Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Temmuz 2008, 21:38   Mesaj No:1

medinelii

Medineweb Sadık Üyesi
medinelii - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:medinelii isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1808
Üyelik T.: 11 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:42
Mesaj: 657
Konular: 89
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kişileri mi DEĞİŞTİRELİM? Davranışları mı?

Kişileri mi DEĞİŞTİRELİM? Davranışları mı?

İnsanları suçlayarak bir adım öteye gidemediğimiz gibi, insanların yaşamlarına sadece “aşağılık kompleksi” ekiyoruz.
Hakan Turgut isimli üniversite öğrencisi bir okurumdan gelen yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. “... Bir yazınızda, davranışlara değil de kişilere odaklanırsak hiçbir şey elde edemeyeceğimizi, önemli olanın davranışı değiştirmek olduğunu söylüyorsunuz. Bunu da kişinin kendini değiştiremeyeceğini; ama davranışını değiştirebileceğini söyleyerek destekliyorsunuz. Benim sorum şu: Kişi davranışını değiştirdiğinde, kendisi de değişmiş olmuyor mu? Ya da kişi sahip olduğu kurum kültürü dolayısıyla o hatalı davranışı tekrarlamayacak belki; ama bu, sonuçta onun değiştiğini göstermez mi? Çünkü artık eskisi gibi davranmıyor...” Okurum, bunu üniversite de arkadaşlarıyla geliştirerek tartıştığını söylüyor. Çok şükür Türkiye’de iyi şeyler olduğunu da duyuyoruz.
Harvard Üniversitesi’nin en ünlü hocalarından Chris Argvris, işletmenin aldığı sonuçların büyük ölçüde insanların akıllarındaki algılara ve resimlere bağlı olduğunu iddia ediyor. Bu değerlendirmeyi biraz az buluyor ve işletmelerin aldığı sonuçların fiziki süreçlere zihinsel süreçlerin bir etkileşime bağlı olduğunu düşünüyorum. Bir işletmenin pazarda elde edeceği başarı, kurduğu oyun mimarisine bağlıdır. Pazarı, oyuncuların etkileşimini kavrayan bir oyun teorisiyle algılayan işletmeler, istedikleri sonuçları üretecek fiziki girişimleri de ardından uyguluyorlar. Fiili girişimlerin takip etmediği her fikir atıl kalacaktır. ‘Bütün bunların Hakan Turgut’un mektubuyla ne ilişkisi var?’ diyeceksiniz.
Yeni bir soruya geçelim: Kurum içindeki insanların davranışlarının ve kararlarının referans noktası nedir? Kurumun gelecekteki hedefleridir. Gelecekteki hedefleri başarmak hangi davranışları ve kararları gerektiriyorsa, insanlardan bu davranışlar ve kararlar beklenmektedir. Dolayısıyla bir insanın davranışlarının iyi yada kötü olup olmadığı, kişisel ve keyfi düşüncelere değil, belirli kriterlere göre değerlendirilmelidir. Bu kriterler de, işletmenin pazarda kurduğu oyun mimarisinin içinden seyrelip gelen hedeflerin gerekleriyle oluşmaktadır.
Eğer çalışanlar, bu gereklere uygun davranışlar sergilemiyorsa ne olacaktır? Tipik olarak yapılan değerlendirmelere göre, ortada bir suç varsa, bir de suçlu vardır. Bir insanı hata yapmasından ötürü suçlamak, ne onun bir daha hata yapmasını engeller, ne de daha iyi hissetmesini sağlar. Belki aşırı bir genelleme olacak; ama bunu çok fazla gözlüyorum; toplumumuzda insanları kategorize etme konusunda berbat bir eğilimi var. Bir çocuk, okulda başarısızsa, kolej sınavlarını ya da üniversite sınavını kazanamadığı zaman kendisini aptal hissetmesi için neredeyse her şey yapılır. (Sınavlarda başarılı olmayı engelleyen nedenlerse araştırılmaz. Bunlar çoğu zaman çocuğun dışında nedenlerdir.) Bu çocuklarımızın ve gençlerimizin içinde öyle bir yaradır ki, bunu yıllar sonra bile itiraf edemezler. Fark edilmeyen; ama aslında etken olan bir aşağılık kompleksiyle yaşamaya başlarlar. Bu da onların hayatlarının her yerine, evlilik hayatlarına, iş hayatlarına ve sosyal hayatlarına inanılmaz ve kesit bakış açısıyla anlaşılmayan olumsuzluklar getirir.
İnsanları ister eğitim yaşamlarında, ister iş yaşantılarında davranışlarına yönelik değil de kişiliklerine yönelik eleştirirler, hiçbir sonuç getirmezler. “Bu adamı böyle, bu adam aptal, bu adam beceriksiz.” Dediğiniz zaman kişi kendi benliğini kovup yeni bir benlik mi getirecektir? İnsanlar, ancak suçlayıcı değil, yapıcı bir tavırla önerildiğinde davranışlarını değiştirme imkanına sahip olabilir. Ancak dışarıdan gelen her değişim önerisi, insan için ne olursa olsun bir eleştiridir ve çok az insan eleştirileri yapıcı ya da yıkıcı olsun sevgiyle ve sevinçle kucaklar.
Eskisi gibi davranmayan kişiler değişmiş, hatta bir şey öğrenmiş sayılabilir. Öğrenmenin tanımlarından biri; edinilen bilgi sonucu davranış değişikliğine gitmektir. Belki de okurum haklı olarak daha ince bir ayrım getirilmesini değiştiremez, ama davranışlarını değiştirdiğinde kendisi de değişmiş olur.
Annemin evde arkadaşlarıyla yaptığı günlerde bazen kulak misafiri olduğum tipik bir diyaloğu sizinle paylaşarak yazıma son vermek istiyorum. Kadınlar eşleri için şöyle diyorlar. “30 yıldır uğraştım, şu adamı değiştiremedim.” Tabi ki, adamlar değişmiyor, sadece davranışlar...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi medinelii 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
nişan sohbetimde anlatılan örnek hadıse Serbest Kürsü sevginin_bedeli 20 8967 14 Ekim 2009 14:31
huzzam yayında Serbest Kürsü medinelii 6 2314 12 Ekim 2009 20:59
Ve RABBİM.... Allah(c.c) su damlası 9 2902 10 Şubat 2009 00:47
efsunlu.... Makale ve Köşe Yazıları medinelii 0 1536 08 Şubat 2009 20:51
bu hayata çıplak gözle bakılmaz(mış) Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 1 1814 08 Şubat 2009 20:47