Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi AşıkıZehra,Açılış Tarihi:  20 Şubat 2009 (23:57), Konuya Son Cevap : 21 Şubat 2009 (18:16). Konuya 7 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 20 Şubat 2009, 23:57   Mesaj No:1
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:AşıkıZehra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2783
Üyelik T.: 25 Temmuz 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 137
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart -Neden EHLİBEYT?

-Neden EHLİBEYT?

Ümmetin Yitik Hazineleri EHL-İ BEYT



Bismillahirrahmanirrrahim

Bazı kardeşlerimiz soruyorlar, neden bazıları tarafından Ehl-iBeyt olgusu bu kadar önemseniyor, üzerinde duruluyor, sürekli gündemdetutulmaya ve ön plana çıkarılmaya çalışılıyor? Hatta bazıları bunuMüslümanların vahdetine helal getirecek bir durum alarak değerlendiripkarşı çıkıyorlar.

Aziz kardeşim, Ehl-i Beyt'i biz değilAllah-u Teâlâ ve Allah'ın Yüce Resulü ön plana çıkarmıştır. Bizimyaptığımız ise onlara lebbeyk demekten başka bir şey değildir. Bizaşağıda Kur'ân ve Sünnet'ten bunun en önemli ve en çarpıcı delil veşahitlerine kısaca değinmeye çalışacağız. Ancak önce önemli bir hususunaltını çizerek geçmek istiyoruz:

Maalesef birçoğumuz çoğuzaman neyin doğru, neyin yanlış, neyin önemli, neyin önemsiz olduğunuKur'ân ve Sünnet ölçülerine göre değil, kendi kafamıza göre ve birtakım ön yargılara dayanarak değerlendirmeğe çalışıyoruz. Oysa Kur'ânve sahih Sünnet'e müracaat ettiğimizde durumun hiç de öyle olmadığınıpekâlâ görürüz. İşte üzerinde durmak istediğimiz mevzuda da maalesefaynı durum söz konusudur.

Biz inanıyoruz ki Kur'ân veSünnet'i, ciddi, tarafsız, ön yargılardan uzak bir şekilde ve değişikkanal ve kaynakları dikkate alarak tetkik eden bir kimse, bize hakvererek söz konusu eleştirilerden vazgeçip, aslında asırlardır ümmetarasında tam tersi bir durum yaşandığını ve sürekli Ehl-i Beyt'inbirileri tarafında arka plana itildiğini, müslümanların fikri veiçtimai sahalarından uzaklaştırıldığını ve alternatif olarak hepbaşkalarının ileri sürüldüğünü, kısaca Ehl-i Beyt'i ümmete tamanlamıyla unutturmak istediklerini ve maalesef büyük ölçüde de bunubaşardıklarını büyük bir hayret ve şaşkınlık içerisinde görecek veneden böyle olduğuna teessüf edecektir.

Evet, kardeşim,şimdi sizi Rabb'imizin Kitabı ve Resül'ünün vahye dayanan nurlu sözlerive kendi akıl ve vicdanınızla baş başa bırakıyorum:

Allah-uTeâlâ'nın "Tathir ayetinde"[1] Ehl-i Beyt'in her türlü kötülük vefenalıktan uzak tutulduğunu ilan etmesi, onlara ayrıcalık kazandırmak,onlar hakkında kesin bir ilahi garanti vermek için değil de nedir?Başka herhangi bir gurup veya şahıs hakkında böyle açık ve kesin birilahi referans gösterilebilir mi?

"Meveddet ayetinde"[2]Resulullah'ın 23 yıllık risaletinin karşılığı olarak Ehl-i Beyt'ininsevgi ve muhabbetinin ümmete farz kılınışı, Ehl-i Beyt'in ön planaçıkarılması, o ilahi insanların daima ümmetin gündeminde tutulması,unutulması ve takip edilmesini sağlamak için değil de nedir?

Hak Teâla'nın "Mübâhele ayetini"[3] indirerek, NecranHıristiyanlarıyla lanetleşmek ve Resul'ün dualarına âmin diyebilmekiçin o kadar sahabenin ve mu'minlerin arasından, sadece Hz. Ali'yi, okadar sahabenin ve mumine kadının (Resullah'ın muhterem zevceleri dedahil) arasından, sadece Hz. Fatıma'yı, o kadar sahabi çocuklarınınarasından sadece Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i kendisiyle o hassas veilahi sahneye çıkarılmasını Resulü'ne emretmesi ve en önemlisi, buayette Hz. Ali'yi Resullah'ın canı ve özü gibi tanıtması, Ehl-i Beyt'iön plana çıkarmak, bütün ümmetin arasında onlara ayrıcalık kazandırmakve kimsenin ulaşamadığı bir üstünlük ve fazileti onlara atfetmek içindeğil de nedir?

