Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   Müsait zamanlar Müslümanlığı (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/19764-musait-zamanlar-muslumanligi.html)

bilinmez 19 Ağustos 2011 18:17

Müsait zamanlar Müslümanlığı
 
Sorumluluklarımız hatırlatıldığında, bir görev yüklenmemiz teklif edildiğinde, genelde ilk tepkimiz, savunma refleksimiz şu ifade ile kendini gösterir:
“Ortam müsait değil…”Müsait olamayış sadece ortamla da sınırlı değil… Toplum, sistem, çevre, konsept, konjonktür, zaman, zemin, özel durumlar namüsaitliğin nedenleri… Yani sorumluluktan sıyrılmanın yollarını çoğaltabiliriz… Nice meşgaleler, bitmez mesailer müsait olamayışımızın hazır gerekçeleri…
Bu algının geldiği nokta ise; müsait zamanlar Müslümanlığı… Tüm zamanların Müslümanlığından, ortamın müsaitliğine bağlı bir Müslümanlık… Boş vakitler uğraşısı…
Sormak gerekmiyor mu? Kulluk bir hobi mi, alışkanlık mı, adet mi ki müsait zamanlara sarkıtalım?
Evet, bu bir fantezi mi? Faraziye mi? Fuzuli bir uğraş mı? Yoksa bir fariza mı?
Esas olan; kulluk da kararlılık, dava da süreklilik, mücadele de tutarlılık değil mi?
Kul olmanın külfetine katlanmadıktan sonra, bu nice bir kulluktur demezler mi?
Bu yükü yüklenmeye, sorumluluk almaya yürek el vermiyorsa elbette o zaman ortam müsait olmayacaktır…
Canımız istemiyorsa, kendimizi rahatlatacak yorumlar bulmakta zorlanmayız… Kafamız basmıyorsa teviller kırılagider, her şeye bir şekilde yol bulabiliriz…
Dava inancı, mücadele bilinci, mukavemet gücü çökmüşse gerisi lafü güzaftır…
Aslında ağırdan alışlarımız, gönülsüz davranışlarımız, iğreti bakışlarımız, teğet geçişlerimiz ruh halimizi ele veriyor… Nerede durduğumuzu gösteriyor…
Sürekli geçiştiriyorsak, gecikiyorsak, gevşiyorsak, geveliyorsak, görmemezlikten geliyorsak, sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmiyorsak tüm bunlar ciddi bir gafletin göstergesi değil midir?
Anlaşılan o ki, bu anlayış ve bu alışkanlıkla ortam hiç müsait olmayacak… Risk almadan, bedel ödemeden, konforu bozmadan ne müsait olunur, ne de mesafe alınır…
Dünya hayatını mutlaklaştıranların hiçbir zaman müsaitleşebileceklerini düşünmüyorum…
Aidiyet bilinci, mensubiyet ruhu gittikçe müsaitlikte kalmadı…
Hiç sorduk mu kendimize?
Neden yorgunuz? Yoğunuz? Yılgınız? Yeniğiz? Yitiğiz? Yetersiziz? Ye’steyiz? Yalnızız?
Yoksa yok muyuz?
Yanlış nerede, yanılgı neden?
Anlamsız korkular, yersiz kaygılar, gereksiz kuşkular kolumuzu, kanadımızı kırıyor… Yokluk yıllarımızda, zorluk günlerimizde ne kadarda müsait idik… Gözümüzü daldan budaktan sakınmazdık… Şimdi ne oldu da armudun sapı, üzümün çöpü deyip, duruyoruz…
Dün en olumsuz şartla rda bile her şeye hazır olanlar, bugün imkânlar içinde yüzerken, müsait değiller…
Çünkü; akıllandılar, hayatın hazzına erdiler… Nemalandılar… ****landılar…
Fırsatlar arttıkça, nimetler çoğaldıkça bir hantallık, bir tembellik illetidir başını aldı gidiyor…
Öyle bir hal ki, haftalık bir sohbet bile zaid geliyor… İş yoğunluğundan kitap okuma lüksü yok… Aylık bir aidat bile yük oluyor… Okumak, uyarmak, uğraşmak, uygulamak yok… Uygun adam; evden işe, işten eve…
Ne diyelim? Beyefendiler müsait değiller!... Kendilerine ulaşmak mümkün değil!...
Bunu nasıl izah etmeli? Eğitim zayiatı mı? Fire mi? Yoksa her şey normal, yolunda mı?
Dünün mücahitleri, bugünün müteahhitleri her şeye müsait oldular…” tekerlemesi acı bir gerçeğin ifadesidir, diyebiliriz…
Her şeye müsait olanların, dava diye bir dertlerinin olamayacağı ve hiçbir zaman müsait hale gelemeyecekleri kesin…
Teşhisiniz nedir bilemiyorum?
Dünyevileşmek mi? Bireyselleşmek mi? Yozlaşmak mı? Savrulmak mı?
Arzular, alışkanlıklar, aşırılıklar, tutkular, bağımlılıklar insanımızı tanınmaz hale getirmedi mi?
Eksen kayması, çizgi sapması, yön yitimi ne zaman başladı? Mükellefiyetler mürur-u zamana uğradığından beridir…
Kendilerini İslam’a müsaitleştirmeyen, muafiyet ve mazeret arayışında olanlar kendilerine yazık ettiler…
Dürüst olmak lazım…
Bu sıcakta sefere çıkılmaz.” diyenlerden farkımız nedir?
Kendini iptal edene ortam ne yapsın? Zaman ne desin?
Kendini inkar edene yapılacak bir şey yok…
Önemli olan kendimizi ikna edebilmek… Kendimize müdahale edebilmek…
Biz biz olduktan sonra her şeyin lehimize olduğunu göreceğiz…
Diyebilirim ki; Müslümanlar(!!!) Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir dönemde bu kadar geniş imkânlara sahip olmadılar…
İnsan gücü, bilgi gücü, beyin gücü, tecrübe birikimi, kurumsal altyapı, yetkin kadro, ekonomik imkân, özgürlükler bağlamında ciddi bir potansiyel mevcut…
Bu potansiyeli harekete geçirecek bir örgütlenme ve sahiplenme aşamasındayız…
Tüm bahanelerimiz elimizden alınmış durumda…
Artık bundan böyle erteleyemeyiz… Çünkü erteleyenler; eridiler, elendiler, eleme düçar oldular…
Bugün müsait olamayanlar, yarın neye müstahak olacaklarını iyi düşünsünler…
Yarınlarından emin olmak isteyenlerin, ellerini tez tutmaları ve sorumluluklarına davranmaları gerekiyor…
Çağrımız müsait olanlara…
Artık, yavaş yavaş acele etmeliyiz…
Yoksa, cennete geç kalmış olacağız
Ramazan kayan

YaŞuHa 20 Ağustos 2011 02:13

Cevap: Müsait zamanlar Müslümanlığı
 
Allah razı olsun güsel insan
eline saglık


SAAT: 19:17

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306