Filistin sorunu bugüne özgü bir sorun değil. Böyle düşünen yanılır. 106 yıllık bir dava ve 75 yılı zulüm, tümüyle işgal, yok sayma üzerine kurulu. O yüzden Filistin sorununu yeni bir sorun görmek bizim en büyük sorunumuz.
106 yıldır devam eden 6 aydır dozunu iyice artıran bu zulüme karşı ; kendisiyle yüzleşmeyen, nerde hata yapıyoruz diye düşünmeden muhatabını ısrarla sadece suçlayan ve kendisini aziz ilan eden bir toplum var. Mitinglerle,beddualarla, sloganlarla senin dediğin gibi deterjan, cola ile sorunu çözeceğini sanmak akıl tutulması.
Bu zulmü yüreğine dert edilenler bütün bunların farkında. İsrail aslında savunduğumuzu söylediğimiz degerleri hayata geçiremeyisimizin bir cezası. O yüzden yapılan her eylem kamu spotu gibi kalıyor. Boykot süreli gibi anlaşılıp degersizleşiyor.
ÖNCELİKLE İNANCIMIZI kendi ellerimizle yerleştirdiğimiz İsrailiyat işgalinden, zihnimizi, soframızı, köklerimizi; fıtratımızı bozup bizi kendine yabancı eden bu işgallere karşı ömür boyu boykot bizi fıtratımıza döndürecek, arı duru mayamıza kavuşturacak, özümüze döndürecek. Mü'min ve insan kalabilmenin yolu bu.
Söylediklerimiz hayata aktarabildigimiz gün emin sıfatını kuşandığımız gün, alemlere rahmet olma vasfını kendimize klavuz kıldığımız gün, inanmış/inanmamış tüm kesimler için güven adası olmayı başarabildiğimiz gün İsrail'in de, hayatımıza soktuğu envai çeşit İSRAİLİYAT ve NECASETİNin de ayakta kalmasına imkan yok.
Önce inancına sonra fıkhına, sonra ameline, sonra aklına, sonra sofrana, sonra vücuduna, sonra gıdana sonra..sonra..sonra hücrelerine kadar işleyen İsrailiyata dön bir bak ve ömür boyu sürecek bir boykota niyet et. Elimden gelene bakarım gerisine kulak tikarim. Zulme sessiz kalan iktidarların yükü çok ağır omuzlarımızda. Ramazan, bayram... Doğu Türkistan Çin zulmünde imtihanda, Gazze gözlerimizin önünde arşa çıkmış zulümle boğuşuyor. Kimin ramazanı kimin bayramı. Âzâlarimiz hasta ve biz daha çok hastayız
Kangren olup bizden kopması an meselesi