Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Nisan 2013, 20:55   Mesaj No:1

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Sağlık Bakanlığı baltayı taşa vurmadan sorunu çözebilecek mi?

Sağlık Bakanlığı baltayı taşa vurmadan sorunu çözebilecek mi?

Geçen hafta Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, süt bankası projesini değiştirdiklerini, yeni projenin adının “Sütanne Merkezleri” olacağını duyurdu…


İçimde temkinli bir mutluluk oluştu…

Zira “Nobel Barış Ödülü”ne aday olabilecek bir sosyal değişiklik gücü barındıran “Sütanneliği” projesinin hayata geçiyor olduğunu düşündüm birden… Ülkemiz gibi kavga ve dövüşlerin hiç bitmediği, insanların birbiriyle “kaygılı-güven bağı” kurduğu günümüzde, zaten geleneklerimizde de var olan sütannelik kurumunun yeniden canlanıyor olduğunu hayal edip mutlu oldum birden…

Ama içimde bir de şüphe vardı: Acaba bu “gerçek bir sütanneliği” projesi değil de, sadece bir isim değişikliği miydi?
Aklımdaki sorulara direkt cevap bulabilmek için Sağlık Bakanlığı Basın Müşaviri Murat Kalem’i aradım…
Hoş sohbetten sonra “Nedir bu Sütanne Merkezleri?” diye sordum…

Açıkçası aldığım cevap bende hayal kırıklığı oluşturdu… “Süt Bankası projesi isminden dolayı çok kabul görmedi. O yüzden biz de daha kabul görecek bir isim olan ‘Sütanne Merkezi’ diyerek projenin ismini değiştirdik.” dedi.

Ama yine de dinlemeye devam ettim. Dinledikçe bakanlığın “Süt Bankası” konusunda ne kadar kararlı olduğunu ve fakat kendilerini de yeterince kamuoyuna anlatamadıklarını fark ettim…
Aslında bakanlık bütün çocukları kapsayacak bir anne sütü projesi oluşturma niyetinde değil… En azından şimdilik…

Süt Bankası projesi ile “prematüre” çocuklar hedefleniyor…
Ülkemizde her yıl yaklaşık 3 bin prematüre çocuğun, anneleri tarafından emzirilemediği için yaşamlarını yitirdiğinden bahsetti Murat Bey…
Bu çocuklar yaklaşık 750 gram ağırlığında dünyaya geliyor… Yutma ve emme refleksi olmadığı için anne göğsünü tutamıyorlar…
O yüzden minik bir hortum ile midelerine iniyor ve besin bu hortum vasıtası ile mideye direkt aktarılıyor…
Bu bebeklere hazır mama verildiğinde ise mide kanamaları geçiriyorlar…
İçim burkuldu… Hem yaşama tutunmaya çalışan bebekler için hem de küvez içindeki o bebeğin nefes alış verişini her gün kalbi ile dinleyen anneleri için…

“Peki, bu çocuklar için temin edeceğiniz anne sütlerine nasıl bir emniyet oluşturacaksınız? Süt kardeşliği konusunda kamuoyu hassas.” diye sorduğumda “Çok hassas bir çalışma yapıyoruz. Bir anne sadece bir tek çocuğa süt verecek ve ailelerin birbiriyle tanışmasını sağlayacağız. Ayrıca nüfus kütüklerine bu çocuklar ‘kardeş’ diye kayıt olacak. Kız çocuklara bir kız çocuğu annesinden süt alacağız, erkek çocuklara erkek çocuk emziren anneden süt alacağız. Böylece aynı anne hem erkek hem de kız çocuğuna süt veremeyecek… Kamuoyu bu konuda rahat oluncaya kadar bütün tedbirleri alacağız.”
Böyle anlattı basın müşaviri…
Bu anlatılanlar acaba bir çocuk hekimi açısından ne anlama gelir diye bir de doktor bir arkadaşla görüştüm…
Beni dinledikten sonra tebessüm etti: “Hocam, 32 haftadan önce dünyaya gelen çocuklara zaten biz glikoz, yağ, protein veriyoruz. Burası Afrika ülkesi değil ki bu çocuklar açlıktan ölsün. Prematüre doğan çocukların ölüm sebebi açlık değil, iç organlarının tam işlevsel olmaması. Örneğin, bu bebeklerin birçoğunun akciğerleri tam çalışmıyor. Oksijen takviyesi yapılıyor. Kimi zaman oksijen azlığından, kimi zaman oksijen fazlalığından ölüyor çocuklar. Kolay değil iç organları yeterince çalışmayan bir çocuğun yaşama tutunması için destek vermek… Evet, bu çocuklara anne sütü takviyesi yapılsa bağışıklık sistemleri güçlenir ama prematürelerin ölüm sebebini sadece anne sütü yokluğuna bağlamak doğru değil.”

Ve ilave etti: “Peki ben size bir soru sorayım. Son yıllarda prematüre doğumlarda neden artış var acaba, hiç düşündünüz mü? Çünkü tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmaya bir teşvik var ülkemizde artık… Ve bu yöntemle dünyaya gelen çocukların prematüre doğma riski oldukça yüksek.”
Kafam karıştı…

Sanki Sağlık Bakanlığı bir yandan tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmayı teşvik ediyor, diğer yandan böylesi bebeklerin prematüre doğma riski yüksek… Prematüre çocuk, annesini ememiyor… Annesini ememeyen çocuğa süt temini için çaba harcanıyor… Garip bir kısırdöngü çıkıyor bu denklemden…

Sağlık Bakanlığı Basın Müşaviri’ne “Prematüre dünyaya gelen çocuklar haricindekilere de ‘sütannesi’ projesi düşüyor musunuz?” diye sordum… Bu sorunun cevabı benim için oldukça önemliydi. Zira “süt kardeşliği” ile bir toplumun temeline yayılacak bir barış projesinin adı idi “gerçek süt kardeşliği”…

Aldığım cevap: “Onu da düşündük… Ama bu işi devlet mi yapsın, bir vakıf mı üstlensin tam karar veremediğimiz için öylece kaldı.”

Bir yandan toplumsal bir homurdanma var, diğer yandan bakanlık ısrarlı… Umarım bakanlık baltayı taşa vurmadan bu problemi çözer de herkes rahatlar...

alıntıdır
adem güneş
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6061 14 Temmuz 2015 12:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4084 14 Temmuz 2015 12:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4938 14 Temmuz 2015 12:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2671 14 Temmuz 2015 11:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2370 14 Temmuz 2015 11:03