Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   "Tekfir de Cehalet" (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/18961-vequottekfir-de-cehaletvequot.html)

Medine-web 16 Mart 2011 11:49

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Alıntı:

kamer34 Üyemizden Alıntı (Mesaj 123025)
Muhsin hocam tekfir kavramı ile had cezalarını aynı kategoride görmenizin sebebini şöyle biraz açarsanız çok aydınlatıcı olur inşallah.

Yani şunu soruyorum hocam şimdi diyelim ki ben Almanya da yaşıyorum kişi olarak alman vatandaşı olanları kafir olarak hüküm veremezmiyim?

Yani fert olarak onların küfürlerine tanık olmadım önce msülüman sonramı kafir hükmünü vereceğim bu durum nasıl olacak izah edersiniz memnun olurum inşallah hocam.

aynı kategoride görmedim hocam.şunu demek istiyorum ki,islam hukukunun belli kuralları vardır.herkes kendi kafasına göre tekfi edemez,hadd uygulayamaz,tazir edemez.
küfrü açık,ve küfürde olduğundan gocunmayan kafire kafir denilir elbette.bir yahudiye ,hristiyana,rusa bizden değilsin derseniz,tabii ki memnun olacaktır,gocunmayacaktır.sorunumuz gayri müslimler değil yani..
tekfir müslümanlar arasında risklidir ki konumuzda bu.
bir müslüman islam olduğunu iddia ettiği sürece,yok değilsin diyemeyız.

Zemahşeri 16 Mart 2011 11:58

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Abdülmelik abi o zaman günümüz şarlatanlarına BELAM denilmeyecek ise bu kavramın ne hükmü kalır isim vermek istemiyom BELAM sıfatlarına sahip olanlar için...

Medine-web 16 Mart 2011 12:03

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
islami kavramları karıştırmamak lazım.
belam
fasık
zalim
munafık
müşrik
kafir
mürted
şarlatan

bunlar farklıdır.
iddia etmek ayrıdır,hüküm vermek ayrıdır.
müslümanlarda belam,fasık,zalim,münafık olabilir ki var.
ama bir müslümana kesin hüküm ile kafir demek!
cesaret ister.

Zemahşeri 16 Mart 2011 12:06

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Anladım abi teşekkürler konuya gereken katılıma devam edeceğim

kamer34 16 Mart 2011 14:04

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Muhsin hocam hakkını helal et tuzak bir soruydu size sorduğum tahmin ettiğim cevabı verdiniz.

O halde tekfir kadının işidir yada islam devletinin işidir demek yanlıştır.

Şimdi ben bir müslüman olarak Almanya da yaşıyorsam Kad-ı nerde bulacam yada İslam devleti nerde bulacağım.Eğer karşımda ki toplumu tanımlayamazsam hıristiyan olan bir alman vatandaşını dost sırdaş edinirim böylece imanımı boşa çıkarmış olurum. O halde tekfir işi kişinin kendi pozisiyonunu belirlemek allahın hak olan adaletini sağlamak adına var.

Bundan sonra üzerine mülaza edilecek mevzu şu olsa gerek hangi haller şirk hangi haller küfürdür buna bakmak lazımdır.

Şimdi hocam tabiki kabul ediyorum

Belam
Fasık
Zalim
Munafık
Müşrik
Kafir
Mürted
Şarlatan

Bu terimler islamnda var fısk yada günah işleyen birinin tekfir edilemyeceği kesin bunu kabul ediyorum tabiki.


Burada yukardaki yazımda şunu söyledim küfürü ve şirki bariz zahiren açık olnalar için bu kavramı işletilir dedim.

Hocam yani kısaca şunu görüyorum aynı fiili Alman vatandaşı işlediğinde kafir fakat bu fiili bizden biri işlediğinde müslüman mantığı benim karşı çıktığım bu.

Tabiki tekfir öyle olur olmaz şeyler yada bir takım zina gibi hırsızlık gibi adam öldürme sarhoş içecekler içme gibi hatta nefsine yenilip daimi olmamak şartıyla yada helal görmeme şartı ile domuz eti dahi yerse kişi dinden çıkmaz.

Muhsin hocam islam dini hakikaten merhamet dinidir insanlığın refahı kurtuluşunu huzurunu baz alan mükemmel bir dindir.Hiç kimse illaki birilerini bu dinden çıkarmaya hiç kimsenin illaki birilerini bu dine ısrarla katmaya hakkı yoktur Allah'u alem.

Muhsin hocam şurasıda çok ilginçtir tekfir kavramı soyut bir düşüncedir bunun islam ceza hukuku ile ne bağlantısı olabilirki.

