Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   YALNIZ ALLAH A iBADET[İTAAT]... (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/22991-yalniz-allah-ibadetitaat.html)

bilinmez 01 Ekim 2012 12:22

YALNIZ ALLAH A iBADET[İTAAT]...
 
بســـم الله الرحمن الرحيم

Yalnız Allah'a İbadet
"Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu İsa'yı, ilah edindiler. Oysa onlarda ancak bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Ondan başka ibadete layık ilah yoktur. O, onların şirk koştukları şeylerden münezzehdir" (Tevbe Sûresi, 9/31)
Surenin bu bölümünün bir parçası olan bu ayet; müslümanların vicdanlarında beliren şu tür şüpheleri gidermeye çalışıyor:
"Bu insanlar yani yahudiler ile hristiyanlar Kitap ehlidirler. Buna göre onlar Allah'ın dini üzerindeler."
Ancak ayet onların Allah'ın dini üzerinde bulunmadıklarına önce onların dini inanç sistemlerini (akidelerini), sonrada pratik hayatlarını şahit gösteriyor. Aslında kitab ehli sadece bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Fakat Allah'ı bırakıp (Allah'ın dışında) rahiplerini ve alimlerini rabler edindiler. Tıpkı Meryem oğlu İsa Mesih'i rab edindikleri gibi. Bu yaptıkları ise Allah'a ortak tutmaktır ve şirktir. Allah ise, onların şirk koşmalarından (ortak tutmalarından) elbette münezzehdir. Öyleyse onlar gerek inanç (akide) yönünden gerekse düşünce sistemi yönünden Allah'a iman eden mü'min kullar değildirler...
Gerek pratik ve gerek ameli yönden Allah'ın hak dinini din edinen kullar olmadıkları gibi...
Ehli Kitabın alim ve rahiplerini nasıl rab ittihaz edindiklerine geçmeden önce Rasulullah (s.a.v)'in ayetin tefsirine ilişkin sahih rivayetleri aktarmayı uygun görüyoruz. Çünkü kesin çözüm onun sözlerindedir.
Bu ayette geçen "Ahbar" terimi "Hebr" veya "Hıbr" sözcüğünün çoğuludur. Bu kelime Kitab ehlinin bilginleri -daha çok da yahudi bilginleri- olarak kullanılır. Yine bu ayette geçen "Ruhban" terimi ise, rahip kelimesinin çoğuludur. Bu terim ise hristiyanlarca kendini ibadete adamış dünyadan elini eteğini çekmiş kimse demektir. Bunlar normal olarak evlenmezler. İş tutup geçim derdine koşmazlar.
Dürrül Mensur'da kaydedilen bir hadisi şerifte Tirmizi, İbn-i Münzir, İbn-i Ebi Hatem, Ebu Şeyh ve Beyhaki Adiyy bin Hatem'den şöyle rivayet etmişlerdir:
"Rasulullah Tevbe süresindeki -Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini ilah edindiler- ayetini okurken onun yanına geldim. Ayeti bitirince bana dönerek şöyle buyurdu.
"Gerçekten onlar hahamlarına ve rahiplerine ibadet etmiyorlar. Fakat bu din adamları kendilerine birşeyi helal kılınca o şeyi helal sayıyorlar buna karşılık din adamları bir şeyi yasaklayınca onu haram sayıyorlar."
İbn-i Kesir tefsirinde bu hadis şöyle zikredilmektedir. İman Ahmed Tirmizi ve ibn-i Cerir Adiyy bin Hatem'den rivayetle şöyle derler:
Adiyy bin Hatem Rasulullah'ın daveti kendisine ulaşınca hemen Şam'a kaçmıştı. Çünkü o cahiliyye döneminde hristiyan olmuştu. Sonra kızkardeşi ile beraber kavminden bir grub müslümanların eline esir düşmüştü. Rasulullah İbn-i Ebi Hatem'in kızkardeşine iyilik ve ihsanda bulundu. Kızkardeşi daha sonra Şam'a dönünce kendisine yapılan muameleyi kardeşine anlattı. Ve onu islam'a davet etti. -Adiyy, Meşhur Hatem et Tai'nin oğlu idi. O cömertliği ile tanınırdı ve Tayy kabilesinin reisi idi.- Medine'ye geldiği günlerde bütün halk ondan bahsediyordu. Adiyy bin Hatem boynunda gümüş bir haç olduğu halde Rasulullah'ın huzuruna geldi. O sırada Rasulullah
"Onlar hahamlarını ve rahiblerini Allah'ı bırakıp Rabler edindiler" ayetini okuyordu.
