Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ekim 2013, 12:01   Mesaj No:9

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1172
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: ANKARA İLİTAM Din ve Ahlak Felsefesi Özetleri

ÜNİTE 9Klasik ve modern ahlak teorileri
Eski yunanda ahlak anlayışı

Sokrat ve eflatun da ahlak anlayışı
Eski yunan ahlak felsefelerinin başlıca sorunu mutluluktur. Mutluluk insan davranışlarının son gayesi olarak kabul edilmiştir. İnsan hayatının gayesini ‘mutluluk’ olarak gören bu ahlak felsefelerine ‘mutlulukçuluk’ anlamına gelen ‘’eudaemonism’’ denir. Bu ahlak felsefesini esas karakteri, gayeci oluşu ve insan davranışlarını yöneldikleri gayeye göre değerlendirmesidir.
** Tamamen ahlaki meselelerle meşgul olan aristoya göre ilk filozof Sokrates tir. Görevinin insanları fazilet ve bilgelik peşinde yürümeye ikna etmek olduğunu söyleyen Sokrat a göre faziletle bilgi aynı şeydir.
** A.E. Taylor, Sokrates isimli eserinde filozofun ahlak anlayışındaki üç özelliğe aristonun dikkat çektiğini yazmıştır. Aristo’nun dikkat çektiği bu üç madde;
1-fazilet bilgi ile aynı şeydir. Görünüşte farklı gibi görünen faziletler bir tanedir.
2-Ahlaken kötü davranış, bilgisizlikten kaynaklanır.
3-Bu sebepten dolayı bütün yanlış davranışlar istemeyerek yapılır.
** Eflatun un ahlak anlayışı, insanın en yüksek iyiyi elde etmesine yönelmiştir.en yüksek iyi Mutluluktur.Eflatunun ahlak felsefesi eudaemonist karakterlidir.
** Fazilet nasıl bir şeydir; ruhun iç düzeninden, sağlığından ve uyumlu olmasından başka bir şey değildir. bilgelik, cesaret, itidal ve adalet olmak üzere 4 tane fazilet vardır.
Bilgelik aklın faziletidir. Cesaret, korkulacak ve korkulmayacak şeyler arasında aklın hükmüdür. İtidal, kendi kendine hâkim olma demektir. Adalet ile bütünün uyumu kurulur. Adaleti kendinde gerçekleştiren insan, öteki faziletlere de sahip olan en mükemmel insandır.
Eflatuna göre bireyin ve toplumun mutluluğu, birey olarak insanın mutluluğunun, tam olarak, ancak toplum içinde gerçekleşeceğine; toplumun mutluluğunun da, gerçek manada devlette tahakkuk edeceğine inanır. Gaye, bütün devlette elden geldiğince büyük bir mutluluk sağlamaktır.


Aristo nun ahlak teorisi
** Aristonun ahlak felsefesi gayecidir. Aristo için iyi her şeyin yöneldiği şeydir
** Aristo nun ahlak felsefesinde, her fiilin sırf kendisi için aranan bir gayesi vardır. Ve bu nihai gaye, her fiil için aynıdır. Bu sebepten Aristo; a: insan için bu nihai gayenin ne olduğunu, b- bunu araştıracak disiplinin hangi bilim dalı olduğunu ortaya koymaya çalışır. İnsan için bu nihai gayenin ve iyinin ne olduğunu araştıracak bilimin siyaset olduğunu söyleyen Aristo, insan ve devlet için iyinin aynı olduğunu ifade eder. Ahlak felsefesi ona göre siyaset biliminin bir bölümüdür. Aristo, mutluluğun ne olduğunu araştırırken, onun bir hayat tarzı gibi göründüğünü söyler.
** Aristo, hazzın genellikle köleler için gaye olduğunu, şerefin daha çok şereflendirenlere bağlı olduğunu, zenginliğin ise başka şeyleri elde etmeye yaradığını söyler.
** Aristoya göre insan için en yüksek iyinin iki özelliği vardır.
a- kendisi gaye olan bir şey olmalıdır.
b- insanı tatmin etmek konusunda kendi kendine yetmelidir.
** Aristoya göre mutluluk kendisi gaye ve kendine yeter bir şey olarak gözükmektedir.
Mutluluk insanın faziletine uygun faaliyet nasıl olur.
1-eğer sadece insana ait iş, onun akla uygun fiilleri veya akla uygun topyekun bir hayat tarzı ise,
2-mutlu insan bu fiilleri en güzel şekilde icra eden kişi ise,
3- kendisine uygun fazilete göre icra edildiği takdirde bir işin iyi bir şekilde yerine getirildiği kabul edilirse, mutluluk insanın faziletine uygun faaliyet olur.
Aristoya göre iyi; dış iyiler, ruhla ilgili olan iyiler ve bedenle ilgili olan iyiler şeklinde üç e ayırır. Ruhla ilgili olanları en tam iyiler olarak kabul eder. Böylece mutluluk, ruhun faziletine uygun bir faaliyet olur.
** Aristoya göre insan ruhu kaç kısımdır?
1- bir plan yapıp onu yürürlüğe koyan akıl tarafı, 2- akıldan mahrum olan tarafı olmak üzere 2 kısımdır.


