Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:8 Cinsiyet:Erkek Yaş:51 Mesaj :
3.095 Konular:
341 Beğenildi:1508 Beğendi:508 Takdirleri:12328 Takdir Et:
|
Deveye “Boynun niye eğri?” sorusuna deve, “Nerem doğru ki?” demiş.
Konu onlarca soru içerirken kapsamlı ve sağlıklı cevaplar bulmazken, neresini düzeltelim ki? Mesela aşağıdaki sorulara cevap verilse, önce usûl yani omurga tarafı düzeltilmiş olur. Zira akademik olmayan, omurgasız bir çalışma ancak sokak röportajına konu olur.
1. Edille-i şer’iyyenin icmâ yani ittifakı mümkün mü?
Kur’an ayetiyle sabit abdestin şartları dört hak mezhep arasında bile ittifak sağlanmazken, meâlde mi ittifak oluşacak?
Bir Emevîye Hz. Ali’yi, bir Şiîye Muaviye’yi, bir kapitaliste Ebû Zer’i, bir ensesi kalın tarikat liderine Hz. Osman’ı, bir feministe Hz. Hatice’yi, bir vejetaryene kurbanı, bir diktatöre adaleti nasıl anlatacaksınız?
Nasıl izah edeceksiniz? Nasıl ittifak sağlayacaksınız?
2. "Emanet ehline verilmelidir" ayetine vereceğimiz cevap var mıdır?
Kim/kimler ehil? Arap bir gazetecinin basit bir mikrofon sorusuna Arapça cevap veremeyecek kadar Prof. Erbaş mı ehil? Kemalist Yaşar Nuri mi? Gezi imamı Eliaçık mı? Edip Yüksel mi? Müseylemetü’l-Kezzâp İskender mi? Uçan kaçan, ensesi kalın tarikat liderleri mi? Şovmenlik müzebzebîn belamlar mı? atatürk ilke ve inkilaplarına yeminli laik sistemin kontrolunde laik sistemin izin verdiği çerçevede düşünen; kendi imamına bile güvenmeyip her cuma aynı hutbeyi bütün camilere gönderen bir kurul mu ehil?
Takvâyı değil talimatı esas alan, hikmeti değil merkezi metni öne süren bir yapıdan, ümmete önderlik edecek hangi fıkıh, hangi usûl çıkar?
Yasaklayacağınız, toplayacağınız meallere eyvallah.
Ama sizin meallerinize nasıl güvenebiliriz? Cumhuriyet tarihinden beri Diyanet’in çıkardığı hangi mealde ittifak sağlanmıştır? Diyanet bile kendi meallerinde farklılıklar göstermektedir.
Hangisinde İmam-ı Âzam’ın, İmam Şafiî’nin takvâsının "t" sini hissediyorsunuz?
3. Kur’ân-ı Kerîm herhangi bir kitap değildir.
Müslümanların tartışılmaz, tek, değişmez, değiştirilemez; zam ve iskontosu ilahî irade ile kapatılmış tek kaynağıdır.
Siyasilerin "tek vatan, tek millet, tek ırk, tek dil" sloganına tek meal, tek düşünce, tek mezhep, tek kafa mı eklenmek isteniyor?
4. Arapça olan Kur’ân’ın herhangi bir dile meâli, mânen, fikren, zikren, dahası lisanen orijinaline sadık kalınarak mümkün müdür?
“Allahu ekber” cümlesini nasıl meâl vereceğiz? “Tanrı uludur” mu?
Veya besmelenin “Rahmân, Rahîm” kısmını Türkçede “esirgeyen, bağışlayan”, Kürtçede “dilavani, dilovin”...
Google çevirisine bakıldığında “Rahman” kelimesinin mânâsı hemen hemen tüm dillerde “Rahman” olarak veriliyor.
Çünkü Rahman kelimesinin Arapça orijinaline bağlı kalacak bir meâli yoktur.
5. Ezanın Türkçeye çevrilmesi dayatmasının ne kadar iğreti olduğunu, bunu dayatanların bile itiraf ettikleri saçmalığı iğretiliği...
“Tengri ulutur ulutur ulup ulup uluyanların takvası”yla mı mukayese edeceğiz?
6. Amaç nedir? Kur’ân’ın anlaşılması mı?
“Siz bilmezsiniz, ben bilirim; sizi de inşa ederim, Kur’ân’ı da inşa ederim” ukalalığı mı?
“Ya fikrimden taraf ya da bertaraf” mı?
Nedir amaç?
