Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Hacc-Umre-Kurban

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  15 Nisan 2009 (08:52), Konuya Son Cevap : 22Haziran 2009 (10:00). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 15 Nisan 2009, 08:52   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Şafii Mezhebi:Hz. Peygamber'in Haccı

Şafii Mezhebi:Hz. Peygamber'in Haccı

Hz. Peygamber'in Haccı


Hac bahsinin sonunda Hz. Peygamber'in haccıyla ilgili Cabir'in riva-yet ettiği hadîsi nakletmekle Hz. Peygamber'in ve ashabının bu farzı nasıl yerine getirdiklerini görerek müslümanlann sevinmesini arzuladık.
Cabir b. Abdullah'tan şöyle rivayet edilmiştir:
Hz. Peygamber hac yapmaksızın (Medine'de) tam dokuz sene bek-ledi. Sonra onuncu senede 'Rasûlullah hac yapacak' diye halk arasında ilan ettirdi. Bu ilanı müteakib Medine'ye pek çok insan geldi. Hepsi de Hz. Peygamber'i imam edinmeyi ve onun ameli gibi amel etmeyi arzu ediyordu. Nihayet onunla beraber yola çıktık, Zu'1-Huleyfe'ye geldik. Burada Esma binti Umeys, Muhammed b. Ebî Bekr'i doğurdu. Hz. Peygamber'e haber göndererek nasıl hareket edeceğini sordu. Hz. Peygamber 'Yıkan, bir bez tutun ve ihrama gir' diye emir buyurdu,
Hz. Peygamber Zu'l-Huleyfe mescidinde namaz kıldırdı. Sonra Kusvâ'ya bindi. Devesi onu Beydâ üzerine doğrulttuğunda ben de onun önünde gidiyordum. Gözümün yetiştiği kadar uzaklara baktım. (Sanki) o geniş saha atlı ve yaya bir insan ormanı olmuştu. Mevkibin sağına, so-luna, arkasına da geçip ayrı ayrı baktım. Her tarafta bir insan selinin dalga dalga akıp gittiğini gördüm. Hz. Peygamber aramızda gidiyor, za-man zaman ona Kur'an nazil oluyor ve o da onun tevilini bildiriyordu. O her ne yaparsa biz de onu yapıyorduk. Hz. Peygamber 'Lebbeyk Allahumme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-nimete leke ve'I-mulke lâ şerîke leke'. (Yârab! Davetine sözümle, özümle tekrar tekrar icabet ettim, böylece emrine boyun eğdim. Allahım! Davetine icabet borcumdur. Senin saltanatında eşin ve ortağın yoktur. Allahım! Bütün varlığımla sana yöneldim. Şüphesiz hamd sana mahsustur, nimet senindir, mülk senindir, bütün bunlarda senin şerikin yoktur) sözlerini yüksek sesle söyledi. İnsanlar da öteden beri söyleyegeldikleri işbu telbiyeyi yüksek sesle tekrarladılar. Rasûlullah onlara bundan hiçbir şeyi reddetmedi, Hz. Peygamber telbiyesine devarn etti.
Biz hac'dan başka birşeye niyet etmiyorduk. Çünkü hac aylarında, hacla birlikte umreyi tanımıyorduk. Nihayet onunla birlikte Beyt'e geldik. O, Hacer'ul-Esved'i isti'lâm etti. Üç defa koşar adımlarla, dört defa'da mu-tad yürüyüşle tavaf yaptı. Sonra kalabalık içinden geçerek Makam-ı İbrahim'e ulaştı ve hemen 'Siz de İbrahim'in makamından bir namazgah edinin' (Bakara/125) ayetini okudu. Makamı, kendisi ile Beyt arasına ala-rak iki rekât namaz kıldı. Birinci rekâtta Fatiha'dan sonra İhlas, ikinci rekâtta Fatiha'dan sonra Kâfttûn sûrelerini okudu. Sonra tekrar Hacer'ul-Esved'e döndü ve onu isti'Iâm etti. Sonra (Safa kapısından) Safa'ya doğru çıktı. Safa'ya yaklaşınca 'Şüphe yok ki Safa ile Merve Allah'ın şeairin-* dendir' (Bakara/158) ayetini okuyup 'Allah'ın başladığı ile başlıyorum' dedi ve Safa'dan başladı. Beyt'i görünceye kadar Safa üzerinde yükseldi, kıbleye döndü. Müteakiben şu sözlerle Allah'ı birleyerek tekbir getirdi:
Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd O'nundur. O diriltir ve öldürür. Hayır O'nun elindedir. O herşeye kadirdir. Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir. Va'dini yerine getirmiş kuluna yardım etmiştir. Tek başına Ahzab or-dularını mağlup etmiştir.