** Aristoya göre ruhun akıldan mahrum olan tarafı 2 kısımdır. A- beslenme ve büyüme melekesi ki, bunun insani fazilet ile ilgisi yoktur. B- aklın koyduğu kuralları anlayan ve ona itaat eden meleke ki bu, ruhun arzulayan, istek duyan yanıdır.
** Aristoya göre akıl ve fazilet; akıl; faal(etkin) ve münfail (edilgin) olmak üzere ikiye ayrılır.
fazilet de ikiye ayrılır. 1- düşünce faziletleri bunlar; bilgelik ve doğru hüküm verme gibi aklın faziletleridir. 2- karakter ve ahlak faziletleri. bunlar da cömertlik ve ölçülülük gibi ruhun arzulayan, isteyen kısımlarının faziletleridir. düşünce faziletleri eğitim ile karakter faziletleri de alışkanlıkla elde edilir.
** karakter faziletinin kazanılması bir sanatın kazanılmasına benzer.
** faziletli insanın özelliklerinden birisi de, o kişinin dürüst davranışlarda bulunmaktan haz duyması, diğeri de haz ve elemler arasında nasıl tercih yapacağını bilmesidir.
** karakter fazileti, insanın tecrübelerine ait kendisinde yerleşmiş bir huydur. bu huy, bir kural tarafından tayin edilen bize bağlı orta olanı tercih edip, icra etme huyudur. bu orta, bir aşırılık, öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortasındadır. kendine güven birisini ele aldığımızda bu birisinin aşırılığı atılganlık, eksikliği de korkaklıktır. buradaki orta cesarettir.
** Aristoya göre fazilet nedir? orta olan halidir.
** Aristoya göre ihtiyari fiillerde tercih önemli bir rol oynar. İhtiyari olan ile tercih edilen fiiler, aynı gibi görünüyorsa da aralarında fark vardır. ihtiyari fiiller öbürlerine göre daha şümullüdür. çünkü çocuk ve hayvanlar da da ihtiyari davranış bulunur, oysa bunlarda tercih yoktur. Tercih ancak akıl sahiplerine mahsus tur. faziletli insan, davranışlarında aşırılık ve eksiklikten kaçınan, orta olanı tercih eden insandır.
Aristo mutluluğu nasıl tarif eder; ruhun fazilete uygun bir faaliyeti, birden fazla fazilet olduğu takdirde, en yüksek ve en tam olana uygun faaliyetidir.
Ruhun düşünen, akıl yürüten kısmı 2 farklı varlık türü üzerine fikir yürütür. Bunlar;
1-Değişmeyen ve zorunlu olan ilk prensiplere dayanan gerçekleri kavrar. bu öncesiz, sonrasız ve zorunlu varlıkların kavranması bizde bilginin en tam şeklini oluşturur. en yüksek varlık şekillerini kavrayan bu yetiye ilmi yeti adı verilir.
2- olumsal ve değişebilir şeyler üzerinde fikir yürütür. bu fikir yürütme de enine, boyuna düşünme hesaplama ve karar verme vardır. Olumsal ve değişebilir şeyler üzerinde fikir yürüten yetiye düşünüp taşınıp karar veren yeti adı verilir.
Beşeri bütün faaliyetleri gayesi; hakikate ulaşmak ve doğru davranışta bulunmaktır. Buna bir şeyi imal etmek de dâhildir.
Teorik bilgelik; Aristo ruhun ilmi yetisinin faziletine bu ad verilir. Teorik bilgelik delilleriyle birlikte bir şeyi ispat etme istidadı ile doğrudan doğruya kavranan aklın birliğidir. Teorik bilgelik, tüme varım ve kıyas ile elde edilen bilgi ile, doğrudan doğruya kavranan bilginin bütünüdür.
Ruhun düşünüp karar veren yetisinin faziletleri neden ibarettir?
Doğru bir kural yardımı ile bir şeyden meydana getirme istidadı ile pratik bilgelikten ibarettir. pratik bilgeliğin konusu insan için iyi olan davranışta bulunma istidadıdır. pratik bil bilgelikte basiret önemli, rol oynar.
