Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Kasım 2012, 00:15   Mesaj No:1

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Festekim Kema Umirte (Emr olunduğun gibi Dosdoğru Ol!)/ Mevlüt Hönül

Festekim Kema Umirte (Emr olunduğun gibi Dosdoğru Ol!)/ Mevlüt Hönül

Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin
(Hucurat -10)

Ayeti kerime’de, fertlerin veya toplumların uyuşmazlıklarda, sorunların da Allah’tan hakkı ile korkma esasına dayanarak ıslah ve barış elçileri olarak arabulucular olmamız emredilmektedir. Ülkemizde, Cumhuriyetin kuruluş süreci ile başlayan Irksal, toplumsal, dinsel sorunlar/ayrışmalar günümüzde binlerin yüreklerini yakan yıkım hareketlerine dönüşmüştür.

Hemen her gün, basın ve yayın organlarında ölen ve öldürülen insan haberleri katliamlar, sömürüler, yıkımlar, acılı anne ve babalar, yetim kalan çocuklar olağan bir şeymiş gibi gösterilmekte ve sinelere kin ve nefret tohumları serpilmekte.

Sadece Ülkemizi ele alacak olursak. Kin, nefret ve ırkçılık tohumlarını eken küfür ideolojileri ile mücadele. Ancak ve ancak Allah’ın emrettiği kardeşlik esasının hayatın her safhasında kendisini göstermesi sonucu başarıya ulaşır. Bunun için bireysel, toplumsal hareket metotları ile hemen herkes bu nifak’ı ortadan kaldırmak için elini taşın altına koyabilmelidir.

Bu yönelme esnasında yan çizmeden "Festekim kema umirte" (emrolunduğun gibi dosdoğru ol!) ifadesi temel ölçü olmalıdır.

Bu hitap, doğrudan Allah Resulü Muhammed’e olmasına rağmen, bütün müminlere de bir çağrıdır. Yapılmak istenen herhangi bir hususun ciddiyetini göstermek amaçlıdır.

Allah resulü Muhammed’in, bu hitab karşısında: "saçlarım ağardı!" dediği naklolunmuştur. Bu denli ağır bir sorumluluk yükleyen ve bir benzeri Şura 15. Ayette geçen ayetler dosdoğru olmayı ve onların hevalarına uymamaya çağrıdır.

Bugün yeryüzünde meydana gelen yıkımların ana sebebi insanların hevalarına uyma hususunda ortaya koydukları ısrarcı, aşırı tavırlarıdır. Allah’tan gelen Vahye kulak asmayan, kendi görüşlerini, zevklerini ön plana çıkaran anlayışlar doğru yoldan saparak insanlar üzerinde felaketlerin oluşmasına sebep olmaktadırlar.

Sen hiç kendi heva ve heveslerini tanrılaştıran (birin)i düşündün mü? İmdi, böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın? Yoksa sen onlardan çoğunun (senin ulaştırdığın mesajı) dinlediklerini ve akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun? Hayır, hayır, hayvanlar gibidir onlar: doğru yoldan hiç mi hiç haberleri yok! (Furkan 43-44)

İnsanların İlahi mesaja karşı kendi heva ve heveslerini tanrılaştırması ve akıllarını kullanmaması karşısında hayvanlar (koyun sürüleri) gibi oldukları, zalim ve haktan yüz çevirdikleri açıkça belirtilmektedir.

Bugün kendilerini (istikbar) büyük görenler. Kendi hayatları ile birlikte mazlumların hayatına da kendi heva ve hevesleri doğrultusunda yön vermektedirler. Dengesiz söylemler ve eylemler ile Adaletten ayrılıp taassuba mahkûm anlayışları ile. Huzur ve barışı önemsiz gören kısır döngüler ve menfaatler peşinde sürüklenen kesimlerden Adaleti sağlama anlayışı beklemek mümkün değildir. Bugün ve geçmiş tarih bu karakterde olanların ikiyüzlülüğüne şahittir.

