Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler (https://www.forum.medineweb.net/518-guzel-sozler-deyimler-nukteler)
-   -   Mevlanadan Sözler-Medineweb (https://www.forum.medineweb.net/guzel-sozler-deyimler-nukteler/2009-mevlanadan-sozler-medineweb.html)

mehmet akif2 26 Şubat 2012 12:00

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Herkesin bir derdi var; Her derdin bir acısı.. Acılarım katlanılmaz değil ama , bir de tuz basanı var..

mevlana

mehmet akif2 27 Şubat 2012 11:54

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan, habire abdest alıp durmaktan fayda bekleme.

mevlana

kamer34 27 Şubat 2012 16:38

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Ey akıllı kişi ! iyi düşün... Put, varlık bakımından bâtıl değildir ki,
Bil ki putu yaratan da Ulu Tanrı.. İyinin yaptığı her şey iyidir..


Mev-alanaya göre puta tapmak ve puthane kötü birşey değildir... Çünkü bunların ham maddesini yaratan yüce Allah’tır.. Bu sebeple kötü diye birşey yoktur...Bazı cahil insanlarda bu sapkın anlayışı yansıtan sözleri gördükleri halde bunu islam olarak algılarlar... Bunun sebebi şudur...İnsanların hidayet nurunu (furkanı) okumamaları ve ona gereği gibi iman etmemeleridir...


Peygamber efendimi (sav) yada hz.ibrahim (a.s) ın puthaneleri müşriklerin başına yıkarak putlarını paramparça ederek yapmalarının sebebi bu peygamberlerin mev-alana-ın güyya erişmiş olduğu gizli sırra erişememiş olmasından dolayıdır... Eğer bu doğruysa bu demektirki mev-alana çok büyük bir zatdır...Yok eğer doğru değilse....Rabbimin...laneti...yalancıların...üzer ine...olsun


Tasavvuf yüzyıllardır devam eden gelişme ve sistemleşmenin Hicri 7. yüzyıl ve sonrası dönemlerde son bulduğu ve artık pek değişmeyen bir yapı oluştuğu görmekteyiz. Zun Nun ile başlayan sistemleşme dönemi, Celaleddin Rumi`de büyük oranda sona erer. Böylelikle tasavvuf sistemi tamamlanmış olur. O artık büyük oranda başlıbaşına inanç ve yaşantı sistemi haline gelen bir din oluveririr .

Şunu düşünebiliyormusunuz ben haşa ...Allah’ım diyen birileri çıkıyor ve arkasında milyonlarca cahil halk kitleside evet demek suretiyle peşinden sürüklenmektedirler... Daha önceki yüzyıllarda ben mehdiyim, ben isayım, ben peygamberim diyenleri çok duyduk ve okuduk fakat bu sapkın zatların dışında ben Allah’ım diyene rastlamadık....Hakikaten cehalet zor iştir....

İnsan bir kere cahil olmaya görsün artık ona yardım etmek söz konusu olamıyor malesef.....

“Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım…” (Bakara, 2/67) k

Kişi hakikatelere karşı gözlerinden rahatsız ise fazlada yapacak birşey kalmıyor....

“Şimdi, Rabb’inden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan kimse gibi olur mu?” (Rad, 13/19 )

İnsan bir kere cahil olmaya görsün artık ona yardım etmek söz konusu olamıyor malesef.....

“Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım…” (Bakara, 2/67) k


"Bu dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın." (Enam, 168)


"Hakikatin dışında sadece sapıklık vardır. Öyleyse nasıl olup da döndürülüyorsunuz?" (Yunus, 32)

""Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler.(Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulmamış idiyseler?""
Bakara/170

"De ki: Şüphesiz ki bu, benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun. Diğer yollara uymayın. Sonra o yollar sizleri O'nun yolundan ayırıp darmadağın eder. İşte sakınasınız diye size bunları emretti."

Cehalet

Lügatte, cehalet, ‘bilmezlik, ilimden ve malumattan uzak olmak’ diye tanımlanır ilmin zıddıdır. Kavram olarak da üç anlama gelmektedir:
1- İnsan zihninin ilimden hali olması.
2- Bir şeyi olduğunun aksine kabullenmek.
3- Bir şeye yapılması gerekenin zıddını yapmak.

Dilcilerin tarifinden hareketle cehalet iki başlık altında incelenebilir:

1- İnanç ve düşüncelerle meydana gelen cehalet.
2- Amel ve gidişattaki cehalet.

İnsanı Diğer Varlıklardan Ayıran Meziyet Olarak İlim

İnsanlarla diğer varlıklar arasında üç önemli fark bulunmaktadır

1- İnsan ilim elde etmeye elverişli yaratılmıştır.
2- İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayıracak melekelere sahiptir.
3- Sahip olduğu bilgi ve becerileri artırmaya müsaittir.

Rağib İsfehani, insanları diğer canlılardan ayıran vasıfların başında ilmin geldiğine dikkat çekerek şöyle der: “Cehaleti yenemeyen bir insan, kamil anlamda insan olma meziyetine ulaşamaz. İlimsiz yapılan her eylemin zararı faydasından çoktur.

kamer34 27 Şubat 2012 16:47

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
İnsanlar kötü işler yapınca yani şirk ve küfür türü ameller hatta hertürlü kötü işler artık müslümanın o tür insanlara karşı hem düşüncede hem de pratikte amellerine ve düşüncelerine çeki düzen vermek zorundadır.. Aksi takdirde lanet edilmekten kurtulamazlar.....

İbn-i Mes'ud, Resulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"İsrailoğulları günaha dalınca alimleri onları nehyettiler; fakat, onlar dinlemediler. Alimler de onlarla düşüp kalktılar ve yiyip içtiler. Allah da bazısının kalbini bazısına çarptı. Davut'un, Süleyman'ın ve Meryem oğlu İsa'nın dilinden onlara lanet etti. -Sonra Resulullah oturup şöyle dedi-: `Hayır. Nefsim elinde olana yemin ederim ki; siz onları hakka döndürünceye kadar uğraşırsınız' Yani şefkat gösterir çevirirsiniz." (Ebu Davud ve Tirmizi)


Sen yüzünü hanîf/Allah’ı birleyen olarak dine, yani, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise o fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din (eddînu’l-kayyim) budur; fakat insanların çoğu bilmezler. Hepiniz O’na yönelerek O’na karşı gelmekten sakının; namazı kılın; müşriklerden olmayın. Ki onlardan dinlerini parçalayanlar ve kendileri de bölük bölük olanlar vardır. (Bunlardan) her fırka, kendi yanındakiyle böbürlenmektedir.
” Rum/30-32

Ravza'm 01 Mart 2012 22:33

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
"Ay doğmuyorsa yüzüne güneş vurmuyorsa pencerene,
Kabahati; ne güneşte ne de ay da ara...
Gözlerindeki perdeyi arala.."

Hz.Mevlana

mehmet akif2 02 Mart 2012 13:14

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Ey sevgili.. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz...

mevlana

mehmet akif2 02 Mart 2012 13:16

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Akılsız, yüzü güzele ; Akıllı, gönlü güzele tâlip olur . Zaman yüz güzelliğini tüketir ama gönül güzelliğini artırır

mevlana

kamer34 02 Mart 2012 14:45

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
"Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler...?"Bakara/170

bilinmez 02 Mart 2012 15:04

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Mesnevi'deki Birçok Küfür Ve Sapıklıklar:


Celaleddin Rumi, tasavvufi görüşlerini “Tanrısal Aşkı” kendisinde bulduğunu söylediği Şemsi Tebrizi’den almış.
“Celaleddin Rubi, aşkla, müzikle, raksla ve şiirle beslenip gelişen ve dinler üstü yolda kadına da büyük bir önem vermiş onu da hayata almaya çalışmış ve insanlığın, kadınla bir bütün olduğunu duymuştu. O herşeyden önce kadının kapanmasının, örtünmesinin aleyhindeydi. Mesnesvisin’de kadını yaratılmış değil, yaratan (!) bir kudret olarak öven, sert ve kaba ruhlu erkeklerin kadına zulmedebildiklerini söyleyen, asil insanların ince ruhlu olgun kişilerinse kadına bağlı olacaklarını, hatta onun reyine uyacaklarını ona hürmet edeceklerini bildiren Celaleddin Rumi “Fihi ma fih”inde, bir fasılda, kadını ekmeğe benzetmektedir. Herkesin, hatta yoksulun bile bulduğu, yiyip geçindiği ekmeğe ve kadını örten, kimseye göstermeyen, kapatan adamı da, koltuğuna bir somun alıp onu göstermemekte ısrar eden kişiye... Somunu göstermeyen kişi, karşıdakilerin görme duygusunu kamçılar, çünkü insanlar menedildikleri şeye haris olurlar. Halbuki kadın eğer iyiyse kötülükte bulunamaz zaten. Onu örtmek, iki taraftan da rağbeti, hırsı artırmaktır ve bu, bir düzen meydana getirmez, kötülüğü artırır ancak.
Celaleddin Rumi bu fikri, hayatında tatbik etmişti de. Onun kadınlardan da birçok müridleri vardı. Celaleddin Rumi’yi davet ederlerdi. O da gider ve kadınlar meclisinde şiir söyler, onlarla sema ederdi ve Celaleddin Rumi’yi seven kadınlar, onun başına güller serperlerdi.” (Fihi Ma Fih, Çeviren: M. Ülker Anbarcıoğlu MEB Devlet Kitabları s: 138)

Aslında Celaleddin Rumi’yi en iyi anlatan kendi eseri, Mesnevi’dir. Pek çok kimse “Ermiş ve Evliya” zatın elinden çıktığına inandığı Mesnevi’yi incelediğinde, Hint Kamasutrasına benzeyen yönleriyle tasavvufun her zaman ki eğilimlerine sahip kitablardan biri olarak göirecektir.
Mevlevi ekolde, Kur’an gibi görülüp, okunan ve hatta hafızlığı yapılan Mesnevi’nin menkibe ve hikayeleri ilginç içeriklere sahiptir. İçinde Doğu ve Hint masallarından örnekler olduğu gibi, felsefe, erotizm ve pornografi de yer alır. Öyle ki, Celaleddin Rubi bu şeylerin kendisine gelen Vahiy olduğunu iddia ederek resmen Mesnevi’yi Kur’an’la yarıştırmaktadır.

Dilerseniz Mesnevi’nin girişi ile yavaş yavaş konuyu detaylantıralım:
“Bu kitap Mesnevi kitabıdır. Mesnevi hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının asıllarıdır. Tanrı’nın en büyük fıkhı (!) Tanrı’nın en aydın yolu! Tanrı’nın en açık burhanıdır... Kur’an’ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebeb olur, huyları güzelleştirir. Şanları yüce özleri hayırlı katiblerin elleriyle yazılmıştır. Temiz kişilerden başkalarının dokunmasına müsade etmezler. Mesnevi, Alemlerin Rabbinden inmedir! Batıl ne önünden gelebilir, ne ardından. Tanrı onu korur, gözetir!....” (Mesnevi-Celaleddin Rumi MEB Yayınları c: 1 s: 11)

Bu paragrafta görüldüğü gibi Celaleddin Rubi, yazdığı kitabın Vahiy olduğunu iddia etmektedir! Tasavvufta bu çok görülmez. Zira tasavvuf ehli, velilerin tasavvufta vahiy aldıklarına inanırlar....

Kitabının bir başka yerinde Celaleddin Rumi şöyle diyor:
“Bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. Tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, Tanrı vahyidir! Sofiler, bunu halktan gizlemek için Gönül Vahyi demişlerdir!”....” (Mesnevi-Celaleddin Rubi MEB Yayınları, c: 4 s: 151)

Görüldüğü gibi, Celaleddin Rumi’ye göre şeyhin, Pir’in, ermişin her ne isim verilirse verilsin tasavvufun ulu zatlarının söyledikleri ve yazdıkları şeyler aynıyla Vahiy’dir. Tıpkı kendisinin de itiraf ettiği Mesnevi kitabında olduğu gibi!...

Maalesef Celaleddin Rumi, kitabına Hindistan’dan sadece Kelile ve Dimne masallarını almamış, Erotik Hint kültürünün ürünü olan Kamasutra’dan da alıntılar yaparak bunları “Alemlerin Rabbin’den inmedir” diyerek sunmuştur.

Celaleddin Rumi, Kur’an’ın Lokman Suresinin 27. ayetini kendi kitabı için nasıl alet ediyor:
“....Ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine Mesnevi’nin biteceğini umma...” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 6 s: 178)

Oysa Allah (c.c) Lokman suresinde kendi kitabı Kur’an için şu açıklamayı yapmaktadır:
“Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, denizler de, arkasından yedi deniz daha kendisine yardım ederek (mürekkep) olsa yine Allah’ın kelimeleri tükenmez.” (Lokman: 31/27)
Celaleddin Rumi, Mesnevi’ye niçin bu özellikleri veriyor acaba? Bunu Vahdeti Vücud’dan dolayı yapıyor.... Tasavvuftaki bu temeya göre ilahlaşan insan haliyle yazdıklarına da Vahiy ve Sentetik Kur’an gözüyle bakıp, öyle değerlendirecektir...
Mesnevi’nin özellikleri nasıl Kur’an’dan alınarak ona adapta edilmiştir, aşağıda görünüz:

“Lafzı az, manası çok olan bu mazum Mesnevi...” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 1 s: 12)
diyerek girişi yapılan kitap, aynen Kur’an’ı Kerim için geçerli olan az lafızla çok mana verme özelliğini kendine hasretmektedir.
Mesnevi’nin Kur’an olduğuna Mevlevi takipçileri de inanmaktadırlar.
Mesnevi’nin Kur’an olduğu yolundaki anlayışa aşağıdaki menkıbe çok güzel örneklik teşkil etmektedir:
“....Bir gün Sultan Veled buyurdu ki:
“Dostlardan biri babama şikayette bulunduğu ve alimler Mesnevi’ye neden Kur’an diyorlar diye benimle bahse girişti. Ben de Kur’an’ın tefsiridir, dedim, deyince babam bir lahza susup sonra:
“A sersem, dedi niçin olmasın? A eşek, niçin olmasın? A orospu kardeşi niçin olmasın? Peygamberlerle velilerin harfi zarflarda Tanrı sırlarının nurlarından başka birşey yoktur ki. Tanrı sözü, onların temiz gönüllerinden biter, ırmağa benzeyen dillerinden akar. İster Süryani dilince olsun, ister Seb’al Mesani dilince, ister İbrani dilince olsun, ister Arapça!...” Bu kitabta buna benzer birçok hikayeler vardır ki Mesnevi’nin yazıldığı tarihten itibaren Tanri Vahyi (!) olarak tanındığını gösterir.” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 4 s: 326)

Celaleddin Rumi’den şiirler...

TUT ELİMİ


SENİN YÜZÜN PUTSA ELBET DAHA DOĞRU TAPMAK PUTA
SARHOŞ OLMAK DAHA HOŞ KADEHİNLE SUNULMUŞSA
BEDELDİR BU YOK OLUŞ BİNLERCE KEZ VAR OLMAYA
ÖYLESİNE YOK OLDUM Kİ AŞKINDA



TUT ELİMİ
SENİN YÜZÜNDEN PERİŞANIM
SENİN DELİNİM BEN
TUT NE OLUR
DÖNÜYOR BAŞIM
ŞAŞKININ- HAYRANINIM
EY YAR
VARIM YOĞUM TÜKENDİ
HER ELSİZ AYAKSIZIN ELİNDEN BİR TUTAN VAR

DÜN GECE BENİMLEYDİ
CANLARA CAN KATAN YAR
O TEPEDEN TIRNAĞA NAZDAN
BEN TEPEDEN TIRNAĞA FERYAT
TEPEDEN TIRNAĞA FİGAN
GECE NASIL DA TÜKENDİ
GELMEDİ MUHABBETİN SONU
BUNDA GECENİN NE KUSURU VAR
Kİ BİZİM SÖZÜMÜZ UZUNDU

NE AKARSU BIKAR BALIKLARDAN
NE BALIK AKARSUDAN
NE AŞIK CİHANIN CANINA DOYAR
NE DE CİHANIN CANI SIKILIR AŞIKLARDAN

ŞUNU İYİ BİLESİN Kİ MÜSLÜMAN DEĞİLDİR AŞIK
AŞK MEZHEBİNDE NE KÜFÜR -NE İMAN
NE TEN VAR-NE AKIL VAR
NE GÖNÜL- NE DE CAN
AŞIKTAN SAYILAMAZ BÖYLE OLMAYAN..


O GÜLÜ O LALEYİ GÖREN GÖZ
DOLDURUR GÖK KUBBEYİ AĞLAYIP İNLEMEYLE
BİR YILLIK BİR AŞKIN DELİLİĞİNİ
VEREMEZ BİN YILLIK ŞARAPLAR BİLE

AŞIKLAR Kİ OYNARLAR DA İKİ CİHANI
BİR ANDA KAYBEDERLER HEPSİNİ
BİR TEK AN İÇİN YÜZ YILLIK ÖMÜRDEN VAZGEÇERLER
BİR TEK ANI BULMAK İÇİN
BİN KONAKLIK YOL KOŞARLAR-AŞARLAR
BİN CAN FEDA EDERLER BİR GÖNÜL ALMAK İÇİN