"Salavât ayetini"[4] tefsir ederken AllahResulü'nün, ebter (sonu kesik) salavat getirilmemesi ve kendisiylebirlikte Ehl-i Beyti'ne de salat ve selam edilmesi gerektiğini önemlevurgulayarak ümmetine emretmesi, öte yandan namazlarda yine Resulullahile birlikte Ehl-i Beyti'ne de salat ve tahiyyat okunmasının farzkılınışı, Ehl-i Beyt'i ilelebet yaşatma, onlara örneklik ve önderlikkonumu kazandırma maksadıyla değil de nedir? Buna, bunun dışında biryorum getirmek, Hekim olan Allah'a ve Resulü'ne abesi isnâd olmaz mı?

Resulullah'tan mütevatiren nakledilen "Sekaleyn" hadisinde[5] AllahResul'ü Ehl-i Beyti'ni Kur'ân'la eşleştirip kıyamete kadar ümmetineemanet olarak bırakırken neyi amaçlıyordu? Aynı hadiste ümmeti, Kur'ânve Ehl-i Beyt'e birlikte sarılarak dalaletten korunmalarını emrederkenneyi kastediyordu acaba?

Ehl-i Beyti'ni "Nuh'unGemisine"[6] benzetip ona binenlerin kurtulacağını, binmeyenlerin helakolacağını buyururken, ümmetine hangi mesajı vermek istiyordu acaba?

"İslam'ın temeli, beni ve Ehl-i Beyt'i mi sevmektir"[7]buyurduğunda, insanın hayatında hiçbir rol oynamayan ve başkasevgilerden hiçbir farkı olmayan, hatta Ehl-i Beyt'in dışında, hattabazan karşısında olan kimselere beslenen muhabbetin aynısı veya dahaaşağısı, kupkuru bir sevgiyi mi İslam'ın temeli olarak nitelemekistiyordu?! Peygamber'i sevip de onun yolunu takip etmeyenin, onukendisine örnek ve önder edinmeyenin sevgisi gerçek bir sevgi olabilirmi? Dinin temeli olarak nitelendirilebilir mi? Buna paralel olarakzikrettiği Ehl-i Beyti'nin sevgisi nasıl?!

"Benim Ehl-i Beyt'imi kendi aranızda bedenden bir baş ve baştan iki göz yerine koyun"[8]buyruğunu düşünelim. Acaba başsız bir bedenin yaşadığını ve gözsüz birbaşın aydınlık ve nuru gördüğünü gören, iddia eden var mı?

"Hiçbir kimse biz Ehl-i Beyt'le kıyaslanamaz"[9] buyurduğunda, başkabirileriyle farkı olmayan, hatta amelen onlardan daha aşağı görülen,tutulan bir Ehl-i Beyt'ten mi söz ediyordu, Allah'ın hikmet sahibiResulü?

Fahri Kainat Efendimizin şu hadislerini hiçokuduk mu? Okuduysak üzerinde hiç düşündük mü? Düşünüp de hayatımızayansıttık mı?:

"Yıldızlar yer ehlinin boğulmaktan kurtulmagüvencesi olduğu gibi, benim Ehl-i Beyt'im de ümmetimin ihtilaftankorunma güvencesidir. Şu halde Arap'tan herhangi bir topluluk onlarakarşı gelirse, ihtilafa düşüp İblis'in hizbinden olurlar."[10]



"Kimbenim gibi yaşamayı, benim gibi ölmeyi ve Adn cennetinde yerleşmeyiseviyorsa, benden sonra Ali'nin velayetine girsin ve onun veli kıldığıkimseyi veli kabul etsin ve benden sonra imamlara uysun; zira onlarbenim Ehl-i Beyt'imdirler; benim tıynetimden yaratılmış, (ilahi bir)ilim ve idrak nasiplenmişlerdir. Ümmetimden onların üstünlüğünü inkareden, onlarla benim aramdaki yakınlık bağını koparanlara yazıklarolsun; Allah onları benim şefaatime nail etmesin."[11]

Evet okyanustan damla misali verdiğimiz bu ayet ve hadisler üzerindeAllah rızası için biraz düşünelim. Sonra ümmetin geçmişten günümüze deksürüp gelen durumunu bir gözden geçirelim. Acaba ümmet Ehl-i Beyt'i buayet ve hadislerin istediği yere koydu mu? İlim ve irfanı mı onlardanaldı, fıkhını mı, tefsirini mi, hadisini mi, hangisini?!

