Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İlitam 3.Sınıf Dersleri > Yeniçağ Felsefesi

Konu Kimliği: Konu Sahibi limansız,Açılış Tarihi:  12 Nisan 2015 (18:20), Konuya Son Cevap : 12 Nisan 2015 (18:21). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 12 Nisan 2015, 18:20   Mesaj No:1
Avatar Otomotik
Durumu:limansız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 49199
Üyelik T.: 12 Nisan 2015
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 11
Konular: 6
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Yeniçağ felsefesi /Genel

Yeniçağ felsefesi /Genel

Yeniçağ felsefesi, İlk ve Ortaçağ’da varılan sonuçların yeni bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Rönesans bu ikisi arasındaki geçiş dönemidir ve yeni bir dünya görüşü sunar.

Rönesans dönemi genel özellikleri:

I- Ortaçağ felsefesi, sınırlarını Hıristiyanlığın çizdiği dinsel bir görünümdeydi. Rönesans da ise düşüncenin her türlü otoriteden kurtarılması, akla ve deneye önem verilmesi ön plana çıkmıştır.

II- Ortaçağ, içe kapalı bir sistemdi ve dili Latinceydi. Ama Yeniçağ’a basamak olan Rönesans, çok tarzların ve yolların olduğu bir dönemdir. Bu dönemde milli diller doğmuştur.

III- Ortaçağ’da felsefeciler, din adamlarıydı. Rönesans’ta ise yazarlar, araştırmacılar v.s. de felsefe yapmışlardır. Ortaçağ filozofu doğrunun bulunmuş olduğuna inanıyordu, Rönesans filozofu ise kendini yeni ilkeler getiren bir dönemin temsilcisi sayar.

IV- Ortaçağ’ın yolu ve düşüncesi birdir. Rönesans’ta ise bu birlik bozulmuştur. Artık doğruya ulaşmak için pek çok yol vardır.

Rönesans’ın yolunu çizen ana akımlar, iradecilik ve isimciliktir. Ortaçağdan sonra artık tümel gerçekler yoktur. Bilginin kaynağının deney olduğu ve doğa üzerinde insanın egemen olması gerektiği savunulmuştur. Bu gibi fikirler Modernizmin doğuşuna temel teşkil eder.

Rönesans kendinden doğmuş bir hareket değildir. Tekelci kilise otoritesinin kırılması, doğudan yapılan çeviriler bu hareketin doğmasına etki etmişlerdir.

Rönesans’ın yeni din anlayışı ise reformisttir. “Hıristiyanlığın öğretileri bozulmuştur ve asıl doğrulara dönülmelidir” fikri Protestanlığı doğurmuştur. Bunun yanında kökleri Stao’ya kadar uzanan doğal din anlayışı yani akıl dini ortaya çıkmıştır.

17.y.y. felsefesinde Descartes, yeni düşüncenin oluşmasında temel teşkil eder:

• Kartezyen felsefenin kurucusudur.

• Matematiği bütün bilimlerin ortaya çıkmasında bir yöntem olarak ortaya koymuştur.

• Yeni matematik ve doğa bilimlerinin kurucuları arasındadır.

• Matematiğin formüllerini geometriye uygulayarak analitik geometriyi de bulmuştur.

Descartes’e göre felsefede yapılacak şey, aritmetikte sağlam bir nokta bulmak ve bu nokta üzerinde yürümektir. Bunun için işe metodolojik bir şüpheyle başlamıştır. Descartes: “şüphe etmek düşünmektir, düşünmek var olmaktır” der ve buradan; “düşünüyorum, o halde varım” sonucuna ulaşır.

Spinoza ise Descartes’in “düşünüyorum öyleyse varım” önermesi gibi tek bir bilgiyi Tanrı öğretisinde çıkış noktası olarak alır ve geri kalan bütün bilgileri tümden gelimli bir yol olan geometrik yöntemle bu temelden türetir.

Lomettrie, Fransız aydınlanması içindeki materyalist akımın önderidir. O’na göre; insanla hayvan arasında yalnızca bir aşamalık ayrım vardır, özce bir ayrılık yoktur.

Leibnich, Yeniçağ alman felsefesinin ilk büyük düşünürüdür. Matematiğin yöntemini felsefeye aktarmak ister. Evrenin sonsuz sayıda monadlardan (cevher) oluştuğunu bunların birbirlerini etkileyemediğini söyler. Monadların en üst sırasında Tanrı vardır, tektir. Tanrı monadların sistemini bir amaca göre düzenlemiştir. Olayların meydana gelişlerinde bu amaçlar rol oynar. Monadlar maddi değildir.

18 y.y. Aydınlanma felsefesi:

Aydınlanma felsefesi, aklı mahkemeye çıkarmıştır ve eleştirel felsefeyi ortaya koymuştur. Bu dönemde insan, din ve geleneklerine bağlı olmaktan kurtulup kendi aklı ve görüşleriyle hayatı aydınlatmaya girişmiştir. Bu, Rönesans’la başlar fakat zirve noktası 18 y.y. dır.

Aydınlanma Felsefesi’nin temel özellikleri, akla duyulan güven ve laik dünya görüşüdür.

John Locke, İngiliz aydınlanma hareketiyle birlikte, Avrupa’daki aydınlatmayı başlatan düşünürdür. Araştırmalarının ağırlık merkezi insandır. Doğuştan düşüncenin olmadığını söyler.