Basiret nedir;Tercih edilen bir gaye için uygun olan ortayı bulma kabiliyetidir. A.Maclntyre nin ifadesiyle basiret, genel prensiplerin özel durumlara nasıl uygulanacağını bilme kabiliyetidir.
Aristo mutluluk hakkında ne söyler?;mutluluk fazilete uygun bir faaliyet olduğuna göre, onun en yüksek fazilete uygun faaliyet olarak anlaşılması mantıkidir. En yüksek fazilet ise bizdeki en iyi şeyin faziletidir. Bizdeki en iyi şeyin değeri akıldır. Mutluluk aklın faziletine uygun bir faaliyettir.
Nous ; ilahi bir unsurdur. nous insandaki tanrı ve tanrıya en çok benzeyen şeydir.
** Aristo ahlak felsefesini akıl ile temellendirir.
EPİKÜR ÜN AHLAK TEORİSİ
Epikür ün belirgin özelliği;felsefe anlayışının pratik gayelere yönelmiş olmasıdır.
** Epiküre göre felsefe mutlu bir hayat sağlayan faaliyetten ibarettir. Epikür ün anlayışına göre filozof, hasta ruhları iyileştiren kimse, felsefe de bu kimsenin tatbik ettiği ilaç gibidir.
Mutlu bir hayatı gerçekleştirmek için;
2 şart vardır. a- ölüm ve tanrı fikrinin davranışlarımızda hiç bir tesiri olmamalıdır. b- bütün arzularımız kolayca tatmin edilebilir türden arzulara, yani basit bir hayat için gerekli arzulara indirgenmelidir. Epikür insanı tanrı ve ahiret korkusundan kurtarıp ruhunu sükûnete kavuşturmak ister. Tanrının varlığını inkâr etmez fakat ibadeti de gerekli görmez.
Epikür e göre ölüm;duygu ve şuurun kaybolup insanın yok olması demektir. Yok, olmak ise, ileride cezalandırılacağı öbür dünyanın olmayacağı manasına gelir.
Epikür e göre bilge kişi ; hayata ne çok değer veren, ne de onun bitmesinden korkan insandır. sadece uzun hayatı değil en fazla haz veren hayatı tercih etmelidir.
Epikür e göre hazlar; a- tabi, b- hem tabi hem zaruri, c- ne tabi ne de zaruri olmak üzere 3 tanedir. bilge kişi tabi ve zaruri hazları elde etmeye çalışmalıdır.
Bedenin sağlığı ile zihnin asudeliği, mutlu bir hayatın ta kendisidir.
İnsan davranışlarının nihai hedefi ; acı ve korku duygunsundan kurtulmaktır.
** Epikür e göre haz ve mutluluk özdeştir. Haz ruhun huzuru ile bedenin sağlığında aranmalıdır.
Epikür hazda neye itibar eder? hazzın devamlılığına ve akabinde acının gelip gelmeyeceğine itibar eder.
** Haz nihai gayedir derken, cahil ve önyargılı kimselerin iddia ettikleri gibi müsrif insanın hazlarını veya şehevi hazlarını kastetmiyoruz.
** Epikür ün haz anlayışı neye götürür? aşırılığa zevki sefa düşkünlüğüne değil, fakat sade, sakin ve bağımsız bir hayata götürmektedir.
** Epiküre göre fazilet nedir? fazilet; bir ruh sükuneti halidir. Adalet, şeref ve basiret gibi faziletler en fazla hazza vesile olurlar.
** Ahlaki fazileti hazza vesile olan şey diye adlandıran Epikür ün ahlak teorisinde, gerçek bir ahlak yükümlülüğünden söz etmek mümkün değildir. Epikür ün ahlakı, bencil bir ahlak sistemidir. Epikür ahlak sistemine insan davranışlarının nihai hedefi, acı ve korku duygusundan kurtulmaktır. Bunun için insan, bir taraftan tanrı ve ahiret inancını terk ederek ruhunu sukunete erdirecek, diğer taraftan da arzularını basite indirerek bedeni sağlığına kavuşacaktır.