EbuHureyre'den altı bine yakın hadis nakledenler, Hz. Hasan'dan altmıştanesini nakletmiş midir? İbn-i Ömer'den iki binden fazla hadisnakleden kaynaklar Hz. Hüseyin'den yirmi tanesini nakletmiş midir?Ümm-ül mu'minin Aişe'den iki bini aşkın hadis nakleden hadisçilerimizHz. Fatıma'dan nakledecek kırk hadis bile bulamamışlardır herhalde?Diyelim ki bunlar kendi babalarının ilim ve irfanından gereği gibiistifade edememişlerdir (haşa); ama Resulullah'ın ilim şehrinin kapısıolan,[12] küçük yaştan risalet elinde yetişen, gece gündüz onunyanından ayrılmayan Hz. Ali'den kaç hadis nakletmişlerdir acaba? İlimhikmetin dokuz payına sahip olan ve iki yıl (naklettiklerine göre)Resulullah'tan istifade edebilen Ebu Hureyre'ye nazarankıyaslanamayacak kadar azdır.

İbn-i Mülcem'in Hz. Ali'yevurduğu darbeyi insin ve cinsin ibadetine bedel bilen harici İmran binHattan'dan, valiliği zamanında işlediği cinayetlerle tanınan veÜmeyyeoğulları'ndan aldığı altın keselerine karşılık fabrika gibi hadisüreten Semure bin Cündeb'ten Kerbela'da Emevi ordusun başında Peygamberevlatlarını hunharca katlettiren Ömer bin Sa'd'dan hadis nakledenhadisçilerimiz, neden Ehl-i Beyt imamlarına gelince ihtiyatlıdavranmayı yeğliyorlar?

Neden bugün diğer mezhepimamlarının yanı sıra, Ehl-i Beyt imamlarının, özellikle dört mezhepimamının direk veya dolaylı olarak üstadı sayılan İmam Cafer'i Sadık(a.s)'ın görüşleri de ilmihaller de, fıkıh kitaplarında zikredilmiyor?Bu mu Ehl-i Beyt'in gemisine binmek? Onları bedendeki baş ve baştakigöz mesabesinde görmek?

Belki bazıları, bunlar geçmişteyapılan ve geçmişte kalan bazı hatalardır; bu yüzden bunları tekrargündeme getirmenin ne anlamı var diyebilirler. Fakat aynı hatalar yineyapılıyorsa ne yapmalı? Bu gün sözleri itibar gören bazı sözdearaştırmacı yazarların bunca ayet ve hadislere rağmen: "Bir milletiAli'ye, Fatıma'ya, Hasan ve Hüseyin'ne endekslerseniz, o millete yazıketmiş olursunuz" buyruğuna ne demeli? Acaba kim kendine ve ümmete yazıketmiştir? Kur'ân ve sünnete lebbeyk diyerek, Ehl-i Beyt'i kendilerinerehber ve mihver edinenler mi, yoksa başkaları mı? Geçmiş tarihimizibasiret gözüyle irdeleyen kimseye sorunun cevabını bulmak zor olmasagerek.

Evet bizler, müslümanlar olarak artık bir an evvelbu büyük gafletten uyanıp, Resulullah'ın ümmetine emanet olarakbıraktığı, ama tarih boyunca ümmet arasında hep garip ve meçhul kalanveya bırakılan ve hiçbir zaman hakkıyla tanınmayan bu gizli hazineyi,bu tertemiz ilim ve marifet pınarını ve bizi kesintisiz, katıksız vemutmain bir kanalla Resulullah'ın ilim ve marifet deryasına bağlayan bualtın silsileyi, imkanlar ve kaynaklar elverdiği ölçüde tanımaya vekeşfetmeye ve insanımıza tanıtmaya çalışmalıyız ki böyle bir şeygerçekleşirse, o zaman bir yandan müslümanlar, asırlardır ne kadarbüyük ve önemli bir hazineden mahrum kaldıklarını fark edip geçmişitelafiye çalışırlar; diğer yandan bir grup garez sahibi veya cahilkimseler de bir takım uydurma rivayete dayanarak işi tâ sünneti inkarakadar götüremezler.