Ya da: قُلْ أَتُعَلِّمُونَ اللَّهَ بِدِينِكُمْ؟
"De ki: Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz?"
(Hucurât, 16)
“Siz Allah’a din mi öğretiyorsunuz?!”
Kur’an, anlaşılmak içindir; amacı budur. Siz mealleri tek bir ittifaka indirgemeye çalışırken, o meallerin ittifakla haram dediği zinayı “sertifikalandırarak”, faizi “sistemin olmazsa olmazı” diyerek, içkiyi devlet eliyle satarak, kumarı “milli piyango” adıyla meşrulaştırarak, israfı devlet politikası haline getirerek, onlarca bakanlıktan öteye masraflı bir Diyanet ile yaşatırken... gerçekten amacınız Kur’an’ın anlaşılması mı? Yoksa Kur’an’la mücadele mi?
7. Art niyetli müsteşriklerin ayetleri çarpıtmaları, hezeyanlarla kafa karıştırmaları biliniyor.
Bunun önüne geçilmesi taraftarıyım.
Ancak bu, CHP’nin vaktinde elif’i mertek sandığı asırda değiliz.
Sosyal medyası, dijital dünyası, hemen hemen herkesin özel gazetesi, sitesi olan bir asırdayız.
Piyasadaki zararlıları toplatsanız bile bu alanı ne yapacaksınız?
8. Atatürk ilke ve inkılaplarına yeminli, laik sistemin izin verdiği çerçevede dar kalıplarla düşünen kafaların oluşturduğu; bir hutbe metnini dahi tek bir metinle aynı anda tüm camilerde okutacak kadar kendi imamlarına bile güvenmeyen bir kurul mu ehil?
Takvâyı değil, talimatı ölçü alan bu yapıdan ümmet adına nasıl bir usûl, nasıl bir temsil beklenebilir?
Benim acizane fikrim ve önerim olarak; okuduğum sekiz tefsir, onlarca meal ve ömrümü Kur’an talebesi olarak geçirmiş bir aciz olarak, ikna olabildiğim; Kur’an ilimlerine vakıf, Arap lisanına hâkim, sahih, art niyetsiz, Kur’an sırtında ticaret yapmayan, “kim ne der” değil, “Allah ne der” derdinde olan, Prof. Mehmet Okuyan seviyesinde yetişmiş donanımlı bir alimler kurulunun çok daha sağlıklı ve isabetli neticeler vereceğine inanıyorum.
Meâllerle din inşa edilmez.
Lâyıkî sistemin ruhu da, meallere mahkûm bir ümmet ruhu da hakikati taşımaz.
Usûl; ilimle, takvâyla, ihlâsla, ehli ilimle istişareyle...
Gelin, “ben bilirim” diyenlerin istibdadından değil; “biz iman ettik” diyenlerin istişaresinden başlayalım.
"Kur’an’a, İslam’a en büyük zararı; şovmen belamlar, ilimsiz – takvasız – samimiyetsiz sözde âlimler vermiştir. Bunlarda ne izzet vardır, ne ilmin şerefi, ne de takvanın kokusu... Dini, yanmaz kefenle, kaymaz terlikle, şeyh eteğiyle, cennet tapusuyla ticarete dökenler; hem Allah’ın ayetlerini ucuza satanlardır, hem de ümmetin dinini ipotek altına alanlardır."
“Allah kimsenin süretine bakmaz, siretine bakar. Din; ahlaktır, doğruluktur, dürüstlüktür, rabbisiyle barışıktır. Din, saç sakal, kıl, cübbe, misvak, ensesini kalınlaştırmak değildir. Din, fakirlere umut vermek; kendilerine zenginlik dayatarak holdingleşenlerin tekelinde değildir.”
“Allahım! Hakkı hak olarak göster, ona uymayı nasip et. Batılı batıl olarak göster, ondan sakınmayı nasip et.”
Allah’ım!
Âlimlerimize peygamber varisi olma şerefini lâyık eyle.
Onlara ihlas, dürüstlük ve takvâ nasip eyle.
Ümmet-i Muhammed’e bilinç, ilim ve irfan nasip eyle.
Bakar körlükten bizi koru…
Bize sadece bakmayı değil, görmeyi, fark etmeyi, hakikati seçmeyi nasip eyle.
Kalplerimizi hakka aç, gözlerimizi basiretle aydınlat, yollarımızı Kur’an’la nurlandır.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
Konu Medine-web tarafından (30 Mayıs 2025 Saat 23:23 ) değiştirilmiştir.
|