Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Ashab-Kiram(r.a)

Konu Kimliği: Konu Sahibi 9Esra,Açılış Tarihi:  01 Temmuz 2015 (15:07), Konuya Son Cevap : 01 Temmuz 2015 (15:07). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 01 Temmuz 2015, 15:07   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
9Esra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:9Esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 47234
Üyelik T.: 30 Aralık 2014
Arkadaşları:9
Cinsiyet:Bayan
Yaş:29
Mesaj: 1.424
Konular: 23
Beğenildi:70
Beğendi:48
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Huzeyfe bin Yeman (r.a)

Huzeyfe bin Yeman (r.a)



Ensardandır. Künyesi, Ebu Abdullah Huzeyfe bin Hisl (Huseyl) bin Cabir şeklindedir.

Huzeyfe Medine'de doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babası Hisl bin Cabir, annesi de Rebab bint Ka'b'dır. Baba-oğul Bedir Savaş'ından önce Müslüman oldular. Ancak, Bedir Savaşı'na katılamadılar. Çünkü, savaşa katılmak üzere yola çıkarken Müşrikler tarafından yakalandılar. Peygamber Efendimizin (asm) yanında savaşa katılmayacaklarına dair söz vermek zorunda kaldılar. Çünkü, ancak böyle bir söz vermeleri halinde serbest kalabileceklerdi. Peygamber Efendimizin yanına varınca durumu anlattılar. Aslında, hayati tehlike olduğu durumlarda Müşriklere verilen sözlerin ve vaadlerin dini bir bağlayıcılığı yoktu. Buna rağmen, sırf verdikleri sözleri tutmalarını sağlamak gayesiyle, Peygamber Efendimiz savaşa katılmalarına izin vermedi. Böylece sözleri yerine gelmiş oldu.

Huzeyfe, Bedir Savaşı dışında kalan diğerlerinin hepsine katıldı. Kendisi Uhud seferine çıkarken, babasını geride kalan insanlara bakması ve biraz da yaşlı olmasından ötürü ordu ile birlikte götürmedi. Ancak babası, Allah yolunda cihada katılmak arzusu ve Uhud'dan gelen haberlerin de etkisiyle daha fazla dayanamayarak savaş meydanına hareket etti. Savaşa katıldıktan sonra hiç farkına varmadan Müşriklerin arasına karıştı. Akabinde yanlışlıkla müşrik zannedilerek Müslümanlar tarafından öldürüldü ve şehit oldu. Huzeyfe, büyük bir acıyla sarsılmasına rağmen, yapılanın bir yanlışlık olduğunu düşünerek teselli bulmaya çalıştı. Peygamber Efendimiz, kendisine diyet ödenmesini teklif ettiyse de kabul etmedi. Kendisine ödenmek istenenleri fakir Müslümanlara bağışladı.

Huzeyfe, gerek savaşlarda gösterdiği kahramanlık ve gerekse sair zamanlardaki örnek davranışlarıyla gönüllerde taht kurdu. Peygamber Efendimizin duasına mazhar oldu ve sahabelerin sevgisini kazandı. Bir ara sahabeler, daha iyi hizmet edebilmek maksadıyla Cenab-ı Hakk'tan neler isteyecekleri konusunda sohbete dalmışlardı. Kimi altın, kimi mal-mülk ve arazi isteyip yine Allah yolunda sarfetmek istediklerini birbirlerine söylemekte ve dua etmekteydiler. Hz. Ömer'den (ra) de nasıl bir dua edeceği sorulunca; "Ben, Allah'tan Ebu Ubeyde, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin Yeman gibi mücahitler isterim" diyerek karşılık verdi.

Hendek Savaşı'na katılan Huzeyfe'ye, Peygamberimiz tarafından düşman hakkında bilgi toplama görevi verildi. Huzeyfe, yanında bulunan sahabelerle birlikte korku, açlık ve şiddetli soğuk yüzünden yerlerinden kıpırdayamaz bir haldeyken, Hz. Peygamber düşman hakkında bilgi toplayacak bir gönüllü arıyordu. Peygamber Efendimiz, gönüllü olana dua edeceğini belirterek bu çağrıyı üç kez tekrar ettiği halde kimseden ses çıkmadı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, Huzeyfe'nin yanına gelerek görevi Huzeyfe'ye verdi.. Resûlullah efendimiz o gece Huzeyfe ye Allahım, onu önünden, ardından, sağından, solundan, üstünden, altından koru! Diye dua etmiştir.

Huzeyfe bin Yemân, Eshâb-ı kirâm arasında Peygamberimizin sırdaşı olmasıyla meşhurdur. Peygamberimiz ona, Eshâb-ı kirâm arasına karışarak kendilerini gizleyen ve böylece fitne çıkarmak isteyen münâfıkların kimler olduğunu tek tek bildirmiştir. Bundan başka vukû bulacak hâdiseleri de bildirmişti.
Eshâb-ı kirâm arasında çok sevilir ve ayrı bir itibar gösterilirdi. Çünkü o, Resûlullahın verdiği sırlarla dolu idi. Resûlullah gizli kalması lâzım olan bir çok şeyi, Hz. Huzeyfe'ye söyledi.