Burada yeri gelmişken bazılarıtarafından ortaya atılan bir diğer soruyu da cevaplandırmak istiyoruz.Deniliyor ki: "Evet bu anlattıklarınızda haklı olabilirsiniz;verdiğiniz Kur'ânî ve nebevi referanslara da diyeceğimiz yok. Ancaksorun bununla bitmiyor; zira bugün Ehl-i Beyt'e isnad edilen şeylerindoğru olup olmadığı bizlere meçhuldür. Eğer bunların gerçekten Hz. Ali,Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, İmam Cafer-i Sadık veya Ehl-i Beyt imamlarındanherhangi birisine ait olduğuna kanaât getirirsek, ona uymakta tereddütetmeyiz. Ancak gerçekten onlara ait olup olamadığında şüpheliyiz;onların dillerine de uydurulmuş olabilir.

Evet bu, ilketapta haklı ve yerinde bir itiraz olarak görülebilir, ancak birazdikkat edilirse göreceğiz ki evvela aynı sorun diğer şahsiyetlerhakkında da söz konusudur; örneğin bir İmam Eş'ari'ye, İmamMaturidi'ye, Ebu Hanife'ye vb. şahsiyetlere isnad edilen görüşleringerçekten onlara ait olup olmadığını nereden ve nasıl anlıyorsunuz?Onların doğru olduğuna dair birisine vahiy mi inmiştir yoksa? Bunlarakarşı ne yapıyorsak, onlara karşı da aynısını yapmalıyız; zira bugünelde bulunan kaynaklara müracaat etmekten başka bir çaremiz vealternatifimiz bulunmamaktadır. Elbette kimse, "Önüne çıkana körükörüne sarıl" demiyor. Mutlaka bir takım aklî ve naklî ölçülere,kıstaslara dayanıp hangisinin doğru, hangisinin yanlış, hangisiningüçlü, hangisinin zayıf olduğunu tespit etmeye çalışmalıdır.

Bugün artık Ehl-i Sünnet arasında en muteber kaynaklar olarakbilinen ve hatta sahih adı verilen kaynaklarda dahi (Buhari, Müslim,vb. gibi), bir çok zayıf, yanlış, akıl ve mantık dışı rivayetler, birçok âlim tarafından tespit edilerek apaçık bir şekilde ortayakonmuştur. Kısaca bu tür sudan bahanelerle Ehl-i Beyt'e isnad edilenkaynaklardan ve görüşlerden uzak durmaya çalışan kimse, ancak kendisineyazık eder ve eşi emsali bulunmayan bir ilim, irfan ve nur kaynağınaaçılan kapıyı yüzüne kapatmış olur. Sonra böyle bir tavır içerisinegiren kimse bir anlamda kendisine güvenmiyor demektir.

Ayriyeten şunu da açık bir şekilde söylemeliyiz ki Ehl-i Beyt yolundaolduğunu, onları imam ve önder olarak kabul ettiğini dilde söylemekleiş bitmiyor; gerçek anlamda ve her konuda, hayatın bütün sahalarındaEhl-i Beyt'i örnek alan ve gerçekten Ehl-i Beyt'ce yaşayan bir kimseancak iddiasında sadık olabilir. Bu yüzden bizim Ehl-i Beyt yolunutakip ettiklerini ileri süren Alevi, Bektaşi, Caferi, vb. isimlerikullanan kardeşlerimize de acizane çağrımız, herkesin kendisini ciddibir öz eleştiriye tabi tutması ve ister fikri, isterse ameli olarakEhl-i Beyt'i ne kadar tanıdıklarını, anladıklarını ve yaşadıklarınıgözden geçirmeleridir. Evet, önce Ehl-i Beyt'in nasıl düşündüklerini venasıl yaşadıklarını sahih, senetli ve birinci el kaynaklardan tanımayaçalışmalı, sonra da bizim onlara ne kadar benzeyip benzemediğimizideğerlendirmeğe tabi tutmalıyız.

Kısacası bugün isterSünni, isterse Alevi veya diğer müslüman grupların hepsinin birleşmenoktası olan ve bir anlamda ümmetin yitik ve gizli hazineleri konumunutaşıyan Ehl-i Beyt'i hep birlikte yeniden keşfetmeye, tanımayaçalışmalı ve tarih boyunca yaşayan bu yanlışa son vermeli veResulullah'ın emanetine sahip çıkmalıyız.

