği görülen modernist
düşünür Fazlurrahman dır.
Fazlurrahman’a göre İslam dünyasındaki en ciddi mesele eğitimdir.

Fazlurrahman’a göre İslam düşüncesindeki yenilenmenin özü Kur’an algılarımıza bağlıdır.Şayet Kur’an
algılarımızda bir yenilenme söz konusu olmaz ise Müslümanların özgün bir İslam düşüncesi ve buna
bağlı olarak ideal anlamda bir İslami eğitim projesi ortaya koymaları mümkün olmayacaktır.

Fazlurrahman’a göre Kur’an’ı anlama ve yorumlama yöntemimiz ikili bir anlama faaliyetine ihtiyaç
duyar.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:25

www.medineweb.net
18

Birincisi Kur’an’ın indiği dönem gitmek ve o dönemi bir bütün olarak değerlendirmektir.bu iki
aşamadan oluşur.1-ayetlerin tarihi ortamlarını ve cevap olarak geldikleri meseleleri derinlemesine
tahlil etmek.2-tespit edilen bütünlük içerisinden süzerek ahlaki içtimai ilkeler çıkarmaktır.
İkincisi ilk faaliyette ortaya konan çabalar sonucunda ulaşılan genel ahlaki içtimai ilkeler bu aşamada
aktüel meseleler göz önüne alınarak yeniden biçimlendirilmelidir.bu da içtihat eylemidir.

Fazlurrahman’a göre İslam dünyasında modernleşme 19.asırda başlamıştır.

Fazlurrahman’ın geleneği eleştirirken rahat davranıp batı karşısında aynı cesareti gösterememesi
kullandığı kavramların önemli bir kısmının İslam dünyasına yabancı olması
içtihat anlayışında geleneksel anlayıştan farklı olarak Kur’an’ın tarihsel arka planı dikkate alması
sünnetin işlevselliği konusunda geleneksel algılarla uyuşmayan görüşleri savunması.

Muhammed Arkoun Kur’an nasslarını yorumlamada tek çabası Arap-İslam düşüncesine tarihselci
bakış açısını egemen kılabilmektir.
Hasan Hanefi’ye göre Kur’an metni yedi kategoriye sahiptir bunlar 1-Kadim olan Allah kelamıdır ki
künhüne vakıf olunması imkansızdır.
2-Levh-i Mahfuz’da yazılı olan kelam.
3-Peygambere ulaştırılması için Cibril’e verilmiş olan kelam.
4-Cibril’den Peygamber’e muayyen bir zaman diliminde aktarılan kelam.
5-Kulakların dinlediği dillerin okuduğu kelamdır ki Peygamberce yanlış anlamalara karşı tashihi ya da
yeni bir vahiy ile değiştirilmesi söz konusuydu.
6-Her asırda yorumlanan ve tefsire tabi tutulan kelam.
7-Daha üst düzeyde yorumlanan kelam.

Hasan Hanefi’ye göre İslam dünyasında öne çıkartılması gereken tefsir’’vakii/olgusal tefsir’’ olmalıdır.
Vakii tefsir asla literal (sadece lafzın sınırları içerisinde hareket eden) bir tefsir değildir.içerik ve gaye
kriterlerini göz önüne alırmakasıd ve mesalih ekseninde hareket eder;çünkü zarurat-ı diniyyeyi
(canınmalınaklınneslindinin korunması zarureti) bırakıp;ikinci üçüncü konulara takılmak vahyin
mantalitesine terstir.
Ebu Zeyde göre Kur’an yetkinliğine inmiş olduğu dilden alır.
İslam dünyasındaki modernist düşünürler
Fazlurrahman
Muhammed Arkoun
Hasan Hanefi
Nasr Hamid Ebu Zeyd

Matbu Kur’an tercümelerinin ilk basımları Tanzimat fermanından sonradır.
Türkiye’de Türkçe Kur’an ve tefsir çalışmaları özellikle ittihatçı söylemin egemen olmasından sonra hız
kazanmıştır.
Türkiye’de şiir şeklinde yapılan meal çalışmasına örnek Bedri Noyan - Kur’an-ı Kerim(Türkçe –şiir)dir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın meali Hak Dini Kur’an Dili Meali (1930’lu yıllar)dir.