KAPIMDAN GİRDİ ANSIZIN O ESRİK SEVGİLİ
OTURDU-LA’L RENKLİ ŞARABI BAŞINA DİKTİ
GÜZELİM SAÇLARINI GÖRÜP OKŞAMADAN
YÜZÜM TÜMÜYLE GÖZ OLDU-GÖZLERİM EL KESİLDİ

VURULMUŞ DUDAKLARININ DENİZİNE BÜTÜN SEDEFLER
BÜTÜN İNCİLER SAÇILMIŞ DUDAKLARININ AYAKLARINA
CANIM DİL YOLUNDAN DUDAĞIMA GELDİ DAYANDI
EĞER Kİ YOL VERİRSEN-VAY BANA-VAY DUDAKLARINA

DİLSİZ DUDAKSIZ SÖZLER SÖYLEYECEĞİM SANA
BİR ŞEYLER ANLATACAĞIM-BÜTÜN KULAKLARDAN GİZLİ
HERKESİN ORTA YERİNDE KONUŞACAĞIM AMA
SENDEN BAŞKA DUYAN OLMAYACAK SÖYLEDİKLERİMİ

NEREDE ŞARAP KEBAP
VE REBAP ORADA İŞİ YOK NE DERDİN-NE KEDERİN
İÇİN SONSUZ YAŞAM ŞARABINI EY DOSTLAR
SİZ DE YEŞİLLİKLER VE GÜLLER GİBİ
SUYUN DUDAKLARINA DUDAĞINIZI VERİN

BEN ZERREYİM VARLIĞIMI AYDINLATAN GÜNEŞ SEN
BEN KEDER HASTASIYIM SENSE İLACIM
KOLSUZ KANATSIZ SAMAN ÇÖPÜ SAVRULUR YA RÜZGARDA
SAVRULUR SÜRÜKLENİR GİDERİM PEŞİNDEN
SEN Kİ BENİ ÇEKEN KEHRİBARIM...

GECEMİZ KAVUŞMA ŞARABIYLA AYDINLIK
AŞKLA SÜRDÜK ATIMIZI YOKLUK YURDUNDAN
YOKLUK ŞAFAĞI SÖKENE KADAR
DUDAĞIMIZ KURUMAYACAK
MEZHEBİMİZİN HARAM KILMADIĞI ŞARAPTAN

HEP UZAKTAN BAKACAKSIN BİZE
NE ZAMANA DEK YABANCI GİBİ
OYSA HER DERDİN DERMANI BİZDE
AŞK BİLE BİÇAREMİZDİR
TOPRAK BİR ACİZ ÇOCUKTUR BEŞİĞİMİZDE
ŞU GÖNÜL DEDİKLERİ
BİR GARİP AVAREMİZDİR

SEN EY
HER AĞACIN
HER BAHÇENİN
HER BİTKİNİN YEŞİLLİĞİ
EY DEVLETİM
BAHTIMIN AYDINLIĞI-GELECEĞİM
EY YÜCELİĞİM
EY YAPAYALNIZLIĞA ÇEKİLİŞİM
SEMAIM
İHLASIM
RİYAM...
Kİ SENSİZ BÜTÜN BUNLAR BOŞ BİRER KURU SEVDA
GEL..


NE BEN BENİM
NE SEN SENSİN
NE SEN BENSİN
HEM BEN BENİM
HEM SEN SENSİN
HEM SEN BENSİN
ÖYLE BİR HALDEYİM Kİ EY GÜZELLER GÜZELİ
ŞAŞIRDIM SENİNLEYKEN
SEN Mİ BENSİN
BEN Mİ SEN


SEVGİLİNİN İZİ VAR HER YERİMDE
SEVGİLİNİN DİLİDİR HER PARÇAM
ÇALGI GİBİ YASLANMIŞIM KUCAĞINA
HER ÇIĞLIĞIM ONUN PARMAKLARINDAN

Muhammed_LevenT 09 Nisan 2012 19:54

Cevap: Mevlanadan Sözler
 
Haydi… Sen simdi ” su olduğunu düşün ve kendini ” su gibi ” hisset… Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu
anımsa… Ama yine su gibi ” küçük bir bardağın içine” sığdır ki kendini insanların damarlarına girebilmeyi öğren. Yaşam ver… Vazgeçilmez ol! (Mevlana)


SAAT: 18:08

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320