Allah-ü Teâlâcümlemizi kendisini, Resul'ünü ve onun Ehl-i Beyt'ini gerçek anlamdaseven ve itaat eden, onların dostlarıyla dost, düşmanlarıyla düşmanolan salih ve saâdetli kullarından eylesin. Amin!

Musa Aydın
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi AşıkıZehra 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
-Neden EHLİBEYT? Makale ve Köşe Yazıları hattaboğlu 7 2931 20 Şubat 2009 23:57
Kainatta İlk Yaratılan Şey! Hz.Muhammed(s.a.v) hattaboğlu 31 12585 20 Şubat 2009 23:47
)*(Benimle evlenirmisin? Şiirler ve Şairler Esma_Nur 7 2439 09 Şubat 2009 23:17
ve durdu yağmur..... Makale ve Köşe Yazıları AşıkıZehra 0 2066 09 Şubat 2009 23:00
.......güle benzer Şiirler ve Şairler _bülbül_ 6 2338 22 Ocak 2009 22:14

Alt 21 Şubat 2009, 00:18   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

Kardeş ehlibeyt'i gündemde tutmamız gerekiyor.
Hadislerde Ehlibeyt'in (a.s) Faziletleri
Ehlibeyt hakkında nakledilen, onların kendilerine has özelliklerini ve hiç kimseyle ortak olmadıkları faziletlerini beyan eden sahih ve mütevatir hadislerin bir benzeri hiç kimse hakkında rivayet edilmemiştir. Onlar, Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih'in hadislerinde net olarak açıklandığı gibi kurtuluş gemileri, hakkın önderleri, doğruluk dilleri, ümmetin güvenceleri, insanların tutunacağı sağlam kulp, dinin direkleri, ilmin kapılarıdır ve...
Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih'in bu özellik ve sıfatları vurgulaması, onun duygusallığından ve şefkatinden kaynaklanan bir şey değildir; o hazret, bu buyruklarıyla kendisinden sonra ümmetin önderliğinin temellerini atmak istiyor; bunu, hadis naslarının zahirinden çok kolay bir şekilde anlamak mümkündür; örneğin: Resul-i Ekrem sallallah'u aleyhi ve âlih'le Ehlibeyt aleyhisselam'ın yakınlığı, Kur'an-ı Kerim'le Ehlibeyt'in yakınlığı, onlara sarılmanın, onların gidişatını izlemenin gerekliliğinin vurgulanışı, onları sevmenin ve onlara sevgi beslemenin önemle tekit edilişi, onların diğerlerinde olmayan seçkin konumlarının beyan edilişi gibi; nitekim bunu Sekaleyn hadisi, Sefine hadisi, Kesâ hadisi, Menzilet hadisi ve diğer hadislerde görmek mümkündür.
Aşağıda, her iki fırka tarafından ittifak edilen bu hadislerden bazılarına değiniyoruz:
1- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih buyuruyor ki: "Ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum; bu ikisine sarılacak olursanız benden sonra asla sapmazsınız. Bunlardan birisi diğerinden daha büyüktür. Onlar, gökten yeryüzüne sarkmış sağlam ip olan Allah'ın Kitab'ı ve İtretim Ehlibeyt'imdir. Bu ikisi -Kevser- havuzunun başında bana ulaşıncaya kadar birbirinden ayrılmazlar; benden sonra bunlara nasıl davranacağınıza bakın."[43]