Heva ve heveslerine uyan yöneticilerin hâkim olduğu toplumlarda suç, fitne, fesat yaygınlaşır insani değerler rağbet görmez, adalet işlemez bir hale dönüşür. Ülkemizde var olan yönetim anlayışı heva ve heveslerini tanrılaştıranların kuru kalabalıkların( demokrasinin) eseridir.

İnsani değerleri kendi nefislerine kabullendiremeyen kişi veya kuruluşların çevrelerine veya yönetimdeki uygulamalarından insani değerleri beklemek ütopyadan başka bir şey değildir. İradesine söz geçiremeyenler başkasının iradesinden söz etme hakkına sahip değillerdir. Allah’a ve vaaz ettiği hakikatlere dil uzatıldığında sessiz kalan lakin kendi nefsine ve menfaatine dil uzatıldığında kavgaya tutuşan kendi heva ve hevesini tanrı edinenlerdir.

Bu tür insanlar kendi görüş ve kararları dışındakileri beğenmiyor ve tanımıyor ise tanrılık iddiasındadırlar. Bu tür insanlar hak, hukuk, özgürlük, fikir hürriyeti, barış ve dostluk kavramını tanımadıkları gibi peşine düştükleri arzularını da kendi istekleri doğrultusunda üstün tutar ve zorla insanlara dayatmaya çalışırlar.

Bu tür lüzumsuz işler ile meşgul olanlardan, lüzumlu işler ile uğraşmasını beklemek abes olur. Müslüman camianın sistemi içerden feth etme yönteminde kullandıkları radikalizm para etmedi, o halde tek parti, önce ekonomi sonra diğer meseleler ile ilgileniriz demeleri. Kendi zanlarınca iyi lanse edilmeye çalışıldı ise de. Gerçekte zulme meyletme, sistemin dişlisi olmaktan başka bir işe yaramadı.

Çünkü heva ve heveslerin hâkim olduğu sistem çarkları içerisine girildikçe sistem içerisinde öğütülmekten kaçınma mümkün değildir.

Allah Resulü Muhammed’e Dar’ün-Nedve’nin başına geçme teklifi getirildiğinde:

"Bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz, yolumdan dönmem" diyerek kedin bir dil ile reddetmesi heva ve hevese kul olmamanın "La ilahe illallah" demenin adı idi.

Allah resulü Muhammed asla ve asla : "Önce şu krallığa bir geçeyim, iktidarımı perçinleyeyim, ekonomiyi, ahlakı vb. düzelteyim. Sonra Tevhidi açıklayayım, insanları doğru yola davet edeyim. Bulunduğum mevkinin imkânlarını da bunun için kullanayım" demedi inandığı yaşadı ve tebliğ etti. Emr olunduğun gibi dosdoğru ol ifadesini hayatının her safhasında gösterdi.

Kemalist ve İnönü rejiminin ortaya çıkarmış olduğu, inkâr siyasetine dayalı kavmiyetçi ulusçu anlayış bugün. Aynı Allah’a, Peygambere ve Kitaba inanan İnsanları adeta birbirine karşı düşmanlaştırmış ve kan akıtmayı birer hedef haline getirmiştir.

Kemalist, rejimin taşeronluğunu yapan milliyetçi unsurlara karşı, bir güç olarak ortaya çıkan yapı zulüm ile mücadele etmesi gerekir iken. Bugün kendi elleri ve silahları ile zulüm işlemekte ve bu zulümlerine de Muhammed ümmetinin yetimleri olan Kürtleri alet edebilmektedirler.

Sözde hakk mücadelesi yaptığını iddia eden yapılanma, kendisine eleştiri yapma hakkını dahi insanlara vermeyecek kadar gaddar bir ideolojik sistem ile hareket etmektedir. Kan ve gözyaşlarının bitmesi adına söylemler ortaya koyan ve silahlı mücadelenin kin ve nefretten başka bir şeye yaramadığını izah edenlere bile, kimse bizim adımıza açıklama yapamaz diyerekten dışlamakta kendi heva ve heveslerini tanrılaştırmaktadır.