İslam hukuku üzere olan bir toprak parçasında yaşamış olsaidik zaten bu farklı milletleri tanımlama işi Kadı'nın değil islam uleması tarafından fetvalanırdı ALLH'u alem doğrusu da bu.

Allah'a Emanet ol ve olun


kamer34 16 Mart 2011 14:19

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Yoksa insanlara tebliğ edilmeden,hak ve batılın bütün yönleriyle ortaya konulmadan yapılan tekfir ancak ve ancak insanları Allah'ın dininden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
FECR dlı üyemizden alıntı

FECR hocam davetçi ortaya hakkı olduğu gibi koymak mecburiyetindedir hidayet sahibi allahtır.biz hakkı ortaya koyduğumuzda kimin uzaklaşıp kimin uzaklaşmaycağı meselesi tamamen rabbimin tekelindedir.

Şöyle düşünelim Nuh (a.s) 900 küsür sene yaşamıştır.Ve bu zaman diliminde hep hakkı ortaya koymuştur fakat sonuç itibari ile baktığımızda kendisne tabi olanların sayısı bir elin parmaklarının sayısı kadardır.

Hiç kimse allahın rasulu muhmmed sav kadar islamı güzel teliğ etmemiş güzel yaşamamıştır fkat buna rağmen milyomlrca insan onun bu tebliğini beyenmemişlerdir.

Sonuç şu:Davetçi hakkı gizlemeden dosdoğru doğrularla anlatacak dileyen bu çağrıya olumlu yanıt vereck müslüman olcak dileyen bu çağrıyı göz ardı edecek kafir olacaktır.

Ey Peygamber! Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol; hakikati inkâr edenlerin ve ikiyüzlülerin söylediklerine uyma! Şüphesiz Allah her şeyi tam bilendir, hikmet sahibidir.
(AHZÂB 1)
Ey Peygamber! Allah sana da yeter, sana uyan inanmış kimselere de!
(ENFÂL 64)
Ey peygamber, müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden yirmi sabırlı kişi olursa bunlar iki yüz kâfiri yenerler. Eğer sizden yüz kişi olsa, bunlar bin kâfiri yenerler. Çünkü onlar anlayışsız, bilinçsiz bir güruhtur.
(ENFÂL 65)
Ey peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert ol, onların varacakları yer cehennemdir, orası ne kötü bir varılacak yerdir.
(TEVBE 73)



kamer34 17 Mart 2011 15:11

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Alıntı:

Zemahşeri Üyemizden Alıntı (Mesaj 122990)
Kur’ani kavramlar içerisinde Küfrün zıddı iman’dır. Birinin varlığı diğerinin yokluğudur. İmanın eylemsel boyutta olan merhaleleri arasında Kur’an bütünlüğünde genel itibari ile Önce İman sonra amel gelmekte lakin bakara suresi 256 ayeti kerimede ‘Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytani güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam mesnede tutunmuşlardır: Zira Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. ‘’



İnanç hususunda doğru ve yanlışın açıkça birbirinden ayrıldığını ve Tağuti güçlere uymayı reddedenlerin sağlam bir yolda oldukları izah edilmektedir. İmanın merhalelerinden ameli hususlar zaten izah edilmiştir…
Küfrün şubeleri olarak söz, fiil gibi kısımlar da imanda olan gibi merhalelere ayrılmaktadır. Örneğin tağuti güçlere düzenlere uyma, putlara tapma, Allah’ın kelamı ve Resulü ile dalga geçme gibi hususlar küfrün merhalelerinden bir kısmıdır…

Peygamberin nübüvvet makamı hususunda Yahudileşenler Hrıstiyanlar vb Müşrikler kendi öz evlatlarını tanıyıp bildikleri gibi bilmekte ve onun asla yalancı olmadığını tasdik etmekte idiler ama eylemsel boyutuna inince ne tasdik etme nede ona uyma hususu yoktu bu bilmelerinin onlara hiçbir faydası olmamıştır…

Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyenleri Peygamberlerini inkâr edenleri onun öğretisini kabul etmeyenleri Allah kâfir olarak isimlendirmiştir. Allah’ın bu vasıflandırmasına binaen onlara Kâfir ismini kullanmamak diye bir şey mümkün değildir. Bu isimle anılmak zorundadırlar...Bu vasıflara sahip olanlara kullanılmasında şüphe yoktur…

Konuyu uzatmadan kısaca izah etmeye çalışır isek:
Tekfir ne bayraklaştırılması gereken bir konu nede hafife alınacak bir mevzu değildir. İslam tarihini incelediğimizde ilk dönemlerden günümüze değin kimi zaman keskin bir kılıç kimi zaman da masum bir fikir olarak kullanılmıştır…

İnsanları dışlayarak yapılacak tüm davetlerde asla başarıya ulaşılamaz Çünkü eğer dışlama ile davet yapılsa idi Allah resulüne o kadar işkence zulüm zorbalık yapan en yakınlarını şehid eden her daim karşısında duran kişileri dışlaması gerekir idi!