2- Resul-i Ekrem sallallah'u aleyhi ve âlih buyurmuştur ki: "Sizin aranızda Ehlibeyt'imin misali (konumu) Nuh'un gemisi gibidir; ona binen kurtuldu ve ondan ayrılan ise boğuludu."[44]
3- Yine Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih şöyle buyuruyor: "Yıldızlar, yeryüzündekilere boğulmaktan güvencedir. Ehlibeyt'im de ümmetime ihtilafa düşmekten güvencedir; dolayısıyla, Arap kabilesinden birisi Ehlibeyt'ime muhalefet edecek olursa ihtilafa düşer ve İblis'in partisi olur."[45]
4- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin aleyhimasselam'a hitaben şöyle buyurmuştur: "Ben sizinle savaşanla savaş halindeyim ve sizinle barış içinde olanla barış içerisindeyim."[46]
Başka bir lafızda ise şöyledir: "Ben sizinle savaşanla savaş halindeyim ve sizinle barış içerisinde olanla da barış içersindeyim."[47]
5- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih bir gün Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'le aleyhisselam oturduğu bir sırda buyurmuştur ki: "Allah'ım! Bunlar benim Ehlibeyt'imdir. Allah'ım! Onlarla düşman olana düşman ol; onlarla dost olana dost ol."[48]
6- Resul-i Ekrem sallallah'u aleyhi ve âlih buyurmuştur ki: "Sizin aranızda Ehlibeyt'imin misali İsrail oğullarındaki Hıtta kapısı gibidir; kim o kapıdan içeri girmişse bağışlanmıştır."[49]
7- Yine Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih şöyle buyurmuştur: "Biz Ehlibeytle hiç kimse mukayese edilmez."[50]
8- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih vasiyetinde şöyle buyuruyor: "Ehlibeytim konusunda sizi Allah'a and veriyorum."[51]
9- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âli buyurmuştur ki: "Kim Ehlibeytim konusunda beni korursa, Allah indinde bir ahit almış olur."[52]
10- Resul-i Ekrem sallallah'u aleyhi ve âlih buyuruyor ki: "Kim ecelinin mübarek olmasını ve Allah Teala'nın, bahşettiği şeyle onu faydalandırmasını istiyorsa, benden sonra Ehlibeytime iyi davransın."[53]
11- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih buyurmuştur ki: "Ehlibeytim konusunda bana iyi halef olun."[54]
12- Resulullah sallallah'u aleyhi ve âlih buyuruyor ki: "Ehlibeytimin iyiliğini isteyin; yarın ben onlar hakkında sizinle mühaseme (mücadele) edeceğim; ben kimin hasmı (takibi, davacısı) olursam, ona hüccet getireceğim; kendisine hüccet getirdiğim kimse de cehenneme girecek."[55] İnşaallah bu verdiğimiz kaynaklar ehlibeyti neden gündemde tutmamızı açıklamıştır.ALLAH'a (c.c) emanet olun