David Hume ise İngiliz emperyalizmini son haline getiren düşünürdür. Bilginin eleştirilmesi bu felsefede doruğa ulaşır. Bilinci, ideler ve izlenimler olarak ikiye ayırır.

Candillac, Fransız aydınlanma felsefesinin başlıca düşüncelerini İngiliz aydınlanma felsefesinden devşirmiştir. Fransız aydınlanma felsefesinin kuramsal temellerini kurmuştur. Dış deneyi bilginin tek, mutlak kaynağı yapmıştır.

İmmanuel Kant öğretisindeki baş özellik, eleştiri felsefesi olmasıdır. Kant, aydınlanmanın bütün yaşama kılavuz yapmak istediği her bilgi alanında başarısına güvendiği aklın başarabildikleri ve başaramadıklarını birbirinden ayırt etmeyi bu bakımdan bir eleme yapmayı amaçlar.

Alman idealizmi felsefesinin son büyük düşünürü Hegel’in felsefesi, Kant’tan sonraki usçuluğun en yüksek doruğudur. Kant, güvenilir bilginin en çok duyarlık ve düşünmenin işbirliği ile sağlanacağını ileri sürmüştü. Hegel ise; “gerçeğin özüne, deneye başvurmadan yalnız düşüncenin sınırları içinde kalınarak varılabilir” der.

Fransız aydınlanmasının asıl önderi Voltaire’dir. İngiliz deneyciliği ile yaradancılığını (deizm), Newton’un yeni doğa anlayışını Avrupa’ya özellikle o taşımıştır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi limansız 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ankara İLİTAM osmanlı türkçesi 1-2 üniteler ANKARA İlitam limansız 0 3452 12 Nisan 2015 18:40
Din Psikolojisi Kitab Özeti Din Psikolojisi limansız 1 3592 12 Nisan 2015 18:30
Temel islam bilimleri/genel İslam Bilimlerinde Yöntem muratbey09 1 2860 12 Nisan 2015 18:27
Yeniçağ felsefesi düşünürleri Yeniçağ Felsefesi limansız 0 4153 12 Nisan 2015 18:23
Yeniçağ felsefesi /Genel Yeniçağ Felsefesi limansız 1 3011 12 Nisan 2015 18:20

Alt 12 Nisan 2015, 18:21   Mesaj No:2
Avatar Otomotik
Durumu:limansız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 49199
Üyelik T.: 12 Nisan 2015
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 11
Konular: 6
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Yeniçağ felsefesi /Genel

Bir toplumun gelişmişlik göstergesi, o toplumun bilgi, sanat, ahlak, politika ve varlığı algı biçiminin nasıl olduğuyla ölçülebilir. Bilgi üretemeyen bir toplumun, diğer toplumlarla aynı düzeyde bir yaşam standardını elde etmesinin mümkün olmadığı gibi, aynı şeklide ahlak ve siyaset konularında ilerleme sağlayamamış bir toplumun, kendi içinde bir harmoni oluşturması da beklenecek bir şey değildir. Öte yandan varlık algısı ise bir taraftan maddeye şekil verme hüneri olarak tanımlanabilecek teknolojinin oluşup oluşmamasını diğer taraftan insanın maddi ve manevi alanla kuracağı bağı belirleyecektir.
Bütün bu alanlarda olacak her tür gelişme ve ilerleme bir plana, programa ve yönteme ihtiyaç duymaktadır. Çünkü asıl olan, doğru bilgi üretmektir. Doğru bilgiye ise yöntemsiz ulaşılamaz. Dünyanın gelişmiş olarak nitelendirilen toplumları, kendi tarihleri içerisinde böyle bir süreçten geçmiş ve bugünkü durumlarına bu şekilde ulaşmışlardır.
İşte Yeniçağ Felsefesi Tarihi, Batı'nın geçirdiği bu süreci ele almakta ve o coğrafyada yetişen filozofların görüşlerini içermektedir. Batı filozofları ilk olarak yukarıda adı geçen alanlarda doğru bilgiye ulaşabilmek için yöntemin ne olması gerektiğini sorgulamış ve bütün alanlarda belli bir yöntem doğrultusunda bilgi üretmeye çalışmışlardır. Bu, doğal olarak birdenbire olmamış, belli bir tarih dilimini kapsamıştır.
Bilgi, üretilip insanların zihnine sunulduğu andan itibaren artık herkesin ortak malıdır, yani evrenseldir. Nerede üretilirse üretilsin her toplum gelişebilmek, ilerleyebilmek için gerekli olan bilgilere ulaşmak zorundadır. Elinizdeki bu çalışmanın hazırlanmasındaki temel amaç, bu anlamda Batı toplumlarının ne tür bir süreçten geçtiklerinin anlaşılmasına ve üretilen bilgilere ulaşılmasına katkı sağlamaktır.
Unutmamak gerekir ki her şey önce zihinde başlar...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Yeniçağ felsefesi düşünürleri limansız Yeniçağ Felsefesi 0 12 Nisan 2015 18:23
YeniÇağ Felsefesi -Sorular- Medine-web Yeniçağ Felsefesi 3 28 Aralık 2013 19:05
Yeniçağ Felsefesi Tüm Haftalar(sakarya ilitam) Medine-web SAKARYA İlitam 13 26 Aralık 2013 13:13
Genel Yetenek-Genel Kültür Deneme Sınavı 5 Medineweb KPSS Genel Kültür 0 14 Eylül 2012 21:28
2010 önlisans genel yetenek genel kültür soruları Medineweb KPSS Genel Kültür 0 01 Temmuz 2012 21:40

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.