Kandan beslenen kesimlerin, burunlarından kıl aldırmayan tavırları, kan dökmeyi, insanları acılara boğmayı, insanlar üzerinde tahakküm kurmayı barış ve huzurun askıya alınmasını tetikleyen en önemli faktördür. Yanı başımızda zalim ideoloji ve anlayışı ile mustazaflara kan kusturan Esada karşı ayaklananlar. Ne yazık ki zulüm ile mücadele edeceklerine zalim ile mücadele etmekte ve kendi haklı mücadelelerine zulüm yaparak leke sürmektedirler.

Ülkemizde var olan sorunu çözmeye yanaşmayanların tavrına binaen çözüm süreçlerini baltalayan yapılanma arasında tek fark vardır biri dağda kendine menfaat sağlarken diğeri şehirde aynı yöntem ile hareket etmektedir. Çünkü her iki kesimin menfaatleri insanların kanının dökülmesinden daha öncelikli anlayış olarak görülmekte ve sunulmaktadır.

Allah sizi, hiçbir şey bilmez halde, analarınızın karınlarından çıkardı, size kendisine şükredesiniz diye işitme duyusu, gözler ve kalpler verdi.
(Nahl-78)

Kemalist ideolojinin Kürtlere yaptığı zulüm sömürü ve benzeri uygulamalara karşı ortaya çıkan. Masum bir örgüt görüntüsü ile kendini kabullendirmeyi başaran ve İnsanlığın evrensel değerlerini kendi değerleri gibi göstererek, zulme uğrayan insanları elde etmeyi başaran ve her türlü desteği uluslar arası emperyalistlerden alan anlayış halktan’da gerektiğinde zorbalık ile gerektiğinde ise eylemler ile destek almıştır.

Lakin her daim rejimi eleştirenler neden ise hiçbir zaman kendi katliamlarını eleştirmeye yanaşmamışlardır. Korku, ölüm tehditleri ve benzeri başa gelebilecek olaylardan ötürü. Suskunluğa mahkûm edilen Mazlum halk ne zamana kadar kendi haklılığını başkalarının maskesi altında savunmaya devam edecek?

Eğitim-eğitim diyerekten meydanları inletenler, okulları yakmaktan da geri durmamakta ve eğitimi baltalayabilmektedirler. Söylem ve eylemlerin birbirine zıt tezahürünü ortaya koyanlar nasıl bir eğitim anlayışı istemektedirler. Yakıp yıktıkları okullarda kimlerin çocukları yetişmekte, zararı kimlere bunu neden hesaplama ya da sorgulama yapmıyoruz. Kürtlerin vicdanı askıya mı alındı? Bu soruları kendim ile birlikte insanım diyenlerin tümüne soruyorum.

Kürt adına ağırlıkta Kürt çocuklarının eğitim aldığı okulları yakmak, köprüleri uçurmak, kepenkleri kapattırmak ne tür bir zihniyet yapısıdır. Kürt adına Kürt çocuklarını cehalete mahkûm etmek, esnaf olarak geçimini temin etmeye çalışanları mağdur etmek, ticari kazancını baltalamak Kürt adına ne tür bir fayda sağlamaktır?

Bu makalede ele aldığım hususlarda Kürt kardeşlerimin eleştirisine maruz kalacağımı çok iyi bilmekteyim. Lakin hakka hakk batıla batıl demek imani vasfımızdandır. Ülkemizde ve yakın komşularında Muhammed ümmetinin yetimlerine yapılan zulümleri, soykırımları şiddet ile çözeceklerini sananlar aldanmaktan ve aldatmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar.

MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Yitiksevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Akılsız Bedenler Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 1 2062 20Haziran 2017 00:11
Kibir hastalığı / mevlüt hönül Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 0 2060 24 Mayıs 2016 16:24
Hainler! – Dokuzlu Çete ve Karakter(siz)leri /... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 1 1825 19 Mayıs 2016 22:06
Çocuk İstismarı ve Ensest – Modern Lût Toplumu /... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 1 1850 19 Mayıs 2016 22:02
Vicdanla Cüzdan Arasında / MEVLÜT HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 0 1777 19 Mayıs 2016 21:59