[42] - Bkz. Şevahid-ut Tenzil -Hakim Haskanî-, Tefsir-i Hibrî, Hasais-ul Vahy-il Mubin -İbn-i Bitrik-.
[43] - Bu hadis, bu şekilde ve diğer lafızlarla anlamı mütevatir olarak şu kaynaklarda tahriç edilmiştir: Sahih-i Müslim, c.4, 1873/2408 ve c.5, s.663/3786 ve 3788; Müstedrek -Hakim-, c.3, s.148; Müsned-i Ahmed, c.3, s.14, 17, 26, 59 ve c.4, s.371 ve c.5, s.182, 189; Fezail-us Sahabe -Ahbed b. Hanbel-, c.2, s.603/1035; Hasais -Nesaî-, s.21; Mesabih-us Sünne, c.c.4, s.185/4800 ve s.190/4816; Mecma-uz Zevaid, c.c.9, s.163-164; Câmi-us Sağir -Siyutî-, c.1, s.244/1608; es-Savaik-ul Muhrika -İbn-i Hacer-, s.75 ve 89; Hasais-ul Kubra -Siyutî-, c.2, s.266; Tefsir-ud Durr-ul Mensur -Siyutî-, c.2, s.60; Tefsir-ur Razi, c.8, s.163; Hilyet-ul Evliya, c.1, s.355; Sünen-i Beyhaki, c.2, s.146 ve c.7, s.30; Usd-ul Gabe, c.2, s.13; Tarih-u Bağdad, c.8, s.442; Mu'cem-ul Kebir -Taberanî-, c.3, s.201/3052 vs.
[44] - Müstedrek -Hakim-, c.2, s.266, Câmi-us Sağir -Siyutî-, c.2, s.533/8162; Ruh-ul Meani -Alusî-, c.25, s.32; Tefsir-u İbn-i Kesir, c.c, s.123; Tarih-u Beğdad, c.12, s.91, Hilyet-ul Evliya, c.4, s.306; Savaik-ul Muhrika, s.184 ve 234; Mecma-uz Zevaid, c.9, s.168, Zehair-ul Ukba, s.120, Kifayet-ut Talib, s.378, Nur-ul Ebsar, s.104 vs.
[45] - Müstedrek-ul Hakim, c.3, s.149 ve Sahih-u Müstedrek-il Hakim, Hasais-ul Kubra -Siyutî-, c.2, s.266; Fezail-us Sahabe -Ahmed b. Hanbel-, c.3, s.671/1145; es-Savaik-ul Muhrika, s.111 ve 140; Zehair-ul Ukba, s.17; Kenz-ul Ummal, c.12, s.96/34155 ve s.101/34188 ve s.102/34189; Câmi-us Sağir -Siyutî-,c.2, s.680/9313; Mecma-uz Zevaid, c.c.9, s.174; Feyz-ul Kadir, c.6, s.297 vs.
[46] - Sünen-i Tirmizî, c.5, s.699/3870; Müstedrek-ul Hakim, c.3, s.149; Sünen-i İbn-i Mâce, c.1, s.52/145; Müsned-i Ahmed, c.c.2, s.142; Usd-ul Gabe, c.7, s.225; Mecma-uz Zevaid, c.9, s.169; Mesabih-us Sünne, c.4, s.190; Savaik-ul Muhrika, s.187; er-Rıyaz-un Nezire, c.3, s.154; Şevahid-ut Tenzil, c.2, s.27; Menakıb-i Harezmî, s.91; Mu'cem-ul Kebir -Taberani-, c.3, s.30/2619; Kenz-ul Ummal, c.6, s.216; Sünen-i İbn-i Habban, c.7, s.102 vs.
[47] - Müsned-i Ahmed, c.2, s.442; Müstedrek-u Hakim, c.3, s.161; Tarih-u Bağdad, c.7, s.137; Mu'cem-ul Kebir -Taberani-, c.3, s.31/2621; el-Bidayet-u ve'n Nihaye, c.8, s.36; Siret-u A'lam-in Nübelâ, c.2, s.122 ve 125; Tarih-ul İslam, c.3, s.45 vs.
[48] - Tarih-ul Kebir -Buhari-, c.2, s.69-70; Müsned-i Ebi Ye'lâ, c.12, s.383/6951; Mecma-uz Zevaid, c.9, s.166-167 ve demiştir ki: Bunun senedi güzeldir.
[49] - Mu'cem-ul Evset -Taberanî-, c.6, s.147/5870, yine Mucem-us Sağir -Taberanî-,c.2, s.22; Savaik-ul Muhrika -İbn-i Hacer-, s.152; Kifayet-ut Talib, s.378; Mecma-uz Zevaid, c.9, s.168 vs.
[50] - Firdevs-id Deylemî, c.4, s.283/6838; Zehair-ul Ukba, s.17; Kenz-ul Ummal, c.6, s.218; Kunuz-ul Hakaik -Abdurrauf Menavî-, s.153, Beyrut-Dar-u Kutub-il İlmiyye; Feraid-us Simtayn, c.c.1, s.45.
[51] - Mu'cem-ul Kebir, c.5, s.183/5027; Kenz-ul Ummal, c.13, s.640/37619; İhkak-ul Hak -Nurullah Hüseynî Tusterî-, c.9, s.434.
[52] - Zehair-ul Ukba, s.18; Yenabi-ul Mevveddet, c.2, s.114/323; İhkak-ul Hakk, c.9, s.418.
[53] - Kenz-ul Ummal, c.12, s.99/34171.
[54] - Savaik-ul Muhrika, s.150; Mecma-us Sağir, c.1, s.50/302; Mecma-uz Zevaid, c.9, s.163; Yenabi-ul Mecedde, c.1, s.126/62.
[55] - Savaik-ul Muhrika, s.150; Zehair-ul Ukba, s.180.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 00:37   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

