Konu Başlıkları: Zamanın Durduğu O Zaman
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ocak 2023, 21:01   Mesaj No:1

Emine KOCAMAN

Medineweb Yazarı
Emine KOCAMAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emine KOCAMAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 62286
Üyelik T.: 01 Mayıs 2021
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 10
Konular: 9
Beğenildi:38
Beğendi:4
Takdirleri:1024
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Zamanın Durduğu O Zaman

Zamanın Durduğu O Zaman





Soğuk yoğun bakım odası...
Cihazlara bağlı kendinden habersiz, durumu kritik bir dolu hasta...
Tek ses hemşireler tarafından açılıp kapanan kapı ve insanın sinirlerini bozan cihaz sesleri..
Gözleri kamaştıran florasan ışıkları...
Ve geri sayıma başlayan kolumdaki saatin tik tak'ı....
Ve onunla geçirdiğim son 8 saat...
Ve sabah saat 4............

Zamanın benim için donduğu an.....

Hızlı bir şekilde ilerleyen hastalığın ardından 2 ayını birlikte geçirdiğim, hiçbir zorunluluğum olmamasına rağmen bakımı, hastane, ev, şevkatle taşı, gezdir her işleriyle gönüllü ilgilendiğim sevdiğim ve saydığım babamın (kp); son anında ellerini tuttum, ayaklarını tuttum ılıktı. Seslendim cevap vermedi. Ben hayatımda ilk defa birinin ölümüne şahitlik ettim. Ardından " Senin baban değildi sen neden bu kadar üzüldünki" denilerek duygu dünyamın başıma yıkılması ile, ne hissettiğimle alakadar olunmayınca kâğıda kaleme sarıldım..

Aradan geçen 4 aya rağmen ben mekanı o yoğun bakım odasında, zamanı 4.00 da bıraktım. Bu yazı öyle bir iç ifademdir. Vaktinizi almak istemem, okumak sizin tasarrufunuz Dinlediğiniz için sevinir bu aciz
......

Doktorun "Her şeye hazırlıklı olun" açıklamasıyla zemin ayağimızın altından çekilmiş, zamanın tiktakları duyulur olmuştu sanki. Doktor ne bilsin! tmm cihazlara bağlandı, oksijen maskesi var ama yani bu şekilde yıllarca yatağa bağlı yaşayan hasta var. Ne var yani babamda çıkabilir pekala. Hem benimle konuştu da. Çıkarız biz burdan Allah'ın izniyle...O gece ben kalmak istedim yanında..

Doktora için için kızsamda, Aklım mı kalbim mi böyle düşünüyor kestirmesemde birinden biri ölebilme ihtimaline çok ikna olmalı ki babama sık sık sureler, dualar okuma-tekrarlama konusunda çok gayretliydi. Ben okuyorum o tekrarliyor, 2 ay boyunca psikolojik olarak rahatlamak için okuduk. "Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır" en cok sevdiği kısımdı. Adı gibi bildiği sureleri, üstüne titrediği namazları unutmuştu. Ezberler yapıyorduk.Onun istedigi kadar.. Kimbilir belki de anlamlarını ilk kez bu kadar içselleştiriyordu. Aklı sık sık gidip geldiğinden kendi okuduklarına güvenmiyor, güvendiği kişinin diliyle dosdoğru okuyup tekrar yapmak istiyordu. Talim yapıyorduk. Onu beklemediğim yerlerde "dur acele etme" diyordu. Acelemiz vardı halbuki...Ne kadar çok okursak o kadar iyi olur be baba...

Evden sonra yoğun bakimda geçen 3 gün ve son saatler.. Okuyoruz sadece. Okurken okurken yarım saatlik uykuya dalış, sonra yine inşirah, amenerrasulü, huvallahüllezi, hasbiyallahu.. "Oku! Sen okudukça rahatlıyorum"


Sakinleş baba. Nefes al ver baba. Burnundan al ağzından ver baba. "Bana nefes aldır " oksijen masken var ama tmm burnundan al nefes ver baba..Al nefes ver..2 ay boyunca bunun egzersizini yapmıştık. Zorlandığı yerde becerrmezdi bana nefes aldır derdi ...