Kelam düşüncesinde ahlak anlayışı


Mu’tezile’nin ahlak anlayışı;
mutezile mezhebinin üzerinde ittifak ettiği 5 esas prensibin ahlak felsefesi açısından en önemlisi? adalet bu prensibe göre insan davranışları üzerinde ilahi bir müdahale söz konusu değildir. insanın fillerini yaratan Allah değil, insanların kendileridir. Fillerini yaratacak güç, insana Allah tarafından verildiğinden dolayı insan, fillerinden ötürü ahlaken sorumlu olur. Bir şeyin Allah ın emir ve yasaklarından dolayı ahlaken vacip olması imkansızdır.
** mutezile bir davranışın ahlaken iyi veya kötü olduğuna karar verirken, o davranışın sağladığı menfaat ile sebep olduğu zararı esas alır, insan aklının, fillerinin doğuracağı menfaat ile zararı ölçebilecek güçte olduğuna inanır. salah’ kavramını menfaat ile eş anlamlı olarak kullanır. Allah ın salahı, yani insanların menfaatine olan şeyi, emretmeye mecburdur.
** vahiy (şer’) akılla sabit olan vazifelere muhalif değil, onları keşfeden olarak kabul edilmiştir.
Mutezile ahlak anlayışında vahiy nasıldır? ya akılla belirlenen temel ahlak kurallarını doğrulayan, ya da aklın karar vermekte yetersiz kaldığı kurallar hususunda, ona açıklayıcı bilgiler veren konumdadır. mutezileye göre ahlak kuraları akıla bilinir vahiyle desteklenir. Eşariye göre vahiyle bilinir.


Eş’ari’nin ahlak anlayışı
Allah ı nasıl tarif eder?;bir yandan her şeye gücü yeten mutlak kudret ve irade sahibi bir varlık olarak tarif edip, öbür yandan ona birtakım zorunluluklar yüklemeyi çelişkili bir tutum olarak görmüştür.
Eşari insan fillerini kaça ayırır? zorunlu ve kazanılmış olarak 2 ye ayırır. Her ikisi de Allah tarafından yaratılmıştır. Zorunlu fiiller tamamen insan gücü dışında meydana gelmiştir. Kendi gücü ve seçimi dışında zorunlu olarak yaptığı bir fiilden dolayı, insanın ahlakken sorumlu tutulması beklenemez. İnsanda yaratılmış bir güç ile meydana gelen kazanılmış fiilerde ise, iki fail bulunur. Bu faillerden birisi, o fiilleri yaratan Allah, diğeride kazanana (kesb eden) insandır.
** Yalan fiili üzerinde düşünürsek o fiili yalan olarak yaratan Allah birinci fail, yalan söyleyen yalancı da 2. faildir, insan, kazanılmış türden bir fiilde bulunmak istediği zaman, Allah o fiili kazanma ve icra etme gücünü insanda yaratır.
** Eşariye göre, iyi, kötü adalet gibi objektif değerler yoktur. Yalan sadece Allah kötü kıldığı için kötüdür. Allah yalanı iyi kılsaydı iyi olurdu.
**Eşari ahlak anlayışında ilahi buyruklarla belirlenen ahlaki değerlerin bilgisi vahiyle elde edilir
** Eşariye göre ahlaki iyi Allah ın emrettiği, kötü ise yasakladığıdır.
ilahi buyruk teorisi ; günümüzde eşari gibi, ahlaki değerlerin ancak vahiyle bilinebileceğini savunan teorilerdir.
** mutezilenin ahlak anlayışı daha çok teolojik karakterde,
eşarinin ahlak anlayışı ise daha ziyade felsefi ve mantıki karakterde bir takım problemlerin doğmasına sebep olmuştur.