Adiyy, Rasulullah'a "Onlar hahamlara ve rahiplere ibadet etmiyorlar" der.
Rasulullah şu cevabı verir:
"Evet, fakat alim ve rahibler onlara helali haram, haramı da helal kıldılar. Ve o insanlarda bunlara tabii oldular. İşte onların alim ve rahiblerine ibadetin anlamı budur. "
Süddi Tefsirinde bu ayetin açıklamasını yaparken şöyle demiştir:
İnsanlar Allah'ın kitabını arkalarına atarak din adamlarından nasihat istediler. Ve din adamlarının koymuş oldukları hükümlere tabii oldular. Bu sebeble Allahu Teala, ayetin devamında:
"Oysa onlara sadece tek bir ilaha ibadet etmeleri emredilmişti" buyurmuştur. Yani o tek ilahın haram saydığı haram kabul edilecek yine o tek ilahın helal saydığı helal kabul edilecektir. Onun koyduğu yasalara uyulacak. Onun verdiği hüküm yürürlüğe konacaktır.
Müfessir Alusi ise, bu ayet hakkında şunları demiştir;
"Çoğu tefsir bilginine göre bu ayette geçen erbab (rablar) dan maksat; Kitap ehlinin din adamlarını evrenin yaratıcısı ve ilahı saydıkları ve böyle bir inanca sahip oldukları değildir. Burada rab kabul etmekten asıl maksat onların din adamlarının şahsi emir ve yasaklarına uymalarıdır"
Açık anlamı ile Kur'anın ayetleri, Rasulullah'ın bağlayıcı son söz niteliğindeki açıklaması ve eski yeni tefsir bilginlerinin anlayışları bize bu dinin inanç sistemine ilişkin son derece önemli gerçekleri öğretiyor. Bu gerçekleri son derece kısa hatları ile özetleyelim.
1 - İbadet, yasal hükümlerde Kur'anın ayetlerine ve Rasulullah'ın (s.a.v.) bu ayetlerle ilgili açıklamalarına uymak demektir. Ehli Kitap, hahamlarını ve rahiplerini, uluhiyetlerine inanmak ve dini görevlerini (ibadetlerini) onlara sunmak kapsamında rab kabul etmiş değillerdi. Bununla beraber Allahu Teala bu ayette onları müşrik olarak nitelendirmiş bir sonraki ayette ise kafir olarak nitelendirmiştir. Onların bu şekilde nitelendirilmelerinin tek sebebi din adamlarını yasa vazetme hususunda yetkili görmeleri / onların koymuş oldukları hüküm ve yasalara boyun eğmeleri ve onlara tabii olmalarındandır. İşte onlar hakkındaki ilahi hükmün tek sebebi budur. Kişinin bu şekilde vasıflandırılması için itikatta ve dini görevlerde Allah'tan başkasını ilah edinmesi şart değildir. Sırf yukarıda belirttiğimiz böyle bir davranış, sahibini Allah'a karşı müşrik konumuna düşürür. Sırf bu hareket sahibini mü'minlerin cemaatından, topluluğundan çıkarıp kafirlerin saflarına katmak için kâfidir.
2 - Allahu Teala burada hahamlarına hüküm vazetme yetkisi tanıyan her türlü teşri hakkını alimlerine verip onlara itaat eden yahudiler ile İsa Mesih'in ilahlığına inanan ona ibadet amaçlı davranışlar sunan hristiyanları eşit bir şekilde müşrik sayıyor. Aralarında hiçbir fark görmüyor. Yani ibadet ve itaat meselesinde her iki durumda sahiplerini Allah'a ortak koşan müşrikler safına katması açısından eşit ağırlıklı suçlardır. Her iki sapıklıkta sahibinden mü'minlik vasfını alıp yine sahibine kafirlik vasfını vermesi için yeterlidir.
3 - Kişinin müşriklik sıfatı ile sıfatlandırılması için hüküm vazetme yetkisini Allah'ın dışında -mesela kullara- vermesi yeterlidir. Müşrik sıfatı ile vasıflandırılması için hüküm yetkisini verdiği varlıkların, ayrıca bir ilah olduğuna inanması ve ibadet amaçlı davranışlarını onlara sunması şart değildir. Biz bu gerçeği daha önce ortaya koymakla beraber burada bir defa daha vurgulamayı uygun gördük.
Şüphesiz ki gerçek din Allah'ın tüm insanlar için seçtiği bunun dışındakini kabul etmediği "İslam" dinidir.
