Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Nisan 2009, 08:31   Mesaj No:2

_bülbül_

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:_bülbül_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 468
Üyelik T.: 25 Ekim 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1.210
Konular: 330
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart şer' i hükümlerin mahiyet ve rukunları

Hükm, lügatte bir şeyi diğer bir şeye isnad etmektir : «Bu mal benimdir», «Bu iş faidelidir» denilmesi gibi Usul ıstılahınca: hükmü şer'i; mükellef olan kimselerin isledikleri şeylere taalluk eden hitabı ila*hinin eseridir Şafiilerden bazılarına göre ise bizzat hitabı ilahidir
Mesela : «Bu şey halaldir», -sBu şey haramdır» diye tarafı ilahiden beyan buyurulsa Hanefilere göre bu beyanın eseri olan halal ve haram birer hükmi şer'i olmuş olur Bazı zevata göre ise hüküm, bu beyanı ila*hiden ibarettir
Kezalik: Hak Teala Hazretleri: «Şu işi yapınız» diye emr etse bu emrin eseri, farziyetten ibaret bir hüküm olmuş olur Bilakis «Şu işi yap*mayınız» diye nehy buyursa bunun eseri olan hürmet de yine bir hükmi şer'i bulunmuş olur Bazı zevata göre iae bu emrin ve nehyin bizzat ken*disi birer hükmi şer'idir
Velhasıl : bizce böyle bir enirin veya nehyin üzerine terettüb eden faide, netice, meşruiyyet veya memnuiyet birer hükümdür Asıl hitabı ilahiden maksat ise kelamı ezelidir Kelimatı Kur'aniyye = nasların la*fızları ise bu ezeli kelamı anhyabilmek için birer alamettir
Şer'i hükümlerin hakim, hüküm, mahkumun bin, mahku*mun aleyhden ibaret olmak üzere dört rüknü vardır Asi hakim, Allah Teala Hazretleridir Şarii mübin odur Şer'i hükümleri peygamberleri va-sıtasiyle kullarına tebliğ ettiren odur Peygamberler de bu ilahi hükümleri tebliğe vasıta, vahyi sübhaniye mazhar oldukları cihetle sari, sahibi şeriat sayılırlar Akl ise şer'i hükümlerin hikmetini, eşyanın hüsn ve kub-hunu bir dereceye kadar idrake kadir olur Yoksa bu hususta hakim değildir Bunlara dair emr ve nehiy mebhasine müracaat!
Şarii mübinin hitabı mükelleflerin fiillerine ya iktiza, yani; taleb suretiyle veya tahyir suretiyle veya vaz tarikile taalluk eder işte bu vecihlerden birile mükelleflerin fiillerine taalluk eden bir hitabı ila*hinin eseri, bir hükmü geridir
Mesela : Şarii hakim, «şu fili yapınız» derse o fili yapmak farz olur «Şu işi yapmayınız» derse o işi yapmak haram olur «Şu işi yapmalısınız» derse onu yapmak mendub olur işte bunlar, iktiza yolile mükelleflerin fiil*lerine tealluk eden birer hitabdır
Fakat şarii kerim; «Şu işi isterseniz yapınız isterseniz yapmayınız^ derse mükellefi muhayyer bırakmış olur işte bu hitabda muhayyerlik yoliyle bir hitab bulunmuş olur Bunun eseri de ibahadan ibarettir Av hayvanlarını avlayıp avlamamak hususundaki hitab, bu kabildendir
Vazı tarikile olan hitaba gelince bu da bir ibadet veya muamelenin sıhhati için aranılan rükniyyet, Hliyyet, şartiyyet, sebebiyyet gibi şeyler*dir Mesela: namazda kıyam, bir rükündür, vakit de bir sebebdir Alış verişde de icab ve kabul birer rükündür, işte bunların bu rükniyyeti, \e sebebiyyeti, şarii mübinin vaz'iledir Binaenaleyh bunlar da birer hükmi vaz'idir Nitekim ileride izah edilecektir
Teklifi hükümler, mükelleflerin fiillerine tealluk eden ta-tabların birer eseridir Bu hükümler, iki kısma ayrılır Şöyle ki :
Bir kısım, vücub ve emsali gibi mükelleflerin fiillerinin sıfatı olan şeylerdir Namaza nazaran farziyyet gibi ki, namaz bir fili mükelleftir Bu farziyyet ise bu filin bir sıfatıdır
Farz, vacib, sünnet, mendub, haram, mekruh mubah gibi hükümle*rin mahiyetleri yukarıda ıstılah kısmında beyan olunmuştur
Diğer bir kısmı da mülkiyyet gibi mükelleflerin fiillerinin sıfatı de*ğil, eseri sayılan şeylerdir Bey'e, hibeye, tevarüse nazaran vücuda ge*len mülkiyet gibi Mesela : alış veriş birer fili mükelleftir Bu fillerin eseri de satanın semene, alanın da satılan şeye malik olmasıdır Bu mülkiyet ayni zamanda hitabı şariin de eseridir
Mükelleflerin fillerinin sıfatı olan kısımda evvelen ve biz*zat ya dünyevi maksatlar veya uhrevi maksatlar muteber olur Şöyie ki: ibadetlerde dünyevi nıaksad, bunları emr olundukları veeihle yerine ge*tirerek bunlardan zimmeti fariğ kılmaktır Muamelatta da dünyevi mak-sad, ihtisasatı şeriyyedir Yani: akıdlere, fesihlere terettüb eden garaz*lardan ibarettir
Mesela : beyiden garaz, mebiin rakabesine malikiyyettir Nikahtan maksad, mülki müt'aya malik olmaktır Icareden murad da mülki men*faate temellüktür, işte bütün bunlar muamelata dair birer dünyevi mak*sattır Birer ihtisası şer'idir
Dünyevi maksatlar itibarüe mükelleflerin filleri, sahih, fa-sid, batıl, münakid, gayri münakid, nafiz, gayri nafiz, lazım, gayri lazım kısımlarına ayrılır
Bu filler, uhrevi maksatlar itibarile de azimet ile ruhsat kısımlarına ayrılmıştır Bunların tarifleri, yukarıda ıstılah bahsinde mevcuttur
Hükmi vaz'i -ki, bir şeyin hükmi teküfiye münasebeti bulunmasile hakim olan hitabın eseridir ve o şeyin bu münasebetten h£-sıl olan bir sıfatıdır -Rükniyet, illiyyet, şartiyyet, sebebiyyet gibi şey*lerden ibaret bulunmaktadır
Mesela : namaza nazaran kıyamın, bir hükmi teklifi olan farziy-yeti salata taalluk ve münasebeti vardır Bu münasebete hakim olan ise = namazı ikame ediniz) hitabı ilahisidir Binaenaleyh bu kıyam, bu hitabın bir eseridir Ve hükmi teklifi olan farziyyeti sala-tın bir sıfatıdır Bu cihetle de bir hükmi vaz'idenjbarettir
Mustafa Refik
Alıntı ile Cevapla