|
Konu Kimliği: Konu Sahibi melis,Açılış Tarihi: 26 Aralık 2008 (12:58), Konuya Son Cevap : 23 Ağustos 2023 (00:29). Konuya 25 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Aralık 2008, 17:39 | Mesaj No:11 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Serzenişlerim! Dürüst olmayı diliyorum Çünkü kalbimin sahibiyle barışık yaşıyorum Ruhuma sancılar değmesin ve ateşin renkleri hiç ürkütmesin Evet, geldim, gidiyorum Zaman içinde kimlik değiştirmek istemiyorum Varlık namına hırslanmadan ve hak adına duyarsız kalmadan Toprak kokusundan uzaklaşmadan Hasredilen sevgiyi dışlamadan ve yıldırmadan Bahanelere boyanarak fırsatçılık yapmadan göçmeyi diliyorum Nüfusum artması için Taraf etrafıma mavi boncuklar dağıtarak Gücümün yetmediği işlere bulanarak ve haksız çıkar sağlayarak Sürekli vaatlerle oyalamak Ve umutları solgunluğun kadrine bırakarak Velhasıl usulen takiyye yaparak kalbimle bizar olmak istemiyorum An ve akan her zamanın Niyetiyle ve gayretiyle anlamlaşan insanın Mütemadiyen ve asliyetinden ziyade zikredilen anlamsız sevdaların Aşk için çileye boyananın Sevda bendinde sabrı hakkıyla anlayan canın Kader sayfasında yazılan her satırın ve cüzi iradeyle anlamlaşanların İnsan kimliğinde bir fetret yaşamadan Dost ve insanları hiçbir haksızlığa uğratmadan Zulmü alkışlamadan, şeri hukuku ötelemeden ve nefeslerin derinliğinde Bekleyen mizan kimin kefiliyse Kabir âleminde haşyet iklimi mücerret hakikatse Penceremde netlik ve eminlik, kalbimde dirlik ve serinlik bariz dileğimdir Kimseyi şikâyet etmeden Ve gönüllerin güzelliğini keşfetmeden arî olmam Mütemadiyen hazanı soluyarak, solgunluğa maruz kalmayı hiç istemiyorum Mustafa CİLASUN | |
26 Aralık 2008, 17:45 | Mesaj No:12 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI...
Umutlar Hazanlaşırken! Karar vermiştim artık Bir türlü önünü alamadığım yıllara sâri saflığım Güven duygumu ve insan kimliğinde ki umutlarımı solduruyordu Ne kadar halis davransam İnsan kimliğine itibar ederek inansam yanılıyordum Zikredilen ihlâs ve ders verilen sohbet halkaları ve duyarlılıklar Adeta sohbette kalıyordu Mekândan uzaklaşıldı mı ve ticari kaygı ağır bastımı Her şey değişiyor ve tükenmeyen maslahatlar devreye giriyordu Şaşırmıyor değildim Kalbine sahip ol diyorlar ama kendileri başkalaşıyordu Ne kadar nüfus sahibiysen ve varlığını sarf ettiysen gayet iyi idi Müritler makam tayin ediyorlardı Manevi valilerden dem vurarak, kalplere nizam veriyorlardı Ne kadar hazin ki, hiçbir şatafattan kaçınmayarak zikrediyorlardı Kalp ile dil farklılık arz ediyordu İnsan kimliği, kulluk bakımından zaafların içinde eriyordu Mütedeyyin görüntüler ve ihsanı vakar içinde gezinen nefesler ardı Kim kime sorularak hak aranacaktı Saçlarını göz alıcı renkle kapatan ve boyananlar banktaydı Sarmaş dolaş bir vaziyette ne yapıyorlar ve ne sağlıyorlardı bilinmez Neslin kepazelikleri çok aşikârdı Ne hayâ vardı ve ne de insan haysiyetinden kalan ahkâm Mezarlıklar dahi buluşma mekânları olunca ve ölüm insana yabancıysa Devlette hukuk karışınca İnsan hilkatindeki gerçeklerden uzaklaşarak nefes alınca Kitabı celil hakkıyla anlaşılmayınca ve o gülün kuşatan şefkati azalınca Her şey başkalaşıyor Güven bunalımı etrafımızı kuşatıp kalbi anlamsızlaştırıyor Namazlar niye kılınıyor, Kur’an neden okunuyor, neden takiyye yapılıyor Mustafa CİLASUN | |
27 Aralık 2008, 13:50 | Mesaj No:13 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Uzun Soluklu Adımlarım! Başımı aldım gidiyorum Hesap etmediğim bir istikamete doğru yöneliyorum Hazanlaşan ağaçların altından ve terki mekân edilen sokaklardan O kadar sakin ve fakir ki Kim ve kimseler yok, terk edilmişlik yüreğimi dağlıyor Gözlerim buğulanıyor ve kalbimin burukluğu nüksediyor derinliğimde Etrafa bakınıyorum Yapraktan yoksun dallar üzerinde kuşları fark ediyorum Hiç ses çıkartmadan ve dalgın bakışlardan serencamlarını anlıyorum Yalnızlığa adımlayarak Kalbi hissedişlerimle nihayetimi sorgulayarak gidiyordum Hareketsiz yatan kediyi fark ettim ve eğilerek onun geçmişine gittim Sokaklar ağlıyordu Duvarlar yas içinde hicrana yaslanıyor ve boş bakıyorlardı Üzerlerinde ne bir çocuk ve ne de bir oynaşan hayvan vardı yalnızdı Evlerin perdeleri Alel usul duruyor ve hüznü bariz bir şekilde haykırıyordu İnsanlar yoksa ve hatta bir canlı bulunmuyorsa anlamsız kalıyorlardı Anlamak için merak Akıl için idrak, kul için mutlak olan kalbi itminanlık ve inançtı Kitabı celille hikâye edilen nesillerin ve evrenselliğe amade sezişlerin İnsan kimliğinde Kin ve nefretin, marazlar içinde gerçekleşmeyen hissedişlerin Ancak iyilik ve hoş görünün, müsamaha içinde kenetlenecek elbirliğin Göçüp giden nesillerin Ön yargısız nefeslerin ve kelamı kemaliyet içinde zikretmenin Hasretiydi andığım ve kültürel erozyondan en bariz korku okunuyordu Örf ve ananelerimiz Küreselleşme vaadiyle terk ettirilen en değerli faziletlerimiz Mürebbi kimliğinde gezinen ve kalbi boşluk içinde nefeslenen hüznümüz Mustafa CİLASUN | |
28 Aralık 2008, 19:14 | Mesaj No:14 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Artık senin hasretinle Kalbimde nükseden hissedişlerin serzenişiyle Hicran içinde sancılar çektiren hazin nefeslerimin kederle Yaşamak ve haz almak Ne kadar mümkün olacak, umutlarım solacak Ruhum yangınlar yaşayarak dağlanacak ve korkuyu anacak Senden uzaklaşmanın Fetreti anlatan ummanı sancılarım ve anılarım Hazan ikliminde derlediğim yapraklarda ki her sararmışlığın Sukutu yaşatan acının Kuraklık darlığında yozlaşan umutlarım kanımda Sımsıcak anılarımla, hazla terennüm ettiğim şarkılar yanımda Sen olmayınca hazan Her zaman karşımda ve uykularım sancı ağında Sabahlar hıçkırıklarımla ve şevksiz nefeslerim acıyla kalınca Gözyaşlarım boşalınca Titreyen ellerim, terennüm eylediğim hüznüm Yastığımın başucunda ve nöbetler halimde takat bırakmayınca Fersiz gözlerim özlemle Hasretini demlediğim hicran bestelerim ortada Şayet güfte yapmak bu kadar acıysa ve sazın perdeleri orada Parmaklarım mızrabı tutamıyor Notalar kalbimde düğümlendiğinden çıkamıyor Yalnızlık ahvalimi çok sarsıyor ve senin yokluğunla feveranlaşıyor O simsiyah gözlerini arıyor Aziz kalbin için yakınıyor ve hasretinle inliyor Çekeceğim çilelerle ve önünü alamadığım kederimle pençeleşiyor Izdırabı sabırla yudumluyor Kimseye bir söz etmeden halin fakirliğine iniyor Hakkın huzuruna ve secdenin huşusuyla, feyz içinde niyaz ediyor Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 14:21 | Mesaj No:15 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Gözyaşları karşısında Ve mazlumluğu yanında çaresizliğim fark atıyordu Kalbim hüzünle doluyor ve gözlerim buğulanarak ruhumu sızlatıyordu Oysa ne kadar yakışıyor Ve sessizliğiyle yüreğimi dağlayarak hıçkırtıyordu O an ve geçen zamanda sancılar artarak halimi takatsiz bırakıyordu O kadar içten ağlıyordu ki Duyarsız kalmak ve halini sormaktan sıkılarak Şahit olduğum hazin olaydan uzaklaşmak kalbim için açıkça solgunluktu İnancım namına korkuydu İnsanlık uğruna da yozluğun alışıldığı morluktu Öncelikle sakin nefesimin derinliğinde tefekkür ederek yardım diledim Nasıl yararlı olacağımı Edeple nazarlarını gizlediği gözlerinden sezdim Ve darp edildiğini fark ederek, kalbimin hicranıyla sahibine yönelmiştim Fevkalade kederliydi Bir müddet nefeslenerek derdini izah etti Üç yıl gibi uzun bir zaman önce boşandığı eşinden mağdurluğunu söyledi Ne kadar şikâyet etsem Garipliğin refakatinde solgun bir nefesken Şer karşısında, naraların çardağında ve edebimle yaşayamadıktan sonra Diyerek, yeniden hıçkırıklar Ve serzenişlerin kadrine nüfus eden korkular Sokak ortasında, darp edilerek sahipsizliği aşikâr bir şekilde yaşatanlar Emanet edilen nisaları Saklı hevesleri uğruna pervasızlığım seçenler Akıl, nesil, can, mal ve din emniyetini gönüllere tesis edemeden gerilenler Makam ve şan uğruna Millet olmak bu kadar hazin bir korkuysa Muhasara rezaleti gün gibi ortalardaysa ve emniyet sadece nüfus için varsa Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 14:59 | Mesaj No:16 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Ne yapayım ki Senden sonra ruhum sancılar sağanağında Kalbim burukluğuyla hüzün karasında ve gözlerim boşalınca Başımı öne eğiyorum Hissiyatımı demleyerek hicrana adımlıyorum Yalnızlığın ayazında ve korkular karşısında hasreti anıyorum Çaresizlik sökün ediyor İliklerim tenimin titremelerini başlatıyor Ruhum dalgalar arasında solgun baharın insicamında ağlıyor Gel desem gelmesin Fakir halime nazar ederek şevk veremezsin Biliyorum ki özlemle zarafeti terennüm ederek ulvileşiyorsun Nisasın bir nazsın Edebin ikliminde nefeslerini anlamlaştıransın Hak adına şakıyan bir pervazsın, umman için coşkun nazarsın Nefesinde feyzin Kalbi dirliğinde müşahhas hikmet yanı başında Bereketin yağmurları mütemadiyen senin güzel halini andıkça Sefilliğim nüksediyor Kalbimin kuraklığı gözlerimin önünde seyrediyor Sana olan muhabbetim ve sessizliğimde terk etmeyen düşlerim Beni bana bırakmıyor Sürekli yeni sayfalar açarak güzelliğini anlatıyor Nisa kimliğinde anlamlaşan edebin naifliğini fevkalade yazdırıyor Nereye baksam Ve sana hasretimi solgunluğumla anlatamasam Çaresizliğimle ve sokakların öksüzlüğünde dertlerimle anlamlaşsam Senin yokluğuna alışsam Hasretin toprağında muhabbetle nefes alsam Ve hazin sancılarımı ruhumun coşkusuyla semanın hazzına bıraksam Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 16:03 | Mesaj No:17 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Senden Kalan Silinmeyenlerim! Çok iyi hatırlıyorum Henüz altı yaşlarındaydım ve sadece nazdım Sabahın ilk ışıklarıyla sokağa çıkmıştım ve yalnız geziniyordum Sokakta sessizlik hâkimdi Hiçbir yerden ne ses ve ne de seda duyulmuyor Kuşatan yalnızlık ve merak için gizlediğim haylazlık yaklaşıyordu Birkaç ev ötede bulunan Ve nihayet iki katlı olan arkadaşların evleri vardı Demir kapısı ilk karşılayan olunca ve sessizlik halimi de kuşatınca Şevksiz yutkunmalar Ve nazarıma takılan yırtık bir meşin topun içiydi Bir müddet durdum ve kapıyı açarak beton zemindeki topu almıştım Gizli bir haz duyuyordum Fakat sevincimi gizleyerek, merakı kuşanıyordum Nihayet koşarak evimize geldim ve anneme sevinçle hikâye ettim Annem dikkatlice yüzüme baktı Ve yüreği burkularak çaresiz anlatmaya başlamıştı Oğlum senin olmayan ve emanetinde bulunmayanlardan mesafeli dur Başkasına ait olana heveslenme Bir yolunu bularak ta elde etmeye asla cüret etme Çünkü sen sahipsiz değilsin ve hepimizi yoktan var eden Allah bilir Her ne yaparsan ve niyetlenirsen Neticesi muhakkak seni bularak vadi yerine getirir Haram lokma ve habersiz alınan her vasıta senin başına bir beladır Unutma ve heveslerinle avunma Bulduğun her şeyi kendinin sanma ve hazla aktarma Öncelikle bir düşün ve daha sonra neticesiyle baş başa kalacak işin Haydi, aldığın gibi geri götür Bu yapmış olduğun hareket kulağına küpe olsun demişti Ve ben suskunluğumu muhafaza edip hiç olmayan topu geri vermiştim Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 16:07 | Mesaj No:18 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Senin Sessizliğinde Hicranım! Nihayet yorgun düşmüştüm Saatlerce adımlamaktan ve takatsiz kalmaktan Senin yokluğunla ve baş başa kaldığım yalnızlık yılgınlığım yanımda Nazarlarımın gittiği yöne Kulağıma gelen gitar ve kemanın nağmeleriyle Perdelerden sudur eden zarif güfteyle ve hüzün gözleri perdelerse Kalbi hissedişlerim nüksedince Halime nakşettiğin sevgi filizlerin serzenişte Gözyaşlarım sökün edince ve kalbi burukluğum hüzünle sessizliğinde Senin yokluğun elem veriyor Suskunluğun yüreğimi dağlıyor ve çok yıpratıyor Halim mütemadiyen tarumarlık yaşıyor ve umutlarımda solgunlaşıyor Seninle baharım ve şevki anarım Sensiz zemheriyi yaşayan ürpertilerle hazanım Perdeler arasından nükseden nağmelerle kalbi duyarlılığa hayli açım Sürekli hüzzam mı olacak şarkım Ben daha ne kadar sabırla arkadaşlık yapacağım Hicran içinde sefilleşen yalnızlığım ve sokaklarda mahzun bakışlarım Seni anarım, nefesinle baharım Dertlerimle bir türlü baş edemediğim çileli başım Ben yalnız sana aşığım ve sevdanla korlaşacaktır bilesin çileli naaşım Yaşamak adına solgun umutlarım Sinemde derlediğim kuraklığa müptela kulluk korkularım Hasretin tavında ve özlemin her safhasında pürmelâl olan yalnızlığım Halimle baş başa ve suskunluğunla Ne kadar gayret etsem de, sabır içinde nefeslerimle Sen imtina edince, nazarını esirgeyince ve sessizliğin kalbi hissedişle Çekilmek ve sukutu hal ile erimek Kelam adına her ne varsa, aşkın hissedişleriyle derlemek Ve seni hüzünle yâd ederek, gözyaşlarımı silerek mutluluğunu dilemek Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 16:09 | Mesaj No:19 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Kalbi Hissedişler Olmadıkça! Anladım ki Sana diyecek bir sözüm kalmamış Hasrettiğim sevgim solgunluğa duçar kalarak anlamsızlaşmış Ne bir hatıram Ve ne de bir anım halini kuşatmamış Dalgalar misali sahili okşamış ve rüzgârla hüzünlere karışmış Ne kadar açılsam da Denizin ulviliğinde nefeslerimi bıraksam da Martıların serencamında kaybolarak, yıldızlara doğru uzansam Bulutlarla seni arasam Ummanların hicranı sevdasıyla aşkı koklasam Umutlarımın pervazlarında ve nefeslerin kalanıyla halimi anlasam Senin için bir şiir yazarak Suskunluğumu gözyaşlarımla cihana haykırsam Ruhunun azizliğiyle ve kalbi hissedişler güzelliğinde seninle olsam Zahirden azadeleşerek Niyetlerin dirliğinde ulvileşerek kokunu alsam Fevkalade müsterih olarak, hayata biganeliği bırakıp şevki ansam Canı halk eden belli Kalbi dirliği münazara eden hangi gerekçeydi Nasip, gayretle tesis edilen bir güzellik miydi, niyet asliyet içindi Hayli mütehassısım Kalbi ikliminde solgunluğu yaşayan bir zavallıyım Yaşamak adına her ne varsa ve kalbi hissedişler olmadıkça hazanım Bu bakımdan nazlıyım Nefeslerin niteliğinde arandığım duyarsız kalbim Artık yorgun, aşk adına solgun ve sevda namına mücerrettir korkum Halimi anlayacak Derman olmak için niyazı muhabbetle konuşacak Sadakatin teslimiyetinde anlamlaşacak ve dostluk için sevgiyi anacak Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008, 16:13 | Mesaj No:20 |
Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Yağmur Damlaları Kuşatınca! Ne kadar hazinmiş Nefeslerin kifayet etmediği bir gerçekmiş Kalbi muhabbet olunca, sevgi kalbe dolunca çare tükenmezmiş Bilmem ki kaç kez adımlamıştık Devri âlem içinde zamana umutla bırakmıştık Düşlerin asudeliğinde fevkalade heyecanlıydık ve kalbi sarihtik Sevginin zarifliğinde Hecelerden müteşekkil kelimelerin dilliğiyle Hisseden kalbi güzellikle ve teslim olunan umudun zenginliğiyle Tenime nüfus eden her damlada Sabrı muştulayan ilkimin bereketi anlamlaşacaksa Hak, kanaatin ve tahkiki iradenin zenginliğinde ihsana amadeyse Geçmiş yalan olur derler Kalan, vicdanın sorumluluğunda açılan sahifelerdir Akıl rehberdir, kitabı hakikatiyle gerçektir ve kalbi derinliktedir Yol bilinmeden gidilmez Aş, nimetten maadalaşarak rızk olarak zikredilmez Güven idrake erişilmeden keşfedilmez, aşk zevklere hasredilemez Her can bildiğini arzular Bilinmeyenler ise umutlar için baharlaşan hazlardır Gayret ve niyet ve kalbi ihlâsla anlamlaşacak cibilliyet ah u zardır An ve göçüp giden zaman Anlamaktan içtinap eden her nefes alan aziz insan Kulluk zaviyesinde anlamlaşan ve hilkatiyle barışık olan müstesna can Korkma ve ölümü anmayı unutma Kaygısız bir şekilde uyuyarak ta kalbine kayıtsız kalma Kalbi hissedişlerle bir yabancılık yaşama ve duyarsızlıkla hiç yoğrulma Hisset ve muhabbetle nazar et Sevgini esirgemeyerek, sana bahşedilen güzeli sevk et İyilik ile muamele et, asabiyeti def ederek kalbine mütemadiyen meylet Mustafa CİLASUN | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Rim Ruhumun Ruhu Çiçeğim | Mihrinaz | İlahiler/Ezgiler | 0 | 26 Aralık 2023 19:09 |
Ruhumun coğrafyası/İbrahim İnecik | İBRAHİM İNECİK | İbrahim İnecik | 1 | 25Haziran 2014 17:05 |
Açma sinemi, kan görürsün, hicran ile üzülürsün…/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 15 Eylül 2013 16:20 |
hicran yürekli Ammar,grup özlem | bilinmez | İlahiler/Ezgiler | 1 | 13 Aralık 2012 10:49 |
"*Yağmur Damlaları*" | su damlası | Resim/Karikatür | 5 | 12 Ağustos 2012 22:07 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|