Vahşi örneğini sunacak olursak Hamzayı şehid eden ve sonrasında iman eden biri iman etmesi ile birlikte yalancı peygamber müseylemetül kezzabı öldürmüştür… Eğer Allah resulü bu zata tekfiri bir usul ile bakmış olsa idi kazanılmaktan öte küfrü ile baş başa kalması demek olacaktı…

Bizler ‘’Dengeli Ümmet’’ olma vasfını elden bırakmadan… Tüm topluma tebliğ edildiği hakikatini idrak ederek kendi heva ve heveslerinin esirleri olduğu bilinci ile ‘’Kardeş’’ olabilmeleri için elimizden geldiğince ‘’Lisan’ı Halimiz’’ ile örneklik teşkil etmek için yaşamak-yaşamak-yaşamak anlatmak anlatmak-anlatmak ile mükellefiz kimsenin küfrüne hüküm verecek konum sahipleri değiliz Allah her şeyi işiten gören ve en iyi bilendir Hükmü Allah’a bırakmak lazım…

Bizlerden önce yaşamış olan toplumları gelenek kültür ve yaşantılarını doğru ve eğriyi birbirinden ayırmak için değerlendirmeliyiz.Çünkü bizlerden sonra gelecek olan nesillerde bizlerin eğri ve doğrusunu sorgulayacaklardır Allah’ın günlerinin her daim devretmekte olduğunu idrak ederek eğri ve doğruya ifrat ve tefritten uzak olarak yaklaşmak zorundayız…

Ayeti kerimelerin genelinde ‘’Ey İman Edenler’’ hitabını içini doldurmak lazım iman edebilenler değerlendirmesi gerekir çünkü imanın tüm merhaleleri bir birinden bağımsız olmadığı gibi Küfrün merhaleleride bir birinden bağımsız değildir…

Zemahşerili abim

İnsanları dışlayarak yapılacak olan tüm davetler başarıya ulaşmaz diyorsunuz.Şunu bir düşünelim Allah'ın rasulu (sav) kendi isteği ile hicret etmedi Habeşistana giden müminler de kendi istekleri doğrultusunda gitmediler.

Davetçi hakkı Allah'ın istediği şekilde ortaya koyunca ayrışma müslümanlar tarafından değil bu davete icabet etmyen müşrikler tarafından yapılmaktadır.

Şöyle düşünelim davetçi yaşamış olduğu ortamda Allah'ın dinine muhalif fiiller işlendiğinde bunu kötü birşey olduğunu kendisinin bunu yapamayacağını belirtmesi üzerine kendi toplumundan inanılmaz bir reaksiyon görmektedir.

Davetçiyi olabildiğince karalama,dışlama,farklı isimlerle isimlendirme,yalnızlaştırma eziyet çektirme,ambargo uygulama,gibi bir çok dışlamayı kendi çevresi tarafından davetçiye uygulanmaktadır.

Bütün peygamberlerin ve davetçilerin hayatını inceleyin bunu göreceksiniz.Fakat daveti şu şekilde ortaya koyanların (yumuşak olma,sözleri ağızdan geveleme,birşeyin haram olduğunu söylediği halde bu haramı devam ettirenlerle hemhal olma,onlarla hiçbirşey olmamışcasına eskisi gibi yiyip içme,onlarla tekrar dost olanların) hayatına baktığımızdada onlar müslüman olmayan toplumlar tarafından hep sevilmişlerdir.


Çünkü böyle davet edenlerin daveti ciddiye alınmamış ve kendisini kendilerinden ayrıştırma ihtiyacı duymamışlardır.

Rasullahtan bir rivayete göre mealen

"Yahudi ve hırıstiyanlar haram olan şeyler işlediklerinden onların din adamları onları: Bu haramları yapmamalarını söylediler
onlar yinede haramlarına devam ettiler
Yahudi ve Hıristiyanların din adamlarında onlarla yiyip içtiler ve Allah'tan onların kalplerini benzeştirdi"

O yüzden hakkın hak olarak ortaya konulması davetcinin yapacağı en uygun yol olsa gerek.

"Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona Cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer Cehennemdir Zâlimlerin hiç bir yardımcısı da yoktur " (5/Mâide, 72)

"De ki; ameller bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?
Onların dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken kendilerini gerçekte güzel işler yapmakta sanırlar.
işte onlar Rablerinin ayetlerini ve ona kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp ettikleri boşa çıkmıştır. Kıyamet günüde onlar için bir tartı tutmayacağız" (Kehf 103-105
"siz de, Allah'ı bırakıp taptıklarınız da hiç şüphesiz ki cehennem kütüğüsünüz" (Enbiya, 98)

"İşte biz böylece sana da emrimizden Kur'ân'ı vahyettik. Yoksa sen kitap nedir? İman nedir? bilmiyordun. Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun." (Şura 52)

Yüce allah şuara/52 de yüce allah şüphesiz doğru yola iletmenin kendi tekelinde olduğunu bunun üzerine hiç kimsenin yetkisi bulunmadığını net olarak ortaya koymuştur.Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. işittik ve iman ettik

Allah'a emanet ol ve olunuz.




Zemahşeri 18 Mart 2011 22:12

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Kamer Bey Küfrünü açıktan ilan edenler için hiçbir endişe duymadan damgalanabilir. Kurani metoda baktığımızda zahiren İslami bir kişilik gösterip içsel boyutu ile iman olmayanları Allah ‘’MÜNAFIK’’ olarak adlandırmakta bunlara bu dünya hayatında zahiren İslam devletinin uygulamış olduğu İslami hükümler uygulanır Ahiret boyutu Allah tarafından açıkça ‘’ Esfel-i Safilin’’ olarak belirtilir…

İslamın değerlerine ters düşen ‘’Laik’lik’’ ‘’Komünizm’’ ‘’Materyalizm’’ vb dinlerin söylemleri ile İslama savaş açan kimseler. Allah’ın hükümlerini açık-açık kabul etmediklerini söyleyenler günümüz ‘’Laik’lik’’ dinini savunan kesimler Allah’ın hükümlerine davet edildiklerinde o hükümlerden aslandan kaçan eşek gibi kaçarlar! Allah’ın hükmüne göre haramları helalleştiren kurum kişi rejim ideoloji vb Allah ve Resulüne savaş açan kimselerdir.

İslam inancında Allah’ın tek ayetini inkâr etmek Küfür iken halen Allah’ın binlerce ayetini inkâr edenler nasıl olurda Müslüman ismini taşır?

Şu hususu hiçbir zaman gözden kaçırmamak lazım ‘’Kur’an’da birçok tehdit ayetlerine’’ uygun vasıfları taşıyan kişileri cehennemlik ilan etme hakkı olarak kullanmamak lazım. Onların hükmünü Allah’a bırakmak lazım çünkü tevbe etme ihtimalleri göz önünde bulundurulmalı yok eğer tevbe etmediği aşikâr ise ve o tehdit ayetlerinde kastedilen fiilleri açıkça işliyor ve umursamıyor ise küfrüne hüküm verilebilir…

Faiz yiyen Tefecilerin, Yetimlerin yoksulların mallarını haksız yere gasp edenlerin, Zalimlik yapanların, Allah’ın açık beyanlarını saklayanlara Allah ayeti kerimelerde kâfir diye hitap etmektedir… Aklın örtülmesi hakikati bile-bile inkâr etmek küfürdür…

Kelime-i Şahadeti her daim öne sürerek kim demiş ise küfür ehli ilan edilemez mantığı Kur’an’i metoda aykırıdır.Söz söylemekten ibaret olsa idi o sözü ‘’Ebu Cehil’’ gibi birinin söylemekten hiç çekinmeyeceği aşikardı lakin sözün içindeki muhtevayı çok iyi analiz ettiği ve söylemesi ile birlikte nelerden el çekmesi gerektiğini çok iyi bildiği için kuru bir söylem olarak söylememiştir…Kuru bir söylemden ibaret olarak söylenen kalp ve eylem ile ortaya konmayan tüm sözler heva ve hevesi tatmin etmekten başka bir işe yaramaz…

kamer34 20 Mart 2011 20:29

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
SEN Kendini nil nehrine atmadan önce bana şunu söyle bu bebeği nerden buldun.Yoksa muhsin hocanın bebiğimi yoksa keledoş yemeyelim diye gizli gizli evledinmi çabuk söyle hangisi.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yitiksevda 20 Mart 2011 23:33

Cevap: "Tekfir de Cehalet"
 
Ferdi ben burdayım benim nickim adım soyadım belli zaten sana yeminim var elime düşme muhsin hoca dahi seni kurtaramaz


SAAT: 01:51

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306