Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Ağustos 2014, 15:14   Mesaj No:1

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Medineweb İslam Ahlak Esasları 1.2.3.4.5. Ünite (özet)

Medineweb İslam Ahlak Esasları 1.2.3.4.5. Ünite (özet)

1.ünite

İSLAM VE AHLAK

islam=Cenab-ı Hak tarafından gönderilen son Peygamber Hz.Muhammed (sav)tarafından tebliğ ve beyan edilmiş,kıyamete kadar bütün insanlara hitap ederek,inanma ve yaşamada doğru yolu gösteren dinin adıdır.

islam iki kısımdan oluşmaktadır.biri iman diğeri amel/uygulama.

Hz. Peygamber sadece kendisi için veya inziva halinde veya gizli olarak yaşamamış, yaşadığı hayat etrafındaki sayısı yüz binleri bulan insanlar/sahabe tarafından (mümkün olan hayat tarzlarından birisi olarakdeğil), olması gereken ve ideal hayat tarzı olarak kavranmış ve bu kavrayış sebebi ile de insanların hayatlarına örnek teşkil etmiştir (usve hasene = güzel örnek).

Hz.Aişe'nin , Efendimiz(sas) için söylediği ''onun ahlakı Kur'an idi''sözü,Hz Peygamber (sas)in Kur'an Kerim'de bulunan emir ve yasaklara göre hayatını düzenlediğinin en açık delilidir.

İslam dini,her ne kadar akidevi cihedi oldukça vurgulasa da,sonuç olarak amel merkezlidir.

Peygamberlerin her birisi insanlığın önüne yeni varoluş imkanları açmış,onlara bu dünyada doğru yaşamanın ilkelerini ve kurallarını öğretmişoldukları için,bütün insanlığın öğretmenleri ve aynı zamanda her birisi birer güzel ahlak örneği olarak yaşamışlardır.

DİN

Cenab-ı Hak insanı ihtiyaçları ve ihtiyaçları karşılama imkanı ile birlikte yaratmıştır.

İnsanları ve insanların varlığını/varoluşunu sürdürmesinde muhtaç olunan şeyleri temin etme ve kullanmada belirli bir düzenin dikkate alınması ve bu düzenin öğretilmesi, Peygamberlerin vazifesi olmuş; bu vazifeyi ifa eden Peygamberlerin insanlığa öğrettikleri hayat düzenine 'din' denilmiştir.

Hakiki din,Elmalılı Hamdi Yazır'ın dediği gibi ,insanların uydurduğu birbirine muhalif hayali kurgular değil,hakiki mebdei/Yaratıcıyı tanımak,O'nun kanun ve emirlerine uygun davranmayı görev edinmektedir.

dinin klasik tanımı=''akıl sahiplerini hüsn-i ihtiyarları ile bizzat hayırlara sevk eden ilahi vaz'' şeklindedir.

ahlak=irade=hayr

Din kelimesinin kök anlamı da, bir taraftan yakınlaşma ile alakalı iken, diğer taraftan da borç/ihtiyaç ile alakalıdır. Arapça’da “din” kelimesi ile borç anlamındaki “deyn” kelimesinin yazılışı aynıdır. Bu cihetten baktığımızda Arapça’daki din kelimesinin kök anlamı ile ıstılahi anlamı arasında bir irtibat olduğu görülmektedir. Nitekim insan Cenab-ı Hakk’a nelerini “borçlu” olduğunun farkında vardığı zaman, aslında kendisinin Cenab-ı Hakk’a ne kadar yakın veya Cenab-ı Hakk’ın kendisine ne kadar yakın, hatta “en yakın” olduğunun şuuruna varır.

din;
Batı dillerinde karşılığı =''religion''
Latince'de ''religio'', 'bağ'' anlamına gelmektedir.

religion=insanı yaratıcısına bağlayan irtibat ve bu irtibatın farkında olmak,bu irtibatın muhtevası demektir.


AHLAK

ahlak=davranış düzenidir.

ahlâk insan hayatının zorunlu bir boyutu, “mütemmim cüzü” veya “tamamlayıcı parçası”dır

Yüce Allah'ın fiilleri ahlaki değerlendirmenin konusu değildir.