Bendeki bu ehlibeyt sevgisi ve aşkı imam humeyniyle başladı ve devam ediyor.Merakımı ilmi araştırmalara dökünce klasik,alışıla geldiğimiz,bir din anlayışı ile karşılaştım ve niye bu kadar çarpıklık olduğunu merak etmemle Öncelikle KURAN'i kerimi tefsir olarak okumaya başladım ve ehlibeyti karşılaştırmalı olarak araştırmaya başladım ve kendimce hakikatleri görüp güncel hayatta insanlarada ne verebildiysem anlatmaya başladım. Türkiyede ehlibeyt vakıfları ve temsilcileri ile telefon görüşmeleri aracılığıyla devam ediyom ama nasip olursa,bire bir görüşme imkanım yakın zamanda olacak misafir ettiğim şahıslar genel itibariyle ehlibeytten ve bu ehlibeyt sevgim her zaman devam edecek taki hak ile batıl bir birinden ayrılana dek.burda olan hiç bir kardeşim de yanlış anlamasın amaç bilgileri paylaşmak.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 13:45   Mesaj No:4
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:hattaboğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 210
Üyelik T.: 20 Eylül 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 131
Konular: 6
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

günümüzde ehli beyt vakfı adıyla faaliyet gösteren kuruluşlar a bakınca ehli beyt sözcüğünün sadece kelimelerle ve sloganlarla sınırlı kaldığını görüyoruz..ehli beyt kerbela ile daraltılmış ve misyon sadece emevi düşmanlığı olarak benimsenmiş görünüyor.
ehli beyt in ibadet anlayışından zerre tezahür bulamıyoruz amellerde! davul zurna eşliğinde anmalar ağlamalar ,hatta bazıları nın meyhanelere meze yaptığı ağıtlar! ön planda ...( hakiki manada seven ve yolundan gitmeye çalışanları tenzih ediyorum)
allah ve rasulu nun ehli beyt i işaret etmelerindeki maksat onların yaşadığı gibi islamı yaşamaktan dolayı olsa gerek,yoksa isim patenti alıp slogan atmak ile ehli beyt sevgisi veyahut ahlakı zamana taşınamaz kanısındayım...
ehli beyt tahir dir,allah tarafından temiz kılınmıştır,rasullah sav in bizlere emaneti dir,kurtuluş reçetemizdir...rasullah ın sevin! diye emrettiği yüce kişilerdir.bunu bu şekilde bilip o nunla amel etmek lazım..değerler ve sevgiler allah için olunca değerli olur..
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 13:52   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

Sözlerinize katılıyorum ama şunuda belirtmek gerekirki.hepsi bir değildir gerçek manada sevenlerle sırf isim olarak kullananları ayırt etmekte bilen için zor değildir. nedense hattaboğlu kardeşime hep cevap yazmak zorunda kalan benim, sorun değil yeterki hakikatleri bir birimize danışıklı olarak bulalım bunada eyvallah derim.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 15:40   Mesaj No:6
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:hattaboğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 210
Üyelik T.: 20 Eylül 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 131
Konular: 6
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

zaten hakiki manada sevenleri tenzih ettim parantez içinde..
---
hiçbir ehli beyt sevgisi sahabe sevgisine alternatif değildir! bununda bilincinde olmak temennisi ile.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 17:19   Mesaj No:7
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:AşıkıZehra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2783
Üyelik T.: 25 Temmuz 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 137
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

Önce şunu söylemek istiyorum yine; bu forumda muhalefet etme amacı dışında Ehlibeyt ile ilgili açılan konulara ilgi 0(sıfır).

Abdülbaki ve Hattaboğlu nun yazdıklarına gelirsek...

-Her toplum içinde doğru ve yanlış yolda olanlar vardır.Sünnilerin içinde nasıl ki namaz niyazdan bihaber yaşayanlara varsa Ehlibeytçilerin içinde de var tabi ki...

-Şahsen ben "Din dersi istemezük yada Cami değil Cemevi isterük" diye gösteri yapanları,"Semah diye kadın-erkek karışık oynayanları" Ehlibeytçi olarak görmüyorum.

-TR de yaşatan Ehlibeytten kastını anlayamadım Abdülbaki?? Açıklarmısın?

-Son olarak Hattaba şunu söylemek istiyorum.
Hiç bir sahabe Ehlibeyt ile kıyas edilemez!Sahabeler Ehlibeyt'e olan sevgilerine göre fazilet alırlar!
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Şubat 2009, 18:16   Mesaj No:8
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:hattaboğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 210
Üyelik T.: 20 Eylül 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 131
Konular: 6
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: -Neden EHLİBEYT?

sahabe ile ehli beyti yarıştıran düşünsün..
maksadımız allah ise araçlar ın hükmü bize fayda etmez....
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Alimlere Neden Öldükten Sonra Saldırılıyor? Nefret Neden? Mihrinaz Alimler(Rh) 0 30 Eylül 2023 13:05
Neden? Nebevi Sevda Makale ve Köşe Yazıları 0 19 Şubat 2021 11:05
Neden? Ömer.asaf Duyurular/Öneriler/Şikayetler 15 04 Kasım 2018 18:37
Unuttuğumuz bir "FARZ" EHLİBEYT SEVGİSİ ! Müb@rek Muhtelif Konular 11 29 Mart 2012 03:10
12. Haftanın Konusu (EHLİBEYT) Yitiksevda Hafta'nın Konusu 6 01 Temmuz 2009 10:13

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.