Maturidinin ahlak anlayışı
Maturudi ahlaki sorumluluk ve yükümlülüğün temellendirilenimsinde eşariye, ahlaki değeler bahsinde ise mutezileye daha yakın gibi gözükür.
** maturidiye göre bilgi, önce ezeli ve hadis olmak üzere ikiye ayrılır.
** maturidiye göre bilgi edinme yolları ıyan,(duyular), haber,nazar (akıl)
** yaratma yönünden Allah a ait olan beşeri fiillerin insanlara aidiyeti ise kesb yönündendir.
** maturidi eşyayı kaça ayırır?
1- kendine (linefsihi) iyi ve kötü olanlar, 2- sonuçlarına ve ihtiyaca göre iyi veya kötü olanlar olmak üzere iki ye ayrılır.
Adalet ve doğruluğun iyiliği ile zulüm ve yalanın kötülüğü birinci kısma girer. Bunların hiçbir şekilde değişikliğe uğraması mümkün değildir. yani adalet her durumda iyi zulümde her durumda kötüdür. Her iyi olan şey aklen iyi kötü olan da aklen kötüdür. Buna göre adaletin aklen zorunlu, kötülüğü de aklen imkânsızdır. Bozgunculuk yapandan intikam alınmasının hayvanların kurban edilmesinin iyi olması ikinci duruma girer. Buların iyi olmalarında aklen herhangi bir zorunluluk ve imkansızlık söz konusu değildir.
** şeyler, tabiatlarında iyilik, kötülük gibi doğal nitelikler taşımakta, bu niteliklerin eşyaya nisbeti aklen ya zorunlu, ya imkansız ya da mümkün olmaktadır. Bu konuda asıl olanlar imkansızlık(mümteni, zorunluluk (vacip) ve mümkün olmak üzere üçtür. Mümkün olan şey de vahiy başka bir hüküm verebilir.
** maturidinin ahlak anlayışında akıl, iyinin-kötünün, güzelin ve çirkinin kendisiyle kavrandığı bir ölçü (mizan) dür.
** maturidiye göre, en azından, temel ahlaki vazifeleri belirleyen akıldır. Allah, eşyayı cevherlerinde yararlı ve zararlı olmak üzere iki kısımda yaratmaktadır. İnsanların yararına olanları emretmiş zararına olanları da yasaklamıştır. İnsan kendi yarar ve zararına olan şeyleri akılla bilebilir.


Modern dönemde ahlak anlayışı
John stuart mill’n ahlak felsefesi (faydacı ve gayecidir)
** Ahlak felsefi üzerinde düşünen insanların farlı ekollere ayrılmasına yol açan esas ahlaki problemin ne olduğunu mill nasıl savunur.
** Millahlak felsefesi üzerinde yapılan çalışmaları esasta iki ye ayırır .
1-Sezgiciler, ahlakı a apriori ilkeler üzerinde temellendirmişler ve bu ilkelerin kendiliğinden apaçık olduğunu ileri sürmüşlerdir.
2-Ahlaki tecrübi bir disiplin kabul edenler, onun ilkelerinin deney ve gözlemden çıkarılması gerektiğini savunmuşlardır.