Ahlaki değer ifadeleri insanlar,insan fiilleri ve insan fiillerinin doğrudan veya dolaylı neticelerini nitelemek için kullanılmaktadır.

Alışkanlıklar belirli ilkelere bağlı olarak ve sistematik bir şekilde kazanılmışsa/ öğrenilmişşe, bir aşamadan sonra insanda ''düşünme ihtiyacı hissetmeksizin ''bazı kararları alma, bazı fiilleri gerçekleştirme kabiliyeti olarak insan hayatının, dolayısı ile insanı varoluşun bir parçası olur. buna ''hulk'' yada ''karakter'' diyoruz.diğer bir ifade ile ''ikinci tabiat'' denilmektedir.

İslam toplumunda ahlakı,kuralları üzerinden tanımlayarak,nelerin iyi,nelerin kötü olduğunu ifade eden önemli bir literatür bulunmaktadır.Hadis ve adap kitaplarında olduğu kadar muhtelif menakıb kitapları ve fütüvvetname türü eserlerde gördüğümüz bu iyi ve kötü fiiller kataloğu ,islam ahlakını kuralları üzerinden tanımlayarak,insanlara ahlaklı olmanın bir sıfat olmaktan çok,ahlaki olarak bilinen kurallara muvafık olarak yaşamak olduğu düşüncesinden hareketle hazırlanmıştır.

klasik ahlâk eserlerinde üç sorun ele alınmıştır:

1) Her şeyden önce ahlaki davranışın kuralları zikredilmiştir.

2) Bu kuralların nasıl uygulanacağı, yaşanmış örnekler üzerinden gösterilmiştir.

3) Ahlaki eğitimin amacı, ahlaklı davranmayı bir meleke haline getirmek olarak kabul edilerek, ahlak eserlerini bu amacın nasıl gerçekleştirileceği meselesini de dikkate alan kitaplar olarak hazırlamışlardır.


din ve ahlak ilişkisi

''din samimiyettir'',ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim'' ve ''sen yüksek bir ahlak üzerinesin''ifadeleri ,din ile ahlak arasındaki derin irtibatı ifade etmek için yeterlidir.

iki ahlak anlayışı=

1)Faziletlerin kazanışması ve faziletli olma olarak ahlak

2)Kurallı yaşama ve kurallara uygun davranma olarak ahlak


islam tarihinde bu iki anlamı ile de ahlak bahis mevzuu edilmiştir.

birinci manası ile önce sufilerin ''zühd'' adı verilen hayatında ameli bir şekilde ''dile'' gelmiş ve daha sonra da felsefi ahlak içerisinde nazari olarak temellendirilmiştir.

ikinci manası ile ahlak;bir taraftan muhaddisler ,diğer taraftan da fukahanın ilgi alanına girmiş;muhaddisler daha çok ayet ve hadisler üzerinden ahlaki hayatın kurallarını dile getirirken,fukaha bununla ilgili sorunları özellikle fıkıh usulü eserlerinde ve kelam alimleri de kelam ve akaid kitaplarının muhtelif bölümlerinde nazari olarak ele almış ve ahlaki iyi ve kötünün semantik ve mantıki tahlilini yapmışlardır.


Dini Hayatın Ahlâki, Ahlâki Hayatın Dini Boyutu

İslâm, iman ve ameldir.


Sahih imana“hakk” denilirken, salih amele de “hayr” denilmektedir.

İslâm “hakkı” kabul etmek ve “hayrı” tahakkuk ettirmeye yönelmek ve gerçekleştirmektir.

din, “akıl sahiplerini hüsn-i ihtiyarları ile bizzat hayırlara sevk eden ilahi vaz”ı ifade etmekteydi.


Tam klasik ifadesi ile “din, zevi’l-ukûlü hüsn-ihtiyarları ile bizzat hayırlara sevk eden vaz-ı ilâhîdir”. Bu tanımda bulunan unsurlar “zevi’l-ukûl”, “hüsn-i ihtiyar”, “bizzat hayır”, “sevk eden” ve nihayet “vaz-ı ilâhî”dir.


Bunların her birisi İslâm dini dikkate alınarak tespit edilmiş unsurlardır.