Hamdi Yazır’ın meali iki bölümde:ilkini; tefsirinin sadece meal kısmı oluşturuken ikincisini eserin tefsir

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:26

www.medineweb.net
19

kısmında yer alan Kur’an tercümeleri oluşturur.
Türkiye’de yapılan en özgün meal çalışması kendinden sonraki bütün meal çalışmalarını istisnasız
etkileyen Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili Meali dir.
Ömer Rıza Doğrul’un meali Tanrı Buyruğu (iki cilt 1947)dur.
Tanrı Buyruğu temel olarak iki bölümden oluşur:ilk bölüm ‘’birinci ayırım’’ İslam hakkında genel
bilgiler vermiş tefsir usulü tarzda mukaddime yazmıştır.
‘’ikinci ayırım’’ Hafız Osman hattıyla yazılmış Kur’an metninin de bulunduğu meal ve tafsir
bölümüdür.

Tanrı Buyruğu Doğu Batı kaynaklarını ayırt etmeksizin taramak suretiyle kırk yılda tamamlanmıştır.
Harfi tercüme yerine tefsiri tercümeyi esas alır
Akıcı ve anlaşılır bir Türkçe kullanılır
Sureler hakkında kısa bilgiler verir.
Ayetler arsındaki bütünlüğe azami gayret gösterir.

Tanrı Buyruğu’nun eleştirilen yanı Mevlana Muhammed Ali’nin Kadıyani görüşünden etkilendiği itham
edilmiştir.
Hasan Basri Çantay’ın meali Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim( 3 cilt /1953)dir.
Çantay eserin mukaddimesinde Türkçe’de kendinden önce kaleme alınmış Kur’an tercümeleri
hakkında bilgiler vermiş onların eksik yönlerine işaret etmiştir.Bu meallerin gelişen zamanla birlikte
yeni ihtiyaçları karşılamadığından hareketle kendisinin bir meal yazmaya koyulduğunu ifade etmiştir.

Mealinin kaynakları arasında Keşşaf Mefatihu’l-Gayb Beydavi Medarikü’t-Tenzil Uyunu’t-Tefasir gibi
klasik eserler vardır.
Mealci söylemlerin toplumda kabul görmesine yol açan sebepler İslam dünyasının Kur’an’a
yabancılaşması
geleneksel anlayışların Kur’an’ın zengin anlam dünyasına ulaşılmasında bir engel işlevi görmeye
başlaması
siyasi ve mezhebi kaygıların dinin önüne geçmesi
taklitçiliğin Müslüman toplumları etkilemesi
kur’an’la ilişki kurmada arap dilinin Arapça bilmeyen kitleler açısından bir problem olarak öne
çıkması.
Mealcilik hareketinin diğer ismi Kur’ancılık.ilk olarak Hint alt kıtasında ortaya çıkmıştır.Abdullah
Çekralevi tarfından geçtiğimiz asrın başında kurulan ehlüz zikr vel kur’an hareketi hind Müslümanları
başta olmak üzere İslam dünyasının birçok bölgesinde taraftar bulmuştur.
Türkiye’deki mealci kesimi etkileyen eserler 1970 li yıllarda Türkçe’ye tercüme edilen Seyyid Kutub’un
Fi Zilali’l Kur’an adlı tefsiri ile Yoldaki İşaretler adındaki kitabıMevdudi’nin Tefhimu’l-Kur’an ı ile
Kur’an’da Dört
Terim i ve İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsir Usulü adlı eseri.
Mealcilik hareketinin etki alanı 1979’daki İran devrimi ile güç kazanmıştır.
Çıkardıkları süreli yayınlar 1980 ihtilalinden sonra Kelime dergisi
1988 yılında neşrine başlanan Kalem dergisi(mealcilik hareketinin ciddi anlamda görüşlerini yansıttığı
dergi)dir.
Mealcilik hareketinin temel argümanı Kur’an’ın mübin (açıklayıcı ve anlaşılır) bir metin
olduğudur.Sünneti kabul etmezler.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:27

