Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Kasım 2014, 12:58   Mesaj No:2

ali70

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:ali70 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 36490
Üyelik T.: 14 Aralık 2013
Arkadaşları:17
Cinsiyet:
Memleket:karaman
Mesaj: 812
Konular: 38
Beğenildi:236
Beğendi:586
Takdirleri:449
Takdir Et:
Standart Cevap: Öğrenme zihinsel bir faaliyet midir?

Şimdiye kadarki öğrendiklerime dayanarak konu hakkında bildiklerimi paylaşmak isterim.

Ve Adem'e bütün isimleri öğretti, sonra eşyayı meleklere gösterdi. 'Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin' dedi. (Bakara Suresi 31)


Bu ayete göre şunu söyleyebiliriz. İnsanın bedenine tüm isimler/esmalar yüklenmiştir. Bu sadece insana mahsus özel bir güç veya özel bir torpildir. Ama bu kadar özel bir torpilin de elbette sorumluluğu yüksektir. Çünkü bu sorumluluk sayesinde insan Allahın halifesi konumundadır. Sorumluluk yüksek olunca da ödül(cennet) de büyük oluyor, ceza(cehennem) de büyük oluyor.

Neyse lafı fazla uzatmadan konuya dönelim.
İnsan bedenine tüm isimler/esmalar yüklüdür. Allah bu nimeti her kuluna vermiş. Yalnız;
Doğumdan, anne karnındaki beslenmeden, anne, baba ve ataların işlemiş oldukları yüzünden, DNA ve ve benzeri sebeplerden dolayı bazı insanlar potansiyel olarak avantajlı konumda dünyaya geliyor. İşte bu avantajı iyi değerlendirenler çok zeki olarak adlandırılıyor.
Zeki olmayanların ise dezavantajlarını kapatmaları için biraz daha fazla gayret göstermeleri ve çok çalışmaları gerekiyor.
Bir söz vardır:
Yüksek yerlerde kuşa da yılana da rastlayabilirsiniz. Ama biri uçarak, diğeri sürünerek çıkmıştır. Ama yine de çıkmıştır.
Aradaki zeka farkını her insan kapatabilir. Çünkü bütün bilgiler Allah tarafından her insana bahş edilmiş.

Bizler bilgileri öğrenmeyiz. Sadece hatırlarız. Ya da bir başka deyişle, Allahın bedenimize yüklediği bilgileri ortaya çıkarırız.
Bazıları pes ederler ve çalışmazlar. Pes ettiğimiz anda bu bilgilerden vazgeçmiş sayılırız. Kimisi bir defada anlar, kimisi 3 defada, kimisi 41 defada... Ama mutlaka anlar.

Bilginin hatırlanması, ruha kaydedilmesi anlamına gelir. Bütün yaşadıklarımızı, duyduklarımızı, gördüklerimizi, öğrendiklerimizi beyin değil ruh algılar. Ama ruh bütün bunları bedenimiz aracılığıyla gerçekleştirir. Çünkü beden ruhun bineğidir. Ruh ölene kadar bütün bu bilgileri kullanır. Bizim tüm yaşadıklarımız, bedenimiz aracılığıyla ruhumuza kayıt edilir. Burada ruh bir CD, kaset, disket, flash bellek gibi bir iş görür. Yani tüm yaşadıklarımız beden vasıtasıyla ruha kayıt edilir.

Beden/beyin tüm olayları fiil ile ortaya çıkarmak zorundadır. Fiil olmadığı zaman ruha hiç bir şey kayıt olmaz. Onun için bir insanın ömründe bir kez bile olsa Kur'anı Kerimi okuması, hatmetmesi önerilir. Kur'anın ölmeden önce mutlaka ruha kayır edilmesi insan için çok önemlidir. Çünkü ölüm ile ruh bedenden ayrıldıktan sonra ilim öğrenme de bitmiş olur. Cennette ilim öğrenme yoktur. Buradan ne götürdüyseniz o... Cennette ilim öğrenmek yok. Gezer tozar yer içersiniz. Ama ilim... El alim ismi ile boyanmak için ilim şarttır. Ama faydasız ilimden de sakınmak gerekir. Çünkü faydasız ilim, dünya hayatında ahiret azığı için tembel tembel yatmaktan başka bir şey değildir.

Ben anlamıyorum, ben öğrenemiyorum diyenler için tekrar söyleyim. Öğrenmeye çalıştığınız bilgi sizin beyninize monte edilmiştir. Yani o bilgi sizde zaten var. Allah söylüyor size... ''Ben size tüm isimleri verdim diyor. Kullanın diyor. Kur'anda ara sıra hatırlatmalar yapıyor, ''Hiç de mi düşünmezsiniz'' diyor. Hatırlayın arkadaşlar. Bilgi öğrendik deriz ama işin aslı bize verileni hatırlamaktan ibarettir. Eğer öğrendik dediklerimiz bizim beyin harddiskimize yüklenmemiş olsaydı, ne yaparsak yapalım o bilgileri asla öğrenemezdik.



Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz.
Alıntı ile Cevapla