Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Ağustos 2007, 13:45   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: 2006 YILINDA BAŞÖRTÜSÜ ve YAPILAN SALDIRILARIN TOPLU DÖKÜMÜ

BAŞÖRTÜSÜ GÜNDEMİ . ŞUBAT 2006 .


1 Şubat 2006

ÖSYM Eziyeti Başlıyor
ÖSYM'nin üniversite sınavına müracaat eden öğrencileri kabinlere sokup fotoğraflarını çektirme işlemi başladı. Başörtülü öğrencilere esir kampına ya da karantinaya sokulan insan muamelesi yapılması zulmün rencide edici boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Şubat 2006

YÖK'ün hayalet fakültesi
28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağının odağında yer alan İlahiyat Fakülteleri'ne baskı yapmak için, fakültelerin kontenjanları sürekli düşürüldü. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Cebeci, kontenjan verilmediği için okulun "hayalet fakülte"ye dönüştüğünü belirterek Yüksek Öğretim Kurumu'nun her yıl verdiği kontenjanı düşürdüğünü kaydetti.

Başörtüsü eylemleri
Sakarya Başörtüsü Platformu 21. eyleminde "Yurtta zulüm, dünyada zulüm; İslami direniş tek çözüm" başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 42 haftadır yaptığı "Başörtüsüne Özgürlük" eylemlerini sürdürdü.

6 Şubat 2006


Yasaklı eğitimde ikinci dönem
2005-2006 öğretim yılının ikinci dönemi için ilköğretim ve ortaöğretim okullarında öğretim bir aylık tatilin ardından açıldı. 13.5 milyon öğrenci ve 575 bin öğretmen, ders başı yaparken; başörtülü öğrenci ve öğretmenlere yönelik yasak da uygulanmaya devam etti.

7 Şubat 2006


Kontenjan sıkıntısı
YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 13 Bin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni açığının bulunmasına rağmen İlahiyat Fakültelerinin kontenjanlarını sürekli düşürmeye devam etti. Diğer bir uygulama ise İlahiyat Fakülteleri'nden mezun olan öğrencilerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atanmasına son verilmesi oldu. Böylece başörtülü öğrencilerin okuma ve çalışma alanlarına yönelik baskılar artırıldı.

8 Şubat 2006

Başörtülü öğretmene görev yok
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlik için başvuran 36 bin 5 adayın, 19 bin 424'ünü kadrolu, 3 bin 154 adayı da sözleşmeli olarak atadı. Müracaatlar sırasında istenen fotoğraflar ve daha sonra görev aşamasında devam eden yasak dolayısıyla, öğretmenlik hakkını kazanmış bir çok başörtülü öğretmen, bu atamalarda da yine görev alamadı.

İmam hatiplilere Açıköğretim yoluyla ÖSS hakkı durduruldu
28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağına ilişkin uygulamalardan bir diğeri ise özellikle İmam-Hatip liselerini hedef alan katsayı engeliydi. Bu engeli aşmak için bir çok İHL öğrenci, mezun ise üç yıl daha okumayı göze alarak ya da son sınıfta açık liseye geçiş yaparak açık öğretim lisesinden diploma alıyordu. Danıştay, "ortaöğretimden ayrılan, mezun olan ve yükseköğretimden ayrılan veya mezun olanlara" Açıköğretim Lisesi'ne geçiş veya kayıt olanağı tanıyan hükmün yürütmesini durdurarak, başörtülü öğrencilerin önüne yeni bir engel daha koydu.

9 Şubat 2006

Danıştay, kamusal alanı sokağa taşıdı
Danıştay, okul dışında da eğitimin "bir biçimde sürdüğünü" savunarak, okulda başı açık görev yapan öğretmenin okul dışında başını örtmesini "öğrencileri olumsuz etkileyeceği" gerekçesiyle "sakıncalı" buldu. Okulda başı açık görev yapan öğretmenin okul dışında başını örtmesini laikliğe ve başörtüsü yasağına aykırı bulan Danıştay; kararda, öğretmenin 'dışarıda da en iyi örnek olması gerektiği' vurgulanarak, başörtülü olmanın öğrencilere "kötü örnek" olduğunu ifade etti.