Din öncelikli olarak “zevi’l-ukûl”e yani “akıl sahipleri”ne yöneliktir.İhtiyâr hayrı, iyiyi, varlığa yakın olanı tercihe yatkınlık anlamına gelmektedir.


Bizzat hayır” tabiri, insanın irtibat halinde varlığını sürdürdüğü aslı ifade eder. Bu asıl, varlıktır; varlık ise, nihai olarak Cenab-ı Hakk’ın tekvini(yaratması) anlamına gelir. Varlık, mahlukat demektir ve bizzat hayır,varlıklarla onların varlığını teyid ederek geliştiren demektir

“Sevk eden” tabiri, zorlamadan yönlendiren demektir ki, günümüzün bilim dilinde “motif” olarak ifade edilebilir.

Vaz-ı İlahi” tabiri de, dinin tabii olmayıp, Cenab-ı Hakk’ın tayin ettiği,insanlığa öğrettiği bir hayat düzeni olduğunu ifade eder.



Ahlâk, Ahlâk İlmi ve Ahlâk Felsefesi


Ahlâk kelimesi esas itibariyle bir şahsın hayatında etkin olan veya birtoplumda genel kabul görmüş davranış düzenini ifade eder.

Ahlâk kelimesi bunun yanında, bir şahsın veya toplumun hayatında etkin olan davranış düzeninin dile getirilmesi ve tasviri için kullanılır. Bu tasvir tamamen empirik ve başka alanlarla bu düzen arasında muhtemel illiyet/kozal (nedensel) ilişkileri konu etmek amacıyla yapılırsa, o zaman -duruma göreahlâkpsikolojisi ve ahlâk sosyolojisi adını alır. Ama bu düzende genel geçer olanlar bunların hilafına gerçekleşenler ile birlikte zikredilerek, olmasıgereken dile getirilirse, o zaman buna ahlâk ilmi denir.


Ahlâk bütün bunların ötesinde, bir taraftan birinci seviyedeki haliyle ahlâkiliğin “varlığını”, diğer taraftan da ahlâki terim ve kavramlar ile ahlâki önermelerin anlamı ve birbiri ile irtibatını, bunların nasıl temellendirildiğini söz konusu eder ki, buna da “ahlâk felsefesi” denilir.


Davranış düzenini fertlerin iç dünyasını dikkate alarak -ve özellikle de insanların biyolojik gelişimini takip ederek ele almaya,- ahlâk psikolojisi; bu düzenin toplum tarafından benimsenmiş olması cihetiyle fert üzerindeki tesirini ele almaya ahlâk sosyolojisi, bu düzenin ilkelerinin neler olduğu ve bunlar arasında da bir düzenin olup olmadığını; varsa bunun keyfiyetini ele almaya da ahlâk felsefesi denilmektedir.


ahlâk ilminin vazifesi, genel ahlâk ilkeleri ve kurallarını sistematik ve anlaşılır bir şekilde ortaya koyarak, bunların yeni yetişen nesillere öğretilmesini kolaylaştırmaktır.


Ahlâk ve Edeb

Bir ibadeti veya fiili yaparken estetik zevk tarafını da dikkate almaya, o fiili “âdâbıyla yapmak” denir.


Bir işi yapmak önemli olmakla birlikte, edebine/adabına uygun bir şekilde Bir işi yapmak önemli olmakla birlikte,edebine/adabına uygun bir şekilde yapmakta önem arz etmektedir. Bu cihet, klasik İslâm kültüründe, kullanılan hüsün” veya “hasen” teriminde de açığa çıkmaktadır. Nitekim “hasenkelimesi hem ahlâki “iyi”yi, hem de estetik anlamda“güzel”i ifade etmektedir. Bir fiilin “hasen” olması, ahlâk kurallarına uygun olduğu gibi, edebe de uygun olması, yani âdâbınca yerine getirilmesi, kısaca o fiili gerçekleştirenin estetik kaygıları da dikkate alması anlamına gelmektedir.



EyMeN&TaLhA


Bu hizmet [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6051 14 Temmuz 2015 12:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4078 14 Temmuz 2015 12:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4936 14 Temmuz 2015 12:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2669 14 Temmuz 2015 11:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2366 14 Temmuz 2015 11:03