Sonra bu arada dua etti. Bu sözleri üç defa söyledi. Daha sonra Merve'ye doğru indi. Ayakları vadinin içinden yukarıya çıkınca yürüdü, Merve'ye geldi. Merve üzerinde de, Safa üzerinde yaptığı gibi yaptı. Nihayet tavafının (sa'yının) sonu Merve üzerinde tamam olduğu zaman 'Eğer ben sonra yapacağımı önceden bilseydim kurbanlık sevketmezdim. Haccımi da umre kılardım (yani hac aylarında umre'nin caiz olacağını önceden bilseydim, kurbanlık sevketmez, haccımi da umre kılardım). Kimin yanında kurbanı yoksa ihramdan çıksın, haccını da umre kılsın' dedi. Bunun üzerine Surâka b. Mâlik b. Cu'şum 'Ey Allah'ın Rasûlü! Yalnız bu yılımıza mahsus mu, yoksa ebedî olarak mı?' diye sordu. Hz. Peygamber parmaklarını birbirine geçirerek iki kere 'Hayır, ebedî olarak, ebedî olarak umre hacca dahil olmuştur' buyurdu.
Hz. Ali, Yemen'den Peygamber'in develeri ile gelmişti. Fatıma'yı ih-ramdan çıkanlar arasında, boyalı elbise giyinmiş ve gözlerine sürme çekmiş olarak buldu. Hz. Ali, Fatıma'nın ihramdan çıkmasını ayıpladı. Fatıma da 'Bunu bana babam emretti' dedi.
Hz. Ali, Irak'da şöyle anlatırdı: Yaptığı şeyden dolayı Fatıma'yı huzu-runda ayıplamak ve Peygamber'den naklettiği ihramdan çıkma emri hu-susunda fetvasını sormak için Rasûlullah'a gittim. Bunu, Fatıma'ya karşı inkâr ettiğimi kendisine haber verdim. Bunun üzerine Rasûlullah 'Fatıma doğru söyledi, Fatıma doğru söyledi. Sen haca, niyetle kendine farzettiğin zaman ne diyerek niyet ettin?' buyurdu. Ben de 'Yârab! Ben, Rasûlünün ihrama girdiği gibi ihramlanmaya niyet ediyorum1 dedim. Hz. Peygamber 'Benim yanımda kurban var (onun için ihramdan çıkmıyorum), bu bakımdan sen de ihramdan çıkma' buyurdu.
Hz. Ali'nin Yemen'den getirdiği kurbanlarla Peygamber'in Medi-ne'den sevkettiği kurbanların toplamı 100 oldu. Peygamber ile yanında kurbanı bulunanlar müstesna, insanların hepsi ihramdan çıktılar ve saçlarını kısalttılar. Nihayet Terviye Günü (Zilhicce'nin 8. günü) olunca hacca niyetle ihrama girip telbiye okuyarak Mina'ya yöneldiler. Rasûlullah da devesine binip hareket etti. Öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını Mina'da kıldırdı. Sabah namazından sonra biraz daha bekledi. Nihayet orada iken güneş doğdu. Sonra Nemire'de kendisi için kıldan bir çadır kurulmasını emretti. Müteakiben Rasûiullah da hareket etti. Kureyş, kendilerinin cahiliyye devrinde yapageldikleri gibi, Peygamber'in de Meş'ar'ul-Haram yanında vakfe yapacağını (ileriye geçmeyeceğini) düşünüyorlardı. Fakat Rasûlullah Müzdelife'yi geçip Arafat'a geldi. Çadırını Nemİre'de kurulmuş olarak buldu, oraya indi. Güneş batıya meyledince Kusvâ'nın getirilmesini emretti. Kendisi için Kusvâ'nın üzerine semeri konuldu. Sonra Arafat vadisinin ortasına geldi. Orada insanlara hitap ederek şunları söyledi:
Muhakkak ki kanlarınız ve mallarınız bu beldenizde, bu ayınızda gününüzün hürmeti gibi sizlere haramdır. Dikkat ediniz! Cahiliyye işlerinden olan herşey ayaklarımın altındadır, lağvedilmiştir. Cahiliyye devrinde güdülen kan davaları da kaldırılmıştır. Kan davalarımızdan kaldırdığım ilk kan davası Benû Rabia b. Hâris'in kan davasıdır. O, Benû Sa'd'dan çocuğu için süt anası aramakta iken Huzeyl onu katletmişti. Cahiliyye ribası da kaldırılmıştır. Ribalarınızdan ilk kaldırdığım riba da Abbas b. Abdulmuttalib'in rîbasıdır. O tamamıyla lağvedilmiştir. Kadınlar hakkında Allah'tan sakının! Çünkü sizler onları Allah'ın emanı ile aldınız ve ferclerini Allah'ın kelimesiyle helâl kıldınız. Sizin onlar üzerinde hakkınız, hoşlanmayacağınız kimselere döşeklerinizi çiğnetmemeleridir, Eğer bunu yaparlarsa onlan şiddetli olmayacak şekilde dövünüz. Onların sizin üzerinizdeki hakları da mâruf veçhile rızıklandırılmaları ve giydirilmeleridir. Ben size öyle birşey bıraktım ki eğer ona sıkı tutunursanız ondan sonra asîâ dalâlete düşmezsiniz. O, Allah'ın Kitabı'dır. Sizler benden sorulacaksınız. O zaman ne diyeceksiniz?