Özgür-Der'den Danıştay'a sert eleştiri
Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci Danıştay'ın başörtüsü üzerine vermiş olduğu karar üzerine bir basın açıklaması yaptı. Şekerci, açıklamasında "Bu ülkenin egemenleri de batılı rehberlerinin kılavuzluğunda inancımıza ve kimliğimize karşı kesintisiz bir savaş yürütmekteler. Saldırganlığın en açık ifadesi hiç şüphesiz başörtüsü yasağı şeklinde boy vermekte. Halktan aldıkları yetkiye rağmen halkın iradesini siyasete yansıtmaktan korkan kadroların acziyeti nedeniyle ülkede gerçek iktidar odağını oluşturan sivil-asker bürokratik oligarşi giderek saldırganlık dozunu artırmakta. İşte Danıştay 2. Dairesi'nin Ankara'da bir anaokula müdür olarak atanan Aytaç Kılınç adlı öğretmenle ilgili verdiği karar yaşadığımız ülkede inancımızdan dolayı nasıl bir zulüm çemberine alındığımızın somut göstergesi olarak karşımızda duruyor. Söz konusu karar yasağın sokağa taştığının açık belgesi olmuştur. Şimdi sormak gerekiyor: Gerek toplumsal mutabakat safsatalarıyla hala kitleleri oyalayan siyasi kadrolar, gerek bu masallara inanıp hareketsiz, tepkisiz beklemeyi sürdüren kitleler daha neyi bekliyor?"

10 Şubat 2006

YÖK Başkanı Teziç, yasağı evlere soktu
Danıştay, öğretmenin sokakta başörtüsü takamayacağına karar verirken, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç yasağı eve kadar soktu. Teziç, Hürriyet'e yaptığı açıklamada "Yolda yürüyorsunuz. Tesettürlü bir kadınsınız. Polis 'sizi tanımakta güçlük çekiyorum' dediği zaman yüzünüzü açmak zorundasınız. Sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği anda orası kamusallaşır. Evinizde bile olsa..." dedi. Teziç, tesettür olgusunu ise "kadınlıktan utanmak" şeklinde açıklarken, şu ifadelere yer verdi: "Bir yargıç kürsüde başı açık olup, pazara türbanlı gidemez. Bu benim inanç alanım, özgür alanım diyemez. Anayasa Mahkemesi başkanımızı pazarda türbanlı görmek devleti sarsar. Bir öğretmen de okulda başı açık, pazara çıkınca türbanlı olamaz... Çocuk, kadınlığından utanarak türban takan öğretmenini görüp, acaba annem ayıp mı yapıyor, diye sormaya başlar."
İnsan Hakları İzleme Komitesi: Danıştay'ın kararı endişe verici
Danıştay'ın kamusal alanda uygulanan başörtüsü yasağını, sokağı da içine alacak biçimde genişleten kararına İnsan Hakları İzleme Komitesi (HRW) tepki gösterdi. Merkezi New York'ta bulunan komitenin Türkiye sorumlusu Jonathan Sugden, AİHM'in son kararının Türk yetkilileri 'yüreklendirmiş' olabileceğine dikkat çekti. Sugden, "Danıştay'ın AİHM'nin Şahin kararından yüreklenip yüreklenmediğini merak ediyorum. Eğer bu karardan yüreklenmişse bir hata yapılmış. AİHM'ye götürülürse, Mahkeme'nin şu anki muhafazakâr tutumu göz önüne alınsa bile, bir kadının kamusal alanda nasıl görüneceği hakkına haksız ve ayrımcı bir müdahale olarak karar bozulacaktır," diye konuştu.

11 Şubat 2006

Başörtüsü eylemleri
Sakarya Başörtüsü Platformu, 22. eyleminde Danimarka'da yaşanan karikatür krizine tepki gösterirken "Sadece karikatüristleri değil, içimizdeki küstahları da kınayalım" çağrısı yaptı. Özgür-Der ise Danıştay'ın başörtüsü ile ilgili almış aldığı son kararı protesto etmek amacıyla Fatih'te bir gösteri düzenledi. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 43. "Başörtüsüne Özgürlük" eylemini yaparak, yasağı gündeme taşımaya devam etti. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 1. basın açıklamasıyla her Cumartesi başörtüsü yasağına karşı eylem yapacağını duyurdu.

"Komutan kızıyor giremezsin"
Danıştay'ın bir öğretmenin sokakta başörtülü dolaşmasını "kötü örnek" gösterdiği kararda, müdürlük yapması engellendiği gerekçesiyle davacı konumunda olan Aytaç Kılınç'ın, atandığı Gölbaşı Bayrak Garnizonu'nun içindeki okula girmesinin, bizzat Garnizon Komutanı tarafından engellendiği ortaya çıktı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden "Bir daha oraya gitmeyin, Paşa telefon açıyor, size çok kızdı. Paşa 'bir daha bu kapıya gelmesin' diyor," yanıtı alan Kılınç hakkında ayrıca "Paşa istedi" gerekçesiyle soruşturma açılmış ve neticesinde, "devlet memurunun itibarını sarsacak davranış" gerekçesiyle aylıktan kesme cezası verilerek, yöneticilik görevinden alınmış.

14 Şubat 2006

Danıştay'ın tepkilere tepkisi
Danıştay Başkanlığı, "başörtüsünün kötü örnek olduğu" ve yasağı sokağa da taşıyan kararı üzerine yapılan eleştirilerin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Daha yargı sürecinin bitmediğini hatırlatan başkanlık, karar hakkında yapılan açıklamaları "kesinleşmiş yargı kararının irdelenmesi veya eleştirilmesi sınırlarını kat kat aşan, yargıyı siyasi bir rakipmiş gibi algılayan ve adeta yargı ile yürütmeyi karşı karşıya getirmeyi hedefleyen talihsiz açıklamalar" olarak niteledi. Danıştay'ın aba altından sopa gösterme mahiyetindeki tepkisi, başörtüsü yasakçılığının eleştirilmesine dahi tahammül edemediklerini ortaya koydu.

15 Şubat 2006

AİHM yasağa desteğini sürdürdü
İki başvuruyu karara bağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'deki laikliğin "özel önemine" vurgu yaptı ve başörtüsüyle okula girme yasağının insan haklarına aykırı olmadığına hükmetti. AİHM kararlarından ilki, İstanbul'un çeşitli ilçelerindeki İmam-Hatip okullarında okuyan 60 öğrenci ve bu öğrencilerden 34'ünün velilerinden oluşan 94 kişilik bir grubun 2002 yılında yaptığı başvuruyu kapsıyor. Şikayetçiler, başörtüsü yasağının eğitim ve din özgürlüklerine aykırı olduğunu ve ayrımcılık oluşturduğunu savunmuşlardı. Diğer karar ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyesiyken, Rektör Alemdaroğlu tarafından başörtüsü taktığı için görevine son verilen Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş'un başvurusuyla ilgili. AİHM her iki başvuruyu da reddederken, kararlarını büyük ölçüde Leyla Şahin davası kararındaki hükümlere dayandırdı. AİHM, ayrıca memurların inançlarını kamusal alanda ifade etme konusunda ihtiyatlı davranmaları gerektiğini iddia etti.

17 Şubat 2006



"Kötü örnek" kararı DSP'li Bostancıoğlu'nun mirası
Danıştay'ın 'sokakta başörtüsü yasağı' kararının DSP'li Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun mirası olduğu ortaya çıktı. Danıştay, Bakan'ın 2002'deki talebini 4 yıl sonra cevaplandırdı. Okul dışında taktığı başörtüsü nedeniyle müdürlüğü engellenen Aytaç Kılınç hakkında 6. İdare Mahkemesi'nin "müdürlüğünün teslimi" şeklindeki kararına Ankara Valiliğinin "yürütmeyi durdurma" talepli temyiz başvurusunda bulunduğu, Danıştay 5. Dairesi'nin de 2002 yılında yürütmenin durdurulmasını reddettiği ortaya çıktı. Ancak Danıştay'ın bu kararına dönemin DSP'li Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun temyiz talimatı üzerine davaya devam edildi. Aradan geçen 4 yıl boyunca 6. İdare Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın kararı uygulanmadı ve Kılınç'a müdürlük görevi teslim edilmedi.

18 Şubat 2006

Başörtüsü eylemleri
Sakarya Başörtüsü Platformu 23. Basın Açıklamasında Danıştay'ın kararını protesto ederek, direneceklerini duyurdu. İstanbul'da, Fatih Saraçhane parkında sivil toplum örgütleri tarafından organize edilen basın açıklamasında Danıştay'ın despotizmi sokağa taşıyan kararına karşı konuşmalar yapıldı. Ankara'da Yerel ve küresel ölçekte İslami kimliğe yöneltilen saldırılar Abdi İpekçi Parkı'nda İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı'nın düzenlediği ve Haksöz, Genç Birikim, Öğretmen-Sen, Özdev-Sen ve Mekdav gibi kuruluşların da destek verdikleri bir basın açıklaması ile protesto edildi. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 44 haftadır gerçekleştirdiği "Başörtüsüne Özgürlük" eylemine devam ederken, Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 2. başörtüsüne özgürlük eylemini gerçekleştirdi.

YÖK için sorun bitmiş
Yükseköğretim Kurulu Başkan Vekili İsa Eşme Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada AİHM kararının ardından kendileri açısından başörtüsü sorununun tamamen bittiğini söyledi. Eşme, YÖK'ün müdahaleci olduğunu kabul ederken, "laikliğin elden gideceği yolunda bir kaygıları bulunmadığını" söyleyerek, "Ama böyle bir kaygımız yok diye de elimiz kolumuz bağlı duramayız. Laik düşünceyi tehlikeye atabilecek her şeyi kamuoyuna duyurmak durumundayız," dedi.

20 Şubat 2006

Başörtü yasağı protestosuna 3 yıl hapis
Malatya İnönü Üniversitesi'nde 21 Nisan 1999'da uygulamaya koyulan başörtüsü yasağını protesto gösterilerine katılan Medeniyet Gazetesi'nin sahibi Mehmet Keskin, tutuklanarak Malatya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Mehmet Keskin'in, hakkında verilen 3 yıllık hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanması üzerine tekrar tutuklandığı bildirildi.

Avcılar'da Danıştay protestosu
İstanbul Avcılar'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları Avcılar Meydan Parkı'nda Danıştay'ın başörtüsü ile ilgili vermiş olduğu hukuk dışı kararını protesto etmek için bir basın açıklaması yaptılar.


22 Şubat 2006

Teziç'e 'halkı aşağılamaktan' suç duyurusu
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (Mazlum-Der), Danıştay 2. Dairesi'nin Aytaç Kılınç hakkındaki kararına ilişkin beyanlarında başörtülü kadınlara aşağılayan nitelikte ifadeler kullanması nedeniyle YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, "Teziç'in beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dini inançlarının gereğini yerine getiren milyonlarca insan, inancı nedeniyle aşağılanmış ve hakarete uğramıştır," denilerek Teziç hakkında "ayrımcılık, hakaret, halkı aşağılama, kin ve düşmanlığa tahrik, kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçlarından soruşturma yapılması istendi.

24 Şubat 2006

Danıştay yasakta "sınır" tanımadı
Mesai dışında başörtüsü takan bir öğretmenin anaokuluna müdür olmasını sakıncalı bulan Danıştay, Metin Bostancıoğlu döneminde 'eşi başörtülü' diye bir öğretmenin yurtdışına atamasını yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı'nı haklı bularak, yasakçı tavrını sürdürdü. Danıştay 2. Dairesi, yurtdışındaki okullarda görevlendirilmek üzere açılan sınavda Türkiye ikincisi olan Abdullah Yılmaz'ın atamasını, öğretmen eşinin tesettüre uygun giyinmesi sebebiyle yapmayan Bakanlık Değerlendirme Komisyonu'nu haklı buldu. Kararda, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen raporları da esas alındı. MİT raporunda, "Yılmaz'ın aynı okulda görevli öğretmen eşi Ayşe Yılmaz'ın okula perukla gelip gittiği ve günlük hayatında tesettüre uygun bir şekilde giyindiği" belirtiliyordu.

Başörtülülere burs da yok!
Türk Eğitim Vakfı'nın (TEV) burs vereceği öğrencilerde okul dışında da baş örtmeme ya da peruk takmama şartı aradığı ortaya çıktı. Vakfın üniversitelere gönderdiği iki sayfalık Yükseköğrenim Bursları ek Kontenjan Duyurusu'nun seçici komisyon ile vakıf yöneticilerine hitap eden bölümünde bazı özel şartlar dile getirildi. Bu bölümde burs yetkililerinden öğrencilerin okul haricinde nasıl giyindiklerinin (başörtüsü takıp takmadıklarının) araştırılması isteniyor. Öğrencilerden gizlenen bölümde, "Türbanlı, peruklu vb. öğrenciler bursa uygun değildir. Öğrencilerin cemaat yurtları/evleri vb. yerlerde kalıp kalmadığının öğrenilmeye çalışılması rica olunur," denildi.

25 Şubat 2006

Başörtüsü Eylemleri

Sakarya Başörtüsü Platformu, 24. basın açıklamasında, 28 Şubat sürecinin sorumlularını, hükümeti, Danıştay'ı ve TEV'i protesto etti. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu'nun 3. basın açıklamasında, yargının yasal delillerle değil, korkularla, kaygılarla ve istihbarat raporuyla karar verdiği ifade edildi.

27 Şubat 2006


Danıştay'dan despotizme devam
Danıştay tarafından başörtülü girdiği için sınavı iptal edilen öğrencinin savunması reddedildi. Danıştay, Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'na başörtülü olarak katılan ve hakkında tutanak tutulması üzerine ÖSYM tarafından sınav kılavuzunda belirtilen kurallara aykırı olarak sınava girdiği için sınavı geçersiz sayılan öğrencinin "İlahiyatta başörtüsü takmam öğretildi" savunmasını reddetti. Danıştay gerekçesinde, "Türban takmak laikliğe aykırı" dedi.

28 Şubat 2006


28 Şubat ruhu başörtüsü yasağında yaşıyor
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi 28 Şubat darbesinin yıldönümünde, darbeyi ve kurumlarını yaklaşık 150 kişilik bir grubun katılımı ile protesto etti. Ofis AZC Plaza yanında gerçekleştirilen eylemde "YÖK Danıştay El Ele 28 Şubat Ruhu Yaşatılıyor" yazılı bir pankart açıldı. Özgür-Der Diyarbakır şubesi yönetim kurulu üyesi Semra Türkmen Yılmaz tarafından okunan açıklamada, 28 Şubat'ın aradan geçen dokuz yıla karşın Anayasa mahkemesi, Danıştay, YÖK, askeri bürokrasi ve çeteler eliyle etkinliğini sürdürdüğü ve darbecilerin varlıklarını, özellikle başörtüsü yasağı ile göstermeğe çalıştığı ifade edildi.
Alıntı ile Cevapla