Herkese yaptığı nasihatlerin başında şu sözü gelirdi: “Sizin en iyileriniz, ahiret için dünyayı terk edenleriniz veya dünya için ahireti terk edenleriniz değildir. İyileriniz her ikisinide yürütenlerdir.â€

Huzeyfe, Peygamber Efendimizin (asm) katipliğini de yaptı. Kendisine zekatla ilgilenme görevi verildi. Bu görevle bağlantılı olarak Ezd kabilesinin zekatını toplama işi ona verildi.

Üstün meziyetleriyle her zaman güven verdi. Peygamber Efendimiz, bir defasında, "Benden sonra size bir şahsı halife tayin edebilirim, fakat siz ona itaat etmezseniz azaba çarpılırsınız. Ancak, Huzeyfe ne söylerse onu tasdik edin, söylediklerini kabul edin" şeklinde buyurdu.

Diğer taraftan sır saklaması ile meşhur oldu. Bu sebeple Peygamber Efendimize sırdaş oldu. Peygamber Efendimiz, ileride meydana gelecek hadiseler ve Müslümanlar arasında gizlenen münafıklarla ilgili bilgileri ona anlattı. Bu konular ile ilgili olarak kendisinden başka hiç kimsenin bilgi sahibi olmadığını, Hz.Ömer (ra) ve Hz.Ali (ra) açık bir şekilde beyan ettiler

Huzeyfe, Şakk-ı Kamer mucizesine şahit olan ve bu mucizeyi nakleden sahabelerden biriydi.

Katl konusunda ise çevresindekileri şaşkına çevirecek şu değerlendirmede bulundu: Huzeyfe, çevresinde bulunan birine, insanların en kötüsünü öldürmesi halinde, bu duruma sevinip sevinmeyeceğini sordu. "Sevinirim," karşılığını aldıktan sonra ona, "o zaman öldürdüğün kişiden daha kötü olmuş olursun," şeklinde ikazda bulundu.

HZ EBUBEKİR DÖNEMİNDE

Resûlullahın vefâtından sonra Hz. Ebû Bekir, onu ordu kumandanı ta'yîn etti. Dinden dönenlerle savaşmak üzere Umman'a gönderdi. Kendisine katılan İkrime ile birlikte Umman halkını tekrar İslâma döndürdü. Bundan sonra Umman'da, önce zekâtları toplamakla, sonra da vâli olarak vazîfelendirildi. Sonra da Mezopotamya taraflarında yapılan savaşlara katıldı. Irak'ın ve İran'ın fethinde bulundu.

HZ ÖMER DÖNEMİNDE

Hz. Ömer halife seçildikten sonra, Huzeyfe'yi Medain'e vali olarak tayin etti.
Huzeyfe (ra), Medain şehrinde bulunduğu süre zarfında şehrin imarı için büyük çaba sarf etti. Bu arada Nihavend Savaşına katıldı. Bu savaşta İslam Ordusunun başında Numan bin Mukarrin bulunmaktaydı. Komutan şehit oldu. Bunun üzerine Huzeyfe kumandanlığı eline aldı. Hücuma geçerek düşmanı teslim olmak zorunda bıraktı. Bilahare Hemedan, Rey ve Dinever şehirlerini fethetti.

Hz. Huzeyfe, Medâyin şehrinde uzun müddet vâlilik yaptı. Oranın halkı, onun idâresinden son derece memnun olup, kendisini çok sevmişlerdi. Nihayet bir akşam, Hz. Ömer'den haberci geldi. Artık, Huzeyfe'nin Medîne'ye dönmesini istiyordu...

Emir üzerine hazırlandı, helâllaştı, vedâlaştı ve yola çıktı. Dönüşünü bekleyenler arasında, halîfe de bulunuyordu. Az çok yaklaşınca, Halîfe dikkatle baktı. Gördü ki; Medâyin vâlisi gönderdiği gibi dönüyor! Bunca yıl sonra; aynı hayvan üzerinde, aynı sâde elbiseler içinde.

Yan yana geldiler ve selâmlaştılar, kucaklaştılar. Halîfe sevinçle:
"Sen, benim kardeşimsin. Ben de, senin kardeşinim" diyerek, hislerini belirtti.

Cezîre'nin fethinde bulunarak, Nusaybin vâliliğine ta'yîn olundu.
Hz. Ömer yeni bir vâli ta'yîn ettiği zaman, oranın halkına mektup yazarak, "Yeni vâli, âdâletle hükmettiği müddetçe; siz de onun emirlerine uyunuz." derdi. Hz. Huzeyfe'ye verdiği mektupta ise şöyle yazdı:

"Ey Nusaybin halkı! Bu gönderdiğim vâlinin, bütün emirlerine uyun. Her isteğini yerine getirin."