'Senin tebliğ ettiğine, vazifeyi îfa ettiğine ve nasihat verdiğine katiyetle şehadet ederiz' dediler. Bunun üzerine Rasûlullah şehadet parmağını semaya kaldırıp insanlara işaret ederek üç defa 'Yârab! Şahid ol!' dedi. Sonra ezan okuttu, sonra ikâmet ettirdi ve öğle namazını kıldırdı. Sonra yine ikâmet ettirdi ikindi namazını kıldı. Bu iki farz arasında başka namaz kılmadı. Sonra Rasûlullah devesine bindi vakfe yerine geldi. Devesi Kusvâ'nın karnına kaya parçalan değmeye başlayıncaya kadar tepenin eteğine yanaştı. Yayalar topluluğunu önüne aldı ve kıbleye döndü. Sonra güneş batmcaya kadar vakfe yapmakta devam etti. Sarılık biraz gidip güneş kaybolunca Rasûlullah, Usame'yi terkisine bindirdi ve yavaş yavaş hareket etti. Kusvâ'nın dizginini, hayvanın başı semerin mevrikine isabet edecek şekilde ve elinde kamış olduğu halde sağ eliyle işaret ederek 'Ey insanlar! Sekinetle, sekinetle' diyordu. Kum tepeciklerinden herbirine uğradıkça oraya çıkması için Kusvâ'nın dizginini biraz gevşetti. Nihayet Müzdelife'ye geldi. Orada akşam ile yatsı'yi bir tek ezan ve iki kametle kıldırdı. Aralarında hiçbir nafile de kılmadı. Sonra Rasûlullah fecr vaktine kadar yattı. Sabah belli olunca bir ezan ve bir kamet ile sabah namazını kıldırdı. Sonra Kusvâ'ya bindi. Meş'ar'ul-Haram'a geldi, kıbleye döndü. Allah'a dua etti, tekbir, tehlil ve tevhid okudu. Ortalık tamamen ağarıncaya kadar vakfe yaptı. Sonra güneş doğmadan önce Müzdelife'den hareket etti. Fadl b. Abbas'ı terkisine bindirdi. Fadl güzel saçlı, beyaz şimali güzel bir gençti. Rasûlullah deve üzerinde giderken, binekli kadın hacılara rastladılar. Fadl kadınlara bakmaya başladı. Bunun üzerine Rasûlullah elini Fadl'ın yüzüne koydu. Fadl da yüzünü diğer tarafa çevirip bakmaya devam etti. Rasûlullah elini diğer taraftan Fadl'm yüzüne koyup onun yüzünü baktığı taraftan çeviriyordu. Nihayet Muassir vadisinin ortasına geldi. Burada bineğini biraz hareket ettirip süratlendirdi. Sonra büyük cemreye çıkan orta yola girdi. Sonunda ağacın yanındaki cemreye (Cemretu'l-Akabe'ye) geldi. Ona yedi küçük taş attı. Attığı her bir taşla birlikte tekbir getiriyordu. Rasûlullah bu çakılları, vadinin içinden iki parmağı ile atıyordu.
Sonra kurban kesme yerine gitti. Kurban edilmek üzere hazırlanan 100 deveden 63 tanesini kendi eliyle kesti. Sonra (bıçağı) Ali'ye verdi. O da geri kalan devleri (37) kesti. Ali'yi kendi kurbanında ortak etmişti. Sonra her bir deveden bir parça et alınıp pişirilmesini' emretti. Onlar bir tencereye konuldu ve pişirildi. Rasûlullah ile Ali onların etlerinden yedi-ler, suyundan da içtiler. Sonra Hz. Peygamber devesine binerek Mekke'ye geldi ve ifaza tavafı yaptı. Mekke'de öğle namazını kıldırdı. Zemzem suyu dağıtan Muttaliboğullarına geldi ve 'Sulayınız ey Muttalib oğulları! insanların, (hac rnenasikinden sanarak) sizlere, sulamanızda galebe etmelerinden korkmasaydım sizinle beraber ben de su çekerdim' buyurdu. Ona bir kova uzattılar, o da kovadan içti.[27]
Hz. Peygamber'in Mescidini ve Kabr-i Şerifini Ziyaret Et-menin önemi ve Delili
Hz. Peygamber'in mescidini ziyaret etmenin müstehab olduğuna, şu hadîs delâlet etmektedir:
Develer, ancak üç mescid için hazırlanır; Mescid-i Haram, benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa.
Hz. Peygamber'in kabrini ziyaret etmenin müstehab olduğunda ve bunun ecrinin büyüklüğünde sahabe ve tâbiûn icma etmişler ve Hz. Peygamber'in kabrini ziyaret etmenin müstehab olduğunu söylemişlerdir. Nitekim buna 'Kabirleri ziyaret etmek müstehabdır1 demeleri de delâlet etmektedir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Sizleri kabirleri ziyaret etmekten nehyetmiştim. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz.
Kabirleri ziyaret etmenin müstehab olduğu, Hz. Peygamber'in bu sö-züyle sabit olduğu gibi, fiiliyle de sabittir. Çünkü Hz. Peygamber zaman zaman Baki mezarlığını ziyaret etmiştir. Ziyaret edilen kabir Hz. Peygamber'in kabri olunca bu daha da güçlenir. Nitekim Hz. Peygamber'in, Muaz'ı Yemen'e gönderirken söylediği şu söz de buna de-lâlet eder:
Ey Muaz! Bundan sonra görüşemeyeceğini izi tahmin ediyorum. Artık benim mescidimi ve kabrimi ziyaret edersin.[28]
______________________
[27] Müslim/1218