www.medineweb.net
20

Mealcilik hareketinin bugünkü hali Türkiye’de pek çok kesimi etkisi altına almış olsa da hiçbir zaman
bir ekol haline gelmediğinden için homojen bir topluluk olarak mealci bir grup bulunmamaktadır.
Mealcilik hareketinin önemli bir sonucu müslüman entelektüeller meal okumalarından sonra dini bilgi
açısından birçok konuda yetersiz olduklarını görmüşlerdir.Bu yetersizlik Türkiye’de meal-tefsir tarzı
kısa tefsirlerin doğuşunu hazırlamıştır.
Meal-tefsirlerin genel özelliği fazla hacimli olmamalarıaktüel konulara temas etmelerianlaşılır bir dil
kullanmaları dır.
Meal –tefsir sahasında Türkiye’de neşredilmiş en önemli eserler Muhammed Esed – Kur’an Mesajı
Mustafa İslamoğlu – Hayat Kitabı Kur’an
İhsan Eliaçık- Yaşayan Kur’an
Muhammed Esed rasyonel bakışta Batı düşüncesinden
metot ve düşüncesini Kur’an ve hadis ile sınırlandırma hususunda selefi düşünceden ayetleri mecazi
yoruma tabi tutmada İslam kültüründen sembolik yaklaşımlarda ise kısmen batı ve Hint-Pakistan alt
kıtası düşünce ekollerinden etkilenmiştir.
Esed eserini Kur’an’ı muasır dünyaya anlaşılır bir dille sunmak amacıyla kaleme almıştır.
Çalışmasında Zemahşeri Fahruddin er-Razi gibi klasik Abduh gibi modern kaynakları kullamış;Kur’an’ı
antropoljikpsikolojiksemantik ve semiyotik okumalara da tabi tutmuştur.
Özellikle batı dünyasında yaşayanlara açık anlaşılır ve üslup itibarıyla yüksek edebi karaktere sahip bir
mael-tefsir yazmayı hedefleyen Esed Arap diline derin vukufu sayesinde bunu başardığı söylenebilir.
Esed cennet ve cehennem hakkındaki pek çok ayeti mecaza hamletmesibazı mucizeleri ise rasyonalist
bir yaklaşımla tefsir etmesi eleştirilmiştir.
Kur’an’ın nüzul sırasına göre tefsir edilmesi /bir tefsir yazım yöntemi olarak ortaya çıkması yeni olsa
da Kur’an’ı anlama yöntemi olarak Hz.Peygamber dönemine kadar uzanan bir geçmişi vardır.
Sahabenin inen on ayeti hayatlarına uygulamadan diğer on ayete geçmemeleri onların nüzul
sıralamasına uygun bir yöntemle okuduklarını gösterir.
Nüzul sebeplerine göre tefsir edilmesi yöntemi öncelikle surelerin tarihsel ve mekansal alt yapıları
tespit edilmeye çalışılırsonra elde edilen tarihi verilerle ayet ve sureler arası ilişki ağları gözden
geçirilip her ifadeyi yakın ve siyakını alarak yorumlar.
Kur’an’ı nüzul sırasına göre yorumlayan tefsirlerin en önemlilerinin ilki Muhammed İzzet Derveze’nin
et_Tefsiru’l-Hadis adlı eseridir.
Derveze’nin bu tefsiri yazma amacı modern dönemde İslam dünyasının Kur’an’ı anlama noktasında
ihtiyaç duyduğu meselelerde onlara yardımcı olmaktır.Özellikle Müslüman gençler arasında Kur’an’ın
anlaşılması noktasında büyük bir ihtiyaç olduğunu söyler.
Derveze’nin tefsirini özgün kılan özellik hem bir ilim adamı olamsı hem de bir aksiyoner olmasıdır.
Derveze’nin eleştirilebilecek en ciddi görüş Kur’an kıssalarının anlatımında önemli olanın verilmek
istenen mesaj olduğunu iddia etmesidir.
Derveze’ye göre Peygamberin nübüvvetini ispat için kendisine verilen tek mucize Kur’an dır.

nurşen35 20 Nisan 2017 20:51

Ara sınavınızda başarı düzeyinizi yükseltmek için bu özetlerden faydalanabilirsiniz..


SAAT: 14:37

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306