Hz. Ömer halîfeliği zamanında Huzeyfe'nin bir cenâzenin namazını kılmadığını görerek, ona sordu:
"Niçin cenâze namazını kılmadın?"

Resûlullahın sırdaşı Hz. Huzeyfe dedi ki:
-Resûlullah efendimiz, bana o kişinin münâfık olduğunu açıklamıştı. Bunun için onun namazını kılmadım.
-Allahın Resûlü münâfıklar arasında Ömer'i de saydı mı yâ Huzeyfe?
-Hayır, yâ Ömer.
-Peki memurlarım arasında münâfık var mı?
-Sadece bir tane var. Ancak ismini söylemeye memur değilim.

Huzeyfe hazretleri, Hz. Ömer'in bütün ısrârına rağmen ismini söylememiştir. Sonra o münâfık Hz. Ömer tarafından uzaklaştırılmıştır.
Bundan sonra Hz. Ömer, Huzeyfe'nin gitmediği cenâzeye gitmemiştir. Çünkü onun gitmemesini, ölenin münâfık olduğuna işâret sayardı.

HZ OSMAN DÖNEMİNDE

Huzeyfe, Hz. Osman'ın halîfeliği sırasında Azerbaycan ve Ermenistan taraflarının fethine gönderildi. Buradaki hizmetlerinin yanında mühim bir hizmeti de, Kur'ân-ı kerîm nüshâlarının çoğaltılmasına sebep olmasıdır. Çünkü o, Azerbaycan ve Ermenistan tarafına gittiğinde, Kur'ân-ı kerîmin değişik lehçelerle okunduğunu görerek, Kur'ân-ı kerîmin Kureyş lehçesi üzerine çoğaltılmasını Hz. Osman'a teklif etti. Bunun üzerine Hz. Osman, Kur'ân-ı kerîm nüshâlarını çoğaltıp; belli merkezlere gönderdi.

Hayatının çoğu savaşlarda geçen Huzeyfe bin Yemân, Hz. Osman şehîd edildiğinde Medîne'de bulunuyordu. Bu sırada yaşı oldukça ilerlemişti. Dördüncü halîfe Hz. Ali'nin, ilk günlerinde hastalandı. Artık iyice ihtiyarlamıştı.

Müslümanlar akın akın ziyâret ediyorlardı.
Bir arkadaşına 300 dirhem vererek buyurdu ki:
-Bu parayla, kefen alıverin.

Desenli bir kumaş getirdiler. Onu görünce:
-Bu kefen değil, gömlek içindir. Kefen, boydan boya iki bez parçası olur, dedi.

Sonra da yavaş bir sesle buyurdu ki:
-Hem sizin arkadaşınız iyi bir Müslüman ise, Cenâb-ı Hak; kabirde o kefeni, daha iyisiyle değiştirir. Kötü ise, daha kötü şeylere hazırlanmalıdır.

Huzeyfe, Hz. Ali'nin halife seçilmesinden kısa bir süre sonra 656 yılında Medain'de Hakk'ın rahmetine kavuştu. Vefatından evvel biat ettiği gibi, çocuklarına da Hz. Ali'ye (ra) biat etmeleri hususunda vasiyette bulundu.

Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde yattığı vakit şöyle duâ etmiştir:

-Dost ânî bir baskınla geldi. Pişmanlık fayda vermez. Allahım, fakirlik ve hastalıktan hakkımda hayırlı olanı bana ver. Ölüm hakkımda yaşamaktan hayırlı ise, sana ulaşıncaya kadar ölüm yolunu bana kolaylaştır.

Alıntı
__________________
Asla geçmişte yaşama; ama daima geçmişten ders al...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi 9Esra 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İmam Cafer-i Sadık(a.s) Ashab-Kiram(r.a) 9Esra 0 1283 03 Ağustos 2015 11:12
Erkam bin Ebî'l-Erkam(r.a) Ashab-Kiram(r.a) 9Esra 2 1450 28 Temmuz 2015 12:53
Ebu Dücâne(r.a) Ashab-Kiram(r.a) 9Esra 0 1263 18 Temmuz 2015 23:10
Ebu Lübâbe(r.a) Ashab-Kiram(r.a) 9Esra 0 1612 11 Temmuz 2015 14:15
Âmir Bin Füheyre(r.a) Ashab-Kiram(r.a) 9Esra 0 1889 09 Temmuz 2015 12:56

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hz. Huzeyfe’nin (R.A) Ölüm Döşeğindeki Sözleri Medineweb Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 17 Kasım 2012 21:01
Fatıma Binti Yeman (r.a) Hayatı KuM TaNeSi Ashab-Kiram(r.a) 0 23 Mart 2009 10:41
Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Huzeyfe İbnu`l-Yeman (ra) Belgin Hadis-i Şerif 0 28 Kasım 2008 08:33

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.