Mill in ahlak felsefesi gayecidir.
Epikür hazzı; Epikür gibi mutlulukla hazzı aynileştiren mill, hazzı arzu edilmeye değer yegane gaye olarak görmektedir.
** İnsanlığın hazdan veya acının yokluğundan başka bir şeyi arzu etmemesinin tek delili mill e göre başkalarının gözlemlerinden de istifade eden kendi gözlemlerimiz ve kendi şuurumuzdur.
** Mill haz ve mutluluğun tek gaye olduğunu tecrübe ve gözlem ile doğrular.
**Mill e göre mutluluktan ve mutsuzluktan mutluluktan haz yahut acının yokluğu, mutsuzluk kelimesiyle de acı yahut mutluluğun yokluğu anlaşılır.
** Mill in ahlak teorisinde ahlaki iyi veya kötüyü belirleyen esas kriter fayda veya en büyük mutluluk ilkesidir.
** Mill e göre insana haz veren beşeri davranışların hepsi ahlaken iyi acı verenlerde kötü olmaktadır.Mill de bahsedilen mutluluk herkesin mutluluğudur.
** Mill in ahlak sistemine faydacı ahlak sistemi adı verilir.
** Mill in ahlak felsefesinin temel ilkesi; fayda ya da toplumun en büyük mutluluğu ilkesini, ahlak felsefesinin temel ilkesi olarak kabul eder.
Mill in sisteminde hangi sorular vardır?
Acaba fert toplumun mutluluğunu kendisindekine niçin tercih eder?
Kişi kendi ferdi mutluluğundan toplumunkine nasıl geçer?
Niçin toplumun mutluluğuna katkıda bulunmayalım?
Eğer kendi mutluluğum toplumunkinden başka bir şeylere bağlı ise kendiminkini niçin aramamalıyım?
Bu sorulara cevap olarak da şunları söyler: faydacılık kişiden, kendi ferdi mutluluğu ile başkalarının mutluluğu arasında tarafsız ve iyi niyetli bir seyirci gibi kesinlikle tarafsız kalmasını ister.
** Mill e göre kişi kendi mutluluğundan toplumunkine ruhunda hissettiği subjektif bir duygu olan sempati duygusu ile geçer. kişinin kendi mutluluğunda toplumunkine geçmesinde sempati duygusu yeterli değildir. Sempati duygusundan başka, kanunlar ve sosyal organizasyon her ferdin mutluluğunu genel mutluluk ile ahenkli kılmalıdır. İkinci olarak da, insan karakteri üzerinde büyük tesiri olan eğitim ve kamuoyu, bu duyguyu ferdi mutluluk ile toplumunki arasındaki çözülmez bir ortaklık tesis edecek şekilde geliştirmelidir.
** Mill fayda kavramına eş anlam olarak Toplumun en büyük mutluluğu kullanır.
** Mill e göre mutluluk; Mutluluktan da hazzı ve acının yokluğunu anlamaktadır.
** Mill e göre ruhi hazlar, nitelik bakımından bedeni olanlardan daha üstündürler
** Yüksek değerdeki ruhi hazlar uğruna, insanı acı çekmeye sevk eden birden fazla sebep olsa da mill e göre esas sebep; bütün insanların şu ya da bu şekilde taşıdıkları haysiyet duygusudur.
** Sosyal hayatta insanların çoğu kez daha az değerli şeyler peşinde koşmalarını mill karakter zayıflığı izah eder.
Anthony Quinton un dediği gibi mill in ahlak teorisi iki prensibin terkibinden ibarettir.
1-Davranışları sonuçlarına göre değerlendirme prensibi ki buna göre bir davranışın ahlaken iyilik veya kötülüğü, sonuçlarının iyi veya kötü olmasına göre belirlenir
2- haz prensibidir. Buna göre de kendinde ahlaken iyi olan tek şey haz; bizatihi kötü olan tek şey de acıdır.
**Mill ahlakı nasıl temellendirir?; Epikür ve hume gibi duygu üzerine temellendirir. Hume gibi, insanlığın ahlaki hayatını tecrübi verilerle izah eden mille göre haz duygusu, hem beşeri davranışların yöneldiği yegane gaye, hem de ahlaki iyi ve kötüyü belirleyen temel kriterdir.
** Mill e göre gaye epikürdeki gibi ferdin mutluluğu değil toplumun mutluluğudur. Kişiyi toplumun mutluluğunu gerçekleştirmeye sevk eden amil ruhundaki sempati duygusudur.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla