Konu Başlıkları: Felak Suresi Tefsiri 20
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2008, 12:08   Mesaj No:1

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Felak Suresi Tefsiri 20

Felak Suresi Tefsiri 20

20/FELAK SURESİ TEFSİRİ



اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

بسم الله الرحمن الرحيم



Ayetlerin meali:



1, 2, 3 ,4, 5:



“Yarattığı şeylerin şerrinden

ve çöktüğü zaman karanlığın şerrinden

ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin şerrinden

ve kıskandığı zaman kıskancın şerrinden Felakın Rabbi’ne sığınırım” de!









Surenin tefsiri:





Sure, adını 1.âyette geçen ‘felak’ sözcüğünden almıştır. 5 âyettir. Mekki veya Medeni oluşu kesin olarak bilinmiyor. Bazı tefsirciler Mekke’de hicretten önce yirminci sırada nazil olduğunu söylerler. Uslup itibariyle de Mekke üslubudur. Felak ve Nass surelerine içeriğinden dolayı “muavvizeteyn/iki sığındırıcı” (koruyucu değil) sureleri denir. Bu iki sure ile ilgili bir çok rivayet sözkonusudur. Bu surelerin dertlere deva, hastalıklara şifa ve sihire, büyüye karşı kalkan olduğu ileri sürülür. Ayrıca büyü ile ilgili Yahudi Lebid b. A’sam’ın kızının Rasülüllah efendimize büyü yaptığı ve Rasülüllah’ı etkilediği anlatılır!



Bundan evvelki Fil suresinin tefsirinde kısaca değindiğimiz gibi artık Mekke müşrikleri Müslümanlara karşı ateş püskürmeye, zulüm ve işkencelerini artırmaya başlamıştı.



Rasülüllah ve müminler kafirler ile safları ayırınca Müslümanlar çeşitli işkencelere maruz bırakıldılar. Tabiri caizse kendilerine uygulanan tecrit/izolasyon nedeniyle kabuğun içindeki çekirdek misali dara ve sıkıntıya düştüler. İşte bu sure o sıkıntılı anların Rabbimiz tarafından bizlere belletilen duasıdır.







De ki:



Felak ve Nass sureleri “De ki!” emriyle başlamaktadır. Böyle başlamasına müfessir Razi üç maddelik bir gerekçe beyan etmiştir. Biz önce o üç gerekçeyi sunalım:

Birincisi: ALLAH Teala, kendisini zatında ve sıfatlasrtında uygun olmayan şeylerden tenzih olmak üzere, İhlas suresinin okunmasını emredince ve bu tenzih, en büyük tatlardan birinci olunca, sanki kul, “Ya Rabbi, bu taat gerçekten çok büyük ve onu hakkıyla yapma hususunda kendime güvenemiyorum” dedi. Bunun üzerine hak teala ona, “felakın Rabbine sığınırım, de. ….”, yani ALLAH’a sığın ve iltica et ki, o seni en güzel bir şekilde bu taata muvaffak kılsın” diye cevap vermiştir.

İkincisi: Kafirler, Peygamberimizdenen, ALLAH’ın nesebini ve sıfatlarını sorunca, sanki Peygamberimiz, “ALLAH’ım, senin hakkında, sana layık olmayan şeyleri söyleme cesaretini gösteren bu cahillerden nasıl kurtulacağım” demiş de, bunun üzerine Rabbimiz, “De ki: “Felakın Rabbine sğınırım.. ….” Yani bana sığın ki seni onların şerlerinden koruyayım” cevabını vermiştir.

Üçüncüsü: Rabbimiz, sanki, “Kim benim evime sığınırsa, ona şeref veririm ve onu güvenlikte kılarım. Çünkü ben, “kim oraya girerse, eman olur” buyurdum. Binaen aleyh sen de bana iltica et ve “Felakın Rabbine sığınırım” de ki seni de emin kılayım” demek istemiştir.

Görüldüğü üzere merhum Râzi bu gerekçeleri Felak suresinin resmi mushaftaki 113. sıra oluşuna ve İhlas suresinden sonra yer alışı üzerine ileri sürmüştür. Halbuki İhlas suresi Nass ve Felak surelerinden sonra inmiştir. Bu nedenle bu gerekçelerin kabulu mümkün görülemez.

Surelerin “Qul/De ki:” ile başlamasının hikmetleri nuzul sırasındaki ortama göre düşünülmelidir. Felak ve Nass sureleri Müslümanların çok az ve maddi açıdan çok zayıf ve yoksul oldukları ve de Mekke yönetimi tarafından işkence gördükleri bir ortamda inmiştir. Fil suresi tefsirinde açıklamıştık ki onları saran korku Fil suresi ile ima yoluyla giderilmişti. Yani Fil vakası anlatılmıştı. Ve buradan Rasülüllah ve Müminlere “Müşrikler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar siz onlardan korkmayınız, biz onları da Ashab-ı fil gibi yapıveririz” mesajı verilmişti. Hatta bu sure sadece Müslümanlara değil karşıtlarına da bir tehdit mesajı içermekteydi. Onlara, “sakın Müminleri az ve zayıf görerek onları yok etmeye çalışmayın sizi de Ashab-ı fil gibi perişan ederiz” mesajı vermekteydi. Kısaca bir çok tehdidin Müslümanlar tarafından bertaraf edilemeyeceği onların ALLAH tarafından bertaraf edileceği öğretilmişti.