Yoğun bakımda yakınlarını kaybedenlerin acısı hiç dinmez. Hastayı oraya yalnız bırakmış olmak, bir daha haber alamadan ölüm haberini almış olmanın ne demek olduğunu babamla bunları yaparken anladım. Hastanı kuranla, helalleşerek yolcu etmek yoğun bakımda yalnız bırakmamak geride kalanları vicdanen ferahlatan, hayata döndüren bir duygu...

Cihaz sesleri, odaya girip çıkan, sürekli ilaçlar ekleyen cihazları kontrol eden hemşire, canlı florasan ışıklar, yorgunluk, üzüntü ve buz gibi odaya rağmen uyku gözlerinin üzerine ağırlık olarak oturuyor. Genel yoģun bakım odasına camekanla bölünmüş tek kişilik yoğun bakım odasındayız. Aspire cihazının sesi. Zaptetmekte zorlandığımız kolları bağlı son saatlere giren hastam..

Gözüm cihazlarda..Uyku nerede zaten 2 aydır bilmediğimiz birşey o yüzden aramiyoruz.
Hastalığıyla beraber türlü ruh hallerine girmişti. Sakinleştiriciler hiçbir işe yaramıyordu. Kanser bütün hormonlarını etkiliyordu. Garip olan bizimle iletişimi birden tamamen kesmesiydi. İlginç şekilde kendini sürekli ölüme hazırlıyordu. Nasıl zor öleceğini düşünüyorsa sürekli kaşları çatık, sevimsiz, kimseyi istemeyen, konuşmaz birine dönüştü. Bazen yatağa uzanıp kendine telkin verirdi. "Öldümmü beni yıkamak için mi burdasıniz?" Babam zaten zihnen öldürmüştü kendini. Bizimle arasına perde çekmişti. Ne yaptığı ne yapmadığı ile hiç ilgilenmiyordu. Ölüm korkusuyla uyumuyordu.

Son perde 3 günlük yoğun bakım odası oldu..

Babam cihazlarla uykuda.. ben son saatlerinden gafil, gözüm bir aşağı bir yukarı dengesi ve sesi bozulmaya başlayan cihazlarda...Hemşire koşturuyor, sık sık haber alıyor, tansiyon kalp ritmi düşebilir panik olma diyor.. Ben ne oluyor? Adam nefes alıp veriyor bu neyin telaşı diyerek saftrik izlemede. Cihaz bozukmu diye sormaktan da geri kalmadım. Adam gidiyor adam! bi ayilsan mı? Bu neyin sarhoşluğu neyin şuursuzluğu idi ben bilemedim.. Derken Cihazlar sırayla seslerini aynı tona aldılar...

Kalp/ Dıııııııt
Tansiyon/ Dıııııt

Hemşire babama sesleniyor. Bende aynı şekilde derin nefes alıp veren babama sesleniyorum. "Baba baba aç gözlerini uyan baba"

Ellerini tuttum hareketsiz ama ılık. Ayaklarını tuttum ılık. Ölse böyle olmaz herhalde...Allahım öldü mü yoksa? Yok canım bu kadar kolay ölünür mü? Biz öldük öldük dirildik 2 ay böyle kolay ölünmezki!!!

Ve son 3 saatte saçmalayan, 115 lerden 70lere ordan 90 a inip çıkan cihaz bana cevap verdi...

Nabız/ 30-15 ve Dıııııttttt

Doktor bey!Doktor Bey! Lütfen dışarda bekleyin hanimefendi...

Ve saat 4.00
...........................

Saatimin tik takı tek duyduğum ses...Kafamda babamın sondaya bağlı oldugunu, bezlendiğini farkettiginde, ellerini çözmemi istediğinde; mezar taşına yazılacak cinsten söylediği o son söz " BEN BUNLARI HİÇ HESAP ETMEMİŞTİM"

Aradan 4 ay geçti ben ne zaman takvime baksam ayın 13'ü.. ne zaman saate bakacak olsam saat hep 4...Gece-gündüz farkermeksizin...
Saatler mi durdu yoksa zaman mı, yoksa hayat mı akıp gitti ? bilmiyorum ama o günden beri akşam oluyor, sonra sabah oluyor, sonra karnımızı doyuruyoruz sonra akşam uyu sonra sabah. Anlamsız, tuhaf...