İslam olabilmek başka bir deyimle müslümanlık için Allah'ın ortağı olmayan tek bir ilah olduğuna inandıkdan ve ibadet kasıtlı davranışları sadece ona sunduktan sonra yasa ve hükümlerde sırf ona ittiba etmek şartdır.
Şayet insanlar Allah'ın kanunları dışında başka kanunlara ittiba ederlerse Ehli kitaba ait hükmün kapsamı içine girerler. Yani Allah'a inanmamış müşrikler olarak vasıflandırılırlar. İstedikleri kadar biz mü'miniz desinler. Bu onlar için faydasızdır. Çünkü Allah'ın dışında bir merciye yetki vermeleri ve onun yasalarına uymaları, onların müşriklik ve kafirlik ile nitelendirilmelerine yeterlidir. Böyle durumlarda insanların bu vasıflardan kurtulabilmeleri için beşer tarafından kendileri için konmuş kanun ve yasalara karşı çıktıklarını, Allah'a yönelik bu saygısızca hareketleri onaylamadıklarını, buna karşı fiili bir harekete güçleri yetmediği için sabretmekle yetindiklerini ortaya koymaları gerekmektedir.
Bugün insanların kafasında din kavramının sınırları alabildiğine daralmıştır. Böylece din sadece vicdana hapsedilmiş bir inanç ve bazı ibadet amaçlı davranışlar olarak algılanmıştır. İşte bu ayette ehli kitabın kınanan davranışlarıda böyle idi. Onlar bu yanlış düşünceleri sebebiyle yukarıda verdiğimiz ayete ve bu ayete ilişkin Rasulullah'ın açıklama ve izahlarına göre, Allah'a iman etmemiş, ona şirk koşmuş sayılmışlardır. Yine onlar bu davranışları sebebi ile tek bir ilah'a kulluk etme emrine ters düşmüşler. Allah'ı bırakıp onun dışında varlıkları rab edinmekle suçlanmışlardır.
Din, yani boyun eğmek, tam bir teslimiyet ve ittibadır.
Bu ibadet etme, yasa ve kanunlarını kabul etme gibi her durum ve davranışta ön plana çıkar. Bu Allah'ın koymuş olduğu yasa ve hükümlerin dışındaki şeriatlere uyanların sergiledikleri ciddiyetsizlikle bağdaşmayacak kadar açık ve nettir. Bu tip kimselerin sırf Allah'ın ilahlığına inanmaları ve ibadet kasıtlı davranışlarını ona sunmaları, kendilerini Allah'a inanmış müslümanlar saymaları için kesinlikle yeterli bir şart değildir. Din böyle bir alçaklığa böyle bir kaypaklığa asla izin vermez. Yüce Allah'ın şeriatından kaynaklanmayan kanun ve yasaların egemen olduğu toplumlarda yaşayanların bu ortak suçun sorumluluğundan kurtulmaları için onların bu saygısızca tutum ve davranışlarını onaylamadıklarını açık ve net biçimde kanıtlayacak protesto nitelikli bir tavır ortaya koymaları gerekmektedir.
Böyle toplumlarda Allah'dan başka mercilere yetki tanıyarak şirk koşmanın en açık örneğini gösteren, buna karşılık kendilerinin mü'min ve müslüman olduklarını iddia eden insanların sergiledikleri bu gayri ciddi hareket, yaşadığımız tarih döneminde dinin karşılaştığı en büyük tehlikedir. Din düşmanlarının bu dine yönelttikleri en öldürücü silah işte budur. Yüce Allah böyle insanları ve böyle rejimleri müşriklikle, gerçek dini din edinmemekle ve Allah'ı bırakıp başka ilahlar edinmekle suçlar...
İslam düşmanları ise onlara İslam levhasını takmak için can atıp dururlar.
Öyleyse bu dinin düşmanları böyle rejimlere ve şahıslara İslam levhasını takmak için canla başla mücadele ediyorlar, bu türlü yanıltıcı levhaları kaldırmak, bu tür maskeleri yere düşürmek arkalarında gizlenen kafirliği, müşrikliği ve Allah'ı bırakıp başka rabler edinme sapıklığını gözler önüne sermekte bu dinin yolcularının başlıca görevlerindendir.
"Oysa onlara bir tek Allah'a ibadet etmekten başka birşey emredilmemişti"
YARARLANILAN KAYNAK.Seyyid kuttub,kuranın gölgesinde mesajlar...


SAAT: 14:51

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306