İşte bu surelerde “Qul/De ki:” ifadesiyle hangi güçlerin ALLAH’a havale edilmesi gerektiği sayılmaktadır. Müminler bu iki surede beyanı yapılan zarar güçlerinden ALLAH’a sığınmalı onların zararının defetilmesi ALLAH’tan istenmelidir. Bu surelerde yer almayan konularda ise kendi güç ve dirayetlerini göstermelidirler. ALLAH’ı uşakları yerine koymamalıdırlar. Kur’an’daki ALLAH’a sığınma ayetleri hep bu doğrultudadır. Geçmiş peygamberlerin ALLAH’a sığınmaları da bu çerçevede gerçekleşmiştir. Nass suresi tefsirinin sonunda sığınma olayının örneklerini vereceğiz. O ayetlere iyi dikkat ediniz.

Ayette “Euzu/ben sığınırım” diye Birinci tekil şahıs ifadesi Peygamberimizin tüm insanlara öncülüğünden, rehberliğinden dolayıdır. Ki Ümmetin Peygamberlerini izleme ve ona uyma durumları vardır. Bu konuda bir seçki de söz konusudur. Rabbimiz Rasülüllah’a bu doğrultuda “Ben bu karşı konulmaz düşmanlardan ve zararlılardan ALLAH’a sığınıp yoluma devam ediyorum. Bana inanan, ALLAH’a güvenen benimle gelir, korkan geri döner gider” mesajı verdirmektedir.

Müşriklere de “biz sizi ve şu şer güçlerini ALLAH’a havale ediyoruz. ALLAH’ın vereceği ceza bizim size vereceğimiz zarardan daha çok çetindir.” Mesajı vermektedir.





Felakın Rabbi’ne sığınırım,



“Avz” bir başkasına iltica etmek yani sığınmak demektir. Bu kökten türemi,ş olan “eûzu”, yedi; “uztü” sözcüğü iki; “yeızune” sözcüğü bir; maâzALLAH” sözcüğü iki; “festeız” sözcüğü dört yerde geçmektedir. Bunların her birini konusu itibariyle aşağıdaki gruplama içerisinde göreceğiz.

Bu iki surede Rabbimiz nelerin zararından kendisine sığınacağımızı açıklıyor. Diğer bir ifadeyle de bu surelerde zikredilenlerin şerrinden başka şeylerin şerriyle mücadeleyi ise bize bıraktığını beyan ediyor.

Bunlar ile ilgili geniş bilgi surelerin sonunda verilecektir.









Âyeti Celilede yüce Rabbimiz kendisini “Rabb ül- felak” olarak nitelemektedir. Demek oluyor ki Rabbimizin bir sıfatı da “Rabbülfelak”tır.

Rabbimizle ilgili bu özelliği ve Rabbimizin “Rabb-ül felak” oluşunu anlamadan bu sureyi anlamamız ve surenin mesajını almamız mümkün değildir. O nedenle bu terkibi oluşturan “Rabb” ve “felak” sözcüklerini ayrı ayrı açıklayıp sonradan tamlama halindeki manayı vereceğiz.

Rabb: “Terbiye edip eğiten. Yarattıklarını belirli bir programa göre uygun olarak, bir takım hedeflere götüren. Tekamülü programlayıp yöneten” demektir.

Felak: Sözcük anlamı, “yarıp çıkarmak” demektir. Rabbimiz de Falik/Yarıp çıkaran’dır. Bunu En’am suresi 95, 96. âyetler de görüyoruz.

“95- Muhakkak ki ALLAH, taneyi ve çekirdeği yarandır: Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır: İşte ALLAH! Nasıl da yüz çeviriyorsunuz?

96-Tanyerini yarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı zaman ölçüsü kılmıştır. Bu, güçlü olanın, bilenin belirlemesidir.”

Şimdi, “Rabbülfelak” terkibini/tamlamasını anlamaya çalışırsak bu ifade: “Yarılışları belirli bir program çerçevesinde belirli hedeflere götüren, yöneten ALLAH” demek olur.

Âyetten sadece “şafakın rabbi” (tan yerini ağartan) anlamını çıkarıp almak yanlış olur. Âyetten gecenin çatlatılıp içinden sabahın çıkarıldığı anlamı ile birlikte, bitki çekirdeklerinin (tohumlarının) yarılıp toprağa kök salmasından, torağın yarılıp filiz uç vermesinden, hücrenin bölünmesinden tutun da atomun yarılıp nükleer enerjinin çıkarılmasına, ilk çatlamaya (Big Beng) kadar her türlü yarılmanın ALLAH tarafından belirli ölçülerle bir programa uygun olarak, bir takım hedeflere yönelik olarak yapılmakta olduğu anlaşılmalıdır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2249 31 Temmuz 2008 01:53
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader Emekdar Üye 0 2171 31 Temmuz 2008 01:52
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2596 31 Temmuz 2008 01:51
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hacc-Umre-Kurban GÖKCEN_AZRA 1 2847 31 Temmuz 2008 01:49
Bu Mübarek Zat kimdir ?? Hz.Muhammed(s.a.v) Mihrinaz 4 2626 30 Temmuz 2008 23:27