Bu hali üzerimden atamadım. Hem görevim bitmedi. Arkada kalanlara destek olmalıydım. Aklı selim olmalıydım. Çekip çeviren olmalıydım. Teselli etmeliyim. Allah bu özellikleri vermiş şükür hem onları hem kendimi teselli etmek bana düştü. En zor kısmı işte kendimi teselli kısmı oldu.

En samimi, en hisli, en merkezde, en yüreğinden vurulmuş, en ölüm görmüş, hastasını en son uğurlamış biri olarak dönüp "sen nasılsın" diye soran, ruhumu saran olmadı. "Kan bağın yok neden bu kadar üzüldün?" sözü üzerine ruhum hepten üşüdü.

Üstesinden gelemediğim, hissiyatımın hiç sorulmadığı bu duyguyu yazmak belki ruhuma yorgan olur, ısıtır.

İyileşemiyorum belki de böyle iyiyim bilmiyorum. Bu hal bildiğim tanıdığım bir hal değil onu biliyorum..Ağzımin tadı bozuldu Belki ondan..

Şairin "Nerede o şevk o heyecan o güler yüzlü adam ben değilim" dediği yerden.

Kimse için enerjim yok. Sanki bütün enerjimi o gece makineler saat 4'te çekti aldı. Ruhum aspire cihazında..

Meğer ne büyük işmiş birine destek, omuz olmak, hissiyatıyla ilgilenmek, seni anlıyorum diyebilmek, güldürebilmek...Destek olduğum kan bağı olanlar hepsi dirildi, hayata döndü benden kimsenin haberi yok. Bu kadar içlerinde olup, duygusal olarak bu kadar uzakta tutulmak, kızı mesafesinde olup, gelin olduğum saçmalığı çok çok acı.

"Gelindim" nihayetinde..
Başkalarını iyileştiren, kendini de sarar sarmalar herhalde...
Benim babam değildi sonuçta..
Allah rahmet etsin derim biter...

Bu çok acımasızca...

Ben uzun süre aklı giden, ruhunu besleyecek şekilde yolculuğunda yanında olduğum bana çokça saygı duyan, güldürebildiğim, umutlandırabildiğim bir babayı son yolculuğuna uğurladım. Ölümüne şahitlik ettim...

Şimdi ise duygu dünyamla bu dünyayı uzlaştıramıyorum.

İnşallah iyileşirim... Herkesin yoluna devam ettiği yerde zamanı dondurmak, saati durdurmak zoruma gidiyor.

İnsan çapına göre imtihan olur, inci sancının mahsulü. Sancılarım beni yeniden doğursun, ızdırabım beni iyiye yönlendirsin, dönüştürsün isterim...Acısı olanı güldürebilmektir marifet olan. İnsanı ayağa kaldırır, silkeler. Ağlayanla sürekli ağlamak ve ağlamaklı ses seçmek ise karanlığa çekmektir derdi ile dertlenmek değil...

Allahtan merhuma ve tüm ölmüşlere rahmet bizlere, gelin kızlar dahil mükafat dilerim.. Allah taksiratını affetsin.

Bu arada ölüm belgesine refakatçi olarak sadece İmzamı istediler..İşte beni saran, ısıtan, sarıldığım tek gerçek duygu;

Ölen: A. Kocaman
Refakatçi: Emine Kocaman
Yakınlık derecesi: KIZI



Kıziydım ben onun kızıydım

Fi emanillah

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Emine KCMN
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Emine KOCAMAN 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Âzâlarımızdan Filistin Hasta Peki Sen? E.Kcmn Emine KOCAMAN Mihrinaz 4 383 24 Ocak 2024 00:12
Konuşması Sadaka Olan Dingin İnsanlar& Emine... Emine KOCAMAN Mihrinaz 6 160 18 Ocak 2024 16:46
Zamanın Durduğu O Zaman Emine KOCAMAN Kara Kartal 10 783 20 Ocak 2023 21:01
Sanki Vahiy Bizim Eve İnecekmiş Gibi... Emine KOCAMAN Kara Kartal 8 930 01 Nisan 2022 17:26
Dil ile Kalbinin Frekansları Birbirine Uyuyor... Emine KOCAMAN Kara Kartal 7 954 28 Aralık 2021 23:22