[28] İmam Ahmed


_____________________
Kaynak: Büyük Şafii İlmihali, M. Elbuğa, M.Elhin, Ali Eşşerbeci
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2758 22 Ağustos 2013 23:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3368 26 Ocak 2013 21:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3098 06 Aralık 2012 09:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6984 03 Kasım 2012 22:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6437 02 Ekim 2012 20:16

Alt 22Haziran 2009, 10:00   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: Şafii Mezhebi:Hz. Peygamber'in Haccı

Bütün insanların Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde kurulan ilk mabet, alemlere hidayet,rahmet ve sevap kaynağı olan Mekke’deki Kabe’dir.
Al-i İmran / 96
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hanefi Mezhebi :Temettü haccı nasıl yapılır MERVE DEMİR Hacc-Umre-Kurban 1 22Haziran 2009 10:29
Hanefi Mezhebi :İfrad haccı nasıl yapılır MERVE DEMİR Hacc-Umre-Kurban 1 22Haziran 2009 10:26
Şafii Mezhebi: Haccın Rükûnları MERVE DEMİR Hacc-Umre-Kurban 1 22Haziran 2009 10:04
Abdest: Şafii Mezhebi MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 1 10 Nisan 2009 07:10
Şafii Mezhebi MERVE DEMİR İslam/Dinler/Mezhepler 2 23 Ağustos 2008 11:48

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.